Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/423 E. 2019/690 K. 12.09.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/423
KARAR NO: 2019/690

DAVA :Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ:26/07/2012
KARAR TARİHİ:12/09/2019

Mahkememizde görülmekte olan tazminat (ölüm ve cismani zarar sebebiyle açılan tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesi ve duruşmalardaki beyanlarında özetle; davalı …’in kullandığı … plaka sayılı araç ile 18/11/2010 günü … Caddesi üzerinde kucağında çocuğu ile karşıdan karşıya geçmekte olan davacı …’ın eşi olan …ın ölümüne ve küçük oğlu …’ın da ağır şekilde yaralanmasına sebep olduğunu, trafik ışıklarının bulunduğu bir noktada yayalar için yeşil ışık yandığı halde son derece süratli bir şekilde davalı …’in, …’a çarptığını,bu nedenle araç sürücüsü olan davalı …’in tam kusurlu olduğunu, diğer davalı …’in ise araç maliki ve işleteni sıfatıyla Karayolları Trafik Kanunu uyarınca kusurlu ve tazmin sorumlusu olduğunu, diğer davalı … A.Ş.’nin ise kazanın karayolları zorunlu mali sorumluluk sigorta poliçe teminatı kapsamında kaldığından poliçe uyarınca sorumlu olduğunu, bu nedenle 56.000 TL’lik maddi tazminatın tüm davalılarından müştereken ve müteselsilen tahsiline,…’ın ölümü sebebiyle her bir davacı için 40.000 TL’den toplam 80.000 TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılar …ve …’den müştereken ve müteselsilen tahsiline, müvekkil …’ın yaralanması ve %60 oranında özürlü ve sakat kalması nedeniyle müvekkil … için 20.000 TL, diğer müvekkil …için 20.000 TL olmak üzere toplam 40.000 TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faiz ile birlikte davalılar …ve …’den müştereken ve müteselsilen tahsiline, yargılama giderleri ile avukatlık ücretinin davalılar üzerinde bırakılmasına karar verilmesini ve talep etmiştir.
Davalılar …ve …cevap dilekçesi ve duruşmalardaki beyanlarında özetle, kusuru kabul etmediklerini, ekonomik durumları ile bağdaşmayan tazminat talebinin haksız olduğunu, mevcut kusur durumuna göre tazminata hükmedilmesi gerektiğini savunmuşlardır.
Davalı … A.Ş vekili cevap dilekçesinde özetle; poliçeden dolayı sakatlanma ve ölüm halinde kişi başına azami sorumluluk limitinin 175.000 TL olduğunu, zorunlu trafik sigortasında, sigortacının karşılamakla yükümlü olduğu zararların, işletme halinde motorlu aracın neden olduğu kazada araç işletenin sorumlu bulunması gerektiğini, araç işletenin ve sürücünün kusursuz olduğu hallerde sigortacının da tazminat ödeme yükümlülüğü olmayacağını, bu nedenle dava konusu kazada sigortalı araç sürücüsünün kaza anında alkol durumu, ağır kusur, ehliyet vs. hususlarının araştırılması gerektiğini, davacılardan …’ın kalıcı sakatlık tazminat talebi için, kişinin kalıcı bir sakatlığı olup olmadığının tespit edilmesini,davacının tüm tedavileri tamamlandıktan sonra sakatlığın 12 ay boyunca stabil ve kalıcı olması gerektiğini,davanın ise reddini savunmuştur.
Dava, trafik kazası nedeniyle desteğin ölümünden dolayı davacılar tarafından uğranıldığı iddia edilen maddi ve manevi zararın tazminine ilişkindir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık konusu,meydana gelen kazada kusur oranının ne olduğu, küçük …’ın maluliyet durumunun olup olmadığı, yine ayrıca davacıların tespit edilecek durumları gözetildiğinde destekten yoksun kalma,cenaze ve defin gideri,tedavi gideri,gelecekteki destekten yoksun kalma nedeni ile maddi tazminat istemi,çalışma gücü kaybı olarak belirtilen alacak kalemlerinin ve ayrıca manevi tazminat kaleminin talep edilme şartlarının doğup doğmadığı,doğmuş ise hangi miktarda talep olunabileceği noktalarında toplanmaktadır.
Davaya esas olan Bakırköy …Ağır Ceza Mahkemesi’nin … E- … K.sayılı ilamına göre sürücü sanık …hakkında verilen 4 yıl 5 ay 10 gün hapis cezasının 05/11/2015 itibariyle kesinleştiği,sanığın 8/8 kusurlu bulunduğu,bu çerçevede hükmün varlığı sabittir.
Olayın meydana geldiği tarihin 2010 yılı olması,ölüm nedeniyle ceza zamanaşımının varlığı ve dava açılış tarihi karşısında zamanaşımı def’i ret olunmuştur.
Davacıların zarar kalemleri yönünden ve ilk önce manevi tazminat talebi üzerinde durulacaktır.
Davacı …ve küçük … yönünden dayanılan nedenler dolayısıyla her bir davacı,iki farklı manevi tazminat talep etmiştir.Bu durumda 6098 sayılı TBK.m.51 hükmü uyarınca davacıların talebinin değerlendirilmesi gerekir. Zira adı geçen hükümde de belirtildiği üzere “Hâkim, tazminatın kapsamını ve ödenme biçimini,durumun gereğini ve özellikle kusurun ağırlığını gözönüne alarak belirler.” Bir başka deyişle davacılar vekilinin talebi çerçevesinde adı geçen kanun hükmünde de belirtildiği üzere kusurun ağırlığı dikkate alınarak ve mevcut dosya kapsamı çerçevesinde manevi tazminat talebinin değerlendirilmesi hukuka uygun olacaktır.
Yargıtay 17.HD’sinin yerleşik kararlarında da belirtildiği üzere “H.G.K’nun 2010/4-77 E, 2010/82 K sayılı kararında da belirtildiği üzere, “Şahsiyet hakkı hukuka aykırı bir şekilde tecavüze uğrayan kişi, uğradığı manevi zarara karşılık manevi tazminat namıyla bir miktar para ödenmesini dava edebilir. Maddede belirtilen kişilik haklarına, kişinin yaşamı, sağlığı, beden ve ruhsal bütünlüğü gibi varlıkların tümü girmektedir. Kişinin duygu yaşantısı ve düşünce dünyası da kişisel varlıklar olup, yasa tarafından korunmuştur. Duygu yaşantısı da ruhsal uyum ve denge, ruhsal sükun, yakınlarla olan gönül bağlılığı, aile birliği kişisel varlıklardır. Manevi acılar verdirilmek yolu ile de ruhsal varlıklara saldırılmış olur. Kişisel değerlere saldırı yolu ile kişiye manevi acılar verdirmek kişinin ruhi varlığına ve sonuçta kişilik hakkına saldırıyı ortaya koyar.
BK 47.madde de düzenlenen “Hakim, hususi halleri nazara alarak cismani zarara düçar olan kimseye yahut adam öldüğü takdirde ölünün ailesine manevi zarar namiyle adalete muvafık tazminat verilmesine karar verebilir.” hükmünden de anlaşılacağı üzere cismani zarara uğrayan kimseye manevi tazminat verilebilecektir. Doktrinde ve yerleşik içtihatlarda da belirtildiği gibi cismani zarar kavramına ruhi bütünlüğün ihlali, sinir bozukluğu veya hastalığı gibi hallerin de girdiği, bir kimsenin cismani zarara maruz kalması sonucunda onun ana babası gibi çok yakınlarından birinin de aynı eylem nedeniyle hukuken korunan ruhi ve asabi sağlık bütünlüğü ağır bir şekilde haleldar olmuşsa bu durumda yansıma yolu ile değil doğrudan doğruya zarara maruz kalmasının söz konusu olduğu, çocuklarının yaralanması nedeniyle ana babanın manevi tazminat isteyebileceği kabul edilmiştir. Bu husus Hukuk Genel Kurulu’nun 26.4.1995 Tarih, … esas, … Karar sayılı ilamında da belirtilmiştir. “
Bu durumda öncelikle davacı …’ın küçük oğlu …’ın yaralanmış olması nedeniyle asaleten olan manevi tazminat talebi,ayrıca küçük …’ın bizzat kendisinin yaralanması nedeniyle manevi tazminat talebi ele alınmalıdır.
