Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/792 E. 2021/916 K. 22.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2016/792 Esas
KARAR NO : 2021/916

DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 22/07/2016
KARAR TARİHİ : 22/12/2021

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Dava: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 03.08.2015 tarihinde sürücü … yönetiminde davalı … şirketine Zorunlu Trafik Sigortası ile sigortalı bulunan … plakalı aracın kusurlu olarak, müvekkili sevk ve idaresindeki araç ile çarpışmasına yol açması neticesinde müvekkil …’ın yaralandığını, davalı … şirketinin 6091935 numaralı poliçe kapsamında kaza tarihinde kişi başına olan teminat çerçevesinde sorumluluğu bulunduğunu, davacının vücut fonksiyon kaybının %16 olarak belirlendiğini beyanla 50,00-TL kalıcı maluliyet tazminatı, 50,00-TL geçici iş göremezlik tazminatı ile 50,00-TL bakıcı gideri olmak üzere toplam 150,00 TL’nin sigorta şirketi açısından temerrüt tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile hesaplanarak davalıdan tahsilini talep etmiştir. Cevap: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin hasar dosyası açtırarak ilgili evraklar çerçevesinde aktüerya hesaplama yaptırarak davacı tarafa 06.05.2016 tarihinde 17.964,00 TL maddi tazminat ödediğini, davacı vekilinin geçici ödeme talebinin reddi gerektiğini, davaya konu kazanım oluşumundaki kusur oranlarının tespitinin adli tıp vasıtasıyla yapılması gerektiğini, davacının daimi maluliyet durumunun tespiti adına Adli Tıp Kurumu 3. İhtisas Dairesinden maluliyetine ilişkin sağlık raporu alınması gerektiğini beyanla davanın reddini talep etmiştir.
Delillerin Değerlendirilmesi, Davanın Hukuki Niteliği ve Gerekçe ;
… Cumhuriyet Başsavcılığı’nın … soruşturma sayılı dosyası, kaza tespit tutanağı, ZMMS poliçesi, hasar dosyası, davacının tıbbi tedavisine yönelik tüm hastane kayıtları, sosyal ve ekonomik durum araştırma yazıları, kusur raporları celp edilmiş incelenmiştir.
Adli Tıp Kurumu Başkanlığı 3. İhtisas Kurulu’nun 03/09/2018 tarihli adli tıp raporunda; “… ve … oğlu, 01.04.1960 doğumlu …’ın 03.08.2015 tarihinde geçirmiş olduğu trafik kazasına bağlı sağ kalça hareket kısıtlılığı arızası nedeniyle, 11.10.2008 tarih ve 27021 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümlerinden yararlanılarak ve meslek grup numarası Grup1 kabul olunarak halihazırda Gr1 XII(6a……….25)A %29×1/3=9.66 E cetveline göre %12.2 (Yüzdeonikinoktaiki) oranında meslekte kazanma gücünden kaybetmiş sayılacağı, iyileşme (iş göremezlik) süresinin kaza tarihinden itibaren 6 (Altı) aya kadar uzayabileceği” şeklinde tespit edilmiştir.
Adli Tıp Kurumu Başkanlığı 2. İhtisas Kurulu’nun 09/04/2021 tarihli adli tıp raporunda; “03/08/2013 tarih ve 28727 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Maluliyet Tespit İşlemleri Yönetmeliği, 11/10/2008 tarih ve 27021 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliğinin sadece Ek-1 bölümünde yapılan değişiklikler içerdiği, Ek-3 ve diğer cetvelleri, meslek grupları bölümünü içermediği, dolayısıyla 03/08/2013 tarih ve 28727 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Maluliyet Tespit İşlemleri Yönetmeliği ile sadece beden çalışma gücünün en az %60’ını kaybedip kaybetmediğine (hangi hastalık ve arızaların malulen emeklilik kriterlerine uyduğu) ilişkin değerlendirme yapılabileceği, bu nedenle söz konusu yönetmeliğe göre meslekte kazanma gücü kaybı belirlenemeyeceği, Mevcut belgelere göre; İyileşme (işgöremezlik) süresinin olay tarihinden itibaren 6 (altı) aya kadar uzayabileceği, başka birisinin sürekli bakımına muhtaç durumda olmadığı, ancak iyileşme süresi içerisinde 1 (bir) ay boyunca başka birisinin yardımına ihtiyaç duyabileceği” şeklinde tespit edilmiştir.
