Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/509 E. 2021/976 K. 29.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/509 Esas
KARAR NO : 2021/976

DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 01/06/2017
KARAR TARİHİ : 29/12/2021

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Dava: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı sigorta şirketine sigortalı … plakalı araç, sürücü … in sevk ve idaresinde iken sürücünün direksiyon hakimiyetini kaybetmesi sonucu, tek taraflı yaralanmalı ve maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiği, bu kazada araçta yolcu olarak bulunan …’in yaralanarak sürekli sakat kaldığını, söz konusu kazanın soruşturması … Cumhuriyet Başsavcılığı … soruşturma … karar numarası ile görüldüğü ve takipsizlik kararı verildiğini, davalı sigorta şirketine 27.02.2017 tarihinde müracaat edildiği, … numaralı hasar dosyasının açıldığını, şirket tarafından 02.05.2017 tarihinde kısmi ödeme yapıldığı, izah edilen nedenle 10.05.2017 tarihinde teslim alınan dilekçenin tekrar müracaat ettiklerini ancak davalı sigorta şirketi tarafından herhangi bir ek ödeme yapılmadığını, fazlaya ilişkin talep ve dava hakları saklı kalmak kaydıyla tahkikat sonucunda müvekkilinin maddi zararının değerinin tam ve kesin olarak belirlenebilmesinin mümkün olduğu anda arttırılmak üzere şimdilik müvekkili … için 1.000,00 TL geçici ve sürekli iş görmezlik tazminatı olay tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalı şirketten tahsilini, yargılama giderleri ve vekalet ücreti davalı şirkete yüklenmesini talep etmiştir.
Cevap: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; öncelikle davacının söz konusu maddi tazminatlar için müvekkili şirkete başvurduğunu, hasar dosyası açıldığını, bu hasar dosyası kapsamında davacı yanca sunulan evraklar ve belgeler kapsamında dosyayı konusunda değerlendirmeye aldığını, yapılan değerlendirme sonucunda davacıya toplam 8.728,00 TL nin 02.05.2017 tarihinde banka havalesi ile ödendiğini, yapılan bu ödemeye rağmen davacı ödemenin eksik olduğundan bahisle huzurdaki davayı ikame ettiğini, davacının taleplerinin haksız ve dayanaktan yoksun olduğunu, davacı yan tarafından sunulan belgelerden davacının kaza sırasında 72 yaşında olduğunu, muhtemel bakiye ömrünün 12 yıl olduğu, %8 maluliyet oranı ve net asgari ücret üzerinden toplam zararın 10.910,42 TL olarak hesaplandığı bu miktardan %20 hatır taşıması indirimi yapılarak 8.728,00 TL tazminatın ödendiğini, dava dilekçesi incelendiğinde davacının gelir durumuna ilişkin herhangi bir beyan ve belge sunulmadığını, bu belgeler dışında tanık dinleme ve emsal ücret araştırması yönündeki tüm taleplerine muvafakatleri olmadığını, davacının avans faizi türüne ilişkin talepleri kabul edilemez nitelikte olduğunu beyanla davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Delillerin Değerlendirilmesi, Davanın Hukuki Niteliği ve Gerekçe ;
… CBS’ nin …Sr. sayılı dosyası, kaza tespit tutanağı, ZMMS poliçesi ve hasar dosyası, sigorta şirketine yazılı başvuru evrakları, ödeme kayıtları, Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığından celp edilen rücuya tabi ödeme alınmadığına ilişkin yazı cevapları, davacının görmüş olduğu tıbbi tedavilere yönelik tüm hastane kayıtları, sosyal ve ekonomik durum araştırma yazıları, adli tıp raporu, kusur raporu, aktüer raporu celp edilmiş incelenmiştir.
Adli Tıp Kurumu Başkanlığı 2. İhtisas Kurulu’nun 26/04/2019 tarihli raporunda özetle ve sonuç olarak; “…Mevcut belgelere göre, … kızı, 01/01/1944 doğumlu …’in 14/04/2016 tarihinde geçirmiş olduğu trafik kazasına bağlı yaralanmasının 30.03.2013 tarih ve 28603 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Özürlülük Ölçütü, Sınıflaması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik hükümleri kapsamında Kas İskelet Sistemi-Omurgaya Ait Sorunlarda Özürlülük Tablo 1.2-II’ye göre tüm vücut engellilik oranının %8 (yüzdesekiz) olduğu, İyileşme süresinin 14/04/2016 tarihinden itibaren 6 (altı) aya kadar uzayabileceği oy birliğiyle mütalaa olunur….” şeklinde tespit edilmiştir.
