Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/544 E. 2021/51 K. 25.01.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/544 Esas
KARAR NO : 2021/51

DAVA : Tazminat (Acentelik Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 12/06/2017
KARAR TARİHİ : 25/01/2021

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Acentelik Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili acentenin davalı şirketler ile 26.12.2002 tarihinde yaptığı Acentelik Sözleşmesi gereği İzmir bölgesinde acentelik faaliyetini yerine getirdiğini, yürütmüş olduğu çalışmalarla İzmir bölgesinde ciddi bir müşteri çevresi oluşturduğunu, Acentelik Sözleşmesi’nin … 13. Noterliği’nin .. tarih ve … yevmiye numaralı ihtarnamesi ile davalı tarafından tek taraflı olarak haksız şekilde feshedildiğini, müvekkilinin maddi ve manevi zarara uğradığını, yapılan feshin aynı zamanda Sigorta Acenteleri Yönetmeliği m. 15/3’e ve davalı şirket … Sigorta Manifestosu’na aykırı olduğunu, haksız fesih neticesinde müvekkili acentenin TTK m. 122 uyarınca denkleştirme (portföy) tazminatına hak kazandığını ileri sürerek, fazlaya ilişkin haklarının saklı kalması kaydıyla dava tarihi itibarıyla işleyecek avans faizi ile birlikte hesaplanacak denkleştirme tazminatının karşı taraftan alınarak davacıya verilmesine, haksız fesih nedeniyle sona eren acentelik sözleşmesinden kaynaklı olarak davalı şirketlerce tahsil edilen feshe ilişkin her türlü fesih bildirim, azilname, ihtarname ve ticaret sicil tescil masraflarının karşı taraftan alınarak ödeme tarihi itibarıyla işleyecek yasal faizi ile birlikte davacıya iadesine, yargılama giderleri ile vekâlet ücretinin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiş, dava değeri olarak 45.000,00 TL bildirilmiştir.
Mahkemece HMK md 31 kapsamında verilen süre içinde sunulan talep açıklama dilekçesi ile, davanın belirsiz alacak davası olduğu, davadaki talebin ise şimdilik … Sigorta AŞ’den 40.000,00 TL, …AŞ’den şimdilik 5.000,00 TL portföy tazminatı talep edildiği, ayrıca 1.090,38 TL fesih masrafının (174,40 TL ihtarname bedeli, 915,98 TL kapanış masrafı) davalılardan müştereken ve müteselsilen istirdadına karar verilmesinin talep edildiği açıklanmış, fesih masrafı kalemine ilişkin eksik peşin harç yatırılarak tamamlanmıştır.
TALEP ARTIRIM
Davacı vekilince sunulan 13/09/2019 tarihli dilekçe ile, dava dilekçesinde talep ettikleri portföy tazminatı tutarı 197.197,79 TL’ye artırılmış, eksik peşin harç yatırılmış, artırılan portföy tazminatının ve fesih masrafı kaleminin 05/01/2021 tarihli duruşmada alınan imzalı beyanı ile sadece davalılardan … Sigorta AŞ’den talep edildiği açıklanmıştır.
CEVAP
Davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı acentenin müvekkili davalı şirketler ile yapmış olduğu 26.12.2002 tarihli Acentelik Sözleşmesinde belirtilen şart ve talimatlara uymaması, müvekkil davalı şirket tarafından kendisine verilen hedefleri gerçekleştirememiş olması nedeniyle 06.03.2017 tarihinde gönderilen ihtarname ile Acentelik Sözleşmesinin tek taraflı olarak haklı nedenlerle feshedildiğini, davacı acentenin kendisine verilen hedeflerin sürekli altında kaldığına ilişkin durumun müvekkil şirket tarafından 29.08.2016 tarihli yazı ile bildirdiğini, bunun üzerine acentenin hedefleri gerçekleştirmede herhangi bir iyileşme ve buna yönelik bir çaba göstermediği görüldüğünden 30.11.2016 tarihli yazı ile acentelik sözleşmesinin 3 aylık ihbar süresi sonunda feshedeceğinin bildirildiğini ve buna uygun olarak 06.03.2017 tarihinde acentelik sözleşmesinin feshedildiğini, acentelik sözleşmesinin haklı nedenle feshedilmiş olması nedeniyle davacı acentenin denkleştirme tazminatı talebinin bir dayanağı bulunmadığını, yapılan feshe rağmen davacı acentenin farklı şirketlerin acenteliğini yürüterek tüm sigortacılık faaliyetlerine devam etmesi sebebiyle portföy kaybına yönelik bir zararının bulunmadığını, denkleştirme tazminatı talep edilebilmesinin sigorta şirketinin acentenin portföyü sayesinde önemli menfaatler elde etmesi şartına bağlandığını, müvekkil şirketinse taraflar arasındaki sözleşmenin sona ermesinden sonra davacı acentenin faaliyette bulunduğu yıllar olan 2002-2016 arasında çalışmış olduğu 15465 adet müşterinin sadece 177 tanesi ile diğer acenteleri vasıtasıyla poliçe yapılmış olduğunu; bu nedenle davalı şirketin portföy tazminatı ödemeyi gerektirecek önemli bir menfaat elde etmediğini, müvekkili şirket nezdinde poliçe yaptıran müşterilerin çok büyük kısmının Acentelik Sözleşmesi’nin sona ermesinden sonra davacı acenteyi takip ettiğini, TTK m. 122 uyarınca portföy tazminatına hükmcdilebilmesi için aranan “hakkaniyete uygunluk” şartının da, sigortalıların istedikleri aracı kurumu seçmekte özgür olmaları sebebiyle gerçekleşmediğini, davacı acentenin portföy tazminatı talebinin taraflar arasında imzalanan Acentelik Sözleşmesi m. 23, 24 hükümleri, TTK’nın ilgili hükümleri, TBK m. 126 hükmü ile 5684 sayılı Sigortacılık Kanunu m. 16 uyarınca dayanaktan yoksun olduğunu, ayrıca fesihte kusuru bulunan davacı acentenin portföy tazminatı talep edemeyeceğini ileri sürerek, haksız ve mesnetsiz olarak açılan davanın reddine, yargılama masrafları ile vekâlet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Dava, acentelik sözleşmesinin davalı tarafından feshi nedeniyle TTK md 122 kapsamında denkleştirme tazminatı tahsili ve fesih nedeniyle kesinti suretiyle davacıdan tahsil edilmiş masrafların davalılardan istirdadı talebine ilişkindir.
Taraflar arasında 2002 yılında acentelik sözleşmesi akdedildiği, davacı acentenin davalılar tarafından belirlenen yıllık hedef oranını 2016’da yakalayamadığı gerekçesiyle davalı şirketler tarafından 06.03.2017 tarihinden geçerli olmak üzere tek taraflı olarak feshedildiği, feshe ilişkin masrafların davacının hakedişinden kesinti suretiyle davacıdan tahsil edildiği tarafların kabulünde olup uyuşmazlık, davalı şirketlerin sözleşmeyi feshinin haklı fesih olup olmadığı, haksız fesih sayılırsa davacı acentenin davalılardan talep edebileceği portföy tazminatı olup olmadığı, varsa tutarı, fesih masraflarının davacının uğradığı zarar kalemi olarak davalılardan istirdadına karar verilip verilemeyeceği hususlarına ilişkindir.
Tarafların bildirdiği tüm deliller toplanmış, taraflar arasında akdedilen yazılı acentelik sözleşmesi, taahhütname ve cari hesap sözleşmesi, noter ihtarları, e-posta yazışmaları, davacının tüm acentelik ilişkilerine dair … yazı cevabı incelenmiş; tüm dosya kapsamı ile tarafların ticari defter ve belgeleri, poliçe kayıtları, acente ilişkilerini takip ettiği otomasyon programı kayıtları üzerinde sigorta acentelik sözleşmelerinde uzman öğretim üyesi bilirkişi ve mali bilirkişilerden oluşan bilirkişi heyeti vasıtasıyla inceleme yaptırılarak kök ve itirazlar üzerine ek rapor alınmıştır.
Bilirkişi heyetinden alınan kök ve ek raporda özetle; her iki taraf ticari defterlerinin sahibi lehine delil teşkil edecek mahiyette olduğu, davalı sigorta şirketleri tarafından tek taraflı olarak gerçekleştirilen feshin, 3 aylık fesih öneline uyularak yapıldığı, ancak acentenin verilen hedefleri gerçekleştirememesi, portföyün verimli olmaması gibi hallerin “acentenin kendi kusuruyla sözleşmenin feshine neden olması” kapsamında değerlendirilemeyeceği, acentenin tazminat hakkının olamayacağı yönündeki iddianın hakkaniyete uygun olmadığı, mevcut veriler ve davalı sigorta şirketinin sistem kayıtları üzerinden elde edilen üretim sonuçları çerçevesinde, davacı acentenin fesih öncesi son beş yılda ürettiği primin 6.229.359,00 TL, hak kazandığı komisyonun 985.989,00 TL olduğu, acentelik sözleşmesinin fesih tarihinden sonra davalı sigorta şirketlerinden … Sigorta AŞ nezdinde (…sigorta kolları dışında) davacı acentenin davalıya kazandırdığı portföy olan ve davacının son beş yıllık ortalama prim üretiminin %9,90’ına tekabül eden 74 müşteriye ait 177 adet poliçenin yenilendiğinin tespit edildiği (kök raporda %13 bulunmuşsa da ilk hesabın sehven yanlış yapıldığı ve doğru oranın %9,90 olduğu ek raporda açıklanmıştır), bu nedenle davacı acentenin portföyü üzerinden davalının kayda değer/önemli bir menfaat elde ettiğinin söylenebileceği, şayet sözleşme ilişkisi devam etmiş olsaydı davacı acentenin yenilenen bu 177 adet poliçenin toplam 123.345,15 TL’lik prim tutarı üzerinden 19,536.41 TL tutarında komisyon geliri elde edebileceği, davacının portföy tazminatı talep koşullarının oluştuğu görüşünde oldukları, TTK. 122/1-c hükmü de dikkate alındığında, hakkaniyet gereği davacı acentenin TTK 122/2 maddesine göre üst sınırı (en fazla) 197.197,80 TL olarak hesaplanan denkleştirme/portföy tazminatı talebinde bulunabileceği yönünde tespit, hesap ve görüşleri bildirilmiştir.
Dava konusu acentelik sözleşmesinin fesih tarihinde yürürlükte olan 6102 sayılı TTK md 122’de “Denkleştirme istemi” başlığı altında “(1) Sözleşme ilişkisinin sona ermesinden sonra;
a)Müvekkil, acentenin bulduğu yeni müşteriler sayesinde, sözleşme ilişkisinin sona ermesinden sonra da önemli menfaatler elde ediyorsa,
b)Acente, sözleşme ilişkisinin sona ermesinin sonucu olarak, onun tarafından işletmeye kazandırılmış müşterilerle yapılmış veya kısa bir süre içinde yapılacak olan işler dolayısıyla sözleşme ilişkisi devam etmiş olsaydı elde edeceği ücret isteme hakkını kaybediyorsa ve
c)Somut olayın özellik ve şartları değerlendirildiğinde, ödenmesi hakkaniyete uygun düşüyorsa,acente müvekkilden uygun bir tazminat isteyebilir.
(2)Tazminat, acentenin son beş yıllık faaliyeti sonucu aldığı yıllık komisyon veya diğer ödemelerin ortalamasını aşamaz. Sözleşme ilişkisi daha kısa bir süre devam etmişse, faaliyetin devamı sırasındaki ortalama esas alınır.
(3)Müvekkilin, feshi haklı gösterecek bir eylemi olmadan, acente sözleşmeyi feshetmişse veya acentenin kusuru sebebiyle sözleşme müvekkil tarafından haklı sebeplerle feshedilmişse, acente denkleştirme isteminde bulunamaz.
(4)Denkleştirme isteminden önceden vazgeçilemez. Denkleştirme istem hakkının sözleşme ilişkisinin sona ermesinden itibaren bir yıl içinde ileri sürülmesi gerekir.
(5)Bu hüküm, hakkaniyete aykırı düşmedikçe, tek satıcılık ile benzeri diğer tekel hakkı veren sürekli sözleşme ilişkilerinin sona ermesi hâlinde de uygulanır.” hükümlerine yer verilmiştir.
Ayrıca, fesih tarihi itibariyle yürürlükte bulunan ve uyuşmazlığa uygulanması gereken 5684 sayılı Sigortacılık Kanunu’nun 23/16. maddesi uyarınca sözleşme ilişkisinin sona ermesinden sonra sigorta şirketi sigorta acentesinin portföyü sayesinde önemli menfaatler elde ediyor ve hakkaniyet gerektiriyorsa, sigorta acentesi, sigorta şirketinden tazminat talep edebilecektir.
Somut olayda hesaplama yapılırken, davacı acentenin, davalı adına ne tür poliçeler düzenlediği, bu poliçelerin süreleri, davalının acentenin portföyünden ne gibi önemli menfaatler elde edeceği, davada talep edilebilecek portföy tazminatının üst sınırı alınan bilirkişi raporlarıyla (5 yıldan uzun sürdüğünden son beş yıl ortalamalarına göre ve davalıda devam eden davacı portföyüne göre) tespit edilmiştir.