I. Dosya, kusur durumunun tespiti ve maddi tazminatın hesaplanması amacıyla Makine Mühendisi bilirkişi … ile Aktüeryal Hesap Uzmanı bilirkişi…’a tevdi edilmiş, bilirkişi heyeti tarafından dosyaya sunulan 29/04/2019 tarihli bilirkişi raporunda özetle ve sonuç olarak; “… plakalı hususi otonun davacı sürücü …’ ın olayda asli ve tam (%100) oranında kusurlu olduğu, Davalı tarafa ZMSS poliçesi ile sigortalanmış olan traktörün dava dışı sürücüsü …’ün atfı kabil kusuru olmadığı, davacının kendi kusurundan yararlanarak maddi tazminat talep edebilmesi mümkün olmadığından, davacının davalı … şirketinden talep edebileceği maddi zararının bulunmadığı” şeklinde tespit edilmiştir.
II. Dosya, kusur durumunun tespit edilmesi amacıyla Makine Mühendisi bilirkişi …, Makine Mühendisi bilirkişi … ile Makine Mühendisi bilirkişi …’ya tevdi edilmiş, bilirkişi heyeti tarafından dosyaya sunulan 04/11/2019 tarihli bilirkişi raporunda özetle ve sonuç olarak; “…Davalı şirkete ZMS sigortalı … plakalı traktörün sürücüsü …’ün % 75 (Yüzdeyetmişbeş) oranında asli kusurlu olduğu, davacı sürücü …’ın %25 (Yüzdeyirmibeş) oranında tali kusurlu olduğu…” şeklinde tespit edilmiştir.
III. Dosya, kusur oranlarına yönelik çelişkilerin giderilmesi amacıyla Karayolları Fen Heyetinde görevli Makine Mühendisi bilirkişi …, Makine Mühendisi bilirkişi … ile Makine Mühendisi bilirkişi…’e tevdi edilmiş, bilirkişi heyeti tarafından dosyaya sunulan 10/03/2021 tarihli bilirkişi raporunda özetle ve sonuç olarak; “…Davacı sürücüsü …’ın, KTK’nun 46/a ve 84/d maddelerine aykırı davranışı nedeniyle meydana gelen olayda %100 (tam kusurlu) olduğu, Traktör sürücüsü müteveffa …’ün kusursuz olduğu…” şeklinde tespit edilmiştir.
Dava, trafik kazasından kaynaklanan cismani zarara dayalı maddi tazminat istemine ilişkindir.
… ili … ilçesinde 03/08/2015 tarihinde saat 08:30 sıralarında, davalı ….’ nin ZMMS sigortacısı olduğu … plaka sayılı traktörün ve arkasında ona takılı saman makinesi ile birlikte dava dışı sürücü …’ ün sevk ve idaresinde bulunduğu sırada, sigortalı aracın … ilçesi istikametinden … ilçesi istikametine doğru seyir halinde iken … Köyü mevkisine geldiğinde arkasından gelen ve aynı yönde seyreden davacı sürücü …’ ın kullandığı … plaka sayılı aracın sağ ön far ve tampon kısmı ile sigortalı araca takılı saman makinesinin sol arka kısmına arkadan çarparak trafik kazasının meydana geldiği, akabinde her iki araç sürücüsünün de direksiyon hakimiyetini kaybettiği, orta refüj bariyerlere çarparak durabildikleri, trafik kazası neticesinde davacı …’ ın yaralandığı, sigortalı araç sürücüsü …’ ün vefat ettiği anlaşılmıştır.
Bilindiği üzere, davalı … şirketinin zorunlu mali mesuliyet (trafik) sigortası kapsamında sigortalısının üçüncü kişilere verdiği zararlardan poliçe limitleri dahilinde ve ancak sigortalısının kusuru oranında sorumludur. O halde, trafik kazasında kendi sigortalısının kazanın meydana gelmesinde herhangi bir kusuru bulunmuyorsa, zorunlu mali meseuliyet sigortacısının da sorumluluğuna gidilemez. Öyleyse, öncelikle davaya konu trafik kazasında tarafların kusur durumlarının tespit edilmesi zorunludur.
Kusur durumunun tespitine yönelik olarak mahkememizce raporlar alınmıştır.
I. Trafik Kazaları Kusur konusunda uzman İ.T.Ü. Makine Fakültesi öğretim üyesi ve yüksek makine mühendisi Prof. Dr. … 29/04/2019 tarihli raporunda; soruşturma dosyasının içeriği, tarafların kazanın hemen akabinde kollukta vermiş olduğu ifadeler, yolun fiziki ve durum şartları, trafik işaret ve levhaları, kazaya karışan araçların nitelik ve özellikleri hep birlikte değerlendirilerek davacı sürücü …’ ın 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunun 56/c, 52/b,c 84/d maddelerini ihlal ettiğinden sigortalı araca arkadan çarpmak suretiyle mevcut trafik kazasında %100 oranında ve tamamen kusurlu olduğunu, vefat eden sigortalı araç sürücüsü …’ ün herhangi bir kusurunun bulunmadığını değerlendirmiştir.
Davacı vekili, kusur raporuna karşı itirazda bulunmuş, kusur tanzimi hakkında yeniden rapor alınmasını talep etmiştir. Mahkememizce, eksik tahkikat yapılmaması ve davacının itirazlarının karşılanması amacıyla yeniden kusur incelemesine gidilmiş ve rapor alınmıştır.
II. Trafik Kazaları Kusur konusunda uzman İ.T.Ü. Makine Fakültesi öğretim üyesi ve yüksek makine mühendisi …, … ve … 04/11/2019 tarihli raporunda; sigortalı araç sürücüsünün römork takma yasağı bulunmasına rağmen traktörün arkasına saman makinesi taktığını, bu nedenle meydana gelen kazada sigortalı araç sürücüsünün %75 oranında kusurlu olduğunu, davacı sürücünün ise daralan yol trafik levhasına rağmen traktörü sollamaya çalıştığı, yeterli mesafe bırakmadan traktörü takip etmesi gerektiği, buna rağmen arkadan çarparak %25 oranında kusurlu olduğu değerlendirilmiştir.
Kusura yönelik I. Ve II. Bilirkişi raporları arasında hem kusur oranlarının tayini hem de kusur nedenleri konusunda büyük farklılıklar ve çelişki oluşmuştur. Birbiriyle çelişen raporlara göre hüküm tesis edilmesi mümkün değildir. Bu nedenle, denetime açık ve gerekçeli şekilde çelişkinin giderilmesi zorunludur. Nitekim, Mahkememizce bu amaçla, 8. celsede “İTÜ Makine Fakültesi öğretim görevlisi Prof. Dr. … tarafından düzenlenen 29/04/2019 tarihli kusur raporunda davacı sürücünün %100 oranında kusurlu olduğu, davalı … şirketi sigortalısı dava dışı araç sürücüsünün ise kazada kusurunun bulunmadığının mütalaa edildiği, davacının itirazı üzerine İTÜ’de görevli 3 kişilik bilirkişi heyetinden alınan 04/11/2019 tarihli kusur raporunda ise davacının %25, dava dışı sigortalı araç sürücüsünün %75 oranında kusurlu olduğunun mütalaa edildiği, iki rapor arasında hem kusurun tespiti ilgili kanun hükümleri, kusura yol açan hareketler, hem de oranlar yönünden büyük farklılık ve çelişki bulunduğu gözetilerek kusur konusunda birbiriyle çelişkili raporlara göre hüküm tesis edilemeyeceğinden dosyanın Karayolları Fen heyetinde görev yapan 3 kişilik makine mühendislerinden oluşan trafik uzmanı bilirkişi kuruluna tevdi edilerek tarafların kazada kusurlu olup olmadıkları, kusurlu iseler yüzdesel olarak tespiti için rapor düzenlenmesinin istenilmesine, düzenlenecek raporda önceki raporları irdeleyen ve denetleyen hususlara da ayrıca yer verilmesine, bu suretle çelişkinin giderilmesine, ” şeklinde ara karar oluşturulmuş, önceki raporları irdeleyen ve çelişkiyi giderici üçüncü rapor alınmasına yoluna gidilmiştir. Yerleşik yargıtay içtihatları doğrultusunda çelişkinin giderilmesine yönelik rapor, Karayolları Fen Heyetinde çalışan ve trafik kazalarında kusur konusunda uzman bilirkişi kurulundan alınmıştır.
III. Karayolları Genel Müdürlüğü Fen Heyetinde görevli ve trafik kazaları kusur konusunda uzman Trafik Eğitim Mühendisi ve Makine Mühendisi bilirkişi kurulu 10/03/2021 tarihli raporunda; birbiriyle çelişen iki ayrı kusur raporunu kapsamlı şekilde irdeleyip incelendikten sonra; tek yönlü iki şertili + banket olan karayolunda şerit izleme kurallarına uyulmaması nedeniyle meydana gelmiş bir trafik kazası olduğunu, sigortalı araç (traktör) sürücüsü …’ün arkasında saman makine takılı traktörü ile iki şertili kara yolunda gündüz vakti seyir halinde iken KTK’ nın 46/e maddesi uyarınca en sağ şeridi izleyerek aracını sürmesi ve hız sınırını aşmaması nazara alındığında kurallara aykırı bir davranışının olmadığı, arkdan ve aynı istikamette gelerek kendisine çarpan davacı sürücünün çarpmasına engel olabilecek tüm tedbirleri de aldığı, başkaca alabileceğ i bir önlemin / tedbirin de olmadığı, davacının sol arka kısımdan çarpmak suretiyle fizik kuralları gereği traktörün savrulduğu ve sürücünün de vefeat ettiği olayda, sigortalı araç sürücüsünün kazayı önleme şansı da bulunmadığından kusursuz olduğu, davaya konu trafik kazasında çarpma noktasının kara yolunun sağ kenarında 2,70 mt içeride olduğunun kaza tespit tutanağından belirlendiği, çarpma noktasında davacıya ait aracın kırılan sağ ön far parçalarından bu durumun kabul edilmesinin somut deliller karşısında isabetli ve zorunlu olduğu, davacı her ne kadar ifadesinde traktör sürücüsünü uyardıktan sonra sol şeride geçtiğini ve sollamaya çalıştığını söylese de çarpma noktasından itibaren sol tarafta kalan yol genişliği de hesap edildiğinde davacının beyanlarıın gerçeği yansıtmadığı, zira davacıya ait aracın yolun genişliğine göre traktörün sol tarafından geçip gitmesinin fiilen mümkün olmadığı, hem mesafe hem de hız kuralları nazara alınarak davacının sollamak için sol şeride geçtiği esnada traktörün aniden saol yönelerek otomobile çarpmasının da teknik olarak da mümkün olmadığı, bu bağlamda davacı sürücünün sigortalı araca arkadan çarpmak suretiyle 2918 sayılı Karayoları Trafik Kanunun 46/a, 52/b ve 84/d madde hükümleri uyarınca %100 oranında tam kusurlu olduğu, sigortalı araç sürücüsü ve vefat eden …’ ün kazanın meydana gelmesinde kusurunun bulunmadığı belirlenmiştir.
Mahkememizce, Karayolları Fen Heyeti tarafından düzenlenen 10/03/2021 tarihli kusur raporuna itibar edilmiştir. Bilirkişi kurulu raporu, bilimsel tespit ve değerlendirmeler yönünden kapsamlı ve detaylıdır. Hem araçların özellikleri ve hızları dikkate alınarak hem de yolun fiziki durum ve şartları ile kazanın oluş şekli (çarpma noktası, olay yeri, araçların durumları…) gözetilerek fizik kuralları ile birlikte değerlendirilerek bilimsel ve objektif şekilde düzenlenmiştir. Ayrıca, raporda; önceki raporlar da tartışılmış ve irdelenmiştir. Bilirkişi raporu gerekçeli ve denetime elverişli olup, yasanın geciktirici nedenleri, kazanın oluş şekli, sürücülerin ihlal ettiği trafik kuralları, somut kazaya uygun şekilde doğru olarak takdir ve tayin edilmiştir. Esasen, bilirkişi raporu kapsam itibariyle çelişkileri giderir mahiyette olup, kazanın nasıl ve neden gerçekleştiği konusunda uyuşmazlığı giderici mahiyettedir. Yerleşik Yargıtay içtihatları uyarınca çelişkileri gideren raporun, bu alanda ihtisası bulunan kişiler ve Karayolları Fen Heyeti tarafından da düzenlenmesi nazara alıdnığında yukarıda açıklanan nedenlerle kusur tayini noktasında hükme esas alınmıştır.
