Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/772 E. 2020/588 K. 02.12.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2016/772 Esas
KARAR NO : 2020/588

DAVA : Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 15/07/2016
KARAR TARİHİ : 02/12/2020

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Dava: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; inşaat müteahhitliği yapan davacı müvekkili şirketin (2015 yılı içerisinde bitmesi planlanan) … adresi, … pafta, 759 ada, 1 parsel üzerinde inşa edeceği iş yeri amaçlı site merkezindeki bağımsız bölümlerin elektrik enerjisi ihtiyacı için abonelik taleplerine …’ a bağlı olarak… yakasında elektrik temini işinden sorumlu … A.Ş.’ ye müracaat ettiğini, … tarafından verilen cevapta yatırım bedellerinin davacı müvekkili şirket tarafından karşılanması halinde elektrik verilebileceğini, aksi halde enerji alamayacağını ve itirazlarının da kesinlikle kabul edilemeyeceğini vurgulayarak çaresiz tek seçenekle karşı karşıya bıraktıklarını, müvekkili şirket yetkililerinin yatırımcılarına karşı ticari taahhüt ve yükümlülüklerini zamanında yerine getirebilmek söz konusu trafo, yer altı OG kablo, trafo köşkü gibi yatırımları; elektrik aboneliklerini alabilmek, cezai duruma düşmemek için elektrik dağıtımı şirketinin isteklerini yerine getirmek amacı ile elektrik taahhüt işleri yapan bir şirketle anlaşarak söz konusu yatırımları bedelini kendisi karşılayarak yaptırdığını, yaptırılan tesisin 21/01/2015 tarihinde kontrol ve muayene edilerek … yetkili personeli tarafından devir alınarak çalıştırılmaya başlandığını, …’ın abone yatırımlarının elektrik dağıtım bedelinden düşüleceğine ilişkin yasa hükümlerine aykırı davrandığını, emredici hukuk kurallarına aykırılıktan sözleşme ve neticesinin butlan ile batıl olduğunu, angarya yasağına muhalefet, mülkiyet hakkına tecavüz ve mülkiyet hakkının özüne dokunulma olduğunu, emredici yasa hükümlerine aykırılık olduğunu, dürüstlük kuralı ve hakkın kötüye kullanılması yasağına aykırılığın söz konusu olduğunu, elektrik temini işinin davalı …’ ın asli görevi olduğunu, yasa gereği abonenin yapacağı yatırım bedelinin, tükettiği elektrik bedelinden düşülmesinin gerektiğini, Elektrik Piyasası Kanununun emredici hükümlerine de aykırılık söz konusu olduğunu, davalı şirketten alacakları tutarın, faturalı kısımlar için 111.157,12 TL ve müvekkili şirketin kendi imkanları ile yaptığı diğer belirsiz ve tespiti gereken imalatın işçilik, kazı, işaat kısımları, trafo yeri bedeli ve belirsiz olan diğer giderleri kendisinin karşıladığını, davalılardan …’ ın, …’ a bağlı çalışan 21 bölgeden biri olduğunu, …’ ın müvekkili şirketin yapmış olduğu tesisin mülkiyetini, denetimi ve gözetimi altında çalıştığı … adına geçirdiğini, bu yüzden müteselsil sorumluluk olduğunu, bu nedenlerle fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere davanın kabulü ile müvekkili tarafından yapılarak bedeli karşılanmış olan transformatör, elektrik dağıtım panoları, yüksek gerilim E.N.H.ve diğer tesis bedellerinin trafo köşkü ve trafo yerinin …’ a devir tarihinden itibaren taraflar ticari şirket olduğundan ticari faiz ile davalıdan tahsiline, uygulanacak faiz tarihi için, tesisin ”mutlak butlan” ile yapıldığı nazara alınarak, inşa tarihinden itibaren hesaplanmasına ve davalı … A.Ş.’ den tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Cevap: Dava dilekçesi ve ekleri davalılara usulüne uygun olarak tebliğ edilmiş, davalılar kendilerini ayrı ayrı vekille temsil ettirmiş, cevap dilekçesi sunmuşlardır.
Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; davaya konu edilen taleplerin zamanaşımına uğradığını, husumetin müvekkili şirkete yöneltilmesinin doğru olmadığını, … ile imzalanan İşletme Hakkı Devir Sözleşmesi hükümleri gereğince dağıtım tesislerinin mülkiyetinin …’ a ait olduğunu, dava konusu dağıtım tesisinin maliki dahi olmayan müvekkili şirkete karşı yöneltilen davanın husumet yönünden reddine karar verilmesinin gerektiğini, aradaki sözleşme ilişkisinin davacı tarafın iddiası aksine geçerli olduğunu ve sonuçlarını doğurmaya devam ettiğini, davacı tarafın aradaki sözleşme ilişkisinin emredici kurallara aykırılığı nedeniyle mutlak butlan olduğu dolayısıyla geçersiz olduğu iddiasının hukuki gerçeklikten uzak olduğunu, davacı tarafla müvekkili şirket arasında henüz bağlantı ya da sistem kullanım anlaşmasının da bulunmadığını, bu anlaşma tesis edilmeden huzurdaki dava ile tek seferde ödeme talebinin hukuka aykırı olduğunu, davacı tarafın iş bu davaya dayanak teşkil leden taleplerinin bu yönüyle hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, bu nedenlerle öncelikle pasif husumet ehliyetinin yokluğu nedeniyle davanın müvekkili şirket yönünden reddine, nihayetinde hukuki mesnetten yoksun davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; öncelikle dava konusu aynı olmak üzere davacı tarafından açılan … 3. Asliye Ticaret Mahkemesinin … Esas sayılı davada verilen … Karar sayılı kararda müvekkili lehine davanın reddine karar verildiğini, zamanaşımı def’ i ileri sürdüklerini, dava konusu talebin muhatabının müvekkili şirket olmadığını ve söz konusu talebin zamanaşamına uğradığını, husumetin sadece diğer davalı … A.Ş.’ye yöneltilmesi gerekirken müvekkili kuruluşa da husumet yöneltilmesinin hukuki dayanağı bulunmadığını, İşletme Hakkı Devir Sözleşmesinin 7.5 maddesi uyarınca davaya ilişkin tüm sorumluluğun … A.Ş.’ ya ait olduğunun açık olduğunu, davacının afaki taleplerinin hukuki dayanağının bulunmadığını, bu nedenlerle usul ve esas bakımından hukuka aykırı davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Delillerin Değerlendirilmesi, Davanın Hukuki Niteliği ve Gerekçe ;
30/10/2013 tarihli … sayılı Tip-C/2 sayılı Şartname, 20640 Numaralı trafo ile ilgili “… adresi, … Pafta, 759 Ada, 1 Parsel” için verilmiş olan Enerji Müsaade Belgesi, Trafo muayene ve kabul protokolü Geçici Kabul Tutanağı, 20640 nolu traafoya ilişkin Proje, Açıklama Raporu ve diğer teknik detaylara ilişkin bilgi ve belgelerin onaylı örnekleri, Trafo Merkezi ve Kablo bedellerine ilişkin fatura suretleri ve İşletme Hakkı Devir Sözleşmesi örneği celp edilmiş, incelenmiştir.
Tarafların iddia ve savunmaları çerçevesinde, uyuşmazlık konularının aydınlatılmasına yönelik dosya, İTÜ Elektrik Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Bilirkişi Dr. …’ a tevdi edilmiş, bilirkişi tarafından dosyaya sunulan 24/01/2018 tarihli bilirkişi raporunda özetle ve sonuç olarak; “…Davacı tarafın …’ a yaptığı elektrik enerjisi ihtiyacı talebi ile ilgili belgeleri dosyaya sunduğu, bu talebin … tarafından görüşülerek ayrıntıları dosya içeriğinde bulunduğu şekliyle, bu tesisin … tarafından yapılmasının kararlaştırılması durumunda 2-3 yıl sonra yapılabileceği ancak abonelerin acil enerji ihtiyacı düşünülerek tüm masrafların davacı tarafından karşılanmak üzere tesisin yapılabileceğine izin verildiği, teknik olarak içinde OG ve AG hatları ile trafo köşkü bulunan bir elektrik tesisinin yapılmasının her türlü proje masrafları ve ….’ ta olabilecek harcamalar ile tesis bileşenlerinin alımı, yapımının işçilik olduğunu, bu tesisin ancak … kontrolörlüğünde yapıldığı, dosyaya konu olan trafolu tesisin yapımının da aynen bu şekilde gerçekleştiği, davacı tarafın dava dilekçesinde bu tesisin yap/ımında faturalı bir şekilde yapılan 111.157,12 TL harcama ile birlikte kendi yaptığı 180 metrelik yer altı kablosu için kazı ve işçilik masraflarını talep ettiği, eğer bu tesis … tarafından kurulsaydı kurulan alanda abonelerin enerji ihtiyacı için bir trafo tesisi olmadığından tüm masrafların … tarafından karşılanmak üzere yapılacak olduğu, tesisin yapıldığı 2014 yılı dikkate alındığında, …’ ın bu tesis için yaptığı tüm masrafı başka aboneler için yaptığı masraflarla birlikte …’ a bildirmekte ve aynı şekilde diğer dağıtım şirketlerinin de masraflarını …’ a bildirmek suretiyle ulusal tarife adı altında farklı abonelikler için ayrı ayrı dağıtım bedelleri belirlendiği, bu