Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/1032 E. 2018/511 K. 08.05.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/1032 Esas
KARAR NO : 2018/511

DAVA : İstirdat
DAVA TARİHİ : 16/05/2016
KARAR TARİHİ : 08/05/2018
Mahkememizde görülmekte olan İstirdat davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı Vekili Dava Dilekçesinde Özetle; müvekkili şirket ile davalı arasında elektrik satış sözleşmesi imzalandığını, davalı şirket tarafından yasal olmayan şekilde kayıp bedeli, dağıtım sistem kullanım bedeli, iletim sistem kullanım bedeli, hareket satış hizmet bedeli alındığını, alınan bu bedellerin ticari faizi ile iadesini dava ve talep etmiştir.
Davalı Vekili Cevap Dilekçesinde Özetle; davacı ile aralarında sözleşme yapıldığını, sözleşme uyarınca, uyuşmazlıkların çözümünde İstanbul merkez mahkemelerinin yetkili kılındığını, davanın yetkili mahkemede açılmadığını, görevli mahkemenin Danıştay olduğunu, yapılan kesintilerin yasal mevzuat uyarınca yapıldığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE;
Dava, davacının elekrik kullanımı çerçevesinde kendisinden tahsil edilen kayıp kaçak, sayaç okuma, iletim sistemi kullanım, dağıtım, perakende satış hizmet bedellerinin haksız olarak tahsil edildiğinden bahisle iadesi istemine ilişkindir.
Taraflar arasında akdedilen sözleşme ve ek protokoller celp edilip incelenmiştir.
Uyuşmazlık noktaları, taraflar arasındaki Elektrik Enerjisi Satış Sözleşmesi kapsamında davalı şirket tarafından düzenlenen ve davacı tarafından ödenen faturalarda kayıp kaçak bedeli adı altında yapılan tahsilatların haksız olup olmadığı, tahsil edilen miktarın davacıya iadesi gerekip gerekmediğine ilişkindir.
Yargıtay 3. Hukuk Dairesinin Muhtelif Kararları ve Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 21/05/2014 tarihli 2013/7-2454 E. ve 2014/679 K gereğince EPDK’nın elektrik bedeli fiyatlandırma unsuru belirleme konusunda sınırsız yetki ve görevinin olmadığı, EPDK’nın resmi gazetede yayınlanarak yürürlüğe giren Perakende Satış Hizmet Geliri ile Perakende Enerji Satış Fiyatlarının Düzenlenmesi Hakkındaki Tebliği gereğince, elektrik enerjisi şirketlerinin abonelerden kayıp kaçak ve diğer adlar altında birtakım bedelleri tahsil etmesinin hukuk devleti ilkeleriyle bağdaşmadığı, bu tahsilatların yasal bir dayanağının olmadığı gerekçesiyle abonelerden kayıp kaçak, perakende satış hizmet, PSH sayaç okuma, iletim sistemi kullanım ve dağıtım bedeline ilişkin tahsilatların abonelere iadesi gerektiği kabul edilmekteydi.
Dava 16/05/2016 tarihinde açılmış olup yargılama sırasında 6446 sayılı yasayı değiştiren 6719 sayılı Kanunun 17/06/2016 tarihinde Resmi Gazetede yayınlanarak yürürlüğe girdiği anlaşılmıştır.
6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu’nun 6719 sayılı yasanın 21.maddesi ile değişik 17/1.maddesinde, “Bu kanun kapsamında düzenlenen ve bir sonraki dönem uygulanması önerilen tarifeler, ilgili tüzel kişi tarafından kurulca belirlenen usul ve esaslara göre, tarife konusu faaliyete ilişkin tüm maliyet ve hizmet bedellerini içerecek şekilde hazırlanır ve onaylanmak üzere kurula sunulur. Kurul mevzuat çerçevesinde uygun bulmadığı tarife tekliflerinin revize edilmesini ister veya gerekmesi halinde resen revize ederek onaylar. İlgili tüzel kişiler kurul tarafından onaylanan tarifelere uymakla hükümlüdür. ”
17/3.maddesinde, ” Onaylanan tarifeler içinde söz konusu tüzel kişinin tarife konusu faaliyete ilişkin tüm maliyet ve hizmet bedelleri dışında piyasa faaliyetleriyle ilgili doğrudan ilişkili olmayan hiçbir unsur yer almaz. İletim ek ücreti bu hükmün istisnasını oluşturur.
