Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/362 E. 2018/544 K. 15.05.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/362 Esas
KARAR NO : 2018/544

DAVA : Tazminat (Trafik Sigorta Sözleşmesi Kaynaklı Rücuen)
DAVA TARİHİ : 13/04/2017
KARAR TARİHİ : 15/05/2018

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Trafik Sigorta Sözleşmesi Kaynaklı Rücuen) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 1/08/2016 tarihinde sürücü …’ın sevk ve idaresindeki … plaka sayılı aracı ile Karabük istikametinden … istikametine seyir halinde iken … mevkiinde havanın yağışlı olduğu bir zamanda viraja hızlı girmesi neticesinde aracın hakimiyetini kaybederek karşı yönde şeridinde ilerleyen müvekkil … hakimiyetindeki … plakalı araca çarparak, müvekkili … ve aynı araçta yolcu olarak bulunan çocukları … ve …’un yaralanmalarına neden olduğunu ve aracın maddi hasara uğradığını, bu nedenle dava tarihi itibariyle müvekkillerinin maddi zararı tam olarak tespit edilemediğinden dolayı fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 3000TL maddi ve 25.000TL manevi tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkil şirketin sorumluluğunun sigortalısının kusuru ve poliçe limiti ile sınırlı olduğunu, müvekkil şirkete sigortalı araç sürücüsünün kusuru bulunmadığını, davayı kabul anlamına gelmemek üzere poliçede sadece sürekli maluliyet hallerinin teminat altına alındığını, trafik sigortası sadece araçta meydana gelen maddi hasarı kapsamakta olup araçta meydana gelen değer kaybı çekici masrafı ve araç kira bedeli poliçe teminatı kapsamında bulunmadığını, davacının manevi tazminat talepleri sigorta poliçesi teminatı kapsamında olmadığından reddi gerektiğini, bu nedenle davanın usulden reddi karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE
Dava, yaralamalı trafik kazası sonucu yaralanan davacıların 2918 sayılı KTK kapsamında sürücü, işleten ve karayolları ZMMS poliçesi kapsamında sigortacı olan davalılardan maddi ve manevi zararların tazminine ilişkindir.
14/4/2016 tarihli ve 6704 sayılı “65 Yaşını Doldurmuş Muhtaç, Güçsüz Ve Kimsesiz Türk Vatandaşlarına Aylık Bağlanması Hakkında Kanun İle Bazı Kanun Ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun” ile Karayolları Trafik Kanununda ve Karayolu Taşıma Kanununda değişiklikler yapılmış olup,
6704 sayılı Kanunun 5. maddesi ile değiştirilen 2918 sayılı Kanunun 97. maddesine göre; zarar görenin, zorunlu mali sorumluluk sigortasında öngörülen sınırlar içinde dava yoluna gitmeden önce ilgili sigorta kuruluşuna yazılı başvuruda bulunması gerektiği ve sigorta kuruluşunun başvuru tarihinden itibaren en geç 15 gün içinde başvuruyu yazılı olarak cevaplaması gerektiği öngörülmüştür. Sigorta şirketince başvuru cevaplanamaz veya verilen cevabın talebi karşılamadığına ilişkin uyuşmazlık olması hâlinde, zarar görenin dava açabileceği veya 5684 sayılı Kanun çerçevesinde tahkime başvurabileceği öngörülmüştür.
2918 sayılı Kanunun 97. maddesindeki bu düzenleme özel yasalarla getirilen bir dava şartı niteliğindedir.
6100 sayılı HMK’nın dava şartları başlıklı, maddesinde dava şartları sayıldıktan sonra, diğer kanunlarda yer alan dava şartlarına ilişkin hükümlerin saklı olduğu düzenlenmiştir. Aynı Kanunun 115. maddesine göre; Mahkeme, dava şartlarının mevcut olup olmadığını, davanın her aşamasında kendiliğinden araştırır. Taraflar da dava şartı noksanlığını her zaman ileri sürebilirler. Mahkeme, dava şartı noksanlığını tespit ederse davanın usulden reddine karar verir. Ancak, dava şartı noksanlığının giderilmesi mümkün ise bunun tamamlanması için kesin süre verir. Bu süre içinde dava şartı noksanlığı giderilmemişse davayı dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddeder.
2918 sayılı yasanın 97. maddesindeki bu düzenleme kapsamında, davacıların davalı sigorta şirketine zararının tazmini talebine ilişkin davadan önce yazılı olarak talepte bulunmadan doğrudan dava açtığı anlaşılmış olmakla dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine ,
2-Alınması gerekli 35,90-TL karar harcının peşin alınan 478,17-TL den mahsubu ile fazla alınan 442,27 TL nin karar kesinleştiğinde ve istek halinde davacılara iadesine,
3-Davalılar vekille temsil olunduğundan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap ve taktir olunan 2.180,00-TL vekalet ücretinin davacı …’dan alınıp davalılara verilmesine,
4-Davalılar vekille temsil olunduğundan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap ve taktir olunan 2.180,00-TL vekalet ücretinin davacı …’dan alınıp davalılara verilmesine,
5-Davalılar vekille temsil olunduğundan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap ve taktir olunan 2.180,00-TL vekalet ücretinin davacı …’dan alınıp davalılara verilmesine,
6-Davacı tarafça yapılan yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına, lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
7-Taraflarca yatırılan avansın kullanılmayan kısmının, karar kesinleştiğinde, istek halinde ilgili tarafa iadesine,
Dair, davacılar vekili ve davalı vekilinin yüzlerine karşı, kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 HAFTA içerisinde mahkememize ve bulunulan yer Asliye Ticaret Mahkemesine dilekçe ile başvurmak koşuluyla İSTİNAF yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup anlatıldı.15/05/2018

Katip
¸E-İmza

Hakim
¸E-İmza