Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/137 E. 2020/176 K. 17.06.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/137 Esas
KARAR NO : 2020/176

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 13/02/2017
KARAR TARİHİ : 17/06/2020

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı şirketin davacı şirkete 17/04/2013 tarihli … nolu 675,00 Euro bedelli, 17/05/2013 tarihli … nolu 249,41 Euro bedelli, 17/06/2013 tarihli … nolu 141,90 Euro bedelli, 07/08/2013 tarihli … nolu 675,00 Euro bedelli, 10/10/2013 tarihli … nolu 675,00 Euro bedelli, 11/10/2013 tarihli … nolu 3.150,00 Euro bedelli faturalar muhteviyatı üyelik ücretleri ve komisyon ücretleri ve cari hesaptan bakiye 3.746,31 Euro alacağını tahsil edemediğini, bu alacağın tahsili amacıyla … 20. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile genel haciz yoluyla takip başlatılarak borçlu şirkete ödeme emrinin gönderildiğini, bu ödeme emrine karşı süresinde itiraz edilerek takibin durduğunu beyanla, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, davalı şirketin itirazının iptali ile duran takibin devamına, haksız ve kötü niyetli davalı yanın %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderlerinin ve ücreti vekaletin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini vekaleten talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davalı şirket ile davacı arasında imzalanmış herhangi bir sözleşmenin mevcut olmadığını, dosyaya ibraz edilen sözleşmenin davalı şirket yetkilileri tarafından imzalanmadığını, bu şekilde bir sözleşmeden davalı şirketin haberdar olmadığını, davalı şirketin yetkililerinden …’in eşi …’in sözleşme üzerinde … (şirket sahibi) olarak adı yer alsa da bu kişinin davalı şirketin yetkilisi olmadığı gibi imzasının da bulunmadığını, sözleşmede imzası bulunan …’ın şirketin yetkilisi veya çalışanı olmadığını, davalı şirketin Hotusa isimli firma ile herhangi bir sözleşme imza altına almaksızın sözlü şekilde deneme süresi olarak kısa süreli bir çalışma yaptığını, tarafların sözlü olarak uzlaşıya vardıklarını, ancak üyelik ücreti veya ücret olarak herhangi bir kapsamda anlaşma yapmadıklarını, davalı şirketin kesilen faturalardan icra takibi ile haberdar olduğunu, davacının kendi internet sitesi üzerinden yapılan bir kaç oda satışına aracılık ettiğini, yaptığı oda satışlarının bedelini otel müşterilerinden kredi kartı ile tahsil ettiğini, fakat oda bedellerini davalı şirkete ödemediğini, dolayısıyla satışını yaptığı oda ücretlerini davalı şirkete ödemeyerek hak ettiği komisyondan kat kat fazlasını tahsil ettiğini, bunun dışında da hak etmiş olduğu başkaca bir komisyonun bulunmadığını, bedellerin ödenmemesi üzerine davacı ile çalışmanın sona erdirildiğini, 2015 yılının başında otelin devredilip satışının gerçekleştiğini, bu kapanış ile birlikte davacının yurtdışında olması ve tahsil zorluğu sebebiyle ticari defterlerden kayıt kapanışın yapıldığını, diğer taraftan herhangi bir şirket yetkilisinin veya temsilcisinin imzası olmasa da sözleşmenin sadece son sayfasında imzanın yer aldığını, bu nedenle ilk iki sayfanın değiştirilmesi imkanının ve olanağının bulunduğunu, bu belgenin kim tarafından ne şekilde düzenlendiğinin belirsiz olduğunu, sözleşmenin yabancı dilde olduğu ve içeriğinin çevirisi olmaksızın imzalanmış olmasının da imza altına alan kişi tarafından bağlayıcılığını ortadan kaldıracağını, davacı yanın geçerli bir vekaletname veya yetki belgesi görmeksizin herhangi bir sözleşmeyi imzalamaması gerektiğini, imzalamışsa da bunun ancak sözleşmeyi imzalayan tarafları bağlayacağını, davalı şirketin bundan dolayı sorumlu tutulamayacağını, davacı yanın tanzim ettiği ve davalıya tebliğ etmediği faturaların muhteviyatı ile sunulan sözleşme arasında da çelişki bulunduğunu, özellikle 11/10/2013 tarihli … nolu 3.150 Euro bedelli fatura içeriği ile sunulan imzasız sözleşme tercümesinde bu şekilde bir ücrete ilişkin hüküm dahi bulunmadığını beyanla, davanın reddine, %20’den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatının davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine, yargılama giderleri ve ücreti vekaletin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini vekaleten talep etmiştir.
Tüm Dosya Kapsamı Birlikte Değerlendirildiğinde;
Dava, üyelik ve komisyon ücretlerinin tahsili için başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir.
5718 Sayılı Milletlerarası Özel Hukuk Ve Usul Hukuku Hakkında Kanun
u Madde 47 “(1) Yer itibariyle yetkinin münhasır yetki esasına göre tayin edilmediği hâllerde, taraflar, aralarındaki yabancılık unsuru taşıyan ve borç ilişkilerinden doğan uyuşmazlığın yabancı bir devletin mahkemesinde görülmesi konusunda anlaşabilirler. Anlaşma, yazılı delille ispat edilmesi hâlinde geçerli olur. Dava, ancak yabancı mahkemenin kendisini yetkisiz sayması veya Türk mahkemelerinde yetki itirazında bulunulmaması hâlinde yetkili Türk mahkemesinde görülür.
(2) 44, 45 ve 46 ncı maddelerde belirlenen mahkemelerin yetkisi tarafların anlaşmasıyla bertaraf edilemez.” hükmünü ihtiva etmekte olup, münhasır yetki ve kamu düzeninin söz konusu olmadığı hallerde yabancılık unsuru taşıyan ve borç ilişkilerinden doğan uyuşmazlıklarda yabancı bir devlet mahkemesinin yetkili kılınması mümkündür.
Somut olayda, davalı her ne kadar dosyaya sunulan sözleşme altındaki imzanın davalı şirket yetkilisine ait olmadığı gerekçesi ile sözleşmenin geçerli olmadığını iddia etmiş ise de; sözleşme kapsamında düzenlenen bir kısım faturaların davalı defterlerine kaydedildiği hususu dikkate alındığında, davalı tarafın yetkisiz temsilci tarafından yapılan sözleşmeye onay verdiği ve sözleşmenin geçerlilik kazandığı anlaşılmaktadır.
Taraflar arasında akdedilen sözleşmenin HMK 117/3. maddesi gereği yetki itirazı ön sorun olarak ele alınmış ve öncelikle sözleşmenin geçerli olup olmadığı araştırılmıştır. Sözleşmenin geçerliliğinin tespitinden sonra, davalının yetki itirazının değerlendirilmesi gerekmiş, sözleşmenin “Yasaya Müracaat” başlıklı 6. Maddesinde Barcelona Mahkemelerinin yetkili olduğuna ilişkin hükmün MÖHUK 47. maddesi kapsamında geçerli olduğu ve HMK m.114/1-a kapsamında mahkememizin yargı hakkının bulunmadığı kanaatine varılmakla davanın usulden reddine dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere;
1-HMK 114/1-a ve HMK 115/2 maddeleri gereği davanın USULDEN REDDİNE,
2-Tahsili gereken harç 54,40 TL olduğundan peşin alınan 145,37 TL’den 54,40 TL harcın mahusu ile bakiye 90,97 TL’nin karar kesinleşitiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince hesap ve takdir olunan 3.400,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Gider avansının kalan kısımlarının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran taraflara iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde İstinaf yolu açıkolmak üzere verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 17/06/2020

Katip …
¸E-İmza

Hakim …
¸E-İmza