Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/948 E. 2022/301 K. 13.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2016/948 Esas
KARAR NO : 2022/301

DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 20/09/2016
KARAR TARİHİ : 13/04/2022

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Dava: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili …’ ün 16.11.2014 tarihinde davalı sigorta şirketi tarafından ZMMS sigorta poliçesi ile teminat altında olan … plaka sayılı motosiklette yolcu konumunda bulunduğu sırada … plakalı araçla karıştığı çift taraflı trafik kazasında ağır yaralandığını ve malul kaldığını, dava öncesinde alınan maluliyet raporunda % 23 oranında maluliyet tespit edildiğini, sigorta şirketine davacı asıl tarafından başvurulmuş olsa da herhangi bir tazminat ödemesi alınmadığını belirterek, 16.11.2014 tarihinde meydana gelen trafik kazası nedeni ile yaralanan ve malul kalan davacı için fazlaya dair haklar saklı kalmak kaydıyla şimdilik 50.000,00 TL iş gücü kaybı zararının dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsiline, yargılama giderleri ile vekalet ücretlerinin davalı tarafa tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Cevap: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili şirkete ZMSS ile sigortalı … plakalı motosiklet ile … plakalı araçlar arasında 16.11.2014 tarihinde trafik kazası gerçekleştiği, kazada sigortalı motosiklette yolcu olarak bulunan davacının yaralandığı, müvekkilinin poliçe limitleri dahilinde ve sigortalı araç kusuru oranında sorumlu olduğu, somut olayda taşımanın hatır taşıması olduğunu ve belli bir ölçüde hakkaniyet indirimi yapılması gerektiği, ayrıca sigortalı motosiklet sürücüsünün kaza tarihi itibariyle sürücü belgesi ehliyetinin olmadığının kaza tespit tutanağında belirtildiğini, davacının ehliyetsiz sürücünün kullandığı araca binmesiyle kusura katılımı dikkate alınarak ayrıca müterafik kusur indirimi ile tazminattan indirim yapılmasını talep ettiklerini, kaza tarihinden itibaren faiz işletilmesi talebinin hukuka aykırı olduğu, dava kısmi dava olduğundan kısmi dava hükümlerine göre karara bağlanması gerektiği diğer hususlarla birlikte belirtilerek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Delillerin Değerlendirilmesi, Davanın Hukuki Niteliği ve Gerekçe ;
… CBS’ nin … Soruşturma sayılı dosyası, ZMMS poliçesi, hasar dosyası, … 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esas, … Karar sayılı dava dosyası, kazaya karışan araçların ruhsat örneği, davacının trafik kazası nedeniyle görmüş olduğu tıbbi tedavilere yönelik tüm hastane kayıtları, davacının kaza nedeniyle SGK’ dan rücuya tabi herhangi bir ödeme almadığına yönelik … SGK İl Müdürüğü yazı cevabı, davacının sosyal ve ekonomik durum araştırması, kaza tespit tutanağı, soruşturma dosyasında kazaya ilişkin ifadeler, davacının hizmet döküm cetveli ile gelirine ilişkin tüm belgeler celp edilmiş incelenmiştir.
… Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Adli Sağlık Kurulu 02/02/2018 tarihli adli tıp raporunda özetle ve sonuç olarak; ” Bu bulgulara dayanılarak olay tarihinde peynir satıcısı olduğunu beyan eden 27.01 1998 doğumlu … 16.11.2014 tarihli trafik kazasına bağlı olarak oluşan meslekte kazanma gücünde meydana gelen azalma oranı, olay tarihinde yürürlükte olan “Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliği” den (RG, Ağustos 2013 tarihli ve 28727 Sayılı) faydalanılarak hesaplandığında; sonuç olarak; meslekte kazanma gücündeki azalma orani şahsın olay tarihindeki yaşına göre %2,1 oranında ve bugünkü yaşına göre de %2,1 oranında olarak bulunmuştur. Şahsın tıbbi iyileşme süresinin olay tarihinden itibaren 9 (dokuz) ay olarak kabulünün uygun olacağı mütalaasına varılmıştır.” şeklinde tespit edilmiştir.
İstanbul Adli Tıp Kurumu Başkanlığı 2. İhtisas Kurulu tarafından düzenlenen 05/07/2018 tarihli adli tıp raporunda özetle ve sonuç olarak; “.. Mevcut belgelere göre … ve … oğlu 1998 doğumlu …’ün 16.11.2014 tarihli trafik kazası sebebiyle 11.10.2008 tarih ve 27021 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümlerinden yararlanılarak ve meslek grup numarası bildirilmemekle Grup 1 kabul olunarak: E cetveline göre: % 2,1 (yüzdeikivirgülbir) oranında meslekte kazanma gücünden kaybetmiş sayılacağı, 2-İyileşme süresinin (iş göremezlik süresi) olay tarihinden itibaren 9 (dokuz) aya kadar uzayabileceği…” şeklinde tespit edilmiştir.
Dosya, trafik kazasında kusur durumunun tespit edilmesi ve kalıcı maluliyet zararının hesaplanması amacıyla İ.T.Ü. Makine Fakültesinde görevli öğretim üyesi ve Yüksek Makine Mühendisi bilirkişi Prof. …’ ile Aktüer Bilirkişi …’ a tevdi edilmiş, bilirkişi kurulu tarafından dosyaya sunulan 15/10/2021 tarihli kök bilirkişi raporunda özetle ve sonuç olarak;
“1-) … plakalı motosikletin sürücüsü …’ın %100 (yüzde yüz) oranında tamamen asli kusurlu olduğu 2-) … plaka numaralı otomobilin sürücüsü …’e atfı kabil kusur bulunmadığı, 3-) … plakalı motosiklet yolcusu davacı …’e kazanın oluşumunda, olayın yaralanması ile sonuçlanmasında, zararın doğmasında ve artmasında atfi kabil kusur bulunmadığı, hatır taşımacılığı unsurlarının oluşup oluşmadığı hususunun Muhterem Mahkeme’nin takdirleri olduğu, 4-) Kazanın meydana gelmesinde, yaralanma ile sonuçlanmasında, dava konusu zararın doğmasında ve artmasında başkaca kusurlu kişi, kurum, kuruluş veya etkili faktör bulunmadığı, 5-) Olayın meydana gelmesinde, yaralanma ile sonuçlanmasında, zararın doğmasında ve artmasında başkaca kusurlu kişi, kurum, kuruluş veya etkili faktör bulunmadığı, 6-) Maluliyet Oranı Tespiti;29.06.2018 tarih 6023 karar numaralı Adli Tıp Kurumu- 2. İhtisas Dairesi Tarafından düzenlenen raporda; 27.01.1998 doğumlu …” ün 16.11.2014 tarihinde geçirmiş olduğu trafik kazasına bağlı yaralanmasının; E Cetveline göre, % 2.1 (yüzdeikinoktabir) oranında meslekte kazanma gücünden kaybetmiş sayılacağı, İyileşme (iş göremezlik) süresinin olay/kaza tarihinden itibaren 9 (dokuz) aya kadar uzayabileceğine oy birliği ile mütalaa edildiği, 02.02.2018 tarihi 929 sayılı …üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Adli Sağlık Kurulu raporunun da kaza tarihinde yürürlükte bulunan Maluliyet Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümleri uyarınca aynı yönde olduğu, 7-) Maddi Zarar; Sayın Mahkemenin vermiş olduğu görev çerçevesinde (alacağı temlik eden …’ ün 16.11.2014 tarihinde geçirmiş olduğu trafik kazası nedeniyle sürekli iş göremezlik (kalıcı maluliyet) zararının hesaplanması) davacının sürekli maluliyet zararı kaza tarihinden itibaren hesaplanmıştır. ( 9 aylık iyileşme dönemi işbu raporda hesaplamaya dahil edilmemiştir.- Yargıtay 17. HD” nin 29.05.2014 tarih, 2013/9064 E. 2014/8672 K. Sayılı kararı ve Yargıtay 17. HDnin 2: 2014 gün 2013/13485 E. 2014/19487 K. Sayılı kararları ile) Davacı …’ün 16.11.2014 tarihinde geçirmiş olduğu kaza sonucu; Daimi / sürekli iş göremezlik-efor kaybı zararının 37.826.02 TL olduğu, 16.11.2014 kaza tarihi dikkate alındığında ZMMS teminat limitinin 268.000,00 TL dahilinde bulunduğu 20.09.2016 dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte talep edilebileceği, 😎 …’ın … 13. Noterliğinin … tarih … yevmiye nolu belgesi ile “Temlik Alan” sıfatına sahip olduğunun hukuki takdirinin Yüce Mahkemeye ait olduğu…” şeklinde tespit edilmiştir.
Dosya, davacının 2022 yılı güncel asgari ücret verileri dikkate alınarak hesaplama yapılması talebi uyarınca Aktüer Bilirkişi …’a tevdi edilmiş, bilirkişi tarafından dosyaya sunulan 08/02/2022 tarihli bilirkişi ek raporunda özetle ve sonuç olarak; “…Maddi Zarar; Sayın Mahkemenin vermiş olduğu görev çerçevesinde (alacağı temlik eden …’ün 16.11.2014 tarihinde geçirmiş olduğu trafik kazası nedeniyle sürekli iş göremezlik (kalıcı maluliyet) zararının hesaplanması) davacının sürekli maluliyet zararı kaza tarihinden itibaren hesaplanmıştır.( 9 aylık iyileşme dönemi işbu raporda hesaplamaya dahil edilmemiştir. Yargıtay 17. HD’nin 29.05.2014 tarih, 2013/9064 E. 2014/8672 K. Sayılı kararı ve Yargıtay 17. HDnin 25.12.2014 gün 2013/13485 E. 2014/19487 K. Sayılı kararları ile) Davacı …’ ün 16.11.2014 tarihinde ge olduğu kaza sonucu; Daimi / sürekli iş göremezlik-efor kaybı zararının: 2022 yılı hükme en yakın tarihte bilinen asgari ücretler nazara alınarak hesaplandığında; 56.788.07 TL olduğu, 16.11.2014 kaza tarihi dikkate alındığında ZMMS teminat limitinin 268.000,00 TL dahilinde bulunduğu 20.09.2016 dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte talep edilebileceği, …” ın … 13. Noterlinin … tarih … yevmiye nolu belgesi ile “Temlik Alan” sıfatına sahip olduğunun hukuki takdiri Yüce Mahkemeye ait olduğu…” şeklinde tespit edilmiştir. Denetime açık ve gerekçeli bilirkişi ek raporu taraflara usulüne uygun olarak tebliğ edilmiştir.
Davacı vekili ıslah dilekçesinde özetle; Aktüerya hesaplaması sonucunda belirlenen zararı HMK 107.maddesi gereğince dava değeri olarak belirlediklerini ve taleplerini bilirkişi raporu ile tespit edilen 56.788,07 TL olarak artırdıklarını beyanla davanın kabulü ile 56.788,07 TL nin dava tarihinden itibaren işleyecek faizi ile davalı sigorta şirketinden alınarak tahsiline ve yargılama gideri ile vekalet ücretinin davalı tarafa yüklenmesini talep etmiştir.
Davacı vekili 23/02/2022 tarihli talep açıklama dilekçesinde; talep artırım dilekçesi ile artırılan toplamda 56.788,07 TL maddi tazminatın yargılama sırasında alacağın kısmen temlik olması nedeni ile 50.000,00 TL ‘ sinin temlik alan davacı …’ a ; bakiye 6.788,07 TL’sinin temlik eden davacı …’ e dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davacılar vekili, aktüerya bilirkişinin 08/02/2022 tarihli ek raporu doğrultusunda 09/02/2022 tarihli bedel artırım dilekçesi sunmuş, yargılama sürecinde alacağın kısmi temliki söz konusu olduğundan artırılan taleple ilgili Mahkememizce verilen ara karar doğrultusunda 23/02/2022 tarihli beyan dilekçesini ibraz etmiştir. Talep artırım ve beyan dilekçesinin bir sureti davalıya usulüne uygun olarak tebliğ edilmiştir.
Dava, trafik kazasından kaynaklanan cismani zarara dayalı maddi (kalıcı maluliyet / sürekli iş göremezlik) tazminat istemine ilişkindir.
Öncelikle belirtmek gerekir ki, davacı vekili dilekçe içeriğinde davanın maddi ve manevi tazminat istemli olduğunu belirtmiş ise de, manevi tazminat yönünden dilekçenin devamında hiçbir açıklama yapmamış, talep sonucu kısmında da manevi tazminata yönelik bir talepte bulunmamıştır. Manevi tazminat yönünden talebin somutlaştırılması ve çelişkili durumun açıklanması için davacı vekiline süre ve imkan verilmiş, davacı vekili 14/12/2020 tarihli dilekçesinde “manevi tazminat” ibaresinin dilekçede sehven yer aldığını, manevi tazminat taleplerinin bulunmadığını, davanın yalnızca maddi tazminat istemine ilişkin olduğunu açıklamıştır. Bu halde; çelişkili durum netleştirilmiş, eldeki davanın yalnızca maddi tazminat istemli olduğu belirlenmiştir. Ayrınca, davacı vekili 14/12/2020 tarihli dilekçesinin devamında açıkça “davamız kalıcı maluliyet nedeniyle sürekli iş göremezliğe dayanan maddi tazminat davasıdır. Başka bir maddi tazminat talebimiz bulunmamaktadır” şekilinde hangi zarar kalemi için maddi tazminat istendiğini de somutlaştırarak göstermiştir. Mahkememizce, davacı vekili tarafından somutlaştırılan talep doğrultusunda yargılamaya devam edilmiş, tahkikat yapılmış ve inceleme gerçekleştirilmiştir.
… ili … ilçesinde 16/11/2014 tarihinde saat 13:30 sıralarında, davalı …A.Ş.’ nin (devir ve birleşme öncesinde … Sigorta A.Ş.) ZMMS sigortacısı olduğu, dava dışı / ihbar olunan …’ e ait … plaka sayılı motosikletin dava dışı ve ehliyetsiz sürücü …’ ın sevk ve idaresinde bulunduğu sırada, sigortalı motosikletin … Caddesi istikametinden … istikametine doğru seyir halinde iken ; …Caddesi … Sokakta kendisine yeşil ışığın yanmasıyla birlikte harekete geçen dava dışı sürücü …’ in sevk ve idaresindeki … plaka sayılı aracın … istikametine doğru dönüş yapmak istediği esnada; sigortalı motosikletin sol şeridi takiben ve hızlı şekilde trafik ışıklı kavşakta kendisine kırmızı ışık yanmasına rağmen durmayarak yoluna devam ettiği, bu arada dönüş manevrasını henüz tamamlamayan … plaka sayılı aracın sigortalı motosikletin kırmızı ışıkta geçmesi sebebiyle kendi aracının ön kısmı ile sigortalı motosikletin sol yan kısımlarına çarpmak suretiyle çift taraflı trafik kazasının meydana geldiği, bahse konu trafik kazası nedeniyle sigortalı motosiklette yolcu olarak bulunan davacı …’ ün yaralandığı anlaşılmıştır.
Davaya konu trafik kazasının yaralanma ile sonuçlanması nedeniyle soruşturma yürütülmüş, sigortalı motosiklet sürücüsü … ile dava dışı araç sürücüsü … hakkında … CBS ‘ nin … Sr. sayılı dosyasında motosiklette yolcu olarak bulunan davacı …’ ün yaralanmasına rağmen şüpheliler hakkında şikayetçi olmaması sebebiyle TCK 89/1. maddesinde düzenlenen taksirle bir kişinin yaralanmasına neden olmak suçunun şikayete bağlı suçlardan olması ve davacının şikayetinin bulunmamasından ötürü şüpheliler hakkında 08/01/2015 tarihinde kovuşturmaya yer olmadığı kararı verildiği belirlenmiştir.
Davaya konu trafik kazasının meydana gelmesinde, … plaka sayılı sigortalı motosiklet sürücüsünün kendisine kırmızı ışık yanmasına ve öncelikle geçiş hakkına sahip olmamasına rağmen kırmızı ışıkta durmayarak geçmesi sebebiyle geçiş / geçme kurallarına aykırı hareket ettiğinden meydana gelen trafik kazasında 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunun 47/1-b maddesi uyarınca asli düzeyde ve tam kusurlu olduğu, kazaya karışan diğer dava dışı araç sürücüsü…’ in ise kendisine yeşil ışığın yanmasıyla birlikte harekete geçtiği, dönüş manevrası yaparken kazanın meydana geldiği, araç sürücüsünün trafik kurallarına aykırı bir hareketi ve davranışı bulunmadığından kazada herhangi bir kusurunun olmadığı kanaatine varılmıştır.
Tarafların trafik kazasında kusur durumlarının tespitine yönelik olarak dosya, trafik kazaları kusur konusunda uzman İ.T.Ü. Makine Fakültesinde görevli öğretim üyesi ve Yüksek Makine Mühendisi bilirkişi …” na tevdi edilmiştir. Mahkememizin kusur dağılımı yönündeki tespiti destekleyen ve benimseyen uzman bilirkişinin 15/10/2021 tarihli raporunda kusura yönelik tespitler, kazanın oluş şekli, sigortalı motosiklet sürücüsünün ihlal ettiği trafik kuralları, yasal geciktirici nedenler ve bilimsel yönden yapılan detaylı açıklamalar içeren kusur raporuna gerekçeli ve denetime açık olduğundan itibar edilmiştir. Mevcut raporda sigortalı motosiklet sürücüsü …’ ın (T) tipi trafik ışıklı kavşakta kendisine kırmızı ışık yanmasına rağmen zamanında yavaşlayarak tamamen durması gerektiği halde aksine davranarak sol şeridi takiben hızlı şekilde kırmızı ışıkta geçmesi sebebiyle dikkatsiz, tedbirsiz ve kontrolsüzce hareket ettiği, bu bağlamda kazanın meydana gelmesinde %100 oranında tamamen asli kusurlu olduğu, dava dışı … plaka sayılı araç sürücüsü …’ in ise trafik ışıklı kavşakta kendisine yeşil ışık yanmasıyla birlikte dönüş için manevra yaparken meydana gelen kazada üzerine atfı kabil herhangi bir kusurun ve trafik kuralı ihlal teşkil edecek bir eyleminin bulunmadığı, bu nedenle kusursuz olduğu doğru bir şekilde ve somut olaya uygun olarak takdir ve mütalaa edilmiştir. Mahkememizce, bilirkişinin kusura yönelik açıklamalarının gerekçeli ve sebepleri yönünden somut olaya uygun şekilde yerinde tespitler içerdiğine kanaat getirilmiş, esasen taraflarca kusur raporuna karşı itirazda da bulunulmadığından kusur raporu hükme esas alınmıştır.
Davacı …’ ün yaralanmasına ilişkin olarak görmüş olduğu tıbbi tedavilere yönelik tüm hastane kayıtları getirtilmiş, maluliyet durumunun tespiti amacıyla rapor alınmıştır. … Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Adli Sağlık Kurulu tarafından düzenlenen 02/02/2018 tarihli raporda, davacı …’ ün 16/11/2014 tarihinde geçirmiş olduğu trafik kazası nedeniyle olay tarihinde yürürlükte bulunan Maluliyet Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümleri uyarınca %2,1 oranında maluliyetinin oluştuğu ve iyileşme süresinin olay tarihinden itibaren dokuz (9) aya kadar uzayabileceği tespit edilmiştir. Bahse konu rapor, kaza tarihi itibariyle yürürlükte bulunan yönetmelik hükümlerine göre düzenlenmiş olup, maluliyetin tespiti noktasında denetime elverişli ve hükme esas alınabilecek niteliktedir. Ancak, davacı vekili maluliyetin düşük belirlendiğini iddia ederek itirazda bulunmuş, Mahkememizce eksik tahkikat yapılmaması, itirazların karşılanması, maluliyetin kesin olarak tespit edilmesi gerektiği nazara alınarak davacı vekilinin talebi doğrultusunda dosya Adli Tıp Kurumuna gönderilmiştir. Adli Tıp Kurumunca eksik olduğu belirtilen tıbbi kayıtlar için davacının muayenesi yaptırılmış ve Üniversite Hastanesine tekrar sevki sağlanarak ikmal ettirilmiştir. Bu çerçevede, İstanbul Adli Tıp Kurumu 2. İhtisas Kurulu 05/07/2018 tarihli raporunda ; tıpkı … Üniversitesi Hastanesi raporunda olduğu üzere davacı …’ ün 16/11/2014 tarihinde geçirmiş olduğu trafik kazası nedeniyle olay tarihinde yürürlükte bulunan yönetmelik hükümleri uyarınca %2,1 oranında maluliyetinin oluştuğu ve iyileşme süresinin olay tarihinden itibaren dokuz (9) aya kadar uzayabileceği tespit edilmiştir. Bu bağlamda, hem … Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Adli Sağlık Kurulunun hem de Adli Tıp Kurumunun maluliyet raporlarının aynı olduğu ve birbirini tamamlar nitelikte olduğu, aralarında hiçbir çelişki bulunmadığı, kaza tarihi itibariyle yürürlükte bulunan yönetmelik hükümlerine düzenlendiği, tarafların Adli Tıp Kurumu raporuna karşı itirazda bulunmaması, her iki maluliyet raporunun denetime açık ve yasanın gerektirici nedenlerine uygun olduğu, tüm tıbbi kayıtlara göre ve hatta eksik kayıtların davacının muayenesi ve tedavileri yapılarak dosyaya kazandırıldığı eldeki davada kapsamlı şekilde incelenen tıbbi kayıtlar üzerinden alınan bu raporlara ve dolayısıyla maluliyet oranlarına itibar edilmiş, kesin olarak davacının maluliyeti tespit edilmiş, raporlar hükme esas alınmıştır.
Kusur durumunun tespit edilmesi, maluliyetin belirlenmesi ve diğer tüm deliller celp edildikten sonra dosya, maddi tazminat hesabı yapılması için aktüerya konusunda uzman bilirkişilere tevdi edilmiştir. Aktüer bilirkişi Metin Gürbüz tarafından düzenlenen 05/04/2019 tarihli ilk aktüer raporunda güncel Yargıtay içtihatlarına aykırı olarak TRH 2010 yaşam tablosu yerine 1931 tarihli PMF tablosunun esas alınması, davacının maddi tazminat olarak yalnızca sürekli iş göremezlik / kalıcı maluliyet zararı tazminatı talep etmesine rağmen raporda talep aşılarak ayrıca geçici iş göremezlik zararının da hesaplanması nedeniyle rapor denetime elverişli görülmemiştir. Akabinde, Aktüer bilirkişi… tarafından sunulan 15/10/2021 tarihli ikinci rapor esas itibariyle yapılan açıklamalar, bilimsel tespitler, zarar kalemi ve tazminat hesabı bakımında denetime elverişlidir; ancak raporun 14. sayfasından da görüleceği üzere hesaplama yapılırken rapor tarihi itibariyle 2021 yılının güncel asgari ücret verileri esas alınmıştır. Davacı vekili 19/11/2021 tarihli itiraz dilekçesinde duruşmanın 2022 yılına ertelendiğini, bu nedenle ek rapor alınarak 2022 yılı asgari ücret verilerine göre yeniden maddi tazminat hesabı yapılmasını istemiştir.
Bilindiği üzere, trafik kazasından kaynaklanan cismani zarara dayalı maddi tazminat davalarında; davacının trafik kazasında yaralanması sebebiyle uğramış olduğu zararın tazmini ve bu noktada yapılacak tazminat hesabının hüküm tarihine en yakın veriler esas alınarak belirlenmesi zorunludur. Zira, davacının uğramış olduğu gerçek ve nihai zararın tazmini asıldır Kaldı ki, yerleşik Yargıtay içtihatlarında ifade edildiği üzere, asgari ücret kamu düzenine ilişkin olduğundan trafik kazalarında tazminat hesabı yapılırken mahkemenin bu durumu resen nazara da alması gerekmektedir. Açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin ek rapor talebi kabul edilmiş, 2022 yılı güncel asgari ücret verileri nazara alınarak aktüer bilirkişiden ek rapor tanzim etmesi istenilmiştir Aktüer bilirkişi …ait olduğunu belirtmiştir. Aktüer ek raporun denetime elverişli olması, özellikle hesaplamada güncel içtihatların ve Yargıtay uygulamasının takip edilerek TRH 2010 yaşam tablosunun ve prograssive rant formülüne göre hesaplama yapıldığından hüküm kurmaya elverişlidir. Esasen, aktüer ek raporuna karşı maddi tazminat hesabı yönünden taraflarca herhangi bir itirazda da bulunulmamıştır. (Davalı vekili ek rapora karşı itiraz dilekçesinde müterafi kusur ve hatır taşıması yönünden indirim yapılması gerektiğinden bahisle itirazda bulunmuş, değinilen nedenler hesaplamaya ilişkin olmadığından aksine hukuki mesele içerdiğinden mahkememizce zaten nazara alınacaktır.). Sonuç itibariyle maddi tazminat tutarı 08/02/2022 tarihli denetime elverişli aktüer ek rapor doğrultusunda toplam 56.788,07 TL olarak belirlenmiştir.
