Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/1055 E. 2023/355 K. 24.04.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
ASLİYE 2.TİCARET MAHKEMESİ

DOSYA NO : 2017/1055
KARAR NO : 2023/355

DAVA : TAZMİNAT (Acentelik Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 04/12/2017
KARAR TARİHİ : 24/04/2023

Yukarıda açık kimliği yazılı taraflar arasında görülen TAZMİNAT davasının mahkememizde yapılan yargılaması sonunda:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA;
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkil şirketin, davalı şirketin akaryakıt satışına aracılık eden bayisi olup, aynı zamanda da, davalı şirket (…) ile müvekkili arasında … Satışları sözleşmesi imzalandığını, sözleşmeye göre kendisine müracaat eden firmalara akaryakıt ihtiyacını temin etmek üzere … Kontörlü Kart tahsis ederek … ile yapmış olduğu sözleşme hükümleri doğrultusunda iş ve işlemleri yapmaya başladığını, söz konusu sistemin çalışması açıklanacak olursa; müvekkilin kendisine başvuran kişilere yada firmalara talep edilen araçlara ait plakaları ilgili kartların üzerine de yazmak suretiyle ve talep edilen limiti de tanımlayarak kartları teslim etmekle yükümlü olduğunu, kart sahibinin, ilgili kartla Türkiye içerisindeki herhangi bir … akaryakıt istasyonuna giderek kartı ibraz ettiğinde kart üzerinde yazılı plaka ile mevcut aracın plakası aynı olduğu takdirde akaryakıtı aldığını, akaryakıtın bedelinin ise 15 günlük periyotlar dahilinde müvekkili şirketçe davalı …’a ödendiğini, …’ın ise müvekkilden tahsil ettiği bu bedeli kartla akaryakıt alınan ilgili istasyona ödediğini, sistemin çalışması bu şekilde olmasına rağmen, müvekkil şirketten kart alan bir takım kişilerin bu kartları farklı kişilere kullandırdığı ve bu şekilde müvekkili şirketi zarara uğrattığının ortaya çıktığını, şöyle ki; kart kullanırken üzerinde yazılı plaka ile fiili olarak orada bulunan aracın plakasının birebir örtüşmesi gerekirken; kartla başka bir araca akaryakıt alındığını, ilgili kullanımın bedeli adına plakasına kart tahsis edilen müşteriden müvekkil tarafından tahsil edilmek istenildiğinde, müşterinin, kartı kendisinin kullanmadığını, örneğin kart vasıtası ile … ili .. ilçesinde akaryakıt alımı yapıldığına dair davalı şirket kaydı olmasına rağmen, kartın tahsis edildiği plakalı aracın aynı gün …’de olduğunun ortaya konulduğunu, yine, kartın tahsis edildiği aracın … ilinde trafikten men edilmiş şekilde otoparkta olmasına rağmen, farklı bir şehirde yüklü miktarda o araç adına düzenlenen kartla akaryakıt alışverişi yapıldığını, yine benzer şekilde, bir takım kartlarla aynı gün içerisinde fiziken mümkün olmamasına rağmen toplamda binlerce litreden fazla akaryakıt alımı yapıldığını, adeta yasak olmasına rağmen tankerlerle akaryakıt alımları yapıldığını, bu durumun sistem zafiyetinin sonucunda ortaya çıktığını, müvekkili şirketçe, ilgili müşteriler hakkında icra takipleri başlatılmışsa da, bu kişilerin kartları kullanmadıklarını ispat ettiklerini ve müvekkilinin davalı …’a ödediği bedelleri tahsil edememesine neden olduklarını, davalının kurup, kullanımı da tek başına yönettiği bu sistemin kredili/kontörlü bir sistem olup, müvekkili şirketin, davalı yana güvendiği için sisteme dahil olduğunu, davalının bu sistemin işleyişinde güven kuruluşlarının üzerlerine düşen maksimum güvenlik sağlama yükümlülüğünü açıkça ihlal ettiğini, bu nedenle de, en küçük kusurundan sorumlu olduğu gibi ve hatta kusursuz olarak da sistem zafiyetlerinden sorumlu olduğunu, güven kuruluşlarının sorumluluk esaslarının Yargıtay içtihatları ile açıkça ortaya konulmuş olup, davalının sorumluluğunun esas olduğunu, davalının, sistemi kurduktan sonra tüm bayilerine hitaben … tarih ve … sayılı genelgesini de yayımlayarak; sisteme dahil olan ve kartla alışveriş yapmak isteyen müşterilerinin kartlar üzerindeki plakaları ile araçlarının plakalarının kontrol edilmesini, bu plakalar uyuşması halinde akaryakıt verilmesini talimat vermesine rağmen, talimatlarının yerine getirilip getirilmediğinin araştırmadığını, uygulanmayan hükümler nedeniyle de müvekkilinin zararının doğduğunu belirterek şimdilik kaydı ile davalının güven ve hizmet kusurundan kaynaklı sebeplerle müvekkil şirket nezdinden doğan maddi zararlarının 100.000TL’sinin temerrüt tarihinden itibaren işleyecek ticari-avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak müvekkiline ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu … akaryakıt alım sisteminin şu şekilde çalıştığını, Müvekkili Şirketin müşterilerine daha iyi, daha pratik ve en hızlı şekilde yakıt ikmali sağlayabilmek adına bunu tercih eden müşterileri ile “… Müşteri Sözleşmesi” imzaladığını, bu surette müşterilerine ya da … sahibi müşterilerine, bildirecekleri araçlara takılacak taşıt kimlik ünitesinin, aracın deposuna takılacak depo kimlik ünitesi veya sürücünün yanında bulunduracağı kart aracılığıyla … istasyonlarından herhangi bir ödeme yapmadan akaryakıt alımı yapmalarına olanak verdiğini, müşteri tarafından bildirilmesi halinde kiralık veya başka araçların da müşteri adına sisteme dâhil edilebildiğini, araca taşıt kimlik ünitesi veya depo kimlik ünitesi takılmasını tercih edilmemesi durumunda, müşteri tarafından sisteme dâhil edilen her bir araç için … Kart tahsis edildiğini, araç sürücüsü yakıt alımı gerçekleştirmek için istasyona geldiğinde pompa üzerindeki okuyucuya kartını okutarak ve plaka doğrulaması yapıldıktan sonra akaryakıt alışverişi yapabildiğini, … sistemin kullanılması ile yapılan alışverişlere dair raporlar her 15 günde bir müşteriye fatura edildiğini, müşteriye fatura edilen yakıt bedellerinin ise müşterinin sisteme dâhil olurken … ödemelerinde kullanılmak üzere açtığı banka hesabından çekilmek suretiyle gerçekleştiğini, müşterinin sisteme dâhil ettiği her bir araç için yapılacak ödemelerden ve gecikmelerden bizzat sorumlu olduğunu, yukarıda detaylıca açıklanan … sistemi uyarınca davacı … ile müvekkili Şirket arasında 05.12.2011 tarihinde “… Müşteri Sözleşmesi” (“Sözleşme”) akdedilerek davacının … sistemine dâhil edildiğini, … Müşteri Sözleşmesi’nin 2. Maddesinin; “…, MÜŞTERİ’Yİ …’e dahil etmek suretiyle, MÜŞTERİ araçlarına akaryakıt ikmal ve data hizmeti vermeyi ve buna mukabil MÜŞTERİ de, … marifetiyle muhtelif … İşletici veya Bayilerinden satın almış olduğu akaryakıt ve … kullanım bedellerini …’ya ödemeyi beyan, kabul ve taahhüt etmiştir.” şeklinde düzenlendiğini, söz konusu sözleşme uyarınca, müvekkili Şirketin davacıyı … taşıt tanıma sistemine dâhil ederek, davacı’nın belirttiği araç sayısına ve davacı’nın müşteri koduna göre bu sistemden yararlanılabilmesi adına … kartlar tahsis ettiğini, bu kartlar kullanıma açılmadan evvel davacı’nın verdiği bilgiler doğrultusunda kullanıcı adı, şifresi ve yakıt alımı yapacak olan plaka bilgileri ilgili karta tanımlandığını, davacının kendi müşteri kodu adı altında sisteme dâhil ettiği her bir aracın yakıt alımına ilişkin ödemeleri yapmakla mükellef olduğunu, davacı sisteme dâhil ettiği araçların çalınması, satılması veya kaybolması halinde bu durumu derhal müvekkili Şirkete bildirmekle yükümlü olduğunu, bu sorumluluğun sözleşmenin 12. maddesinde düzenlendiğini, davacının iddialarını ispatla yükümlü olduğunu, davacı tarafın, dava dilekçesinde müvekkili Şirket bayileri tarafından 01.11.2014 – 15.11.2014 tarihleri arasında akaryakıt satışı yapılırken kartlardaki plakaların kontrol edilmeyerek kartta tanımlı plakalı araçlar yerine başka araçlara akaryakıt verildiğini ve bu sebeple davacının müşterilerinden bu akaryakıt bedellerini tahsil edemeyerek zarara uğratıldığını iddia ettiğini, bu iddiaların kabulünün mümkün olmadığını, zira davacının iddialarını ispat etmek için hiçbir somut bilgi veya belge sunamadığını, genel bir açıklama ile zarara uğratıldığını beyan ettiğini, bu haliyle davacının iddialarına sağlıklı cevap vererek savunma hakkının kullanılmasının mümkün olmadığını, davacının bu konuya ilişkin tek beyanının ilgili müşteriler hakkında icra takibi başlatıldığı ve bu kişilerin kartları kullanmadıklarını ispat ettikleri yönündeki açıklamalar olduğunu, davacının hangi müşterilerinin sisteme kaydedildiğini, bu müşterilerden hangilerine tahsis ettiği kartların usulsüz kullandığını veya ne kadar zarara uğratıldığı hakkında hiçbir somut bilgi vermediğini, delil sunmadığını, iddiaların soyut olduğunu, nitekim davacı tarafça müvekkili şirkete karşı … 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin …E sayılı dosyasında aynı konu hakkında dava ikame edildiğini, davada, davacı müşterisi …’a ait … plakalı araç için tahsis edilen kartın kullanılması sebebiyle kendi müşterisi olan …’a icra takibi başlattığını ancak müşterisinin bu takibe itiraz ederek kartı kullanmadığını beyan etmesi üzerine akaryakıt bedelinin müvekkili şirketten tahsil edilmesini talep ettiğini, … 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … E. … K. sayılı 