dağıtım bedellerinin faturalarda yer almakta olup tüm tüketicilerin ödemekle yükümlü olduğu, o halde davacının kurduğu ve/ veya kurdurttuğu tesisten enerji alan tüm abonelerde bu dağıtım bedelini ödemekle yükümlü olduğu, bu bedeli içinde davacının geri iadesini talep ettiği masraflar bulunduğu, söz konusu tesisin bakım, onarım ve işletmesinin son derece teknik bir konu olup, bu tesisin işletme sorumluluğunun …’ a ait olması gerektiğinin açık olduğu, elektrik mühendisliğinin kurallarının bunu gerektirdiği, zaten …’ ın, kontrolörlüğünde yapılan bu tesisin geçici kabulünü yaparak tesise enerji verilmesine müsaade ettiği, dosyada buna ait tüm belgelerin mevcut olduğu, bu geçici kabulden itibaren tesisin işletme sorumlusu …, sahibinin ise … olduğu, …’ ın bu tesisten enerji alan abonelere fatura yollayarak para kazandığı, yine basit bir mantıkla davacı yüklenici tarafta her türlü resmi işlemleri … ile görüşerek yaptığı, o halde, yapılan tesisin bir dağıtım faaliyeti olduğu görüldüğünden ve …’ ın bu tesis üzerinden abonelere elektrik enerjisi sağladığı anlaşıldığından davacı tarafın her şart altında bu bedelleri …’ tan geri isteyebileceği, dosyada tesisin yapımı ile ilgili olduğu anlaşılan 26/12/2014, 14/01/2015 ve 17/01/2015 tarihli faturaların mevcut olduğu, davacı tarafın…, … mühendislik ve … mühendislik şirketlerine tesisin farklı kısımlarını yaptırdığının görüldüğü, bu faturalardaki malzeme kalemleri ve işçiliklerin hepsinin Elektrik Kuvvetli Akım Tesisleri Yönetmeliğine göre …’ ın sorumlu olduğu alanda olduğu, abonelerin sorumlu olduğu Elektrik İç Tesisat Yönetmeliğinde belirtilen bina için dağıtım kısımlarına ait olmadığı, bu durumda davacı tarafın KDV dahil 111.157,12 TL faturalı harcama yaptığının tespit edildiği, davacı tarafın dava dilekçesinde yevmiye usulü olabilecek 180 metrelik kazı çalışması yaptığı ve bu alana kablo döşediğini beyan ettiği, dosyadaki resmi bilgilerden 180 metre kazı yapılan alanın yine … sorumluluğundaki alanda yapıldığının tespit edildiği, bu durumda 180 metrelik güzergahın yer altı kablo döşenmesiyle ilgili kazı yönetmeliğine uygun şekilde kazılması ve kabloların döşenmesi maliyetinin … birim fiyatıyla 15,50 TL/m x 180 m = 2.790 TL olabileceği, sonuç olarak, davacı tarafın …’ tan talep edebileceği miktar faturalı kısımlar için KDV dahil 111.157,12 TL ve faturasız kısım için 2.790,00 TL olmak üzere toplamda 113.947,12 TL olarak hesaplandığı, davacı tarafın dosyaya sunduğu yazılarda konuyla ilgili olan yönetmeliklere ve bu masraftan kimin sorumlu olabileceğine ilişkin açıklamalar bulunduğu, bu açıklamalar ve mevzuat incelendiğinde, davacı tarafın yaptığı masrafın yeni yatırıma ait olduğundan, bu masrafın dağıtım tesis bedeli adı altında en fazla 12 taksitte geri ödenmesinin yapılabileceği, davacının bu bedeli …’ tan isteyebileceği” mütalaa edilmiştir.
Davacı vekili tarafından sunulan 28/06/2018 tarihli ıslah dilekçesinde özetle; dava değerini 2.790,00 TL tutarında ıslah ederek, toplam alacak tutarını 113.947,12 TL olarak neticelendirmiştir.
Dava, davacı şirket tarafından inşa edilen sitenin elektrik ihtiyacının karşılanmasına yönelik alt yapı yatırımlarını kendisinin yaptığı transformatör, yer altı elektrik iletim kabloları (alçak gerilim), elektrik dağıtım panoları, AG-OG Projeleri, E.N.H. yüksek gerilim telleri vs.. bedellerinin davalılardan tahsili istemine ilişkindir.
Davalılar … ve … her ne kadar zamanaşımı definde bulunmuş ise de, zamanaşımı konusunda uygulanması gereken sürenin 10 yıllık genel zamanaşımı süresi olduğu, Borçlar Kanunu 20.maddesi gereğince genel işlem koşullarına aykırılık oluşturan abonman sözleşmesinde enerjisi müsaadesi belgesi adı ile şartname düzenlemelerinin yasal dayanağının olmadığı, bu nedenle de 6098 sayılı yasanın 20.maddesi ilk fıkrası uyarınca mutlak butlan olarak aslen geçersiz olduğu, davalının savunmalarının Medeni Kanunu 2. maddesi ile bağdaşmadığı, yapılan işlemin vekaletsiz iş görme niteliğinde olması nedeniyle talep edilebileceği ve iki davalının da bu masraftan istifade ettikleri, hem genel işlem teorisine hem de vekaletsiz iş görme hükümlerine göre 10 yıllık zamanaşımı süresinin bulunduğu, davacının davalılara karşı hem başta açılan dava hem de ıslah ile belirlenen davada zamanaşımı süresi 10 yıl olup bu zamanaşımı süresi gerçekleşmediğinden davalı … ve … zamanaşımı defi yerinde görülmemiş, açıklanan nedenlerle reddine karar verilmiştir.