Dosya, kusur durumunun tespit edilmesi amacıyla trafik kazalarında kusur uzman Makina Mühendisi ve İ.T.Ü. Makine Fakültesi Öğretim Üyesi bilirkişi …’e tevdi edilmiş, bilirkişi tarafından dosyaya sunulan 02/03/2020 tarihli bilirkişi raporunda özetle ve sonuç olarak; “…Davacı …’in yaralandığı kazanın meydana gelmesinde Davalı sigorta şirketine ZMSS sigortası ile sigortalı … plakalı aracın sürücüsü …, asli ve tam olarak (%100) oranında kusurludur.” şeklinde tespit edilmiştir.
Dosya, maddi tazminatın hesaplanması amacıyla Aktüer bilirkişi …’a tevdi edilmiş, bilirkişi tarafından dosyaya sunulan 20/11/2021 tarihli bilirkişi ek raporunda özetle ve sonuç olarak; “…Geçici İş Göremezlik Zararı; 6 AY/180 gün geçici iş göremezlik zararının, kazanın oluşumunda kusurunun bulunmadığının kabulü ile 7.064,76 TL olduğu, Sürekli Maluliyet Zararı; Kişinin tüm vücut engellilik oranının %8 (yüzde sekiz) olduğu ve kazanın oluşumunda kusurunun bulunmadığının kabulü ile davacının toplam daimi sakatlık zararının 23.817,24 TL olduğu, 02.05.2017 tarihinde ödenen 8.728,00 TL tazminatın güncellenen değeri 12.309,11 TL’nin tenzili ile (23.817,24-12.309,11) talep edebileceği sürekli maluliyet bakive alacağının 11.508.13 TL olduğu…” şeklinde tespit edilmiştir. Denetime açık ve gerekçeli bilirkişi raporu taraflara usulüne uygun olarak tebliğ edilmiştir.
Davacı vekili ıslah dilekçesinde özetle; 22.499,90 TL sürekli, geçici iş göremezlik ve geçici dönem bakıcı gideri tazminatının olay tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalı sigorta şirketinden alınarak müvekkiline verilmesine ve lehine tam vekalet ücretinin hükmedilmesini talep etmiştir.
Dava, trafik kazasından kaynaklanan cismani zarara dayalı maddi tazminat istemine ilişkindir.
Davacı vekili 17/07/2017 tarihli talep açıklama dilekçesi ile 1.000,00 TL’ lik maddi tazminat istemlerinin 500,00 TL’ sinin geçici iş göremezlik; bakiye 500,00 TL’ sinin ise sürekli iş göremezlik zararına ilişkin olduğunu açıklamış, bu suretle maddi tazminata ilişkin talep sonucunu somutlaştırmıştır. Mahkememizce, açıklanan talep sonucuna göre araştırma yapılmıştır.
… ili … ilçesinde 14/04/2016 tarihinde saat 05:45 sıralarında, davalı … Sigorta A.Ş.’ nin ZMMS sigortacısı olduğu … plaka sayılı aracın dava dışı sürücü …’ in sevk ve idaresinde bulunduğu sırada, sigortalı aracın … ilçesi istikametinden … ilçesi istikametine doğru seyir halinde iken … mevkisine geldiğinde sigortalı araç sürücüsünün direksiyon hakimiyetini kaybederek kendi gidiş istikametine göre yolun sol tarafında bulunan toprak alana girip takla atmak suretiyle trafik kazasının meydana geldiği, davacı …’ in … plaka sayılı araçta yolcu olarak bulunduğu ve bahse konu trafik kazası nedeniyle yaralandığı anlaşılmıştır.
Davaya konu trafik kazasının meydana gelmesinde, … CBS’ nin … Sr. sayılı dosyasındaki ifadelerden tespit edildiği üzere, … plaka sayılı sigortalı araç sürücüsü …’ in seyir esnasında uyuya kaldığı için aracının direksiyon hakimiyetini kaybettiği, dava dışı sürücünün aracının hızını yol, hava ve trafik durumunun gerektirdiği şartlara uygun hareket etme kuralını ihlal etmesi nedeniyle 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunun 52/1-b maddesi uyarınca asli ve tamamen kusurlu olduğu, sigortalı araçta yolcu olarak bulunan davacı …’ in kazanın meydana gelmesinde herhangi bir kusurunun bulunmadığı anlaşılmıştır. Açıklanan nedenlerle, trafik kazasında sigortalı araç sürücüsü dava dışı … ‘ in %100 oranında kusurlu olduğu kanısına varılmıştır. Tarafların trafik kazasında kusur durumlarının tespitine yönelik olarak dosya, trafik kazalarında kusur uzman Makina Mühendisi ve İ.T.Ü. Makine Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. …’ e tevdi edilmiştir. Mahkememizin kusur dağılımı yönündeki tespiti destekleyen ve benimseyen uzman bilirkişinin 02/03/2020 tarihli raporundaki tespitler, kazanın oluş şekli, dava dışı sürücünün ihlal ettiği trafik kuralları, yasal geciktirici nedenler ve bilimsel yönden yapılan detaylı açıklamalar içeren kusur raporuna gerekçeli ve denetime açık olduğundan ayrıca itibar edilmiştir.