17.10.2017 tarihli kararında davacının iddialarını ispat edememesi sebebiyle davanın miktarı bakımından kesin olarak reddine karar verildiğini, davacı tarafın bu defa aynı konuda daha da soyut iddialarla ve tahminen bu defa istinaf / temyiz yoluna başvurmak için belirlenen parasal sınırlarının altında kalmamak amacıyla dava değerini arttırarak tekrar dava açtığını, yine dava dilekçesinde somut hiçbir delil göstermediğini, … 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … tarihli kararının kesin hüküm niteliğinde olduğunu, aynı konuda tekrar dava açılmasının mümkün olmadığını, davanın kesin hüküm nedeniyle reddi gerektiğini, dava dilekçesinde müşterilerine karşı başlattığı icra takiplerinden zararını tahsil edemediğini açıkça belirttiğini ancak yine bu iddialara ilişkin ne dava ne de icra dosya numaralarını dahi bildirmediğini, dava dilekçesinde HMK 119/1- f uyarınca hangi vakıanın hangi delille ispat edileceğinin belirtme zorunluluğu bulunmakta olup yukarıda belirtilen … E sayılı dosyada olduğu gibi bu dosyada da iddialarına ilişkin dava dilekçesinde belirtmediği delilleri sonradan sunmasına muvafakatlarının bulunmadığını, davacı tarafından iddia edildiği üzere … kartı okutulmadan veya bilinçli olarak başka plaka girişi yapılarak yakıt tedarik edilmesinin mümkün olmadığını, ülkemizde akaryakıt satışı ve dağıtım faaliyetlerinin Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu (“EPDK”) tarafından regüle edilmekte olup, Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu’nun 1240 sayılı Kararı uyarınca akaryakıt dağıtım şirketlerinin, tüm bayileri nezdinde istasyon otomasyon sistemi kurmaları ve izlemeleri ve akaryakıt hareketlerine konu verileri günlük olarak EPDK’na raporlamalarının zorunlu tutulduğun, istasyon otomasyon sisteminin en basit anlatımıyla, akaryakıt istasyonundaki akaryakıt tanklarının, pompaların, yazar kasanın, merkezden izlenebildiği, tüm hareketlerin (satış, yakıt ikmali, sızıntı ve benzeri) anlık olarak raporlandığı bir sistem olduğunu, … kartına sahip bir kişiye akaryakıt tedarik edildiğinde, kartın sisteme okutulması ve kart ile tanımlı olduğu plakanın örtüşmesinin zorunlu olduğunu, aksi takdirde … sistemi üzerinden akaryakıt satışının gerçekleştirilemediğini, hiçbir şekilde kabul anlamına gelmemek kaydıyla davacının uğradığını iddia ettiği zarara ilişkin müvekkilinin tek başına kusur yüklenmesinin de mümkün olmadığını, tek sorumluluklarının davacıya tahsis edilen kartlarda yer alan plakaların kontrol edilmesi olduğunu, bu kartların kaybedilmesi veya müşterileri tarafından usulsüz kullanım sağlanabilmesi amacıyla kartlarda tanımlı olan plaka ile eşleştirme yapılabilmesi için sahte plaka kullanımının dahi söz konusu olabileceğini, davacının, müşterilerinin bu şekilde usulsüz kullanımlarından bizzat kendisinin sorumlu olduğunu, zira istasyonlarda plakaların gerçek veya sahte olduğuna ilişkin herhangi bir kontrol yapılabilmesinin de mümkün olmadığını, davacının, kendi müşterilerinin ödemediği fatura tutarının tahsili için soyut ve afaki isnatlarla müvekkiline veya müvekkili şirket bayisine başvurmak yerine, evleviyetle kendi müşterisine karşı itirazın iptali davası açması gerektiğini, … 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin …E. sayılı dosyasında da görüleceği üzere davacının müşterisinin, davacı ile aralarında sözleşme ilişkisini dahi inkâr ettiğinden ve ilgili dönemde müvekkili şirketin diğer bayilerinden de akaryakıt alımı yapmadığını iddia ettiğinden, davacının müşterisinin iddiasının haksız ve gerçeğe aykırı olduğunun kuvvetle muhtemel olduğunu, davacının, usulsüz yakıt satışı yapıldığını iddia eden müşterilerine karşı dava açıp, bu davada müşterisinin müvekkili şirket bayisinden yakıt almadığı kanıtlanmadan, dava açmasında hiçbir hukuki yararı olmadığını, müvekkilinin pasif husumet sıfatı olmadığını, davacının bu kapsamda kendi filosuna dâhil ettiği müşterilerinin yapmış olduğu akaryakıt alımlarının bedellerinden müvekkiline karşı doğrudan sorumlu olup, kendi müşterisinden tahsil edemediği bedeller için müvekkilinden talepte bulunma hakkı olmadığını, davacının bu hususta sözleşme akdettiği kendi müşterisine karşı yasal yolları izlemesi gerektiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ VE HUKUKİ NİTELENDİRME:
Uyuşmazlık; taraflar arasında imzalanan “… Müşteri Sözleşmesi”nden kaynaklanan zararların tazmini istemine ilişkindir.
