Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/787 E. 2020/492 K. 04.11.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2016/787 Esas
KARAR NO : 2020/492

DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 21/07/2016
KARAR TARİHİ : 04/11/2020

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Dava: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle;24.07.2008 tarihinde meydana gelen trafik kasası sebebiyle, … sevk ve idaresindeki … plakalı araç ile meydana gelen tek taraflı trafik kazasında …’nın vefat ettiğini, bu kazanın oluşmasında sürücüsü …’nın trafik kazası tespit tutanağına göre de asli kusurlu olduğunu, davalı … kazaya sebep olan aracın kazanın meydana geldiği tarihteki Yeşil Kart sigortacısı olması sebebiyle zarardan sorumlu bulunduğunu, davalıya müracaat edilerek … hasar dosyası açıldığını ancak bu güne kadar müvekkillerine herhangi bir ödeme yapılmadığını belirterek, davaya konu kazanın meydana geldiği 24.07.2008 tarihinde vefat eden …’nın annesi … için …’ nın 13/07/2014 tarihindeki ölümüne kadar hak kazandığı destekten yoksun kalma tazminatından şimdilik 7.000.TL’ nin fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla davalıdan tahsili ile davacılara verilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Cevap: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacıların, annesi … 13.07.2014 tarihinde vefat etmekle kaza tarihi 24,07.2008 ile 13.07.2014 vefat tarihine kadar devamlı ve gerçek bir ihtiyaç içersinde olduğunu ve bu ihtiyaçlarım müteveffa …’nın karşıladığını ispat etmeleri gerektiğini, yaşamına devam için gerekli olanaklardan yoksun kaldığını, başkaca bir gelirinin olmadığını, herhangi bir sosyal güvenlik kurumundan tazminat ve yardım almadığını, yaşam düzeninin bozulduğunu, müteveffanın ayrıca annesine sağlığında destek olduğunun ispat edilmesi gerektiğini dava dilekçesinden anlaşılan …’nın müteveffa Nefise ile birlikte 8 çocuğunun da bulunduğunu, davacıların annelerine gerekli bakım ve özeni göstermeyip bakım ve ihtiyacının ve tek desteğinin müteveffa Nefise olduğundan bahisle davacının iş bu davayı ikame etmelerinin normal hayat şartları ile bağdaşmamakta olup iyi niyeti korumadığını ayrıca kazada vefat eden …’nin evli olup çocuklarının bulunduğunu, kabul anlamına gelmemekle birlikte, davacıların murislerinin destekten yoksun kalıp kalmadığının uzman bilirkisi/aktüer tarafından hesaplanması gerektiğini, …’nın 2008 yılında kazada vefatından sonra anne … tarafından herhangi bir dava açılmadığını talepte dahi bulunulmadığını, annenin hak edişlerinin mirasçıları sıfatıyla maddi tazminat talep etme haklarının bulunmamakta olup destekten yoksun kalma tazminatının, miras yoluyla ölenin mirasçılarına intikal eden bir hak olmadığı gibi terekeyle de hiçbir ilgisinin bulunmadığını, davacıların taleplerinin külliyen reddi gerektiğini belirterek tüm bu nedenlerle destekten yoksun kalma tazminatı talepli davacıların gayrı yasal ve haksız tüm taleplerinin reddini ve tüm yargılama giderlerinin ücreti vekaletin davacılara yükletilmesini talep etmiştir.
Delillerin Değerlendirilmesi, Davanın Hukuki Niteliği ve Gerekçe ;
… Cumhuriyet Başsavcılığının … Sr. Sayılı dosyası, trafik kaza tespit tutanağı, … plaka sayılı araca ait poliçe bilgileri, davacıların vukuatlı aile nüfus kayıt tabloları ile sosyal ve ekonomik durumları celp edilmiş, davacı …’ ya ait veraset ilamı, incelenmiştir.
Dava, trafik kazasından kaynaklanan destekten yoksun kalma maddi tazminat istemine ilişkindir.
