Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/1028 E. 2020/237 K. 08.07.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2017/1028 Esas
KARAR NO:2020/237

DAVA:İtirazın İptali (Simsarlık Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:23/11/2017
KARAR TARİHİ:08/07/2020

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Simsarlık Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı müvekkili şirketin, hizmet alımları konusunda uzmanlaşmış bir şirket olduğunu, hizmet ve mal alımı konusunda ihtiyaç duyan şirketlere hizmet verdiğini, davalı şirketin de “Strateji Danışmanlığı” ihtiyacı içerisinde olan bir şirket olduğunu, müvekkili şirket ile anlaşarak kendisine bu hususta hizmet sağlayabilecek bir şirket bulmasını talep ettiğini, müvekkili şirket tarafından davalıya 13.03.2017 tarihinde mail yoluyla Fiyat Teklifi gönderildiğini ve davalı şirket tarafından söz konusu Fiyat Teklifi yine mail yoluyla kabul edildiğini, bu yönüyle, taraflar arasında sözleşme akdedilmiş olduğunu, taraflarca da arada bir sözleşmenin var olup olmadığı hususunda bir ihtilaf bulunmadığını, taraflar arasındaki anlaşmanın konusu müvekkili şirketin, davalı şirkete strateji danışmanlığı hizmeti vermek üzere bir Ajans bulması olduğunu, fiyat teklifinin içeriğine bakıldığında, hizmet kapsamının ve fiyatlandırmanın iki aşamaya bağlandığını, müvekkil şirketin, her iki aşama yönünden de üzerine düşen sorumlulukları yerine getirdiğini ve davalı ile arasındaki sözleşmeden doğan borçlarını gerektiği gibi ifa ettiğini, aşamaların tamamında davalı şirketi bilgilendirerek, farklı Ajanslarla toplantılar gerçekleştirtiğini, davalının da gözetimi dâhilinde davalı için Strateji Danışmanlığı İhalesi gerçekleştirildiğini ve davalı, ihaleye giren Ajanslar arasından … Ltd. Şti. ile çalışma kararı aldığını, davalı ile …, Strateji Danışmanlığı projesi için yarısı peşin, yarısı ise iş bitiminde ödenmek üzere 65.000 TL + KDV bedel üzerinde anlaştıklarını, müvekkil şirket ile davalı arasında kabul gören %10 + KDV anlaşmasına göre, müvekkili şirketin hizmet bedeli olarak 6.500,00-TL + KDV hak edişi bulunduğunu, fakat davalı şirket, müvekkilinin hak edişini ödemediğini, davalıya, …. Noterliği’nden 23/08/2017 tarihli ve … Yevmiye No’lu ihtarname gönderildiğini, ihtarnameye rağmen ödemenin gerçekleştirilmemesi üzerine …. İcra Müdürlüğü … E. sayılı dosya üzerinden davalı borçluya karşı icra takibi başlatıldığını, fakat borçlunun haksız bir şekilde takibe itiraz ettiğini, bu nedenlerle haksız ve hukuki dayanaktan yoksun itirazın iptali ile takibin devamına, kötü niyetli davalı borçlu aleyhine %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yüklenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; taraflar arasında geçerli bir sözleşme ilişkisi kurulmadığını, internet ortamında e-posta aracılığıyla gönderilen teklif sadece ücrete ilişkin düzenlemeden ibaret olduğun, sözleşme konusu işin ne olduğunun düzenlenmediğini, bu nedenle sözleşme olarak değerlendirilebilmesine imkan bulunmadığını, davacı tarafından mail ortamında bilgilendirme amaçlı gönderilen icaba davet niteliğindeki fiyat teklifinin icap olarak müvekkilinin cevabının ise kabul olarak değerlendirebilmesine olanak bulunmadığını, davacı tarafın tek taraflı belirlediği ücrete ilişkin fiyat teklifini müvekkilin kayıtsız şartsız kabul etmediğini, bu nedenle karşılıklı irade beyanlarının örtüşmediğini, taraflar arasındaki e-posta yazışmalarının geçerli bir sözleşme kurulduğu kabul edilse dahi müvekkilinin ödemeyi asıl sözleşme konusu iş tamamlandıktan sonra