Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/1137 E. 2020/510 K. 11.11.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/1137 Esas
KARAR NO : 2020/510

DAVA : Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 27/12/2017
KARAR TARİHİ : 11/11/2020

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Dava:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, 10/11/2017 günü saat 22:00 sularında müvekkili …’ in maliki olduğu ve oğlu …’ in sevk ve idaresindeki … plakalı araç ile davalılardan …’ ın maliki ve sürücüsü olduğu … plakalı araç … otoyolu … istikametine doğru ilerlerken … katılımı mevkinde davalının kontrolündeki aracın müvekkilinin bulunduğu şeride kontrolsüz ve aniden girmesi nedeniyle maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiğini, müvekkilinin gerçekleşen kazada hiçbir kusurunun bulunmadığını, davalılardan … Şirketi ise çarpan aracın trafik sigortasını yapan firma olduğunu, davalılar kazaya hayali bir tırın sebebiyet verdiğini iddia ederek müvekkilinin zararını tazmin etmediklerini, müvekkilin hiçbir kusuru bulunmadığından yine zararlarının tazmin etmeleri gerektiğini, bu kapsamda … 8. Sulh Hukuk Mahkemesinin .. D.İş sayılı dosyasıyla iş bu dava kapsamında alınan bilirkişi raporunda müvekkilinin kaza dolayısıyla uğradığı maddi zarar 13.210,00-TL olarak tespit edildiğini, müvekkilinin kaza esnasında aracı kullanmakta olan oğlunun beyan ettiği şekilde gerçekleştiğine dair olarak davalının aracının tır çarptığını iddia ettiği sağ tarafında bir hasar olmadığına dair olay anında çekilen fotoğrafların mahkeme dosyasına sunulduğunu, meydana gelen trafik kazasında kusurun davalılarda olduğundan müvekkili zararının kendilerinden tahsil edilmesi gerektiğini açıklanan nedenlerle müvekkilinin mezkur tespit davasıyla tespit olunan 13.210,00-TL’ lik maddi zararının olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle davalılardan tahsilini, belirtilen tespit dosyasında yapılan 785,00-TL’ lik masrafa dahil olmak üzere tüm yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalılara yükletilmesine karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
Cevap: Davalı … A.Ş vekili cevap dilekçesinde özetle, iş bu davaya konu kazanın meydana gelmesinde dava dışı 3. bir aracın tek başına kusurlu olduğunu ve söz konusu tutanak davacı tarafından da imzalandığını, müvekkili şirket sigortalısının kusurlu bulunmadığını, ZMMS genel şartları uyarınca müvekkili şirketin sorumluluğu da ancak sigortalısının kusuru oranında söz konusu olabileceğinden iş bu davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, davayı kabul anlamına gelmemekle beraber davanın reddine karar verilmemesi halinde de müvekkili şirketin sorumluluğundan söz edilebilmesi için kusur oranlarının usulüne uygun olarak yapılacak bilirkişi incelemesi tespit edilmesi gerektiğini, iş bu davaya konu olay haksız fiilden kaynaklandığını, müvekkili şirket kazaya karışan diğer aracın trafik sigortacısı sıfatına sahip olduğunu, Yargıtay uygulamasında sigorta şirketinin trafik sigortasından kaynaklanan tazminat ödemelerinde temerrüt sorumluluğu müvekkil şirkete yapılan başvuru tarihini takip eden 15 gün sonrasından itibaren başladığını, müvekkili şirket yasal faizle ve dava dilekçesinin müvekkili şirkete tebliğ tarihi olan 23/05/2017 tarihini takip eden 15 gün sonrasından itibaren sorumlu tutulabildiğini, arz ve izah edilen ve resen nazara alınacak nedenlerle davaya konu kazanın ve davacının bu nedenle oluşan hasarlarının meydana gelmesinde müvekkili şirket sigortalısının kusuru bulunmaması sebebi ile davanın reddini, yargılama ve vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini savunmuştur.
