Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/259 E. 2019/393 K. 08.05.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/259 Esas
KARAR NO : 2019/393

DAVA : İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 16/09/2015
KARAR TARİHİ : 08/05/2019

Mahkememizin 2014/1492 Esas sayılı dosyasından tefrik edilen iş bu Menfi Tespit Davası mahkememizin yukarıda belirtilen sırasına kaydedildi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı Vekili Dava Dilekçesinde Özetle; müvekkil …’ya … 5.İcra Müdürlüğü … E sayılı dosyası üzerinden ödeme emri tebliğ edildiğini ve 01/08/2013 tarihinde borca itiraz ile borçluların ikametgahının Bodrum olması nedeniyle yetki İtirazında da bulunulduğunu, itiraz nedeniyle icra takibinin durdurulmasına karar verilmesi gerektiği halde takibe devam edildiğini ve hacizler konulduğunu, şikayet üzerine, yapılan itirazların satış dışında işlemleri durdurmayacağı gerekçesiyle şikayetin, … 12.İcra Hukuk Mahkemesinin 2014/859 E ve 2014/756 K sayılı kararı ile reddedildiğini, temyiz üzerine Yargıtay 12.HD. 2015/6434 E, 2015/16360 K ve 26.06.2014 tarihli ilamında, yerel mahkemenin red gerekçesi yerinde görülmeyerek, itirazın süresinde olmadığı gerekçesiyle kararın onandığını ve … Şirketlerinin fon alacaklarının takip ve tahsiline ilişkin olarak getirilen İstisnai durumdan yararlanamayacağı hususunun belirtildiğini, … A.Ş. tarafından kullandırılan ve 14.07.1998 tarihi itibariyle kat edilen kredinin, kredi borçlusu … Şti ve kefili … Tic. A.Ş. tarafından borcun ödendiğini, icra takibine konu borcun ödendiğini, şube tarafından verilen imzalı yazının ispatladığını ve 30.03.1998 tarihinde 800.00 TL (bugünkü para birimi), 14.02.2000 tarihinde 2.000,00 TL, 21.03.2000 tarihinde 1.495,00 TL ve 19.04.2000 tarihinde 243,13 TL olmak üzere toplam olarak 4.538,13 TL ödendiğini, ayrıca, kefillerden … üzerinden … 14.İcra Müdürlüğü … sayılı dosyasından 28.01.2008 tarihinde 5.000,00 TL daha ödendiğini ve iki ayrı kefile aynı borcun farklı tarihlerde ödetilmiş olmasına rağmen, bu kez aynı borç İçin … 5.İcra Müdürlüğü … E sayılı dosyası ile yeniden icra takibi başlatıldığını, hesap kat tarihinin 30.09.1997, ihtarname tarihinin 14.07.1998 ve takip tarihinin 27.06.2013 olduğu ve 10 yıllık zamanaşımı geçtikten sonra icra takibinin yapıldığını, Yargıtay 23.HD 06.11.2013 tarih, 2013/6868 E, 2013/6830 K sayılı kararında, TMSF’na devredilen bankaların alacağı olan alacakların 4389 sayılı Bankalar kanunu 15/3 (5411 sayılı kanun) kapsamında fon alacağı olmadığını, bu nedenle fon alacağı niteliğinde olmayan bir borçla ilgili zamanaşımının 20 değil 10 yıl olduğunu, dosya alacaklısı olarak görünen … A.Ş. alacağının fon alacaklarının takip ve tahsiline getirilen istisnai düzenlemeden yararlanamayacağını, belirtilen durum itibariyle … 2.ATM … E sayılı dosya ile bu davanın birleştirilmesi gerektiğini beyan edilerek, davanın kabulü, borçlu olunmadığının tespiti, yargılama ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesi talep ve dava etmiştir.
Usulüne uygun davetiye tebliğ edilmesine rağmen davalının cevap dilekçesi sunmadığı anlaşılmıştır.
Tüm Dosya Kapsamı Birlikte Değerlendirildiğinde;
Dava, genel kredi sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili için başlatılan takip nedeniyle borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkindir.
Davalı tarafından, mahkememizin 2014/1492 esas sayılı dosyası ile … 5. İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı takibine itiraz nedeniyle itirazın iptali davasının ikame edildiği, yargılama devam ederken iş bu dosya davacısının … 10. ATM’nin …esas sayılı dosyasında anılan … 5. İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı takibine konu alacak nedeniyle borçlu olmadığının tespitini talep ettiği, … 10. Asliye Ticaret Mahkemesince … Esas sayılı dosyanın, daha önce açılan ve aralarında bağlantı bulunan mahkememizin 2014/1492 esas sayılı dosyasında birleştirilmesine karar verildiği, yargılamanın 2014/1492 esas sayılı dosya üzerinden yürütüldüğü, yargılama sırasında asıl dosya davacısı … A.Ş.’nin 2014/1492 esas sayılı dosyada ikame edilen itirazın iptali davasını takip etmemesi nedeniyle asıl dosyada davanın açılmamış sayılmasına karar verildiği, birleştirilen menfi tespit davasının tefrikine karar verilerek yine mahkememizin 2017/259 esas sayılı sırasına kaydedildiği anlaşılmaktadır.
Somut olayda, davacı … aynı alacak ile ilgili itirazın iptali davası devam ederken iş bu menfi tespit davasını ikame etmiştir.
Menfi tespit davası icra takibinden önce açılabildiği gibi icra takibinden sonra da açılabilir. Takipten önce menfi tespit davası açılabilmesi için borçlunun borcu olmadığının hemen tespitinde hukuki bir yararı bulunmalıdır. Borçlu maddi hukuk bakımından ödemekle yükümlü olmadığı bir alacak talebiyle karşılaşmış ise, menfi tespit davası açmakta hukuki yarar bulunduğu kabul edilmelidir. Alacaklı ilamsız icra takibinde ödeme emrine itirazın tebliğinden itibaren 2 yıl içinde genel mahkemelerde itirazın iptali davası açabilir (İİK m.67). İtirazın iptali davası genel hükümlere göre görülen bir dava olması nedeniyle borçlu takibe itirazında bildirdiği itiraz sebepleriyle bağlı olmadan bütün savunma sebeplerini davada ileri sürebilir. Bu nedenle itirazın iptali davası açıldıktan sonra takip konusu borçla ilgili olarak borçlunun menfi tespit davası açmakta hukki yararı bulunmamaktadır. Zira menfi tespit davasında ileri sürebileceği borçla ilgili iddiasını itirazın iptali davasında savunma sebebi yapabilir ve savunma ile ilgili tüm delillerini gösterebilir.
Tüm bu bilgiler ışığında davacı … ve diğer müteselsil borçlu hakkında devam eden itirazın iptali davası devam ederken iş bu menfi tespit davasının ikame edildiği, dava tarihi itibariyle davacının dava açmakta hukuki yararının bulunmadığı anlaşılmakla davanın usulden reddine dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere;
1-Davacının davasının hukuki yarar yokluğu nedeniyle HMK 114/1-h, HMK 115/2 gereği usulden REDDİNE,
2-Peşin harcın mahubu ile başkaca harç alınmasına yer olmadığına,
3-Yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ne göre hesap ve takdir edilen 2.725,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Gider avansının kalan kısımlarının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran taraflara iadesine,
Dair, davacının ve taraf vekillerinin yüzlerine karşı kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde İstinaf yolu açıkolmak üzere verilen karar açıkça okunup anlatıldı.08/05/2019

Katip …
¸E-İmza

Hakim …
¸E-İmza