Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/1043 E. 2022/422 K. 31.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/1043 Esas
KARAR NO : 2022/422

DAVA : İtirazın İptali (Taşıma Sözleşmesi Kaynaklı)
DAVA TARİHİ : 29/11/2017
KARAR TARİHİ : 31/05/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Taşıma Sözleşmesi Kaynaklı) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Dava: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili firma ile davalı; … arasında tekstil makinaların taşınması amacıyla anlaşıldığını, davalı firma müvekkili şirkete …. tarihli … fatura numaralı taşıma faturası tebliğ ettiğini, 23.02.2017 tarihinde davalı şirketin aracı kaza yaptığını ve tekstil makinalarında hasar meydana geldiğini, davalı şirketin sigortacısı olan … Sigorta davalı şirkete ödeme yaptığını, bu bedelin davalı tarafından müvekkili firmaya verilmesi gerektiğini, davalı müvekkili firmaya hiçbir bedel ödemediğini, taşıma bedeli sigorta tarafından ödenen toplam bedelden düşüldükten sonra 12.650,00 TL müvekkili firmaya ödenmesi gerektiğini, müvekkili şirket … 40.Noterliğinin … tarihi ve … yevmiye numaralı ihtarnamesi ile davalı şirketten ödeme yapılmasını talep ettiğini, davalı taraf ihtarnameye cevap vermediklerini, müvekkili şirket … 25. İcra dairesi …E. sayılı dosyası ile icra takibi başlattığını itiraz ederek; takibin durdurulduğunu beyan ederek icra takibine yapılan itirazın iptalini, %20’den az olmamak üzere icra inkâr tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Cevap: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Müvekkili şirket …- …- …’e nakliyatçı sıfatıyla araçlar temin edildiğini, son araç Tatvan yakınlarında kaza geçirdiğini, yükün hasar gördüğünü, hasar bedelinin …’e 06.04.2017 tarihinde ödendiğini, dekontunun olduğunu, hasar bedelinin şirkete ödenmesi için … Sigorta A.Ş. Hasar Müdürlüğü’nün talep ettiğini, Muvafakatname … kaşesi ve imzalı olarak … tarafından verildiğini, davacı şirketle bağlantısı olarak … Sigorta A.Ş. 53.196,97 TL asıl 67.801,43 TL toplam alacak sebebiyle müvekkili şirket aleyhine … 21.İcra müdürlüğünde … E. numarası ile ilamsız takip başlatıldığını, müvekkili şirket …- …’in dikkatine başlığıyla gönderildiği 27.03.2017 tarihli konu hasar bedelinin tahsil ettiklerini ancak haklarında 21. İcra Müdürlüğü’ne kendileri ile ilgili olmayan bir nakliyeden sigorta şirketinin avukatını kendilerine yönlendirilmesini yanlış tutum olduğunu, hasar bedelinin ödenmesi için “Hesap numaranızı mail atınız” şeklinde ibareyi eklediklerini, …, 06.04.2017 tarih mail yazısında; … Sigorta avukatı Hakan Şimşek ile görüştüğünü ve yanlışlık olduğunu, müvekkili şirketin istediği hesap numarasını mail’e yazdığını, … davacı şirket namına tahsilat yaptığını beyan ederek davanın reddine, davacıdan %20 icra inkâr tazminatı tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Delillerin Değerlendirilmesi, Davanın Hukuki Niteliği ve Gerekçe ;
Dava, taşıma sözleşmesinden kaynaklı taşınan eşyanın hasar görmesi nedeni ile taşıma bedeli dışında kalan dava dışı sigortacı tarafından davalıya ödenen sigorta hasar bedelinin davalı taşıyıcıdan tahsili istemi ile başlatılmış icra takibinde itirazın iptali ile takibin devamına ilişkindir.
… 25.İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyası celbedilerek incelendiğinde, davacı şirket tarafından 12.650,00-TL sigorta hasar bedeli için başlatılan ilamsız takibe davalı borçlunun süresinde itirazı üzerine takibin durdurulmuş olduğu, icra dosyası içeriğine göre borçlu tarafından tebliğ için gider avansı yatırılıp itiraz dilekçesi alacaklıya tebliğ edilmemiş olduğundan davanın 1 yıllık hak düşürücü süre içinde açılmış olduğu görülmüştür.