Delillerin Değerlendirilmesi, Davanın Hukuki Niteliği ve Gerekçe ;
… 8. Sulh Hukuk Mahkemesinin … D. iş sayılı dosyası, ZMMS poliçesi, kasko hasar dosyası, trafik kazası tespit tutanağı, araçlara ait ruhsat kayıtları ile kaza sonrası fotoğraflar celp edilmiş, incelenmiştir.
Dava, trafik kazasından kaynaklanan hasar bedelinin tazmini istemine ilişkindir.
Yapılan yargılama, toplanan deliler ve tüm dosya kapsamı hep birlikte değerlendirildiğinde; 10/11/2017 tarihinde saat 22:10 sularında, … ili, … ilçesi … katılımı mevkinde davalı …Sigorta A.Ş.’ nin ZMMS sigortacısı olduğu diğer davalı …’ ın sevk ve idaresindeki … plaka sayılı aracın …Yol orta şerit üzerinde seyir halinde iken plakası ve sürücüsü tespit edilemeyen bir başka aracın (TIR) kendi aracının sağ yan kısımlarına çarparak, bu çarpmanın etkisiyle direksiyon hakimiyetini kaybettiği ve aynı istikamette sol şerit üzerinde seyir halinde olan davacı …’ e ait dava dışı sürücü …’in sevk ve idaresindeki … plaka sayılı aracın sağ ön yan kısımlarına kendi aracının sol ön yan kısmı ile çarpma neticesinde trafik kazasının meydana geldiği anlaşılmıştır. Davacı … kendisine ait … plaka sayılı araçta kazaya bağlı olarak hasar bedelinin oluştuğunu, olayda davalı sürücü beyanlarının aksine davalıya çarpan bir aracın (TIR) olmadığını, kazada tamamen davalının kusurlu olduğunu ve hasar bedelinin karşılanması gerektiği iddiasıyla işbu tazminat davasını açtığı, davalı sigorta şirketinin trafik kazası tespit tutanağında gösterildiği üzere sigortalı araca, plakası ve sürücüsü tespit edilemeyen başka bir aracın çarpması sonucunda kazanın meydana geldiğini, davalı sigortalı araç sürücüsünün kazada kusuru bulunmadığınından açılan davanın reddini savunduğu görülmüştür.
Uyuşmazlığın temeli, kazanın oluş şekli ve özellikle davalı sürücüye başka bir aracın çarpması suretiyle mi / yoksa böyle bir çarpma gerçekleşmeyip tamamen davalı sürücünün kusuruyla mı- kazanın meydana geldiği noktasında toplanmaktadır.
Hemen belirtmek gerekir ki, kazanın akabinde resmi görevli trafik polis memurları tarafından tutulan tutanakta, sürücülerin kendi beyanlarından ve araçların hasarlı bölgelerinden yapılan incelemeler neticesinde; davalı sürücüye, plakası ve sürücüsü tespit edilemeyen başka bir aracın çarpması nedeniyle kazanın meydana geldiği, davacı ve davalı araç sürücülerinin kazada kusurlarının bulunmadığı, kusurun KTK 56/1-a,c madde hükümleri uyarınca şerit izleme ve takip mesafe kurallarına riayet etmeyen plakası ve sürücüsü tespit edilemeyen araçta olduğu belirlenmiş, kazaya karışan araç sürücüleri ihtirazı kayıt koymaksızın işbu trafik kaza tespit tutanağını imzalamışlardır.
Öte yandan, davalı sürücü …’ ın kendisine ait … plaka sayılı araçta kaza nedeniyle meydana gelen hasarın tazmini için kendi kasko sigorta şirketi olan … Sigorta A.Ş.’ ye başvuruda bulunduğu, kasko sigortacısının ekspertiz incelemesinde kazanın oluş şeklini trafik kazası tespit tutanağında benzer şekilde plakası tespit edilemeyen aracın sigortalı aracın sağ ön yan kısımlarına çarparak, bu çarpmanın etkisiyle sigortalı araç sürücüsünün direksiyon hakimiyetini kaybettiği, … plaka sayılı araca çarptığı şeklinde kabul edildiği hasar dosyasından anlaşılmıştır.