Davacı vekili, Karayolları Fen Heyetinin bilirkişi raporuna karşı itirazda bulunmuş ise de; iddialarının aksine kazaya traktörün arkasına taklı saman makinesinin neden olmadığı, raporda ayrıntılı olarak kazaya davacı sürücünün dikkatsiz ve tedbirsiz şekilde sollama yapmaya çalıştığı sırada daralan yolda traktöre arkadan çarpması sebebiyle meydana geldiği sübuta erdiğinden aynı yöndeki itirazları yerinde görülmemiştir. Öte yandan, kaza tespit tutanağının davacının hastanede olduğu sırada gıyabında tutulduğunu belirtmiş ise de; kaza tespit tuanağının araçların çarpma noktası, kaza sonrası araçların durumu, yolun fiziki şartları, araçtan kaza nedeniyle kopan parçaların konumuna göre resmi görevliler tarafından objektif olarak düzenlendiği tartışmasızdır. Trafik kazası tespit tutanağının aksi ispat edilinceye kadar geçerli olan resmi belge hükmünde olduğu, aynı kuvvet ve derecede bulunan bir belge ile aksinin ispatının mümkün olduğu, bu noktada davacı vekili tarafından kazanın oluş şekli hakkında tutanakta belirtilenden farklı şekilde kazanın meydana geldiğine yönelik herhangi bir deililin de dosyaya sunulmaması karşısında tamamen soyut nitelikteki hiçbir bilgi, belge ve delile dayanmayan tutanağa yönelik itirazlarına itibar edilmemiştir.
Yapılan açıklamalar karşısında; sigortalı araç sürücüsünün ölümüyle sonuçlanan davaya konu trafik kazasında davacı …’ ın daralan yol trafik levhasına rağmen sigortalı aracın arkasından seyrine devam ettiği sırada, yolun daralan kesiminde sigortalı traktörü sollamaya çalıştığı, sol şeride geçeceği esnada traktörün arkasında takılı bulunan saman makinesinin kendi aracın sağ ön far ve tampon kısmı ile önündeki saman makinesinin sol arka kısmına arkadan çarpmak suretiyle meydana gelen trafik kazasında KTK’ nın 46/a,b,c, 52/b ve 84/d madde hükümleri uyarınca % 100 oranında ve tamamen kusurlu olduğu, yolun en sağ şeridini takip eden ve yasal hız limitleri çerçevesinde seyrini sürdüren vefat eden sigortalı araç sürücüsünün kazanın meydana gelmesinde alabileceği bir önlem / tedbir bulunmadığından trafik kazasında kusurunun bulunmadığı, bu kapsamda yukarıda detaylı şekilde açıklandığı üzere çelişkileri gideren uyuşmazlığı giderici mahiyetteki denetime elevrişli 10/03/2021 tarihli Karayolları Fen Heyetinin kusur raporuna da itibar edildiği, tekraren vurgulamak gerekir ise davalı … şirketinin zorunlu mali mesuliyet (trafik) sigortası kapsamında sigortalısının üçüncü kişilere verdiği zararlardan poliçe limitleri dahilinde ve ancak sigortalısının kusuru oranında sorumlu olduğu, ancak somut olayda sigortalı araç sürücüsünün herhangi bir kusuru olmadığından davacının maddi tazminat talebi için ZMMS sigortacısına başvuramayacağı, başka bir anlatımla sigortalısının kusuru bulunmadığından davalı trafik sigortacısının da sorumluluğu söz konusu olmadığından açılan davanın reddine karar vermek gerekmişi, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: (Gerekçesi ve Ayrıntısı Yukarıda Açıklandığı Üzere);
1-Davanın REDDİNE,
2-Alınması gereken 59,30 TL maktu karar ve ilam harcından başlangıçta peşin alınan 29,20 TL harcın mahsubu ile eksik kalan bakiye 30,10 TL harcın davacıdan alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA.
3-Davacı tarafından yapılan masrafların kendi üzerinde BIRAKILMASINA,
4-Davalı yargılama sırasında kendisini bir vekille temsil ettirdiğinden reddedilen dava değeri üzerinden hesaplanan ve karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 13/1.2 maddesi uyarınca hükmedilecek vekalet ücretinin reddedilen dava miktarını geçmemek koşulu ile belirlenen 150,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya VERİLMESİNE,
5-HMK 333. maddesi uyarınca taraflarca yatırılan ancak kullanılmayarak artan bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde re’sen ilgili tarafa veya vekillerine İADESİNE,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalının yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki (2) haftalık yasal süresi içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’ne istinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 22/12/2021

Katip …
e-imza *

Hakim …
e-imza *