Taraflar arasındaki taşıma sözleşmesi kapsamında meydana gelen kaza nedeniyle sigorta şirketi tarafından davalıya ödenmiş olan hasar bedeli ile ilgili olarak Davalı tarafça taşıma ilişkisi ve dava dışı sigorta şirketinin kendilerine ödeme yaptığı inkar edilmeksizin hasar bedelinin dava dışı …’e 06.04.2017 tarihinde ödendiğini, dekontunun olduğunu, hasar bedelinin şirkete ödenmesi için … Sigorta A.Ş. Hasar Müdürlüğü’nün talep ettiğini, Muvafakatname …kaşesi ve imzalı olarak …tarafından verildiğini iddia etmektedir. Davalı şirket tarafından Ticari İnternet Bankacılığı kanalıyla … İnternet Şubesi ile 06.04.2017 tarihinde saat 13:12’de “alacaklı …- …bank … Şb. IBAN:…” hesabına “…” açıklaması ile 12.650,00 TL gönderildiği dosya kapsamından anlaşılmaktadır.
Dava dışı … Sigorta A.Ş ye müzekkere yazılarak davalı şirkete ticaret unvanı eklenmek suretiyle sigorta sözleşmesi kapsamında herhangi bir ödeme yapılıp yapılmadığı ve bu ödeme yapılırken davacı şirketten herhangi bir muvafakat alınıp alınmadığı ve dava dışı … isimli şahısla sigorta ödemesine ilişkin herhangi bir yazışmalarının olup olmadığı hususlarında mahkememize bilgi verilmesinin istenilmiş; Hasar bedelinin davalı şirkete ödenmesi için … Sigorta A.Ş. Hasar Müdürlügü’nün talep ettiği ekli muvafakatnamenin … kaşesi ve imzalı olarak Dava dışı … tarafından verildiği yönünde sunulmuş olan muvafakatname içeriğine göre “Yukarıda dosya numarasını verdiğimiz hasarımızın ödemesinin Zafer Lojistik tarafına yapılmasına muvafakat ederiz.” şeklinde ifadelerin bulunduğu görülmüştür.
Dosya Mali Müşavir Bilirkişisi …’a tevdi edildiği, bilirkişi tarafından dosyaya sunulan 08.09.2021 tarihli bilirkişi raporunda özetle ve sonuç olarak; ” Taraflar arasındaki uyuşmazlığın, davadışı sigorta şirketinin davacı şirket lehine (alacağı) olup da davalı şirkete ödemiş olduğu hasar bedelinden, davalı şirket lehine tanzim edilmiş 9.500,00 TL tutarındaki taşıma bedeli mahsup edildikten sonra bakiye 12.650,00 TL tutarındaki davacının alacağının (takip konusu alacak) ödenip ödenmediği hususunda olduğu;
Davacının ticari defterlerinde uyuşmazlık konusu 12.650,00 TL’nin ödendiği yönünde herhangi bir kayıt bulunmadığı, davalının ticari defterlerinin ise incelemeye sunulmadığı,
Uyuşmazlık konusu davacının alacağının ödendiği yönünde davalı şirket vekilince “Ticari İnternet Bankacılığı kanalıyla …bank İnternet Şubesi ile 06.04.2017 tarihinde saat 13:12’de “alacaklı …- …bank … Şb. IBAN:…” hesabına “…” açıklaması ile 12.650,00 TL gönderildiğine ilişkin dekont” ile diğer belgeleri sunduğu;
Davalı vekilinin sunduğu … adresinden … adresine 06/04/2017 tarihinde saat:12:18’de gönderilmiş olan mailde, … tarafından “…BANK … …” banka hesap numarasının davalı şirkete gönderilmiş olduğu ve hemen sonrasında işbu …’ün banka hesap numarasına davalı şirket tarafından (yukarıdaki dekont ile) “…” açıklaması ile 12.650,00 TL gönderilmiş olduğu, gönderilen bun tutar ile huzurdaki davaya konu icra takibinde talep edilen alacak tutarının aynı olduğu,
Dosya mevcudu belgelerden …’ün davacı şirket ile bağlantısı açık bir şekilde tespit edilememekle birlikte, …’ün davacı şirket ile bağlantılı bir kişi (çalışanı) olabileceğinin anlaşıldığı; ddavalı şirket tarafından “…-…’in dikkatine” başlığıyla tanzim edilmiş olan 27/03/2017 tarihli belge üzerinde el yazısı ile “22.450 – 9.500=12.650 hesabına geçilecek” ibaresinin yer aldığı, bu ibaredeki hesaplamanın da huzurdaki davaya konu icra takibinde talep edilen alacak tutarının hesaplanması ile aynı olduğu, ayrıca ..’ün de 06/04/2017 tarihinde davalı şirkete göndermiş olduğu mail ile kendi hesap numarasını davalı şirkete bildirmiş olduğu (yukarıda da belirtildiği gibi bu mailin hemen sonrasında da takip konusu tutara eşit tutarın davalı şirket tarafından … hesabına gönderilmiş olduğu), tespit edilmiştir.