Ancak, davalı sigorta şirketi vekili cevap dilekçesi ile birlikte somut olayda hatır taşıması ve müterafi kusur sebebiyle tazminat tutarından ayrı ayrı indirim yapılması gerektiğini savunmuştur. Bu nedenle, somut olayda hatır taşıması olup olmadığı ve davacının müterafik kusurunun bulunup bulunmadığının ayrıca tartışılması ve değerlendirilmesi zorunludur.
Bilindiği üzere, hatır taşımalarının bir menfaat karşılığı olmadığı, bu gibi taşımalarda 6098 sayılı TBK’nin 51. maddesi uyarınca tazminattan uygun bir indirim yapılması gerektiği hem öğretide hem de Yargıtay içtihatlarında benimsenmiş ve yerleşmiş bulunmaktadır. Hatır taşımasından ya da kullanmadan söz edebilmek için yaralanan ya da ölenin karşılıksız taşınmış olmalıdır. Taşınan veya kullananın yararının söz konusu olduğu durumlarda hatır taşıması ilişkisi gündeme geleceğinden işletenin sorumluluğu genel hükümlere göre değerlendirilecek ve tazminattan indirim yapılacaktır. Bu bakımdan hatır taşıma ilişkisinin değerlendirilmesinde taşıma ya da kullanmanın kimin çıkar ve yararına olduğunun saptanması önemlidir. Yarar ekonomik olabileceği gibi, ortak toplumsal değerleri de ilgilendirebilir. Ancak taşıma ve kullanmada işletenin veya eylemlerinden sorumlu olduğu kişilerin bir çıkarı veya yararının bulunması halinde hatır taşımasından söz edilemeyecektir. Ayrıca hakim tazminattan mutlaka indirim yapmak zorunda değilse de, bunun dahi gerekçesini kararında tartışması ve nedenlerini göstermesi, indirim yapılacak ise de yerleşik içtihatlara göre %20 oranında hatır taşıması indirimi yapılması gerekmektedir. Somut olayda, … CBS’ nin … Sr. sayılı dosyasından ve tarafların alınan ifadelerinden; davacı … ile sigortalı motosiklet sürücüsü …’ ın arkadaş oldukları, aynı iş yerinde çalıştıkları, birlikte öğlen arasında yemek yemek üzere iş yerinden ayrıldıkları, kazanın da hemen akabinde gerçekleştiği belirlenmiştir. Görüleceği üzere ne soruşturma dosyasında ne de işbu dava dosyasında taşımanın belirli ücret ya da menfaat (maddi – manevi) karşılığında yapıldığının iddia edilmediği, yakın arkadaş olan aynı iş yerinde çalışan ve kaza tarihinde her ikisinin de 18 yaşından küçük olduğu tarafların hayatın olağan akışına göre de menfaat karşılığında taşınmasının da söz konusu olmayacağı birlikte değerlendirildiğinde, kazada hatır taşımasının bulunduğu açıktır. Açıklanan nedenlerle, tazminattan yerleşik içtihatlara uygun olarak (%20 oranında) hatır taşıması indirimi yapılmıştır.
Davalı sigorta şirketi ayrıca ehliyetsiz sürücünün aracına binmek suretiyle davacının müterafik kusurlu olduğunu, tazminattan müterafi kusur nedeniyle indirim yapılması gerektiğini savunmuştur. Gerçekten de, kazayla ilgili soruşturma dosyası incelendiğinde, davacı … ile sürücü …’ ın arkadaş oldukları, aynı iş yerinde birlikte çalıştıkları, her ikisinin de yakın arkadaş oldukları için ve aynı iş yerinde çalıştıklarından davacının arkadaşı olan sürücünün hayatın olağan akışına göre motosiklet kullanma bakımından sürücünün ehliyetinin bulunmadığını bilen ya da bilmesi gereken bir durumda olduğu, kaldı ki her ikisinin de kaza tarihinde 18 yaşından küçük oldukları, bu nedenle esasen ehliyetsiz araç kullanımın maruf bir vakıa olduğu, o halde davacının, ehliyetsiz sürücünün aracına binmek suretiyle müterafik kusurlu olduğu, bu nedenle TBK 52. maddesi uyarınca tazminattan uygun oranda (%20 oranında) ve ayrıca müterafik kusur indirim yapılması gerekmektedir.
Açıklanan nedenlerle, davalı sigorta şirketinin savunmaları yerinde görülmüş, maddi tazminattan hem hatır taşıması hem de müterafi kusur nedeniyle indirim yapılması gerektiği kanısına varılmıştır. Yargıtay 17. Hukuk Dairesi son uygulamalarına göre tazminattan yapılacak indirimin sırasıyla ve ayrı ayrı yapılması gerektiği ilkesi benimsenmiş (Bilgi için bakınız. Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2018/3903 Esas, 2020/3867 Karar), Mahkememizce bu ilkeye uygun olarak hatır taşıması (%20) ve müterafik kusur (%20) için ayrı ayrı indirim gerçekleştirilmiştir.
Bu aşamada vurgulanmalıdır ki, davacı … yargılama devam ederken, … 13. Noterliğinin … tarih ve … yevmiye numaralı Alacağın Devri sözleşmesi ile … Sigorta A.Ş.’ nin (devir ve birleşme suretiyle …A.Ş.) … nolu hasar dosyasında bulunan tazminat alacaklarından 50.000,00 TL’ sini bedeli karşılığında davacı …’ a temlik ettiğini bildirmiş, davacı vekili tarafından noter huzurunda yapılan resmi temlik sözleşmesi dosyaya ibraz edilmiştir. Ayrıca, davacılar vekili 25/07/2017 tarihli dilekçesinde 50.000,00 TL’ ye kadar olan alacağın … tarafından temlik alındığını, devir miktarı kadar davacı yerine ve davacı ile birlikte …yönünden davacı sıfatı ile davaya devam edileceğini bildirmiş, HMK 125. maddesi hükmü uyarınca açıklamasını yapmış ve ekinde alacağı temlik …’ a ait vekaletnameyi de dosyaya ibraz etmiştir.
Davalı sigorta şirketi davacı …’ ün alacağı temlik etmesi sebebiyle taraf ehliyeti sıfatının sona erdiğini, davanın husumetten reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur. Ancak, alacağın temliki sözleşmesinin kısmi temlik hükmünde olduğu, davacının alacağın tamamını temlik etmediği, bu durumun davacılar vekilinin 25/07/2017 tarihli dilekçesinden de anlaşıldığı, ancak yine de Mahkememizce müphem durum oluşmaması bakımından alacağın temliki noktasında yazılı beyanda bulunmak üzere davacılar vekiline süre ve imkan verildiği, davacılar vekili tarafından sunulan 23/02/2022 tarihli dilekçede alacağın yalnızca 50.000,00 TL’ lik kısmının temlik edildiği, temlik eden …’ ün yanı sıra temlik alan …’ın da davacı sıfatının bulunduğu müphem durum giderilerek alacağın kısmi temlik olduğu açıklanmıştır.
Davacı vekili 23/02/2022 tarihli talep açıklama dilekçesinde; talep artırım dilekçesi ile artırılan toplamda nihai 56.788,07 TL maddi tazminatın yargılama sırasında alacağın kısmen temlik olması nedeni ile 50.000,00 TL ‘ sinin temlik alan davacı …’ a ; bakiye 6.788,07 TL’sinin temlik eden davacı …’ e dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte ödenmesine karar verilmesini istemiştir.
Temlik alan davacı …yönünden, davalı sigorta şirketinin alacağı temlik eden …’ e karşı ileri sürebileceği tüm defi ve itirazları alacağı temlik alan davacıya karşı da ileri sürebileceği muhakkaktır. Zira, alacağın temlikinde borçlu, TBK uyarınca temlik eden karşı sahip olduğu tüm defi ve itiraz haklarını temlik alana karşı dermeyan edebilir. Bu nedenle, kuşkusuz hatır taşıması ve müterafi kusur bakımından alacağı temlik alan davacı … yönünden davalının bu savunmaları temlik alana da ileri sürebileceği karşısında indirim yapılması zorunludur. Temlik alan davacı … için temlik alınan 50.000,00 TL alacak tutarından hatır taşıması (%20) ve müterafi kusur (%20) indirimin ayrı ayrı yapılması sebebiyle sonuç tazminatın 32.000,00 TL olduğu ; alacağı temlik eden davacı … için 6.788,07 TL tazminattan hatır taşıması (%20) ve müterafi kusur (%20) indirimin ayrı ayrı yapılması sebebiyle sonuç tazminatın 4.344,,36 TL olduğu hesaplanmıştır. Tekraren vurgulamak gerekirse sonuç tazminattan toplamda %40 oranında ve doğrudan indirim yapılmamış, Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2018/3903 Esas, 2020/3867 Karar sayılı ilamı gözetilerek önce hatır taşıması sebebiyle % 20 oranında; sonra bulunan rakamdan müterafi kusur için % 20 oranında ayrı ayrı indirim gerçekleştirilmiştir.
