Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/1015 E. 2023/797 K. 31.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/1015 Esas
KARAR NO : 2023/797

DAVA : Alacak (Kooperatif Yönetim Ve Denetim Kurulu Üyelerinin Sorumluluğundan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 13/03/2017
KARAR TARİHİ : 31/10/2023

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Kooperatif Yönetim Ve Denetim Kurulu Üyelerinin Sorumluluğundan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Dava: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacının 160.000.TL olan alacağı karşılığında … yönetim kurulu başkanı …’dan … hisseyi devir aldığı , yönetim kurulunca hisse devrinin 23.07.2013 tarihinde kabul edilerek karar defterine işlendiği ve … 11 Noterince bu hisse devrinin onaylatıldığı, Haziran 2016 da genel kurul yapılarak inşaatlar bittiği için biten dairelerin kuralarının çekildiği ancak davacıya herhangi bir tebligat gelmediğinden üyeliği gereği adına isabet eden daire hakkında bilgi alamadığı gibi hisseyi kendisine devir eden kooperatif eski yönetim kurulu üyesi olan …” a da ulaşamadığı, bu konuda yönetim kurulu eski üyesi olan …’dan bilgi almak istemiş ise de bu kişiden de bilgi alamadığı, sadece …’a gönderilen haberlerde “bana müsaade etsin ben kooperatiften 1 daire alıp kendisine vereceğim” denmek suretiyle oyalandığı, tapuda yapılan incelemede ise davacı …’ya devredilen hissenin halen davalı kooperatif üzerinde bulunduğu, bu nedenle devir yoluyla elde ettiği kendisine isabet eden … numaralı dairenin adına teslimine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Cevap: Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; Davalı kooperatifin kayıtlı 44 üyesinin bulunduğu, davacı yan tarafından her ne kadar kooperatif üyeliğinin devir alındığı beyan edilerek kooperatife ait … nolu daire talep edilmekte ise de , davacının devir aldığı hissenin kooperatifin 1 nolu üyesi olan …’un hissesi olduğu yoksa A 1 Bloktaki 1 nolu dairenin alınmadığı, zira bu dairenin devir alındığına dair her hangi bir kayıt ve ifadenin olmadığı sadece …’un kooperatif hissesinin devir alındığının belirtildiği, kooperatif eski başkanı olan … ile davacı arasındaki — şahsi alacak ilişkisi sebebiyle …’un davacıya 160.000.TL lik verdiği senede istinaden bu senet bedelini davacıya ödeyemediğinde üyelik hakkını devredeceğine ilişkin taraflar arasında anlaşma yapıldığı , …’un davacıya verdiği senedi ödeyememesi sonucu kooperatif hisse devrinin yapıldığı ve bu hisse devrinin 23.07.2013 tarihli kararla kooperatif yönetim kurul karar defterine işlendiği , ancak daha sonra — davacının …’dan aldığı bu hisseyi tekrar25.09.2013 tarihinde …’a geri devir ettiğini beyan ederek hissenin yeniden … adına kaydedilmesine ilişkin 2. hisse devir sözleşmesinin yapıldığı, bu devir sözleşmesi ile davacı … ile davalı kooperatif arasındaki ilişkinin kesildiği ve bu hususun kooperatif karar defterine 25.12.2013 tarihli kararla kaydedildiği, kooperatif üyesi olan …’un bu kere kooperatif hissesini 28.01.2014 tarihinde … İsimli şahsa devir ve temlik ettiği bu kişinin üye kaydı yapılarak … tarihinde … 1 Noterliğinin … yevmiye no ile yapılan daire kura çekiminde — … nolu dairenin isabet ettiği, buna göre 26.10.2015 tarihli kura çekiminde çıkan sonuçların yine …’unda imzası bulunduğu şekilde karar defterine tüm üyelerin adı yazılmak suretiyle kayda geçirildiği, daire kura çekim zaptında …’un hissesini devir ettiği …’in adının bulunduğu, davacının kooperatif üyesi olmadığı, kooperatifin 44 dairesi karşılığı 44 üyesi bulunduğu davacının bu sayı içinde yer almadığı , kooperatif adına kayıtlı olan tüm dairelerin kooperatif ortaklarına verildiği, kooperatif kayıtlarında yapılan incelemede davacının hiçbir genel kurula gelmediği, arayıp sormadığı, bu nedenle davacı iddialarının yerinde olmaması nedeniyle A1 Blok 1 nolu dairenin davacıya teslim edilemeyeceğinden haksız ve mesnetsiz davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Cevap: Davalı … ve … vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacının talebi gereği huzurdaki davada davalıların hiç birinin taraf sıfatının bulunmadığı, davalıların davalı kooperatifte bir dönem yönetim kurulu üyesi olarak … ile birlikte görev yaptıklarını, davalıların güvene dayalı olarak kooperatif eski başkanı …’un gösterdiği belgeleri sorgulamadan imzalayarak kabul ettiklerini, …’un şahsi ilişkisi gereği davacıya düzenleyip verdiği senedi ödeyemeyince davacının 01.06.2013 tarihinde …’dan kooperatif hissesini devir aldığı ve bu hisse devrinin kooperatif kayıtlarına işlendiği, ancak sonrasında 25.09.2013 tarihinde taraflar aralarındaki alacak verecek ilişkisini bitirmiş olmaları sebebiyle tekrar hissenin …’a geri devir edildiği, zira “ hissenin yeniden … adına kaydedilmesine dair yeni bir devir sözleşmesi daha yaptıklarını bu devir işlemi ile davacının kooperatifle olan ilişkisinin sona erdiğini, davacının da 4 yıl boyunca hiçbir genel kurula katılmadığı, daire kura çekimine gelmediği, kooperatifin hiçbir aşamasında bulunmadığı, – ortaklık belgesini almadığını bu durumun hayatın olağan akışına aykırı olduğunu beyanla haksız ve mesnetsiz davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … tarafından yasal süresi içerisinde cevap dilekçesi sunulmadığı ve bu suretle iddiaların inkarı cihetine gidildiği anlaşılmıştır.
Toplanan Deliller:
… Mahallesi … numaralı parsele ilişkin arazi ve bina tespit formu,
7143 Sayılı Kanunun Geçici 1. Maddesi kapsamında 1561 numaralı kadastral parselde … Tapu ve Kadastro 2.Bölge Müdürülüğünce yapılan fiili durum tespit çalışmalarında … Mahallesi 8036 ada 5 parsele ilişkin askı ilan cetveli,
… Mahallesi… ada/parsel tapu kaydı,
… 41. Ağır Ceza Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyası UYAP kayıtları,
… tüm sicil kayıtları,
… 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esas sayılı dava dosyası UYAP kayıtları,
… tarafından hazırlanan 01/03/2019 tarihli bilirkişi raporu,
… tarafından hazırlanan 16/07/2019 tarihli bilirkişi ek raporu,
… tarafından hazırlanan 08/02/2020 tarihli bilirkişi raporu,
… tarafından hazırlanan 14/02/2020 tarihli bilirkişi raporu,
…ve … tarafından hazırlanan 17/05/2023 tarihli bilirkişi heyet raporu, ayrı ayrı celp edilerek dosya arasına alınmıştır.
Delillerin Değerlendirilmesi ve Gerekçe:
Dava, kooperatif hissedarlığının tespiti ile hisseye tekabül eden taşınmazın teslimine ilişkindir ve uyuşmazlık davacı …’nun Kooperatifler Kanunu hükümleri uyarınca davalı kooperatif üyeliğini hisse devri yoluyla kazanıp kazanmadığı, kazanmış ise bu üyeliğin sona ermesi hallerine yönelik hisse devirlerinin kooperatif tüzel kişiliği ve ortakları açısından bağlayıcı nitelikte olup olmadığı, dava konusu hisse devirlerinin kabulüne yönelik olarak yönetim kurulu kararları bulunup bulunmadığı noktalarında düğümlenmektedir.