Yukarıda yapılan tespitler ve dosya mevcudu delillerin incelenmesi neticesinde, takip konusu alacağın davalı şirket tarafından davacı şirket hesabına ödendiğine ilişkin herhangi bir kayıt veya belge mevcut olmadığı, ancak davalı şirket tarafından …hesabına gönderilmiş/ödenmiş olan tutarın “takip konusu alacağa ilişkin olup olmadığının; işbu ödemenin de davacı şirkete yapılmış ödeme olarak kabul edilip edilmeyeceğinin ve ayrıca bu hususlar ile ilgili olarak tarafların beyanlarının” değerlendirmesi ve takdirinin Sayın Mahkemenize ait olduğu,” şeklinde tespit edilmiştir.
Dosya Mali Müşavir Bilirkişisi …, … ve …’a tevdi edildiği, bilirkişiler tarafından dosyaya sunulan 08.11.2021 tarihli bilirkişi raporunda özetle ve sonuç olarak; “Dosya kapsamında dava dışı …’ün davacı şirket ile bağlantısı ile ilgili davalı tarafça sunulan yazışmalar dışında davacı tarafın kabulüne dair ispat edici mahiyette vesaikin dosya kapsamında bulunmadığı,
Davalının 12.650,00 TL’lik dava dışı …’e ödemesinin davacı tarafça kabul edilmediği, Davacının beyanı ve defterlerinde davalının … adına yaptığı ödemenin kaydının bulunmadığı,
Davalının 3. Kişiye yaptığı 12.650,00 TL’lik ödemenin davacıya yapıldığı şeklinde kabulünü gerektirecek bir vesaik bulunmadığı gibi davacının cevaplarından bu husus ile ilgili kabulün yapılmadığına dair açık beyanlarının olduğu, Somut olayda … adlı tahsilatı yapan kişinin … firmasının çalışanı olduğu tespit edilemediği, Davacı için ödeme yapılmış ama davacı ile temsil-vekalet veya acentelik gibi bir ilişki teyit edilmeden yapılan bu ödemenin davacıya yapılan bir ödeme olarak değerlendirilemeyeceği, Davalının ödemesini yaparken …’ün ticaret sicilinden veya sair şekilde temsil yetkisini teyit etmeksizin ödeme yapmasından dolayı yanlış kişiye ödediği ve davacının alacağının tahsil edilmediği, …’ün davacı şirket çalışanı olduğu ve davacı şirketin …’e kendi adına ve şirket hesabına para tahsil etme yetkisi tanıdığının ispatlanması halinde, davacının hesaben olan alacağını ancak …’ten dava ve talep edebileceği, mevcut dosya kapsamında ise, davalının ödemesinin gerçek alacaklı davacıya değil, dava dışı …’e yapılmasının davalının sorumluluğunda olduğunun değerlendirildiği, değerlendirilmektedir.” şeklinde tespit edilmiştir.
Temel uyuşmazlık noktası davacının dava dışı gerçek kişiye yapmış olduğu ödeme ile davacı olan borcundan kurtulup kurtulmadığı ile ilgilidir.
Dava dışı … ün davacı şirket bünyesinde SGK’ lı olarak çalışıp çalışmadığı, çalışmış ise çalıştığını gösterir ve hizmet bordrolarının çıkartılarak mahkememize gönderilmesi için ilgili SGK İl Müdürlüğüne, Davacı şirket …Ltd Şti’ nin kuruluşundan buyana şirket temsilcilerini ve imza yetkililerini gösterir sicil kayıtlarının mahkememize gönderilmesi için Ticaret Sicil Müdürlüğüne müzekkereler yazılmış; müzekkere cevaplarına göre dava dışı gerçek kişinin davacı şirket ile herhangi bir ücret tahsilatına yönelik yasal yetkilendirmesinin olduğu, çalışanı ya da yetkilisi olduğuna ilişkin bir emare tespit edilememiştir.