Manevi tazminat zenginleşme aracı olmamakla beraber bu yöndeki talep hakkındaki hüküm kurulurken olay sebebiyle duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amaçlanmalı ve bu sebeple tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile birlikte olayın meydana geliş şekli de göz önünde tutularak hak ve nesafet kuralları çerçevesinde bir sonuca varılmalıdır. Zira, TMK.’nun 4. maddesinde, kanunun takdir hakkı verdiği hallerde hakimin hak ve nesafete göre hükmedeceği öngörülmüştür.Meydana gelen kaza sonucunda küçük …’ın trafik kazası sonucunda %49 oranında meslekten kazanma gücü kayıp oranına maruz kaldığı,mevcut olan bu kayıp durumunun küçüğün yaşı da dikkate alındığında sıradan bir kayıp oranı olmadığı,küçüğün sağ el ve parmaklarında güç kaybının olduğu, küçüğün hayat boyu bu eksikliğin verdiği maddi veya manevi acısı ile yaşamak zorunluluğu olduğunu, mevcut kayıp oranının küçük bir çocuğun yetişkin bir insan ile kıyaslanamayacak şekilde mevcut durumdan etkilenmesinin doğal olduğu,olayın olduğu tarih itibari ile tarafların mali ve soyal durumları, özellikle olayın olduğu 2010 yılı itibari ile davacı babanın ve küçüğün ve ailesinin gelir durumu, ülkedeki mevcut asgari ücret ve kazanç durumları, davalının tespit olunan mali ve sosyal durumları, kazaya yol açan sürücünün asli derecede kusurlu olması nedeniyle verilen mahkumiyet hükmünün içeriği ,ceza dosyası ile kesinleşen olgular, dava dosyasındaki kusur oranı ile uyumlu olacak şekilde mahkememizce alınan bilirkişi raporunda dahi sürücünün tam kusurlu olduğunun teyit edilmiş olması,küçüğün kusuru olmadığı halde bu acıya maruz kalması, yaralanmış olan küçüğün yaşadığı bu olayı uzun süre hatırından çıkarılmamasının gerek davacı baba ve gerekse küçükte yaratacağı elem ve üzüntü karşısında davacı baba …’ın lehine ve oğlu küçük …’ın yaralanmasının doğrudan davacı baba yönünden manevi zarar oluşturacağının kabulü ile 15.000,00 TL manevi tazminat ,yine küçük …’ın bizatihi kendisinin talebi nedeni ile küçük …’a 15.000,00 TL manevi tazminata hükmolunması takdir olunmuştur.
Öte yandan davacı …’ın meydana gelen kaza sonucunda eşi ve hayat arkadaşı durumundaki …’ın varlığından yoksun kaldığı,aynı şekilde küçük …’ın ise yaşı nedeniyle yaşamı boyunca annesi … ile hatırlabileceği bir anısının dahi artık mevcut olamayacağı,meydana gelen kaza sonucunda davacı …ile küçük …’ın resmen ve fiilen en yakınlarındaki kişiyi kaybetmiş olmaları,meydana gelen kaybın hayat boyu tam ve eksiksiz olarak doldurulmasının imkansız olması,tüm bu sonuçların meydana gelmesinde davacı baba ve oğlu …’ın hiçbir kusurunun olmaması,bilakis davalı sürücünün ise tam kusurlu bulunması,mevcut kaybı davacıların yaşadıkları sürece unutmalarının imkan dahilinde görülmemesi, bu kaybın oluşturacağı elem ve üzüntünün etkileri,kazanın meydana geldiği tarih itibariyle tarafların mali ve sosyal durumları ve dosya kapsamı dikkate alındığında,davalılar lehine ilk hükmün davacılar tarafından temyiz olunmaması nedeniyle davalılar lehine oluşan kazanılmış hak dahi dikkate alınarak …’ın ölümü nedeniyle davacı eş …lehine 25.000,00 TL,yine anne …’ın ölümü nedeniyle oğlu … lehine 25.000,00 TL manevi tazminata hükmolunması gerekmiştir.
Davacıların maddi tazminat talepleri ile ilgili hazırlanan 24/11/2014 tarihli ilk bilirkişi raporuna göre;Şükran için tedavi gideri belgesiz,… için tedavi giderinin belgesiz olduğu,… için cenaze giderinin takdirin mahkemeye ait olduğunu,… için tedavi giderinin 16.472,86 TL…) destekten yoksun kalma giderinin 5.872,69 TL,…destekten yoksun kalma giderinin 39.993,64 TL,…’in destekten yoksunluk(…) bedelsiz,…’in iş gücü kaybının 266.692,09 TL ve Mustafa işten kalma giderinin ise ispatlanamamış olduğu belirtilmiştir.
Yargılama aşamasında tarafların dayanmış oldukları deliller çerçevesinde ayrıca trafik bilirkişisi Prof.Dr….arafından sunulan 08/05/2018 tarihli rapor içeriğine göre dahi sürücü …%100 kusurlu bulunmuş olup,bu rapor dahi ceza dosyasındaki maddi olgu ve tespitler ile uyum içindedir.
Öte yandan küçük … hakkında … Eğitim ve Araştırma Hastanesi Adli Tıp Ana Bilim Dalı’nın hazırladığı 13/10/2013 tarihli rapor içeriğine göre küçüğün kaza tarihi itibariyle geçerli olan yönteme göre yapılan araştırma sonucunda %49 oranında meslekte kazanma gücü kayıp oranına maruz kaldığı tespit edilmiştir.
