Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/177 E. 2020/620 K. 09.12.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/177 Esas
KARAR NO : 2020/620

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 22/02/2017
KARAR TARİHİ : 09/12/2020

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Dava: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin davalı müşterisine ait şantiyelerde yer alan inşaat projelerinde ısıtma, havalandırma, soğutma ve iklimlendirme sistemlerinin tesisatlarına ilişkin olarak borçluya verdiği teknik servis hizmeti karşılığında taraflar arasında cari hesap ilişkisi oluştuğunu ve bunun sonucunda müvekkili lehine 06/08/2010 tarih ve 08/11/2016 tarihi arasında 22.582,17-TL’lik cari hesap bakiyesi alacağının doğduğunu, cari hesap alacağı bakiyesinin uzun süre ödenmemesi üzerine davalı borçlu şirket aleyhine … 23. İcra Dairesinin …Esas sayılı dosyası ile icra takibi yapılarak davalı şirkete 01/12/2016 tarihinde ödeme emri tebliğ edildiğini, davalının 07/12/2016 tarihinde birtakım işlerin eksik bırakıldığından bahisle itiraz ettiğini, davalının borca itiraz tarihinden itibaren 35 gün sonra da aleyhe delil yaratma maksadıyla … 37. Noterliğinin … tarihli ihtarnamesiyle eksik işlerin yapıldığı iddiasını içeren bir ihtarname gönderildiğini, bu ihtarnameye itiraz ettiklerini, cevabi ihtarnamede hiçbir işin eksik bırakılmadığının, böyle bir şey olsa dahi ayıplı malın teslim tarihinden itibaren en geç 8 gün içinde inceletilmesi gerektiğini, ancak aradan uzun süre geçmişken eksik iş olduğu iddiasının kötü niyetli olduğunu belirterek, itirazın iptalini, asıl alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini, asıl alacağa takip tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faiziyle birlikte takibin devamını, masraf ve vekalet ücretinin davalı tarafa yüklenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Cevap: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, müvekkilinin geçmişte davacı ile ticari ilişkileri olduğunu, davacının henüz işe başlamadan teklifler verdiğini, bu teklifler doğrultusunda müvekkili ile anlaştığını, davacının işe başladığını, birtakım işleri tamamlamadığını, eksik bıraktığını, ancak hakedişlerini sanki tamamlamış gibi istediğini, bunun üzerine müvekkili tarafından 28/11/2016 tarihinde davacıya bir e-posta gönderildiğini, davacının birtakım işleri eksik bıraktığını kabul ettiğini ancak akabinde haksız bir şekilde cari hesap alacağına dayanarak takip yaptığını, müvekkilinin de bu takibe itiraz ettiğini ve durdurduğunu, müvekkilinin 11/01/2017 tarihli ihtarname gönderdiğini, davacının iş yapmak üzere şantiyeler hazır olarak kendisine teslim edilmesine rağmen işleri herhangi bir geçerli mazeret belirtmeden yarım bıraktığını, müvekkili şirketin bu işleri … Tic. Ltd. Şti.’ne tamamlattırdığını, müvekkilinin davacıya bir borcunun olmadığını, davacının yarım bıraktığı işleri ayıp olmadığını eksik iş olduğunu, Yargıtay kararının bu yönde olduğunu, davacının kendisine bir bildirim yapılmasa dahi işlerini tam yapmak zorunda olduğunu, 9 adet işi yarım bıraktığını, işin yapılıp teslim edildiğinin ispatının yükleniciye, bedelinin ödendiğini ispatlamak ise iş sahibine düştüğünü, eserin teslim edilebilmesi için tamamlanması gerektiğini belirterek, davanın reddini, davacının en az %20 kötü niyet tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Delillerin Değerlendirilmesi, Davanın Hukuki Niteliği ve Gerekçe ;
… 23. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyası, … 37. Noterliğinin … tarih ve … yevmiye numaralı ihtarnamesi, … 10. Noterliğinin … tarih ve … yevmiye numaralı ihtarnamesi, tarafların ticari defter ve kayıtları, cari hesap ekstreleri, mail yazışmaları, banka kayıtları, iş tespit tutanakları, hak ediş belgeleri celp edilmiş incelenmiştir.
