Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/275 E. 2020/298 K. 09.09.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/275 Esas
KARAR NO : 2020/298

DAVA :Menfi Tespit (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ :21/03/2017
KARAR TARİHİ :09/09/2020

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili aleyhine … 23. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile ihtiyati hacze dayalı icra takibi başlatıldığını, ödeme emrinin müvekkiline 18/03/2017 tarihinde tebliğ edildiğini, müvekkilinin sektöründe tanınmış ve güvenilir bir şirket olarak bilindiğini, icra takibi nedeniyle müvekkil şirketin maddi ve manevi mağdur edildiğini, icra takibine dayanak yapılan …bank … Şubesi’ne ait … keşidecili … hesap … çek numaralı 30/12/2016 keşide tarihli, 5.000,00 TL bedelli çekteki imza müvekkil şirket yetkilisi …’e ait olmadığını, kaşenin de şirkete ait olmadığını, müvekkili şirkette 07/11/2016 tarihinde hırsızlık olayı meydana geldiğini ve kasanın kırıldığı ve içindeki birtakım banknot ve çeklerin çalınmış olduğunun tespit edildiğini, icra takibine konu çekin de çalıntı çeklerden olduğunu, bu çekin yasal olmayan biçimde müvekkili şirket yetkilisi adına cirolandığını ve piyasaya sürüldüğünü, bu nedenle … C.Başsavcılığı’na suç duyurusunda bulunulduğunu, çeklerin iptali için … 6. ATM’nin … Esas sayılı dosyası ile dava açıldığını, davalı taraf ödeme yasağına ve çek arkasına düşülen şerhe rağmen kötü niyetle takip başlattığını, çekin iktisabının hukuken mümkün olmadığını, basiretli bir tacir gibi hareket etmediğini, davanın kabulü ile menfi tespit kararı verilmesini, şartlar oluştuğunda davaya istirdat davası olarak devam edilmesini çekin/paranın davalıdan alınarak müvekkile verilmesini, davalı haksız ve kötü niyetle takip yapmış olduğundan takip tutarının %20’si oranında tazminata mahkum edilmesine, dava harç ve masrafları ile vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Temlik eden … Şirketi vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin faktoring işlemini yaparken sadece alacağın faturaya dayalı olup olmadığını ve devir ve temlik aldığını, çekin ciro silsilesinin muntazam olarak birbirini takip edip etmediğini incelemekle yükümlü olduğunu, çek üzerinde yer alan ciranta imzalarının sahte olması ve benzeri hususların ciro silsilesinin sıhhatini etkilemeyeceğini, müvekkilin tüm yasal mevzuata uygun olarak iş bu davaya konu çeki devir ve temlik aldığını, müvekkilinin kötüniyetli olduğunun da davacı tarafça ispat edilemediğini, kambiyo senetlerinde imzaların istiklali ilkesi geçerli olduğunu, çeke hangi sıfatla olursa olsun imza atarak sorumluluk altına giren her kişi diğer imza sahiplerinin sorumluluğundan ayrı ve bağımsız olarak borç altına gireceğini, cirolar arasındaki zincirleme bağlılığının gözlenmesi sadece dış görünüm bakımından yapılacağını, ciro silsilesinin muntazam bir şekilde birbirini takip edip etmediğini incelerken dış görüşünün incelemek yetkili olduğunu, cirantalardan birinin imzasının sahte olması veya temsilci sıfatıyla senedi imzalayan şahsın imza yetkisinden yoksun olması ciro zincirini etkilemeyeceğini, müvekkili şirket alacağın temlikinde izlemekle yükümlü olduğu usul ve esasları harfiyen yerine getirdiğini, bu nedenle müvekkil şirketin dava dışı faktoring müşterisi … Ltd. Şti.’nin fatura borçlusu davacı şirket adına düzenlediği fatura ile ilişkilendirerek iş bu davaya konu olan çeki devir ve temlik aldığını, faktoring işleminin tamamen yasadaki kurallara uygun olduğu gözetilerek davanın reddine, kötüniyetli olarak huzurdaki davanın ikame edilmesine neden olan davacının kötüniyet tazminatına mahkum edilmesine, ve tüm yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacıya yüklenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Temlik alan davalı … Şirketi vekili duruşmadaki beyanında özetle; alacağı temlik eden faktoring şirketinin faturalara dayalı olarak alacağı temlik aldığını, bu nedenle iyniyetli hamil konumunda olduğunu, çekteki sahte imza iddiasının ileri sürülemeyeceğini davanın reddini istemiştir.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde;
Dava, icra takibi ve takibe dayanak teşkil eden çek nedeniyle borçlu olunmadığının tespiti ve ödenen bedelin istirdadı istemine ilişkindir.
Davaya ve takibe konu çek; …bank … Şubesi’ne ait, keşidecisi … olan … hesap, … çek numaralı, … 30/12/2016 keşide yer ve tarihli, 5.000,00 TL bedelli çek olup, çekteki lehtarın ve ilk cirantanın davacı şirket olduğu, çekteki ciro silsilesine göre ikinci cirantanın … Tic. Ltd. Şti olduğu, akabinde çekin dosyaya sunulan fatura ve faktoring sözleşmeleri uyarınca dava dışı temlik eden … sözleşmesine ciro edildiği, temlik eden şirketin çek üzerinde tedbir kararı bulunması nedeniyle çeki süresinde ibraz ettiği, ancak tahsilat yapamadığı görülmüştür. Ayrıca, yargılama sırasında davalı faktoring şirketinin bahse konu alacağını temlik alan davalı … A.Ş ye temlik ettiği, usulen taraf teşkilinin tamamlandığı anlaşılmıştır.
Davacı şirket iş yerinde meydana gelen hırsızlık nedeniyle bir kısım müşteri çeklerinin çalındığını, gerçek olmayan şekilde cirolanarak piyasaya sürüldüğüünü, hem cezai hem hukuksal anlamda gerekli yasal yollara başvuru yaptıklarını, işbu davaya konu çekin de çalınan çekler arasında olup çekteki imzanın şirket yetkilisine ait olmadığını, imza inkarında bulunmuşlardır. Davalı şirket ise, çeki iyi niyetle iktisap ettiğini, çekteki şekli incelemeyi yaptıklarını, imzanın sahte olması iddiasının kendilerine karşı ileri sürülemeyeceğini savunmuşlardır.
Uyuşmazlığın temeli, çekte inkar edilen imzanın davacı şirket yetkilisine ait olup olmadığı, imzanın davacı şirkete ait olmaması halinde bu definin çekteki hamile (temlik alan davalıya) karşı ileri sürülüp sürülemeyeceği konusunda toplanmaktadır.
İhtilafın çözülmesi amacıya gerekli araştırmalar yapılmış, bu kapsamda Mahkememizce çek aslı getirtilmiş, davacının uygulamaya elverişli imza asılları toplanmış, imza örnekleri alınmış, çek üzerinde bilirkişi incelemesi yapılmıştır. Yapılan incelemede 02/07/2019 tarihli bilirkişi raporu ile imzanın davacıya ait olmadığı / eli ürünü olmadığı belirlenmiştir. (İmzaların davacıya ait olmadığının gözle muayenede dahi anlaşılabilmektedir). Böylece; davaya konu çekin davacı şirket emrine düzenlendiği, davacılar elinde iken çalındığı, çalınan çeklerin sahte cirolarla tedavüle konduğu ve sonuçta faktoring işlemine tabi tutularak davalıya ciro edildiği anlaşılmıştır. Çek, davacının elinden rızası dışında çıkıp sahte ciro ile tedavüle konduğundan davacı şirket çekten sorumlu değildir.
Davaya konu çekteki sahte imzanın hukuki nitelendirmesine gelince, bilindiği üzere Sahtelik def’i, mutlak def’i olduğundan iyiniyetli olsa dahi hamile karşı (faktoring şirketi) ileri sürülebilir. (Yargıtay 19.H.D 2013/18072 Esas, 2014/1981 K; aynı dairenin 2015/9524 E., 2016/526 Karar sayılı ilamları). Aynı durum alacağı temlik alan davalı şirket için de geçerlidir. Zira, alacağın temliki illi bir işlem olduğundan borçlu, önceki alacaklıya karşı ileri sürebileceği tüm defi ve itirazları alacağı temellük eden alacaklıya karşı da dermayan edebilir. Bu nedenle söz konusu çekten ve icra takibinden dolayı davacının davalıya borçlu olmadığının tespitine, bedeli ödenen çek yönünden ise istirdada karar vermek gerekmiştir (eksik harç ikmal ettirilmiştir.). Davacı şirket her ne kadar kötü niyet tazminatı talebinde bulunmuş ise de, davalı hamil şirketin cirosundan önce başka şirketlere ait ciro bulunduğu, ayrıca davalı faktoring şirketinin bahse konu çeki faturaya dayanarak ve faktoring sözleşmesi kapsamında iktisap ettiği görülmekle, kötü niyetli olduğu ispat edilemediğinden davacının kötüniyet tazminatı talebinin reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: (Ayrıntısı ve Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere)
1-Davanın KABULÜ ile, … 23. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı icra takibine temel teşkil eden …bank … Şubesi’ne ait, keşidecisi … olan, … hesap numaralı … çek numaralı, … 30/12/2016 keşide yer ve tarihli, 5.000,00 TL bedelli çek nedeniyle ve icra takibinden dolayı davacının davalıya BORÇLU OLMADIĞININ TESPİTİNE,
2-7.720,00 TL’nin ödeme tarihi olan 24/03/2017 tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
3-Davacının tazminat talebinin yasal koşulları oluşmadığından REDDİNE,
4-Alınması gereken 527,35-TL harçtan başlangıçta peşin alınan 105,05 TL harç ile 54,40 TL tamamlama harcının mahsubu ile bakiye 367,90-TL harcın davalıdan alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
5-Davacı tarafça yapılan toplam harç 159,45-TL, posta ve tebligat masrafı 142,30-TL, bilirkişi ücreti 600,00 TL olmak üzere toplam 901,75 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
6-Davacı yargılama sırasında kendisini bir vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince belirlenen 3.400,00-TL vekâlet ücretinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
7-HMK 333. maddesi uyarınca karar kesinleştiğinde kullanılmayan ve artan bakiye gider avansının resen davacıya veya vekiline İADESİNE,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süresi içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’ne İstinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup anlatıldı.09/09/2020

Katip
(e-imzalıdır)

Hakim
(e-imzalıdır)