Adli Tıp Ana Bilim Dalı’nın hazırladığı rapor çerçevesinde davacıların tazminat talepleri ile ilgili aktüer bilirkişisinin hazırlamış olduğu 10/09/2018 rapora göre;”
1. Davacı çocuk …’ ın destekten yoksun kalma nedeniyle nihai ve geçek maddi zararının 534.820,78 TL olduğu tespit edilmekle birlikte, ancak talebin 266.692,09 TL olarak ıslah edilmiş olduğu,
2. Davacı eş …’ ın destekten yoksun kalma nedeniyle nihai ve geçek maddi zararının 1.674,47 TL olduğu,
3. Davacı eş …’ ın cenaze ve defin gideri nedeniyle nihai ve geçek maddi zararının 1.770,00 TL olduğu,
4. Davacı eş …’ ın eş ve çocuğunun bakımı için işten-güçten geri kalma nedeniyle nihai ve geçek maddi zararının tespiti için davacı çocuğun geçici olarak bakıcıya ihtiyaç duyduğu sürenin tıp doktoru bilirkişi tarafından tespit edilmesinden sonra brüt asgari ücretlere göre tespitinin gerekeceği,
5. Tedavi giderlerinin hesabı ve değerlendirmesinin alanında uzman tıp doktoru bilirkişi tarafından yapılması gerektiğinden tarafımdan bir değerlendirme yapılmadığı,
6. Sayın Mahkemenin 30.10.2017 tarihli celse ara kararında davalılardan 30.000,00 TL geçici ödemenin alınarak davacılara ödenmesi hükmü bulunmakla birlikte, ödemenin gerçekleşip gerçekleşmediği ve ödenmiş ise hangi davacıya ve hangi maddi tazminat kalemi için ödendiği bilinmediğinden 30.000,00 TL tazminat ödemesinin hesaplanan zarar tutarlarından tenzil edilemediği ve mahkemece 30.000,00 TL tutarın güncelleştirilmeksizin tenzil edilmesi gerekeceği,
7. Temerrüt başlangıç tarihinin davalı sigorta şirketi yönünden 26.07.2012 tarihi, diğer davalılar yönünden ise 18.11.2010 kaza ve işleyecek faizin yasal faiz olduğu,”bu arada hazırlanan raporun sonuç kısmına küçük …’ın 31.159,54 TL destekten yoksun kalma tazminatı hak ettiği belirtilmemiş ise de bu noktada raporun dördüncü sayfasında ayrıntılı ve gerekçeli açıklama yapıldığı ,sadece sonuç kısmına yazılmadığı açıkca anlaşılmaktadır.
Öncelikle belirtmek gerekir ki küçük … yönünden bakıcı gideri altında davacı …yönünden talep olunan “refakatçı gideri” şeklindeki 10.000,00 TL maddi tazminat talebinden davacı vekili 21/02/2019 tarihi itibariyle feragat etmiştir.HMK m.307 ve devamı hükümleri karşısında bu talebin reddi gerekir.
Öte yandan küçük … için sürekli maluliyet zararı 534.820,28 TL olarak aktüer bilirkişi raporunda belirtilmiş ise de bu miktara itibar edilmemiştir.Bu noktada öncelikle belirtmek gerekir ki davacı vekilinin dava dilekçesinde bu yöne ilişkin olarak ileri sürdüğü bir açıklama yoktur.O halde “kural olarak; dava açıldıktan sonra dava sebebinde, konusunda, delillerde ve diğer hususlardaki usule ilişkin işlemlerin ıslah yoluyla düzeltilmesi mümkün olduğu gibi davanın konusunda da ıslah mümkündür….Ne var ki… ıslahla kastedilen dava konusu edilen hususların genişletilmesi veya değiştirilmesidir. Dava konusu edilmeyen bir şeyin ıslah yoluyla davaya ithaline ve dava konusu haline getirilmesine yasal açıdan olanak bulunmamaktadır.Açıklanan nedenlerle, haksız fiil nedenine dayalı tazminat istemli davada, davanın konusunu sadece açıklanan maddi tazminat kalemleri oluşturmaktadır. Dava konusu edilmeyen maddi tazminat kalemi ise ayrı bir müddeabihtir. Bu nedenle maluliyete ilişkin maddi tazminat talebinin ıslahın konusu olamayacağı; eş söyleyişle eldeki davada başlangıçta dava edilmeyip, ıslahla davaya katılmak istenen maddi tazminat kaleminin ayrı bir müddeabih olmakla, ayrı bir davanın konusunu teşkil edeceği kanaatına ulaşılmıştır.(Yargıtay HGK 2014/4-1193E.2016/800K.sayılı ve Hukuk Genel Kurulu’nun 2011/1-364-453 E. sayılı kararından hareket edilmiştir. ) O halde çalışma gücü kaybına ilişkin 266.692,09 TL maddi tazminat talebi hakkında açılmış davanın varlığı kabul edilemeyeceğinden bu talebe ilişkin dava hakkında karar verilmesi de usulen mümkün görülmemiştir.
Davacı …’ın cenaze def’in talebi ise son aktüer bilirkişi tarafından 1.770,00 TL olarak açıklanmıştır.Bilindiği üzere ve Yargıtay’ın yerleşik uygulamaları gereği, davalılar meydana gelen trafik kazası nedeni ile ancak gerçek def’in zararlarını gidermekle yükümlüdürler.Bu noktada Yargıtay 17.HD kararlarında da belirtildiği üzere davacı tarafın kendi milli değerlerine, yerel örf ve adetlerine göre yaptığı özel giderlerden sorumluluk söz konusu değildir.Bu bağlamda; taziye teşekkür giderleri, yemek giderleri, mevlit gideri vs.gibi zorunlu olmayan cenaze merasimi giderlerine yönelik istemde bulunulması mümkün bulunmadığından konuya ilişkin olarak ilgili resmi kurumdan cenaze ve defin giderinin ne olduğu noktasında gelen cevabi yazının içeriği dikkate alınmak sureti ile hesap yapılması gerekli ve mümkündür.Buna göre….Mezarlıklar Müdürlüğünden bildirilen toplam rakam ve kalem miktarları gözetildiğinde, 1.770,00 TL defin gideri gerçek zarar olarak ve olay tarihi itibari ile makul görülmüş, bu miktar kabul olunmuştur.O halde davalıların da ilk hükmü temyiz etmeleri ve yapılan inceleme karşısında, bu miktara itibar edilmiştir.
Her iki davacı yönünden ayrı ayrı ve muris …’ın desteğinden yoksun kalınması nedeni ile talep olunan tazminat miktarlarına ilişkin aktüer bilirkişi tarafından gerekli inceleme yapılmıştır.Öncelikle belirtmek gerekir ki destekten yoksun kalındığı söylenen muris,kaza tarihinde herhangi bir işte çalışmayan ve ev hanımı olan kişi konumundadır.Mahkememizce hükme esas alınan aktüer raporunda desteğin ev hanımı olduğu ve asgari ücret düzeyinde gelir elde edeceği kabul edilerek hesaplama yapılmış olup söz konusu zararın hesaplanması sırasında esas alınan asgari ücret, bir çalışmanın karşılığı değil ekonomik bir değer taşıyan yaşamsal faaliyetlerin sürdürülmesinin karşılığıdır. Hal böyle olunca da ücretle fiilen çalışanlara uygulanmak için getirilen asgari geçim indiriminin, ücretli bir çalışması olmayan ev hanımı olan destekten dolayı uğranılan zararın hesaplanması sırasında dikkate alınamayacağı açıktır.(Yargıtay 17.HD 2016/12450E.2019/5855K.sayılı ilamı)
Aktüer bilirkişi raporunda da açıklandığı üzere desteğin mevcut konumu göz önüne alınarak aktüer bilirkişi tarafından zarara ilişkin gelirinin AGİ’siz net asgari ücret üzerinden yapılması ve aktif-pasif devre ayrımı yapılmaksızın tüm hesap süresi pasif devre kabul edilerek AGİ’siz net asgari ücret üzerinden hesap yapılarak bilirkişi tarafından sonuca ulaşılması yöntem itibariyle Yargıtay uygulamasına uygundur. Nitekim aktüer bilirkişi hazırlamış olduğu 10/09/2018 tarihli raporunda, küçük …’ın destekten yoksun kaldığı tazminata ilişkin miktar 31.114,59 TL olarak,davacı …için ise 1.674,47 TL olarak hesaplamış olup hesaplama yöntemi karşısında bulunan rakamlara itibar edilmiştir.Bu arada ve yargılama sırasında TBK m.76 uyarınca takdir olunan 30.000,00 TL geçici ödeme, davacı küçük … için takdir olunan tazminattan Yargıtay uygulaması gereği ve bilirkişi raporuna uygun olarak güncelleme yapılmaksızın mahsup edilmiştir. Yargıtay uygulaması gereği yapılan ödemeye dava tarihinden ödeme tarihine kadar yasal faiz işletilmesi ve ödenen miktarın bu şekilde infazının yapılması uygun görülmüştür.Esasen davanın,küçük adına velayeten kendi adına ise asaleten …tarafından açılmış olması karşısında tarafların lehine veya aleyhine çıkan bir durum bu noktada bulunmamaktadır.Zira sonuç olarak hakkaniyete dahi uygun olarak mahsup yapılmıştır.
Yine küçük … için yapıldığı iddia olunan tedavi giderleri için konusunda ehil ortopedist hekim bilirkişiden rapor alınmıştır.Bilindiği üzere 6111 Sayılı Kanun gereği yasanın yayımlandığı tarihten önce ve sonra meydana gelen tüm trafik kazaları nedeni ile sunulan belgeli sağlık hizmet bedelleri … tarafından karşılanacaktır. Bu nedenle davacının dava konusu tedavi giderlerinden belgeli/faturalı sağlık giderlerinin tümünden …, belgesiz/paramedikal giderlerden ise aracın işleteni, sürücüsü ve zorunlu mali sorumluluk sigortacısı sorumludur.Buna göre 6111 sayılı Yasada düzenlendiği üzere acil hal teşkil eden tüm belgeli tedavi giderlerinden…nun sorumluluğu söz konusu olsa da acil olmayan giderlerden kurumun sorumluluğu yoktur.Buna göre aktüerya hesap uzmanı tedavi giderleri uzmanı Op.Dr…. tarafından hazırlanan 28/12/2018 tarihli raporunda tedavi gideri 16.472,86 TL olarak belirtilmiştir.Bu miktarın 272,50 TL’lik kısmı acil gider niteliğinde olsa da 16.200,36 TL’lik kısmı acil tedavi niteliği bulunmayan ve en erken kaza tarihinden neredeyse beş ay geçtikten sonra yapılan giderler niteliğindedir.Bu nedenle …’nın davaya dahil edilmesi gerekmediği gibi acil nitelikte olmayan giderlerden bu dolayı davalı sürücü ve işleten gerçek kişilerin sorumlulukları söz konusu olacaktır.
Öte yandan davacı …’ın …’ın tedavisi için talep olunan 1.000,00 TL’lik tedavi gideri yönünden ise ispatlanabilen bir zararı bulunmadığı anlaşılmakla bu miktara yönelik talebin reddi gerekir.Yine küçük … hayattadır.Hayatta olan … nedeniyle ise yakınları destekten yoksun kalma tazminatı talep edemez.Bu nedenle …’ın küçük … nedeniyle destekten yoksun kalma tazminatı talep edilmesi de mümkün değildir.En son sunulan aktüer bilirkişisinin bu yöne ilişkin sunduğu rapora bu yönde itibar edilmiştir.Esasen talep,talebe konu olan tazminatın amacı ile de uyumlu değildir.Bir başka deyişle desteğini kaybetmeyen destekten yoksun kalma tazminatı da talep edemez.
Ayrıca belirtilmelidir Gaziosmanpaşa …Asliye Hukuk…E….K. sayılı ilamına yönelik davacı vekilinin temyizi bulunmamaktadır.Bu nedenle mahkememizce oluşturulan hüküm ile tazminat miktarları belirlenirken miktarlar yönünden davalılar lehine oluşan usuli kazanılmış hak dikkate alınmış ve ilk hükümde belirtilen miktarlardan daha fazla olacak şekilde davacı lehine hüküm oluşturulmamıştır.
Yapılan açıklamalar karşısında davacıların murisi olan …’ın ölümü, davacı …’in engelli kalması nedeniyle talep ettikleri manevi tazminat taleplerinin kısmen kabulüne,davacı eş …için …’nin ölümü nedeniyle 25.000,00- TL, …’ın yaralanması nedeniyle 15.000,00 TL manevi tazminatın; davacı çocuk … için anne …’nin ölümü nedeniyle 25.000,00 TL, kendisinin engelli hale gelmesi nedeniyle 15.000,00 TL manevi tazminatın; 18/11/2010 kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılar …ve …’den müştereken ve müteselsilen alınarak davacılara ayrı ayrı verilmesine, fazlaya ilişkin istemlerin reddine; davacıların muris …’nin desteğinden yoksun kalmaları nedeniyle maddi tazminat istemlerinin kısmen kabulü ile müteselsil sorumlu davalılardan … A.Ş. tarafından mahkememizin 30/10/2017 tarihli ara kararına göre davacılara yapılan 30.000,00TL geçici ödemenin, dava tarihi olan 26/07/2012 tarihinden ödeme tarihi olan 07/11/2017 tarihine kadar işlemiş yasal faizinin davalılardan müteselsilen tahsili ile davacılara verilmesine,Geçici ödeme düşülmüş hali ile 2.789,06 TL (davacı …için 1.674,47.-TL, davacı … için 1.114,59 TL olmak üzere) maddi tazminatın davalı … A.Ş yönünden 175.000,00 TL.lik poliçe teminat limitiyle sınırlı olmak üzere, dava tarihi olan 26/07/2012 tarihinden itibaren; diğer davalılar … ve … yönünden kaza tarihi olan 18/11/2010 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte, davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacılara verilmesine, fazlaya ilişkin istemlerin reddine;davacı …’ın, kazada yaralanan …’ın gelecekteki desteğinden yoksun kalma nedeniyle maddi tazminat isteminin, …’ın hayatta olması nedeniyle ve sübut bulmadığından reddine;davacı …’ın, 5.000,00 TL cenaze-defin giderine ilişkin maddi tazminat talebinin ve 16.472,86 TL … için yapılan tedavi giderine ilişkin maddi tazminat talebinin kısmen kabulü ile, 1.770,00 TL cenaze gideri, 16.200,36 TL tedavi gideri tazminatının, (davalı … AŞ yönünden 175.000,00 TL.lik poliçe teminat limiti ile sınırlı olmak üzere) davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacı …’a verilmesine, alacağa davalılar… ve … yönünden 18/11/2010 kaza tarihinden itibaren, davalı … AŞ yönünden ise dava tarihi olan 26/07/2012 tarihinden itibaren yasal faiz işletilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine,davacı …’ın çalışma gücü kaybına ilişkin 266.692,09 TL maddi tazminat talebi hakkında, ıslahla dava açılmış sayılamayacağından bu talep ile ilgili karar verilmesine yer olmadığına,davacı …’ın, “…’in bakımı nedeniyle gelir kaybı-bakıcı gideri” şeklindeki 10.000,00 TL maddi tazminat talebinin, feragat nedeniyle reddine, davacı …’ın, muris Şükran’ın tedavisi için talep edilen 1.000,00-TL tedavi giderine ilişkin maddi tazminat talebinin esastan reddine karar vermek gerekmiştir.

HÜKÜM:Yukarıda yazılı nedenlerle;
1-Davacıların murisi olan …’ın ölümü, davacı …’in engelli kalması nedeniyle talep ettikleri manevi tazminat taleplerinin KISMEN KABULÜ ile,
Davacı eş …için …’nin ölümü nedeniyle 25.000,00- TL, …’ın yaralanması nedeniyle 15.000,00 TL manevi tazminatın,
Davacı çocuk … için anne …’nin ölümü nedeniyle 25.000,00 TL, kendisinin engelli hale gelmesi nedeniyle 15.000,00 TL manevi tazminatın,
18/11/2010 kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılar …ve …’den müştereken ve müteselsilen alınarak davacılara ayrı ayrı verilmesine, fazlaya ilişkin istemlerin reddine,
2- A) Davacıların muris …’nin desteğinden yoksun kalmaları nedeniyle maddi tazminat istemlerinin KISMEN KABULÜ ile,
Müteselsil sorumlu davalılardan … A.Ş. tarafından Mahkememizin 30/10/2017 tarihli ara kararına göre davacılara yapılan 30.000,00 TL geçici ödemenin, dava tarihi olan 26/07/2012 tarihinden ödeme tarihi olan 07/11/2017 tarihine kadar işlemiş yasal faizinin davalılardan müteselsilen tahsili ile davacılara verilmesine,
Geçici ödeme düşülmüş hali ile 2.789,06 TL (davacı …için 1.674,47.-TL, davacı … için 1.114,59 TL olmak üzere) maddi tazminatın davalı … A.Ş yönünden 175.000,00 TL.lik poliçe teminat limitiyle sınırlı olmak üzere, dava tarihi olan 26/07/2012 tarihinden itibaren; diğer davalılar … ve … yönünden kaza tarihi olan 18/11/2010 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte, davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacılara verilmesine, fazlaya ilişkin istemlerin reddine,
B) Davacı …’ın, kazada yaralanan …’ın gelecekteki desteğinden yoksun kalma nedeniyle maddi tazminat isteminin, …’ın hayatta olması nedeniyle ve sübut bulmadığından reddine,
C) Davacı …’ın, 5.000,00 TL cenaze-defin giderine ilişkin maddi tazminat talebinin ve 16.472,86 TL … için yapılan tedavi giderine ilişkin maddi tazminat talebinin KISMEN KABULÜ ile, 1.770,00 TL cenaze gideri, 16.200,36 TL tedavi gideri tazminatının, (davalı … AŞ yönünden 175.000,00 TL.lik poliçe teminat limiti ile sınırlı olmak üzere) davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacı …’a verilmesine, alacağa davalılar … ve…önünden 18/11/2010 kaza tarihinden itibaren, davalı … AŞ yönünden ise dava tarihi olan 26/07/2012 tarihinden itibaren yasal faiz işletilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine,
D) Davacı …’ın çalışma gücü kaybına ilişkin 266.692,09 TL maddi tazminat talebi hakkında, ıslahla dava açılmış sayılamayacağından KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,
E) Davacı …’ın, “…’in bakımı nedeniyle gelir kaybı-bakıcı gideri” şeklindeki 10.000,00 TL maddi tazminat talebinin, feragat nedeniyle REDDİNE,
F) Davacı …’ın, muris Şükran’ın tedavisi için talep edilen 1.000,00-TL tedavi giderine ilişkin maddi tazminat talebinin esastan REDDİNE,
