Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/127 E. 2023/971 K. 20.12.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/127 Esas
KARAR NO : 2023/971

DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 09/02/2017
KARAR TARİHİ : 20/12/2023

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Dava: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 26/02/2012 tarihinde plakası ve sürücüsü tespit edilemeyen bir motosikletin müvekkiline yaya konumunda iken asli ve tam kusurlu olarak çarpması sonucu davacının ağır yaralandığını ve malul kaldığını, dava öncesinde … Hesabına başvuruda bulunulmasına karşın yasal süre içinde herhangi bir ödeme yapılmadığını belirterek, 26/02/2012 tarihinde meydana gelen trafik kazasında yaralanan ve malul kalan davacı için fazlaya dair haklar saklı kalmak kaydıyla şimdilik 100,00 TL geçici iş göremezlik, 100,00 TL sürekli maluliyet tazminatı olmak üzere toplam 200,00 TL maddi tazminatın temerrüt tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, yargılama giderleri ile vekalet ücretlerinin davalı tarafa tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Cevap: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; dava açılmadan önce davalı kuruma yazılı başvurunun yapılmadığını, eksik belge ile başvuru gerçekleştirildiğini, davanın iki yıllık zaman aşımı süresinde açılmadığını, davaya konu kazaya ilişkin herhangi bir belgenin bulunmadığını, kazanın iddia olunan şekilde bir trafik kazası olduğunun belgeler ile kanıtlanması gerektiğini, davacının maluliyetinin Adli Tıp Kurumu tarafından tespit edilmesi gerektiğini belirterek davanın reddine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Delillerin Değerlendirilmesi, Davanın Hukuki Niteliği ve Gerekçe ;
Olay yeri görgü tutanağı, … Cumhuriyet Başsavcılığı’nın … Soruşturma dosyası, davacının sosyal ve ekonomik durum araştırma yazısı, Adli Tıp Kurumu raporları, …Devlet Hastanesi ve … Eğitim ve Araştırma Hastanesi tedavi kayıtları, davacının trafik kazası ndeniyle görmüş olduğu tıbbi tedaviye yönelik tüm kayıtlar, SGK yazı cevabı celp edilmiş, incelenmiştir.
İstanbul Adli Tıp Kurumu Başkanlığı 2. İhtisas Kurulu tarafından mahkememize sunulan … tarihli adli tıp raporu ile sonuç olarak; “… oğlu, 1988 doğumlu … hakkında sadece 26.02.2012 tarihinde geçirdiği trafik kazasına bağlı tıbbi evraklar düzenlendiği, düşme olayı hakkında herhangi bir tıbbi belge olmadığı cihetle, mevcut tıbbi belgeler ışığında kişide tarif edilen travmatik değişimlerin niteliklerine göre, kişinin yaralanmasının trafik kazası olayına bağlı geliştiğinin kabulü gerektiği oy birliği ile mütalaa olunur…” şeklinde rapor tanzim edilmiştir.
İstanbul Adli Tıp Kurumu Başkanlığı 2. İhtisas Kurulu tarafından mahkememize sunulan … tarihli adli tıp raporunda sonuç olarak; “… 1…. oğlu 1998 doğumlu …’ın 26.02.2012 tarihinde geçirdiği trafik kazasına bağlı yaralanması sebebiyle 11/10/2008 tarih ve 27021 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümleri kullanılarak ve mesleği bildirilmemekle Grup 1 kabul olunarak: E cetveline göre: %3.3 (yüzdeüçnoktaüç) oranında meslekte kazanma gücünden kaybetmiş sayılacağı, 2. İyileşme ( iş göremezlik) süresinin olay tarihinden itibaren 4 (dört) aya kadar uzayabileceği oy birliği ile mütalaa olunur …” şeklinde rapor tanzim edilmiştir.
İstanbul Adli Tıp Kurumu Başkanlığı 2. Üst Kurulu tarafından mahkememize sunulan 29/12/2022 tarihli adli tıp raporu ile özetle ve sonuç olarak; “… Davacı … hakkında düzenlenmiş adli ve tıbbi belgelerde bildirilen veriler İkinci Üst Kurulca tekrar değerlendirildiğinde; … oğlu, 1998 doğumlu …’ın 26/02/2012 tarihinde geçirdiği trafik kazasına bağlı yaralanması sebebiyle; 11/10/2008 tarih ve 27021 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümleri kullanılarak ve mesleği bildirilmemekle Grup 1 kabul olunarak: E cetveline göre: %3.3 (yüzdeüçnoktaüç) oranında meslekte kazanma gücünden kaybetmiş sayılacağı, B-) İyileşme ( iş göremezlik) süresinin olay tarihinden itibaren 4 (dört) aya kadar uzayabileceği oy birliği ile mütalaa olunur …” şeklinde rapor tanzim edilmiştir.
Dosya, kusur durumunun tespit edilmesi ve maddi tazminatın hesaplanması amacıyla İ.T.Ü. Makine Fakültesi Öğretim Üyesi ve Yüksek Makine Mühendisi … ile aktüer bilirkişi …’tan oluşan bilirkişi kuruluna tevdi edilmiş, bilirkişi kurulu tarafından dosyaya sunulan 28/04/2023 tarihli bilirkişi kurulu raporunda özetle ve sonuç olarak; ”… 1. Talep Konusu; 26/02/2012 tarihinde meydana gelen trafik kazasında yaralanan ve malul kalan davacı için fazlaya dair haklar saklı kalmak kaydıyla şimdilik 100,00 TL geçici iş göremezlik, 100,00 TL sürekli maluliyet tazminatı olmak üzere toplam 200,00 TL maddi tazminatın temerrüt tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili talebi 2.Kusur Durumu; …’ın beyanı esas alındığında; Plakası belirsiz motosikletin kimliği meçhul sürücüsünün %100 (yüzde yüz) oranında tamamen asli kusurlu olduğu, Plakası belirsiz motosikletin sürücüsü davacı …’a atfı kabil kusur
bulunmadığı, Hadisenin meydana gelmesinde, dava konusu zararın doğmasında veya artmasında başkaca etkili faktör, kusurlu kişi, kurum, kuruluş bulunmadığı, görüş ve kanaatine varılmıştır. 3. Maluliyet Raporu; Adli Tıp Kurumu- Adli Tıp İkinci üst Kurulu tarafından düzenlenen … tarih … karar sayılı raporda; … hakkında düzenlenmiş adli ve tıbbi belgelerde bildirilen veriler İkinci Üst Kurulca tekrar değerlendirildiğinde; … oğlu, 1998 doğumlu…’ın 26/02/2012 tarihinde geçirdiği trafik kazasına bağlı yaralanması sebebiyle; 03/08/2013 tarih ve 28727 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Maluliyet Tespit İşlemleri Yönetmeliği ile bu yönetmelik kapsamında yer almayan bölüm, cetvel ve listeler için 11/10/2008 tarih ve 27021 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümleri kullanılarak ve mesleği bildirilmemekle E cetveline göre %3.3 (yüzdeüçnoktaüç) oranında meslekte kazanma gücünden kaybetmiş sayılacağı, – İyileşme ( iş göremezlik) süresinin olay tarihinden itibaren 4 (dört) aya kadar uzayabileceği oy birliği ile mütalaa olunduğu, 4. MADDİ ZARAR; Hesap / Rapor tarihi itibariyle, Davacının 26/02/2012 tarihinde geçirmiş olduğun trafik kazası sonrası; 4 ay süre ile geçici iş göremezlik zararı; davacının kaza tarihinde 13 yaşında ve öğrenci olduğu, herhangi bir gelirinin bulunmadığı, bu bağlamda kazanç kaybından / geçici iş göremezlik zararından söz edilemeyeceği, % 3,3 maluliyet oranı dahilinde sürekli maluliyet zararının kazanın oluşumunda kusurunun bulunmadığının kabulü ile 172.709,30 TL olduğu, Plakası belirsiz motosikletin kimliği meçhul sürücüsünün tam kusuru oranında ve azami sürekli maluliyet tazminatı teminatı üst limiti 225.000,00 TL ile sınırlı sorumluluğu dahilinde bulunduğu, Dava öncesi davalı sigorta şirketine yapılan yazılı başvurunun 09/01/2017 tarihinde PTT kanalı ile yapıldığı, ancak mevcut gönderilen belgelerde davacının sürekli maluliyetini gösterir Sağlık Kurulu raporunun bulunmadığı, davalı … Hesabı tarafından açılan … sayılı hasar dosyası için eksik evrak talebinde / sağlık kurulu raporunun gönderilmesi talebinde bulunulduğu, ancak bu raporun gönderildiğine dair dosyada belge bulunmadığının tespiti ile 09/02/2017 dava tarihinin temerrüt tarihi olarak kabul edilebileceğinin ve yasal faiz işletilebileceğinin hukuki değerlendirmesinin elbette Yüce Mahkemeye ait olduğu kanaatlerine ulaşılmıştır …” şeklinde rapor sunulmuştur.