Dava dosyasında davalı …. Kooperatifi’nin imzaladığı üye giriş beyannamesi incelendiğinde, davacı …’nun 23/07/2013 tarihinde 01 no.lu üye olarak kooperatife kayıtlı olduğu, davalı kooperatife ait yönetim kurulu karar defterinin 8.sayfasında yazılı 23/07/2013 tarih 10 sayılı kararın … 11.Noterliği’nin… tarih ve .. yevmiye sayı ile kararın aynısı olduğunun tasdik edildiği, … tarih 10 sayılı yönetim kurulu kararına göre, … Belediyesi … Ada 6 parseldeki hisse devri konulu olarak yönetim kurulu üyeleri olan …, … …’un oy birliği ile aldığı karar ile yönetim kurulu üyesi …’un yönetim kuruluna sunulan dilekçesi gereği 01 nolu üye …’un hissesini …’ya devrettiği, kendisinin hiçbir alacağının kalmadığı, bundan böyle 1 nolu üyeliğe …’nun alınmasının talep edilmesi sonucu bu talep doğrultusunda … yerine …’nun üyeliğe kaydedilmesine oy birliği ile karar verildiği, sonuç olarak; 1163 sayılı Kanun’un 14.maddesi ve ana sözleşmenin 17.maddesi hükümlerine uygun olarak davacının kooperatif üyeliğini …’dan devir yoluyla edindiği kooperatif yönetim kurulunun da 23/07/2013 tarih 10 sayılı kararıyla üyelik devir işlemini onaylayarak kabul etmesi karşısında davacı …’nun 1163 sayılı kooperatifler kanunu ve ana sözleşme hükümleri uyarınca davalı kooperatif üyeliğini devir yoluyla kazandığı açıktır.
Davalı kooperatif ile diğer davalılar (kooperatif eski yöneticileri) davacının davalı kooperatif üyesi olmadığını, davacının 25/09/2013 tarihinde …’dan aldığı bu hisseyi tekrar …’a geri devrettiğini bu devir sözleşmesi ile davacı … ile davalı kooperatif arasındaki ilişkinin kesildiği ve bu hususun kooperatif karar defterine 25/12/2013 tarihli kararla kayda geçirildiğini beyan etmiş ise de, dosya kapsamında adli tıp ve belge inceleme uzmanı tarafından tanzim edilen 08/02/2020 tarihli raporda, 25/09/2013 tarihli devir sözleşmesinde hissenin … imzasının sahte şekilde kullanılarak kooperatif hissesinin …’a devredildiği ve mevcut imzanın davacı …’nun el ürünü olmadığının kabul edildiği, bu itibarla 1163 sayılı Kanun ve ana sözleşmeye uygun olarak davalı kooperatif yönetim kurulunca alınmış bir karar bulunmadığından 25/09/2013 tarihli hisse devrinin kooperatif tüzel kişiliğini bağlayıcı nitelikte olmadığı ve 1163 sayılı Kanun ve ana sözleşme hükümlerine uygun olarak üyelik devrinden söz edilemeyeceğinden davacının hala kooperatif üyesi bulunduğu yönünde kanaat oluştuğu, nitekim bilirkişi heyeti tarafından da benzer yönde görüş bildirir rapor sunulduğu ve tanzim edilen 17/05/2023 tarihli bilirkişi heyet raporun denetime ve hüküm kurmaya elverişli olduğu anlaşılmıştır.
Bütün yapı kooperatiflerinin amacı ortaklarını işyeri veya konut sahibi yapmaktır. Başka bir anlatımla kişiler yapı kooperatifine kooperatifin türüne göre işyeri, yada konut edinmek amacıyla ortak olurlar. Bu nedenle ortaklık hakkı belirli bir süre sonra mülkiyet hakkını doğurmaktadır. Genel hükümlere göre taşınmazlarda mülkiyet resmî şekilde yapılacak bir işlemle sağlandığı halde, yapı kooperatiflerinde bu kural istisna teşkil etmektedir. Yani kişiler taşınmaz mal alımında işlemini tapudan veya noterden yaptırmak zorunda oldukları halde, yapı kooperatiflerinde resmî şekil şartı aranmamaktadır. Kooperatife ortak olmakla kooperatif bu ortağı Kooperatifler Kanunu’nun 2.maddesine göre kooperatifin kuruluş amacı olan taşınmazı ana sözleşme hükümleri çerçevesinde vermeyi taahhüt etmektedir. Yapı kooperatiflerinde ortaklık ilişkisi belirli bir süreden sonra mülkiyet ilişkisini doğurmaktadır. Şöyle ki, kooperatifin kuruluşunda ortakların her ne kadar bir taşınmaz edinme amacıyla ortak olması söz konusu ise de, bu taşınmazın tapuda ortak adına ferdileşmesine kadar geçen süreçte ortaklık hakkı aynı zamanda mülkiyet hakkını içermiş olmakla birlikte bu ortaklık herhangi bir taşınmazı ifade etmediğinden sadece ortaklık ilişkisi olarak işlem görmekte ve kayıtları kooperatifçe yürütülmektedir. Ancak, kooperatifin amacı olan konutların ferdileştirilmesinden sonra ortaklık hakkı ve mülkiyet hakkı birbirinden ayrılmaktadır. Kooperatifte ferdi ilişkiye geçilmiş ve davacı tarafından tapu iptal ve tescil talebinde bulunulmuş ise de, borcun tespiti ile sonucuna göre karar verilmesi gerekir. Bu amaçlarının gerçekleşmesi doğrultusunda kooperatif ana sözleşmesi gereğince konutun veya işyerinin maliyet bedelini genel kurul kararları doğrultusunda ödeme yükümlülüğü bulunmaktadır. Parasal yükümlülük, kooperatife karşı her türlü akçeli yükümlülüğü ifade etmektedir. Kooperatif tarafından yapılan konutların ortaklar adına tapuya tesciline karar verilebilmesi için, kooperatifte ferdileşmeye geçilmesi ve kooperatifin ferdileştirmeyi sağlamaması, ayrıca ortağın kooperatife bir borcunun bulunmaması gerekmektedir. Ferdileştirme, inşa edilen ev veya işyerinin, kooperatifi yapan veya yapmakta olan kurumdan, kooperatif üyeleri adına geçmesi yani tescil edilmesidir. İşlem kooperatif temsilcilerinin isteği ile tamamlanır (İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17.Hukuk Dairesi 2018/2184 Esas 2020/1924 Karar).