Tüm dosya kapsamı, alınan bilirkişi raporlarında yapılan tespitler, konuyla ilgili emsal Yargıtay ve BAM içtihatları hep birlikte değerlendirildiğinde, her ne kadar taraflar arasında akdedilen acentelik sözleşmesinin 2. maddesinde “acente aracılık ettiği işlerin veya bizzat yaptığı sözleşmelerin sayısını artırmak, sürekliliğini sağlamak ve portföyünü geliştirmek için gereken çabayı göstermekle yükümlüdür” hükmü ve 23. maddesinde “acentenin … tarafından verilen karar, direktif ve genelgelere uymaması halinde sözleşmenin … tarafından her zaman feshedilebileceğine” dair hüküm bulunsa da, 15 yıl süren acentelik ilişkisi sırasında 14 yıl boyunca … tarafından tek taraflı belirlenen hedef oranları yakalayan veya yakalayamasa da herhangi bir uyarı-ihtar yapılmadığı açık olan davacı acentenin son yıl hedef oranı tutturamamasının davacıdan kaynaklandığı veya davacının portföyünü acentesi olduğu diğer sigorta şirketlerine taşıdığına dair davalı tarafça bir ispat delili sunulamadığı, hedef oranın taraflarca müzakere edilerek birlikte belirlenmiş olmaması, hedef orana uyulamamasının davalı sigorta şirketlerinin sektör uygulama ve politikalarından veya dönemsel sektörel daralmadan da kaynaklanmış olabileceği, davalı tarafça davacıya fesih öncesi 29.08.2016 tarihli ihtarla hedef oranı tutturamadığı bildirilmiş olsa da hedefin Ekim ayı sonuna kadar tutturulmasının zorunlu olduğuna dair bildirimin verilen 2 aylık süre içinde gerçekleştirilebilme olasılığının düşüklüğü, davacıya yeterli zaman verilmemiş olduğu, taraflar arasında akdedilen sözleşmede hedef oranla ilgili net hükmün de bulunmadığı hususları hep birlikte değerlendirildiğinde, davalıların sözleşmeyi feshinin haksız fesih niteliğinde olduğu, bu nedenle TTK md 122’de sayılan koşulların oluşması halinde davacı acentenin denkleştirme (portföy) tazminatı talep edebileceği, davacının fesih sonrası bir yıllık hak düşürücü süre içinde portföy tazminatını talep etmiş olduğu, davacının portföyünden davalılardan … Sigorta AŞ’de devam eden portföyün oransal olarak (%9,90) istikrar kazanmış Yargıtay 11.HD içtihatlarına göre önemli ölçüde menfaat elde edilmiş sayılması için yeterli olduğu, ayrıca sözleşmede tarafların risk paylaşımı durumu, sözleşmenin sürdüğü dönemin uzunluğu, davacı acentenin kazandırdığı müşteri sayısı, sözleşmeden kaynaklanan taraf menfaatlerinin oransal durumu, davacının 15 yıl içinde davalı yararına oluşturduğu portföy, prim üretimi, davalının haksız fesih sebebi ve şekli gözönüne alındığında hakkaniyet gereği de davacının portföy tazminatı talep hakkı bulunduğu, son beş yıl üretimleri üzerinden bilirkişi raporunda azami tutar hesaplanmışsa da, davacı acentenin gerçek kişi değil ticari şirket şeklinde bir acente olması, … cevabına göre başka sigorta şirketleriyle de devam eden acentelik sözleşmelerinin bulunması, davalı şirketin marka tanınırlığı-marka etkisi, her ne kadar davalının feshi haksız olsa ve davalının sözleşmeye aykırı kusurlu hareketinin feshi zorunlu kıldığı davalı tarafından ispatlanamamışsa da sözleşmede verimliliği artırarak çalışma hükmü bulunması ve fesih yılında davalının portföyünde düşüş bulunduğuna dair sunulan deliller, davalıda fesih sonrası devam eden portföy-müşteri sayısının kazandırılan toplam müşteri sayısı içindeki durumu, davacının fesih sonrası davalıda devam eden portföyden davalının kazandığı prim ile sözleşme devam etseydi davacının kazanabileceği komisyon arasında oluşan fark tutarı (yaklaşık 103.000 TL), Yargıtay 11.HD’nin emsal 2019/2876 E 2020/3326 K sayılı ilamı ile diğer istikrar kazanmış içtihatları dikkate alındığında, portföy tazminatının hakkaniyet gereği ve hakkaniyetin gerektirdiği oranda hükmolunması gereken bir tazminat türü olduğu, bilirkişi raporunda hesaplanan azami tazminat tutarından hakkaniyet gereği indirim yapılması gerektiği, raporda hesaplanan azami tutardan %50 oranında hakkaniyet indirimi yapılmak suretiyle davalılardan … Sigorta AŞ aleyhine 98.598,90 TL portföy tazminatına hükmedilmesinin mevcut dosya kapsamına ve hakkaniyete uygun olacağı, ayrıca davacının bakiye komisyon hakedişinden kesilerek davalı tarafından tahsil edilen haksız feshe ilişkin masrafları da, uğranılan zarar kapsamında ve taleple bağlı kalınarak bu davalıdan istirdadının talep edilebileceği kanaatiyle, aşağıdaki şekilde bu davalı yönünden davanın kısmen kabulüne ve tacirler arası akdi ilişki nedeniyle portföy tazminatı yönünden dava tarihinden itibaren avans faizi, fesih gideri yönünden ise taleple bağlı kalınarak yasal faiz işletilmesine, fesih gideri istirdat talebi yönünden davadan önce temerrüt ispatlanamadığından dava tarihinden itibaren faize karar vermek gerekmiştir. Ayrıca, portföy tazminatı talebi yönünden reddedilen kısım hakkaniyet indiriminden doğduğundan, istikrar kazanmış Yargıtay içtihatları gözetilerek, bu davalı yararına vekalet ücreti takdir edilmemiş, yargılama giderine hükmedilmemiştir.
Diğer davalı … AŞ nezdinde davacının portföyünden devam eden müşteri ve poliçe tespit edilmediğinden, davacı acentenin bu davalıya kazandırdığı ve fesih sonrası bu davalıda devam eden portföy bulunduğu tespit ve davacı tarafça ispat edilemediğinden, anılan davalı yönünden davanın pasif husumet yokluğundan reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM:Ayrıntısı ve Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere;
1-…A.Ş.’ye karşı açılan davanın pasif husumet yokluğundan REDDİNE,
2-… Sigorta A.Ş.’ye karşı açılan davanın KISMEN KABULÜ ile, 98.598,90-TL denkleştirme tazminatının dava tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte, 1.090,38-TL fesih giderinin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte bu davalıdan tahsiliyle davacıya verilmesine,
3-Alınması gerekli 6.809,71-TL karar ve ilam harcından peşin alınan 3.367,69-TL (peşin+talep artımı harcı) harcın mahsubu ile bakiye 3.442,02 -TL karar ve ilam harcının davalılardan … Sigorta AŞ’den tahsili ile Hazineye gelir kaydına,
4-Davacı tarafça yapılan (3.000,00 TL bilirkişi ücreti, 323,80 TL posta ücreti toplamı) 3.323,80 TL yargılama gideri üzerinden davanın kabul/red oranına göre (… AŞ hakkında davanın reddi nedeniyle) hesaplanan 3.317,15 TL ile; ayrıca davacının yatırdığı 3.434,99 TL (31,40-TL başvuru harcı+768,49-TL peşin harç+35,90 tamamlama harcı+2.599,20 TL tamamlama harcı) peşin harçtan (… AŞ hakkında dava açılan ve reddedilen kısma isabet eden) 104,00 TL harcın mahsubu sonucu bulunan 3.330,00 TL harcın toplamı olan 6.647,15 TL’nin davalılardan … Sigorta AŞ’den alınarak davacıya verilmesine, bakiyesinin davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Davalılardan … AŞ tarafından yatırılan 300,00-TL bilirkişi ücretinden ibaret yargılama giderinin davacıdan alınıp bu davalıya verilmesine,
6-Davalılardan … AŞ tarafından yatırılan 300,00 TL bilirkişi ücretinden ibaret yargılama giderinin bu davalı üzerinde bırakılmasına,
7-Davacı taraf vekille temsil olunduğundan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca kabul edilen miktar üzerinden hesap ve takdir olunan 13.420,40 TL nispi vekalet ücretinin davalılardan … Sigorta AŞ’den alınıp davacıya verilmesine,
8-Davalı … Sigorta AŞ lehine reddedilen kısım yönünden vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
9-Davalı … AŞ vekille temsil olunduğundan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap ve takdir olunan 4.080,00 TL maktu vekalet ücretinin davacıdan alınıp bu davalıya verilmesine,
10-Taraflarca yatırılan gider ve delil avansından yargılama sırasında yapılan masraflar ile karar tebliğ giderlerinden geriye kalan avansın karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, tarafların gerekçeli kararı tebliğ tarihinden itibaren 2 HAFTA içerisinde mahkememize verecekleri bir dilekçe ile veya bulundukları yerdeki başka bir mahkeme aracılığıyla mahkememize gönderecekleri dilekçe ile HMK. 341.maddesi uyarınca İstanbul BAM. nezdinde İSTİNAF yoluna başvurma hakları bulunduğu hatırlatılmak suretiyle verilen karar açıkça okunup anlatıldı.25/01/2021

Katip

Hakim