Dava, ticari hizmet sözleşmesinden kaynaklanan cari hesap alacağının tahsiline yönelik olarak başlatılan takibe vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
Yapılan yargılama, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamı hep birlikte değerlendirildiğinde; davalı şirketin iklimlendirme sistemleri alanında faaliyet gösterdiği, davacı şirketin aynı alanda teknik servis hizmeti sunduğu, taraflar arasında davalı şirketin şantiyelerinde yer alan inşaat projelerine ilişkin ısıtma, havalandırma, soğutma ve iklimlendirme sistemlerinin tesisatına ve teknik servis hizmetine yönelik sürekli ticari ilişkinin bulunduğu, davacının sözleşme kapsamında yüklenilen edimleri eksiksiz olarak ifa ettiğini, bu nedenle ödenmeyen cari hesap bakiyesinin kendisine verilmesini talep ettiği, davalı şirketin ödeme yapmaması üzerine icra takibi başlatıldığı, ancak davalı şirketin borca ve takibe itiraz ederek takibi durdurduğu, davacının duran takibe devam edilmesi ve cari hesap alacağının tahsili amacıyla işbu itirazın iptali davasını açtığı, davalının kararlaştırılan işlerin tamamlanmadığını, bir kısım işlerin eksik bırakıldığını, eksik bırakılan işlerin sonrasında başka şirketlere bedeli karşılığında yaptırıldığını, cari hesaptaki takibe konu bakiyenin de bu şekilde üçüncü şirketlere yaptırılmak zorunda kalınan bedelden kaynaklandığını savunduğu görülmüştür.
Bilindiği üzere, ticari hizmet sözleşmelerinde, sözleşmedeki hizmetin kararlaştırılan şekilde yerine getirildiğini ispat yükü davacıya; bedelin ödendiği konusundaki ispat yükü davalıya aittir. O halde, davacının öncelikle ticari hizmet sözleşmesi kapsamında edimini sözleşmede kararlaştırılan şekilde yerine getirdiğini ispat etmesi gerekmektedir. Nitekim, davalı şirket bir kısım işlerin eksik bırakıldığını / tamamlanmadığını savunmaktadır.
Hemen belirtmek gerekir ki, tarafların birlikte delil olarak dayandıkları ticari defter ve belgeleri üzerinde SMMM bilirkişi vasıtasıyla inceleme yaptırılmış, hem davacının hem de davalının ticari defter ve belgeleri üzerinde karşılaştırmalı olarak yapılan incelemeler sonucunda; davacının takip tutarı kadar davalıdan alacaklı olduğu tespit edilmiştir. Zira, davalı şirket hak edişler kapsamında davacı şirket tarafından kesilen faturaları kendi defter ve kayıtlarına işlemiş, bu nedenle davacı şirkete takibe konu miktar kadar cari hesaplarında davacı şirkete borçlu olduğu görülmüştür. Önemle vurgulanmalıdır ki, hiç kimse eş söyleyişle basiretli hiç bir tacir / ticari şirket ticari defter ve belgeleri üzerinde kendi aleyhine kayıt oluşturmayacağı ilkesi nazara alındığında bahse konu hak ediş faturaları davalı şirket defterlerine kaydedilmekle, davacı şirketin üstlendiği hizmeti eksiksiz olarak yerine getirdiği kabul edilmelidir. Dolayısıyla, davacı şirketin sözleşme ile üstlendiği hizmet edimini eksiksiz olarak yerine getirildiğini ispatladığı konusunda duraksama yoktur.