Uyuşmazlığın halli için, kazanın oluş şekline ilişkin olarak Mahkememizce itirazlar da dikkate alınarak eksik tahkikat yapılmaması için farklı tarihlerde ve farklı bilirkişilerden rapor alınmıştır.
*İ.T.Ü Makine Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. … 31/12/2018 tarihli raporunda “…Dava konusu olayda plakası belirsiz TIR aracın firari sürücüsü aracıyla sağ şeritten orta şeride geçmeden önce davalı sürücünün geçmesini beklemesi bu aracın geçişinden sonra orta şeride geçmesi gerekirken yeterli kontrolü yapmadan ve dikkatsizce orta şeride geçerek davalıya ait araca sağ ön kısımlarından çarpmış ve bu aracın sola doğru kontrolsüz şekilde savrularak davacıya ati araca çarpmasına neden olmuştur. Bu nedenle dava konusu olayda dava dışı sürücü %100 oranında asil ve tam kusurludur. Davalı sürücü … ise kendi şeridinde normal süratle seyrederken sağındaki şeritten kontrolsüz şekilde gelip aracına çarparak sola doğru savrulmasına neden olan dava dışı sürücüye karşı kazayı önlemek bakımından alabileceği bir tedbir olmadığından olayda kusursuzdur. Davacıya ait aracın sürücüsü de kendi şeridinde normal süratle seyrederken sağındaki şeritten savrularak gelen davalı aracına çarpmak zorunda kaldığından olayda kusursuzdur…” şeklinde kanaat bildirmiş olup, davalı sürücüye başka bir aracın çarparak kazanın meydana geldiğini mütalaa etmiştir.
*İ.T.Ü Makine Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. … 03/07/2019 tarihli raporunda ” …kazayı başlatan etkenin davalı sürücünün ifadesinde bahsettiği plakası belirlenemeyen TIR aracı sürücüsünün hatalı şerit değiştirmesi sonucu solundaki şeritte seyreden davalı tarafın aracının sağ ön çarpması olduğu anlaşılmaktadır. Gerçekten, mevcut fotoğraflardan … plakalı davalı taraf aracının sağ ön çamurluğu üzerinde böyle bir çarpmaya işaret edecek olan bir iz mevcut olduğu görülmektedir. Diğer taraftan … plakalı davalı aracının sol yanının ağır hasar görmüş olması ve yan hava yastığının açılmış olması, bu aracın bahsi geçen TIR aracından kaçmak için sola doğru sert bir manevra yapmış olduğuna dair işaret olarak görülebilir… İncelemeler kısmındaki analizler doğrultusunda kazanın oluşunda asli ve tek kusurlunun kimliği belirlenemeyen TIR aracı sürücüsü olduğu…” şeklinde ilk bilirkişi raporunu destekler görüş ve tarzda ve ek gerekçeler sunularak davalı sürücüye başka bir aracın çaparak kazanın meydana geldiğini mütalaa etmiştir.
*İ.T.Ü Makine Fakültesi Em. Öğretim Üyesi Prof. Dr. … 30/11/2019 tarihli raporunda “…davalı aracın hasarlı fotoğrafları incelendiğinde; sağ ön çamurluk kısmında hafif bir ezilme izi görülmektedir. Yine aracın sağ dış ayna çerçevesinin ortasında çok hafif sürtünmeye bağlı iz olduğu tespit edilmiştir. Davalının aracının sağında seyreden tır aracına göre yüksek hızla seyretmekte olduğundan tır aracının sola doğrultu değiştirmesi durumunda daha çok belirgin çarpma izinin olması gerekmektedir. Dolayısıyla görülen izler, tır aracının otoya çarparak kontrolünü ortadan kaldıracak nitelikte olmadığı, tır aracının kazanın meydana gelmesinde etken olarak kanaate varılamadığı, davalı sürücünün %100 oranında kusurlu olduğu…” kanaati bildirilmiş olup, 1. ve 2. bilirkişi raporlarından farklı olarak kazada plakası tespit edilemeyen araç sürücüsünün kusurlu olmadığı mütalaa edilmiştir.