Dosyadaki bilgi ve belgeler, tarafların iddia ve savunmaları, detaylı, gerekçeli, dayanaklı, denetime elverişli ve dosya kapsamı ile uyumlu olması nedeniyle itibar edilen bilirkişi raporuna göre davacının davasının … yönünden kabulüne, bilirkişi raporunun … ilişkin değerlendirilmesi yönünden ise mahkememizce bu değerlendirmeye itibar edilerek ve ayrıca emsal kararlar da gözetilerek davalı … yönünden ise davacının davasının pasif husumet yokluğundan usulden reddine karar vermek gerekmiştir. Zira, davacı tarafça dava konusu edilen davalı … ile yapılan sözleşme / şartname uyarınca yapmış olduğu sitenin elektriğini karşılamak üzere, davalı … olumsuz cevap vermesi nedeniyle yapmak zorunda hissettiği tesise ilişkin açılan davada mülkiyeti dava etmeyip, yapılan tesisin bedelini talep ettiği, İşletme Hakkı Devir Sözleşmesi uyarınca tesisin yapıldığı tarih de nazara alındığında bu bedellerden davalı … hukuken sorumlu olduğu, davalı …’ın bu tesis ile hem davacıya hem de dava dışı üçüncü kişilere elektriği abonelerine tedarik etme suretiyle gelir kazanacağı, bu nedenle de lehine tesis kurulduğu sözleşmenin … değil, … ile yapıldığı ve davalı … özelleştirme yüksek kurulu kararı gereği lisansı … bulunduğu bölgede dağıtım hakkı sağlayan devri nedeniyle … tek yetkili dağıtıcı olduğu, buna göre de davalı … ile yapılan sözleşmeye davalı … herhangi bir katılımının söz konusu olmadığı ve sözleşmenin nispiliği ilkesi gereğince de sözleşmenin taraflar arasında hüküm doğuracağı hususları birlikte değerlendirildiğinde davacının davanın başında ön incelemede dava şartları tam olduğu belirtilmiş olmasına rağmen yargılama sonucunda davacının davalı … husumet yöneltemeyeceğini kanaat getirildiğinden davacının … ilişkin davasının bu nedenle de pasif husumet yokluğundan usulden reddine karar vermek gerekmiştir.
Konuya ilişkin Emsal niteliğinde ve somut olayla birebir benzer olan davaya ilişkin güncel karar örneğinin aynen aktarılması gerekmiştir.
İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 10/09/2020 tarih ve 2017/1688 Esas, 2020/756 Karar sayılı ilamında :
“…Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; inşaat müteahhitliği ile iştigal eden müvekkil tüzel kişi şirketin, inşa etmek istediği site merkezindeki bağımsız bölümlerin, konutların elektrik enerjisi abonelik talebi kayıtlarının yapılarak elektrik enerjisi verilmesi için 04.03.2010 tarihinde elektrik dağıtım şirketi … A.Ş’a müracaat ettiğini, davalı …’ın ise elektrik aboneliği talebine şartname nitelikli cevap yazısı ile davacı tarafa teknik özellikleri belirlenmiş transformatör ve enerji nakil hatları sistemine ait imalat şartlarını ileri sürerek bu işlerin gerçekleştirilmesi karşılığında abonelikleri verdiğini, tek satıcı olmasından kaynaklanan gücünü davacı müvekkil şirket aleyhine kullanmış olduğunu, elektrik aboneliği işlemini gerçekleştirmek için davacıdan … tarafından yerine getirilmesi gereken transformatör, yer altı enerji kablosu, proje yükümlülüklerini Anayasa ve diğer yasal düzenlemelere aykırı olarak davacı şirkete yükleyerek yaptırmış olduğunu, beyan etmiş olduğu elektrik faturalarındaki işlere ait 151.192,46 TL faturalı ve davacı şirket kendisi tarafından yapılmış olan faturasız işçilik, kazı, inşaat kısımları masraflarını da talep etmiştir.
Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; kendilerine husumet yöneltilemeyeceği, zira özelleştirme kapsamında özelleştirme Yüksek Kurulunca lisans devri ile işletme devir hakkı sözleşmesinin dağıtım şirketleri ile imzalandığını, buna göre de davanın reddi gerektiğini, kendileriyle … arasındaki 24/07/2006 tarihli sözleşmenin 7.maddesi dikkate alınarak davanın … yöneltilmesi gerektiği, esas bakımından da davanın elektrik piyasalar, lisans yönetmeliği, 33. maddesi kapsamında yapılan sözleşme nedeniyle hukuka aykırılığının bulunmadığını ileri sürerek davanın reddini talep etmiştir.
Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; zamanaşımı, hak düşürücü süre ve husumet itirazında bulunarak davanın bu nedenle de reddine karar verilmesini, kendileri ile … arasında özelleştirme kapsamında işletme hakkı devir sözleşmesi bulunduğunu, tesislerin mülkiyetinin … ait olduğunu, kendilerinin tesislerinin işletme hakkına sahip olduğunu, mülkiyetine sahip olmadıklarını, mülkiyetinin … kaldığını , bu nedenle de davanın reddi gerektiğini, davanın belirsiz alacak davası olarak açılamayacağını, kısmi dava olarak açılamayacağını, bu nedenle de reddi gerektiği, davacı ile yapılan sözleşme uyarınca davacıya 1600 kVA güç talebi için 18/03/2010 tarihinde tip-c/2 enerji müsadesi belgesinin düzenlendiği bu EMB doğrultusunda 24/05/2012 tarih 2136 sayı ile geçici kabul tutanaklarının onaylandığı, 22293 nolu TM nin devreye alındığı, davacı şirketin istemiş olduğu gücün bazı şartlarla, 1 adet trafo merkezi ile bu merkezden itiaren komple alçak gerilim şebekesinin davacı şirket tarafından tesis edilerek müvekkili şirkete işletme ve bakım karşılığında devredilmesi ile enerjilendirilebileceği belirtildiğini ve davacının da bunu kabul ettiğini, üzerine kendilerine lehine 99 yıllığına iltifak hakkı bulunduğunu yürürlükte olan yönetmeliklere uygun olarak hareket ettiklerini, davacının başka enerji firmalarından enerji temin etme imkanı varken kendilerinin sunduğu şartları beğenmemesi halinde sözleşme yapmayabileceğini, bu nedenle tek satıcılık ve eşitlik ilkesine aykırılığın bulunmadığını, sözleşme şartlarının genel işlem şartı olduğu ve butlanı gerektiği yönündeki davacı iddiasının doğru olmadığı, tek tip olmayıp tesisis özelliği ve şartlarına göre enerji müsadesi belgesinin değişiklik gösterdiğini, ve belgesinin tarihinin 2009 yılı olması nedeniyle 6098 sayılı yasanın değil 818 sayılı Borçlar Kanunu uygulanması gerektiğini ve davacının basiretli tacir olması gerektiğini, bu nedenlerle de aradan geçen süreden sonra yapmış olduğu talebin ve davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İlk derece mahkemesi tarafından 18/03/2010 tarihli TİP-C/2 enerji müsaadesi başlıklı şartname, geçici kabul tutanağı, fatura proje açıklama raporu ve diğer teknik dektaylar, yazışma örnekleri, abonelik sözleşmesi incelenmiş, bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
Mahkemece yapılan yargılama sonunda; davalı … yönünden; “davalı … ile yapılan sözleşmeye davalı … herhangi bir katılımının söz konusu olmadığı ve sözleşmenin nispiliği ilkesi gereğince sözleşmenin taraflar arasında hüküm doğuracağı hususları birlikte değerlendirildiğinde davalı … husumet yöneltemeyeceğini” gerekçesiyle davacının … ilişkin davasının usulden reddine; Davalı … yönünden ise; “davalı … yasa ve EPDK mevzuatı gereğince üzerine düşen görevlerin, davacıya şartname imzalatmak suretiyle yerine getirmeyip, kendi görevinde olan tesisin davacıya yaptırdığından ve davacının da tacir olması, yaptığı faaliyetinden kazanç gütme, kaygı ve süresini dikkate alarak dürüstlük kuralına, tekel hizmetlerinin eşitlik kurallarına aykırı olan sözleşmeyi imzalamak zorunda kalmasına ve bu nedenle davalı … yerine, onun edimini vekaletsiz iş görme hükümleri uyarınca yerine getirmiş olup, tesisin davalıya devredilmiş olduğu, bilirkişi raporunda tespit edildiği üzere geçici kabulün yapıldığı tarih olan 01/08/2013 tarihi dikkate alındığından belgeli miktar olan 151.192,46 TL ye bilirkişiler tarafından yapılan hesaplamada kadri maruf olarak belirlenen kazı ve işçilik bedellerinin de raiç ve yapılan işe uygun olduğu kabul edilerek 15.246,00 TL nin de toplam 166.438,46 TL nin her iki tarafın tacir ve işin de ticari işletmeleri ile ilgili olması tacirlerin borçlarının da ticari olması ve 6102 sayılı yasanın 9.maddesi uyarınca davalı tarafa ödeme konusunda ihtar edilmediğinden dava tarihi itibariyle temerrüde düşürülmüş olmasından dolayı belirlenen bedelin davalı …’tan dava tarihinden itibaren avans faiz yürütülmek suretiyle alınarak davacıya verilmesine” karar verilmiştir.
Söz konusu kararı davalı … vekili istinaf etmiştir. İstinaf dilekçesinde özetle; elektrik dağıtım faaliyetine ilişkin olarak kullanılan mal ve hakların mülkiyetinden kaynaklı ihtilafların çözümünde sorumlunun … olduğunu, bu hususun dağıtım tesisinin mülkiyetine sahip olmanın doğal sonucu olduğunu, davada inşa edilen tesislerin mülkiyetinin değil bedelinin talep edildiğini, sözleşmenin nispiliği ilkesi gereğince davacı ile … arasında imzalanan sözleşmeyi herhangi bir şekilde dahil olmayan … husumet yöneltilemeyeceğini, davacının yapımı tamamlanan tesislerin bedellerini talep etmekle birlikte bu konudaki iddiasını inşa edilen tesislerin mülkiyetine dayandırmış olduğunu, davanın belirsiz alacak davası olarak açılamayacağını, tesislerin yapım maliyetlerine ilişkin bedellerin davacı tarafça karşılandığı dikkate alındığında talebin belirlenebilir olduğunu, taraflar arasında tanzim edilen enerji müsadesi belgesi (EMB) TİP-C/2’nin ilgili maddeleri gereğince, dava konusu mahalde bulunan ve yapımı tamamlanan tesislerin kullanım haklarının bakım ve onarımı müvekkili şirket tarafından karşılanmak kaydıyla müvekkiline devredildiğini, tesislerin mülkiyetinin talep edilmediğini sadece kullanım haklarının sözleşme ilişkisi kapsamında talep edildiğini, davacının müvekkiline karşı herhangi bir itirazı olmadığı gibi mevzuat kapsamında da itirazda bulunmadığını, müvekkili şirketin önerdiği şartları itirazsız kabul ederek sözleşme gereklerini yerine getirdiğini, itiraz hakkı tanınmadığı iddiasının hukuki gerçeklikten uzak olduğunu, sözleşme koşullarını yerine getirdikten sonra sözleşme ilişkisinin hukuka aykırı olduğunu ileri sürmenin hakkın kötüye kullanımı olduğunu ve ahde vefa ilkesine aykırı olduğunu, geçerli sözleşme nedeniyle dava konusu alacakların müvekkilinden istenemeyeceğini, alacak kalemlerinin yanlış hesaplandığını ileri sürerek kararın kaldırılmasını istemiştir.
Davacı vekili; davalının istinaf talebine verdiği cevap dilekçesinde; istinaf talebinin reddine karar verilmesini ancak mevzuat gereği mahkemenin verdiği hükmük mülga olduğunu ve uygulanabilirliğinin bulunmadığını, davalıların EPDK tarafından yayınlanan 5187 – 2 nolu karardaki kullanıcı tarafından dağıtım varlıklarının teslim edilme metodolojisi yasal hükmüne göre para ödemesi yapılacağından, yaptırılmış olan elektrik dağıtım tesis bedellerinin en fazla 12 taksit halinde aboneye ödeneceği, aboneye yaptırılan tesisin parasal bedelinin defaten ödemek zorunda olduğundan, kararın düzeltilmesini karar verilmesini istemiştir.
Dava, davacı tarafından inşa ediylen sitenin ihtiyacı içen yapılan transformatör, elektrik dağıtım panoları, yüksek gerilim, E.N.H ve diğer tesis bedellerinin imal tarihinden bu yana ticari faiz ile davalıdan tahsili talebine ilişkindir.
Konuya ilişkin emsal niteliğinde İstanbul 4 Asliye Ticaret Mahkemesinin 31/05/2016 tarih ve 2014/1602 Esas, 2016/483 Karar sayılı kararı ile ” Davanın kabulüne, dava ve ıslah dilekçesine göre; 209.304,00 TL’nin dava tarihinden itibaren, 14.448,00 TL’nin ıslah tarihi olan 23/03/2016 tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalılardan alınarak davacıya verilmesine karar verilmesine ” ilişkin kararının temyiz incelemesi sırasında, Yargıtay 3. Hukuk Dairesi’nin 17/05/2018 tarih ve 2016/18362 esas, 2018/5395 karar sayılı bozma ilamı ile; 28.01.2014 tarih ve 28896 sayılı Resmi Gazetede yayınlanan Elektrik Piyasası Bağlantı ve Sistem Kullanım Yönetmeliğinin geçici ve son hükümlerinde “Kullanıcı tarafından tesis edilen iletim ve dağıtım varlıklarına ilişkin metodoloji” ve “mahsup yöntemiyle geri ödeme hususları düzenlenmiştir.” Yine, aynı yönetmeliğin 20. ve 21. maddelerinde de kullanıcı tarafından tesis edilen iletim ve dağıtım varlıkları ile geri ödemeye ilişkin metodoloji usul ve esasları düzenlenmiştir.Mahkemece, yatırım programı içerisinde davalının yapması gerekli olan yatırımın abone (davacı) tarafından yapılması nedeniyle talep edilebilecek bedel ve tahsil şeklinin yukarıda açıklanan yönetmelik hükümlerine göre belirlenmesi ve sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, yukarıda ifade edilen yönetmelik hükümleri ve ilkeleri karşılar nitelikte olmayan yetersiz bilirkişi raporu hükme esas alınmak suretiyle yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiştir.” denilerek bozulmasına karar verildiği, buna göre bozma kararına uyularak alınan bilirkişi raporu kapsamında bu kez ” Davanın kısmen kabulüne, dava ve ıslah dilekçesine göre; 209.304,00 TL nin dava tarihinden itibaren, işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılardan alınarak davacıya verilmesine, fazla talebin reddine karar verilmiştir. Bu kararın temyiz incelemesinde ise, Yargıtay 3.Hukuk Dairesi Başkanlığının 2019/3728 E.2019/10672 K.sayılı ve 16/12/2019 tarihli ilamı ile hükmün onanmasına karar verildiği görülmüştür.