Yapılan yargılama, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamı hep birlikte değerlendirildiğinde; Davacılar, 24/07/2008 tarihinde trafik kazasında vefat eden …’ nın annesi olan …’ nın kaza tarihi olan 24/07/2008 tarihinden …’ nın vefat tarihi olan 13/07/2014 tarihine kadar …’ ya verilmesi gereken destekten yoksun kalma maddi tazminatı talep etmektedirler.
Davacılardan …’nın bizatihi kendisinin davacı olarak gösterilmesi, diğer davacıların …’ ya ait tazminat bedelinden hak iddiasında bulunmaları karşısında öncelikle aktif dava ehliyetinin araştırılması gerekmektedir.
Hemen belirtmek gerekir ki, (1) numaralı davacı olarak gösterilen …’nın dava tarihinden önce 13/07/2014 tarihinde vefat ettiği celp edilen nüfus kayıtları ve veraset ilamı ile sabittir. Dava tarihinden önce ölmüş kişi adına dava açılamayacağı gibi, ölmüş kişiye karşı da husumet yöneltilerek dava ikame edilmesi mümkün değildir. Zira, gerçek kişilerde istisnalar saklı kalmak kaydıyla kişilik ölümle son bulur. Başka bir anlatımla, ölmüş bir kimsenin davada taraf olarak yer alması mümkün değildir. Böyle bir hal tespit edilirse. HMK’ nın 114/1-d maddesine göre taraf ehliyetine sahip olunması dava şartı olduğundan, davanın dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine karar verilmesi gerekmektedir. Açıklanan nedenlerle, dava tarihinden önce ölmüş …’ nın ölümle birlikte hak ehliyeti ve taraf ehliyeti son bulduğundan davanın dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilmesi gerekmiştir.
Diğer davacılardan …, …, …, … ve … müteveffa Nefise’nin kardeşleri, davacı …’ un ise müteveffanın kızıdır. Bu davacılar, doğrudan müteveffanın ölümü nedeniyle ölenin kendilerine destek olduklarını, bu yüzden zarara uğradıklarını iddia ve talep etmemiş, aksine ölenin annesi …’ya ait ve ona isabet edecek olan destekten yoksun kalma tazminatını mirasçıları olarak talep etmişlerdir. Davalı cevap dilekçesinde …’nın 2014 yılındaki vefatından önce onun tarafından usulünce açılan bir dava bulunmadığı için mirasçıları olan diğer davacıların talep ve dava konusu edilmemiş bir hakkı isteyemeyeceklerini savunmuş ise de, davacılar vekili destekten yoksun kalınan zararın maddi tazminat olduğu, şahsa sıkı sıkıya bağlı haklardan olmadığını, ölümden önce kazanılan bir hak olduğundan … mirasçıları olan davacılara bu hakkın intikal edeceğini bildirerek veraset ilamını dosyaya sunduğu görülmüştür. Önemle vurgulamak gerekir ki, yargılama devam ederken taraflardan biri vefat ettiği takdirde, talep halinde, davanın ölenin mirasçılara karşı husumet yöneltilerek ya da mirasçıları tarafından takip edilmek suretiyle devam olunacağı konusunda duraksama yoktur. O halde, bir kimsenin henüz yaşarken bir hakkını talep ve dava etmemesi halinde, onun ölümünden sonra mirasçılarının, murislerinin hakkını ileri sürerek dava açması hukuken mümkün değildir. Başka bir anlatımla, ölenin sağlığında ileri sürmediği, takip ve dava konusu etmediği hakkı, mirasçıları sanki ölen dava etmiş gibi yeni bir dava açarak yürütemez.