Dava, trafik kazasından kaynaklanan cismani zarara dayalı maddi (geçici iş göremezlik ve sürekli iş göremezlik) tazminat istemine ilişkindir.
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunun 97. maddesi uyarınca zarar görenin, zorunlu mali sorumluluk sigortasında öngörülen sınırlar içinde dava yoluna gitmeden önce ilgili sigorta kuruluşuna yazılı başvuruda bulunması gerektiği, eldeki davanın açıldığı 09/02/2017 tarihi itibariyle anılan yasa hükmü uyarınca trafik kazasından doğan tazminat talepleri hakkında sigorta şirketlerine yazılı başvuru yapılmasının dava şartı olduğu, kazaya karışan motosikletin plakası ve sürücüsü tespit edilemediği için davacının uğramış olduğu cismani zarardan 5684 sayılı Kanunun 14/2-a. maddesi hükmü uyarınca davalı … Hesabının sorumlu olduğu, davacı tarafından dava açılmadan önce … Hesabına yazılı başvuru yapıldığı, ancak davalının sağlık kurulu raporunun eksik olduğu gerekçesiyle başvuruyu sürüncemede bıraktığı ve herhangi bir tazminat ödemesinde bulunmadığı, bu halde davacının dava öncesinde davalı … Hesabına yazılı başvuru şartını yerine getirdiği anlaşılmakla, davalı vekilinin dava şartı yokluğuna ilişkin itirazlarının reddine karar verilmiştir.
Bilindiği üzere trafik kazasından kaynaklanan tazminat davalarında, 2918 sayılı KTK’ nın 109/2. maddesi hükmü uyarınca eylem aynı zamanda cezayı gerektirir fiilden doğmuşsa uzamış ceza zaman aşımı süreleri geçerli olacaktır. Davaya konu trafik kazasında plakası tespit edilemeyen motosiklet sürücüsünün davacı yayaya çarpması sebebiyle davacının yaralanmasına neden olduğundan eylemin aynı zamanda cezayı gerektirir fiilden doğduğu, bu itibarla TCK 89, 66/1-e. maddesi hükmü uyarınca uzamış ceza zaman aşımı süresinin 8 yıl olduğu, dava konusu trafik kazasının tarihi 26/02/2012 olup uzamış ceza zaman aşımı süresi eklendiğinde 26/02/2020 tarihinde zaman aşımı süresinin dolacağı, eldeki davanın 09/02/2017 tarihinde açılması karşısında dava konusu edilen tazminat tutarı / alacak yönünden zaman aşımı süresi dolmadığı açık olduğundan davalının zaman aşımı itirazlarının (dava konusu edilen tazminat tutarı / alacak yönünden) reddine karar verilmiş, davanı esasının incelenmesine geçilmiştir.
… ili … ilçesinde 26/02/2012 tarihinde, davacı …’ın … arka kısmı mevkisinde yaya olarak yürüdüğü sırada, ara sokaktan çıkan sürücüsü ve plakası tespit edilemeyen motosiklet sürücüsünün davacı yayaya çarpması sonucunda trafik kazasının meydana geldiği, bahse konu trafik kazası nedeniyle davacının yaralandığı anlaşılmıştır.
Davaya konu trafik kazasının yaralanma ile sonuçlanmasından ötürü soruşturma yürütülmüştür. Ancak, davacıya çarpan motosiklet sürücüsü tespit edilemediğinden … Cumhuriyet Başsavcılığı’nın … Soruşturma sayılı dosyasında faili meçhul olarak daimi arama kararı verilmiştir. Nitekim, soruşturma dosyası içindeki belgeler incelendiğinde, kolluk makamları tarafından olayı gören ve bilen kimsenin olmadığı belirlenmiş, ayrıca olay yeri çevresinde yapılan araştırmada mobese ya da güvenlik kamerası bulunmadığından şüpheli şahıslara ulaşılamadığına dair tutanak tutulduğu tespit edilmiştir.
Davalı, davacının yaralanmasının trafik kazası sebebiyle oluşup oluşmadığı hakkında davacının bu yöndeki iddiasını ispatlaması gerektiğini savunmuştur. Gerçekten de; davacı taraf yaralanmasının trafik kazası sonucunda meydana geldiğini ispat külfeti altındadır (YARGITAY 17. HD. 2016/14120 E. 2019/5753 K.). Nitekim, zarar gören, zararının varlığını ve karşı tarafın kusurunu ispat etmelidir (TBK 50/1). Somut olayda, savcılık ve kolluk makamları tarafından her ne kadar olayın şüphelilerine ulaşılamasa da, soruşturma dosyasında olayın trafik kazası olarak kabul edildiği ve taksirle yaralama suçundan tahkikat yürütüldüğü, davacının olay akabinde kaldırıldığı … Eğitim ve Araştırma Hastanesi epikriz raporlarında “trafik kazasında yaralandığının” belirlendiği, … Eğitim Araştırma Hastanesi genel adli muayene raporunda ise “motosiklet çarpması” olarak olayın kayıtlara geçtiği, öte yandan davacının velisi ve babası …’ın kolluk ifadesinde Toki konutlarında işçi olarak çalışırken cep telefonundan bir şahsın kendisini arayarak oğlu …’ın trafik kazası geçirdiği ve yaralanarak hastaneye kaldırıldığının beyan edildiği, Mahkememizce eksik tahkikat bırakılmaması ve yaralanma olayının tam olarak aydınlatılması kapsamında ayrıca Adli Tıp Kurumundan davacının yaralanmasının düşme yahut trafik kazası sonucunda mı olduğu noktasında rapor dahi alındığı, Adli Tıp Kurumu … tarihli ve … numaralı raporunda, düşmeye yönelik dosya içinde herhangi bir bilgi ve belgenin olmadığı, aksine davacının motosiklet kazası sonucunda hastaneye intikal ettiğinin tıbbi belgelerde belirtildiği, ayrıca davacıda tarif edilen travmatik değişimlerin niteliğine göre kişinin yaralanmasının trafik kazasına bağlı olarak meydana geldiği mütalaasında bulunulmuş, mahkememizce Adli Tıp Kurumu raporuna ve tıbbi mütalaaya iştirak edilmiş, neticede az önce sayılan diğer belge, delil ve beyanlar da nazara alınarak davacının yaralanmasının trafik kazasına bağlı olarak meydana geldiği, davacının yaralanması ile trafik kazası arasında uygun illiyet bağının bulunduğu kesin olarak tespit edildiğinden aksi yöndeki davalı savunmalarına itibar edilmemiştir.
Olay yeri basit krokisi ve trafik kazasına ilişkin anlatımlar uyarınca, kazanın meydana gelmesinde plakası tespit edilemeyen motosiklet sürücüsünün ara sokaktan ana yola çıkarken manevra dönüş kurallarına riayet etmemesi, trafiği, yolu ve çevresini etkin şekilde kontrol etmemesi ve direksiyon sapma açısını ayarlayamadığı için davacıya çarpmasında kimliği meçhul sürücünün asli ve tam kusurlu olduğu, davacı yaya …’ın ise ara sokaktan aniden önüne çıkan ve üzerine gelerek çarpan motosiklet sürücüsüne karşı kısa süre ve mesafede alması muhtemel bir tedbir bulunmadığından kusurunun bulunmadığı kanaatine varılmıştır.
Tarafların trafik kazasında kusur durumlarının tespitine yönelik olarak dosya, trafik kazaları kusur konusunda uzman İ.T.Ü. Öğretim Üyesi ve Yüksek Makine Mühendisi bilirkişiye tevdi edilmiştir. Mahkememizin kusur dağılımı yönündeki tespiti destekleyen uzman bilirkişinin 28/04/2023 tarihli raporundaki tespitler, kimliği meçhul motosiklet sürücünün ihlal ettiği trafik kuralları, yasal geciktirici nedenler nazara alınarak kusur oranlarına itibar edilmiştir. Bahse konu raporda da belirtildiği üzere, ara sokaktan ana yola çıkarken manevra dönüş kurallarına riayet etmemesi, trafiği, yolu ve çevresini etkin şekilde kontrol etmemesi ve direksiyon sapma açısını ayarlayamadığı için davacıya çarpan kimliği meçhul motosiklet sürücüsünün 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunun 47/d, 52/a,b, 57/a maddelerini ihlal ettiğinden %100 oranında asli ve tam kusurlu olduğu, davacı yaya …’ın ise ara sokaktan aniden karşısına çıkan ve üzerine gelerek çarpan motosiklet sürücüsünün sadmesine maruz kaldığından kısa süre ve mesafede alması muhtemel bir tedbir bulunmadığından herhangi bir trafik kuralını ihlal etmediği ve kusurunun bulunmadığı doğru bir şekilde ve somut olaya uygun olarak takdir ve tayin edilmiştir.
Davacı … trafik kazasında yaralanması sebebiyle maddi tazminat olarak geçici iş göremezlik ve sürekli iş göremezlik isteminde bulunmuştur.
Yargıtay uygulamasında kabul olunduğu üzere, haksız fiil sonucu sürekli iş göremezlik kaybının olduğu iddiası ve buna yönelik bir talebin bulunması halinde, zararın kapsamının belirlenmesi açısından maluliyetin varlığı ve oranının doğru biçimde belirlenmesi gereklidir. Söz konusu belirlemenin ise, Üniversite Hastanelerinin Adli Tıp Anabilim Dalı bölümleri gibi kuruluşların çalışma gücü kaybı olduğu iddia edilen kişide bulunan şikâyetler dikkate alınarak oluşturulacak uzman doktor heyetinden kaza tarihi 11.10.2008 tarihinden önce ise Sosyal Sigorta Sağlık İşlemleri Tüzüğü, 11.10.2008 tarihi ile 01.09.2013 tarihleri arasında Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği, 01.09.2013-01.06.2015 tarihleri arası Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliği, 01.06.2015-20.02.2019 tarihleri arası Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurul Raporları Hakkında Yönetmelik, 20.02.2019 tarihinden sonra Erişkinler İçin Engellilik Değerlendirmesi Hakkında Yönetmelik hükümleri dikkate alınarak yapılması gerekmektedir.
Davacının yaralanmasına ilişkin olarak görmüş olduğu tıbbi tedavilere yönelik tüm hastane kayıtları getirtilmiş, Adli Tıp Kurumu tarafından eksik olduğu belirtilen tıbbi kayıtlar davacının muayenesi yaptırılarak ve Eğitim Araştırma Hastanesine sevki sağlanarak ikmal ettirilmiştir. Bu çerçevede, İstanbul Adli Tıp Kurumu 2. İhtisas Kurulu … tarihli raporunda davacının trafik kazasında yaralanması nedeniyle %3,3 oranında maluliyetinin olduğunu, iyileşme süresinin olay tarihinden itibaren dört (4) aya kadar uzayabileceğini tespit etmiştir. Bahse konu Adli Tıp Kurumu raporu, kaza tarihi (26/02/2012) itibariyle yürürlükte bulunan Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliğine göre tanzim edildiğinden esasen mevzuata uygundur.
Ancak, davacı vekili davacının ayağında platin takılı olması sebebiyle maluliyet oranının düşük belirlendiğini, davalı vekili ise ATK raporunun 5. madde açıklamasında işbu davaya konu 26/02/2012 tarihli trafik kazasından sonra davacının 2015 yılında da kaza geçirdiğini (dosyada böyle bir bilgi, belge, delil olmasa / sunulmasa da) beyan ederek ayrı ayrı itirazda bulunmuş, Üst Kurul şeklinde çalışan Adli Tıp Kurumu Genel Kurulundan rapor alınmasını talep etmiştir. Mahkememizce itirazların karşılanması ve kesin maluliyetin tespit edilmesi için taraf vekillerinin talepleri olumlu karşılanmış, dosya kesin maluliyetin belirlenmesi amacıyla Üst Kurul şeklinde çalışan ATK Genel Kuruluna gönderilmiştir.
Adli Tıp Kurumu Genel Kurulu 29/12/2022 tarihli raporunda, davacının trafik kazasında yaralanması nedeniyle %3,3 oranında maluliyetinin olduğunu, iyileşme süresinin olay tarihinden itibaren dört (4) aya kadar uzayabileceğini tespit etmiştir. Bahse konu Adli Tıp Kurumu raporu, kaza tarihi (26/02/2012) itibariyle yürürlükte bulunan Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliğine göre tanzim edildiğinden mevzuata uygun ve denetime açık olup, rapordaki maluliyet oranı ve iyileşme süresine ilişkin bilimsel tespitlere itibar edilmiş, işbu maluliyet raporu hükme esas alınmıştır. Bu suretle, taraf itirazları da karşılanmış ve kesin maluliyet tespit edilmiştir
Kusur durumunun tespit edilmesi ve kesin maluliyetin tayininden sonra dosya, maddi tazminat hesabı yapılması için aktüerya konusunda uzman bilirkişiye tevdi edilmiştir.
Aktüer bilirkişi … tarafından sunulan 28/04/2023 tarihli raporda, davacı…’ın geçici iş göremezlik tazminatı için davacının olay tarihinde 14 yaşında ve lise öğrencisi olması sebebiyle kazanç getirici işte çalışmadığından geçici iş göremezlik zararının bulunmadığı, sürekli iş göremezlik zararının ise 172.709,30 TL olduğu hesaplanmıştır. Aktüer raporun ayrıntılı, gerekçeli, denetime elverişli olması, kaza tarihi itibariyle yürürlükte bulunan Yönetmelik hükümlerinin ve maluliyet oranının esas alınması, güncel asgari ücret verilerinin de hesaplamada isabetli ve doğru olarak yer verilmesi, özellikle hesaplamada Yargıtay ve İstanbul BAM Daire uygulamasının takip edilerek TRH 2010 yaşam tablosunun ve prograssive rant formülüne (YARGITAY 4. HD. 2021/3033E., 2021/1560K; İSTANBUL BAM 9. HD. 2022/591E., 2022/1026K.) göre hesaplama yapıldığından hüküm kurmaya elverişlidir, bu nedenle raporun içeriği de denetlenerek hükme esas alınmıştır.
Aktüer rapora karşı özellikle maddi tazminat hesabı yönünden tarafların herhangi bir itirazı bulunmamaktadır. Davacının maluliyet oranına yönelik itirazı ise, yargılama sürecinde davacı vekillinin talebi doğrultusunda Adli Tıp Kurumu Genel Kurulundan rapor alınarak fazlasıyla karşılanmış olup, bu hususta kesin maluliyet tespit edildiğinden artık maluliyet itirazının yerinde olmadığı anlaşılmıştır.
Davacı kaza tarihinde 14 yaşında olup, lise öğrencisidir. Nitekim, davacı vekili 19/10/2017 tarihli dilekçesinde bu durumu beyan ve ikrar etmiştir. Dolayısıyla, davacının kazanç getirici bir işte çalışması söz konusu olmadığından geçici iş göremezlik zararı bulunmamaktadır. (Bkz. Yargıtay 17. HD. 2016/11728 E. 2019/5019 K. ; Yargıtay 17. HD. 2015/18756 E. 2017/11392 K). Bu nedenle, rapordaki isabetli mütalaa ve emsal Yargıtay kararları uyarınca davacının geçici iş göremezlik tazminatı talebinin reddine karar verilmiştir.
Davacı vekili, aktüerya bilirkişisinin raporu doğrultusunda ıslah dilekçesi sunmuş, artırılan dava değeri üzerinden eksik harcı ikmal etmiştir. Davanın başında fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydıyla talep edilen 100 TL sürekli iş göremezlik tazminatı, 14/11/2023 tarihli ıslah dilekçesinde 172.609,30 TL daha artırılmış, bu suretle toplam 172.709,30 TL sürekli iş görmezlik tazminatı talep edilmiştir.
Islah dilekçesinin bir sureti davalı vekiline usulüne uygun olarak tebliğ edilmiştir.
Davalı vekili ıslah dilekçesine karşı süresi içinde beyan dilekçesi sunmuş, özellikle ıslah dilekçesinde artırılan tutar bakımından zaman aşımı itirazında bulunmuştur.
İşte tam da bu noktada, davalının zaman aşımı itirazının değerlendirilmesi, diğer bir söyleyişle ıslah ile artırılan 172.609,30 TL alacağın zaman aşımına uğrayıp uğramadığının tartışılması zorunludur. (Yargıtay 4. HD. 2021/18417 E. 2022/11252 K.) Bu tartışma ve değerlendirmeden önce ayrıca işbu davanın, belirsiz alacak mı yahut kısmi dava mı olduğunun da açıklanması gerekmektedir.
6100 s. HMK 107. maddesinde Belirsiz Alacak Davası “Davanın açıldığı tarihte alacağın miktarını yahut değerini tam ve kesin olarak belirleyebilmesinin kendisinden beklenemeyeceği veya bunun imkânsız olduğu hâllerde, alacaklı, hukuki ilişkiyi ve asgari bir miktar ya da değeri belirtmek suretiyle belirsiz alacak davası açabilir”, 109. maddesinde Kısmi Dava “Talep konusunun niteliği itibarıyla bölünebilir olduğu durumlarda, sadece bir kısmı da dava yoluyla ileri sürülebilir” şeklinde tarif edilmiştir. Bir davada, o davanın açıkça belirsiz alacak davası olarak açıldığı belirtilmemişse, kısmi dava olarak açıldığının kabul edilmesi gerekmektedir. Diğer söyleyişle, belirsiz alacak davası ancak ve ancak o davanın belirsiz alacak davası olarak açıldığı yahut bu anlama gelen bir ifadenin bulunması halinde, belirsiz alacak davası olarak kabul edilmesini gerektirir (Yargıtay 17. HD. 2017/4833 E. 2019/11369 K. ; İstanbul BAM 8. HD. 2023/703 E. 2023/1093 K. Yargıtay 4. HD. 2021/21378 E. 2022/12496 K. Yargıtay 4. HD. 2023/1023 E. 2023/2594 K. ). Aksi halde, açılan dava, kısmi davadır. Bu anlatımlar ışığında; davacının dava dilekçesi incelendiğinde; ne konu kısmında, ne dilekçe içeriğinde, ne de netice-i talep kısmında, davanın açıkça belirsiz alacak davası olduğu, yahut zımnen dahi olsa aynı anlama gelebilecek “belirsiz istem, HMK 107. maddesi uyarınca açılan dava, belirsiz alacak, HMK m.107. vs..” hiçbir ibarenin bulunmadığı, bu halde eldeki davanın belirsiz alacak davası olarak kabul edilemeyeceği, aksine fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydıyla şimdilik 100 TL sürekli iş göremezlik tazminatı isteminde bulunulduğu, bu istemin kısmi dava olduğu, zira HMK 109. maddesi hükmü uyarınca talep konusu sürekli iş göremezlik tazminatı niteliği itibariyle bölünebilir (para alacağı) olduğundan işbu davanın, kısmi dava şeklinde açıldığı anlaşılmıştır.
Bilindiği üzere, belirsiz alacak davasında alacağın tamamı için davanın açıldığı tarih itibariyle zaman aşımı kesilmektedir. Halbuki kısmi davada, yalnızca dava konusu edilen alacak için zaman aşımı kesilmekte olup, alacağın dava konusu edilmeyen bakiye kısmı yönünden zaman aşımı süreleri işlemeye devam etmektedir.
O halde, eldeki dava kısmi dava olarak açıldığından, davalı vekilinin ıslah dilekçesinde artırılan alacağa yönelik zaman aşımı itirazlarının da incelenmesi zorunludur. Nitekim, davalı vekili tarafından ıslah dilekçesine karşı süresi içinde zaman aşımı itirazında bulunulmuş olup, az önce vurgulandığı üzere kısmi davada yalnızca dava konusu edilen alacak tutarı (olayda 100,00 TL) yönünden zaman aşımı kesilmiş olup, davanın başında dava konusu edilmeyen ve ıslahla artırılan tutar (olayda 172.609,30 TL) bakımından zaman aşımı, davanın açılmasıyla kesilmediği için ıslah tarihi itibariyle alacağın zaman aşımına uğrayıp uğramadığına bakılması gerekmektedir.
Trafik kazasından kaynaklanan tazminat davalarında, 2918 sayılı KTK’ nın 109/2. maddesi hükmü uyarınca eylem aynı zamanda cezayı gerektirir fiilden doğmuşsa uzamış ceza zaman aşımı süreleri geçerli olacaktır. Davaya konu trafik kazasında plakası tespit edilemeyen motosiklet sürücüsünün davacı yayaya çarpması sebebiyle davacının yaralanmasına neden olduğundan eylemin aynı zamanda cezayı gerektirir fiilden doğduğu, bu itibarla TCK 89, 66/1-e. maddesi hükmü uyarınca uzamış ceza zaman aşımı süresinin 8 yıl olduğu, dava konusu trafik kazası tarihi 26/02/2012 olup uzamış ceza zaman aşımı süresi eklendiğinde 26/02/2020 tarihinde zaman aşımı süresinin dolacağı, eldeki davada ıslah dilekçesi dosyaya 14/11/2023 tarihinde sunulmuş olup, ıslahla ile artırılan 172.609,30 TL alacağın zaman aşımına uğradığı anlaşılmıştır (Yargıtay 4. HD. 2021/22785 E. 2021/8270 K ; İstanbul BAM 8. HD. 2023/703 E. 2023/1093 K.; İstanbul BAM 9. HD. 2019/3576 E. 2020/3936 K.).Davalı vekilinin bu yöndeki zaman aşımı savunmasına itibar edilmiş, zaman aşımı itirazlarının yerinde olduğu anlaşılmıştır.