Somut olaya gelince; davacı tarafça inşa edilen toplu konutun elektriğini karşılamak üzere, davalı … yapılan müracaat sonucu 18.03.2012 tarihli şartname gereği tesisin yapılarak 14.05.2012 tarihli geçici kabul tutanağı ile davalı … devredildiği, davacı tarafından inşa edilen tesis bedelinin 151.192,46 TL , faturasız olarak yapılmış kazı ve işçilik bedelinin 15.246,00 TL olmak üzere toplam 166.438,46 TL olduğu, yapılan bilirkişi incelemesinde …tarih ve … sayılı Resmi Gazetede yayınlanan “Kullanıcı tarafından dağıtım varlıklarının tesis edilme metodoljosi hükümlerine göre inceleme yapıldığı görülmüştür.
Buna göre emsal Yargıtay kararları ve yasal mevzuat çerçevesinde hükme dayanak bilirkişi raporunda, 28.01.2014 tarih ve 28896 sayılı Resmi Gazetede yayınlanan Elektrik Piyasası Bağlantı ve Sistem Kullanım Yönetmeliğinin geçici ve son hükümlerinde “Kullanıcı tarafından tesis edilen iletim ve dağıtım varlıklarına ilişkin metodoloji” ve “mahsup yöntemiyle geri ödeme hususları düzenlenmiştir.” Yine, aynı yönetmeliğin 20. ve 21. maddelerinde de kullanıcı tarafından tesis edilen iletim ve dağıtım varlıkları ile geri ödemeye ilişkin metodoloji usul ve esaslarının düzenlendiği belirtilerek buna göre davacı alacağının belirlendiği görülmüştür.
Bu itibarla,alınan bilirkişi raporu taraf,mahkeme ve Yargıtay denetimine elverişli bulunduğundan,mahkemenin davacı alacağının belirlenme şeklinin ilgili yönetmelik hükümlerine uygun olduğu anlaşılmıştır.
Ancak söz konusu yönetmeliğin 21.maddesinde tesis bedelinin iadesi ve uygulanacak kurallar başlığı altında yapılan düzenlemede , geri ödemeye konu tutar için “3095 sayılı kanuni faiz ve temerrüt faizine “ilişkin kanun hükümlerine göre belirlenen kanuni faiz oranı uygulanır “hükümlerinin getirildiği belirlenmiştir.
Buna göre ,dava konusu alacak yönünden ,mahkemece yasal faiz yerine avans faizine hükmedilmesi usul ve hukuka uygun görülmediğinden,davalı …’ın karardaki sadece faiz türüne dair istinaf talebinin yerinde olduğu anlaşılmıştır.
Ayrıca ,davalı …’ın, sorumluluğun diğer davalı …’ta olması gerektiği konusundaki istinafına gelince ;… ile davalı … arasında düzenlenen 24/07/2016 tarih işletme devir hakkı sözleşmesinin 7.5 maddesinde, dağıtım faaliyetinin şirket tarafından yürütüldüğü dönemde bu faaliyet kapsamında gerçekleştirilen her türlü iş ve işlemlerin bütün sorumluluğunun …’ a ait olduğu düzenlendiğinden,bu konudaki istinaf talebinin reddi gerekir.
Açıklanan nedenlerle; davalının istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile , ilk derece mahkeme kararın HMK 353/1-b-2 maddesi uyarınca düzeltilerek yeniden esas hakkında; “davalı … yönünden davanın husumet yönünden reddine, davacı … yönünden davanın kısmen kabulü ile166.438,46 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle beraber davalı … alınarak davacıya verilmesine,” karar verilmesi gerekmiştir.
K A R A R : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
Davalının istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile ilk derece mahkeme kararın HMK 353/1-b-2 maddesi uyarınca düzeltilerek yeniden esas hakkında;
1-Davacının davalı …’a ilişkin davasının husumet yokluğundan reddine,
2-Davacının davalı …’a karşı olan davasının kısmen kabulü ile 166.438,46 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalı …’tan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine,…” şeklinde karar verilmiştir.