Nihayetinde; alacağı kısmen temlik alan davacı … için 32.000,00 TL , alacağı kısmen temlik eden davacı … için 4.344,36 TL sonuç kalıcı maluliyet tazminatının davacılar vekilinin talebi uyarınca ve taleple bağlılık ilkesi çerçevesinde dava tarihinden işleyecek yasal faizi (araç ticari olmadığından) ile birlikte tahsiline, davanın talep artırım dilekçesi doğrultusunda kısmen kabulüne fazlaya ilişkin taleplerin reddine karar verilmiştir. Yerleşik içtihatlarda vurgulandığı üzere, yasal düzenlemeler gereği, TBK’nun 51. ve 52. maddelerinden kaynaklanan hakkaniyet ve takdiri indirimler nedeniyle, davanın kısmen reddedilmesi halinde, indirimden dolayı reddedilen kısım için davalı yararına yargılama gideri ve vekalet ücreti takdir edilemeyeceği, bu bağlamda hatır taşıması ve müterafik kusur nedeniyle tazminattan indirim yapılan hallerde reddedilen kısım için davalı taraf lehine vekalet ücreti takdir edilemeyeceğinden (Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2018/2513 Esas, 2020/1787 Karar; Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2018/3135 Esas, 2020/1730 Karar; İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi 2020/694 Esas, 2020/3393 Karar; Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 22. Hukuk Dairesi 2018/669 Esas, 2020/965 Karar), davalı lehine reddedilen kısım için vekalet ücreti takdir edilmemiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: (Gerekçesi ve Ayrıntısı Yukarıda Açıklandığı Üzere);
Davanın 09/02/2022 tarihli talep artırım dilekçesi ve 23/02/2022 tarihli temlike ilişkin yazılı beyan dilekçesi doğrultusunda KISMEN KABUL KISMEN REDDİ ile;
1-Alacağı kısmen temlik alan davacı … için sürekli iş göremezlik/daimi maluliyet tazminatı olarak hesap edilen 50.000,00-TL’den hatır taşıması ve müterafik kusur indiriminin ayrı ayrı yapılmak suretiyle (Yargıtay 17 HD 2018/3903 Esas 2020/3867 Karar) 32.000,00-TL sonuç daimi maluliyet tazminatının dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak alacağı kısmen temlik alan davacı …’a VERİLMESİNE, davacının fazlaya ilişkin talebinin REDDİNE,
2-Alacağı kısmen temlik eden davacı … için sürekli iş göremezlik/daimi maluliyet tazminatı olarak hesap edilen 6.788,07-TL’den hatır taşıması ve müterafik kusur indiriminin ayrı ayrı yapılmak suretiyle (Yargıtay 17 HD 2018/3903 Esas 2020/3867 Karar) 4.344,36-TL sonuç daimi maluliyet tazminatının dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak alacağı kısmen temlik eden davacı …’e VERİLMESİNE, davacının fazlaya ilişkin talebinin REDDİNE,
3-Dosya adli yardımlı olduğundan kabul edilen dava değeri ( 36.344,36 TL) üzerinden alınması gereken 2.482,68 TL karar ve ilam harcının davalıdan alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
4-Dosyanın adli yardımlı olması sebebiyle suç üstü ödendiğinden karşılanan 433,00 TL posta masrafı, 2.500,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 2.933,00 TL yargılama giderinin davanın kısmen kabul kısmen reddine karar verilmesine rağmen reddedilen kısım için hatır taşıması ve müterafik kusur sebebiyle yapılan indirimlerden dolayı davacılar aleyhine yargılama giderlerine hükmedilemeyeceğinden masrafların tamamının davalıdan alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
5-Davacı … (ihtiyari dava arkadaşı / ayrı vekalet ücreti takdir edilmesi gerektiği) yargılama sırasında kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden kabul edilen dava değeri üzerinden hesaplanan ve karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’nin 13/1. maddesi uyarınca maktudan az olmamak koşulu ile belirlenen 5.100,00 TL vekâlet ücretinin davalıdan alınarak davacı …’ a VERİLMESİNE,
6-Davacı … (ihtiyari dava arkadaşı / ayrı vekalet ücreti takdir edilmesi gerektiği) yargılama sırasında kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden kabul edilen dava değeri üzerinden hesaplanan ve karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’nin 13/1.2. maddesi uyarınca hükmedilecek vekalet ücretinin kabul edilen dava miktarını geçmemek koşulu ile belirlenen 4.344,36 TL vekâlet ücretinin davalıdan alınarak davacı …’ e VERİLMESİNE,
7-Davalı yargılama sırasında her ne kadar kendisini bir vekil ile temsil ettirmiş ve davanın kısmen reddine karar verilmiş olması sebebiyle reddedilen kısım yönünden vekalet ücreti talebi bulunsa da; reddedilen kısım hatır taşıması ve müterafik kusur sebebiyle yapılan indirimlerden doğduğundan bu nedenle davacılar aleyhine vekalet ücretine hükmedilemeyeceğinden davalı lehine vekalet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,
8-HMK’ nın 333. maddesi uyarınca taraflarca yatırılan ancak kullanılmayarak artan bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde resen ilgili tarafa veya vekiline İADESİNE,
Dair, davacılar vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki (2) haftalık yasal süresi içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’ne istinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup anlatıldı.13/04/2022

Katip
e-imza *

Hakim
e-imza *