Öte yandan, Mahkememizce taraflar arasındaki işlerin kapsamı ve sayısı tayin edilerek alanında uzman kişilerden bilirkişi heyeti oluşturulmuş, bilirkişi heyetine yerinde inceleme yetkisi de verilerek eksik bırakılan işlerin olup olmadığı, varsa tespitinin yapılarak bedelin belirlenmesine yönelik rapor aldırılmıştır. Bilirkişi heyetinin yerinde yaptığı incelemeler sonucunda özellikle devreye alma ve gaz deşarjı işlemlerinin davacı şirket tarafından yapılmadığı belirlenmiş, bilirkişi kurulunun 10/12/2019 tarihli ek raporunda eksik bırakılan devreye alma ve gaz şarjı işlemlerinin davalı tarafından dosyaya sunulan bir kısım faturalarda bu hizmetlerin davacı dışındaki üçüncü firmalar tarafından yerine getirildiği, bu hizmetlerin 4.500,00 TL eksik iş bedeli olarak takibe konu bakiye cari hesap tutarından mahsup edilmesi yönünde görüş bildirmişlerdir. Ancak, Mahkememizce bu görüşe itibar edilmemiştir. Zira, hizmetin ifasına yönelik olarak dinlenilen tanıklar … ve … beyanlarında; devreye alma işlemlerinde önce montaj işinin tamamlanması gerektiğini, elektrik panoları hazır olmadan devreye alma işlemlerinin yapılamayacağını, eksik bırakıldığı belirtilen işlerde henüz montaj işinin davalı tarafından tamamlanmadığını, bu nedenle devreye alma ve dolayısıyla gaz şarjı işlemlerinin yapılamadığını ifade etmişlerdir. O halde, devreye alma, elektriğin verilmesi ve gaz deşarjının yapılması öncelikle davalı şirketin bu üniteleri hazır hale getirmesine bağlıdır. Henüz kendi edimini gereği gibi yerine getirmeyen davalının, davacıdan ilerleyen aşamalara ait hizmetleri talep etmesi mümkün değildir. Başka bir anlatımla, davalının eksik bırakıldığını iddia ettiği devreye alma ve gaz deşarjı hizmetlerinin yerine getirilememesi bizatihi davalının kusurundan kaynaklanmaktadır. Nitekim, bu durumun farkında olan davalı şirketin takip öncesinde bu işlerin eksik bırakıldığına yönelik davacı şirkete karşı ne bir ihtarı / ihbarı ne de itirazı söz konusu değildir (TBK 473/2). Davalı şirket eksik bırakılan hizmetlere yönelik davacı şirkete ihbar ya da ihtarda bulunmadığına göre, davacının haberi olmadan dava dışı başka firmalara yaptırmış olduğu bu hizmetlerin bedellerinin iş bedelinden mahsubunu da talep edemez. Zira, devreye alma ve gaz deşarjı için öncelikle davalı şirketin üniteleri hazır hale getirmesi, sonrasında davacı şirkete haber vermesi gerekirken hem kendi edimini zamanında yerine getirmemesi hem de davacı şirketin haberi olmaksızın ihbar veya ihtar da çekilmeden bu işlerin başkalarına yaptırılmasından dolayı davacının hak edişinden kesinti yapılmasının mümkün olmadığı kanısına varılmıştır. Böylelikle, davalı şirketin davacı tarafından kesilen hak ediş faturalarını kendi ticari defterlerine işlemekle, davacı şirket tarafından üstlenilen hizmet ediminin eksiksiz olarak yerine getirildiğini kabul ettiğinden cari hesap ilişkisinden doğan bakiye borcun tamamını davacıya ödemek zorunda olduğu anlaşılmakla davanın kabulüne karar vermek gerekmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: (Ayrıntısı ve Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere):
1-Davanın KABULÜ ile, davalının … 23. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyasına yapmış olduğu İTİRAZIN İPTALİ ile, takibin kaldığı yerden ve aynı koşullarla DEVAMINA,
2-Alacağın likit ve muayyen olduğu anlaşılmakla, asıl alacağın %20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
3-Kabul edilen dava değeri üzerinden alınması gereken 1.542,58 TL harçtan başlangıçta peşin alınan 272,74 TL harcın mahsubu ile bakiye 1.269,84 TL harcın davalıdan alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
4-Davacı tarafından yapılan 272,74 TL peşin harç, posta, tebligat masrafı 378,10 TL, bilirkişi ücreti 2.400,00 TL olmak üzere toplam 3.050,84 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
5-Davacı yargılama sırasında kendisini bir vekille temsil ettirdiğinden kabul edilen dava değeri üzerinden hesaplanan ve karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 13/1. maddesi uyarınca maktudan az olmamak koşulu ile belirlenen 4.080,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
6-HMK 333. maddesi uyarınca karar kesinleştiğinde kullanılmayan ve artan bakiye gider avansının resen ilgili taraflara veya vekiline İADESİNE,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı vekilinin yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süresi içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’ne İstinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup anlatıldı.09/12/2020

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır