Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/666 E. 2018/279 K. 14.03.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/483 Esas
KARAR NO : 2018/284

DAVA :Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 07/01/2015
KARAR TARİHİ : 14/03/2018

İş bu dosyanın mahkememizin 2015/17 esas sayılı dosya davalısı … ve anılan dosya ile birleştirilen İstanbul 5. ATM’nin 2016/1248 esas sayılı dosya davalısı… yönünden tefrik edilerek yukarıda belirtilen sıraya kaydedilmiş olduğu görüldü.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacılar Vekili Dava Dilekçesinde Özetle; 02/06/2014 günü 12.00 sıralarında sürücü … yönetimindeki … plakalı aracıyla … nolu trafik ışıklarında yaya olarak karşıdan karşıya geçen …’e çarptığını, olayla ilgili soruşturmanın … 36. Asliye Ceza MAhkemesi’nin … esas sayılı dosyasında devam ettiğini, kazadan sürücü … ve …’nün sorumlu olduklarını, olayda davcının bir kusurunun olmadığını, aracın ZMM sigortasının … Sigorta A.Ş. Tarafından sağlandığını, kazada davacının ağır yaralandığını, sol tarafının felç olduğunu, 09/06/2014 tarihli ATK raporunun ekte sunulduğunu, ayrıca psikolojisinin bozulduğunu, çalışamayacağı zamanlar için kazanç kaybının, bakıcı masraflarının olduğunu, ayrıca ağır üzüntü yaşadığını belirterek fazlaya dair hakları saklı kalmak üzere … için 1000 TL bakıcı masrafı, 1000 TL geçici iş göremezlik ödeneği, 10000 TL sürekli iş göremezlik tazminat ve 30000 TL manevi tazminatın davalılardan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı … Vekili Cevap Dilekçesinde Özetle; yargı yolu ve görev itirazlarının olduğunu, kazanın meydana geldiği … Sahil yolunun sorumluluk alanlarında olmadığını, kaza yerinin il ve ilçe belediyelerinin sorumluluğunda olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … Başkanlığı Vekili Cevap Dilekçesinde Özetle; uyuşmazlığın idari yargıda çözümlenmesi gerektiğini, bilirkişi tarafından yeterli incelemenin yapılmadığını, ilgili müdürlüklerince yapılan incelemede sinyalizasyon sisteminde herhangi bir arızanın mevcut olmadığını, 25/08/2016 tarihinde mahkeme dosyasına sunulan bilgi ve belgelerle kanıtlandığını, manevi tazminat koşullarının oluşmadığını, reddi gerektiğini, haksız açılan davanın öncelikle görev yönünden reddine, aksi halde haksız ve yasal dayanaktan yoksun açılan davanın reddine, yargılama gideri ve avukatlık ücretinin davacılara aidiyetine karar verilmesini talep etmiştir.
Tüm Dosya Kapsamı Birlikte Değerlendirildiğinde;
Davaya konu olayda, trafik ışıklarının bakım ve onarımı hizmetlerinin gereği gibi yerine getirilmemiş olması nedeniyle kazanın meydana geldiği iddiası ile davalılar aleyhine manevi tazminat istemi ile husumet yöneltilmiştir.
KTK’dan doğan sorumluluk davaları 85 ve devamı maddelerinde düzenlenen “motorlu aracın işletilmesinin” sonucu doğan zararlar nedeni ile “motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibinin” sorumlu olduğu davalardır. Yani KTK 106 gereğince Devlet ve diğer kamu kuruluşlarına ait motorlu araçların işletilmesi nedeniyle araç işleticisi sıfatıyla (KTK 85 gereğince) kamu idareleri ve kuruluşlarına karşı açılacaklar da dahil bütün araç sahibi ve işleticilerine karşı açılan davalar adli yargı kolunun görev alanına girmektedir. Buna karşın kamu idareleri ve kuruluşlarının trafik güvenliği ve düzenini sağlamak amacıyla gerek kendi kuruluş kanunları gerekse 2918 sayılı KTK’ya göre yürüttükleri hizmetlerin, kamu hizmeti niteliğini taşıması ve yukarıda sözü edilen KTK’da görevlendirilen kamu idare ve kuruluşlarının sorumluluklarına ilişkin her hangi bir düzenlemenin ayrıca KTK’da yer almaması dikkate alındığında, trafik düzeni ve güvenliği hizmetlerinden kaynaklandığı iddia edilen zararların tazmini istemiyle ilgili idarelere karşı açılan davalar idari yargı kolunun görev alanına girmektedir.
Benzer bir uyuşmazlıkta aynı ilkeler Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunun 26.02.2015 tarih, 2015/493 Esas, 2015/557 Karar sayılı ilamında da benimsenmiş ve idari yargı kolunun görevli olduğu değerlendirilmiştir.
Yapılan bu açıklamalar sonucu somut olay değerlendirildiğinde, trafik ışıklarının gayri faal olması ve davalılarca bakım ve onarım hizmetinin gereği gibi yapılmaması sonucunda kazanın gerçekleştiği iddia edilmiş olması bakımından KTK’nın 85 ve devamı maddelerinde düzenlenen işletenin hukuki sorumluluğuna değil, davalılar tarafından görevlerinin tam ve eksiksiz yerine getirilmediği yani yürütülen kamu hizmetinin kusurlu işletildiği, meydana gelen kazada hizmet kusuru bulunduğu iddiasından kaynaklandığından uyuşmazlığın çözümünün idari yargının görevinde bulunduğu anlaşılmaktadır.
O halde, mahkemece, HMK 114/b maddesi gereğince yargı yolu caiz olmadığından HMK 115/2.maddesi gereğince dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine kararı verilmesi gerekirken, yazılı olduğu biçimde karar verilmesi yerinde görülmemiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere;
1-HMK 114/1-b ve HMK 115/2 maddeleri gereği yargı yolunun caiz olmaması nedeniyle davanın USULDEN REDDİNE,
2-Tefrik sonrası davacı tarafça harç yatırılmadığından hüküm tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesine göre tahsili gereken 35,90 TL peşin harcı ile 35,90 TL başvuru harcının davacıdan alınıp hazineye gelir kaydedilmesine,
3-İş bu dosya yönünden yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Gider avansının kalan kısımlarının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran taraflara iadesine,
5-Davalılar kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden hüküm tarihinden yürürlükte bulunan AAÜT’ne göre hesap ve takdir edilen 2.180,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalılara verilmesine,
Dair, davacı vekilinin ve davalı İBB vekilinin yüzüne karşı, kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde İstinaf yolu açıkolmak üzere verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 14/03/2018

Katip
¸(e-imzalıdır)

Hakim
¸(e-imzalıdır)