Davacının yaralanmasına ilişkin olarak görmüş olduğu tıbbi tedavilere yönelik tüm hastane kayıtları getirtilmiş, Adli Tıp Kurumu tarafından eksik olduğu belirtilen tıbbi kayıtlar için davacının muayenesi yaptırılarak ve Üniversite hastanesine sevki sağlanarak ikmal ettirilmiştir. Bu çerçevede, İstanbul Adli Tıp Kurumu 2. İhtisas Kurulu 26/04/2019 tarihli raporunda davacının trafik kazasında yaralanması nedeniyle %8 oranında maluliyetinin oluştuğunu ve iyileşme süresinin olay tarihinden itibaren altı (6) aya kadar uzayabileceğini tespit etmiştir. Bahse konu Adli Tıp Kurumu raporu, kaza tarihi (14/04/2016) itibariyle yürürlükte bulunan Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırılması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik hükümlerine göre tanzim edildiğinden denetime açık ve yasanın gerektirici nedenlerine uygun olup, eldeki davada bu rapordaki maluliyet oranı esas alınmıştır.
Kusur durumunun tespit edilmesi ve maluliyetin tayininden sonra dosya, maddi tazminat hesabı yapılması için aktüerya konusunda uzman bilirkişi …’ a tevdi edilmiştir. Aktüer bilirkişi 20/11/2021 tarihli ek raporunda geçici iş göremezlik zararını 7.064,76 TL, sürekli iş göremezlik zararını 11.508,13 TL olarak hesaplamıştır. Aktüer ek raporun denetime elverişli olması, özellikle maluliyet oranın tespitinde kaza tarihinde yürürlükte bulunan ve somut olaya uygulanması gereken Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırılması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik hükümlerine (% 8 oranında) göre hesap yapılması ve hesaplamada güncel içtihatların ve Yargıtay uygulamasının takip edilerek TRH 2010 yaşam tablosunun ve prograssive rant formülüne göre hesaplama yapıldığından hüküm kurmaya elverişlidir.
Davacı vekili, Anayasa Mahkemesince iptal kararı verilen Genel Şartların ekindeki cetvellerle getirilen 1,8 teknik faiz hesabına göre düzenlenmiş 30/09/2020 tarihli aktüer raporu doğrultusunda davasını ıslah etmiştir. Ancak; Yargıtay 4. Hukuk Dairesinin ve İstanbul BAM 8- 9. Hukuk Dairelerinin aktüerya hesabında TRH 2010 yaşam tablosunun ve prograssive rant formülünün dikkate alınması gerektiği yönünde güncel içtihat ve uygulamaları dikkate alınmış, bu nedenle genel şartların iptaline karar verildiğinden somut olaya uygulanma kabiliyeti olmayan ek cetvellerle getirilen 1,8 teknik faiz hesabına göre maddi tazminat belirlenmiş, hatta davacının hiç talebi olmadığı halde bakıcı gideri zararının dahi hesaplandığı 30/09/2020 tarihli bilirkişi raporuna denetime açık ve elverişli görülmediği için itibar edilmemiştir. Davacı, Anayasa Mahkemesince iptal kararı verilen Genel Şartların ekindeki cetvellerle getirilen 1,8 teknik faiz hesabına göre davasını ıslah ettiğinden ve davalı sigorta şirketinin de 1,8 teknik faiz hesabına göre tazminat belirlenmesi gerekiğini ifade / itiraz ettiğinden bu hususa ayrıca ve kısaca değinilmesi zorunluluk arz etmiştir.
