Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/1139 E. 2022/778 K. 07.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/1139 Esas
KARAR NO : 2022/778

DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 20/12/2017
KARAR TARİHİ : 07/12/2022

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Dava: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 16.08.2016 günü …’in idaresindeki … plakalı araçla müvekkilinin idaresindeki … plakalı motosiklete çarpması sonucu müvekkilinin malul kaldığını, kaza tespit tutanağında … plakalı araç sürücüsünün asli ve tam kusurlu olduğunun, müvekkilinin bir kusurunun olmadığının tespit edildiği, kazaya ilişkin kovuşturmanın devam ettiği, kazaya asli ve tam kusurla sebebiyet veren aracın ZMMS poliçesi bulunmadığı, davalı yanın 310.000,00 TL poliçe limiti ile sorumlu olduğu, müvekkilinin çeşitli yerlerinden yaralandığı, beyin kanaması geçirdiği, sol el ve sol ayak parmaklarında uyuşma, sürekli baş dönmesi oluştuğu, cinsel fonksiyon kaybına, hareket kaybına uğradığı, psikolojik sıkıntılar meydana geldiği, çalıştığı işte, evlilik hayatında ve kendi hayatının idamesinde normal insanlardan fazla güç-efor sarf edeceği, maluliyeti oranında ömrü boyunca zorlanacağı, müvekkilinin … Üniversitesi’nde temizlik görevlisi olarak çalıştığı, tazminatın ödenmesi için davalıya başvurulmasına rağmen yasal süre içinde ödeme yapmadığı, geçici ve daimi iş göremezlik maddi tazminatının temerrüt tarihinden itibaren işletilecek ticari temerrüt faizi-avans faizi ile birlikte davalıdan tahsili için dava açma zarureti doğduğu diğer hususlarla birlikte belirtilerek şimdilik davanın kabulüne, 3.200,00 TL geçici ve daimi iş göremezlik tazminatının davalıdan tahsiline, davalıya başvuru tarihinden itibaren 15 gün sonrası temerrüt tarihi olduğundan bu tarihten itibaren ticari temerrüt faizi-avans faizine hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin davalı yan üzerinde bırakılmasına karar verilmesi talep ve dava etmiştir.
Cevap: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı zarar görenin başvuruda bulunduğu, zarara ilişkin hesaplanacak tazminat tutarının ödenmesi için talep edilen evrakların gönderilmediği, dava şartının yerine getirilmediği, davanın reddi gerektiği, davacının motosiklet sürücüsü konumunda olduğu, sürücü zararlarından kaynaklanan tazminattan müvekkilinin herhangi bir sorumluluğu olmadığı, motosiklete kasksız ve koruyucu tedbirler almadan binerek müterafik kusurlu olduğu, hükmedilecek tazminattan müterafik kusur indirimi yapılması gerektiği, müvekkilini geçici iş göremezlik tazminatından sorumlu olmadığı, davacı tarafın kusur ve bunun sonucunda bir zararının oluştuğunu ispatlaması, zarar miktarının tespiti gerektiği, trafik kazası tespit tutanaklarının uzman bilirkişiler tarafından düzenlenmediği, kusur oranlarının kesinleşmediği, kaza tutanağına itibar edilmemesi, maluliyet oranının ve malul kaldığının tam teşekküllü hastane raporu ile belgelendirilmesi gerektiği, yapılan başvuruda bir rapor gönderilmediği, SGK’nın ödemiş olduğu tazminat varsa tespit edilerek ödenecek tazminattan düşülmesi gerektiği, sorumluluğun teminat limiti ve kusur oranı ile sınırlı olduğu ve gerçek zararın tespit edilmesi gerektiği, … Hesabı’nın temerrüdü bulunmadığı, ticari avans faizi talep edilemeyeceği, yürütülmesi gereken faizin yasal faiz olması, tazminatların içeriğinin 01.06.2016 tarihinde yürürlüğe giren ZMS Genel Şartları ile belirlenmesi, TRH tablosu ve teknik faizin uygulanması gerektiği diğer hususlarla birlikte belirtilerek davanın reddine, kusur ve tazminat yönünden incele yapılmasına, yargılama giderleri ile vekâlet ücretinin karşı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesi talep etmiştir.
