Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/1094 E. 2020/77 K. 11.02.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/1094 Esas
KARAR NO : 2020/77

DAVA : Tazminat (Kara Taşımacılığı Kaynaklı)
DAVA TARİHİ : 15/12/2017
KARAR TARİHİ : 11/02/2020

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Kara Taşımacılığı Kaynaklı) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin uzun yıllardır kalıp işi ile iştigal eden bir tacir olduğunu, faaliyetini tüm Türkiye sınırları içerisinde gerçekleştirdiğini, müşteri talepleri doğrultusunda imal ettiği ürünleri davalı kargo firması vasıtası ile müşterilerine faturaları ile birlikte teslim ettiğini, … numaralı 2 adet, … numaralı 2 adet, … numaralı 1 adet olmak üzere toplamda 5 adet kalıbı mahiyetine uygun bir şekilde paketleyerek ve 4.071,00 TL bedelli faturasını da ekleyerek 02/06/2017 tarihinde davalı taşıyıcı firmanın … Şubesine, …Şubesine gönderilmek üzere eksiksiz bir şekilde teslim ettiğini, teslimin devamında aradan 5 günden fazla süre geçmiş olmasına karşın ürünün tarafına teslim edilmediğinden bahisle kendisini arayan müşterisi vasıtasıyla durumu öğrenin müvekkilinin, taşınan ürünlere binaen davalı yanca verilmiş olan … takip numarası ile yaptığı sorguda; ürünlerin aynı gün, … Şubesinden teslimat adresine sevkinin yapıldığını, 06/06/2017 tarihinde saat 22:31′ de Bursa aktarma birimine geldiğini, 07/06/2017 tarihinde saat 10:03′ de ise ürünlerin teslimat adresi olan … Şubesine ulaştığını, sistemin sağladığı kargo takip hareketlerinden anladığını, söz konusu tarih itibariyle de gerek müşterisi gerek kendisinin bütün çabalarına rağmen ürünlerine ulaşamadığını, 28/06/2017 tarihinde ilgili firmanın … Bölge Müdürlüğü’ ne hitaben, ürünün zayi oluşundan bahisle ve faturası da eklenerek, zararın tazmininin dilekçe ile talep edildiğini, her ne kadar 15 gün içinde ödeme yapılacağı ilan edilmiş ise de, dava tarihi olan 14/12/2017 tarihine dek kendisine herhangi bir ödeme yapılmadığını, davalı yanın sorumluluğunda bulunan söz konusu ürünlerin, sorumluluklarının ihmali neticesinde zayi edilmesinin gerek müvekkili gerekse müşterisini mağdur ettiğini, yaşanan bu sürecin de müvekkilinin ve müşterisinin maddi ve manevi olarak zarara uğradıklarını, söz konusu ürünlerin kalıp ürünleri olduğunu, müşterisinin de kendi müşterilerine mahcup olmasına, yani zaman kaybı ve maddi kaybın yanı sıra, manevi kayıplarının da olduğunu, bu nedenlerle öncelikle davanın kabulüne, ıslah ve daha sonra dava açma hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 5.000,00 TL manevi ve 4.071,00 TL maddi olmak üzere toplamda 9.071,00 TL tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek en yüksek ticari faiz işletilerek davacıya ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacının iş bu davada aktif husumetinin bulunmadığını, aksi bir durumun ispatının gerektiğini, davacının gönderinin tarafı olmayıp bu husustaki yetkisini kanıtlaması gerektiğini, davacının manevi tazminat taleplerinin kısmi dava yolu ile ileri sürmesinin mümkün olmadığını, mezkur taşımada müvekkili şirkete izafe edilebilecek hiçbir kusur bulunmadığını, zira taşımaya konu kargonun eksiksiz ve sağlam olarak alıcısına teslim edilmekle müvekkiline düşen edim yükümünün ifa ile sona erdiğini, şayet ortada bir zarar var ise zarardan davacının sorumlu olup müvekkili şirketin hiçbir şekilde sorumluluğunun bulunmadığını, taşımada ziya karinesinin uygulanmasını gerektirecek bir durumun söz konusu olmadığını, TTK hükümleri uyarınca taşıyanın sorumluluğunu gerektirir hiçbir kusur ve hatta taşıma yükümlülüğüne aykırılıktan kaynaklı bir zarar bulunmadığını, eşyanın niteliği ve değerinin taşıyana teslim anında beyan edilmediğini, olayda tam tazminata hükmedilmesini gerektiren koşulların bulunmadığını, somut olayda manevi tazminata hükmedilmesi şartları oluşmadığını ve davacının iddialarının ispata muhtaç olduğunu, davacı yanın son derece fahiş olarak bir kargoya ilişkin olarak 9.071,00 TL maddi- manevi tazminat talebinin yersiz ve dayanaksız olduğunu, bu nedenlerle davanın külliyen reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Tanık … mahkememizdeki 05.02.2019 tarihli 2. Celsede özetle ;
“Kargoyu ben teslim ettim, 1 buçuk hafta sonra faturanın gittiği ama kargonun gitmediği müşteri tarafından bize söylendi bizde kargo ile görüştükten sonra bize belli bir süre verdi fatura bedelinin ödeneceği söylendi. Süre geçtikten sonra fatura bedeli bize ödenecekti süre geçtikten sonra kimseyle muhatap olamadık daha sonra aynı şekilde kargo yapıp müşterimize yeni ürün gönderdik, bildiklerim bu kadardır,kargonun teslim edildiğine dair teslim tutanağından bilgi sahibi değilim,” şeklinde beyanda bulunmuştur.
Dosya kapsamında … 1. Asliye Ticaret Mahkemesi aracılığı ile bilgisine başvurulan kargo alıcısı şirket çalışanı … 27.03.2019 tarihli talimat mahkemesinde özetle ;
“… 1.Asliye Ticaret Mahkemesinin … talimat sayılı dosyasında …Tic. A.Ş.’ye tebligat gönderildiğinde, şirket temsilcisinin bu konu hakkında bilgisi bulunmadığından , kargoyu da teslim alan ben olduğumdan mahkemeye ben geldim, Ben … Tic. A.Ş.’de ambar sorumlusu olarak çalışıyorum, davacı tarafından sunulan irsaliyeli faturaya konu kargoya verilen ürünün taşıyıcı olan davalı tarafından gönderilen niteliğindeki …Tic. A.Ş.’nin tarafımdan teslim alınmıştır, ama kargo paketi açık ve patlamış olarak teslim aldım, sonrasındaz içeresinde eksik malzeme çıktı, sonrasında firmaya bildirdik, firma daha sonra kargo şirketine dava açmış, kargo kayıp malzemeleri bulup bize yollayan firmaya teslim etmiş, firma eksik olan malzemeleri bize daha sonra iletti, davalının dosyaya sunduğu 25/10/2017 tarihli kargo teslim tutanağının altındaki imza bana aittir, buna ilişkin teslim tutanağının fotoğrafı arkadaşım … isimli kişidedir, gerekirse teslim aldığımıza dair belgenin fotoğrafını ibraz edebilirim, benim adım ve imzam vardır dedi. Başkaca bir diyeceğim yoktur dedi.” şeklinde beyanda bulunmuştur.
Bilirkişi heyeti tarafından mahkememize sunulan 31/07/2019 tarihli bilirkişi raporu ile özetle; Dosyanın mevcut durumu kanıtlar ve tanık beyanları karşısında, emtia T.T.K, 874’de belirtilen 20 günlük süre içinde teslim edilmeyerek kayıp olmuş sayılacağından, ilgili madde’de yazılı ”ziya karinesi” söz konusu olmakla birlikte, 25/10/2017 tarihli kargo teslim tutanağı ile emtianın, Bursa’daki alıcısına teslim edildiği ve tutanağa herhangi bir şerh düşülmediği anlaşıldığından, emtianın geçte olsa varma yerinde alıcısına teslim edilmiş olduğu göz önünde tutularak, ilk başta var olan ziya karinesinin ortadan kalkmış olacağı ve emtia kaybedilmiş sayılamayacağı, bu sebeple, emtia’nın (geç) teslim edilmiş olması sebebi ile ziya karinesine dayanarak, T.T.K. 882’ye göre bir tazminat hesaplamasına gidilmesinin mümkün olmadığını, diğer taraftan, hak sahibi emtianın bulunması durumunda gerektiğinde giderleri indirmek sureti ile tazminatı geri ödeyerek eşyanın kendisine teslimini isteyebileceğini, iş bu görülen davada, davacı tarafın bir an için kayıptan kaynaklanan tazminat bedelini aldığı düşünülecek olsa bile, kaybolan vc sonradan bulunan emtiayı teslim alması sebebi ile, aldığı bu tazminat bedelini iade sorumluluğunun bulunduğu, bu sebeple talep edilen tazminatın hesaplaması, kayıptan (ziya) kaynaklanan bir tazminat hesaplaması olarak yapılamayacağını, davacı tarafın geç teslimden kaynaklanan tazminat isteme hakkına sahip olduğunu, emtia 25/10/2017 tarihinde yani yaklaşık olarak, üç buçuk ay sonra teslim edildiği, emtianın geç teslim edilmiş olması sebebi ile, TTK 882/3′ e göre tazminat hesaplanabileceği, TTK 882/3 e göre, taşıyıcının taşıma süresinin aşılmasından dolayı doğan sorumluluğunun taşıma ücretinin üç katı ile sınırlı olduğu, buna göre, deliller içinde bulunan navlun faturası esas alınarak, taşıma bedelinin 12,84 TL olduğunun tespit edildiği, bu maddeye göre, davacının 12,84 TL x 3= 38,52 TL tazminat isteme hakkının bulunduğu, mütalaa edilmiştir.
Bilirkişi heyeti tarafından mahkememize sunulan 09/10/2019 tarihli bilirkişi ek raporu ile özetle; Bilirkişi raporu yapılırken özellikle TTK. 4 kitabı olan ( TT K 850 v.d. ) Taşıma İşleri ne bağlı olarak, hesaplama yapıldığı, davacı tarafın taşınan emtianın zayiinden (kaybından) kaynaklanan tazminat talebinde bulunduğu, söz konusu kayıp ve gecikme hallerinin tanımı, sorumluluk sınırlarının TTK 850 ve devam eden maddelerinde belirtildiği, davacı tarafın, söz konusu kayıp talebi, gecikme talebi ve taşıyıcının sorumluluğunun bu maddelerin ışığı altında değerlendirilebileceği, ayrıca TTK’nın sözü edilen düzenlemeleri, taşıyıcının kusurlu bir hareketi olmadığı sürece kayıp, hasar ve gecikme kaynaklı tazminat taleplerinde sınırlı sorumluluğunun olduğu şeklinde olduğu, dosyada yapılan tazminat hesaplamasının, yukarıda belirtilen bilgiler ışığında, hukuki yorum yapılmaksızın, objektif kriterler göz önünde tutularak ortaya konulan bir hesaplama olduğu, Türk Ticaret Kanunu genel gerekçede de belirtildiği gibi, TTK Dördüncü Kitabının (Taşıma İşleri) özellikle birinci ve ikinci kısımları, Türk taşıma hukukunun genel hükümleri haline dönüştürdüğü, bu düzenleme çerçevesinde, kara yoluyla yapılan ve ilgili milletlerarası sözleşmelerin uygulama alanına girmeyen eşya taşımaları, yolcu taşımaları, taşınma eşyası taşıması, değişik tur araçlar île yapılan (karma, kombine) taşımalar ve taşıma işleri yüklenicileri hakkında uygulanacak ortak kurallar düzenlendiği, öncelikle uygulanması gereken kanun maddeleri olduğu, bu sebeple kök raporda varılan sonuç ve kanaatleri değiştirmeyi gerektirir yeni bir sonuca ulaşılamadığı mütalaa edilmiştir.
Dava, kargo yolu ile eşya taşınma sözleşmesinden kaynaklı eşyanın ziya-ı nedeniyle uğranıldığı iddia olunan maddi ve manevi zararların tazmini istemine ilişkindir.
Tüm dosya kapsamında mevcut bilgi ve belgeler, taraf delilleri, faturalar ve bilirkişi raporu değerlendirildiğinde; davacının imal ettiği 5 adet kalıbın davacının müşterisine ulaştırılması için davalı kargo şirketine 02.06.2017 tarihinde teslim edildiği, anılan kalıpların sözleşme gereği davacının müşterisine zamanında teslim edilmediği, kalıpların 25.10.2017 tarihinde davacının müşterisine teslim olunduğu, buna ilişkin düzenlenen teslim tutanağında herhangi bir şerhin de yer almadığı,davanın 15.12.2017 tarihinde açıldığı, gelinen aşamada kargonun 25.10.2017 tarihinde gecikmeli olarak teslim edildiği anlaşılmakla TTK’nın 874. Maddesi kapsamında malların zayi olduğundan bahsedilemeyeceği anlaşılmaktadır.Dosya kapsamında alınan bilirkişi raporunda her ne kadar davacının geç teslimden kaynaklanan tazminat hakkı olduğu hususu belirtilmiş ise de taleple bağlılık ilkesi gereği maddi tazminat davasının reddine karar verilmiştir.
Davacının manevi tazminat istemi de mevcuttur.
6098 sayılı TBK’nın 58. m. uyarınca şahsiyet hakkı hukuka aykırı bir şekilde tecavüze uğrayan kişinin, uğradığı manevi zarara karşılık manevi tazminat namıyla bir miktar para ödenmesini dava edebileceği ancak, davacının ürünlerinin davalı tarafından alıcısına geç teslim edilmesinin davacının kişilik haklarına saldırı olarak değerlendirilemeyeceğinden TBK’nın 58’inci maddesinde öngörülen manevi tazminat şartlarının oluşmadığı anlaşılmakla manevi tazminat davasının da reddine karar verilmiştir.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacının tüm taleplerinin REDDİNE,
2-492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 54,40 TL harcın, peşin alınan 154,92 TL harçtan mahsup edilerek bakiye 100,52 TL harcın kararın kesinleşmesi ve talep edilmesi halinde davacı tarafa iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafından herhangi bir yargılama gideri yapılmadığı anlaşıldığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
5-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden hüküm tarihinden yürürlükte bulunan AAÜT’ ne göre hesap ve takdir edilen 3.400,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
6-Fazla yatan avans var ise Adalet Bakanlığı HMK gider avansı tarifesinin 5. maddesine göre karar kesinleştikten sonra talep halinde elektronik ortamda hesap numarası var ise bu numara üzerinden yok ise PTT aracılığı ile adreste ödemeli gönderilmesine,
Dair, Taraf vekillerinin yüzüne karşı, kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 HAFTA içerisinde mahkememize ve bulunulan yer Asliye Ticaret mahkemesine dilekçe ile başvurmak koşuluyla istinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup anlatıldı.11/02/2020

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır