Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/78 E. 2018/280 K. 14.03.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2016/78 Esas
KARAR NO : 2018/280

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 25/01/2016
KARAR TARİHİ : 14/03/2018

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı Vekili Dava Dilekçesinde Özetle; Müvekkili şirket ile davalı arasında 29/08/2012 tarihli iş sağlığı ve güvenliği, uzmanlık ve iş yeri hekimliği hizmetine ilişkin sözleşme imzalandığını, müvekkilinin verdiği hizmete karşılık aylık olarak KDV hariç 6.750,00 TL fatura düzenleyeceğini, müvekkilinin sözleşme ile üstlendiği edimleri ifa edip Eylül ve Ekim ayına ilişkin hizmet faturalarını davalıya göndermesine rağmen bedellerin ödenmediğini, cari hesaptan doğan borcun ödenmemesi üzerine … 4. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası ile ilamsız icra takibi başlatıldığını, faturaların davalıya tebliğ edildiğini, davalı borçlunun takibe itiraz ettiğini, izah edilen nedenler ile haksız itirazın iptali ile takibin devamına, %20’den az olmamak kaydı ile icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
Davalı Vekili Cevap Dilekçesinde Özetle; Müvekkili şirket ile davacının anlaşmış olmasına rağmen davacı tarafın yükümlülüklerini ifa etmediğini, TTK 21 m. Uyarınca fatura içeriğine her ne kadar itiraz edilmemiş ise de advacı tarafın hizmet verdiğini ispatla yükümlü olduğunu, davacının kargo ile gönderdiği faturaların …’nun imzasına tebliğ edildiğini, ticaret sicil kayıtlarına göre müvekkili şirketin yetkilisinin … olduğunu, belirtilen adresin müvekkilinin adresi olmasına rağmen kargoyu teslim alan kişinin müvekkil şirketin çalışanı yetkilisi olmadığ için tebligatın usulsüz olduğunu, taraflar arasında kesinleşmiş bir cari hesap mutabakatının bulunmadığını, davacının kendi kayıtlarına dayalı bir cari hesaptan dolayı borcun mutlak varlığından söz edilemeyeceğini, bu nedenle gerek hizmetin ifa edildiği, gerekse de alacaklı olduğunun ispat yükünün davacıda olduğunu, bu nedenle müvekkilinin ticari defterleri incelenmeksizin sadece davacı kayıtlarına dayalı olarak borçlu olduğunun tespitinin hukuka aykırı olduğunu ileri sürerek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Tüm Dosya Kapsamı Birlikte Değerlendirildiğinde;
Dava, taraflar arasında akdedilen hizmet sözleşmesi kapsamında hizmet bedellerinin tahsili amacıyla başlatılan takibe itirazın iptali istemine ilişkindir.
Tarafların iddia ve savunmalarının özetlerinden uyuşmazlığın, fatura konusu hizmetlerin davalıya sunulup sunulmadığı, faturaların davalıya tebliğ edilip edilmediği noktasında toplandığı anlaşılmaktadır.
Davacı tarafından tanzim edilen faturaların tarafların ticari kayıt ve defterlerinde kayıtlı olup olmadığı konusunda rapor tanzim edilmesi için dosya finans uzmanı bilirkişiye tevdi edilmiş; davalının defter ibraz etmemesi üzerine davacı defterleri incelenerek rapor tanzim edildiği, tanzim edilen raporda özetle; davacı defterlerinin usulüne uygun tutulduğunun ve takip tarihi itibariyle davalıdan 16.860,65 TL alacaklı göründüğünün belirtildiği anlaşılmış, davacı tarafından düzenlenen 29/09/2012 tarih ve 30/10/2012 tarihli faturalar nedeniyle davalının BA formu düzenleyip düzenlemediğinin bildirilmesi için … Vergi Dairesi’ne yazılan müzekkereye anılan faturalar nedeniyle davalının Eylül ve Ekim 2012 dönemleri için KDV hariç 6.750,00 TL tutarlı iki ayrı hizmet alımı için bildirimde bulunduğundan bahisle cevap verildiği anlaşılmakla tüm dosya kapsamından davalının fatura konusu hizmeti aldığı ve hizmet alımına istinaden takip konusu faturalar için BA formu düzenlediği, davacının takip tarihi itibariyle KDV dahil 2 adet fatura için 7.790×2= 15.980 TL talep edebileceği anlaşılmakla davanın kısmen kabulüne, takip tarihinden önce TBK 117. maddesi kapsamında davalının temerrüte düşürüldüğü ispat edilemediğinden işlemiş faiz talebinin reddine dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere;
1-Davanın kısmen KABÜLÜ ile;
Davalının … 4. İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasına vaki itirazlarının 15.580,00 TL asıl alacak için iptaline ve takibin bu miktar üzerinden talepnamedeki koşullarda devamına, fazlaya ilişkin talebin reddine,
2-Alacak likit ve itiraz haksız olduğundan %20’si oranından 3.116,00 TL inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
3-Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesine göre tahsili gereken 1.064,26 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
4-Davacı tarafından yatırılan 203,65 TL peşin harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
5-Davacı tarafından yapılan posta ve tebligat ücreti 30,00 TL bilirkişi masrafı 1000,00 TL olmak üzere toplam 1030,00 TL yargılama giderinin kabul ve red oranına göre 951,76 TL’sinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, kalan yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
6-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden hüküm tarihinden yürürlükte bulunan AAÜT’ne göre hesap ve takdir edilen 2.180,00 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
7-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden hüküm tarihinden yürürlükte bulunan AAÜT’ne göre hesap ve takdir edilen 1.280,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
8-Gider avansının kalan kısmının karar kesinleştiğinde ve talep halinde taraflara iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde İstinaf yolu açıkolmak üzere verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 14/03/2018

Katip …
¸(e-imzalıdır)

Hakim …
¸(e-imzalıdır)