yağacağını ve yani davacı hakedişini asıl işin sıhhatine bağlı tutuğunu, yazışmaların davacı tarafından sunulmaktan imtina edilen bu kısmında açıkça zikredildiğini, davacı tarafın bulduğu … … Ltd. Şti. İsimli marka danışmanlığı ve stratejistliği alanında faaliyette bulunan firma ile sözleşme imzaladığını, ancak bu firma taahhütlerine aykırı, eksik ve ayıplı edimde bulunduğunu, davacı tarafın sözleşme yapılmasına vesile olduğu dava dışı firmanın, müvekkilinin maddi kayıplar yaşamasına neden olduğunu, müvekkilinin bu zararlarına, taraflar arasındaki anlaşmazlığın yargıya taşındığını, söz konusu firmaya referans olan davacının da dolaylı olarak sebep olduğunu, faiz talebinin reddi gerektiğini, anlaşma geciktirici şarta bağlandığından ve sözleşme bedeli tartışmalı olan asıl sözleşme üzerinden belirlenen yüzdelik tutarın, likit olduğundan söz edilebilmesi mümkün olmadığından icra inkar tazminatı talebinin reddi gerektiğini, bu nedenlerle, müvekkili hakkında açılan işbu itirazın iptali davasının reddine, takibinde haksız ve kötü niyetli olan alacaklı hakkında takip konusu alacağın %20’sinden az olmamak üzere tazminata mahkum edilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Tüm Dosya Kapsamı Birlikte Değerlendirildiğinde;
Dava tellallık sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili için yapılan icra takibine itirazın iptali istemine ilişkindir .
Uyuşmazlığın çözümü için simsarlık (telallık) sözleşmesinin hukuki niteliği üzerinde durulmasında yarar vardır.
Simsarlık sözleşmesi 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun (TBK.) 520-525. maddeleri arasında düzenlenmiştir.
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunun 520/1. maddesinde simsarlık sözleşmesinin tanımı “…simsarın taraflar arasında bir sözleşme kurulması imkânının hazırlanmasını veya kurulmasına aracılık etmeyi üstlendiği ve bu sözleşmenin kurulması hâlinde ücrete hak kazandığı sözleşmedir” şeklinde yapılmıştır. Bu hüküm mehaza uygun olarak, “Simsarlık, simsarın bir ücret karşılığında, ya diğer tarafa bir sözleşmenin kurulması fırsatını göstermeyi ya da ona bir sözleşme görüşmesi için aracılık etmeyi borçlandığı bir sözleşmedir” şeklinde anlaşılmalıdır ( HGK. 30.03.2016 gün ve 2014/859E., 2016/428 K.) .
Bu tanımlardan hareket edilerek simsarlığın unsurları şu şekilde tespit olunabilir:
a) Simsarlık ilişkisinin tarafları simsar ile iş sahibidir ve simsar, iş sahibi için, konusu özel olarak belirlenmiş bir vekâlet edimi üstlenmiştir. Simsar, iş sahibi için yerine getireceği faaliyetin karşılığında ücret alacaktır.
b) Simsarlık faaliyetinin konusu, çeşitli işlere ilişkin sözleşmelerin kurulması hususunda aracılık etmektir. Bu aracılık faaliyeti, bir sözleşme kurma fırsatı vermek şeklinde olabileceği gibi bir sözleşme görüşmesi için aracılık etmek şeklinde de olabilir. Simsarın kural olarak iş sahibini temsil yetkisi yoktur fakat sözleşme ile kendisine bu yetki verilebilir.
c) Simsarlık ilişkisi, simsar ile iş sahibi arasında yapılan bir sözleşme ile kurulur. Simsar ile iş sahibi arasında sürekli bir hukuki bağlantı yoktur. Simsarlık sözleşmesinin geçerliliği bir şekle bağlı değildir; ne var ki 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 520/3. maddesi (mülga 818 sayılı Borçlar Kanunu m. 404/3) taşınmazlar konusundaki simsarlık sözleşmesi için bir geçerlilik şekli kabul etmiştir. Buna göre, “taşınmazlar konusundaki simsarlık sözleşmesi, yazılı şekilde yapılmadıkça geçerli olmaz”. Simsarlık faaliyeti sonucu kurulacak sözleşme (asıl sözleşme), herhangi bir nitelikte sözleşme olabilir.
