Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/649 E. 2021/477 K. 25.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/649 Esas
KARAR NO : 2021/477

DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 10/07/2017
KARAR TARİHİ : 25/06/2021

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 11/11/2016 tarihinde sürücü dava dışı …’nın sevk ve idaresindeki … plakalı otomobilin … istikametinden … köyü istikametine seyri sırasında No:… sayılı evin önüne geldiği esnada direksiyon hakimiyetini kaybetmesi sonucunda karşı istikametten gelen … plakalı araçla çarpışarak … plakalı araçta yolcu konumunda bulunan davacının ağır yaralandığını ve …Devlet Hastanesinden alınan rapora göre %17 oranında malul kaldığını, müvekkilinin maluliyetinin bu orandan çok daha yüksek olduğunu, kazada müvekkilinin yolcu olduğu ve ZMMS poliçesi bulunmayan … plakalı karşı araç sürücüsünün tamamen kusurlu olduğunu belirterek, fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 25,00 TL geçici iş göremezlik, 25 TL geçici bakıcı giderleri ve 50,00 TL sürekli maluliyet tazminatı olmak üzere toplam 100,00 TL maddi tazminatın (belirsiz alacak davası olarak) davalı … Hesabına başvuru tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte tahsiline, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı tarafa tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
TALEP ARTIRIM
Davacı vekili sunduğu 23/06/2020 tarihli talep artırım dilekçesi ile dava dilekçesindeki 75,00 TL sürekli ve geçici iş göremezlik tazminat talebini 94.209,00 TL arttırarak 94.284,00 TL’ ye, 25,00 TL bakıcı gideri talebini 5.090,00 TL arttırarak 5.115,00 TL’ye yükselterek dava değerini toplamda 99.399,00 TL’ye yükseltmiştir.
ISLAH
Davacı vekili sunduğu 03/03/2021 tarihli ıslah dilekçesi ile talep artırım dilekçesini kısmen ıslah ederek, talep artırım dilekçesindeki kalıcı ve geçici işgücü kaybı tazminatına ilişkin 94.284,00 TL olan dava değerini 225.161,00 TL şeklinde ıslah etmiş, toplam talebinin talep artırım dilekçesindeki bakıcı gideriyle birlikte 230.276,00 TL olduğunu açıklamıştır.
CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının 11/11/2016 tarihinde geçirmiş olduğu trafik kazası nedeni ile davayı kabul anlamına gelmemek kaydıyla müvekkilinin sorumluluğunun 310.000,00 TL ile sınırlı olduğunu, müvekkilinin kazada ZMMS sigortası bulunmayan araç sürücüsünün kusuru oranında sorumlu olduğunu, davacının dava öncesi yapmış olduğu başvuru neticesinde alınan aktüerya raporu dahilinde ve imzalanan ibraname ile 04/07/2017 tarihinde 84.839,00 TL tazminat ödemesi yapılarak sorumluluklarının yerine getirildiğini, kazanın 01/06/2015 tarihinden sonra meydana gelmiş olması nedeni ile hesaplamaların yeni genel şartlarda belirtilen şekilde yapılması gerektiğini, maluliyetinin ATK tarafından düzenlenecek maluliyet raporu ile tespitinin gerektiğini, davayı kabul manasına gelmemek kaydıyla davacı adına talep edilen geçici iş göremezlik tazminatının ve bakıcı giderlerinin tedavi giderleri olarak değerlendirilmesi ile kendilerinden talep edilemeyeceğini ve 6111 sayılı Kanun gereği SGK’nın sorumluluğunda olduğunu, davacının sigortasız araçta yolcu konumunda olması nedeni ile hatır taşıması indiriminin uygulanması ve içinde yolcu olarak bulunduğu araç sürücüsünün alkollü olduğunun bilinerek araçta seyir halinde olması nedeni ile müterafik kusur indirimi yapılması gerektiğini, müvekkilinin ancak dava tarihinden itibaren yasal faizden sorumlu olabileceğini belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Dava, 11/11/2016 tarihinde meydana gelen çift taraflı yaralamalı trafik kazasında, … plakalı araç içinde yolcu konumunda bulunan davacının yaralanması nedeniyle, kazaya karışan ve kaza tarihinde geçerli ZMMS poliçesi bulunmayan karşı araç olan … plakalı aracın hukuki sorumluluğuna istinaden … Hesabından kalıcı ve geçici iş görememezlik kaybı ile bakıcı gideri zararına ilişkin belirsiz alacak davası olarak açılan maddi tazminat davasıdır.