Bu itibarla, Emsal BAM kararında; … yönünden davanın pasif husumet yokluğundan usulden reddine karar verilmesi gerektiği, genel 10 yıllık zaman aşımı süresi dikkate alınarak zaman aşımı süresinin hesaplanacağı, elektrikle ilgili alt yapı yatırımlarının Elektrik Piyasası Kanunu ve EPDK mevzuatı uyarınca davalı … tarafından yerine getirilmesi gerektiği halde, usulsüz şartnamelerle davacı şirket tarafından yapılmak zorunda bırakılan alt yapı yatırımlarının bedelinin iadesinin gerektiği, bu bedelin 12 taksit halinde ödenmesine yönelik Kanun hükmünün mülga olması karşısında artık taksitlendirme yönteminin de uygulanamayacağı ve bu konuda Yargıtay 3. Hukuk Dairesinin 2019/3728 E. sayılı güncel kararında yerel mahkeme kararını onadığının belirtildiği husuları vurgulanmaktadır. Kaldırma sebebi olarak değinilen tek durum, Elektrik Piyasası Bağlantı ve Sistem Kullanım Yönetmeliğinin 21. Maddesi uyarınca yerel mahkemenin ticari avans faizi yerine, yasal faiz uygulanması gerektiğine ilişkindir.
Hemen belirtmek gerekir ki, somut olay bakımından yukarında değinilen emsal karar uyarınca yargılama yapılmış; husumet, zamanaşımı, bedel iadesi, taksitlendirmenin mülga olması, yasal faiz uygulanması bu karar çerçevesinde ele alınmış ve bilirkişi raporu doğrultusunda hüküm kurulmuştur.
Açıklanan nedenlerle, davalı …’ ın Elektrik Piyasası Kanunu ve bu Kanuna dayanılarak çıkartılan yönetmelikler ile EPDK mevzuatı gereğince kendi dağıtım bölgesi içinde elektrik enerjisi üretimini rekabet ortamına uygun şekilde işletmek, bu tesisleri yenilemek, kapasite ikame ve artırım yatırımlarını yapmak, dağıtım sistemine bağlı veya bağlanacak olan tüm kullanıcılara mevzuat hükümleri doğrultusunda eşit ve ayrım gözetmeksizin hizmet sunmakla yükümlü olduğu, ancak davalı …’ ın somut olayda üzerine düşen bu görevleri davacıya şartname imzalatmak suretiyle yerine getirmeyip, kendi görevinde olan tesisleri davacıya yaptırdığından ve davacının da tacir olması, yaptığı faaliyetinden kazanç gütme, kaygı ve süresini dikkate alarak dürüstlük kuralına, tekel hizmetlerinin eşitlik kurallarına aykırı olan sözleşmeyi imzalamak zorunda kalmasına ve bu nedenle davalı …’ın yerine, onun edimini vekaletsiz iş görme hükümleri uyarınca yerine getirmiş olup, tesisin davalıya devredilmiş olduğu, bilirkişi raporunda tespit edildiği üzere geçici kabulün yapıldığı tarih olan 21/01/2015 tarihi dikkate alındığında belgeli miktar olan 111.157,12 TL’ nin ve bilirkişi tarafından yapılan hesaplamada yine davacı tarafından yerine getirilen kazı ve işçilik bedelli 2.790,00 TL olmak üzere toplam 113.947,12 TL nin davalı …’tan yukarıda değinilen Yönetmeliğin 21. maddesi uyarınca dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte alınarak davacıya verilmesine, davalı … yönünden davanın pasif husumet yokluğundan usulden reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: (Ayrıntısı ve Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere);
1-Davacının davalı …’a yönelik davasının pasif husumet yokluğundan REDDİNE,
2-Davacının davalı …’a yönelik davasının ıslah beyanları uyarınca kabulü ile; 113.947,12 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalı …’tan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
3-Kabul edilen dava değeri üzerinden alınması gereken 7.783,72 TL harçtan başlangıçta peşin alınan 1.898,29 TL harcın ve 48,00 TL ıslah harcının mahsubu ile bakiye kalan 5.837,43 TL harcın davalı …’ tan alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
4-Davacı tarafından yapılan 1.898,29 TL peşin harç, 48,00 TL ıslah harcı, posta, tebligat masrafı 284,00 TL, bilirkişi ücreti 600,00 TL olmak üzere toplam 2.830,29 TL yargılama giderinin davalı …’ tan alınarak davacıya VERİLMESİNE, davalı … tarafından yapılan 14,00 TL yargılama giderinin kendi üzerinde BIRAKILMASINA,
5-Davalı … tarafından yapılan 22,00 TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalı …’ a VERİLMESİNE,
6-Davacı yargılama sırasında kendisini bir vekille temsil ettirdiğinden kabul edilen dava değeri üzerinden hesaplanan ve karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 13/1. maddesi uyarınca belirlenen 14.774,98 TL vekalet ücretinin davalı …’ tan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
7-Davalı …. yargılama sırasında kendisini bir vekille temsil ettirdiğinden reddedilen dava değeri üzerinden hesaplanan ve karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ nin 7/2. ve 13/1. maddesi uyarınca belirlenen 4.080,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak ile davalı …’ a VERİLMESİNE,
8-HMK 333. maddesi uyarınca taraflarca yatırılan ancak kullanılmayarak artan bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde resen ilgili taraflara veya vekillerine İADESİNE,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süresi içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’ne İstinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 02/12/2020

Katip
e-imzalıdır

Hakim
e-imzalıdır