Delillerin Değerlendirilmesi, Davanın Hukuki Niteliği ve Gerekçe ;
Kaza tespit tutanağı, kazaya karışan araçların ruhsat kayıtları, Hasar Dosyası, davacıya trafik kazası sebebiyle SGK tarafından ödenen rücuya tabi iş göremezlik ödeneği yazı cevabı, davacının trafik kazası nedeniyle görmüş olduğu tıbbi tedavilere yönelik hastane kayıtları, sosyal ve ekonomik durum araştırma yazıları, … ‘ nin kaza tarihi itibariyle trafik sigortası poliçesinin bulunmadığına ilişkin yazı cevabı, … Asliye Ceza Mahkemesi …Esas numaralı ceza dava dosyası, SGK hizmet döküm cetveli, davacının kaza tarihinde çalıştığı kurumdan getirtilen ücrete ilişkin bordrosu celp edilmiş incelenmiştir.
Dosya, maluliyet durumunun tespiti amacıyla Adli Tıp Kurumu Genel Kurul şeklinde çalışan İkinci Üst Kurulu tarafından düzenlenen 19/11/2020 tarihli adli tıp raporunda özetle ve sonuç olarak; “…. hakkında düzenlenmiş adli ve tıbbi belgelerde bildirilen veriler İkinci Üst Kurulca tekrar değerlendirildiğinde; … oğlu, 1973 doğumlu …’in 16/08/2016 tarihinde geçirdiği trafik kazasına bağlı gelişen yaralanmasının, 30/03/2013 tarih ve 28603 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Özürlülük Ölçütü Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik Hükümlerine göre; Zihinsel Ruhsal Bozukluklar, Frontal Lob Sendromu tedavi ile işlevselliği kısmen düzelen %40×1/5=%8 —–Tüm vücut engellilik oranının %8 (yüzdesekiz) olduğu, İyileşme (iş göremezlik) süresinin kaza tarihinden itibaren 3 (üç) aya kadar uzayabileceği oy birliği ile mütalaa olunur…” şeklinde tespit edilmiştir.
Dosya, kusur durumunun tespiti ve maddi tazminatın hesaplanması amacıyla Aktüerya hesabı uzmanı bilirkişi …ve İ.T.Ü. Makina Fakültesi Öğretim Görevlisi Uzman Yüksek Mühendis bilirkişi …’e tevdi edilmiş, bilirkişi heyeti tarafından dosyaya sunulan 07/04/2022 tarihli bilirkişi raporunda özetle ve sonuç olarak; “…1-) …plakalı otomobil sürücüsü …’in kazanın meydana gelmesinde %100 (yüzde yüz) oranında tamamen asli kusurlu olduğu, 2-) … plakalı motosiklet sürücüsü davacı …’in kazanın meydana gelmesinde kusursuz, ancak hadisenin yaralanması ile sonuçlanmasında, zararın doğmasında ve artmasında %20 (yüzde yirmi) oranında müterafik kusurlu olduğu, 3-) Olayın meydana gelmesinde, yaralanma ile sonuçlanmasında, dava konusu zararın doğmasında ve artmasında başkaca kusurlu kişi, kurum, kuruluş veya etkili faktör bulunmadığı, 4-) Davacı …’in %8 Malüliyeti nedeniyle Nihai ve Gerçek Maddi Zararının (103.843,92)TL.’den ibaret bulunduğu…” şeklinde tespit edilmiştir. Denetime açık ve gerekçeli bilirkişi raporu taraflara usulüne uygun olarak tebliğ edilmiştir.
Davacı vekili bedel artırım dilekçesinde özetle; HMK. 107. maddesi gereği, dava değerinin arttırımı taleplerinin kabulüyle; 102.067,43 TL sürekli iş görmezlik tazminatı ve 1.776,49 TL geçici iş görmezlik tazminatı olmak üzere toplam 103.843,92 TL alacağın, temerrüt tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte ZMMS tarife limitiyle sınırlı olması kaydıyla davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiş, ıslah edilen dava değeri üzerinden eksik harcı yatırmıştır. Islah dilekçesinin bir sureti davalı sigorta şirketine usulüne uygun olarak tebliğ edikmiştir.
Dava, trafik kazasından kaynaklanan ve cismani zarara dayalı maddi (geçici iş göremezlik ve sürekli iş göremezlik) tazminat istemine ilişkindir.
14/04/2016 tarihinde 6704 sayılı Kanunun 5. maddesi ile değiştirilen 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunun 97. maddesi uyarınca zarar görenin, zorunlu mali sorumluluk sigortasında öngörülen sınırlar içinde dava yoluna gitmeden önce ilgili sigorta kuruluşuna yazılı başvuruda bulunması gerektiği, eldeki davanın açıldığı 27/12/2017 tarihi itibariyle anılan yasa hükmü uyarınca trafik kazasından doğan tazminat talepleri hakkında sigorta şirketlerine yazılı başvuru yapılmasının dava şartı olduğu, kazaya karışan … plaka sayılı aracın kaza tarihi itibariyle geçerli bir trafik sigortası bulunmadığından davacı tarafından dava açılmadan önce … Hesabına yazılı olarak başvuru yapıldığı, ancak davalının celp edilen hasar dosyasından da görüleceği üzere maluliyet oranlarını gösterir sağlık kurulu raporu bulunmadığı gerekçesiyle başvuruyu sürüncemede bıraktığı ve herhangi bir tazminat ödemesinde bulunmadığı, bu halde davacının dava öncesinde yazılı başvuru şartını yerine getirdiği tespit edilmekle, davalının dava şartı yokluğuna ilişkin itirazları kabul edilmemiş, bu konuda usuli bir eksiklik bulunmadığından davanın esasının incelenmesine geçilmiştir.
… ili … ilçesinde 16/08/2016 tarihinde gece saat 23:55 sıralarında, kaza tarihi itibariyle geçerli bir zorunlu mali mesuliyet sigortası (trafik sigortası) bulunmayan … plaka sayılı aracın dava dışı …’in sevk ve idaresinde bulunduğu sırada, sigortasız aracın Marmaris istikametinden … istikametine doğru seyir halinde iken …yolu üzerinde 01-4.km mevkisine geldiğinde; aynı istikamette seyir halinde olan davacı …’in sevk ve idaresindeki … plaka sayılı motosiklete, kendi aracının ön sağ kısımları ile motosikletin arka kısımına çarpması sonucunda çift taraflı trafik kazasının meydana geldiği, sigortasız araç sürücüsünün olay yerini terk ettiği ancak daha sonra kaza mahalline geri geldiği, bahse konu trafik kazası nedeniyle davacı …’ in yaralandığı anlaşılmıştır.
Davaya konu trafik kazasının yaralanma ile sonuçlanması nedeniyle soruşturma ve kovuşturma da yürütülmüş, … Asliye Ceza Mahkemesinin …Esas,… Karar sayılı ceza dava dosyasında davalı / sanık … hakkında TCK’ nın 89/1, 2-e maddesinde düzenlenen taksirle bir kişinin yaralanmasına neden olmak suçundan kamu davası açıldığı, Ceza Mahkemesince trafik kazasına yönelik tüm delillerin toplandığı, buna göre suça konu trafik kazasında sanık araç sürücüsün önündeki aracı yeterli takip mesafesi bırakmadan arkadan çarpmak suretiyle davacı …’in yaralanmasına neden olduğunun maddi vakıa olarak kabul edildiği, bu itibarla trafik kazasında davalı sanığın tamamen ve asli kusurlu olduğu belirtilerek davalı / sanık …’in TCK 89/1, 89/2-b, 62/1. maddesi uyarınca neticeten 4.500,00 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına / mahkumiyetine, ancak yasal koşulları oluştuğundan verilen adli para cezasının HMK 231.maddesi hükmü uyarınca hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği anlaşılmış, işbu ceza mahkemesi kararı itiraz edilmeksizin 30/01/2019 tarihinde kesinleşmiştir.