Taraflarca sigorta şirketi tarafından ödenen sigorta bedelinin davacıya verilmesine ilişkin bir anlaşma olmasa da açıkça davalı tarafça cevap dilekçesinde bu sözlü anlaşmanın doğrulandığı ve ihtilaf konusu olmadığı, ihtilafın ödemeye ilişkin olduğu, ödemenin üçüncü kişiye ya da davacı hesabına üçüncü kişiye yapılmasına yönelik bir anlaşmanın olmadığı, bu husus kararlaştırılmadığından davalının ödemesinin kötü ödeme mahiyetinde olduğu, anlaşılmıştır. Bu husus ayrıca davalı tüzel kişinin tacir şirket niteliği ile dava dışı …’ün davacı şirket çalışanı olduğu ve davacı şirketin …’e kendi adına ve şirket hesabına para tahsil etme yetkisi tanıdığına ilişkin ödeme yapmasının da alacaklısının tüzel kişi olan bir ilişki içerisinde bulunulduğu da dikkate alındığında açıkça basiretli tacir gibi davranma yükümlülüğe aykırılık teşkil etmektedir.
Nihayetinde taraflar arasında sözleşme bakiye bedelinin 3.kişiye ödeneceğine dair bir anlaşma bulunmamaktadır. Bu haliyle 3. kişiye yapılan ödeme kötü ödeme kabul edilir ve kötü ödemenin borcu söndürmediği açıktır. (Yarg. 19. HD 2017/530 Esas – 2018/6673 Karar sayılı ilamı) Bu nedenle davalının … 25.İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyasına yönelik yapmış olduğu itirazın iptali ile takibin kaldığı yerden aynı koşullar altında aynen devamına, dair hüküm tesisi yoluna gidilmiştir.
İcra ve İflas Kanunu’nun 67. maddesinin 2. fıkrası hükmünce, icra inkar tazminatına hükmedilebilmesi için, borçlunun takip sırasında ödeme emrine itiraz etmesi ve alacaklının alacağını mahkemede dava ederek haklı çıkması yasal koşullardandır. Bunlardan başka, alacağın likit ve belli olması da gerekir. Alacağın gerçek miktarı belli, sabit veya borçlu tarafından belirlenebilmesi için bütün unsurlar bilinmekte ya da bilinmesi gerekmekte, böylece borçlu tarafından borcun tutarının tahkik ve tayini mümkün ise; başka bir ifadeyle borçlu yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda ise alacağın likit ve muayyen olduğunun kabulü zorunludur. (HGK’nın 07.06.2006 tarih 2006/19-295 Esas, 2006/341 Karar sayılı kararı ve Yargıtay 3.Hukuk Dairesinin 2021/3214 Esas, 2021/7424 Karar sayılı ilamı) Dosya kapsamına göre, davalı borçlunun davadan borcu söndürmeyen kötü ödemede bulunduğu da nazara alınarak, borçlu tarafça borcun varlığına ilişkin bir bilginin dava öncesi ödeme kanaatiyle alacağın varlığına ilişkin davalı tarafça gerçek miktarı belli, sabit veya borçlu tarafından belirlenebilmesi için bütün unsurlar bilinebilirlik olmadığı kanaati ile davacının icra inkar tazminatı talebinin şartları oluşmadığından reddine, dair hüküm tesisi yoluna gidilmiştir.
HÜKÜM: (Gerekçesi ve Ayrıntısı Yukarıda Açıklandığı Üzere);
1-Davanın KABULÜ ile;
-Davalının … 25.İcra Müdürlüğünün …Esas sayılı takip dosyasına yönelik yapmış olduğu İTİRAZIN İPTALİ ile takibin kaldığı yerden aynı koşullar altında aynen DEVAMINA,
2-Davacının icra inkar tazminatı talebinin şartları oluşmadığından reddine,
3-Kabul edilen dava değeri (12.650,00 TL) üzerinden alınması gereken 864,12 TL harçtan başlangıçta peşin alınan 152,79 TL harcın mahsubu ile eksik kalan bakiye 711,33 TL harcın davalıdan alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
4-Davacı tarafından yargılama nedeniyle yapılan 152,79 TL peşin harç, 31,40 TL başvurma harcı, posta ve tebligat masrafı 188,40 TL, bilirkişi ücreti 3.550,00- TL olmak üzere toplam 3.922,59 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
5-Davalı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
6-Davacı yargılama sırasında kendisini bir vekille temsil ettirdiğinden kabul edilen dava değeri üzerinden hesaplanan ve karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 13/1. maddesi uyarınca belirlenen 5.100,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
7-HMK’ nın 333. maddesi uyarınca taraflarca yatırılan anacak kullanılmayarak artan bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde resen ilgili tarafa veya vekiline İADESİNE,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı, kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 HAFTA içerisinde mahkememize ve bulunulan yer Asliye Ticaret mahkemesine dilekçe ile başvurmak koşuluyla istinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup anlatıldı.31/05/2022

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır