Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/1058 E. 2018/934 K. 17.09.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/1058 Esas
KARAR NO : 2018/934

DAVA : Tazminat
DAVA TARİHİ : 01/03/2017
KARAR TARİHİ : 17/09/2018

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 29/07/2004 tarihinde meydana gelen trafik kazasında … ile … isimli kişilerin vefat ettiklerini, bu kişilerin davacıların murisi olduklarını, kazaya sebep olan kişiler hakkında … Ağır Ceza Mahkemesinde dava açıldığını, kazaya sebep olan traktör sürücüsünün tespit edilememesi nedeniyle daimi arama kararı verildiğini, plakası tespit edilemeyen traktörün sigortası da tespit edilemediğinden, davacıların meydana gelen kaza nedeniyle destekten yoksun kaldıklarını belirterek toplam 80.000,00TL maddi (destekten yoksun kalma) tazminatın 29/07/2004 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalı … Hesabından tahsiline karar verilmesini istemiştir.
CEVAP: Davalı cevap dilekçesinde özetle; davanın zamanaşımına uğradığını, davanın usulden reddi gerektiğini, davacıların meydana gelen zararı ispatlamaları gerektiğini belirterek davanın reddini istemiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE: Dava, destekten yoksun kalma tazminatı talebine ilişkindir.
Meydana gelen trafik kazasında davacıların murislerinin öldüğü sabit olup, uyuşmazlık davada zamanaşımının gerçekleşip gerçekleşmediği, esas yönünden de tazminatın tutarı konularındadır.
İddia savunma, toplanan deliller ve özellikle … Ağır Ceza Mah. … Esas- … karar sayılı ilamına göre; davacıların miras bırakanları … ve …’un vefat ettikleri, yapılan yargılama sonunda kazada çarpışan iki araç sürücüsü vefat etmiş olduğundan sadece kazaya karışan diğer (3.) sürücü …’in olayda kusurunun bulunmaması sebebi ile beraatine karar verildiği, olayda kusuru bulunan traktör sürücüsü hakkında ise plaka ve kimliği tespit edilemediğinden daimi arama kararı verildiği anlaşılmıştır. Ceza yargılamasına ilişkin kararda da ifade edildiği gibi olayın meydana geldiği tarih 29/07/2004’tür. Bu tarihte 765 sayılı TCK yürürlüktedir. Nitekim ceza yargılamasına ilişkin iddianamede de bu kanunun 455/2-son maddesine göre kamu davası açılmıştır. Her ne kadar 3.sürücü hakkında 5237 sayılı TCK.ya göre beraat kararı verilmiş olsa da, hem beraat kararı verilen şüpheli davacının kusuruna dayandığı sürücü değildir, hem de beraat kararı lehe kanun karşılaştırması yapılmasını gerektiren bir hüküm değildir, bu nedenle ceza mahkemesince kararın verildiği tarihteki 5237 sayılı Kanun uygulanmıştır.
Mahkememizce verilen 12/06/2017 tarihli, 2017/200E-2017/698 K. sayılı kararla davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmiş, karar davacı vekili tarafından istinaf edilmiştir. İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesinin 2017/2167E-2017/873 K sayılı kararı ile mahkememizden verilen kararın taraf teşkili yönünden kaldırılmasına karar verilmiş ve mahkememiz dosyası yeni esasa kaydedilerek yargılamaya devam olunmuştur.
Davacılardan 01/04/1997 doğumlu Günay Hasanlı davacı vekiline vekaletname verildiği tarihte reşit olmadığı için velisi tarafından vekaletname verilmiş ise de, davanın açıldığı 01/03/2017 tarihinde reşit olduğundan, davacı vekili tarafından usulüne uygun vekaletname dosyaya sunulmuş; ayrıca davacılardan …’in davanın açıldığı tarihte ölü olduğu anlaşılmış ve bu nedenle davacı vekili tarafından mirasçılık belgesi ile mirasçıları tarafından verilmiş usulüne uygun vekaletnameler dosyaya sunulmuş olup, taraf teşkili ve usulüne uygun vekaletname dava şartı tamamlattırılmıştır.
Davalı vekilince cevap dilekçesi ile ileri sürülen zamanaşımı def’i yönünden yapılan hukuki değerlendirme sonucu, haksız fiil aynı zamanda suç oluşturduğundan 6098 sayılı TBK. 72.madde uyarınca ceza dava zamanaşımının uygulanması gerekmekte olup, 765 sayılı TCK’nun 455/2-son maddesinde öngörülen ceza itibarıyla 102/3 maddesi gereğince zamanaşımı süresi 10 yıldır. Daha sonra yürürlüğe giren 5237 sayılı TCK.nun 66/1-d maddesine göre ise uzamış zamanaşımı süresi 15 yıldır. Olayın gerçekleştiği yani suçun tarihi itibarıyla ceza yargılaması yönünden fail lehine olan dava zamanaşımı süresinin uygulanması yasal zorunluluk olduğundan, hukuk yargılamasında da bu zamanaşımının uygulanması gerekmektedir. Bu nedenle uyuşmazlık konusu olayda zamanaşımının 10 yıl olduğu kabul edilmelidir. 2918 sayılı Yasanın 109. Maddesinde düzenlenen uzun zamanaşımı da 10 yıldır. Bu durumda dava konusu olayla ilgili olarak 29/07/2014 tarihi itibarıyla zamanaşımı süresi dolmuştur. Dava 01/03/2017 ‘de açıldığından davanın zamanaşımı sebebi ile reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın zamanaşımı nedeniyle REDDİNE,
2-Alınması gereken harç 35,90-TL olup, peşin alınan 273,24 TL’nin mahsubu ile 237,34 -TL fazla harcın davacılara iadesine,
3-Davacılar tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerlerinde bırakılmasına,
4-Davalı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden AAÜT gereğince taktir olunan 9.150,00-TL vekâlet ücretinin davacılardan alınarak davalıya verilmesine,
5-Davacılar tarafından yatırılan gider avansından yargılama sırasında yapılan masraflar ile karar tebliğ giderlerinden geriye kalan avansın karar kesinleştiğinde ve istek halinde davacılara iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalının yokluğunda tarafların gerekçeli kararı tebliğ tarihinden itibaren 2 HAFTA içerisinde mahkememize verecekleri bir dilekçe ile veya bulundukları yerdeki başka bir mahkeme aracılığıyla mahkememize gönderecekleri dilekçe ile HMK. 341.maddesi uyarınca İstanbul BAM. nezdinde İSTİNAF yoluna başvurma hakları bulunduğu hatırlatılmak suretiyle verilen karar açıkça okunup anlatıldı.17/09/2018

Katip
¸

Hakim
¸