Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C.
İSTANBUL
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2017/1146 Esas
KARAR NO : 2023/965
DAVA : İtirazın İptali (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan), Menfi Tespit (Ticari İlişkiden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 29/12/2017
KARAR TARİHİ : 19/12/2023
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan), Menfi Tespit (Ticari İlişkiden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Asıl dava: Asıl dava davacı vekili tarafından sunulan dava dilekçesinde özetle; Taraflar arasında kumaş ticareti ilişkisi olduğunu, TL ve USD cari hesap alacaklarına ilişkin … 35.İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasındaki borcun tamamına, … Esas sayılı dosyasındaki borcun bir kısmına itiraz edildiğini, sipariş gereği imal edilen ürünlerin 9.813,37 USD’lik kısmının davalı firmaya teslim edilmek üzere depoda bekletildiğini, … 35.İcra Müdürlüğü’nün … ve … Esas sayılı dosyalarına vaki itirazın iptaline ve takibin devamına asıl alacığın %20 sinden az olmamak üzere inkâr tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini, talep ve dava etmiştir.
Asıl dava cevap: Asıl dava davalı vekili tarafından sunulan cevap dilekçesinde özetle; Davacı tarafından 08.08.2017 tarihli sözleşme ile almış olduğu mallardan bir kısmını ayıplı olduğunu, … 7.Sulh Hukuk Mahkemesi’nin … D.iş sayılı dosyasında düzenlenen bilirkişi raporu ile kumaşlarda hataların bulunduğu, ürünlerin ayıplı olduğu hususlarının tespit edildiğini, bir kısım kumaşın depoda bekletildiğini, geri kalan malların ödemesinin yapıldığını, … 23.Noterliği’nin … ve … yevmiye sayılı ihtarnamesi ile ayıplı malların ve fazladan gönderilen malların geri teslim alınması ve bedeli iadesi talebinde bulunulduğunu, davanın reddine, davacının kötü niyetli olarak icra takibine girmiş olması sebebi ile %20 kötü niyet tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
Birleşen dava (… 13. Asliye Ticaret Mahkemesi … Esas): Birleşen dava davacı vekili tarafından sunulan dava dilekçesinde özetle; Müvekkil şirket ile davalı şirket arasında ticaret sebebi ile kumaş alışverişi yapıldığını, şirketin davalıdan 08.08.2017 tarihli sözleşme ile almış olduğu mallardan bir kısmının ayıplı çıktığını ve ayrıca sonradan yapılan incelemede 2100 kg süprem kumaşın da fazladan gönderilmiş olduğunu, bunun üzerine şirketin davalıya çeşitli tarihlerde mail attığını, malların ayıplı olduğunu ve fazla mal gönderilmiş olduğunu, beyanla ayıplı malların iadesinin yapılmak istendiğini ve bedel iadesinin talep edildiğini, malların ayıplı olduğuna dair, … 7.Sulh Hukuk Mahkemesi’nin … Değişik İş sayılı dosyasından tespit yaptırıldığını, bu dosyadan yaptırılan bilirkişi incelemesinde, davalıdan alınmış olan toplam 975,5 kg süprem kumaşın ayıplı olduğunun tespit edildiğini, davalı şirketin ayıplı olan ve fazladan göndermiş olduğu malları iade alacağını belirtmesine rağmen iade almadığını ve müvekkili şirkete karşı … 35. İcra Müdürlüğü’nün … Esas ve … Esas sayılı dosyaları ile icra takibi başlattığını, davalı şirketin haksız olmasına rağmen itirazın iptali talepli dava açtığını, beyanla 158.136,94-TL bedel bakımından borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini, davalı şirketin %20 kötü niyet tazminatına hükmedilmesini, davanın kabulü ile yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesini talep ve dava etmiştir.
Birleşen dava cevap: Birleşen dava davalı vekili tarafından sunulan cevap dilekçesinde özetle; Davacı firmanın, müvekkili firma ile yapmış olduğu kumaş ticareti sebebe ile oluşan cari hesap borcunu, bütün müracaatlarına rağmen ödememesi üzerine, davacı aleyhine … 35.İcra Müdürlüğünün … Esas ve … Esas sayılı dosyaları ile icra takibi başlatıldığını, tebliğ edilen ödeme emrine, davacı (borçlu) firma haksız ve alacağı geciktirmeye matuf kısmi itirazda bulunduğunu, bunun üzerine, durmuş olan takipler için itirazın iptali davası ikame edildiğini, davacı tarafın müvekkili firma ile yapmış oldukları kumaş ticaretinin 08.08.2017 tarihli sözleşmeye dayandığını, müvekkili firmanın, işbu sözleşme gereği ürünleri sözleşme şartlarına uygun olarak teslim ettiğini, davacı firmanın, kumaşların teslim tarihinden yaklaşık 1 yıl sonra cari hesap alacağı talebi üzerine ayıp iddiasında bulunduğunu, davacı tarafın ayıp ihbar sürelerine uymadan, cari hesap alacağının kendilerinden talep edilmesi üzerine, ürünlerde ayıp olduğunu ileri sürmesi kötü niyetli olduğunu açıkça ortaya koyduğunu, davacı tarafın tespite konu etmiş olduğu ürünlerin taraflarına ait olduğunu ve ayıplı olduğunu hiçbir şekilde kabul etmemekle birlikte, ürünler ayıplı olsa dahi müvekkil şirkete süresi içinde ihbar ve bildirimde bulunulmadığını, hukuka aykırı ve haksız olarak açılmış olan davanın reddine, %20 kötü niyet tazminatına ve yargılama giderlerinin ve ücreti vekaletin davacı üzerine tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
Toplanan Deliller:
… 35. İcra Dairesi’nin … Esas sayılı takip dosyası aslı,
… 35. İcra Dairesi’nin … Esas sayılı takip dosyası aslı,
… 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin… Esas sayılı dava dosyası aslı,
… 7.Sulh Hukuk Mahkemesi’nin … D.iş sayılı dosyası UYAP kayıtları,
… tarafından hazırlanan… tarihli bilirkişi raporu,
… tarafından hazırlanan … tarihli bilirkişi ek raporu,
…, … ve …tarafından hazırlanan 22/08/2022 tarihli bilirkişi raporu,
…, …ve… tarafından hazırlanan 27/09/2023 tarihli bilirkişi ek raporu, ayrı ayrı celp edilerek dosya arasına alınmıştır.
Delillerin Değerlendirilmesi ve Gerekçe:
Taraflar arasındaki uyuşmazlık; asıl dava yönünden ticari satım sözleşmesine dayalı cari(açık) hesaptan kaynaklanan alacağının tahsiline yönelik başlatılan icra takibine itirazın iptali, birleşen dava yönünden, sözleşme sebebiyle borçlu olunmadığının tespiti istemine ilişkindir.
Somut olayda, … 35. İcra Dairesi’nin … Esas ve … Esas sayılı icra dosyalarının tetkikinde; asıl dosya davacısı tarafından birleşen dosya davacısı borçlu aleyhine, 37.469,24-TL ve 76.146,48-USD alacağın tahsili amacıyla ilamsız takipler başlatıldığı, takip dayanaklarının cari hesaptan kaynaklanan alacak olarak gösterildiği, ödeme emrinin borçluya tebliği üzerine yasal süresinde olan itirazlar ile takiplerin 25/11/2017 tarihinde durduğu, davalı tarafından borca, yetkiye ve fer’ilerine itiraz edildiği, eldeki asıl dava olan itirazın iptali davasının hak düşürücü süre içinde olan 29/12/2017 tarihinde açıldığı anlaşılmıştır.
