Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/525 E. 2019/559 K. 21.06.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/525 Esas
KARAR NO : 2019/559

DAVA : Menfi Tespit (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 07/06/2017
KARAR TARİHİ : 21/06/2019

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı şirket lehine müvekkili bankanın külli halefi olduğu … tarafından okul yapım işini teminen verilen teminat mektubu nedeniyle, diğer davalı … Müdürlüğüne bağlı … Saymanlık Müdürlüğünce … tarihli …-… sayılı yazı ile, … Başkanlığı yazısı ilgi tutularak, davalı …AŞ’nin … borcu nedeniyle 14.09.1998 tarihli …. no.lu teminat mektubunun güncel bakiyesi olarak 86.035,95 TL’nin tazmininin talep edildiğini, teminat konusu işin mektupta “Proje No:…” sayılı proje olduğunu, ayrıca tazmin istenen işin teminat mektubunun temin ettiği iş olup olmadığının da bildirilmemiş olduğunu, bu işin (P12) kesin kabul tutanağının 18-19/05/2001 tarihinde düzenlendiğinin öğrenildiğini, teminat mektubunun 10 yıl geçmekle zamanaşımına uğradığını ve hükümsüz olduğunu, idari yargıda açılan davanın adli yargının görevli olduğu gerekçesiyle reddedildiği ve temyiz incelemesinden geçerek kesinleştiğini, bunun üzerine adli yargıda dava açıldığını, bu nedenle davalı idarenin tazmin isteyen işleminin iptali ile dava konusu teminat mektubundan dolayı davacının borçlu olmadığının tespitine, teminat mektubunun hükümsüz olduğunun tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkiline husumet yöneltilemeyeceğini, idari işleri yapıp sürdürenin, lehine teminat mektubu verilen kurumun … Bakanlığı, tazmini asıl talep edenin de … olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı Müflis …A.Ş. İflas İdaresince usulüne uygun tebligata rağmen davaya cevap verilmemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, teminat mektubundan dolayı borçlu (tazmin sorumluluğu) olmadığının ve teminat mektubunun hükümsüzlüğünün tespiti ile, tazmin talepli işlemin iptali istemine yöneliktir.
Dava konusu teminat mektubu, … ve … Bakanlığı ile … yazışmaları, taraf ihtarnameleri, … ve …’dan alınan yazı cevapları ve ekleri, … ödeme emirleri, davalı şirketin iş sahibi …’dan aldığı ihaleler kapsamında yüklendiği projelere ilişkin bilgiler incelenmiştir.
Davalı … vekilinin husumete ilişkin itirazına, davacıdan tazmin talebinde bulunan kamu tüzel kişisi bu davalı olduğundan itibar edilmemiştir.
Dava konusu teminat mektubu kesin ve süresiz bir mektuptur. Davacının teminat mektubunun zamanaşımına uğradığına dair iddiası yönünden ise, süresiz bile olsa temin edilen riskin gerçekleştiği ve risk konusu alacağın/borcun muaccel hale geldiği tarihten itibaren 10 yıllık zamanaşımı başlayacağından, davalı kurum açısından riskin gerçekleştiği tarih olarak en erken …’nın borç bildirimi ve teminat mektubunun paraya çevrilmesini talep ettiği tarih olan 16/03/2016 tarihi kabul edilebileceğinden dava tarihi itibariyle zamanaşımının dolduğundan sözedilemeyeceği kanaatiyle bu iddia kabul görmemiştir.
Dosyada mevcut yazışmalardan anlaşıldığı üzere, davalı müflis şirketin … adına … paket numarasıyla yaptığı 4 adet ilköğretim okulu projesi bulunmaktadır. Bunlar dosyaya getirtilen … Bşk.nın 09.09.2016 tarihli … sayılı yazısında proje numaralarıyla birlikte açıklanmıştır. Ayrıca bu işe ilişkin kesin kabul tutanağı da dosyaya getirtilmiştir, Bu proje numarası altında yapılan inşaatlar “…-…-… Sitesi İÖO, …-…-…, …-…-… ve …-…-…” yapım işleridir. Dava konusu teminat mektubunun temin ettiği işin bu proje numaralı iş olduğu mektuptan açıkça anlaşılmaktadır.