3-Davacı …’ın kabul edilen maddi tazminat talepleri ve davacı …’ın kabul edilen maddi tazminat talepleri nedeniyle tahsili gereken 3.467,37 TL karar harcının davalılardan müştereken tahsili ile hazineye gelir kaydedilmesine,
4-Davacıların kabul edilen manevi tazminat talepleri nedeniyle tahsili gereken 5.464,80 TL harcın sigorta şirketi dışındaki davalılardan tahsili ile hazineye gelir kaydedilmesine,
5-Davacılar tarafından yatırılan 522,75 TL peşin harç ile 4.750,00 TL ıslah harcından 44,40 TL maktu harcın (karar verilmesine yer olmadığına dair verilen karar sebebiyle) mahsubu ile bakiye 5.228,35 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacılara iadesine,
6-Davacılar tarafından maddi tazminat talepleri nedeniyle yapılan posta ve tebligat masrafı 825,85 TL, bilirkişi ücreti 2.800,00 TL olmak üzere toplam 3.625,85 TL yargılama giderinin davanın kabul ve ret oranına göre 3.625,85 x 50.759,42 / 82.466,50 = 2.231,76 TL’sinin davalılardan (davalı sigorta şirketi poliçe limitiyle sınırlı sorumlu olmak kaydıyla) tahsili ile davacılara verilmesine, bakiye yargılama giderinin davacılar üzerinde bırakılmasına,
7-Manevi tazminat nedeniyle ayrıca yargılama gideri yapılmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
8-Davacı … kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ne göre (kabul edilen maddi tazminat talebi nedeniyle) hesap ve takdir edilen 3.733,75 TL vekalet ücretinin davalılardan tahsili ile adı geçen davacıya verilmesine,
9-Davacı …kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ne göre (kabul edilen maddi tazminat talebi nedeniyle) hesap ve takdir edilen 2.725,00 TL vekalet ücretinin davalılardan tahsili ile adı geçen davacıya verilmesine,
10-Davalılardan … A.Ş. ve …kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ne göre (davacı …’ın reddedilen maddi tazminat talebi nedeniyle) hesap ve takdir edilen 2.725,00 TL vekalet ücretinin davacı …’tan tahsili ile adı geçen davalılara verilmesine,
11-Davalılardan … A.Ş. ve …kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ne göre (davacı …’ın reddedilen maddi tazminat talebi nedeniyle) hesap ve takdir edilen 2.725,00 TL vekalet ücretinin davacı …’tan tahsili ile adı geçen davalılara verilmesine,
12-Davacı … kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ne göre (kabul edilen manevi tazminat talebi nedeniyle) hesap ve takdir edilen 4.750,00 TL vekalet ücretinin davalılar …ve …’den tahsili ile adı geçen davacıya verilmesine,
13-Davacı …kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ne göre (kabul edilen manevi tazminat talebi nedeniyle) hesap ve takdir edilen 4.750,00 TL vekalet ücretinin davalılar …ve …’den tahsili ile adı geçen davacıya verilmesine,
14-Davalı …kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ne göre (davacı …’ın reddedilen manevi tazminat talebi nedeniyle) hesap ve takdir edilen 2.725,00 TL vekalet ücretinin davacı …’tan tahsili ile adı geçen davalıya verilmesine,
15-Davalı …kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ne göre (davacı …’ın reddedilen manevi tazminat talebi nedeniyle) hesap ve takdir edilen 2.725,00 TL vekalet ücretinin davacı …’tan tahsili ile adı geçen davalıya verilmesine,
16-Davacılar tarafından yatırılan gider avansından yargılama sırasında yapılan masraflar ile karar tebliğ giderlerinden geriye kalan avansın karar kesinleştiğinde ve istek halinde davacılara iadesine,
17-Davalılar tarafından yatırılan delil avansından yargılama sırasında yapılan masraflardan geriye kalan avansın karar kesinleştiğinde ve istek halinde davalılara iadesine,
Dair, davacılar vekili ile davalı …vekilinin yüzüne karşı diğer davalıların yokluğunda kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde(HUMK 432/1. madde), Mahkememize veya başka bir yer mahkemesine(HUMK 432/2. madde) dilekçe ile başvurmak(HUMK 431. madde) ve temyiz harcı ile gerekli giderlerin tamamı ödenmek(HUMK 434/3. madde) suretiyle, temyiz(Yargıtay) yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı.

Başkan
¸e-imzalıdır
Üye
¸e-imzalıdır
Üye
¸e-imzalıdır
Katip
¸e-imzalıdır