Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/640 E. 2021/606 K. 24.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/640 Esas
KARAR NO : 2021/606

DAVA : Rücuen Tazminat (Taşıma Sözleşmesinden ve Sigortasından Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 18/07/2017
KARAR TARİHİ : 24/09/2021

Mahkememizde görülmekte olan Rücuen Tazminat (Taşıma Sözleşmesinden ve Sigortasından Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirketin uluslararası nakliyat sektöründe faaliyet gösteren bir firma olduğunu, müvekkilinin taşımalarının davalılardan … AŞ’nin Taşıyıcı Sorumluluk Sigortası poliçesi kapsamında sigortalanmış olduğunu, 25.07.2013 tarihinde dava dışı … Tic. A.Ş.’nin emtialarının müvekkili firmanın deposundan taşıtanın …’da bildirdiği adrese taşınması işini müvekkili firmanın, diğer davalılar olan alt taşıyıcılara ait …plakalı çekici ve … plakalı dorse ile yaptırdığını, ancak taşıma sırasında mallarda hasar/zarar meydana geldiği iddiasıyla taşıtanın emtia sigortacısı olan dava dışı … Sigorta AŞ’nin kanuni halef olarak müvekkili aleyhine … 5.ATM… E dosyası ile dava açtığını, bu dava sırasında müvekkilinin talebi üzerine davanın tüm davalılara ihbar olunduğunu, yargılama sonunda 16.06.2015 tarihli… K sayılı kararla davanın kabulüne karar verildiğini, müvekkilinin temyiz başvurusunun ise Yargıtay 11.HD’nin 09.01.2017 tarihli 2016/990 E. 2017/102 K. sayılı kararıyla reddedilerek toplam 159.081,09 TL hasar tutarının tüm masraf ve ferileri ile birlikte ödenmesi kararının onandığını, kararın kanuni halef sıfatıyla dava açmış olan … Sigorta tarafından … 18.İM … E dosyasında ilamlı takibe konu edilmesi üzerine müvekkilinin dava dışı … Sigorta’ya hasar bedeli, tahsil ve vekalet harcı, vekalet ücreti toplamı 261.986,68 TL ödeme yapmak zorunda kaldığını, takip borcunun bu şekilde kapatıldığını, müvekkili şirketin taşımalarının davalı ….’nin … (yeni poliçe no: …) poliçe no ile “Yurtiçi Taşıyıcı Sorumluluk Sigortası” teminatı altında taşındığını ve defaetle davalı … Sigortaya hasar ihbarının yapılarak … numaralı hasar dosyasının açıldığını, tüm ihbar ve bilgilendirilmelere rağmen sigortacılarının dava dışı … Sigortaya tazminat ödemesi yapmaması nedeniyle müvekkili firmanın ödeme yapmak zorunda kaldığını, bu nedenlerle müvekkilinin ödemek zorunda kaldığı tazminattan davalı … şirketinin taşıyıcı sorumluluk sigortası kapsamında, diğer davalıların ise taşıma işlemini bizzat gerçekleştiren alt taşıyıcı sıfatıyla müştereken ve müteselsilen sorumlu olduklarını belirterek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla davanın kabulüne, 261.986,68 TL hasar/zarar bedelinin, icra harçları ile vekalet ücretinin takip dosyasına ödeme tarihi olan 15.03.2017 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, yargılama masrafları ile vekalet ücretinin davalılara tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılardan …. vekili cevap dilekçesinde özetle; Müvekkili sigorta şirketi nezdinde 05.02.2013-2014 vadeli … numaralı Yurtiçi Taşıyıcı Sorumluluk Sigorta Poliçesi ile davacı firmanın sigorta teminatı altında olduğunu, bu poliçenin yurtiçinde karayolu ile yük taşımacılığı yapan nakliyeci firmaların taşımayı yazılı olarak taahhüt ettikleri emtianın taşınması sırasında malın uğrayacağı ziya ve hasarlar sonucunda taşıyıcıya yüklenebilecek yasal sorumlulukları, poliçede belirtilen özel şartlar ve limitler dahilinde teminat altına aldığını, sorumluluklarının sigorta poliçesi genel ve özel şartları dahilinde ve poliçe limitleri dahilinde olduğunu, poliçe özel şartları gereğince; araçla birlikte ve/veya kısmen taşınan emtianın çalınmasının; kırma, delme, yıkma, devrilme ve zorlamayla girilerek, araç, gereç veya bedeni