Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/1001 E. 2018/591 K. 25.05.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/1001 Esas
KARAR NO : 2018/591

DAVA : Alacak (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 13/04/2016
KARAR TARİHİ : 25/05/2018

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: Müvekkili davalı tarafın … abone numaralı elektrik aboneliğini halen kullanmakta olup, her ay davalı tarafça hazırlanıp müvekkile gönderilen elektrik faturalarının eksiksiz olarak ödendiğini, geriye dönük olarak 10 yıllık dökümünün müvekkil tarafından temininin fiilen ve hukuken mümkün olmadığını, müvekkili davalı tarafın uzun yıllardır abonesi olduğunu ve dava konusu bu miktarlar, davalı tarafından her fatura döneminde müvekkilinden tahsil edildiğini bu nedenle fazlaya ilişkin her türlü dava ve talep hakları saklı kalmak kaydıyla geriye dönük olarak son 10 yıl içinde davalı kurumlar tarafından müvekkilin abonesi olduğu sayaçlara ilişkin müvekkilden tahsil edilen kayıp kaçak bedeli, dağıtım bedeli, sayaç okuma bedeli, perakende satış hizmet bedeli, iletim bedeli, TRT payı adı altındaki tüm haksız kesintiler ve üzerinden yersiz şekilde alınan KDV’lerin davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle: Mahkememizin ilgisiz ve görevsiz olduğunu, uyuşmazlığın çözüm yerinin idare yargı olduğunu, elektrik fatura bildirimlerinde yer olan kayıp kaçak bedeli dahil tüm kalemlerin …’ın ve diğer dağıtım şirketlerinin keyfiyetli uyguladığı kalemler olmadığını, kayıp kaçak bedelinin müvekkili şirketin kasasına kalan bir unsur olmadığını, gelir düzenlemesi hesaplarında sisteme verildiğini, dağıtım şirketlerinin kurul kararlarınını uygulamadan başka bir seçeneğinin bulunmadığını belirterek davanın reddi
GEREKÇE: Dava, haksız olarak tahsil edildiği ileri sürülen kayıp kaçak bedeli, dağıtım bedeli, personel sayaç okuma bedeli, perakende satış hizmet bedeli, iletim bedeli, TRT payı davalıdan tahsili talebine yöneliktir.
Dosyadaki kanıt ve belgelere göre; davalı … Şirketi, davacıya satışını yaptığı Elektrik Enerjisi Bedeli üzerinden dava konusu döneme ait Kayıp Kaçak Bedeli vs tahsil etmiş ise de 17/06/2016 tarihinde Resmi Gazetede yayınlanarak yürürlüğe giren 6719 Sayılı Kanunun 20. maddesi ile 6446 Sayılı Elektrik Piyasası Kanunun 17. maddesinde yapılan değişiklik ile getirilen, “…Kurum tarafından gelir ve tarife düzenlemeleri kapsamında belirlenen bedellere ilişkin olarak yapılan başvurularda ve açılan davalarda Tüketici Hakem Heyetleri ile Mahkemelerin yetkisi, bu bedellerin, kurumun(EPDK) düzenleyici işlemlerine uygunluğunun denetimi ile sınırlıdır….” hükmü ile aynı kanunun Geçici 20. maddesinde yer alan “….kurul kararlarına uygun şekilde tahakkuk ettirilmiş dağıtım, sayaç okuma, parekende satış hizmeti, iletim ve kayıp kaçak bedelleri ile ilgili olarak açılmış olan her türlü ilamsız icra takibi dava ve başvurular hakkında 17.madde hükümleri uygulanır…” hükümleri birlikte dikkate alındığında somut olayda tahsil edilen fatura bedelinin 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu, Yönetmelik Hükümleri ve EPDK’nın bu konudaki düzenleyici işlemlerine uygun olduğu, mahkememizin yetkisinin tüketim bedelinin kurumun(EPDK) düzenleyici işlemlerine uygunluğunun denetimi ile sınırlı olduğu, sonradan yürürlüğe giren kanunla davanın konusuz kaldığı sonucuna ulaşıldığından esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar vermek gerekmiştir.
Yargılama Harç ve Giderleri Yönünden;Konuyla ilgili olarak emsal nitelikli Yargıtay kararı aşağıdadır:
“….Bir tarafın, dava açıldığı andaki mevzuata veya içtihat durumuna göre davasında veya savunmasında haklı olup da, dava açıldıktan sonra yürürlüğe giren yeni bir kanun hükmü veya yeni bir içtihadı birleştirme kararı gereğince davada haksız çıkmış olması halinde, yargılama giderlerine mahkum edilemeyeceği kuşkusuzdur.
Burada önemle vurgulanmalıdır ki, bir kimseye diğer tarafın dava giderlerinin yükletilmesinin nedeni, o kimsenin diğer tarafın gider yapmasına haksız olarak sebebiyet vermiş olmasıdır. İşte bu nedenledir ki, dava açıldığı anda haklı durumda bulunan tarafın, yargılama sırasında meydana gelen mevzuat değişikliği sonucu haksız duruma düşmesi halinde yargılama giderlerinden sorumlu tutulması olanaklı değildir(Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 18.11.2009 günlü ve 2009/18-421 E.-2009/526 K. sayılı ilamında da aynı ilkeye yer verilmiştir.).
Somut olayda; davacı, davanın açıldığı andaki mevzuata ve içtihat durumuna göre dava açmakta haklıdır. Eş söyleyişle, davaya konu bedelleri tahsil eden davalı, davanın açılmasına sebebiyet vermiştir. Davacı tarafından, davalıdan kayıp-kaçak, dağıtım, iletim, perakende satış hizmeti ve sayaç okuma bedellerinin tahsilinin talep edildiği davada, “karar verilmesine yer olmadığına” dair verilen karar, yargılama sırasında yürürlüge giren yasa değişikliğinin bir sonucudur. Bu itibarla, dava açıldığı tarihte, yapılan yasa değişikliği henüz ortada bulunmadığından, dava tarihi itibariyle davacının dava açmakta haklı olduğu her türlü duraksamadan uzaktır.Bu durumda; dava açıldıktan sonra hasıl olan yasa değişikliği nedeniyle, davacının dava açmasında haksız sayılamayacağı cihetle; davacı yararına maktu vekalet ücreti takdir edilmesi ve yapmış olduğu diğer yargılama giderlerinin davalıdan tahsiline karar…verilmelidir..”(Yargıtay 3. H.D. 2017/2534 -2017/3956 sayılı kararı)
Emsal kararda belirtildiği üzere dava açıldığında davacı haklı olduğundan harç ve yargılama giderlerinden davalı sorumludur.
HÜKÜM: Ayrıntısı ve Yasal Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere:
1-Dava konusuz kaldığından esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına,
2-Peşin yatırılan harçtan tahsil edilmesi gereken 35,90.-TL maktu harcın mahsubu ile fazla alınan 134,88-TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan ilk dava açma gideri (iadesi gerekli peşin harç tutarı düşüldükten sonra) 71,60-TL posta ve tebligat masrafı 231,50-TL olmak üzere toplam 303,10-TL’nin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
4-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ne göre hesap ve takdir edilen 2.180,00-TL maktu vekalet ücretinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
5-Gider avansının kalan kısımlarının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran taraflara iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalıların yokluğunda, kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 HAFTA içerisinde mahkememize ve bulunulan yer Asliye Ticaret Mahkemesine dilekçe ile başvurmak koşuluyla İSTİNAF yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 25/05/2018

Katip …
¸(e-imzalıdır)

Hakim …
¸(e-imzalıdır)