Bilindiği üzere, ceza hâkiminin kusurun değerlendirilmesine ve zararın belirlenmesine ilişkin kararı hukuk hâkimi için bağlayıcı değildir (TBK 74). Ancak, Ceza Mahkemesince verilen mahkumiyet kararı bağlayıcı nitelikte olduğu gibi, Hukuk Mahkemesi hakimi her halde Ceza Mahkemesince belirlenen maddi olgu / vakıalarla bağlıdır. Dolayısıyla, Hukuk Mahkemesi Hakimi, ceza mahkemesinin mahkumiyet kararı ve maddi olgularla bağlı olduğundan belirtilen bu hususları nazara almak zorundadır. Nitekim, Mahkememizce, ceza yargılamasındaki maddi olgularla trafik kazası ve kazanın oluş şekline yönelik bağlı kalınarak kusur tayini yapılmıştır.
Davaya konu trafik kazasının meydana gelmesinde, … plaka sayılı sigortasız araç sürücüsü …’ in aynı istikamette ve önünde seyir halinde bulunan davacı …’ in sevk ve idaresindeki … plaka sayılı motosikletin arka tampon kısmına kendi aracının ön sağ kesimiyle çarpmasında yeterli takip mesafesi bırakmadığı ve önündeki aracı güvenli bir mesafeden izlememesi sebebiyle tamamen ve asli kusurlu kusurlu olduğu, … plaka sayılı motosiklet sürücüsü davacı …’in ise herhangi bir trafik kuralını ihlal etmediği, ayrıca kazanın önlenmesi açısından alabileceği muhtemel bir tedbir de bulunmadığından kusurunun bulunmadığı kanaatine varılmıştır.
Tarafların trafik kazasında kusur durumlarının tespitine yönelik olarak dosya, ayrıca trafik kazaları kusur uzman Makina Mühendisi ve İ.T.Ü. Makine Fakültesi Öğretim Üyesi …’e tevdi edilmiştir. Mahkememizin kusur dağılımı yönündeki tespiti destekleyen ve benimseyen uzman bilirkişinin 07/04/2022 tarihli raporundaki tespitler, kazanın oluş şekli, dava dışı sigortasız araç sürücünün ihlal ettiği trafik kuralları, yasal geciktirici nedenler ve bilimsel yönden yapılan detaylı açıklamalar içeren kusur raporuna gerekçeli ve denetime açık olduğundan itibar edilmiştir.
Mevcut raporda da ifade edildiği üzere, dava dışı sigortasız araç sürücüsü …’ in motosiklet ile arasında güvenli takip mesafesi bırakmadan motosiklete arkadan çarpmak suretiyle %100 oranında asli ve tamamen kusurlu olduğu; davacı …’in kazanın oluş şeklinde kusurunun bulunmadığı doğru bir şekilde ve somut olaya uygun olarak takdir ve tayin edilmiştir.
Ancak, Uzman Bilirkişi kazanın oluş şeklinde davacının kusurunun olmadığını ifade etmiş ise de, kazanın yaralanma ile sonuçlanmasında kafa tası bölgesinden yaralanması da gözetilerek koruyucu kask takmaması sebebiyle zararın doğmasında veya artmasında %20 müterafik kusurlu olduğunu mütalaasında bulunmuştur. Mahkememizce, mütalaaya iştirak edilmiştir.
Esasen, trafik kazası hakkında alınan kusur raporlarına karşı tarafların herhangi bir itirazları da bulunmamaktadır.
Davacı … trafik kazasında yaralanması sebebiyle maddi tazminat olarak geçici iş göremezlik ve sürekli iş göremezlik isteminde bulunmuştur.
Davacının yaralanmasına ilişkin olarak görmüş olduğu tıbbi tedavilere yönelik tüm hastane kayıtları getirtilmiş, Adli Tıp Kurumu tarafından eksik olduğu belirtilen tıbbi kayıtlar davacının muayenesi yaptırılarak ve Üniversite Hastanesine sevki sağlanarak ikmal ettirilmiştir. Ayrıca, Adli Tıp Kurumunun yazılı isteği üzerine davacı muayene edilmek üzere kuruma sevk de edilmiştir. Bu çerçevede, İstanbul Adli Tıp Kurumu Genel Kurulu (Üst Kurul olarak çalışan 2. İhtisas Kurulu) 19/11/2020 tarihli raporunda davacının trafik kazasında yaralanması nedeniyle %8 oranında maluliyetinin oluştuğunu ve iyileşme süresinin olay tarihinden itibaren üç ay (3) aya kadar uzayabileceğini tespit etmiştir. Adli Tıp Kurumu Genel Kurul raporu, kaza tarihi (16/08/2016) itibariyle yürürlükte bulunan Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırılması, ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkındaki Yönetmeliğine göre tanzim edildiğinden ve tarafların itirazları sonucunda ve itirazları karşılar şekilde eksik tıbbi incelemeler de tamamlandıktan sonra düzenlendiğinden denetime açık olup, rapordaki maluliyet oranına ve iyileşme süresine itibar edilmiş, hükümde esas alınmıştır.
Kusur durumunun tespit edilmesi ve maluliyetin tayininden sonra dosya, maddi tazminat hesabı yapılması için aktüerya konusunda uzman bilirkişiye tevdi edilmiştir.
Aktüer bilirkişi … tarafından sunulan 07/04/2022 tarihli raporda davacı …’in geçici iş göremezlik tazminatı 1.776,49 TL; sürekli iş göremezlik tazminatı 102.067,43 TL olmak üzere toplam 103.843,92 TL maddi tazminat hesaplanmıştır. Aktüer raporun ayrıntılı, gerekçeli, denetime elverişli olması, kaza tarihi itibariyle yürürlükte bulunan yönetmelik hükümlerinin ve maluliyet oranının esas alınması, davacının sosyal ve ekonomik durumu ile çalıştığı kurumdaki ücret bordroları nazara alınarak gerçek geliri tespit edilerek yapılan hesaplamanın isabetli ve doğru olarak yer verilmesi, özellikle 16/08/2016 kaza tarihi itibariyle hesaplamada güncel içtihatların ve Yargıtay uygulamasının takip edilerek TRH 2010 yaşam tablosunun ve prograssive rant formülüne göre hesaplama yapıldığından hüküm kurmaya elverişlidir, bu nedenle hükme esas da alınmıştır. (Yargıtay 4. H.D. 2021/3033 E., 2021/1560 K; İstanbul BAM 9. H.D. 2022/591 E., 2022/1026 K.)
Davalı … Hesabı maddi tazminat hesabında 1,8 teknik faiz hesabı yapılarak maddi tazminatın belirlenmesi gerektiğini ifade etmiş ise de; 1,8 teknik faiz hesabına yönelik hesaplama yönteminin Anayasa Mahkemesinin Genel Şartlar hakkında verdiği iptal kararı neticesinde somut olaya uygulanmasının mümkün olmadığı, zira 1,8 teknik faiz hesaplama yönteminin Genel Şartlardaki cetvellerle getirildiği ve genel şartların iptaliyle birlikte 1,8 teknik faiz hesabına göre maddi tazminatın belirlenmesinin artık mümkün olmadığı, bilindiği üzere Anayasa Mahkemesinin iptal kararlarının derdest dava dosyaları hakkında uygulanmasının zorunlu olduğu, aynı yönde olmak üzere Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararında bu hususun vurguladığı, Yargıtay 4. Hukuk Dairesinin güncel içtihat ve uygulamalarında anılan gerekçeyi destekler mahiyette tazminat hesabında TRH 2010 yaşam tablosu ve prograssivve rant (devre başı rant) formülünün uygulanması gerektiğine işaret edildiğinden davalının itirazları yerinde görülmemiştir. Öte yandan, davalı … Hesabı maluliyet raporunun Erişkinler İçin Engellilik Değerlendirilmesi Hakkındaki Yönetmelik hükümlerine göre belirlenmesi gerektiği yönünde itirazda bulunmuşsa da; maluliyetin tespitinde kaza tarihi itibariyle yürülükte bulunan yönetmelik hükümlerinin esas alınması gerektiği, 16/08/2016 kaza tarihi itibariyle yürürlükte bulunan yönetmeliğin Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırılması, ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkındaki Yönetmelik olduğu, dolayısıyla kaza tarihi itibariyle yürürlükte olan yönetmelik uyarınca maluliyet tespit edilmesi ve maddi tazminat hesabı yapılması isabetli olduğundan davalı sigorta şirketinin bu itirazlarına da itibar edilmemiştir. Davalı sigorta şirketi rapora karşı geçici iş göremezlik zararından sigorta şirketinin sorumlu olmadığını dile getirmiş ise de; sigorta şirketlerinin iyileşme gideri / tedavi gideri kapsamında geçici iş göremezlik zararından sorumlu olmaları nedeniyle bu itirazları da kabul edilmemiştir.
Davacı vekili, aktüerya bilirkişisinin 07/04/2022 tarihli raporu doğrultusunda bedel artırım dilekçesi sunmuş, artırılan dava değeri üzerinden eksik harcı ikmal etmiştir. Bedel artırım dilekçesinde geçici iş göremezlik tazminatı toplam 1.776,49 TL, sürekli iş göremezlik tazminatı toplam 102.067,43 TL olarak belirtilmiştir. Bedel artırım dilekçesinin bir sureti davalıya usulüne uygun olarak tebliğ edilmiş, davalı tarafından herhangi bir beyan dilekçesi sunulmamıştır.
Nihayetinde; davaya konu trafik kazasında 06 M 6090 plaka sayılı dava dışı sigortasız araç sürücüsü …’in kusurlu olması nedeniyle bahse konu aracın kaza tarihi itibariyle geçerli bir trafik sigortası (ZMMS) poliçesi bulunmadığından davalı … Hesabının 5684 sayılı Sigortacılık Kanunun 14. maddesi ve … Hesabı Yönetmeliğinin 9/1-b maddesi uyarınca davacının kaza sebebiyle uğramış olduğu cismani zarardan ve tazminattan anılan yasa ve yönetmelik hükümleri uyarınca sorumlu olduğu, esasen bu sorumluluğunun sigortasız araç sürücüsünün kusuru oranında ve poliçe üst limitleri dahilinde geçerli olduğu, dava konusu trafik kazasında yeterli takip mesafesi bırakmadan arkadan çarpmak suretiyle sigortasız araç sürücüsünün %100 oranında asli ve tamamen kusurlu; davacı sürücünün ise olayın meydana gelmesinde ve kazanın oluş şeklinde herhangi bir kusurunun bulunmadığı, ancak bu aşamada önemle ifade edilmelidir ki, her ne kadar kazanın oluş şeklinde davacının herhangi bir kusuru bulunmasa da soruşturma dosyası içeriği, kazadan sonra davacının yaralanmasına ilişkin olarak ifade veren kamu tanıklarının beyanlarından davacının motosikletle seyri esnasında koruyucu kask takmadığı, hastane kayıtlarından açıkça görüleceği ve sabit olduğu üzere davacının kafa bölgesinden derin yarık ve kafa tası kemik kırığı oluşacak şekilde yaralandığı, bu bağlamda kask takılmamasına bağlı olarak kusur raporunda da ifade edildiği üzere zararın doğmasında veya artmasında müterafi kusurunun bulunduğu, yerleşik Yargıtay içtihatlarına uygun olarak % 20 oranında müterafi kusur belirlendiği ve bu kusur indirimi yapılarak maddi tazminat hesabının gerçekleştirildiği, bu ilkeler doğrultusunda hazırlanan 07/04/2022 tarihli aktüer bilirkişi raporunun denetime açık ve hüküm kurmaya elverişli olduğu, bu nedenle hükme esas da alındığı, geçici iş göremezlik zararı bakımından yerleşik Yargıtay içtihatları doğrultusunda davalı … Hesabının tedavi / iyileşme giderleri kapsamında geçici iş göremezlik zararından sorumlu olduğu, davacının sürekli iş göremezlik zararı ile birlikte toplam 103.843,92 TL maddi tazminata hak kazandığı, bu bağlamda aktüer bilirkişi tarafından hesap edilen maddi tazminatının poliçe limitleri dahilinde kaldığı anlaşılmakla, davacı vekilinin 18/04/2022 tarihli bedel artırım dilekçesindeki talepleri doğrultusunda davanın kabulüne karar verilmiştir.
Ancak, davacı vekili 18/04/2022 tarihli bedel artırım dilekçesinde, her ne kadar davalı … Hesabından temerrüt tarihinden itibaren avans faizine hükmedilmesini talep etmiş ise de; somut olayda uygulanması gereken faizin yasal faiz olduğu, zira kazaya karışan …plaka sayılı sigortasız aracın ticari araç olmaması, aksine hususi araç olması sebebiyle davacı vekilinin avans faizi talebinin yerinde olmadığı (Y.4.H.D. 2021/5315 E., 2021/8606 K.), öte yandan aktüer raporunda her ne kadar temerrüt tarihi 10/04/2017 olarak belirtilmiş ise de; mevcut tespitin maddi hataya dayandığı, zira davalı … Hesabına yapılan yazılı başvurunun davalı tarafından 31/03/2017 tarihinde tebellüğ edilerek kayda alındığı, 2918 sayılı KTK’ nın 99.maddesi hükmü uyarınca hafta sonu tatil günleri dışlandığında temerrüt için sekiz (8) iş günü süresinin 13/04/2017 tarihi itibariyle temerrüte yol açacağı doğru şekilde mahkememizce tespit edilerek rapordaki maddi hata giderilmiş, 13/04/2017 temerrüt tarihinden itibaren yasal faize hükmedilerek davanın bedel artırım dilekçesindeki beyanlar ve talepler doğrultusunda kabulüne karar verilmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: (Gerekçesi ve Ayrıntısı Yukarıda Açıklandığı Üzere);
Davanın bedel artırım dilekçesi doğrultusunda KABULÜ ile;
1-Davacı … için 1.776,49 TL geçici iş göremezlik ve 102.067,43 TL sürekli iş göremezlik olmak üzere toplam 103.843,92 TL maddi tazminatın temerrüt tarihi olan 13/04/2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı … Hesabından alınarak davacıya VERİLMESİNE,
2-Kabul edilen dava değeri (103.843,92 TL) üzerinden alınması gereken 7.093,57 TL harçtan başlangıçta peşin alınan 31,40 TL’nin ve 343,75 TL tamamlama harcının mahsubu ile eksik kalan bakiye 6.718,42 TL harcın davalıdan alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
3-Davacı tarafından yargılama nedeniyle yapılan 31,40 TL peşin harç, 343,75 TL tamamlama harcı, posta ve tebligat masrafı 300,00 TL, bilirkişi ücreti 1.800,00 TL olmak üzere toplam 2.475,15 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
4-Davacı yargılama sırasında kendisini bir vekille temsil ettirdiğinden kabul edilen dava değeri üzerinden hesaplanan ve karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 13/1. maddesi uyarınca belirlenen 16.576,59 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
5-HMK’ nın 333. maddesi uyarınca taraflarca yatırılan anacak kullanılmayarak artan bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde resen ilgili tarafa veya vekiline İADESİNE,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı vekilinin yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki (2) haftalık yasal süresi içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’ne istinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 07/12/2022

Katip
¸e-imzalıdır

Hakim
¸e-imzalıdır