17/6.maddesinde, kurulca düzenlemeye tabi tarife türleri şunlardır, denilmiş ve maddede; bağlantı, iletim, toptan satış, dağıtım, perakende satış, piyasa işletim, son kaynak tedarik tarifeleri tek tek sıralı bentlerde ayrı ayrı açıklanmıştır.
Anılan düzenleme incelendiğinde, dağıtım bedeli, kayıp kaçak bedeli, sayaç okuma, iletim bedellerinin maliyet bedeli içerisinde bulunduğu ifade edilmiştir. 17/ç bendinde; dağıtım sistemi harcaması, sistem işletim maliyeti, teknik ve teknik olmayan kayıp maliyeti, kesme bağlama hizmet maliyet, sayaç okuma maliyet, reaktif enerji maliyeti gibi dağıtım faaliyeti yürütülmesi kapsamındaki tüm maliyet ve hizmetleri karşılayacak bedellerin dağıtım tarifesini oluşturacağının açıklandığı görülmektedir.
6719 sayılı kanunun 26.maddesi ile 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanununa eklenen Geçici 20.maddede, “Kurul kararlarına uygun şekilde tahakkuk ettirilmiş, dağıtım, sayaç okuma, perakende satış hizmeti, iletim ve kayıp kaçak bedelleri ile ilgili olarak açılmış olan her türlü ilamsız icra takibi, dava ve başvurular hakkında 17.madde hükümleri uygulanır.” şeklinde düzenleme yapılmıştır.
6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanununun 17. maddesinde, elektrik enerjisi dağıtım şirketlerinin elektrik faturalarına yansıtacakları bedellerin, tarifelerin ne şekilde hazırlanacağı ve bu tarifelerin içerdiği unsurların ne olacağı açıkça hüküm altına alınmış ve dava konusu yapılan tüm bedellerin maliyet bedeli olduğu ve tarifeler içinde yer alması gerektiği belirtilmiştir. Bu durumda, yargılama sırasında yürürlüğe giren kanun ile dava konusu bedellerin yasal düzenleme içine alındığı kabul edilmelidir. Başka bir deyişle, daha önceden EPDK kararlarına ve tebliğe dayalı olarak yapılan tahsilatların kanuni düzenlemeye konu edildiği ve dayanağının yasal hale getirildiği görülmektedir.
Kanunun geçici 20. maddesinde de, geçmişe etkili bir düzenleme yapılarak kurul kararlarına uygun bir şekilde tahakkuk ettirilmiş, dağıtım, sayaç okuma, perakende satış hizmeti, iletim ve kayıp kaçak bedelleriyle ilgili açılmış olan davalar hakkında da 17.maddenin uygulanması gerektiğine işaret edilmiş ve daha önce yapılan tahsilatlar da kanun kapsamına alınarak dayanağının yasa olduğu belirtilmiştir.
6446 sayılı yasada yapılan bu değişiklikler göz önüne alındığında huzurdaki davaya yargılama sırasında konu edilen ve haksız olarak tahsil edildiği ileri sürülen bedellerin artık yasal hale geldiği ve bu mevzuat değişikliği nedeniyle davanın konusuz kaldığı sonucuna varılmalıdır.
Kanunun 6719 sayılı yasanın 21.maddesi ile değişik 17/10.maddesinde; “Kurum tarafından gelir ve tarife düzenlemeleri kapsamında belirlenen bedellere ilişkin olarak yapılan başvurularda ve açılan davalarda, tüketici hakem heyetleriyle mahkemelerin yetkisi bu bedellerin kurumun düzenleyici işlemlerine uygunluğunun denetimiyle sınırlıdır.” denilmektedir. Buna göre, mahkemelerce sadece elektrik enerjisi dağıtım şirketleri tarafından yapılan tahsilatların EPDK tarafından çıkarılan tarifelere uygun olup olmadığı araştırmasının yapılabileceği anlaşılmaktadır.
Somut olayda, davacı tarafça, davalı şirketçe yapılan tahsilatların EPDK tarafından belirlenen tarifelere uygun olarak hesaplanmadığı yönünde bir iddia ileri sürülmemekle birlikte, hiçbir yasal dayanağı olmaksızın EPDK kararlarına dayalı olarak faturalara yansıtılıp tahsil edilen bu bedellerin tamamen hukuka aykırı ve haksız olduğuna ilişkin iddiada bulunulduğu anlaşılmaktadır.
Açıklanan nedenlerle 6446 sayılı kanunun 17. maddesinin 6719 sayılı kanunun 21. maddesiyle değiştirilerek, dava konusu olan tüm bedellerin maliyet bedeli olarak yasal düzenlemeye konu edildiği, aynı kanunun geçici 20. maddesi ile daha evvelden açılmış olan davalarda da 17. madde hükümlerinin uygulanmasının gerektiği işaret edildiği, Kanunun 17/06/2016 tarihinde Resmi Gazetede yayınlanarak yürürlüğe girdiği anlaşılmakla bu yasal düzenlemeler çerçevesinde davanın konusunun kalmadığı kabul edilmiştir.
Nitekim, Yargıtay 3.Hukuk Dairesinin 2017/2534 E. – 2017/3956 K.sayılı 28/03/2017 tarihli kararıyla, yargılama sırasında yürürlüğe giren yasal değişikliğin davanın konusunun kalmadığı neticesini doğuracağı ifade edilmektedir. Davanın açıldığı tarih itibarıyla haklı durumunda bulunan davacı tarafın yargılama sırasında meydana gelen mevzuat değişikliği sonucu haksız duruma düşmesi nedeniyle yargılama giderinden sorumlu tutulması mümkün değildir. Davanın konusu kalmadığından karar verilmesine yer olmadığına ilişkin hüküm yargılama sırasında yürürlüğe giren yasal değişikliği sonucu olduğundan davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davalıdan tahsiline ancak, davacı yararına maktu vekalet ücretinin (Benzer Yargıtay 3. Hukuk Dairesi’nin 2017/2534 E. – 2017/3956 K. sayılı 28/03/2017 tarihli kararı) takdirine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere;
1-6719 sayılı yasa ile dava tarihinden sonra yürürlüğe giren 6446 sayılı elektrik Piyasasa kanuna eklenen geçici 20.madde ve değişik 17.maddeler uyarınca dava konusuz kaldığından, DAVA KONUSU HAKKINDA KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,
2-Alınması gereken harç 35,90-TL olup, peşin alınan 2.423,89-TL’den mahsubu ile fazla alınan 2.387,99-TL’nin karar kesinleştiğinde ve istek halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafça yapılan ilk dava açma gideri (iadesi gerekli peşin harç tutarı iade edildikten sonra ) 69,40-TL, posta ve tebligat masrafı 160,10-TL olmak üzere toplam 229,50-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden AAÜT gereğince taktir olunan 2.180,00-TL maktu vekâlet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davalı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davalı üzerinde bırakılmasına, lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
6-Davacı tarafından yatırılan gider avansından yargılama sırasında yapılan masraflar ile karar tebliğ giderlerinden geriye kalan avansın karar kesinleştiğinde ve istek halinde davacıya iadesine,
7-Davalı tarafından yatırılan delil avansından yargılama sırasında yapılan masraflardan geriye kalan avansın karar kesinleştiğinde ve istek halinde davalıya iadesine,
Dair, davacı vekili ve davalı vekilinin yüzüne karşı, kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize ve bulunulan yer Asliye Ticaret Mahkemesi’ne dilekçe ile başvurmak koşuluyla İstinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 08/05/2018

Katip …
¸(e-imzalıdır)

Hakim …
¸(e-imzalıdır)