Simsarlık sözleşmesi vekâlet sözleşmesinin, konusu belirli (akit yapma hususunda aracılık faaliyetinde bulunma) ve simsarın her zaman ücrete hak kazandığı özel bir çeşididir. Bu sebeple TBK’nın 520/2. maddesinde “simsarlık sözleşmesine, kural olarak vekâlete ilişkin hükümler uygulanır” denilmiştir.
Simsarlığın önem ve yararı şu şekilde açıklanmaktadır: Bir akdin yapılması için tarafların birbirleriyle buluşmaları lazımdır. Fakat bu buluşma her zaman kolay bir şekilde olmaz; hatta çoğu zaman bazı zorluklarla karşılaşılabilir. Mesela taraf olacakların birbirlerini tanımamaları, ayrı ayrı mahallerde bulunmaları, aynı dili konuşmamaları gibi sebepler onların birbirini bulmalarına ve sözleşmeyi yapmalarına mani olabilir. İşte çeşitli sebeplerden ötürü bir araya gelemeyen kimseleri birbirlerine yaklaştırmak hususunda aracılık yapmayı kendilerine meslek edinen şahıslardan müteşekkil bir sınıf olup, eski zamanlardan beri mevcuttur. Zamanımızda iş aleminin zaruri kıldığı ihtisaslaşma ve iş bölümü dolayısıyla tellallık mesleği ticaret hayatının vazgeçilmez bir unsuru hâline gelmiştir. Simsarlık sözleşmesi, simsar ile iş sahibi arasında haklar ve borçlar meydana getirmektedir. Kanunun 521-525. maddeleri arasında sadece simsarın ücret alacağı düzenleme konusu yapılmıştır.
Simsarlık sözleşmesi ile ilgili diğer hususlarda, 520/2. maddesinin yollaması gereği vekâlete ilişkin Türk Borçlar Kanunu’nun 502. ve devam hükümleri uygulama alanı bulacaktır.
Simsarın ücrete hak kazanma zamanı ve giderlere ilişkin alacağını düzenleyen Türk Borçlar Kanunu’nun 521. maddesine göre “simsar, ancak yaptığı faaliyet sonucunda sözleşme kurulursa ücrete hak kazanır” (521/1). Böylece simsar, sözleşme konusu hizmetin bir akdin kurulmasıyla sonuçlanması durumunda ücrete hak kazanmaktadır. Simsar söz konusu hizmeti yerine getirmezse ücret alacağı elde edemeyecektir. Ancak sözleşmede aksi kararlaştırılabileceği gibi işin niteliğinden de aksi sonuca varılabilir.
Simsarın ücret alacağının doğumu için şu şartların birlikte gerçekleşmesi gerekir:
a) Simsarın aracılık ettiği asıl sözleşmenin iş sahibi (vekâlet veren) ile üçüncü kişi arasında kurulması gerekir. Bu şart, iş sahibinin, kendisine teklif olunan üçüncü kişilerle sözleşme yapmayı sebepsiz olarak reddetmesi hâlinde de gerçekleşmiş sayılmalıdır. Ücret alacağının doğumu için, bu sözleşmenin ifa edilmesi gerekli değildir. Taraflar, asıl akit kurulmamış olsa bile, ücret ödenmesini kararlaştırabilecekleri gibi ücretin, sözleşmenin ifa edilmesi durumunda ödeneceğini de kararlaştırabilirler.
b) Asıl sözleşmenin kurulması ile simsarın faaliyeti arasında nedensellik ilişkisi bulunmalıdır. Türk Borçlar Kanunu m. 521/1 bu şartı, “yaptığı faaliyet sonucunda” sözleriyle ifade etmiştir. Bu şartın aksi de kararlaştırılabilir.
c) Türk Borçlar Kanunu m. 523’de düzenlenen ve simsarın ücret ve giderlere ilişkin alacağının kaybı sonucunu doğuracak durumlardan birinin gerçekleşmemesi gerekir (Yavuz, C.: Borçlar Hukuku Dersleri Özel Hükümler, 9. Baskı, İstanbul 2011, s.604 vd) .Nitekim Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 30.03.2016 gün, 2014/859 E., 2016/428 K., 15.03.2017 gün, 2017/644 E., 2017/460 K. ve 07.03.2018 gün, 2017/555 E., 2018/442 K. sayılı kararlarında da aynı ilkelere işaret edilmiştir.
Bu açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde; 13/03/2017 tarihli ” Strateji Danışmanlık Satın Alma Süreci ” konulu e-mail içeriğinde ;
Fiyat Teklifi:
1.Aşama:
-Sürece dahil olmak isteyen Ajansların belirlenmesi;
-Brief ve toplantılar;
-Sürecin başlatılması.
Hizmet Bedeli: 400 TL + KDV
2. Aşama:
-Sürece dahil olan Ajanslarla toplantı organizasyonları
-İlk brief sunumu;
-Ajanslara tanınan süre zarfında debrief ve fiyat tekliflerinin toplanması;
-Gelen tekliflerin değerlendirilmesi ve uygun ajansın seçilmesi.
Hizmet Bedeli: Anlaşma sağlanan ajans ile yapılacak sözleşme bedeli üzerinden %10 (yüzde on oranında belirlenecek) Hizmet Bedeli”
şeklinde simsarlık sözleşmesinin ödeme koşullarının kararlaştırıldığı, davacı tarafın davalı şirket ile dava dışı … … Ltd. Şti. İle sözleşme ilişkisi kurulmasına aracılık etmek suretiyle 1. ve 2. aşama ücrete hak kazandığı, TBK m. 521 gereği simsarlık ücretinin muaccel olması için aracılık edilen sözleşme kapsamında ifanın gerçekleşmiş olmasının zorunlu olmadığı, ücrete hak kazanmak için ifanın şart koşulduğunun kararlaştırıldığı hususunun da ispat edilemediği anlaşılmakla simsarlık faaliyeti sonucu hak edilen ücretin tahsiline yönelik davanın asıl alacak üzerinden kabulüne ,takipten önce davalının BK 117 m. kapsamında temerrüte düşürüldüğü ispat edilemediğinden işlemiş faize yönelik talebin reddine, alacak likit ve itiraz haksız olduğundan %20’si oranında inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, davalının kötüniyet tazminatı talebinin reddine dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere;
1-Davanın kısmen KABÜLÜ ile;
Davalının …. İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasına vaki itirazlarının 7.670,00 TL asıl alacak için iptaline ve takibin bu miktar üzerinden devamına, fazlaya ilişkin talebin reddine,
2-Alacak likit ve itiraz haksız olduğundan %20’si oranından 1.534,00 TL inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
3-Davalının kötüniyet tazminatı talebinin reddine,
4-Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesine göre tahsili gereken harç 523,93 TL olduğundan peşin alınan 95,96 TL harcın mahsubu ile bakiye 427,97 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
5-Davacı tarafından yatırılan ve mahsubuna karar verilen 95,96 TL peşin harcın davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
6-Davacı tarafından yapılan posta ve tebligat ücreti 132,05 TL yargılama giderinin kabul ve red oranına göre 127,48 TL’sinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, kalan yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
7-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden hüküm tarihinden yürürlükte bulunan AAÜT’ne göre hesap ve takdir edilen 3.400,00 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
8-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden hüküm tarihinden yürürlükte bulunan AAÜT’ne göre hesap ve takdir edilen 274,54 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
9-Gider avansının kalan kısmının karar kesinleştiğinde ve talep halinde taraflara iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalının yokluğunda, kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde İstinaf yolu açıkolmak üzere verilen karar açıkça okunup anlatıldı.08/07/2020

Katip …

Hakim …