Davalı vekili, sigortalı araçta davacının hatır için taşındığını, bu nedenle tazminattan indirim yapılması gerektiğini savunmuştur. Bilindiği üzere, hatır taşımalarının bir menfaat karşılığı olmadığı, bu gibi taşımalarda 6098 sayılı TBK’nin 51. maddesi uyarınca tazminattan uygun bir indirim yapılması gerektiği hem öğretide hem de Yargıtay içtihatlarında benimsenmiş ve yerleşmiş bulunmaktadır. Hatır taşımasından ya da kullanmadan söz edebilmek için yaralanan ya da ölenin karşılıksız taşınmış olmalıdır. Taşınan veya kullananın yararının söz konusu olduğu durumlarda hatır taşıması ilişkisi gündeme geleceğinden işletenin sorumluluğu genel hükümlere göre değerlendirilecek ve tazminattan indirim yapılacaktır. Bu bakımdan hatır taşıma ilişkisinin değerlendirilmesinde taşıma ya da kullanmanın kimin çıkar ve yararına olduğunun saptanması önemlidir. Yarar ekonomik olabileceği gibi, ortak toplumsal değerleri de ilgilendirebilir. Ancak taşıma ve kullanmada işletenin veya eylemlerinden sorumlu olduğu kişilerin bir çıkarı veya yararının bulunması halinde hatır taşımasından söz edilemeyecektir. Bu açıklamalar ışığında somut olaya bakıldığında; davacı … ile sigortalı araç sürücüsü …’ in anne – oğul oldukları, trafik kazasına karışan … plaka sayılı aracın sigortalı araç sürücüsü … adına kayıtlı olduğu, bu bağlamda sigortalı araç sürücüsünün kendisine ait araçla annesi olan davacıyı taşımasının ahlaki ödev kapsamında kaldığından ve sürücü ile davacının anne – oğul olması sebebiyle somut olayda hatır taşımasının bulunmadığı belirlenmiştir. (Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2016/534 E., 2018/10857 K.) Öyleyse, hatır taşıması söz konusu olmadığına göre, davalının savunmalarının aksine tazminat tutarından hatır indirimi yapılmamıştır.
Davaya konu trafik kazasında sigortalı araç sürücüsünün kusurlu olması nedeniyle ZMMS sigortacısı olan davalının, sigortalı araç sürücüsünün kusuru ve poliçe limitleri dahilinde zarardan sorumlu olduğu, aktüer bilirkişi tarafından hesap edilen tazminat miktarının poliçe limitleri dahilinde kaldığı, maddi tazminatın hesabında doğru ve isabetli bir şekilde dava öncesinde davalı sigorta şirketi tarafından yapılan ödemenin güncellenerek tenzil edildiği, davalı için temerrütün bilirkişi raporunda detaylı olarak vurgulandığı üzere 02/05/2017 tarihi itibariyle oluştuğu, ayrıca davacı ıslah dilekçesinde her ne kadar ticari / avans faiz istemiş ise de; kazaya konu aracın işletenin tacir olmadığı, kaldı ki aracın ticari araç da olmadığı, o halde ticari faiz uygulanmasının mümkün olmadığı, somut olayda yasal faiz uygulanması gerektiği anlaşılmış davacının ıslah dilekçesi doğrultusunda davanın kısmen kabulüne karar vermek gerekmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: (Gerekçesi ve Ayrıntısı Yukarıda Açıklandığı Üzere);
Davanın ıslah beyanları doğrultusunda KISMEN KABUL KISMEN REDDİ ile;
1-Davacı … için 7.064,76 TL geçici iş göremezlik ve 11.508,13 TL sürekli iş göremezlik olmak üzere toplam 18.572,89 TL maddi tazminatın temerrüt tarihi olan 02/05/2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE, fazlaya ilişkin istemin REDDİNE,
2-Kabul edilen dava değeri (18.572,89-TL) üzerinden alınması gereken 1.268,71 TL harçtan başlangıçta peşin alınan 31,40 TL’ nin ile 74,00 TL ıslah harcının mahsubu ile eksik kalan bakiye 1.163,31 TL harcın davalıdan alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
3-Davacı tarafından yatırılan peşin alınan 31,40-TL harç ile ıslah harcı 74,00-TL, 872,00-TL posta masrafı, 2.250,00-TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 3.227,40-TL yargılama giderinin davanın kabul ve ret oranına göre hesaplanan 2.664,10-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE, bakiye kalan yargılama giderinin davacı üzerinde BIRAKILMASINA,
4-Davacı yargılama sırasında kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden kabul edilen dava değeri üzerinden hesaplanan ve karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’nin 13/1. maddesi uyarınca maktudan az olmamak koşulu ile belirlenen 5.100,00 TL vekâlet ücretinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
5-Davalı yargılama sırasında kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden reddedilen dava değeri üzerinden hesaplanan ve karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’nin 13/1.2. maddesi uyarınca hükmedilecek vekalet ücretinin reddedilen dava miktarını geçmemek koşulu ile belirlenen 3.927,01 TL vekâlet ücretinin davacıdan alınarak davalıya VERİLMESİNE,
6-HMK’ nın 333. maddesi uyarınca taraflarca yatırılan ancak kullanılmayarak artan bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde resen ilgili tarafa veya vekiline İADESİNE,
Dair, davacı vekili ile davalı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki (2) haftalık yasal süresi içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’ne istinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 29/12/2021

Katip
e-imza *

Hakim
e-imza *