Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/757 E. 2020/255 K. 10.07.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2016/757 Esas
KARAR NO : 2020/255

DAVA : Tazminat (Şirketler Hukukundan Kaynaklanan), Ticari Şirket (Ortaklıktan Çıkarma)
DAVA TARİHİ : 11/07/2016
KARAR TARİHİ : 10/07/2020

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Şirketler Hukukundan Kaynaklanan), Ticari Şirket (Ortaklıktan Çıkarma) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı şirketin 2004 tarihinde … ve … tarafından kurulduğunu, gemi acenteliği yaptığını ve İstanbul Boğazından geçen transit gemilerle ilgili koruyucu acentelik hizmeti verdiğini, ortaklardan …’in ölümü üzerine mirasçıların hisselerini önce …’e devrettiklerini onun da hissesini davalı …’e devrettiğini, ortaklardan …’ın gemi acenteliği belgesi bulunduğunu, bir süre şirketi müdür sıfatıyla yönettiğini, daha sonra hissesini eşi …’a devrettiğini, … ve … AŞ’ye satmaya çalıştığını, daha önce müvekkili tarafından söz konusu rakip firmanın Rekabet Kurumuna şikayet edildiğini, davalının hissesini anılan şirketin ortağı …’e satmaya çalıştığını, davacı şirketin genel kurul toplantısına davalı …’le birlikte … ve avukatının da katıldığını ve toplantıda şirket bilgilerinin ellerinde olduğunu bildirerek ortak olmadığı takdirde firmayı bitireceğini söylediğini, davacı şirketin eski ortağı olan …’ın daha önce …’in hakim ortak olduğu şirkette 26 yıl çalıştığını, aralarında haksız rekabet iddiasından kaynaklanan uyuşmazlık bulunduğunu, davalının rakip firmalarla ortak hareket ederek davacı şirketi zarara uğrattığını, davacı tarafından kiralanan geminin kira akdinin feshini sağlayarak rakip firmaya kiralanmasına yardımcı olduğunu, bundan dolayı şirket hasılatında kayıp yaşandığını, dayanaksız olarak kar payı talep ettiğini, şirketin muhasebe işleyişini yavaşlattığını, şirket toplantılarında …’in talimatlarıyla hareket ettiğini, şirket ile ilgili bilgileri rakiplere aktardığını, yine aynı kişinin talimatıyla davalı ortak tarafından davacı şirket müdürünün azli ve kayyım atanması amaçlı davalar açıldığını, davalının tutumlarının şirkete sadakat ve bağlılıkla uyuşmadığını, davalının girişimleri sebebiyle şirketin küçülme sürecine girdiğini belirterek, öncelikle ihtiyati tedbiren davalının ortaklıktan kaynaklanan bilgi edinme, şirket defter ve belgelerini inceleme, oy kullanma haklarının tedbiren durdurulmasına karar verilmesini, esas yönünden de haklı sebeplerle davalının şirket ortaklığından çıkarılmasına ve ayrıca davalının bağlılığa aykırı davranışları sebebiyle şirketin uğradığı zararın tespiti ile şimdilik (belirsiz alacak davası olarak) 10.000,00-TL’nin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin davacı şirkette %50 oranında hissedar olduğunu, müvekkili tarafından davacı şirkete kayyım atanması talebiyle … 10 ATM … E dosyasında dava açıldığını, açılan davada verilen tedbir kararıyla davacı şirkete kayyım atandığını, diğer ortak …’ın davacı şirketin işlerini, motorlarını, imkanlarını, elemanlarını ve kazancını yeni kurdukları … A.Ş’ye aktardıklarını,… hissedarı …’nun (…’ın eşi ve davacı şirket eski ortağı-müdürü olan) …’ın akrabası olduğunu, bu konuyla ilgili … 6 ATM’de … Esas sayılı dava açıldığını, açılan davalarda alınan bilirkişi raporuyla müvekkilinin haklı olduğunun tespit edildiğini, davada ortaklıktan çıkarma davası açılabilmesinin ön şartının bulunmadığını, TTK 616, TTK 621 maddeleri gereğince genel kurulda 2/3 oy çokluğu ile bu yönde karar alınması gerektiğini, bu nedenle davanın usulden reddi gerektiği, aksi halde … 6. ve 10. Asliye Ticaret Mahkemelerinde açılan dava sonuçlarının beklenmesi gerektiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE
Dava, limited şirket ortağı olan davalının ortaklıktan çıkarılması, şirkete vermiş olduğu zararın davalı ortaktan tahsili talebine ilişkindir.
Davacı şirketin ticaret sicil, ortak, yönetici kayıtları, TSG ilanları, ana sözleşmesi, GK toplantı tutanakları, hazirun cetvelleri, dosyaya sunulan fotoğraflar, müşteri yazışmaları, beyannameler, Rekabet Kurumu Kararı hakkında Ankara 2.İdare Mahkemesi 2014/1379 E dosyasında verilen karar ve Ankara BİM. kararı, … 3. FSH Ceza Mah. Kararı, … 10 ATM …E ve … 6 ATM ….E dosyaları, dava dışı şirketlerin (… AŞ, …AŞ, … Ltd.Şti, … AŞ) ticaret sicil ve TSG kayıtları, mirasçılık belgesi, ipotek belgesi, hisse devir sözleşmeleri, davalıya şirketten yapılan ödeme dekontları, davacı şirketin ticari defter ve kayıtları incelenmiş, tanıklar dinlenmiş, iki mali bilirkişi ile sektör bilirkişisinden oluşan bilirkişi kurulu vasıtasıyla bilirkişi incelemesi yaptırılarak kök ve ek raporlar alınmıştır.
Davacı şirketin dava tarihi itibariyle ortaklık yapısının %50 ortak …, %50 ortak … şeklinde olduğu, münferit yetkili kanuni temsilcisinin-şirket müdürünün ortak … olduğu, eski ortak …’ın münferit temsil yetkisi verilmiş dışarıdan atanan müdür olarak görev yaptığı görülmektedir.
Davada iki ayrı talep bulunmakta olup, öncelikle davalı ortağın davacı limited şirket ortaklığından haklı nedenle çıkarılması talebi yönünden yapılan hukuki değerlendirme sonucunda, limited şirketlerde de uygulanan TTK md 616 ve 621 hükümlerine göre limited şirket ortağının ortaklıktan çıkarılması davasının açılabilmesi için genel kurulda nitelikli çoğunlukla karar alınmış olmasının özel dava şartı olduğu, dava açılırken bu yönde bir GK kararı sunulmamışsa da Yargıtay 11 HD ve BAM uygulamalarına göre tamamlanabilir dava şartı olan bu hususun tamamlanması için davacı tarafa süre ve imkan tanınmışsa da, davacı limited şirketin %50-%50 hisseli iki ortaklı bir limited şirket olması nedeniyle genel kurulda nitelikli çoğunluk sağlanarak bir ortağın çıkarılması kararı alınmasının, davacı şirket açısından hukuken ve fiilen imkansız olduğu ve böyle bir GK kararının dosyaya sunulamayacağına, bu nedenle dava şartının aranmaması gerektiğine dair davacı vekilinin açık beyanı ve incelenen ticaret sicil kayıtlarına göre davacı şirketin (davalı dahil) iki ortaklı olduğu gözetildiğinde, özel dava şartının davacı tarafça tamamlanamayacağı kesin olarak anlaşılmış olmakla, bu hususta değerlendirme yapılması zorunludur.
Benzer durumdaki (iki ortaklı) limited şirketler tarafından aynı istemle açılan emsal davalarda verilen Yargıtay 11 HD’nin 2016/14480 E 2018/6414 K sayılı içtihadı, İstanbul BAM 13.HD 2018/171 E 2018/903 K sayılı kararında da vurgulandığı üzere, iki ortaklı limited şirkette bir ortağın ortaklıktan çıkarılması için GK kararı alınmasına fiilen ve yasal olarak imkan bulunmadığından, ancak bu husus TTK 616 ve 621. Maddeler uyarınca özel dava şartı olduğundan, davanın bu talep yönünden HMK md 115’e göre dava şartı yokluğundan usulden reddine karar vermek gerekmiştir.
Davalı ortağın TTK md 613’te düzenlenen bağlılık ve sadakat yükümlülüğüne aykırı ve rekabet yasağı kuralına aykırı eylemleriyle davacı şirkete verdiği zarar talebi yönünden yapılan hukuki değerlendirmede ise, bir yandan toplanan-sunulan delillerle birlikte … 10 ATM ile 6 ATM dava dosyaları ve verilen kararların, alınan kök ve ek bilirkişi kurulu raporlarında yapılan tespit ve görüşlerin, dava dilekçesindeki zarar talebi ve talep detaylarıyla ilgili davacı vekilince yapılan açıklamanın, TTK’da düzenlenen ortağın şirkete karşı yükümlülük kurallarıyla, davacı şirket ana sözleşmesi ve kusur/zarar sorumluluğu kurallarıyla birlikte değerlendirilmesi zorunludur.
… 6 ATM … E dosyada davacı (dosyamızın davalısı olan) ortak …, davalıları (dosyamızın davacısı olan) limited şirketin diğer ortağı-müdürü … ile dışarıdan atanmış müdürü … ve …Ltd Şti, davanın konusu ise davalılar tarafından haksız rekabet yapmak suretiyle limited şirkete verilen zararın tazmini istemidir.
… 10 ATM … E dosyada davacı yine (dosyamızın davalısı olan) ortak …, davalısı … ve …, konusu …Ltd.Şti. şirket müdürlerinin azli ve şirkete kayyım atanması istemidir.
İncelenen … 6 ATM dosyasında tahkikatın-bilirkişi incelemelerinin devam ettiği, alınan raporların dosyamıza davalı tarafça da sunulduğu, sunulan bilirkişi kurulu ek raporunda dava dışı … Ltd.Şti’nin 2016 yılında tasfiye sürecine girdiğinin, 2015 yılından sonra 2016 yılında özvarlığının %200 üzerinde kaybedildiği,iş hacminin %35 oranında düştüğü, 2015’te 1.060.517,89 TL kar bildiren şirketin 2016 yıl sonunda 360.576,06 TL zarar raporladığının tespit edildiği; o dosyada davalı olan …AŞ’nin kurucusunun davalılardan (… Ltd atanmış müdürü) …’ın akrabası olduğu, 18.09.2015’te kurulan …AŞ’nin 2015 net satışları 79.496,32 TL iken 2016’da 1.935.547,00 TL’ye yükseldiği, şirket özvarlığının 2016’da çok yükseldiğinin tespit edildiği ve davalıların … Ltd.mallarını,işlerini akrabaları adına kurdukları …AŞ’ye aktardıkları görüşünün bildirildiği görülmektedir.
İncelenen ve mahkememiz dosyasından önceki tarihte açılmış olan … 10 ATM … E dosyasında ise, mahkemenin 17.09.2015 tarihli ara kararıyla …Ltd.Şti’ye tedbiren denetim kayyımı atanmasına karar verildiği, 08.02.2017 tarihli gerekçeli kararla dava kabul edilerek, “şirketteki kasa açığı ve muhasebe kayıtlarının düzgün tutulmaması, idari para cezası ödenmek zorunda kalınması ile genel kurul toplantılarının yapılmaması gerekçesiyle” davalı müdürlerin azliyle şirkete yönetim kayyımı atanmasına karar verildiği, kararın istinaf incelemesi yapan İstanbul BAM 12.HD’nin 2017/518 E 2017/568 K sayılı kararıyla “davalı limited şirketin kasa açığının sebepleri ticari hayatın açıklanan icaplarına uygun bulunduğundan, şirket müdürlerinin azli ile kayyım atanmasını gerektirmeyeceği” gerekçesiyle yerel mahkeme kararı kaldırılarak davanın reddine karar verildiği, kararın temyizi üzerine Yargıtay 11 HD’nin 2018/1522 E 2019/3375 K sayılı ilamıyla “kasa açığıyla ilgili müdür açıklamasının kabul edilebilir olmadığı, ayrıca muhasebe sisteminin düzgün tutulmaması nedeniyle idari para cezası ödenmesine sebep olunduğundan davanın haklı olduğu” vurgulanarak BAM kararının bozulmasına karar verildiği, bozma kararı üzerine dosyanın geldiği İstanbul BAM 12 HD 2019/1482 E2020/256 K sayılı kararıyla ise, Yargıtay bozma ilamına uyulmasına karar verilmişse de, karar aşamasında azli istenen müdürlerin görev sürelerinin dolması ve halen şirket müdürü olmadıklarının tespiti üzerine dava konusuz kaldığından karar verilmesine yer olmadığına karar verildiği, bu son kararın temyiz incelemesinin Yargıtay 11 HD’de devam etmekte olduğu anlaşılmıştır.
Davacı tarafça dosyaya sunulan deliller ve dinlenen tanık beyanları kapsamında, davacı şirketin iş merkezinde 15/05/2015 tarihinde gerçekleştirilen genel kurul toplantısına ortakların yanısıra davalı ortağın yanında gelen dava dışı … isimli kişinin ve avukatının da katıldığı, tanık beyanlarına göre bu kişinin davacı şirket hisselerini almak istediğini, kendisine satılmazsa şirketi bitireceğini söylediği, davalı ortağın davacı şirketin sırlarını ve müşteri bilgilerini kendisine vereceğini beyan ettiği, ayrıca davacı şirketin bazı müşterilerini arayarak kayyım atandığını ve alacaklarını almakta problem yaşayacaklarını söylediği, bu kişinin davacı şirketin gemi acenteliği işinde rakiplerinden olan dava dışı … AŞ’nin kurucularından olan, ayrıca davacı şirketin “rekabet hukuku mevzuatına aykırı olarak limandan yararlanmasını engellediği” iddiasıyla Rekabet Kurumuna şikayet ettiği … AŞ’nin yönetim kurulu üyesi, … yönetim kurulu başkanı olduğu, yapılan şikayet üzerine …AŞ hakkında Rekabet Kurumunca soruşturma açılmasına yer olmadığına karar verilmesi üzerine RKK iptali istemiyle davacı şirketçe Ankara 2. İdare Mahkemesinin 2014/1379 E dosyasında açılan davanın kabul edilerek rekabet kuralları ihlali bulunduğuna dair emareler nedeniyle soruşturma yapılmasının zorunlu olduğu tespitiyle RKK’nın iptaline karar verdiği, Ankara BAM istinaf incelemesinde iptal kararının doğru bulunarak RK’nun istinaf başvurusunun reddine karar verildiği, ayrıca … isimli kişinin şikayeti üzerine davacı şirket eski ortağı-müdürü … hakkında FSEK’ya muhalefet (haksız rekabet) suçundan açılan davada sanığın beraatine karar verildiği; davalı ortağın 04.02.2015’te ortak olduktan 1,5 ay sonra şirketten kendisine 100.000,00 TL nakit ödeme yapılması için ihtar gönderdiği, sonrasında da 666.683,35 TL kar payının 7 gün içinde kendisine ödenmesi istemiyle 24.03.2015’te noter ihtarı gönderdiği, davalı ortağın ablası ve davacı şirketin eski ortağının mirasçısı olan …’e ait … Ltd.Şti’nden davacı şirketçe 2014’te kiralanmış acente teknesinin kira sözleşmesinin 2015 sonunda feshedildiği, davalı şirket ortağının … 10 ATM’de açtığı… E davada tedbiren denetim kayyımı atanmasına karar verildikten sonra davacı şirketin bir kısım müşterilerinin “kayyım atanmış şirketle çalışmayı uygun bulmadıklarından ayrılacaklarını” bildiren e-posta vb yazışmaların dosyaya sunulmuş olduğu görülmektedir.
Mahkememiz dosyası ve davacı şirket ticari defter ve kayıtları üzerinde, mahkememizce resen seçilen mali bilirkişiler ve uzak yol kaptanı bilirkişi tarafından yapılan incelemede alınan kök raporda; davacı limited şirketin 2013 yılında 637.198,66 TL net kar, 2014 yılında 1.193.655,78 TL olağan kar; 2015 yılında 1.060,517,89 TL net kar ve 2016 yılında 262.466,53 TL olağan kar elde ettiği; 2016 yılında 2015 yılına göre net satışlarında 3.878.252,38/6.015.665,20=%65 oranında azalma olduğu ve 2016 yılında 2015 yılına göre olağan karda 262.466,53/1,292.218,86=%20 oranında azalma olduğunun tespit edildiği, 01.01.2015 tarihli açılış kaydında var olan 120 alıcılar hesabındaki müşterilerin 31.12.2016 tarihli kapanış kaydına göre 72 adedinin var olmadığı, davacı tarafından hangi olay nedeniyle ne kadar tazminat talep edildiğinin açıklanmadığı gerekçesiyle zarar/tazminat hesabı yapılamadığı bildirilmiştir.
Davacı şirketin müşteri ve hasılat kaybı olduğu tespit edilmesine rağmen, dosya kapsamı, taraf iddia ve savunmaları doğrultusunda davacı şirkette oluşan zararın sebepleri, tutarı ve zararla davalının eylem ve işlemleri arasında nedensellik bağı hakkında kök raporda herhangi bir değerlendirme-tespit-hesap-görüş bulunmadığından, taraf vekillerinin süresinde kök rapora itirazlarının da değerlendirilmesi amacıyla bilirkişi kurulundan ek rapor düzenlemesi istenmiş, alınan 20/03/2019 kayıt tarihli ilk ek raporda kök rapordaki tespitler tekrarlanarak, tespit edilen bu zarar ve müşteri kayıplarının davalının hangi eyleminden kaynaklandığı konusunda bir bilgi ve belgenin dosyada bulunmadığı ve davacı vekilinin sunmuş olduğu talep açıklama dilekçesinde sadece şirkete kayyım atanmasına sebep olan davalının davacı şirkete kayyım atanmasına sebep olması eyleminin şirketin zararına yol açmış olduğunun belirtilmiş olduğu yazılmış, bu ek raporun yine bir tespit, hesap, mevcut delillerle iddia-savunma ve itirazlar hakkında bir görüş, değerlendirme içermediği tespit edilmiştir.
Alınan raporlarda bildirilen net/olağan kar azalışları,müşteri kayıplarından doğan zararla davalı ortağın eylemleri arasında nedensellik bağı olup olmadığının tespiti için aynı bilirkişi heyetinden tekrar ek rapor istenmiş, alınan ikinci ek raporda ise özetle; davacı şirketin zarar ve müşteri kayıplarının, davalının herhangi bir eyleminden kaynaklandığı konusunda dosya içinde somut herhangi bir bilgi ve belgenin bulunmadığı, davacı şirkete kayyım atanmasına sebep olan davalının bu eyleminden dolayı, şirketin zarara uğradığına dair dosya içinde somut herhangi bir bilgi ve belgenin bulunmadığı, davacı şirketin zarar etmesine sebep olan olay ve durumlarla, davalının eylemleri arasında nedensellik bağının bulunmadığı görüşü bildirilmiştir.
Bu aşamada davacı vekilince yeni bir bilirkişi kuruluyla yeni bilirkişi incelemesi yapılması veya aynı kuruldan tekrar ek rapor alınması gibi bir taleplerinin bulunmadığı, alınan raporlarda tespit edilen zarar tutarı esas alınarak ancak talep artırım yapılmadan dava dilekçesindeki talepleri (10.000,00 TL) üzerinden davanın kabulüne karar verilmesinin istendiği 26/06/2020 tarihli celsede imzası alınarak beyan edilmiş, bu beyan üzerine dosyada mevcut 3 rapor bulunduğu ve net kar azalışı, olağan kar azalışı, hasılat azalışı şeklinde farklı hesap/zarar tespitleri bulunduğu nazara alınarak “hangi hesaplanan tutar esas alınarak hüküm kurulması istendiğini” açıklamak üzere süre verilmiştir. Davacı vekilince dosyaya sunulan 03/07/2020 tarihli dilekçede davadaki talep, dosyada mevcut kök raporda tespit edilen “72 adet müşteri kaybı nedeniyle 2015’e göre 2016’da oluşan 1.029.752,33 TL olağan kar kaybı tespiti davalının neden olduğu zarara esas alınarak, dava dilekçesindeki talep kadar hüküm kurulması” şeklinde açıklanmıştır.
Talep açıklama dilekçesinde belirtilen 1.029.752,33 TL rakamı, dosyada mevcut kök raporda tespit edilen, davacı şirketin 2015’te elde ettiği 1.060.517,89 TL net kar ile 2016 yılında elde ettiği 262.466,53 TL olağan kar rakamı arasındaki farktır.
Davadaki tazminat talepleri ve davalı tarafın savunmaları kapsamında denetime ve hüküm kurmaya elverişli bilirkişi raporu alınabilmesi için, haksız fiil, kusur, illiyet bağı olup olmadığı noktasında iddia ve savunmalarla delillerin değerlendirilmesi ve nihai hükmün takdiri mahkememize ait olmakla birlikte, yapılacak hukuki değerlendirmede yararlanmak üzere, dava dilekçesinde bahsedilen vinçli tekne kontratının … Ltd Şti tarafından hangi sebeple hangi tarihte feshedilmiş olduğu, kontratın ne kadar süredir devam ettiği, fesih tarihinden sonra davacı şirketin aynı özelliklerde vinçli tekne temin edip edemediği, fesih tarihinden sonra davacı şirketin iş hacmi ve müşteri sayısında azalış, gelir ve kar kaybı olup olmadığının tespiti, dava dilekçesinde bahsedilen dava dışı (davalının ailesine ait) … Ltd Şti’nin …’dan davacı şirket ekipmanlarını tahliye ihtarının, bu ihtar sonrası davacı şirketin limanı tahliye tarihinin, bu tahliyeden sonra davacı şirketin hizmet maliyetlerinin artıp artmadığının, arttıysa ne kadar arttığının, iş hacmi ve müşteri sayısında azalış, gelir ve kar kaybı olup olmadığının tespiti; davacı şirket ana sözleşmesinde ortakların rekabet yasağı hakkında hüküm olup olmadığı, davalının eylemlerinin rekabet yasağı maddesine aykırılık oluşturup oluşturmadığı; dosyada mevcut Rekabet Kurumu Kararının iptaline dair Ankara 2. İdare Mahkemesi’nin 2014/1379 E sayılı dosyada verilen kararlar, tanık beyanları, sunulan genel kurul toplantı tutanakları ve fotoğraflar, e-posta yazışmaları, dava dilekçesinde bahsedilen ve dosyada ortaklık yapısı mevcut olan dava dışı şirketlerin ortak-yönetici yapıları, davalı tarafından açılan ve dosya içine getirtilen veya sunulan … 6. Asliye Ticaret Mahkemesi ve 10. Asliye Ticaret Mahkemesi dosyalarında yapılan tespitler ve verilen kararlar, davacı şirketin müşteri kaybetmesine, (varsa) maliyetlerinin artmasına ve tasfiye sürecine girmesine 10. Asliye Ticaret Mahkemesi dosyasında tespit edilen kasa açığının mı, şirkete kayyım atanmasının mı, dava ve açıklama dilekçelerinde bahsedilen durumların mı (kira kontratı feshi, kayyım atanması, …’dan davacı şirketin tahliyesi vb) sebep olduğu; Zeyport Liman’dan tahliye sonrası maliyetlerin ne kadar arttığı; kaybedilen müşteriler özelinde dava tarihi öncesi son üç yılda elde edilen hasılat ve net karın, salt bu müşterilerin kaybı üzerine oluşan yaklaşık/ortalama hasılat/kar kaybının davacı şirket defterlerinden tespiti, bu müşterilerin kaybına özel olarak şirketin ne kadar zarara uğradığı, mevcut raporlarda tespit edilen olağan kar/net kar/hasılat kaybı sebebinin kaynağının maliyet artışı mı müşteri kayıpları mı olduğu, bu müşterilerden kaç tanesinin davacı şirketten ayrılarak …6 ATM dosyasında davalı olan …’e gittiğinin 6 ATM dosyasında alınan bilirkişi raporu ve eklerinden tespiti mümkünse bu şekilde, mümkün değilse dava dışı … Şirketinin ticari defter kayıtlarıyla karşılaştırılarak tespit edilmesi; oluşan kar kaybı-müşteri kaybı ile davalının eylemleri arasında illiyet bağı olup olmadığı, davalının TBK genel hükümlere göre davacı şirketin zararından sorumlu tutulup tutulamayacağı, sorumlu tutulabileceği zarar varsa türü ve tutarının şirket kayıtlarından tespiti ve uzman sıfatıyla görüşlerini bildiren, açıklayıcı ve detaylı rapor alınması zorunludur.
Tüm dosya kapsamı incelendiğinde, davalı ortağın TTK md 623’te düzenlenen, ortağın şirkete sadakat ve bağlılık yükümlülüklerine aykırı eylemleri bulunduğu anlaşılmakla birlikte, …6 ATM dosyası bilirkişi raporunda yapılan ve yukarıda özetlenen tespitler, 10 ATM dosyasında Yargıtay 11 HD’nin davacı şirket müdürlerinin azliyle kayyım atanmasının haklı gerekçeleri bulunduğuna dair bozma ilamıyla birlikte değerlendirildiğinde, davalının şirkete ortak olmasından sonra şirkette yaşanan mali gerileme ve tasfiye sürecine girmesinin tek sebebinin davalı ortağın eylemlerinden kaynaklı olmadığı, davada ispat külfeti davacı tarafa ait olmakla, davalının eylemleri nedeniyle şirketin zarara uğradığının (nedensellik bağının) yanısıra davacının bu eylemler sonucu uğradığı zararın, maddi tazminat istemi içeren davada hüküm kurmaya elverişli şekilde tutar olarak da ispatlanması gerektiği, dosyada alınan bilirkişi kurulu kök ve ek raporlarının davadaki zarar talepleri yönünden denetime ve hüküm kurmaya elverişli olmadığı, dosyada toplanan delillerin olumlu-olumsuz hiç değerlendirilmemiş olduğu, davacı şirketin müşteri ve hasılat/kar kaybı ticari defterlerin yıl sonu hesapları-bilançolar üzerinden tespit edilmişse de bu azalışın sebeplerinin ortaya konmadığı, davacı tarafın “davalının rakip firmalarla işbirliği içinde hareket ederek şirketin maliyetlerinin artmasına neden olduğu” iddialarının hiç araştırılmadığı, hasılat/kar kaybının sadece müşteri kaybından değil bu sebeple doğmuş olmasının da mümkün olduğu, … 10 ATM dosyasında tespit edilen kasa açığının zarara ve şirketin mali durumuna etkisinin değerlendirilmediği, dosyaya getirtilen … 6 ATM ve 10 ATM dosya içerikleri, tespit ve kararlarıyla ilgili herhangi bir değerlendirme, şirketin mevcut durumuna etkisi, dosyaya sunulan deliller kapsamında davalının ana sözleşmeye ve ortağın şirkete karşı yükümlülüklerine uygun davranıp davranmadığı konularında görüş de içermediği, davalı tarafın “davacı şirketin müdürü olan eski ortağının akrabalarına kurdurdukları ….Ltd.Şti’ye davacı şirket müşterilerini aktardığından şirketin müşteri ve hasılat kaybettiği” iddiaları yönünden dosyada yapılmış hiç bir inceleme ve tespit bulunmadığı, bu nedenle salt ek raporda 72 müşteri kaybından bahsedilerek ticari defter sonuç/bilanço hesaplarından tespit edilen 2015 net karı ile 2016 olağan karı arasındaki fark hesabının hükme esas alınmasının bu haliyle mümkün olmadığı, davacı tarafça talep edilen bu zarar rakamının tümden davalının sadakat yükümlülüğüne aykırı eylemlerinden kaynaklandığının bu aşamada ve mevcut delil durumu itibariyle ispatlanmış sayılamayacağı anlaşılmakla, alınan bilirkişi kurulu raporları hükme esas alınmamış ve bu nedenle davadaki maddi tazminat talepleri yönünden ispatlanamayan davanın reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Ayrıntısı ve Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere;
1-Davanın, davalının davacı … ortaklığından çıkarılması talebi yönünden, özel dava şartı yokluğu nedeniyle USULDEN REDDİNE,
Davanın, maddi tazminat talebi yönünden ispatlanamadığından REDDİNE,
2-Davalı taraf vekille temsil olunduğundan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca reddedilen maddi tazminat talebi yönünden,hesap ve taktir olunan 3.400,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalıya verilmesine,
3-Davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafça yapılan 90,00-TL posta masrafından ibaret yargılama giderinin davacıdan alınıp davalıya verilmesine,
5-Taraflarca yatırılan gider ve delil avansının kullanılmayan kısmının, karar kesinleştiğinde, istek halinde ilgili tarafa iadesine,
6-Alınması gerekli 54,40-TL karar harcının peşin alınan 170,78-TL harçtan mahsubu ile fazla alınan 116,38-TL’nin karar kesinleştiğinde ve istek halinde davacıya iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, tarafların gerekçeli kararı tebliğ tarihinden itibaren 2 HAFTA içerisinde mahkememize verecekleri bir dilekçe ile veya bulundukları yerdeki başka bir mahkeme aracılığıyla mahkememize gönderecekleri dilekçe ile HMK. 341.maddesi uyarınca İstanbul BAM. nezdinde İSTİNAF yoluna başvurma hakları bulunduğu hatırlatılmak suretiyle karar verildi.10/07/2020

Katip …

Hakim …