Konuya ilişkin davaya ışık tutabilecek emsal bir kararında Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2015/7553 Esas, 2018/6570 Karar sayılı ilamında:
“…1-Dava, trafik kazası sonucu oluşan cismani zarar nedeniyle işgöremezlik tazminatı, tedavi gideri ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Dava dilekçesinde davacı olarak gösterilen … için, davaya konu kaza sonucu uğradığı cismani zarar nedeniyle maluliyet tazminatı, tedavi gideri ve manevi tazminat isteminde bulunulmuş; bu kişinin dava açılmadan önce (31.10.2006) öldüğü dava sırasında anlaşılmıştır. Davadan önce ölen kişi adına davanın açıldığı ve tazminat isteminde bulunulduğu anlaşılmış olmasına rağmen; usule aykırı biçimde, bu kişinin hak kazanacağı kabul edilen tazminatlar, mirasçısı olan dava dışı kızı … davacı olarak kabul edilmek suretiyle bu mirasçı lehine ve dava içindeki mirasçı … lehine hüküm altına alınmıştır.
4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 27/1. maddesi gereğince, gerçek kişiler yönünden maddi hukuk bakımından hak ehliyeti ve usul hukuku bakımından da taraf ehliyeti ölümle son bulur. Bu nedenle, davadan önce ölmüş olan kişi adına ya da davadan önce ölmüş kişiye karşı dava açılmasına imkan yoktur. Yalnız öleni ilgilendiren, yani mirasçılara geçmeyen haklara ilişkin davalar, tarafın ölümü ile konusuz kalır. Yalnız ölen tarafı ilgilendirmeyen ve mirasçıların malvarlığı haklarını etkileyen davalar ise tarafın ölümü ile konusuz kalmaz, bu davalara, ölen tarafın mirasçıları tarafından veya ölen tarafın mirasçılarına karşı devam edilir. Ancak bunun için de ölüm olayının dava devam ederken gerçekleşmiş olması gerekir.
İfade olunan bu hususlar karşısında mahkemece; dava açılmadan önce ölmüş olan …’in davada taraf olma ehliyetinin bulunmadığı, taraf ehliyeti olmayan kişi adına açılmış davaya sonradan mirasçıları ad ve hesabına devam edilemeyeceği gözetilerek, bu kişi için talep edilen tazminatlar yönünden red kararı verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirmeyle yazılı biçimde hüküm tesisi doğru görülmemiştir. ” şeklinde, yukarıda değinilen durum vurgulanmıştır.
Açıklanan nedenlerle, davacı …’nın dava tarihinden önce ölmüş olması nedeniyle hak ehliyet ve dolayısıyla taraf ehliyeti son bulduğundan ölmüş kişi adına dava açılmayacağı, ayrıca …’ nın henüz yaşarken talep ve dava konusu etmediği destekten yoksun kalma tazminatını o öldükten sonra mirasçılarının dava etme hakkının da bulunmadığı anlaşılmakla, davacıların taraf ehliyeti ve aktif dava ehliyetleri bulunmadığından açılan davanın usulden reddine karar vermek gerekmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: (Ayrıntısı ve Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere);
1-Davacıların aktif dava ehliyeti bulunmadığından açılan davanın taraf ehliyeti yokluğu nedeniyle HMK 114/1-d madde atfı ve HMK 115/2 maddesi uyarınca USULDEN REDDİNE,
2-Alınması gereken 54,40 TL maktu karar ve ilam harcından başlangıçta peşin alınan 29,20 TL harcın mahsubu ile eksik kalan bakiye 25,20 TL harcın davacılardan (ölü … hariç) alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
4-Davacılar tarafından yapılan masrafların kendileri üzerinde BIRAKILMASINA,
5-Davalı taraf yargılama sırasında kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’nin 7/2., 13/1. maddeleri uyarınca belirlenen 1.050,00 TL vekâlet ücretinin davacılardan (ölü … hariç) müştereken ve müteselsilen alınarak davalıya VERİLMESİNE,
6-HMK’ nın 333. maddesi uyarınca taraflarca yatırılan ancak kullanılmayarak artan bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde resen ilgili tarafa veya vekiline İADESİNE,
Dair, davacılar vekilinin yüzüne karşı, davalının yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süresi içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’ne İstinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup anlatıldı.
04/11/2020

Katip …
(e-imzalıdır)

Hakim …
(e-imzalıdır)