Tarafların bildirdiği deliller toplanmış, … Asliye Ceza Mah. … Esas sayılı dosyası Uyap kaydı, davacının tedavi gördüğü hastane kayıtları ve tedavi evrakı, aracın trafik tescil kaydı, SBGM kayıtları, davalı kurumda oluşturulan hasar dosyası, dava öncesi başvuru ve ödeme belgeleri, imzalı ibraname, yaralamalı kaza tespit tutanağı, davacının ekonomik sosyal durum araştırması, SGK cevabi yazıları celbedilerek incelenmiş, kusur oranları, davacının maluliyeti, aktüer tazminat hesabı konularında kök ve ek bilirkişi raporları alınmıştır.
İncelenen … Asliye Ceza Mah.nin …E dosyasında, … plakalı sigortasız aracın sürücüsü … hakkında “bilinçli taksirle birden fazla kişinin yaralanmasına neden olma” suçundan açılmış dava olduğu, henüz nihai karar verilmemiş durumdaysa da, ceza dosyasında alınan taraf ifadeleri, dinlenen tanık beyanları, alkol raporu, alınan adli tıp raporları doğrultusunda kazanın meydana gelmesinde sigortasız … plakalı aracın sürücüsü olan …’nın (alkollü ve direksiyon hakimiyetini kaybederek karşı şeride geçip gelen araca çarpan sürücünün) asli derecede kusurlu olduğunun, kazada …’in aracı önüne köpek çıktığının tespiti durumunda köpeğin tali etken olduğunun, davacının yolcu olduğu sürücüsü … olan kendi yolunda normal ilerleyen araç sürücüsünün (…plakalı araç) tamamen kusursuz olduğunun tespit edildiği; her ne kadar ATK raporunun kazayı anlatan kısmında araç sürücülerinin isimlerinin ters yazıldığı, dosyada mevcut kaza tespit tutanağında açıkça ve doğru şekilde yazılan araç sürücülerinin plakaya göre isimlerinde maddi hata yapılarak ters yazılmış olduğu, raporun sonuç kısmında da “… plakalı otomobilde yolculuk eden her bir yolcu kendi yaralanmasında ayrı ayrı alt düzeyde tali derecede kusurludur” yazsa da, dosya kapsamındaki deliller ve ATK raporunun metin kısmındaki gerekçeler incelendiğinde araç plakalarını yazarken maddi hata yapıldığı, davacının yolcu olduğu … plakalı araç sürücüsü Kerem olmasına ve tam kusurlu bulunan sürücü …’in kullandığı araç … plakalı olmasına ve rapor içeriğinde …’in kullandığı (karşı şeride geçen) araçtaki yolcuların alkollü araç sürücüsünün aracına binmeleri nedeniyle kendi yaralanmalarında alt düzeyde tali kusurlu oldukları gerekçe kısmında açıklanmasına rağmen, araç plakalarının raporda maddi hata sonucu ters yazılmış olduğu; dava dosyamızda mahkememizce alınan kusur bilirkişi raporunun ise dosya kapsamına uygun doğru bilgilerle hazırlanmış olduğu, esasen ceza dosyası tespitleriyle uyumlu da olduğu, soruşturma sırasında kendisi de şüpheli olan … plakalı araç sürücüsü … hakkında ek takipsizlik kararı verilmiş ve kesinleşmiş durumda olduğu, bu hususların ceza dosyasında … plakalı aracın sürücüsü olan sanık …’nın ve onun aracında yolcu olan arkadaşlarının beyanlarıyla da tespit ve ikrar edilmiş durumda bulunduğu, bu maddi vakıa tespitlerinin savcılık soruşturma dosyası, iddianame ve ceza mahkemesinde net şekilde tespit edilmiş durumda olduğu, dosya kapsamında bu tespitleri şüpheli hale getirecek herhangi bir iddia veya delilin bulunmadığı, sigortasız … plakalı aracın 102 promil alkollü sürücüsü …’in yolda gece giderken direksiyon hakimiyetini kaybetmesine yola çıkan köpeğin neden olduğuna dair beyanı dışında herhangi bir tespitin-delilin bulunmadığı, olsa bile gerekli hızda gitmeyip etkili fren tedbiri almaması nedeniyle yine tam kusurlu olacağı, ceza dosyası ATK raporunda da her halükarda …’in asli kusurlu tespit edildiği anlaşılmakla, TBK md 74’e göre ceza mahkemesinin maddi vakıa tespitleri mahkememiz açısından bağlayıcı olduğu, ancak kusur oranları açısından bağlayıcı olmadığı da gözetilerek, yargılamada geçen süre, ceza dosyasındaki ve dosyamızdaki delil durumu, dosyamızda alınan kusur bilirkişi raporunun kazanın oluş şekline uygun olduğu, yargılamanın makul sürede sonuçlandırılması ilkesiyle, davacı üçüncü kişi konumundaki mağdurun tedavileri de devam ettiğinden zararının bir an önce giderilmesi gerektiği hep birlikte değerlendirilerek, kazanın oluş şekli, dosya kapsamı ve mevcut delil durumuna göre ceza dosyasında nihai kararın verilmesi ve kesinleşmesinin beklenmesine gerek bulunmadığı sonucuna varılmış ve bu hususun bekletici mesele yapılmasına gerek görülmemiştir.
Davacının kaza nedeniyle oluşan maluliyeti hakkında (ön raporla istenen ek tetkikler davacı hastaneye sevkedilmek suretiyle tamamlanıp gönderilerek) dosyamızda ATK’dan alınan ilk raporda 11/10/2008 tarihli Çalışma Gücünün Kaybı…Yönetmeliğine göre davacının dava konusu kaza nedeniyle %35 kalıcı, 9 ay geçici maluliyeti bulunduğu bildirilmiş, daha sonra ZMMS Genel Şartlar ve KTK md 90 gereği 30/03/2013 tarihli Özürlülük Ölçütü Yönetmeliğine göre ve ilk raporda zorunlu bakıcı yardımı hakkında bir tespit yapılmamış olduğundan yeniden ATK’dan rapor alınmış, alınan ikinci raporda davacının kaza nedeniyle %23 kalıcı, 9 ay geçici iş gücü kaybı oluştuğu, zorunlu bakıcı yardımı süresinin 3 ay olduğu tespit edilip bildirilmiştir.