çeviklik sayesinde tırmanma veya aşma suretiyle girilerek, kaybolan, çalınan veya haksız yere elde edilen asıl anahtarla veya anahtar uydurularak veya başka aletler veya şifre yardımıyla kilit açma suretiyle girilerek, sigortalı yerlere gizlice girip saklanarak veya kapanarak, öldürme, yaralama, zor ve şiddet kullanma veya tehditle yapılması halinde, sigortalı kıymetlerde doğrudan meydana gelen maddi kayıp ve zararların teminat altına alındığını, her türlü emniyeti suistimal hasarlarının ise poliçe teminatı dışında olduğunu, dava konusu hasarın alt taşıyıcının emniyeti suistimali suretiyle meydana gelmiş olması nedeni ile poliçe özel şartları gereği teminat harici olduğunu, yine poliçe özel şartları gereğince, sigortalının TTK, Trafik Kanunu ve mer’i kanunlar ile poliçe umumi ve hususi şartlarında öngörülen tedbirleri basiretli bir tacir olarak alması gerektiğini, kiralık araçlarla yapılan taşımalarda sigortalının sevkiyata başlamadan önce aracın ruhsatını ve sürücünün ehliyetini temin etmek ve sigortacısına tevdi etmekle yükümlü olduğunu, bahse konu belgelerin sahte olması halinde de hasar ve ziyanın teminat dışı olacağını, ayrıca sigortalının bizzat kendisinin veya temsilcisinin veya istihdam ettiği kişilerin, araç sürücüsünün veya işleteninin hilesi, kastı/ağır kusurunun neden olduğu hasarların da teminat dışı olduğunu, bu itibarla davacının basiretli bir tacir gibi davranmaması nedeniyle sorumluluklarını yerine getirmediğini ve hasara kendi kusuru ile sebebiyet verdiğini, bu nedenle de poliçede teminat dışı olduğunu ve müvekkilinin poliçe sorumluluğundan söz edilemeyeceğini, kabul anlamına gelmemek kaydı ile talep edilen tutarın fahiş olduğunu, davacı sigortalı tarafından yapılan ödemenin detaylarının kendilerince tam olarak bilinmediğini, davacı tarafından ödenen faiz ve fer’ilere ilişkin müvekkili şirketin sorumluluğunun bulunmadığını, davacı tarafından yapılan ihbar üzerine şirket nezdinde … no.lu hasar dosyasının açıldığını, davacı tarafından hiçbir hasar belgesinin dosyaya ibraz edilmediğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Usulüne uygun tebligata rağmen diğer davalılar tarafından davaya cevap verilmemiştir.
CEVABA CEVAP
Davacı vekilince sunulan cevaba cevap dilekçesinde özetle; davalı … vekilinin dava konusu zararın poliçe teminatı dışında olduğuna dair iddialarının gerçeği yansıtmadığını, müvekkilinin taşıma işinde üzerine düşen tüm yükümlülükleri eksiksiz yerine getirdiğini, basiretli tacir gibi hareket ettiğini, en uygun fiyatla taşıma yaptırılması için davalılardan ..Ltd’nin … internet sitesinden anlaşılan … firmasından araç temin edildiğini, araç müvekkilinin tesislerine ulaştığında araç ve sürücü belgelerinin kontrol edildiğini, herhangi bir olumsuzluk görülmediğinden emtianın yüklendiğini, sonrasında aracın takibinin de yapılmasına rağmen emtianın teslim edilmediğinin öğrenilmesi üzerine hızlı bir şekilde emniyete ve savcılığa ihbarda bulunulduğunu, müvekkilinin davalı … şirketine 31.07.2013 tarihinde hasar ihbarında bulunarak tüm bilgi-belgeleri ilettiğini, nitekim hasar dosyası açıldığının kendilerine mail ile bildirildiğini, ayrıca … 5 ATM dosyasından dava dilekçesinin de gönderildiğini, tüm yargılama sürecinin davalı … şirketine ihbar edildiğini, hasarın ihbar edilmediği iddiasının da gerçek olmadığını belirterek davanın kabulüne karar verilmesi talep edilmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Dava, taşıma sırasında çalınan emtia zararını, taşıtanın sigortacısının açtığı davada verilen karar nedeniyle ilamlı takip dosyasına ödeyen akdi taşıyıcının, ödediği tazminatı fiili alt taşıyıcılara ve kendi taşıma sorumluluk sigortacısına rücuuna ilişkin rücuen tazminat davasıdır.
… 5 ATM …E dosyası Uyap kayıtları, bu dosyadan verilen kararın infaz edildiği … 18.İM … E ilamlı takip dosyası aslı, davacının ödeme belgeleri, davalı … şirketinin poliçesi ve hasar dosyası içeriği, taşıma irsaliyesi, taşıma faturası, CMR hasar ihbar formu, taşınan emtianın çalınma olayına ilişkin … CBS … soruşturma dosyası Uyap kayıtları celbedilmiş, davalılardan …’e ait mirasçılık belgesi, mirasçılarının sunduğu mirası red kararları incelenmiş, yargılama sırasında öncelikle … 5 ATM dava dosyasında verilen kararın kesinleşmesi beklenmiş, davacının karar düzeltme isteminin de reddiyle dosya kesinleştikten sonra, mahkememizce dava konusu uyuşmazlık hakkında üç farklı bilirkişi kurulundan üç kök rapor alınmıştır.
Davacı vekilinin cevaba cevap dilekçesi içeriği, celbedilip incelenen … 5 ATM … E dava dosyası ile … CBS … soruşturma dosyası kayıtlarında yapılan tespitler, alınan ifadeler, sunulan navlun faturası ile taşıma irsaliyesine göre; davacının dava dışı taşıtan … AŞ’nin brüt 24.500 kg. Net 22.095,80 kg 534 kap penye triko emtiasını taşımak üzere akdi taşıyıcı sıfatıyla hareket ettiği, kendi deposunda bulunan emtiay….AŞ’nin bildirdiği …’da bulunan adrese taşımak için olay tarihi olan 29.07.2013 tarihinde kendisinin hazır aracı bulunmadığından, davalılardan …Ltd.Şti ünvanlı şirketin taşıyıcılarla mal taşıtmak isteyenlerin irtibat kurmasına aracılık hizmeti sağlayan ve kendisinin de üye olduğu (daha önce de bu şekilde taşıma işleri yaptığı) … uzantılı internet sitesine girerek teklif almak suretiyle telefon no.sunu ve firma adını öğrendiği … isimli bir firma ile alt taşıyıcı olarak anlaştığı, telefon görüşmesinde … firmasından davacı firmaya taşıyıcı olarak sürücü … isminin, telefon no.sunun ve (davalılardan …’ın maliki olduğu, davalılardan İbrahim’in taşıyıcı sıfatıyla hareket ettiği) … plakalı çekici ve … plakalı dorse araçların taşımayı yapacağının bildirildiği, anılan araçlarla davacının işyerine gelen sürücünün… sürücü belgesini güvenliğe gösterdiği, davacı şirket yetkilisinin de isim ve araç plakalarını telefon görüşmesinde teyit ederek telefonla taşımaya onay vermesi üzerine yükün yüklenerek 29.07.2013 günü saat 15.30 sıralarında yola çıktığı, ancak emtianın alıcısına teslim edilmediğini öğrenmesi üzerine davacı şirket yetkilisinin emniyet ve savcılık birimlerine olayı ihbar ettiği, bu ihbarlarında “yaptığı araştırmada taşımayı yapan araçların …firmasına değil davalılardan …’a ait olduğunu, herhangi bir firmayla bağlantısının bulunmadığını, … isimli kişiyi bulup görüştüğünde aracı kullanan şoförün davalı … olduğunu ve tel.no.sunun farklı olduğunu öğrendiği, sürücü Basri ile telefon görüşmesi yaptığında sürücünün üçüncü kişilerce kandırılarak davacının işyerine yükleme için gelindiğinde gerçek sürücü yerine yanında gelen başka birinin (…) sürücü belgesinin gösterildiğini, yükün … yerine İstanbul’da başka bir adrese metruk bir binaya indirilmesinin sağlandığını öğrendiği, adrese gittiklerinde aynı gece yükün oradan götürülmek suretiyle çalındığını öğrendiği” beyan edilmiştir.
