Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/752 E. 2018/1172 K. 15.11.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2016/752
KARAR NO : 2018/1172

DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 01/07/2016
KARAR TARİHİ : 15/11/2018

DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, davacı tarafından davalı şirket ile kuru yonca otu satımı konusunda anlaşma bulunduğunu, … Limanından 186.367,20USD değerinde kuru yonca otunun 10/10/2013 tarihli fatura ile aynı tarihli gümrük çıkış beyannamesi ile ihracı yapılarak Birleşik Arap Emirliklerine gönderildiğini, davalı şirkete Ağustos 2013 tarihinden 24/12/2013 tarihine kadar 7 kez yonca otu ihracatı yapıldığını, bunlardan beşinin akreditif karşılığı ihraç olduğu halde davalı şirket ile davacı arasında yapılan anlaşma sonucu dava konusu mala ait ihracatın mal karşılığı yapılması konusunda anlaşıldığını, ihracatın mal karşılığı yapılmış olmasına rağmen şirket çalışanlarınca diğer ihracatlar gibi bu ihracatın da ödeme şeklinin akreditif olacağı düşüncesiyle sehven diğer ihracat kalemlerine ait ödeme yeri bankası ve akreditif numarası yazılarak fatura ve gümrük çıkış beyannamesinde akreditif karşılığı ihracat olduğunun belirtildiğini, ancak yapılacak incelemede anlaşılacağı üzere davacının faturada ödeme yeri bankası olarak gösterilen … Şubesine akreditif belgesi sunmadığını, ihracata ilişkin bir akreditif bedeli tahsil etmediğini, davalıyla yapılan görüşmelere rağmen ihracat bedelinin gönderilmediğini, icra takibine başlandığını, takibe itiraz edildiğini belirterek itirazın iptaline, takibin devamına ve icra inkar tazminatına hükmedilmesini istemiştir.
CEVAP:Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle, mahkememizin yetkili olmadığını, davalı şirketin Amman-Ürdün’de faaliyet gösterdiğini, dava dilekçesinde gösterilen adresin davalı şirkete ait olmadığını, 1 yıllık zamanaşımı süresinin geçtiğini, 10/10/2013 tarihli faturadan dolayı 2015 yılında icra takibi başlatıldığını, taraflar arasında ticari ilişkiden dolayı davalının alacaklı olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE: Dava, itirazın iptali talebine ilişkindir.
Taraflar arasında ticari mal alım satımı konusunda anlaşma bulunduğu, davaya konu yonca otu emtiasının … limanından davalı şirketin yerleşik bulunduğu Ürdün’e gönderildiği sabittir.
Dosyaya getirtilen ihracat belgeleri ve davacı kayıtları üzerinde yapılan inceleme sonunda düzenlenen bilirkişi kök raporunda özetle; davacının davalıya ait cari hesap ekstresinde ve … Bank AŞ tarafından gönderilen cevap yazısında davacı şirkete ait 10.10.2013 tarihli 186.367,20.-USD tutarlı ve … sayılı gümrük beyannamesi kapsamında ve faturada belirtilen … referanslı herhangi bir ödemenin gelmediği, davalının söz konusu ihracata ilişkin tutarı ödememiş olduğu, davalının uğradığı zararla ilgili belgelerin dosyaya sunulmadığı, mevcut hale göre davalıdan 186.367,20.-USD alacaklı olduğu ifade edilmiştir
Uyuşmazlığın aydınlığa kavuşması için dış ticaret ve akreditif uzmanı bir bilirkişinin heyete katılması gerektiği sonucuna ulaşıldığından bu konuda seçilen bilirkişinin katılımıyla düzenlenen 03.08.2018 tarihli ek bilirkişi raporunda, transit ticaret, akreditif ve buna ilişkin kavramlar tanıtıldıktan sonra somut olayla ilgili inceleme ve değerlendirme yapılmış ardından özetle “…. Takip alacaklısı davacı ihracatçı ile takip borçlusu davalı ithalatçı arasında … Bank AŞ … Şubesi kanalıyla bir akreditif ilişkisinin kurulmamış olduğu, …’den çıkan malın Dubai’deki limanda takip borçlusuna teslim edildiğini gösteren belgelerin ve gümrük müdürlüğünce düzenlenen …’nin dosyada bulunmadığı, davalı tarafından … Bank … Limited … şubesinde, davacı lehine akreditif açılıp açılmadığı, … Bankası’ndan konşimentonun davalı tarafından teslim alınıp alınmadığı hususunun soruşturulmasının mahkemenin takdirinde olduğu, taraflar arasında 09.03.2013 tarihli … menşeli kaba yonca emtiasıanın ve 24.10.2014 tarihli Ukrayna menşeli kurutulmuş saf yonca emtiasının satımı ile ilgili alım satım sözleşmelerin birer transit ticaret sözleşmesi olduğu, davacının 10.10.2013 tarihli ihracata konu Türk menşeli yonca otu ile ilgili talepte bulunduğu, davalının zarar ziyan talebinin ise 09.03.2013 tarihli ve 24.10.2014 tarihli Ukrayna menşeli yonca otunun ihracatı ile ilgili olduğu, bu ihracatlarla ilgili ve takas ve mahsup savunmasının zaman ve zemin itibariyle yasal ve dayanağının bulunmadığı, 10.10.2013 tarihli türk menşeli yonca ihracatı ile ilgili malın tesliminin ispata muhtaç olduğu, bu nedenle davacının 186.367,20.-USD asıl alacak ve 38.866,02.-USD alacak talebinin kanıtlanamadığı…” görüşü bildirilmiştir
Ek raporda eksiklik olarak ifade edilen “Mersin’den çıkan malın Dubai’deki limanda takip borçlusuna teslim edildiğini gösteren belgelerin ve gümrük müdürlüğünce düzenlenen …” konusunda delil toplanmasına gerek görülmemiştir.. Zira davalı davamıza konu 10.10.2013 tarihli ihracat konusu emtianın (Türk Menşeli Yonca Emtiası) teslim alındığını dolaylı yönden kabul etmiş ve davamıza konu edilmeyen ihracat işlemlerinde uğradığını iddia ettiği zararlar nedeniyle kendisinin alacaklı olduğunu ileri sürmüştür. Bu sebeple 10.10.2013 tarihli ihracat konusu emtianın tesliminin ispatına yönelik delillerin toplanmasına gerek görülmemiştir
Yine ek raporda sözü edilen “davalı tarafından … Bank … şubesinde, davacı lehine akreditif açılıp açılmadığı, … Bankası’ndan konşimentonun davalı tarafından teslim alınıp alınmadığı hususunun soruşturulmasına” da gerek görülmemiştir. Çünkü davalı uyuşmazlık konusu olan Türk menşeli ihracat ürünlerinin bedelinin ödendiğini savunmamış, başka ihracatlar nedeniyle uğradığı zararlar nedeniyle alacaklı hale geldiğini savunmuştur.
Uyuşmazlığın çözümü bakımından (2) ihracat önem taşımaktadır;
A-Bunlardan ilki 09.03.2013 tarihli ihracat’tır.(bunun konusu Ukrayna menşeili Yoncaların transit ihracatı olup bununla ilgili münferit bir sözleşme vardır)
B-10.10.2013 tarihli ihracat.(Türk menşeli yonca ihracatı)
Davacının talebi de münhasıran 10.10.2013 tarihli ihracata dayanmaktadır. Bu ihracat ile ilgili taraflarca münferit bir sözleşme dosyaya sunulmamıştır. Ancak bu ihracat işlemi de tarafların kabulündedir. Bu ihracat, dava konusu edilmeyen diğer ihracatlardan farklı olup transit ihracat mahiyetinde değildir. Zira dava konusu edilen ihracat konusu yonca Türk menşelidir.
Yukarıda açıklandığı gibi davalı, davaya konu edilen ve icra takibinde dayanılan fatura konusu emtiayı aldığını dolaylı olarak kabul etmiş ve savunma olarak sadece bu ihracattan 7 ay önce yapılan ihracattaki yaşanan sorunlar nedeniyle 660.657,00.-USD zarara uğradığını ileri sürerek davanın reddini talep etmiştir.
Bu durumda;
Davacının yukarıda B maddesi kapsamında yaptığı ihracat nedeniyle malı gönderdiği, malın teslim edildiği ancak bedelinin ödenmediği iddia ve savunmanın kapsamı ile sabittir.
Peki, davalının yukarıda A maddesinde gösterilen ihracat ile ilgili olarak(7 ay öncesindeki) davacının sebep olduğu zararları ileri sürerek B’deki fatura bedelini ödemekten imtina etmesi mümkün müdür? (bilirkişi ek raporunda mümkün olmadığı ifade edilmiştir)
Mahkememizce; taraflar arasında süregelen akdi ilişki gereğince karşılıklı olarak doğan alacak/borçlardan dolayı zamanaşımı süresi içinde diğer taraftan talepte bulunabileceği, takas mahsup defi ileri sürebileceği ilke olarak kabul edilmektedir. Bu nedenle savunmanın ispatlanması koşuluyla davalının yukarıda A maddesi kapsamında gösterilen 09.03.2010 tarihli ihracat sebebiyle oluşan zararın davacının alacağından mahsubu mümkün görülmelidir.
09.03.2010 tarihli ihracat sebebiyle bir zararın oluştuğu, tutarı ve zararın davacının kusurundan kaynaklandığı konusunda ispat yükü davalıdadır.
Davalı tarafın savunmanın ispatı bakımından; 24.8.2016 tarihli delil listesinde dayandığı deliller şunlardır;
– Ticari defterler; davalının teslimin gecikmesine ilişkin zararlarının ticari defterlerle kanıtlanmasının mümkün olmadığı açıktır.
– e-posta yazışmaları : dosyaya sunulan e-posta yazışmaları incelendiğinde; yazışmalarda gecikmelere ilişkin bir takım beyanlar var ise de bu yazışmalardan gecikmenin davacıdan kaynaklandığı, gerçek bir zararın doğduğu sonucuna ulaşmak ve zararın tutarını tespit etmek mümkün değildir.
– 09.03.2013 tarihli sözleşme: sözleşme örneğinin sunulmuş olmasının da savunmayı kanıtlamak bakımından bir etkisinin olmayacağı malumdur.
Sonuç olarak, davalı taraf, 09.03.2013 tarihli ihracat sebebiyle uğradığını ileri sürdüğü zararları ispatlayamamıştır.
Davacının, 10.10.2013 tarihli konusu Türk menşeli yonca otu ihracatı ile ilgili akdi ilişkinin varlığını, teslim olgusunu, alacağın tutarını davalının savunmaları ve usulüne uygun delillerle ispatlamış olduğu kabul edilerek asıl alacak tutarı üzerinden itirazın iptaline karar vermek gerekmiştir. Bilirkişi ek raporunda, davacı iddiasının kanıtlamadığı görüşü ortaya konmuş ise de mahkememizin ispat hukukuna ilişkin konularda bilirkişi görüşüyle bağlı olmadığı değerlendirilerek yukarıda ayrıntılı şekilde açıklandığı üzere iddianın ispatlanmış olduğu sonucuna ulaşılmıştır.
Davacı takip öncesinde temerrüt olgusunu ispatlayamadığından işlemiş faiz talebi yönünden talebinin reddine karar vermek gerekmiştir.
Davalı likit mahiyette alacak yönünden başlatılan icra takibine haksız itirazda bulunduğundan icra inkar tazminatına hükmedilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda yazılı nedenlerle;
1-Davanın kısmen kabulüyle … 13 İcra Müdürlüğünün … sayılı takibine, davalının yaptığı itirazın kısmen iptal ile takibin 186.367,20 USD asıl alacak üzerinden devamına, fazla talebin reddine, asıl alacağa takipten itibaren 1 yıl vadenin USD cinsi mevzuata Devlet Bankalarının uyguladığı en yüksek faiz oranının uygulanmasına,
2-106.065,30 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınıp davacıya verilmesine
3-Davacı vekille temsil edildiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince takdir olunan 35.163,06.-TL vekalet ücretinin davalıdan alınıp davacı tarafa verilmesine,
4-Davalı vekille temsil edildiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince takdir olunan 11.597,91.-TL vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalı tarafa verilmesine,
5-Davacı tarafından peşin harç olarak yatırılan 7.692,31.-TL’sinin davalıdan alınıp davacı tarafa verilmesine,
6-Davacı tarafından yapılan 34,25.-TL açılış gideri, 1.500,00.-TL bilirkişi ücreti, 194,20.-TL tebligat, posta vs. gideri olmak üzere toplam 1.728,45.-TL yargılama giderinin kabul ve ret oranına göre takdir edilen 1.694,85.-TL’sinin davalıdan alınıp davacı tarafa verilmesine, kalan kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
7-Bu dava sebebiyle 36.226,60.-TL Karar harcı alınması gerektiğinden peşin alınan 7.692,31 + 3.204,63.-TL’nin mahsubu ile kalan 25.329,66.-TL’nin davalıdan alınmasına,
8-Karar kesinleştiğinde taraflardan alınan gider ve delil avansının harcanmayan kısmının iadesine,
Taraf vekillerinin yüzlerine karşı kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içinde istinaf yasa yolu açık olmak üzere oy birliğiyle verilen karar, açıkça okunup anlatıldı. 15/11/2018

Başkan …
¸E-İmza
Üye …
¸E-İmza
Üye …
¸E-İmza
Katip …
¸E-İmza