Dosya kapsamında yapılan tetkiklerde, taraflar arasında 08/08/2017 tarihli ve 12/09/2017 tarihli sözleşmeler olduğu, bu sözleşmeler uyarınca asıl dosya davacısının kumaş satma, birleşen dosya davacısının ise bedel ödeme edimini üstlendiği, tarafların ticari defter ve kayıtlarında söz konusu ilişkinin yer aldığı, tarafların ticari defter ve kayıtlarının lehine delil teşkil ettiği, davacı ve davalının 24/10/2017 tarihi itibariyle 278.836,55-TL borçta mutabık oldukları, takip eden süreçte asıl dosya davalısı tarafından bir kısım ödemenin yapıldığı ve fakat malın ayıplı olduğuna yönelik … 7.Sulh Hukuk Mahkemesi’nin … D.iş sayılı dosyası ile tespit yaptırıldığı ve bilirkişi raporu ile de ürünlerin ayıplı olduğunun tespit edildiği, uyuşmazlığın temelde ayıplı ifa bulunup bulunmadığı noktasında olduğu tespit edilmiştir.,
Satıcının ayıptan sorumluluğu, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 219-231.maddeleri arasında düzenlenmiştir. Ayıp kavramının tanımı kanunda tam olarak bulunmamakla birlikte, ayıptan sorumluluk halleri bu maddelerde hüküm altına alınmıştır. Ayıp kavramı hakkındaki genel tanım, sözleşme gereği edimin taşıması gereken nitelik ile mevcut nitelik arasındaki fark şeklindedir.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 02/02/1979 gün 1977/11-393 E., 1979/80 K. Sayılı kararı ile Yargıtay (Kapatılan) 15. Hukuk Dairesi’nin 16/01/2013 tarih ve 2012/5835 E., 2013/129 K. sayılı ilamında esasları ayrıntılı şekilde açıklandığı üzere; eser sözleşmesi iş sahibinin ödemeyi taahhüt ettiği ücret karşılığında yüklenicinin bir eser meydana getirmeyi ve teslim etmeyi üstlendiği iki taraf için hak doğuran ve borç yükleyen bir sözleşmedir. Eser sözleşmesinde iş sahibinin asli borcu TBK’nın 470.maddesi çerçevesinde meydana getirilen eser karşılığında bir miktar pararın ödenmesi, yüklenicinin borcu ise eseri zamanında ve ayıpsız olarak imal ve teslim etmektir.
Eser sözleşmesinde yüklenicinin ayıptan sorumluluğu TBK’nın 474 ile 478. maddeleri arasında düzenlenmiştir. Yüklenicinin ayıptan sorumlu olabilmesi için eserin iş sahibine teslim edilmesi, eserin ayıplı olması, eserin iş sahibi tarafından kabul edilmemiş veya kabul edilmek zorunda olunmaması, eserin iş sahibi tarafından muayene ve ihbar külfetinin yerine getirilmiş olması, eserdeki ayıbın iş sahibinin tutumundan kaynaklanmamış olması ve son olarak ayıplı teslimden doğan hakların süresi içinde kullanılması gerekmektedir. Ayıp, teslim edilen eserde sözleşme ile kararlaştırılmış olan veya dürüstlük kuralına göre olması gereken ya da kanunun öngördüğü niteliklerin bulunmaması olarak nitelendirileceğinden ayıplı bir eserin imali ve teslimi sözleşmenin gereği gibi ifa edilmediğini gösterir.
Eserin teslim alınmasından sonra açıkça görülen veya usulüne göre yapılan bir muayene ile görülebilen ayıplar açık ayıp, bu şekilde tespit edilemeyen ancak zaman içerisinde eser kullanılırken ortaya çıkan ayıplar ise gizli ayıp olarak nitelendirilir.
6098 sayılı TBK’nın 474/1.maddesi gereğince açık ayıplar bakımından iş sahibi işlerin olağan akışına göre imkan bulur bulmaz eseri gözden geçirmek ve uygun bir süre içerisinde tespit ettiği ayıpların yükleniciye bildirmekle yükümlüdür. İş sahibi bu külfetleri yerine getirmezse ayıp dolayısıyla kendisine tanınan haklardan yararlanamayacaktır. Bu külfetlerin yerine getirilmemesi iş sahibinin yükleniciye karşı sorumluluğunu gerektirmemekte, sadece ayıplı eser teslimi dolayısıyla sahip olduğu haklardan yararlanamaması sonucunu doğurmaktadır.
6098 sayılı TBK’nın 477/1.maddesi gereğince gizli ayıplar açısından ise, ayıbın varlığı zaman aşımı süresi içerisinde vakit geçirilmeksizin yükleniciye bildirilmelidir. Ayıp ihbarının yazılı olarak yapılması zorunlu olmayıp süresinde ayıp ihbarının yapıldığı her türlü delille ve tanık beyanıyla dahi kanıtlanabilir. (YHGK’nın 02.02.1979 gün 1977/11-393 E. 1979/80 K. sayılı ilamı). YHGK’nın 13.05.2009 tarih ve 13-160 E., 185 K. sayılı ilamında da açıklandığı üzere, ayıp ihbarı kural olarak şekle tabi bulunmayıp içeriği itibariyle ayıptan karşı tarafın haberdar olmasını sağlamaya elverişli her türlü ihbarın, ayıp ihbarı olarak kabulü mümkündür.
Ayıp ihbarı maddi vakıa olup, şekil koşuluna bağlı olmaksızın tanık dahil her türlü delille kanıtlanabileceği, dosya kapsamına göre; taraflar arasında kurulan eser sözleşmesi kapsamında davacı yükleniciye sipariş edilen kumaşlar üzerinde yapılan teknik inceleme sonucunda siyah ve gri renkli süprem kumaşlarda kesikli enine çizgi hatalarının bulunduğu, kalın-ince iplik ve iplik abrajlarının olduğu, kumaşlarda delik ve patlakların bulunduğu, kumaşlardaki bu ayıplarla üretilecek ürünlerin de ayıplı olacağı, ayıpların kumaş imalatından kaynaklanan açık ayıplı olduğunun belirlendiği anlaşılmıştır.
Davacı tarafça süresinde ayıp ihbarında bulunulmadığı gibi ayıp ihbarında bulunduğuna ilişkin delillerin usulüne uygun şekilde ibraz edilmediği iddia edilmiş ise de; davalının cevap dilekçesinde taraf yetkilileri arasındaki e-posta yazışmalarının delil olarak bildirildiği ve bu delillerin sunulduğu; yapılan incelemede sözleşmelerin 08/08/2017 tarihli ve 12/09/2017 tarihli olduğu, ürünlerin 12/08/2017 ve 16/08/2917 tarihleri arasında teslim edildiği, taraflar arasında yapılan yazışmaların 11/09/2017 tarihinde başladığı, ürün miktarının yaklaşık 2,5 ton olduğu tespit edilmiştir. Buna göre teslim edilen ürün miktarı da göz önünde bulundurularak, birleşen dosya davacısının kumaşlardaki açık ayıplar bakımından işlerin olağan akışına göre imkan bulur bulmaz eseri gözden geçirdiği ve bir aydan kısa bir süre içerisinde yani uygun bir süre içerisinde tespit ettiği ayıpları yükleniciye bildirdiği, davalının ayıbı öğrendikten sonra kumaşı kesmeden davacıya ayıp ihbarında bulunduğu anlaşılmaktadır (İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15.Hukuk Dairesi 2020/219 Esas 2023/9 Karar).
Mahkememizce alınan bilirkişi kök ve ek raporlarına ve delil tespiti dosyasındaki rapora göre davacı yüklenici tarafından üstlenilen işin ayıplı yapıldığının tespit edildiği, raporların denetime açık ve bilimsel verilere uygun olduğu; dosya kapsamında davalı tarafından süresinde ayıp ihbarında bulunulduğunun taraflar arasındaki emailler ile ispatlandığı anlaşılmış olup, bilirkişi raporuna göre davacının ürettiği ayıplı ürünler nedeni ile davalının 158.136,94-TL alacağı olduğu; davacının iş bedeli alacağının dahiliyle cari hesaptan kaynaklanan yürütülen icra takibine vaki itirazın iptali isteminde haksız olduğu kanaatine varılmıştır. Tüm bunlarla birlikte, asıl dosyada itirazın iptali isteminin reddine karar verildiğinden ve birleşen davada kötü niyet ispat edilemediğinden tazminat istemlerinin reddine karar verilmek suretiyle aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: İzah olunan gerekçelerle,
A)Asıl dava olan … 2.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyası bakımından;
1-Davacının davalı aleyhine açmış olduğu “itirazın iptali ile takibin devamına” yönelik davanın sübut bulmadığından REDDİNE,
2-Davanın reddi nedeniyle davacının icra inkar tazminatı talebinin reddine,
3-Davalının kötü niyet tazminatı talebinin yasal şartlar oluşmadığından dolayı reddine,
4-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 269,85-TL karar ve ilam harcından peşin alınan 1.607,73-TL’nin mahsubu ile fazla alınan 1.337,88-TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya veya vekiline iadesine,
5-Davalı taraf dava ve duruşmalarda kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesaplanan ve takdir olunan 50.084,99-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
B)Birleşen dava olan … 13.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin …Esas sayılı dosyası bakımından;
Davanın KABULÜ ile,
1-Davacının dava konusu satış sözleşmesinden dolayı davalıya toplamda 158.136,94-TL BORÇLU OLMADIĞININ TESPİTİNE,
2-Fazlaya ilişkin istemin reddine,
3-Davacının kötü niyet tazminatı talebinin yasal şartlar oluşmadığından dolayı reddine,
4-Davalının kötü niyet tazminatı talebinin davanın kısmen kabulü nedeniyle ve yasal şartlar oluşmadığından dolayı reddine,
5-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 10.802,33-TL karar ve ilam harcından peşin alınan 2.700,59-TL’nin mahsubu ile eksik olan 8.101,74-TL harcın davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
6-Davacı tarafça ödenen 2.700,59-TL peşin harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Davacı taraf dava ve duruşmalarda kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesaplanan ve takdir olunan 25.301,91-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
C)ORTAK HÜKÜMLER:
1-Asıl dava davacı birleşen dava davalı tarafından yapılan toplam 5.875,00-TL yargılama giderinin asıl dava davacı birleşen dava davalı üzerinde bırakılmasına,
2-Asıl dava davalı birleşen dava davacı tarafından yapılan toplam 4.999,00-TL yargılama giderinin asıl dava davacı birleşen dava davalıdan alınarak asıl dava davalı birleşen dava davacıya verilmesine,
3-Asıl ve birleşen davalar yönünden yatırılan gider avansından yargılama sırasında yapılan masraflardan geriye kalan avansın karar kesinleştiğinde resen ilgili tarafa iadesine,
Dair, davacı vekilinin ve e-duruşma ile katılan davalı vekilinin yüzüne karşı gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 (iki) hafta içinde mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere bulunulan yer yada başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile başvurmak ve istinaf harç ve masraflarını karşılamak koşulu ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’ne istinaf yasa yolunun açık olduğu, istinaf dilekçesinde istinaf yoluna başvuru konusu edilen hususlar ile nedenlerinin belirtilmesinin gerektiği, süresi içerisinde karara karşı istinaf yoluna başvurulmaması halinde hükmün kesinleşeceği ve infaz edilebileceği açıklanmak suretiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 19/12/2023
Katip …
Hakim …