… 5 ATM .. E dosyasının, dava dışı taşıtan şirketin emtia abonman sigorta şirketi olan … Sigorta AŞ tarafından sigortalısının zararı ödendikten sonra TTK md 1472-halefiyet hakkına dayanarak davacı akdi taşıyıcı aleyhine TTK taşıyıcı sorumluluk hükümlerine göre 16.06.2014 tarihinde açtığı tazminat davası olduğu, davanın mahkememiz dosyasındaki tüm davalılara ihbar edilmiş olduğu, yargılama sonunda 16/06/2015 tarihli 2015/472 K sayılı gerekçeli kararla “TTK md 874-875 kapsamında akdi taşıyıcının, görevlendirdiği fiili taşıyıcının fiilinden sorumlu olduğu, fiili taşıyıcının pervasız hareketi (şoför …’ın araçtan ayrılması) sözkonusu olduğundan akdi taşıyıcının yükün ziyaından sınırsız sorumlu olduğu, akdi taşıyıcının kendisinin pervasız hareketi bulunmadığı için sınırlı sorumluluk uygulansa bile CMR uyarınca hesaplanan sınırlı sorumluluk tutarının dosyada hesaplanan yük zararının her halükarda çok üstünde olduğu” gerekçesiyle “davanın kabulü ile 159.081,09 TL’nin 06.02.2014 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalı akdi taşıyıcıdan alınarak davacıya verilmesine” karar verildiği, kararın (o dosyada davalı, mahkememiz dosyasında davacı olan) davalı akdi taşıyıcı … tarafından temyizi üzerine Yargıtay 11.HD’nin 09.01.2017 tarihli 2016/990 E. 2017/102 K. sayılı kararıyla onandığı, davalının karar düzeltme isteminin de 19.12.2018 günlü 2017/1770 E 2018/8059 K sayılı ilamla reddedildiği, kararın böylece kesinleştiği; davacı alacaklı tarafından … 18.İM … E ilamlı takip dosyasına dosyamız davacısı …’nın 15.03.2017 tarihinde tüm takip fer’ileriyle birlikte toplam 261.986,68 TL ödeme yapmak suretiyle dosyanın infazla kapandığı görülmüştür.
Davalılardan sürücü … hakkında güveni kötüye kullanma-dolandırıcılık suçlarından … CBS … soruşturma dosyasında soruşturma yapıldığı, soruşturma sonunda bu suçlar yönünden Basri hakkında (suça kasten karışmadığı tespit edildiğinden) kovuşturmaya yer olmadığına karar verildiği ve bu kararın kesinleştiği anlaşılmıştır.
Mahkememizce yargılama sırasında önce karayolu taşımacılık uzmanı bilirkişi, sigorta ve aktüer uzmanı bilirkişi ile mali bilirkişiden oluşan bilirkişi kurulundan birinci kök bilirkişi raporu alınmış; sonra davacı vekilinin yasal sürede itirazı ve talebi nedeniyle karayolu taşıma uzmanı, karayolu taşıma-taşıma sigortaları uzmanı, sigorta ve aktüer hesap uzmanı bilirkişiden oluşan bilirkişi kurulundan ikinci kök bilirkişi kurulu raporu alınmış, alınan iki raporda bildirilen görüşler arasında davalı taşıma sigortacısı ile davalılardan araç maliki …’ın sorumlu tututulup tutulamayacağı yönünden çelişki oluştuğundan bir taşıma sigortaları uzmanı, bir karayolu taşıma uzmanı bilirkişi ile bir taşıma sözleşmeleri uzmanı öğretim üyesi bilirkişiden üçüncü kök rapor alınmıştır.
Alınan birinci kök bilirkişi kurulu raporunda özetle; kesinleşmiş mahkeme kararıyla saptanmış yük zayi zararından fiili taşıyıcı sıfatıyla davalılardan …, … ve …’nin sorumlu olduğu, …şirketinin sorumlu tutulup tutulamayacağının mahkeme takdirinde olduğu, davalı … şirketinin poliçesi klozları ve özel şartları kapsamında (özellikle poliçede emniyeti suistimal hali teminat dışı tutulduğundan ve davacının poliçe özel şartlarında yazılı yükümlülüklerini yerine getirmediğinden) sorumlu olmadığı görüşü bildirilmiştir.(İbrahim’in mirasçıları mirası reddettiğinden davada sorumlu tutulamayacağı yazılmışsa da bu husus mahkememizce değerlendirilmesi gereken durumdur).
Alınan ikinci kök raporda özetle; kesinleşmiş mahkeme kararıyla saptanmış yük zayi zararından fiili taşıyıcı sıfatıyla davalılardan İbrahim ve Basri’nin sorumlu olduğu, davalı … şirketinin poliçesi klozları ve özel şartları kapsamında (sigorta şirketinin poliçesinde …kapsamında emtia nakliyat sigortası şartlarında ödenmesi gereken tüm tazminatı ödeyecek şekilde taahhüt ettiği, bu nedenle kasıt dışında ağır kusurlarda da … Sig.nın ödeme yükümlülüğünün esas olması gerektiği,poliçenin … atfı yapan açıklamalar kısmında açıkça hangi hallerin sorumluluk kapsamında olmadığının yazılmadığı, davalı sürücü … içinde ise de, bu hususun sadece sınırlı sorumluluğu kaldıracağı, sürücünün suça iştirak ettiği-güveni kötüye kullandığı sabit olmadığından davalı … Sig.nın sorumluluk sigortasının teminatı olmadığı anlamına gelmeyeceği gerekçesiyle) sorumlu olduğu, davalılardan malik Hasan’ın araç maliki olsa da taşıyıcı olmadığı soruşturma dosyası beyanları ve … 5 ATM dosyasındaki beyan ve tespitlerle sabit olduğundan sorumlu tutulamayacağı ve … şirketinin ise taşıyıcı olarak tanımlanamayacağından sorumlu tutulamayacağı görüşü bildirilmiştir.