Dava konusu iptali istenen yazının dayanağı olan … yazısının dayanağı, …’nın … tarihli… sayılı olan ve …’e 16/03/2016’da kaydedildiği anlaşılan borç bildirim yazısıdır. Bu yazıda, davalı müflis şirketin … sicil sayılı İlköğretim Okul İnşaatı işyerine ait sigorta prim borcundan bahsedilmektedir. Bu borcun dayanağı … ödeme emirleri dosyaya celbedilmiş ve incelendiğinde, “…” adresinde yapılan projeye ilişkin borç olduğu tespit edilmiştir. Bu işin paket proje numarasının ise, dosyada mevcut olan ve … yazısı ekinde gönderilen, … Başkanlığının …’ya yazdığı … tarihli … sayılı yazıda “…” olarak açıkça belirtilmektedir. Aynı yazı ekinde, …’nin P39 sayılı proje için paraya çevrilmesini talep ettiği teminat mektubu tutarı 55.769.960.000 (Eski) TL olarak belirtilmekte olup, davalının tazmin talep ettiği dava konusu teminat mektubu tutarı ise 115.512.920.000 (Eski) TL.dir. Her iki projenin … işyeri sicil no.ları da farklı olup P12’nin sicil no. …, P39’un sicil no. …’tir. Bu farklılıklar da tazmin talebinin yanlış teminat mektubundan istendiğini kanıtlamaktadır.
Sonuç itibariyle, davalı kurumun tazmin talep ettiği borç, davalının halefi olduğu …’ın 14.09.1998 tarihli 59705 sayılı teminat mektubunun temin ettiği işe ilişkin gerçekleşen bir risk değildir. Bu nedenle davacı bu borçtan dolayı dava konusu teminat mektubunu tazminle sorumlu tutulamaz. Bu nedenle, dava dilekçesindeki talebin karşılanması ve her taleple ilgili olumlu veya olumsuz bir karar verilmesi zorunluluğu ve amacıyla, idari yargı mercilerinden verilmiş ve kesinleşmiş olan “idari işlemin iptal davası değil adli yargı görevine giren talep ve dava olduğu” şeklindeki karar da dikkate alınarak, davalı kurumun tazmin talebine ilişkin işleminin iptaliyle birlikte, davacının tazmin talep edilen iş (proje) yönünden davalı kuruma borçlu olmadığının tespitine karar vermek gerekmiştir.
Ancak dava konusu teminat mektubunun temin ettiği iş yönünden bir tazmin talebi bulunmadığı anlaşılmakla, P12 no.lu projeye ilişkin teminat riskinin bulunup bulunmadığı, teminat mektubunun hükümsüz olup olmadığı konuları davamızın konusu olmadığından, anılan teminat mektubunun hükümsüz kalıp kalmadığı hususu ancak temin ettiği işle ilgili bir tazmin talebi olur ve dava konusu yapılırsa tartışılabileceğinden, dava dışı iş yönünden bağlayıcı hüküm kurulması hukuken doğru olmadığından, ayrıca teminat mektubunun zamanaşımına uğramadığı da tespit edildiğinden, davacının teminat mektubunun hükümsüz olduğunun tespitine karar verilmesi isteminin reddine karar verilmiş ve tazmin sorumluluğu bulunmadığına dair hüküm kurulurken sadece “tazmin talep edilen iş” yönünden hüküm kurulduğu özellikle vurgulanmıştır.