Yapılan tüm açıklamalar ve varılan kanaat çerçevesinde; davalı … Hesabının plakası tespit edilemeyen motosiklet sürücüsünün davaya konu trafik kazasında asli, %100 oranında ve tamamen kusurlu olması sebebiyle davacının uğramış olduğu cismani zarardan 5684 sayılı Kanunun 14/2-a. maddesi hükmü uyarınca sorumlu olduğu, mahkememizce yapılan araştırma ve yargılama sürecinde alınan bilirkişi raporları çerçevesinde geçici iş göremezlik talebi bakımından davacının kaza tarihinde 14 yaşında, lise öğrencisi olması ve kazanç getirici bir işte çalışmaması sebebiyle yerleşik içtihatlar uyarınca geçici iş göremezlik zararının bulunmadığı, bu nedenle mahkememizce davacının geçici iş göremezlik tazminatı talebinin tümden reddine karar verildiği, davacının sürekli iş göremezlik talebi bakımından ise davacının 172.709,30 TL sürekli iş göremezlik tazminatına hak kazandığı, ancak eldeki davanın kısmi dava olarak açılması sebebiyle ıslah ile artırılan 172.609,30 TL alacağın ıslah tarihi itibariyle zaman aşımına uğradığı, bu nedenle davalının vaki zaman aşımı itirazı sebebiyle davacının 14/11/2023 tarihli ıslah dilekçesinde sürekli iş göremezlik tazminatı yönünden ıslah ettiği tutar olan 172.609,30 TL’nin zaman aşımı nedeniyle reddine, davanın başında dava konusu edilen kısmın ise davanın açıldığı tarih itibariyle zaman aşımına uğramadığından davacı … için 100,00 TL sürekli iş göremezlik tazminatının temerrüt tarihi olan 20/01/2017 tarihinden ( davacının dava açılmadan evvel davalı … Hesabına yazılı başvuruda bulunduğu, bu başvurunun davalı tarafından 09/01/2017 tarihinde tebellüğ edildiği, 2918 s. KTK 99. maddesi uyarınca temerrütün yazılı başvurunun tebliğinden itibaren 8 iş günü olması sebebiyle davalının 20/01/2017 tarihi itibariyle temerrüte düştüğü ) itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı … Hesabından alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş, bu itibarla davacının 14/11/2023 tarihli ıslah dilekçesi doğrultusunda davanın kısmen kabul kısmen reddi yönünde hüküm oluşturulmuştur.
HÜKÜM: (Ayrıntısı ve Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere);
Davacının 14/11/2023 tarihli ıslah dilekçesi doğrultusunda;
Davanın KISMEN KABUL KISMEN REDDİ ile,
1-Davacı … için 100,00 TL sürekli iş göremezlik tazminatının temerrüt tarihi olan 20/01/2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı … Hesabından alınarak davacıya VERİLMESİNE,
2-Davacının 14/11/2023 tarihli ıslah dilekçesinde sürekli iş göremezlik tazminatı yönünden ıslah ettiği tutar olan 172.609,30 TL’nin zaman aşımı nedeniyle REDDİNE,
3-Davacının geçici iş göremezlik tazminatı talebinin tümden REDDİNE,
4-Alınması gereken 269,85 TL karar ve ilam harcından başlangıçta peşin alınan 31,40 TL ve 590,00 TL ıslah harcının mahsubu ile fazladan alınan 351,55 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep edilmesi halinde davacıya veya vekiline İADESİNE,
5-Davacı tarafından yatırılan 31,40 TL peşin harç, 590,00 TL ıslah harcı, 326,25 TL posta masrafı, 4.710,00 adli tıp rapor ücreti ile 3.750,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam ‭9.407,65 TL yargılama giderinden davanın kabul ve ret oranına göre hesaplanan‬ 5,44 TL’sinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE, bakiye kalan yargılama giderinin davacı üzerinde BIRAKILMASINA,
6-Davacı yargılama sırasında kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden kabul edilen dava değeri (100,00 TL) üzerinden hesaplanan ve karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ nin 13/2. maddesi uyarınca hükmedilecek vekalet ücretinin kabul edilen dava miktarını geçmemek koşulu ile belirlenen 100,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
7-Davalı yargılama sırasında kendisini bir vekille temsil ettirdiğinden reddedilen dava değeri (172.609,30 TL sürekli iş göremezlik + 100,00 TL geçici iş göremezlik = toplam 172.709,30 TL) üzerinden hesaplanan ve karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 13/3. maddesi uyarınca maddi tazminat davasının kısmen reddine karar verildiğinden davalı yararına takdir edilecek ücretin davacı yararına belirlenen ücreti geçmemek koşulu ile belirlenen 100,00 TL vekâlet ücretinin davacıdan alınarak davalıya VERİLMESİNE,
8-HMK’nın 333. maddesi uyarınca taraflarca yatırılan ancak kullanılmayarak artan bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde resen ilgili tarafa veya vekiline İADESİNE,
Dair, davacı vekili ve davalı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık yasal süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 20/12/2023

Katip
¸e-imzalıdır

Hakim
¸e-imzalıdır