Kazadaki kusur oranları ile davacının talep edebileceği tazminat hesabı konusunda trafik kazalarında uzman İTÜ Makina Fakültesi Öğretim Üyesi Bilirkişi … ile Aktüer Bilirkişi …’ tan oluşan bilirkişi heyetinden alınan 17/03/2020 tarihli bilirkişi kök raporunda özetle; önüne çıkan köpeğe çarpmamak için direksiyonu kırdığını beyan eden ve bu nedenle karşı şeride geçerek gelen araçla kafa kafaya çarpışma şeklinde gerçekleşen dava konusu 11/11/2016 tarihli trafik kazasında, … plaka sayılı aracın sürücüsü …’nın kazanın oluşumunda %100 kusur oranı ile asli ve tam kusurlu olduğu, davacının yolcu olduğu … plakalı araç sürücüsü …’un ise kusursuz olduğu, davacı …’in kendi yaralanmasında müterafik kusurunun bulunmadığı görüşüyle birlikte; aktüer bilirkişi tarafından da, dava öncesi … Hesabına yapılan başvuru üzerine 04/07/2017 tarihinde 84.839,00 TL ödeme yapıldığı ve imzalı ibraname alınmış olduğu, dava öncesi ödeme tarihi itibariyle davacının hesaplanan kalıcı ve geçici iş gücü kaybı zararının 123.708,76 TL olduğu, bu tutardan %20 hatır taşıması indirimi yapılarak bulunan 98.967,00 TL tazminatın %85,72’sinin karşılanmış olduğu, bu nedenle dava öncesi ödemenin ödeme tarihi itibariyle yetersiz olduğunun söylenebileceği; kaza tarihinde 33 yaşında 1 çocuklu ev hanımı olan davacının 30/03/2013 tarihli Yönetmeliğe göre %23 maluliyet oranı üzerinden, TRH2010 tablosu ve %1,8 teknik faiz hesabı yöntemine ve rapor tarihi itibariyle güncel asgari ücrete göre hesaplanan kalıcı işgücü kaybı zararının 186.804,23 TL, 9 ay geçici işgücü kaybı zararının 12.464,76 TL, 3 aylık zorunlu bakıcı yardımı zararının 5.115,00 TL olarak hesaplandığı; dava öncesi kalıcı ve geçici işgücü kaybı tazminatı olarak davalı kurumca ödenen 84.839,00 TL’nin yasal faiziyle birlikte güncellenmiş tutarı olan 104.984,20 TL’nin mahsubu sonucunda davacının davada talep edebileceği sonuç bakiye tazminatın 94.284,00 TL kalıcı-geçici işgücü kaybı tazminatı ile 5.115,00 TL bakıcı gideri tazminatı toplamından oluşan 99.399,00 TL olacağı, %20 hatır taşıması indirimi yapılırsa (bakıcı gideri hariç) 22.547,95 TL kalıcı-geçici işgücü kaybı tazminatı hesaplandığı, hesaplanan tazminatın kaza tarihinde geçerli ZMMS teminat limiti olan 310.000,00 TL’nin altında olduğu hesaplanarak bildirilmiştir.
Bu rapor tebliğ edildikten sonra davacı vekilince 23/06/2020’de talep artırım dilekçesi sunulmuş, dava dilekçesindeki tazminat talepleri raporda (hatır taşıma indirimsiz) hesaplanan tutara göre dava değerini toplamda (94.284,00 TL kalıcı-geçici, 5.115,00 TL bakıcı gideri tazminatı toplamı) 99.399,00 TL’ye artırarak eksik peşin harcı yatırmıştır.
Yargılama sırasında Anayasa Mahkemesinin 09/10/2020 tarihli Resmi Gazetede KTK md 90 hakkında verdiği iptal kararının derdest yargılamaları etkiler mahiyette olduğu, bu nedenle Genel Şartlarda yer alan hükümlerin yasa gereği uygulanma zorunluluğunun ortadan kalktığı, yerleşik Yargıtay içtihatları ve genel hükümlere göre değerlendirme yapılmasının zorunlu hale geldiği kanaatiyle, dava dosyasında davacının kaza nedeniyle oluşan maluliyeti yönünden ZMMS Genel Şartlar uyarınca 30/03/2013 tarihli Özürlülük Ölçütü…Yönetmeliği yerine, kaza tarihinde (11/11/2016) yürürlükteki son yönetmelik olan 03/08/2013 tarihli Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliğine göre rapor alınması gerektiği sonucuna varılmışsa da, benzer diğer tüm tazminat dosyalarımızda 03/08/2013 tarihli Yönetmeliğe göre rapor düzenlenmesi istendiğinde ATK’dan raporların “03/08/2013 tarihli Yönetmeliğin 11/10/2008 tarihli Çalışma Gücü Kaybı…Yönetmeliğinin bazı ek cetvellerinde kısmi değişiklik yapan ancak sadece malulen emekliliğe esas %60 ve üzerinde maluliyet olması durumuna mahsus tespitlerin kriterlerini belirleyen bir yönetmelik olduğu, çalışma gücü kaybının hesaplanmasına esas bir yönetmelik olmadığı, bu nedenle raporun 11/10/2008 tarihli Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit Yönetmeliğine göre düzenlendiği” açıklanarak rapor düzenlendiği görüldüğünden, dosyamızda da 11/10/2008 tarihli Yönetmeliğe göre alınmış rapor zaten mevcut olduğundan, davacının kalıcı maluliyetinin %60 üzerinde olmadığı da tespitli olduğundan dosya tekrar ATK’ya gönderilerek 03/08/2013 tarihli Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliğine göre yeni rapor alınmasına gerek görülmemiştir.
30/03/2013 tarihli Özürlülük Ölçütü…Yönetmeliği esasen genel özür oranlarının tespitine ilişkin kriterler içerdiği, çalışma gücü kaybının tespitine özgü bir yönetmelik olmadığı, içeriğinde “11/10/2008 tarihli Çalışma Gücü…Kaybı Yönetmeliğinin yürürlükten kaldırıldığına” dair bir hüküm de bulunmadığı, ayrıca Anayasa Mah. KTK md 90 iptal kararı nedeniyle GŞ’ye göre uygulanma zorunluluğunun yasal dayanağı da kalmadığı, kaza tarihinde yürürlükte olan son yönetmelik de sayılamayacağı anlaşılmakla, dava dosyamızda tazminat hesabına esas alınması mümkün değildir.
Bu hukuki değerlendirme sonrasında, dosyada mevcut 11/10/2008 tarihli Çalışma Gücü …Kaybı Yönetmeliğine göre ve genel hükümlere göre tazminat hesabının yapıldığı dönemde yerleşik hale gelmiş Yargıtay 17.HD içtihatları esas alınarak progresif rant hesap usulüne göre aktüer bilirkişiden ek rapor alınmasına karar verilmiştir.
Aktüer Bilirkişi …’tan alınan 04/01/2021 tarihli bilirkişi ek raporunda özetle; davacının 11/10/2008 tarihli Yönetmeliğe göre %35 maluliyet oranı üzerinden, rapor tarihi itibariyle güncel asgari ücrete göre hesaplanan kalıcı işgücü kaybı zararının 386.293,79 TL, 9 ay geçici işgücü kaybı zararının 12.464,76 TL, 3 aylık zorunlu bakıcı yardımı zararının 5.115,00 TL olarak hesaplandığı; dava öncesi kalıcı ve geçici işgücü kaybı tazminatı olarak davalı kurumca ödenen 84.839,00 TL’nin yasal faiziyle birlikte rapor tarihine kadar güncellenmiş tutarı olan 111.615,58 TL’nin mahsubu sonucunda davacının davada talep edebileceği sonuç bakiye tazminatın 287.142,97 TL kalıcı-geçici işgücü kaybı tazminatı olacağı, %20 hatır taşıması indirimi yapılırsa (bakıcı gideri hariç) 207.391,26 TL kalıcı-geçici işgücü kaybı tazminatı hesaplandığı, tazminattan başkaca indirim gerektiren durum bulunmadığı, hesaplanan tazminat kaza tarihinde geçerli ZMMS teminat limiti olan 310.000,00 TL’nin altında olsa da, dava öncesi yapılan 84.839,00 TL ödeme limitten düşüldüğünde bakiye bedeni-cismani zarar/sakatlık teminat limitinin 225.161,00 TL kaldığı, bu nedenle anılan limitten kalan kısmın kalıcı-geçici işgücü kaybı tazminatı olarak talep edilebileceği, ayrıca 5.115,00 TL bakıcı gideri tazminatının talep edilebileceği hesaplanarak bildirilmiştir.
Alınan ek raporda, davacının yolcu olduğu 10 NR 051 plakalı aracın sürcüsü …nin arkadaşı olduğundan hatır taşıması indirimi yapılması gerektiği şeklinde görüşe yer verilmişse de, bu tespit dosya kapsamına göre hatalıdır. Zira davacının yolcu olduğu kazaya karışan… plakalı aracın sürücüsü …’dur ve kazada kusursuzdur, karşı araç … plakalı aracın sürücüsü de … olup kazada tam kusurludur, davacının talebi (kendisinin yolcu olmadığı tartışmasız olan) sigortasız karşı araç olan … plakalı aracın tam kusuruna dayalı tazminat talebi olup, karşı araçta davacı yolcu olmadığından, karşı araç işleteni-sigortası-sigortasız olduğu için davalı … Hesabı hatır taşıması indiriminden yararlanamaz. Yargıtay 17 HD’nin emsal tüm içtihatları da aynı yöndedir. (Örn. 2014/11378 E 2016/9470 K) Bu sonuç nedeniyle, dava öncesi ödeme tarihi itibariyle kök raporda hesaplanan tazminat tutarının hatır taşıması indirimi yapılmamış halinin yetersiz ödeme olup olmadığı yönünden yapılacak değerlendirmeye esas alınması gerekmekte olup, kök raporda hatır taşıması indirilmiş haline göre yapılan değerlendirmede bile %85,72 oranında karşılandığı tespit edildiğine göre, dava öncesi ödemenin tazminatı karşılama doğru oranının bu orandan çok daha düşük olduğu açıktır. Kök rapor tazminat tespitine göre tarafımızdan bulunan karşılama oranı (84.839,00/123.708,76) %68,5 olup, bu oran sadece kalıcı-geçici işgücü kaybı zararına ilişkin hesaplanan oran olup bakıcı gideriyle ilgili bir ödemenin hiç yapılmadığı görülmekle, davacıya yetersiz ödeme yapıldığı anlaşılmıştır.
04/07/2017 tarihli dava öncesi ödeme sonrası davacı davalıya imzalı ibraname vermişse de, KTK md 111/2’ye göre iki yıllık süre içinde yetersiz ödeme iddiasıyla davayı açmış bulunduğundan ve yetersiz ödeme mahkememizce de tespit edildiğinden, davalının savunmasında belirttiği imzalı ibraname, ibra niteliği taşımayan makbuz hükmündedir.
Ek rapor sonrası davacı vekili mahkememize sunmuş olduğu 03/03/2021 tarihli ıslah dilekçesi ile talep artırım dilekçesini kısmen ıslah ederek, sürekli ve geçici iş göremezlik nedeniyle (talep artırım dilekçesinde 94.284,00 TL’ye artırdığı tutarı) tazminat talebini 225.161,00 TL olarak ıslah etmiş, böylelikle sonuç dava değeri; talep artırım dilekçesine göre 5.115,00 TL bakıcı gideri, ıslah dilekçesine göre toplam 225.161,00 TL kalıcı ve geçici işgöremezlik zararından ibaret hale gelmiştir, eksik peşin harç/ıslah harcı yatırılmıştır.
Davacının kaza anında emniyet kemeri takıp takmadığına ilişkin net bir tespite rastlanmamışsa da, şehirlerarası yolda iki aracın kafa kafaya çarpıştığı kazada, araçlardan birinde ön koltukta oturan yolcu olan davacının araçtan fırlamasının sözkonusu olmadığı, yarasının sadece bel-omurgu bölgesinden olduğu, herhangi bir kafa travması bulunmadığı tedavi evrakından görülmekle, emniyet kemeri takmakta olduğu, ayrıca davacının yolcu olduğu araç (…) sürcüsü Kerem’in alkollü olmadığı, kusurlu karşı araç sürücüsünün alkollü olduğuna ilişkin tespit bulunduğu görülmekle, davacının zararının artmasına neden olan müterafik kusuru bulunmadığı, tazminattan bu nedenle indirim yapılamayacağı sonucuna varılmıştır.
Tüm dosya kapsamı, alınan denetime açık ve hüküm kurmaya elverişli bilirkişi raporu tespitleri hep birlikte değerlendirildiğinde, dava konusu trafik kazasında davacının yolcu olduğu araç sürücüsünün kusursuz, sigortasız karşı araç sürücüsünün tam kusurlu olduğu, ne dosyamızda ne soruşturma dosyasında ne de ceza dosyasında alkollü sürücü …’in önüne köpek çıktığı ve direksiyonu bu nedenle kırmak zorunda kalarak karşı şeride geçtiğine dair bir tespitin bulunmadığı; davacının kaza nedeniyle oluşan kalıcı ve geçici maluliyeti ve zorunlu bakıcı yardımı ihtiyacı nedeniyle, dava öncesi davalının yaptığı ödeme yetersiz olduğundan güncellenmiş ödemenin düşülmesi sonucu, dosyamızda son alınan ek raporda hesaplanan bakiye maddi tazminat tutarlarını talep edebileceği, ancak hesaplanan kalıcı-geçici işgücü kaybı tazminatının kaza tarihinde geçerli 310.000,00 TL’lik sakatlık teminatı limitinden kalan tutarı aşması nedeniyle bu zarar türleri bakamından sadece bakiye limit kadar olan 225.161,00 TL’nin hüküm altına alınabileceği, kaza tarihinde geçerli ZMMS zorunlu teminat limitlerinden sağlık gideri teminatı limitinden de 5.115,00 TL zorunlu bakıcı gideri tazminatını talep edebileceği, tazminattan indirim gerektiren (dava öncesi ödemenin güncellenmiş hali dışında) hatır taşıması, müterafik kusur veya SGK vb başka ödeme durumu bulunmadığı, TBK, KTK ve 5684 sayılı Kanun hükümleri uyarınca davalının davacı zararından zorunlu teminat limitleriyle sınırlı şekilde ve sigortasız aracın %100 kusuru nedeniyle sorumlu olduğu, davalının temerrüdünün yetersiz kısmi ödeme tarihi olan 04/07/2017’de oluştuğu, sigortasız aracın kullanım amacı hususi olduğundan davalıdan ancak yasal faiz istenebileceği, Yargıtay 17 HD içtihatlarına göre belirsiz alacak davasında verilen talep artırım dilekçesinin HMK uyarınca bir kereye mahsus ıslah edilmesinin mümkün ve kabul edilebilir olduğu anlaşılmakla, aşağıdaki şekilde dava, talep artırım ve ıslah dilekçesi sonucuna göre davanın tam kabulüne karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle:
1-Davanın KABULÜ ile,
225.161,00-TL iş gücü kaybı maddi tazminatının (poliçe sakatlanma ve ölüm teminatı limitini aşmamak şartıyla bu limitten) ve 5.115,00-TL bakıcı gideri tazminatının (poliçe sağlık gideri teminatı limitini aşmamak şartıyla bu limitten) tüm tazminat için 04/07/2017 temerrüt-kısmi ödeme tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiliyle davacıya verilmesine,
2-Alınması gereken karar ve ilam harcı 15.730,15 TL olup, peşin alınan 821,40- TL harcın (peşin +tamamlama+ıslah harcı toplamı) mahsubu ile bakiye 14.908,75 TL harcın davalıdan tahsili ile Hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafça yapılan 1.800,00-TL bilirkişi ücreti, 1.041,04-TL posta tebligat masrafı ile (peşin+tamamlama+ıslah harcı toplamı) 821,40-TL harç toplamı olan 3.662,44-TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
4-Davacı vekille temsil olunduğundan, yürürlükteki AAÜT uyarınca hesap ve takdir olunan 24.569,32 TL nispi vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafça yatırılan gider ve delil avansından karar tebliğ giderleri sonrası kalan avansın karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalının yokluğunda, tarafların gerekçeli kararı tebliğ tarihinden itibaren İKİ HAFTA içerisinde mahkememize verecekleri bir dilekçe ile veya bulundukları yerdeki başka bir mahkeme aracılığıyla mahkememize gönderecekleri dilekçe ile HMK. 341.maddesi uyarınca İstanbul BAM. nezdinde İSTİNAF yoluna başvurma hakları bulunduğu hatırlatılmak suretiyle verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 25/06/2021

Katip

Hakim