Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/253 E. 2018/1122 K. 07.11.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/253 Esas
KARAR NO : 2018/1122

DAVA : Alacak ( Ticari Kredi Sözleşmesi Kaynaklı)
DAVA TARİHİ : 15/03/2017
KARAR TARİHİ : 07/11/2018

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Ticari Kredi Sözleşmesi Kaynaklı) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı Vekili Dava Dilekçesinde Özetle; Müvekkilİ şirket ile davalı banka arasında Genel Kredi Sözleşmesi akdedüdiği, işbu sözleşmeye istinaden davalı bankanın … Şubesinden .. tarihinde …-… no.lu 3.000.000,00 EURO tutarında 60 ay vadeli dövize endeksli (DEK) ticari kredi kullanıldığı, İşbu kredinin teminatı olarak 1. Derecede gayrimenkul İpoteği tesis edildiği, bu süreç içinde faiz oranları düşmesine karşın davalı banka faiz oranını revize etmeyi kabul etmediğini, müvekkili krediyi erken kapatmak istediğini bildirdiğini, davalı kalan kredi bakiyesine %5 erken kapama komisyonu alacağını bildirdiğini, ipotek tesis edilen taşınmazın başka bir alanda değerlendirilmesi gündeme geldiğinde, davalı banka erken kapama komisyonunda bir taviz vermemesi üzerine bu kez ipotek fek edilerek karşılığında bakiye kredi borcu için nakit blokaj yapıldığını, davalı banka aylık taksitlerin günü geldiğinde, bloke hesaptan bedelini çekmek suretiyle taksit bedellerini tahsil ettiğini, müvekkilin kullandığı kredinin cinsi EURU olduğunu, bloke hesaba yatırılan tutarda yine EURO olduğunu, bu şekildeki bir yöntemin seçilmesindeki maksat kur fikslemesi yapılması ve bu kurdan değişim yapılması ve herhangi bir kur zararına uğranılmaksızın kredi taksitlerinin ödenmesinin düşünüldüğü, müvekkili 41 adet taksiti öderken alış-satış kurları farkı oranlarda sabitlenip herhangi bir kur farkı zararına maruz bırakılmadığını, davalı banka devam eden taksit ödemelerinde taksit günündeki Euro kurundan TL çevirmek suretiyle kredi taksitlerini tahsil ettiğini, bu konuda müvekkile hiçbir bilginin verilmediğini, davalı banka taksit ödeme günlerinde müvekkilin onayını almadığını, halbuki yazılı talimat alınması gerektiğini, müvekkili hesabından 28.02.2017 tarihinde 1.410,73 Euro 27.01.2017 tarihinde 1,124,02 Euro “27.12.2016 tarihinde 922,69 Euro, 28.11.2016 tarihinde 899,38 Euro 31.08.2016 tarihinde 1.069.11 Euro Toplam, 5.425,93 Euro fazla para tahsil edildiğini, bunun TL karşılığının 21.696,66 TL (5.425,93 € x c.kur 3.9997 TL=) ile ayrıca TL cinsi hesaptan da 27.09.2016 tarihinde 2.473,14 TL ve 27.10.2016 tarihinde 2.601,87 TL dahil edildiğinde toplam 26.771,67 TL müvekkile iade edilmesi gerektiğini, taraflar arasında akdedilen sözleşmenin müzakere edilmediğini, bu nedenle sözleşme içeriğinin genel işlem koşullan kapsamında olduğu belirtilerek, hesaptan çekildiği tarihlerden başlamak üzere ticari avans faizi ile birlikte müvekkile iadesine, ayrıca kredinin dava tarihi itibariyle erken kapama komisyonu alınmaksızın bu tarih itibariyle kapatılmasına hükmedilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
Davalı Vekili Cevap Dilekçesinde Özetle; Müvekkili bankanın … Şubesi ile davacı şirket arasında 14.05.2013 tarihinde 8.000.000,00 TL tutarında Genel Kredi Sözleşmesi akdedildiği, bu sözleşmeye istinaden 60 ay vadeli 3.000.000,00 EURO tutarında DEK-dövize endeksli kredi kullandırıldığını, DEK yasal mevzuat ve BDDK tarafından düzenlenen Tek Düzen Hesap Planı kapsamında TL kredi olarak değerlendirilmektedir, anapara geri ödemeleri esnasında geçerli olan kurlar ile kullandın anında kullanılan kurlar arasında fark oluşması halinde, bu fark kur farkı karı veya kur farkı zararı olarak değerlendirildiğini, diğer yandan kur farkı kan gelir olarak kabul edilip bunun üzerinden BSMV’ne konu edilmekte olduğu, ayrıca bu durum ödeme planı üzerinde de açıkça deklere edildiğini, taksit ödeme günlerinde geçerli olan kurun kredinin kullandırıldığı tarihteki kurun üzerinde olması halinde, kur farkı gelir olarak kaydedildiğini, kredinin geri ödeme tarihindeki kur, kredinin açılış tarihindeki kura göre düşerse, lehe kur farkı doğmadığı için BSMVde tahsil edilmediğini, sözleşmenin 3.3 ve 3,4,7 m. göre müvekkil bankanın kur farkı talep etme hakkının bulunduğunu, davacıya sözleşme akdinden önce tutanakla bir suret sözleşme verilip içeriğini tetkik etme olanağı sağlandığını, dolayısıyla genel işlem koşullarına yönelik iddianın yersiz olduğunu, sözleşmenin 3.5.1.8 m. göre %4 oranında erken kapama komisyonu alınacağının düzenlediğini, dolayısıyla kredinin erken kapatılması halinde uygulanan komisyonun ticari teamüllere uygun olduğu belirtilerek, davanın reddine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesi talep etmiştir.
Tüm Dosya Kapsamı Birlikte Değerlendirildiğinde;
Dava, kredi sözleşmesi kapsamında, kur farkından dolayı tahsil edilen bedellerin iadesi, erken kapama komisyonu oranının mahkemece tespiti istemine ilişkindir.
Davacı taraf, akdedilen döviz kredi sözleşmesi kapsamında tahsis edilen krediyi erken kapatmak istediklerini, bankanın erken kapatma talebinden sonra önceki uygulamasını değiştirdiğini, döviz kredisi taksitlerine kur farkını yantısarak yapay BSMV oluşturulduğunu, bu bedellerin iadesini ve genel işlem koşulu bulunduğundan kredinin erken kapatılmasına ilişkin komisyon oranının mahkemece uyarlanmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Dosya kapsamı, 30/04/2018 tarihli kök rapor ve 30/09/2018 tarihli ek rapordan taraflar arasında akdedilen sözleşmenin 3.5.1.8 nolu maddesinde erken kapama komisyonunun %4 olarak belirlendiği, sözleşme ekinde davacı tarafın sözleşme içeriği hakkında bilgilendirildiğine dair el yazılı beyanlarının bulunduğu, erken kapama komisyon oranının taraflarca müzakere edilerek belirlendiğnin kabulü gerektiği, davacıya dövize endeksli TL kredisi kullandırıldığı, davacı banka tarafından dövize endeksli kredi kullandırıldığından risklerin döviz olarak takip edilebileceği, davacı bankanın kullandırılan kredinin dövize endeksli olması nedeniyle kredi kullandırım kurundan değil taksit ödeme günündeki (bankaca) afişe edilen iyileştirilmiş döviz satış kuru üzerinden kredi taksiti tahsil edebileceği, davacı bankanın tahsil edilen taksitleri kamuoyuna deklere ettiği afişe döviz kurlarının iyileştirilmiş değerleri üzerinden tahsil ettiği , davacı banka tarafından tahsil edilen taksit tutarlarında kur farkından kaynaklı farklılıklar oluştuğu, iadesi gereken bir tutar bulunmadığı denetime elverişli bilirkişi raporundan anlaşılmakla davanın reddine dair aşağıdai karar verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere;
1-Davacının davasının REDDİNE,
2-Peşin yatırılan 457,20 TL harçtan tahsil edilmesi gereken 35,90 TL maktu harcın mahsubu ile bakiye 511,30 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ne göre hesap ve takdir edilen 2.492,60 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Gider avansının kalan kısımlarının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran taraflara iadesine,
Dair, davacı vekillerinin yüzüne karşı, davalının yokluğunda kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde İstinaf yolu açıkolmak üzere verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 07/11/2018

Katip
¸(e-imzalıdır)

Hakim
¸(e-imzalıdır)