Taraflar arasında ticari ilişkinin varlığı tartışma konusu değildir. Dolayısıyla sözleşme de inkar edilmemektedir.
Çözümlenmesi gereken sorun, taraflar arasında imzalanan sözleşme hükümlerine göre, davalının zarara uğrayıp uğramadığı, uğramış ise davalının bu zarardan sorumlu olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
Tarafların iddia ve savunmaları, dosyaya sundukları deliller, icra dosyası ile tüm dosya kapsamı ile beraber alınan bilirkişi raporları ve yapılan yargılama sonunda;
Taraflar arasında iki adet sözleşme imzalandığı anlaşılmaktadır. Birincisi, “…”, ikincisi ise, 05.12.2011 tarihinde imzalanan “… Müşteri Sözleşmesi” adı altında, akaryakıt satışı ve dağıtımının daha etkin kullanılması amacıyla imzalanan sözleşmedir. Davamıza konu uyuşmazlığın, sistem pazarlamasından değil müşteri sözleşmesinden kaynaklandığı açıktır. Aynı sözleşmenin pek çok akaryakıt bayisi ile imzalandığı anlaşılmaktadır. Kredi kartına benzer elektromanyetik kartların davalı ana dağıtım şirketi tarafından sözleşmenin diğer tarafı bayilere gönderilmiş, bayiler de bu kartları müşterilere dağıtmıştır. Kartlar ya plaka tanımlı ya da şifreli olarak kullanılmaktadır. Plaka tanımlı kartların POS makinesinde okutulmasından sonra görünen plaka ile akaryakıt pompası önünde bekleyen aracın plakalı ile uyumlu olması gerekmektedir. Burada sorumluluk pompa görevlisinde olup, plakaların uyumlu olmaması halinde pompa görevlisinin akaryakıt vermemesi gerekmektedir. Sorunun da burada başladığı anlaşılmakla beraber, akaryakıt istasyonuna gelen aracın plakasının sahte olması ve pompa görevlisini kandırılması ihtimali de sorunun başka bir boyutu olarak karşımızda durmaktadır.
Nitekim davacı şirket; … 11. İcra Dairesinin … (Eski:…) (borçlu: Kadir Uğur, Tutar: 5.018,73 TL, Takip tarihi: 26.11.2014,), 11. İcra Dairesinin … (Eski;…) (Borçlu: …, Tutar: 7.067,49 TL, Takip tarihi: 26.11.2014), … 11. İcra Dairesinin … (Eski;…) (Borçlu: …, Tutar: 2.737,09 TL, Takip tarihi: 26.11.2014), … 11. İcra Dairesinin … (Eski;…) (Borçlu: …, Tutar: 1.587,71 TL, Takip tarihi: 18.11.2014), … 11. İcra Dairesinin … (Eski; 2014/11337) (Borçlu: …, Tutar: 5.329,54 TL, Takip tarihi: 26.11.2014) sayılı dosyalarında akaryakıt satın alan müşteriler hakkında icra takibine geçtiği anlaşılmaktıdr.
Diğer ihtimale gelince; yani plakaya tanımlı kartın kullanımında, pompa görevlisinin ihmali veya sahte plaka ile kandırılması durumunda ise;
Bu konuda bir takım sıkıntıların olduğu dağıtım şirketine kadar yansıdığı için “…” başlığı altında 01.12.2015 tarihinde bir duyuru yayınlanmıştır. Bu duyuruda; “Sektöre ilişkin haberleşmelerimiz, araçlara monte edilen elektronik satış sistemlerinin çalıntı ve usulsüz kullanımı yoluyla, hak sahibi olmayanlarca yakıt alımları yapıldığına ilişkin şikayetlere işaret etmektedir. Bu kapsamda, …(… kartları) kapsamında yapılan satışlar ile ilgili dikkat edilmesi gereken bazı hususları tekraren hatırlatmak isteriz.” diyerek alınabilecek tedbirler sıralanmıştır.