Mahkememizce, 1. ve 2. Bilirkişi raporlarına itibar edilmiş, son alınan 3. Bilirkişi raporuna itibar edilmemiştir. Şöyle ki, son alınan 3. Bilirkişi raporunda davalı Bulut Balakbasar’ın aracında sağ ön çamurlukta ezilme ve sağ ayna çerçevesinde çarpmaya bağlı izler olduğu tespit edilmesine rağmen, ki gerçekten araç fotoğrafları incelendiğinde bu izler görülmektedir, bilimsel yöntem ve metotlara aykırı olarak çarpmanın daha fazla iz bırakması ve belirgin çarpma emareleri olması gerektiği gerekçe gösterilerek sanki hiç çarpma hadisesi yaşanmamış gibi davalı sürücünün şerit değiştirerek kazada %100 oranında kusurlu olduğu belirlenmiştir. Bilirkişinin, raporundaki tespitleri ile kusura yönelik sonuç çıkarımları, kendi içinde çelişkiler barındırdığından son alınan rapor denetime açık değildir. Açıklanan nedenlerle, hükme de esas alınmamıştır.
Bilindiği üzere, trafik kazası tespit tutanakları resmi görevliler tarafından tutulan aksi ispat edilinceye kadar geçerli olan resmi belgelerdendir. Trafik kazası tespit tutanağı kazaya karışan araç sürücülerince ihtirazi kayıt konulmaksızın imzalanmış olup, kazanın tutanakta belirtilen şekilde gerçekleşmediğini, yani tutanağın aksi davacı tarafından ispat edilememiştir. Davacı vekilinin 21/11/2018 tarihli 2. celsede “davalının aracının sağ tarafında hiçbir hasar bulunmamaktadır” şeklindeki beyanlarının aksine hem kasko hasar dosyasındaki ekspertiz incelemeleri hem de dosyaya ibraz edilen davalıya ait aracın fotoğraflarında, sağ ön çamurluk ve sağ aynada hasarın izleri açıkça görülebilmektedir. Aynı durum, bütün bilirkişi raporlarında da dile getirilmiştir. Bu halde, davacının kazanın oluş şekline ilişkin olarak ileri sürdüğü iddiaların ispatlanamadığı, olayda davalı sürücüye plakası tespit edilemeyen başka bir aracın çarpması neticesinde kazanın meydana geldiği, davalı sürücünün kazada üzerine atfı kabil bir kusurun bulunmadığı, tüm kusurun plakası tespit edilemeyen araç sürücüsüne ait olduğu, davalı sürücünün kusuru bulunmadığından davacının aracında meydana gelen hasardan da hukuken sorumlu olmaması karşısında davacının davasında haksız olduğu anlaşılmakla, açılan davanın reddine karar vermek gerekmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: (Ayrıntısı ve Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere);
1-Davanın REDDİNE,
2-Alınması gereken 54,40 TL maktu karar ve ilam harcından başlangıçta peşin alınan 225,60 TL harcın mahsubu ile fazladan alınan 171,20 TL harcın talep ve istek halinde davacıya veya vekiline İADESİNE,
3-Davacı tarafından yapılan masrafların kendi üzerinde BIRAKILMASINA, davalılar tarafından herhangi bir yargılama gideri yapılmadığından bu hususta karar verilmesine YER OLMADIĞINA,
4-Davalılar yargılama sırasında kendisini bir vekille temsil ettirdiğinden reddedilen dava değeri üzerinden hesaplanan ve karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ nin 13/1,4. maddeleri uyarınca belirlenen 3.400,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara VERİLMESİNE
5-HMK’ nın 333. maddesi uyarınca taraflarca yatırılan ancak kullanılmayarak artan bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde resen ilgili tarafa veya vekiline İADESİNE,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı vekilinin yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süresi içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’ne İstinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup anlatıldı.11/11/2020

Katip
(e-imzalıdır)

Hakim
(e-imzalıdır)