Bu davalı yönünden hüküm “davanın kısmen kabulü” şeklinde kurulmuş ise de, davacının aynı sonucu ve talebi (borçlu olmadığının tespiti) amaçlayan iki iddiasından biri yerinde görülerek (mektubun temin etmediği iş nedeniyle tazmin istenmesi) dava bu sebeple kabul edilmiş ise de, mektubun zamanaşımına uğradığı ve hükümsüz olduğu iddiası ve bu durumun tespiti talebi yukarıda açıklanan gerekçeyle yerinde görülmediğinden, HMK uyarınca davacının her talebinin hükümde karşılanması ve olumlu veya olumsuz bir hüküm kurulması mecburiyeti nedeniyle, aslında aynı sonuç talebe yönelik olan bu talebi açısından red hükmü kurulmuştur. Ancak bu hüküm davacının davasında kısmen haksız olduğu gerekçesiyle değil açıklanan bu gerekçeyle kurulduğundan, reddedilen talep yönünden davalı yararına vekalet ücreti ve yargılama gideri hükmedilmemiştir.
Diğer davalı müflis yüklenici …AŞ teminat mektubunun muhatabı değil lehdarı olduğundan, muhatabın tazmin talebi yönünden davacı ile davalı kurum arasındaki garanti ilişkisinde kendisine husumet yöneltilmesini gerektiren bir durum bulunmadığından, husumet hususu ise 6100 sayılı HMK’da dava şartları arasında düzenlenmemekle HMK 115/2’ye göre usulden red hükmü kurulamayacağından, bu davalı yönünden davanın reddine karar vermek gerekmiştir. Kısa karar yazılırken son paragrafta “davalılardan Müflis … İnşaat A.Ş. İflas İdaresi vekilinin yokluğunda” karar verildiği zapta yazılmışsa da bu davalının dosyada vekille temsili bulunmadığından, bu maddi hata hüküm fıkrasına yönelik olmadığından, HMK md.304 uyarınca gerekçeli karar yazılırken düzeltilerek “İflas İdaresinin yokluğunda” karar verildiği şeklinde düzeltilmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle:
1-Müflis … A.Ş. aleyhine açılan davanın REDDİNE,
2-… aleyhine açılan davanın KISMEN KABULÜNE, davacının … tarihli, … no’lu teminat mektubu nedeniyle bu davalıya karşı tazmin talep edilen iş yönünden tazmin sorumluluğu olmadığı ve borçlu olmadığının tespitine, …’nın 29/03/2016 tarihli …-… sayılı işleminin iptaline,
Anılan teminat mektubunun hükümsüzlüğüne karar verilmesi talebinin reddine,
3-Davacı ve davalı … harçtan muaf olduğundan, red hükmü nedeniyle de kabul hükmü nedeniyle de karar harcı alınmasına yer olmadığına,
4-Davacı tarafça yapılan posta ve tebligat masrafı 220,00-TL yargılama giderinin davalı … Bakanlığından alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden AAÜT gereğince taktir olunan 9.632,88-TL vekâlet ücretinin davalı … Bakanlığından alınarak davacıya verilmesine,
6-Davalı … tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
7-Davacı tarafından yatırılan gider avansından yargılama sırasında yapılan masraflar ile karar tebliğ giderlerinden geriye kalan avansın karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
8-Davalı … tarafından yatırılan delil avansından yargılama sırasında yapılan masraflardan geriye kalan avansın karar kesinleştiğinde kendisine iadesine,
Dair, davacı vekili ve davalılardan … vekilinin yüzüne karşı, davalılardan Müflis … A.Ş. İflas İdaresinin yokluğunda, tarafların gerekçeli kararı tebliğ tarihinden itibaren 2 HAFTA içerisinde mahkememize verecekleri bir dilekçe ile veya bulundukları yerdeki başka bir mahkeme aracılığıyla mahkememize gönderecekleri dilekçe ile HMK. 341.maddesi uyarınca İstanbul BAM. nezdinde İSTİNAF yoluna başvurma hakları bulunduğu hatırlatılmak suretiyle verilen karar açıkça okunup anlatıldı.21/06/2019

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır