Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/258 E. 2018/239 K. 07.03.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/258 Esas
KARAR NO : 2018/239

DAVA : Menfi Tespit (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 15/03/2017
KARAR TARİHİ : 07/03/2018

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin araç alım satım işiyle ilgilenen, aracını satmak isteyen kişiler ile müvekkilinin çerkezköy’de araç alım-satım işiyle ilgilenen, aracını satmak isteyen kişilerle alıcılar arasında köprü görevi gören bir galerici olduğunu, bu bağlamda araçları devralmadan, henüz satıcının mülkiyetindeyken araçları galerisine getiren, getirdikten sonra da araç satın almak isteyenlere bu araçları satmak için uğraşan ve anlaşma sağlandıktan sonra da satıcı ve alıcının noterde yaptıkları araç satış sözleşmesi neticesinde devredilen araçlara ilişkin devir bedeli müvekkilimin hesabına yatırılmakta olduğunu, söz konusu devir bedeli müvekkiline gönderilir gönderilmez araç satış sözleşmesine konu edilen aracın alıcıya teslim edildiğini, devir bedelinin ise müvekkili tarafından satıcıya (müvekkilimin alacağı komisyon kesilerek) verildiğini, davalı tarafın 31/03/2016 tarihinde müvekkilin galerisine gelerek gelerek … plakalı … model … marka otomobil ve … plakalı … model … marka kamyoneti devralmak istediğini beyan ettiğini, bunun üzerine müvekkili ile davalı arasında pazarlık başladığını ve araçların satımı konusunda her bir araç için 10.000 tl toplamda 20.000 tl’ye anlaştırdıklarını, bu anlaşmadan sonra davalı tarafça müvekkilinin hesabına satış sözleşmesine konu olacak araçlar için her bir araç için 8.000 tl olmak üzere toplamda 16.000 tl devir ücreti olarak 31/03/2016 tarihinde yatırıldığını, müvekkilinin her ne kadar 20.000 tl’ ye anlaştıklarını beyan etmiş olsa da davalı taraf kalan kısmı devir gerçekleştikten sonra ödeyeceğini beyan ettiğini, 22 nisan 2016 tarihinde müvekkilinin, davalı …’yu ve araç sahipleri… ve …’u … 4. noterliğinde buluşturup ve noter huzurunda araç satış sözleşmesi yapıldığını, davalı, noter huzurunda yapılan sözleşmeye istinaden araçları hali hazırda durumu ile görüp beğenerek ve bedelini ödeyerek ve aynı plaka ile satın aldığını kabul ve beyan ettikten sonra araçların teslim alındığını, müvekkilinin, bakiye alacağını (4.000 tl) davalı …’dan talep etmesine rağmen bu tutar müvekkiline ödenmediğini, devir gerçekleşir gerçekleşmez müvekkilinin … ve …’la anlaşmış oldukları üzere devredilen araçların devir ücreti olarak (müvekkiline ödenecek komisyonun düşülmüş haliyle) kendilerine 22/04/2016 düzenlenme tarihli 30/04/2016 ödeme günlü 7.000,00 tl bedelli 2 adet senet verildiğini, hal böyleyken davalı taraf araçlarda haciz olduğunu bilip, bu haliyle kabul etmesine rağmen, araçlardan birini araçta icra ve borcu olduğu için iade etmek istediğini, bu hususta müvekkilini arayarak ” aracı iade edeceğini devir ücreti olarak ödediği ücreti de iade almak isteğini” beyan ettiğini, bunun üzerine aracı iade alan müvekkilim aracı devralan davalının ödemiş olduğu tutarı (8.000 tl) davalının hesabına iade ettiğini, müvekkilinin bu hususta da davalı ile anlaşmış olmasına rağmen davalı tarafından müvekkiline … noterliğinden ihtarname gönderilmiş, söz konusu ihtarnamede; “…..araç bedeli olarak 16.000 tl eft ile ödeme yapılmış olduğunu araçta icra ve borcu olduğu tespit edilmiş araç bedeli banka hesabınıza eft yapılmasına rağmen tarafımıza herhangi bir araç satışı veya devri gerçekleştirilmemiştir. bu nedenle araç bedeli olarak göndermiş olduğumuz 16.000 tl’nin ihtarnamenin tebliğinde itibaren 3 iş günü içerisinde ödenmemesi durumunda icra takibine başlanacağı..” belirtildiğini, ihtarın gönderilmesi üzerine müvekkilinin davalıyı arayarak “söz konusu ihtarın içeriğinin doğru olmadığını, iade edilen sadece 1 araç olduğunu onun da ücretinin kendisine iade edildiğini” beyan ettiğini, fakat buna rağmen davalı tarafça 15/02/2017 tarihinde … 11. icra müdürlüğünün … e. sayılı dosyası ile ‘16.000 tl’ nin iade edilmemesi sebebiyle’ ilamsız icra takibi başlatıldığını, söz konusu icra takibinde gönderilen ödeme emrine itiraz edilmek istenmiş, fakat tebligat usulsüz bir şekilde muhtara tebliğ edilmiş olduğundan itiraz etme hakkımız da ortadan kalktığını, bu konuyla alakalı da … 21. icra hukuk mahkemesi … e. sayılı dosyası ile usulsüz tebligat nedeniyle dava açıldığını, takibin kesinleşmesinden sonra müvekkilime ait malvarlıklarına haciz konulduğunu, davalı tarafça da aranıp fiili hacze gelecekleri yönünde tehtid edildiğini, müvekkilinin galerici olduğu göz önünde bulundurulduğunda faaliyet konusu; mülkiyeti kendisine ait olan araçları satmak ve yeni araçlar almak olan müvekkilin, araçlarının üzerlerinde söz konusu hacizler olması sebebiyle ticari hayatına devam edemediğini, yukarıda arz ve izah olunan nedenlerle davalının aleyhimize başlattığı takip haksız ve kötü niyetli olup, öncelikle teminatsız olarak, bu talebim kabul edilmediği takdirde sayın mahkemece takdir olunacak teminat mukabilinde, takiplerin durdurulmasına ve icra veznesindeki paranın alacaklıya ödenmemesi hususunda ihtiyati tedbir kararı verilmesini ve borçlu olmadıklarının tespitine karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
Davalıya usulüne uygun davetiye tebliğ edilmiş olmasına rağmen davaya herhangi bir cevap verilmemiştir.
Tüm Dosya Kapsamı Birlikte Değerlendirildiğinde;
Davacı vekiline duruşma gününün usulüne uygun olarak tebliğ edildiği, davacının duruşma gün ve saatinden haberdar olmasına rağmen 06/12/2017 tarihli duruşmaya iştirak etmediği ve herhangi bir mazeret göndermediği anlaşılmıştır.
6100 sayılı HMK 150. Maddesi “usulüne uygun şekilde davet edilmiş taraflar gelmedikleri veya gelip de davayı takip etmeyeceklerini bildirdikleri takdirde dosyanın işlemden kaldırılmasına karar verilir.
İşlemden kaldırıldığı tarihten başlayarak 3 ay içinde yenilenmeyen davalar süresinin dolduğu gün itibariyle açılmamış sayılır ve mahkemece kendiliğinden karar verilerek kayıt kapatılır.” hükümlerini ihtiva etmektedir.
Dosya kapsamından davacının dosyanın işlemden kaldırıldığı 06/12/2017 tarihli duruşmadan itibaren 3 aylık yasal süre içerisinde talebini yenilemediği anlaşılmakla HMK 150 maddesi gereği davanın açılmamış sayılmasına dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-HMK 150 Maddesi gereği yenilenmeyen davanın AÇILMAMIŞ SAYILMASINA,
2-Alınması gerekli harç 35,90 TL olup, peşin alınan 31,40 TL’den mahsubu ile bakiye 4,50 TL karar ve ilam harcının davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Davacı tarafından yatırılan gider avansından yargılama sırasında yapılan masraflar ile karar tebliğ giderlerinden geriye kalan avansın karar kesinleştiğinde ve istek halinde davacıya iadesine,
Dair tarafların yokluğunda kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde istinaf yolu açık olmak üzere dosya üzerinden karar verildi. 07/03/2018

Katip …
¸(e-imzalıdır)

Hakim …
¸(e-imzalıdır)