Alınan üçüncü kök bilirkişi kurulu raporunda özetle; kesinleşmiş mahkeme kararıyla saptanmış yük zayi zararından fiili taşıyıcı sıfatıyla davalılardan …, … ve …’nin sorumlu olduğu, Nakliye Bilişim şirketinin sorumlu tutulup tutulamayacağının mahkeme takdirinde olduğu, davalı … şirketinin poliçesi klozları ve özel şartları kapsamında (özellikle poliçede emniyeti suistimal hali teminat dışı tutulduğundan ve davacının poliçe özel şartlarında yazılı yükümlülüklerini yerine getirmediğinden) sorumlu olmadığı görüşü bildirilmiştir.(Bu raporda da İbrahim’in mirasçıları mirası reddettiğinden davada sorumlu tutulamayacağı yazılmışsa da bu husus mahkememizce değerlendirilmesi gereken durumdur).
Davalılardan …’ın davanın açıldığı tarihten hemen önce 12.07.2017’de vefat ettiğinin Uyap kayıtlarından tespit edilmesi ve ölümün dava tarihine çok yakın gerçekleşmesi nedeniyle davacının kısa zamanda haberdar olamamış olabileceği değerlendirilerek, dürüstlük kuralına da aykırı olmadığı değerlendirilen bu husus nedeniyle (YHGK’nın 2013/14-621 E, 1297 K sayılı içtihadı da gözetilerek) davacı vekilinin mirasçılarına davayı yöneltebileceği kanaatiyle, davacı vekiline yetki ve süre verilerek mirasçılık belgesi alıp mirasçılarını davaya dahil etmesi için süre verilmiş, mirasçılık belgesi sunulduktan sonra mirasçılara dava dilekçesi, tensip, duruşma günü yasal ihtarlarla tebliğ edilmişse de mirasçıları … kendi adına asaleten çocukları … ve …’ya velayeten dosyaya sunduğu 21.12.2017 tarihli dilekçe ekinde murisleri İbrahim’in mirasının tüm mirasçıları tarafından üç aylık yasal sürede kayıtsız şartsız rededdildiğine dair … 4. Sulh HM’nin … E … K sayılı kararın mahkemece aslına uygunluğu onaylanmış suretini dosyaya sunarak davada taraf olamayacaklarını bildirmiştir. Murisin Uyap nüfus kayıtlarından da teyit edilen en yakın yasal mirasçılarının tümünün mirası gerçek raddi nedeniyle terekeye temsilci atanması gerektiğinden, davacı vekiline TMK hükümleri uyarınca sulh hukuk mahkemesinde terekenin resmi tasfiyesi davası açıp temsilci atanmasını sağlamak üzere müteaddit duruşmalarda süre ve yetki verilmesine rağmen davacı vekilince bu yönde işlem yapılmamış, mahkememizce en son kendisine kesin süre verilerek terekeye temsilci atanması için gerekli başvuruyu yapmazsa ölü kişiye karşı dava açılamayacağından davalı … yönünden davanın usulden reddine karar verileceği ihtar edilmiş, kesin süre ve ihtara rağmen yine tereke temsilcisi atanması için başvuru yapılmadığından, yapılan ihtar doğrultusunda anılan davalı (ölü) İbrahim yönünden davanın HMK md 114/1-d ve 115/2 uyarınca taraf ehliyeti yokluğundan usulden reddine karar vermek gerekmiştir.
İncelenen dosyalarda alınan tüm kolluk-savcılık ifadeleri, toplanan deliller ve yapılan tespitlere göre; uyuşmazlık konusu taşıma işini gerçekleştiren araçların trafik tescil kaydında esasen davalılardan …’a ait olduğu, ancak bu araçlarla piyasada taşımacılık faaliyetini …’ın değil oğlu olan diğer davalı …’in yaptığı sabittir. Bu nedenle, her ne kadar trafik tescil kaydı işleten/taşıyan sıfatı konusunda adi karine kabul edilebilirse de, bu adi karinenin aksinin her türlü delille ispatının mümkün olduğu, dava konusu uyuşmazlıkta da TTK hükümleri kapsamında fiili taşıyıcı sıfatının araç maliki …’a değil oğlu …’e ait olduğu, taşıma sözleşme ve işlerine malik …’ın herhangi bir dahlinin olmadığı dosyalarda tespitli ve tarafların da kabulündedir. Soruşturma-ceza yargılaması mercilerinin maddi vakıa tespitleri TBK md 74 kapsamında mahkememiz açısından da esasen bağlayıcıdır. Bu nedenle, her ne kadar dosyamızda alınan bilirkişi kurulu raporlarından birinci kök ve üçüncü kök raporda davalı …’ın zarardan sorumlu tutulabileceği yönünde görüş belirtilmişse de, dosyada mevcut delil durumu ve savcılık soruşturma dosyasında, kesinleşmiş … 5 ATM dosyasında yapılan tespitler hep birlikte gözetildiğinde, dosyada alınan birinci ve üçüncü kök raporlardaki görüşe değil, alınan ikinci kök rapordaki görüşe itibar edilmiş, konuyla ilgili Yargıtay 11.HD’nin 2016/13216 E 2018/995 K sayılı aynı yöndeki emsal içtihadı da gözetilerek, davalı …’ın akdi veya fiili taşıyıcı olmamakla taşıma-yük zayi zararından sorumlu tutulamayacağı mahkememizce yapılan yargılama sonucu anlaşılmakla, araç maliki davalı … yönünden davanın reddine karar vermek gerekmiştir.
Davalılardan …Ltd.Şti’ye açılan davayla ilgili yapılan hukuki değerlendirme sonucunda, bu davalının dava konusu taşıma işindeki tek katılımının “yönettiği internet sitesinde taşıyıcılarla taşıtanları buluşturan aracı hizmet/yer sağlayıcı” olduğu, davacıyla bu davalı arasında herhangi bir taşıma akdi ilişkisi bulunmadığı, TTK taşıma hukuku hükümleri kapsamında akdi veya fiili taşıyıcı olarak nitelendirilmesinin hukuken mümkün olmadığı, faaliyetinin ise ülkemizde ilk kez 23.10.2014 tarihli 6563 sayılı Elektronik Ticaretin Düzenlenmesi Hakkında Kanunla kanuni düzenlemeye kavuşan, bu Kanunun 2/d maddesinde tanımlanan “aracı hizmet sağlayıcı” niteliğinde olduğu, aynı Kanunun “aracı hizmet sağlayıcıların yükümlülükleri” başlıklı 9.maddesinde “aracı hizmet sağlayıcıların hizmet sundukları elektronik ortamı kullanan gerçek ve tüzel kişiler tarafından sağlanan içerikleri kontrol etmek, bu içerik ve içeriğe konu mal ve hizmetle ilgili hukuka aykırı bir faaliyetin ya da durumun söz konusu olup olmadığını araştırmakla yükümlü olmadığının açıkça hüküm altına alınmış olduğu, her ne kadar dava konusu olay bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önce gerçekleşmiş olsa da anılan davalı şirketin dava konusu olayda taşıyıcı olduğunun kabul edilemeyeceği, taşıma işleri komisyoncusu olarak da kabul edilemeyeceği, yaptığı aracılık faaliyetinin kendine özgü sanal aracılık hizmetiyle sınırlı olduğu, sanal aleme ilişkin bu yeni hizmetin kapsam ve sınırının da 6563 sayılı Kanunla ve bu Kanuna istinaden yayımlanan Elektronik Ticarette Hizmet Sağlayıcı ve Aracı Hizmet Sağlayıcılar Hakkında Yönetmelik ile, mahkememiz görüşünü teyit eder şekilde kanun koyucu tarafından düzenlenmiş olduğu hususları hep birlikte gözetildiğinde, akdi ilişkiye taraf olmayan bu davalı yönünden davanın pasif husumet yokluğundan reddine karar vermek gerekmiştir. Nitekim İstanbul BAM 12.HD’nin 2018/1543 E 2019/1398 K sayılı içtihadı da aynı yöndedir.
Davalı … şirketinin dava konusu taşıma tarihinde geçerli olan ve davacı taşıyıcının taşıma işlerini teminat altına alan, taşıma sorumluluk sigortası genel şartlarına tabi olan 05.02.2013-2014 vadeli … numaralı Yurtiçi Taşıyıcı Sorumluluk Sigorta Poliçesi incelendiğinde, poliçede emniyeti suistimal durumlarının teminat dışı haller arasında sayıldığı, dosyada alınan birinci ve üçüncü kök raporda davalı … şirketinin davacı zararından sorumlu olmadığına ilişkin görüşün sebepleri arasında bu husustan bahsedildiği, ancak yukarıda açıklandığı üzere soruşturma dosyasında davalı sürücü … hakkında güveni kötüye kullanma ve dolandırıcılık suçlarından hakkında (hırsızlık olayına kasıtlı dahli olmadığından) takipsizlik kararı verilmiş olduğu, bu nedenle davalı … şirketinin sorumlu tutulup tutulamayacağı konusunda değerlendirme yapılırken “emniyeti suistimal poliçe teminatı dışında olduğundan sorumlu tutulamaz” şeklindeki bilirkişi görüşlerine itibar edilmemesi gerektiği, poliçenin diğer genel ve özel şartlarına göre davalı … şirketinin sorumlu tutulup tutulamayacağına ilişkin değerlendirme yapılması gerektiği sonucuna varılmıştır.
Birinci ve üçüncü kök bilirkişi kurulu raporlarında da belirtildiği üzere, davalı şirketin sigorta poliçesi İstanbul içi taşımalarla sınırlı teminat veren bir nakliyat abonman poliçesidir. Davacı akdi taşıyıcı şirket, dava konusu olan İstanbul’dan (… dışına) …’ya taşıma işini davalı şirkete bildirmemiş, poliçede açıkça yazmasına rağmen taşıma öncesi araç ruhsat kaydıyla sürücü ehliyetinin örneğini alarak davalı … şirketine iletmemiş, davalı … şirketine bu taşımaya özgü spesifik alt poliçe düzenletmemiştir. Ayrıca abonman poliçede hırsızlık klozuna ilişkin ek teminat verilmiş olduğu, ancak bu ek teminatta hırsızlığın hangi şekillerde gerçekleşmesi durumunda poliçe teminatına dahil olduğunun tek tek sayılmış olduğu, dava konusu hırsızlığın gerçekleşme şeklinin ise bu durumlardan hiçbirine uymadığı görülmektedir. Davalının poliçesinde sürücünün kasıt-ağır kusuruyla malın hasara-ziyaa uğraması durumunun da teminat dışı hal olarak düzenlendiği, davalı sürücü Basri’nin olayda kastı, emniyeti suistimali bulunmadığı soruşturma mercilerince kesin kararla tespit edilmişse de, taşınan malı çalmak amacıyla aracına binen üçüncü kişinin söylediklerini kendi işvereni olan davalı taşıyıcı …’e veya davacı akdi taşıyıcıya ya da onlardan bilgilerini edinip yük sahibine hiç sormadan-haber vermeden-teyit etmeden dolandırıcı kişinin dediklerini sorgusuz-sualsiz yerine getirip, kendisine işverenin bildirdiği adres yerine yükü dolandırıcının söylediği adrese (… yerine …’da metruk bir depoya) götürüp araçtan ayrılarak boşaltılmasına razı olması ve böylece çalınmasına neden olması, sürücünün pervasız ve ağır kusurlu davranışı niteliğinde olduğundan, davalının poliçesinde teminat dışı olduğu yazılı olan hallerdendir. Diğer yandan davacı tacir akdi taşıyıcı, poliçe özel şartlarında açıkça yazan kontrol yükümlülüklerini yerine getirdiğini, zararı önlemek için bütün özeni gösterdiğini de kanıtlayamamıştır. Alt taşıyıcı olarak hizmet aldığı taşıma aracının ruhsat ve sürücünün ehliyet örneğini alarak davalı şirkete tevdi edip spesifik alt poliçeyi tanzim ettirmemiş, davalı alt taşıyıcının taşıma irsaliyesinde sürücü ismi … olarak yazmasına rağmen, kendisine (dolandırıcı üçüncü kişilerce telefonla bildirilen) sürücü olarak telefonla bildirilen … isimli sürücünün sürücü belgesinin davacı şirket işyerine gelişte güvenlik personeline sunulduğunda irsaliyeyi kontrol etmeyerek sadece telefonla taşımaya onay vermiş, alt taşıyıcı olarak hizmet aldığı taşıyıcıyla ve onun sürücüsüyle (…, …) herhangi bir görüşme yapıp bilgi almamış, böylece dolandırıcı üçüncü kişilerin malı çalmasında basiretli tacir davranışı göstermeyerek ihmali davranışı neticesi, malın çalınmasına engel olma imkanı varken olamamıştır.