Mahkememizce 07.11.2018 tarihinde Kimya Yüksek Mühendisi … ve Sektör bilirkişisi …’ten oluşan bilirkişi kurulundan alınan raporda özetle; “Kartlı sistem ile akaryakıt alımı şöyle olur; … kart ile akaryakıt istasyonuna gelen araç sahibinin kartı akaryakıt görevlilerince önce POS makinasında çekilir, aracın plakası ile kartın üzerindeki numara birbirini tutması gerekir, tutmuyorsa istasyon görevlisi akaryakıtı vermemesi gerekir. Ayrıca akaryakıt istasyonunun bağlı olduğu dağıtıcı şirket de zaman zaman kendisine bağlı akaryakıt istasyonlarının sağlıklı çalışıp çalışmadığını kontrol etmesi gerekir. Normal olarak bir akaryakıt istasyonu akaryakıt satışına başlamadan önce dağıtıcı şirketle yaptığı sözleşmeye göre; akaryakıt istasyonu tamamen dağıtıcı şirketin talimatlarına göre çalışır, dağıtıcı şirketin izni olmadan istasyonda herhangi bir değişiklik yapılamaz. Bu derece tamamen dağıtıcı şirketin denetiminde olan akaryakıt istasyonunda yapılan bir hata dolayısıyla dağıtıcı şirketi de ilgilendirir. Dağıtıcı şirket, kendisine bağlı akaryakıt istasyonlarını sık sık denetleyip aksaklıklar olup olmadığını kontrol eder. Bahse konu olayda iki ihtimal söz konusudur; 1- Kartın sahibi kartını kaybetmiş olabilir, kart şifresiz ise kartı bulan kimse kart ile akaryakıt istasyonundan akaryakıt almıştır. Kart şifreli ise akaryakıt alamaz. 2- Diğer ihtimal da kartın sahibi kartını başka bir kişiye verip kendisine tahsis edilen limiti o kişiye kullandırmış olabilir. Sonuç olarak; Her iki durumda da kartın limitinin üzerinde bir akaryakıt alınabilmesi mümkün olmaz çünkü akaryakıt alımı için karttan provizyon alınamaz. Kartın sahibi kartını kaybetmesi ve kartın başka birinin eline geçmesi durumunda veya kartın sahibinin kartını başka birine kullanmak üzere vermesi durumunda akaryakıt istasyonuna gelen aracın plakası mevcut kart ile uyumlu değilse akaryakıt istasyonu yetkilisinin o araca akaryakıt vermemesi gerekir, verirse sorumlu akaryakıt istasyonudur,” şeklinde görüş bildirmiştir.
İtirazlar üzerine alınan 16/02/2022 tarihli bilirkişi raporunda ise; Sektörel bilirkişinin görüşüne göre; Ülkemizde her yıl sayıları değişmekle birlikte 70’e yakın lisanslı dağıtım şirketi ve 13.000’e yakın lisanslı bayi bulunmaktadır. Sektör Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu (EPDK) tarafından denetlenmektedir. Dava konusu olay açısından sektördeki ilk 10 firmanın kullandığı ve geliştirmeye çalıştığı Taşıt Tanıma sistemi, akaryakıt sektöründe faaliyet gösteren dağıtım şirketleri; küçük veya büyük şirketlere yani … müşterilerine avantaj sağlaması için taşıt tanıma sistemini geliştirmişlerdir. Bu sistemin adı firma özelinde farklı isimler taşısa da, tüm firmalarda işleyiş aynıdır (Örneğin: … şirketinde bu sistemin adı …), .., … şirketinde ise … olarak adlandırılmaktadır.) EPDK bunu elektronik sistemlerle yapılan satışlar olarak adlandırmaktadır. Bu sistem sayesinde firmalar; yakıt alımlarını anlık kontrol edebildiği gibi avantajlı fiyatlar elde edebilmektedir. Davaya konu … sistemine dahil olan Müşteri; dağıtım şirketinin Türkiye genelinde bu sistemine dahil olan tüm istasyonlarından yakıt alarak ödemesini daha sonra aldığı fatura karşılığında yapmaktadır. Bu sistemden yakıt alan müşterilere; her ayın 1. günü ile 15. günü arasındaki alımları için bir fatura, her ayın 16.günü ile 30. günü arasındaki alımları için bir fatura olmak üzere toplamda ayda 2 kez fatura kesilir. Firmalar ödemeyi, fatura kesildikten sonra yaparak vade avantajı sağlarlar. Firmaların vadeyi ve belirlenen limiti kullanabilmeleri için ilgili süredeki alımları kadar risk oluşturmayacak teminat yapısını dağıtım şirketine sağlamak zorundadırlar. Dağıtım şirketleri kurmuş olduğu bu sisteme bayileri dahil etmek için ya saha müdürlerini görevlendirirler, ya da pazarlama şirketleri ile anlaşırlar. Pazarlama şirketleri bayilerle görüşerek sisteme dahil etmeye çalışırlar. Sistem iki şekilde kullanılmaktadır. Birincisi, aracın deposuna takılan ünite/halka ile araçtan bağımsız olarak kullanılamayan ve araç istasyondaki pompaya yanaştığında pompanın otomatik olarak okuduğu sistemdir. Firmaların güvenlik ve … takibi nedeniyle yoğun olarak tercih ettikleri sistemdir. İkincisi ise; araca entegre edilmeyen fakat aracın plakasına tanımlanan kartlardır. Bu sistemde araç deposuna entegre edilen halkanın/cihazın görevini müşteriye verilen kart görmektedir. Sisteme dahil olmak isteyen müşteri; hangi yöntemi tercih ettiğini kendi belirlemektedir. Dava konusu olayda da … sisteminin kart ile kullanıldığı durumlarda da plaka bazlı çalışmanın esas olduğu vurgulanmıştır. Kartlı sistemde, kart pompaya okutulur ve ondan sonra istasyon görevlisinin pompa ekranında çıkan/kart üzerinde yazan plakayı ikmal yapılan aracın plakasıyla eşleştirmesi gerekir. İstasyon görevlisi kartı pompaya okuttuktan sonra aracın plakasını teyit etmeden ikmal yapınca ortaya bu tarz sorunlar çıkmaktadır. İstasyon görevlilerinin (pompa görevlisi/ ön saha sorumlusu) sık sık değişmesi ve bu nedenle eğitim mekanizmasının yetersiz kalması, işlem anında istasyonda yoğunluk olması vb. Sebeplerle kartlı satışlarda plaka kontrolü atlanabilmektedir. Yukarıda da bahsettiğim gibi sistem yukarıda da bahsettiğimiz gibi insan bazlı kontrol gerektiren bir sistemdir. Kötü niyetli kullanımlara veya istasyon çalışanlarının görev ihmali yapması durumunda yanlış kullanımlara açık bir sistemdir.
Sektör bilirkişisinin acente-dağıtım şirketi süreci veya ilişkisi ile ilgili olarak ise; Dağıtım şirketleri birçok müşteriyle tek tek muhatap olmak ve ayrı ayrı teminat almak yerine sistemi pazarlayan bir firma ile sözleşme akdederek bu firmayı acente olarak belirler. Acente, müşterilerle görüşerek onları sistem dahil etmeye çalışır. Acentenin sisteme dahil ettiği müşterinin muhatabı dağıtım şirketi değil acentenin kendisidir. Acente aslında aynı zamanda dağıtım şirketinin müşterisi olur. Dağıtım şirketi acentenin müşteriden tahsilat yapıp yapmadığına bakmaksızın acenteden tahsilat yapar. Acentenin müşterilere tanıdığı limitler veya aldığı teminatlar dağıtım şirketini ilgilendirmez. Dağıtım şirketi acenteye genel olarak tanıdığı limitle ilgilenir ve buna göre teminat yapısını oluşturmaya çalışır. Başka bir söyleyişle, Her müşteri/ her araç için sistemde ne kadar limit tanımlanacağı … tarafından belirlenmektedir. … …’ne vermiş olduğu teminat karşılığında kendi adına bir limit almış olup bu limit ölçüsünde müşteri limitlerini belirlemektedir. Sonuç olarak; davacının müşterisi olan kart sahibi araç, herhangi bir … Akaryakıt İstasyonuna yakıt almak için yanaştığında, pompa görevlisi ekranda gözüken plaka ile istasyondaki aracın plakasının aynı olduğunu teyit ettikten sonra akaryakıtı verir. Böylece A müşterisine ait … plakalı araç … sistemi üzerinden yakıt almış olur. Müşteri istasyondan yakıt aldığı anda ödeme yapmaz. Yani akaryakıt istasyonu ödeme almadan A Müşterisine ikmal yapmıştır. Akaryakıt istasyonu 15 gün sonra kendi dağıtım şirketi olan …’ne fatura keserek ödemesini …’nden tahsil eder. … ise davacı …’a fatura keserek ödemesini ondan tahsil eder. … ise A Müşterisine fatura keserek ödemesini tahsil eder. Sorun da burada başlamaktadır. Davalı dağıtım şirketi …, davacının müşterisinden tahsilat yapıp yapmadığı ile ilgilenmeden faturasını tahsil etmektedir. Davacı ise fatura bedelini yukarıda anlattığımız ve dava dilekçesinde açıklanan nedenlerle tahsil edemediğinden sorumluluğun davalıda olduğunu ileri sürerek, müşteriden tahsil edemediği akaryakıt bedellerini tazminat olarak istemektedir. Zira davalının kurduğu sistemin, yine davalı tarafından denetlenmediği, güvenlik açıkları, zaafiyetleri nedeniyle zarara uğradığını söyleyerek, bu zararın tazminini istemektedir.
Sektör bilirkişisinin dikkat çektiği müfettiş raporuna da değinmekte fayda vardır. Dava konusu olayla ilgili olarak alımların yoğunlaştığı … istasyonu hakkında Vergi Müfettişi … tarafından Görüş ve Öneri Raporu’nda; 11 araç …’nin bayisi olan … istasyonundan yakıt almadığı halde sistem üzerinde bu araçların yakıt aldığı gözükmektedir. Bu durum; bu araçlara tanımlanan kartların başkaları tarafından kullanıldığının kanıtıdır (ayrıntılı tablo rapordadır), denilmiştir.
… sisteminin kartlı versiyonunda sistemi kötü amaçla kullanmak için öncelikle sisteme tanımlı kartı ele geçirmek gerekiyor. Davacı …, karta hangi plakayı tanımlıyorsa sistemden o araç yakıt almaktadır. Sistemden yakıt alan her araç için …, …’ne ödeme yapmaktadır. Buradaki temel problem sisteme tanımlanan kartlar değil, tanımlanan kartlarla başka araçların yakıt almasıdır. Sisteme plakasıyla tanımlı kartlar, başka birinin eline geçtiğinde bir anlam ifade etmemesi gerekir. Çünkü kart, hangi plakaya tanımlıysa o plakalı araçla birlikte kullanılabilir. Bu durumda kartın başkasının eline geçmesine imkân veren mi yoksa sistemde tanımlı olmayan araca o kartla yakıt ikmali yapan mı kusurlu olur taraflar arasındaki ihtilafın özetidir. Davalı …’nin istasyonlarında insan kontrolüne dayanan bir satış-güvenlik mekanizması kurulduğundan bu durum sistemin açığı olarak değerlendirilebilir. Her ne kadar Davalı …, bayisi olan akaryakıt istasyonlarını ayrı bir tüzel kişilik olarak değerlendirip onların sorumluluğu olarak nitelendirmiş olsa da bu sistem dağıtım şirketi tarafından kurulan ve istasyonlar vasıtasıyla kullanılan bir sistemdir. Vergi Müfettişi raporlarında görüldüğü üzere … bayisi …’ın ifadelerinde … satışlarında plaka kontrolü yapıldığı, belki de araçların sahte plaka kullanmış olabileceği vurgulanmıştır. Tüm araçların sahte plaka kullanma ihtimalinin düşük olmasından hareketle, kimler kötü niyetle yaklaşım gösterirse göstersin, sistemin güvenlik mekanizması istasyondan yakıt alımı yapıldığındaki plaka kontrolüne dayanmaktadır.
Sonuç olarak sektör bilirkişisi; Davalı …’nin kurmuş olduğu kartlı … sisteminin insan kontrolüne dayalı olduğu ve güvenlik açığı taşıdığı, bu durum her ne kadar bayisi olan istasyonlardan kaynaklanmış olsa da davacı …’ın muhatabının davalı …olduğu, … sisteminden davacının mağdur olduğu ve bedellerin davalı …tarafından karşılanması gerektiği, davalı … ise, bayiler arasında akdettiği, cezai şart veya yanlış kullanım cezaları içeren sözleşmelerle bu bedelleri bayilerinden tahsil edebileceği veya o bayilerde … sistemini kapatabileceği, bu durumun ise dava konusu olaydan bağımsız olup davalı … ile bayileri arasındaki ticari ilişkileri ilgilendirdiği düşüncesindedir.
Mali müşavir bilirkişi ise tespitlerinde; davacı defter kayıtlarına göre, Davacı tarafın davaya konu ettiği Ekim 2014 ayında 55 adet … alımı yapan müşterisine ait davaya konu ettiği alacak tutarının 766.689,12.-TL olarak gerçekleştiği, Kasım 2014 ayında 63 adet … alımı yapan müşterisine ait davaya konu ettiği alacak tutarının toplam 1.043.091,65.-TL’na yükseldiğini tespit etmiştir.
Davacının zararının hesaplanması açısından ise mali müşavir bilirkişi; Davacı tarafın rapora ek olarak sunulan “Davaya Konu Alacaklar” listesinde yer alan taraflara ait 2014-2015-2016 yılları kanuni defterlerinden muhasebe kayıtlarında … Satışlarına ait cari hesaplar olup olmadığı kontrol edilerek, davacının … Satışlara ait gerçek alacağının belirlenmesi gerektiğini, bu dava özelinde 5 adet İcra dosyasından kaynaklı olarak davacının, toplam 21.740,56.-TL’yi tahsil edemediğinden bu tutarda finansal kaybı olduğu, belirtilmiştir.
Mahkememizce güvenlik zaafiyeti ve normal satış tutarlarının ayrıştırılması için bilirkişiden tekrar rapor istenmiştir.
SMM tarafından verilen 11.02.2023 tarihli ek raporda ise; Bu dava özelinde kök raporda yer alan 5 adet ve dava dosyasına yeni giren 12 adet olmak üzere Toplam 17 adet İcra dosyasından kaynaklı olarak davacının dava dışı kişi ve firmalardan Toplam 153.350,19.-TL (kök rapordaki 5 icra dosyası toplamı 21.740,56 TL + dava dosyasına yeni giren 12 icra dosyası 131.609,63.-TL = … Müşteri Sözleşmesine dahil satışlardan kaynaklı alacağı oluşturduğu, davacının belirttiği toplam 17 adet icra takibinden dava dosyasına yeni bilgileri yer alan 12 adet icra dosyası için “İcra Daireleri ve BAM / Yerel Mahkemelerin” dava dosyalarında “Takipsizlik” ve “davacı aleyhine” karar oluşturduğu, normal satış olmasına rağmen müşterilerce ödenmeyen akaryakıt giderlerinin olmadığı, davacının alacaklarının “… Müşteri Sözleşmesi”nden kaynaklı olduğu, davacının davaya konu ettiği “… Müşteri Sözleşmesi” kapsamında ödemelerini … Bayilerine yaptığı sonrasında tahsil edemediği ve davaya konu ettiği icra ve takip dosyalarına göre henüz tahsil edemediği Toplam 153.350,19.-TL tutarda tahsil edemediği alacağı olduğu, yönünde görüş bildirilmiştir.
Söz konusu kararlar ve icra dosyaları incelendiğinde, bilirkişi raporunda da ayrıntılı olarak işlendiği üzere borçluların bir kısmının bu kartları kullanmadıkları iddialarını dillendirilerek icra takiplerine itiraz edildiği, bir kısmının da karta para yüklemeden akaryakıt alımı yapmadıklarını, kartta para olmamasına rağmen akaryakıt alımı yapılmış ise bu satışın kendilerine yapılmadığını ileri sürdükleri, bir kısım davaların reddedildiği bir kısım davaların kabul edildiği anlaşılmaktadır. Sonuç olarak, Davalı ….’nin kurmuş olduğu kartlı … sisteminin insan kontrolüne dayalı olduğu ve güvenlik açığı taşıdığı, bu durum her ne kadar bayisi olan istasyonlardan kaynaklanmış olsa da davacı …’ın muhatabının davalı … olduğu, zira sistemi düşünen ve kuran davalı şirketin, sistemin güvenli işlemesinden de sorumlu olduğu, sistemin açıklarını önceden analiz ederek önlemlerini alması gerektiği, buna rağmen gözden kaçan açık kapılardan kötü niyetli kullanıcıların yaptığı eylemlerden dolayı davacının sorumlu tutulamayacağı gibi kartta para (bakiye, limit) olmamasına para ödemeden akaryakıt satışı yapıldıktan sonra bedellerin ödenmesinin garanti olmadığı, bir nevi veresiye satış gibi duruma yol açılması gibi sistem açıklarından doğan zararın davalıya ait olduğu, bu durumda … sisteminden davacının mağdur olduğu ve bedellerin davalı …tarafından karşılanması gerektiği, davalı … ise, bayiler arasında akdettiği, cezai şart veya yanlış kullanım cezaları içeren sözleşmelerle bu bedelleri bayilerinden tahsil edebileceği veya o bayilerde … sistemini kapatabileceği, bu durumun ise dava konusu olaydan bağımsız olup davalı … ile bayileri arasındaki ticari ilişkileri ilgilendirdiği düşüncesine aynen katılarak davanın tahsil edilemeyen ve ek raporda bilirkişi tarafından belirlenen 153.350,19.-TL üzerinden kabulüne karar vermek gerekmiş olup aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan gerekçelerle;
Davanın KABULÜNE,
1-153.350,19-TL alacağın davalıdan alınarak DAVACIYA VERİLMESİNE,
Bu miktarın 100.000,00-TL’sine dava tarihi olan 04/12/2017, kalan 53.350,19-TL’sine 06/03/2023 tarihinden itibaren avans faizi UYGULANMASINA,
2-Alınması gereken karar ve ilam harcı 10.475,35-TL olup, peşin alınan 1.707,75-TL ile 911,09-TL ıslah harcı toplamı 2.618,84‬-TL harcın mahsubu ile bakiye 7.856,51‬-TL harcın DAVALIDAN TAHSİLİYLE HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
3-Davacı tarafından yapılan posta ve tebligat masrafı 447,95-TL, bilirkişi ücreti 10.500‬,00-TL’den oluşan 10.947,95‬-TL yargılama gideri ile 31,40-TL başvuru harcı, 1.707,75-TL peşin harç, 911,09-TL ıslah harcı toplamı 13.598,19‬-TL yargılama giderinin DAVALIDAN TAHSİLİYLE DAVACI TARAFA VERİLMESİNE,
4-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden, yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca hesap ve takdir olunan 24.002,53-TL vekalet ücretinin DAVALIDAN TAHSİLİYLE DAVACIYA VERİLMESİNE,
5-Davalı tarafından yapılan yargılama giderinin KENDİ ÜZERİNDE BIRAKILMASINA,
6-Taraflarca yatırılan gider avansından yargılama sırasında yapılan masraflar ile karar tebliğ giderlerinden geriye kalan avansın karar kesinleştiğinde ilgili tarafa İADESİNE,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, tarafların gerekçeli kararı tebliğ tarihinden itibaren 2 HAFTA içerisinde mahkememize verecekleri bir dilekçe ile veya bulundukları yerdeki başka bir mahkeme aracılığıyla mahkememize gönderecekleri dilekçe ile HMK. 341.maddesi uyarınca İstanbul BAM. nezdinde İSTİNAF yoluna başvurma hakları bulunduğu hatırlatılmak suretiyle verilen karar açıkça okunup anlatıldı.24/04/2023

KATİP

HAKİM