Davacının kendi el ürünü olmadığı tespit edilen sahte imzalı hisse devri sözleşmesinin geçerli olmadığı anlaşıldığından, kooperatifte üyeliğinin devam ettiği, ve fakat davacının dava konusu olarak talep edebileceği dairenin A2 Blok 17 nolu bağımsız bölüm olduğu, ancak bu bağımsız bölümün yerine üye kaydedilen … adına kayıtlı bulunduğu, davalı kooperatifin davacı adına tescil edecek adına kayıtlı bir dairenin olmadığının gelen tapu kayıtlarından anlaşıldığı, tapu iptal ve tescil davasının tapu malikine yöneltilmesi gerektiği, davacının tapu iptal tescil talebinde bu yön nedeniyle fiili imkansızlık bulunduğu, tüm bunlarla birlikte davalı kooperatifin, ortaklarından 2022 yılı genel kurulunda yıllık 2.000,00-TL, 2021 yılında aylık 280,00-TLx12=3.360,00-TL, 2019 yılında yıllık 3.000,00-TL, 2018 yılında yıllık 1.080,00-TL, 2017 yılında aylık 120,00-TLx12 ay=1.440,00-TL, 2016 yılında aylık 60,00-TLx12 ay=720,00-TL, 2015 yılında 150,00-TLx4 ay=600,00-TL, 2013 yılında ise üyelerden aidat toplanmaması şeklinde karar verildiği, böylelikle davalı kooperatifin 2013-2022 arasında üyelerinden toplamda 12.200,00-TL aidat topladığı, davacının davalı kooperatife 2013 yılı sonu itibariyle borçlu olmadığı kabul edilse bile genel kurul kararlarından anlaşıldığı üzere davalı kooperatifin 2013-2022 arasında yapılan genel kurullarında üyelerinden toplamda 12.200,00-TL aidat topladığı, davacının da bu genel kurul kararlarıyla kararlaştırılan tutarı davalı kooperatife ödemekle yükümlü olduğu, aksi halde eksik ödeme yaptığı düşünülen davacının 1163 sayılı Kanunun 23.maddesinde tanımlanan eşitlik prensibi gereğince akçeli yükümlülüğün tamamını yerine getirmediğinden bu yön itibariyle 4721 sayılı TMK’nın 1008.maddesinde belirtildiği üzere, tapu iptal ve tescil şartlarının bulunduğundan söz edilemeyeceği anlaşılmıştır.
Dosya kapsamında toplanan deliller, tanzim edilen bilirkişi kök ve ek raporları, taraf iddia ve savunmaları göz önünde bulundurulduğunda somut olayda, taşınmazın bağımsız bölümlerinin davalı kooperatif ortağı adına tescil edildiği, ferdileştirildiği, davacı kooperatif üyesinin ise davalı kooperatife herhangi bir aidat ödemesi yaptığını ispata dair dosyaya herhangi bir delil ibraz etmediği ayrıca dava dışı ortak …’e karşı davacının öncelik hakkının da kabul edilemeyeceği, aksinin iddia veya ispat edilmediği anlaşıldığından anılan sebeplerle davacının dava konusu daire ile ilgili tescil ve tazminat talep etme hakkının doğmadığı kanaatine varılmakla davanın reddine dair aşağıdaki şekilde hükmü kurulmuştur.
HÜKÜM: İzah olunan gerekçelerle,
1-Davacı tarafından davalılar aleyhine açılan tapu iptal tescil istemli davanın reddine,
2-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 269,85-TL maktu karar ve ilam harcının, başlangıçta yatırılan 170,78-TL peşin harcın mahsubu ile eksik alınan 99,07-TL harcın davacıdan alınarak hazineye irat kaydına,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderinin davacı üzerinden bırakılmasına,
4-Davalı … tarafından yargılama nedeniyle yapılan toplam 70,00-TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalı …’a verilmesine,
5-Davalı … tarafından yargılama nedeniyle yapılan toplam 70,00-TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalı …’a verilmesine,
6-Davalılar … ve … dava ve duruşmalarda kendilerini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesaplanan ve takdir olunan 10.000,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılar … ve … verilmesine,
7-Davalı … dava ve duruşmalarda kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesaplanan ve takdir olunan 10.000,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı …’ne verilmesine,
8-Taraflarca yatırılan gider avansından artan kısmın karar kesinleştiğinde ilgilisine re’sen iadesine,
Dair, davacı vekilinin ve davalılar vekillerinin yüzüne karşı, diğer davalıların yokluğunda gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 (iki) hafta içinde mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere bulunulan yer yada başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile başvurmak ve istinaf harç ve masraflarını karşılamak koşulu ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’ne istinaf yasa yolunun açık olduğu, istinaf dilekçesinde istinaf yoluna başvuru konusu edilen hususlar ile nedenlerinin belirtilmesinin gerektiği, süresi içerisinde karara karşı istinaf yoluna başvurulmaması halinde hükmün kesinleşeceği ve infaz edilebileceği açıklanmak suretiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.31/10/2023

Katip …

Hakim …