Tüm dosya kapsamı, toplanan ve incelenen deliller, alınan bilirkişi kurulu raporlarında belirtilen görüşlerden birinci ve üçüncü kök raporda davalılardan … ile (ölü) …’in fiili alt taşıyıcı sıfatıyla sorumlu olduğu, davalı … şirketinin sorumlu tutulamayacağına dair tespit-gerekçe ve görüşlerin, alınan ikinci kök raporda davalılardan araç maliki …’ın ve ….Ltd.Şti’nin sorumlu tutulamayacağına dair görüşün, dava konusu olayın oluş şekline, dosya kapsamına, davalı … şirektinin poliçe içeriği ve klozlarına uygun olmakla hükme esas alınabileceği anlaşılmış, raporlarda yer alan görüşlerden itibar edilmeyenler ise yukarıda tek tek açıklanmıştır.
Bu kapsamda, davalılardan fiili taşıyıcı olan İbrahim kendi görevlendirdiği sürücünün pervasız- ağır kusurlu fiilinden ve bu nedenle davacı akdi taşıyıcının ödemek zorunda kaldığı zararından, TTK md 888/3 kapsamında sürücüsü … ile birlikte müştereken ve müteselsilen sorumlu olduğundan, davacının kesinleşmiş mahkeme kararıyla tutarı sabit olan zararını … 5.ATM yargılaması sırasında davalılara davanın ihbar edilmiş olması nedeniyle kendisinin ilamlı takip dosyasına ödediği tarihten itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte (sorumlu olanlardan) isteyebileceği kanaatiyle, davalı … yönünden davanın kabulüne karar verilmiş, … yönünden ise yukarıda açıklandığı üzere davadan önce vefat etmiş olması nedeniyle taraf ehliyeti yokluğundan usulden red kararı vermek gerekmiş, davalı …Şti akdi ilişkiye taraf olmadığından aleyhine açılan davanın pasif husumet yokluğundan reddine karar verilmiş, davalı … yükü taşıyan aracın maliki ise de taşıyıcı olmadığı tespit edildiğinden aleyhine açılan davanın reddine karar verilmiş, davalı … şirketinin poliçesinin dava konusu taşımada oluşan zararı temin etmediği anlaşılmakla aleyhine açılan davanın reddine karar vermek gerekmiştir.
Taşıyıcı sorumluluk sigortacısının sorumluluğu açısından somut uyuşmazlıkla benzerlikler taşıyan Yargıtay 11.HD’nin 2016/7189 E 2018/1309 K sayılı, 2019/5349 E 2020/3290 K sayılı içtihatları da mahkememiz görüş ve kanaatini destekler yöndedir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle:
1-Davalı … aleyhine açılan davanın KABULÜ ile, 261.986,68-TL maddi tazminatın 15/03/2017 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte bu davalıdan tahsiliyle davacıya verilmesine,
Davalılardan (ölü) … aleyhine açılan davanın taraf ehliyeti yokluğu nedeniyle USULDEN REDDİNE,
Davalılardan … Ltd. Şti. aleyhine açılan davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle REDDİNE,
Diğer davalılara karşı açılan davanın ayrı ayrı esastan REDDİNE,
2-Alınması gereken harç 17.896,31-TL olup, peşin alınan 4.474,08-TL harcın mahsubu ile bakiye 13.422,23-TL karar ve ilâm harcının davalılardan …’dan alınarak Hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafça yapılan posta ve tebligat masrafı 994,20-TL, bilirkişi ücreti 7.200,00-TL olmak üzere toplam 8.194,20-TL yargılama gideri ile (31,40-TL başvuru harcı, 4.474,08-TL peşin harç) 4.505,48-TL harç toplamı 12.699,68-TL’nin davalılardan …’dan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden, kabul edilen tutar üzerinden AAÜT gereğince hesap ve takdir olunan 26.789,07-TL nispi vekâlet ücretinin davalılardan …’dan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davalılardan …. kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden, reddedilen tutar üzerinden AAÜT gereğince hesap ve takdir olunan 26.789,07-TL nispi vekâlet ücretinin davacıdan alınarak davalılardan ….’ye verilmesine,
6-Taraflarca yatırılan gider ve delil avansından yargılama sırasında yapılan masraflar ile karar tebliğ giderlerinden geriye kalan avansın karar kesinleştiğinde ilgili tarafa iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalıların yokluğunda, tarafların gerekçeli kararı tebliğ tarihinden itibaren 2 HAFTA içerisinde mahkememize verecekleri bir dilekçe ile veya bulundukları yerdeki başka bir mahkeme aracılığıyla mahkememize gönderecekleri dilekçe ile HMK. 341.maddesi uyarınca İstanbul BAM. nezdinde İSTİNAF yoluna başvurma hakları bulunduğu hatırlatılmak suretiyle verilen karar açıkça okunup anlatıldı.24/09/2021

Katip …

Hakim …