Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/736 E. 2018/874 K. 11.09.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2016/736 Esas
KARAR NO : 2018/874

DAVA : Tazminat
DAVA TARİHİ : 10/10/2011
KARAR TARİHİ : 11/09/2018

Davacı vekilinin mahkememize verdiği dava dilekçesinin yapılan açık yargılamasında
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı tarafın iddiasının ve dayanaklarının özetle :Müvekkili davacı şirket, … Boğaz hattında kendine ait feribotlarla araç ve yolu taşımacılığı yapmaya başladığını, davalı ise bu tarihe kadar ülkenin diğer hatlarında olduğu gibi … Boğaz Hattında da tekel konumunda çalışan bir kamu iktisadi teşekkülü olup, gerekli özel sermaye birikiminin olmadığı dönemlerde denizcilik faaliyetlerini yürüttüğünü, gücünü sahipliğinin kamuya ait olmasından alan güçlü bir işletme olduğunu, davalının … hattında arabalı vapurlarla yaptığı taşıma hizmetine karşılık olarak araç ve yolcu taşıma ücretlerine günün koşulları doğrultusunda düzenli ve sürekli artış uygulamakta olduğunu, müvekkilininde aralarında bulunduğu özel teşebbüse ait rakiplerin … Boğaz hattında piyasaya girmesi ile birlikte 2001 tarihine kadar her iki emsal hatta taşıma ücretlerine düzenli ve sürekli artış yapan davalı … bu tarihten sonra sadece boğaz hattında taşıma ücretlerine artış yapmayı durdurmuş ve zamanla taşıma fiyat tarifelerini maliyetin dahi altına çektiğini, davalı … güçlü ve büyük bir işletme olup, özel teşebbüsün girdiği boğaz hattında bundan önceki fiyat uygulamasından vazgeçtiğini bunu yaparken boğaz hattındaki pazarda hem de başka bir pazar olan … hattındaki hakim durumundan faydalandığını, davalının bu hakim durumundan yararlanarak maliyetin altında yıkıcı fiyat uygulamasıyla boğaz hattındaki rakiplerini piyasa dışına itirek davacı … zarara uğrattığını, rekabeti bozucu eyleme kasıtlı karar ve eylemleriyle sebep olduğunu, davalının özel sektörün pazara girmesiyle birlikte zarar etmek pahasına taşıma fiyatlarını 1999 yılı öncesi seviyelerine çektiğini, davalının hakim durumu kötüye kullanarak maliyetin altında yıkıcı fiyat uygulamak suretiyle Rekabet Kanunun 6. maddesini açıkça ihlal ettiğini gören davacı şikayet dilekçesi ile Rekabet Kurum’una başvurduğunu ve Rekabet Kurulu’nun 17/06/2000 tarih ve 04-42 sayılı toplantısında görüşülerek önaraştırma yapılmasına karar verildiğini, ön araştırma raporuyla soruşturma açılmasına karar verildiğini, önaraştırma raporuyla da soruşturma açılmasına karar verildiğini ve dosyanın raportörlere tevdi edildiğini, raportörlerin her açıdan oldukça ayrıntılı yaptıkları incelemelerde davalının hakim durumu kötüye kullanarak müvekkili zarara uğrattığı ve böylece piyasadaki rekabeti bozucu eylemlere sebebiyet verdiğini, raportörlerin bu raporundaki kesin tespitlerine rağmen Rekabet Kurulu … lehinde karar vererek 4054 sayılı yasanın ihlal edilemediğine karar verdiğini, bunun üzerine müvekkili Rekabet Kurumu aleyhinde Danıştay 13. Daire Başkanlığında işlemin iptaline yönelik idari davayı açtığını ve Danıştay 13 .Daire Başkanlığının 07/01/2008 tarih ve 2006/2508E- 2008/156 K sayılı ilamı ile işlemin iptaline karar verildiğini, böylece davalı …’nin yıkıcı fiyat uygulayarak müvekilin de aralarında bulunduğu özel teşebbüs olan rakiplerini piyasa dışına iterek zarara uğrattığı ilgili karar ile sabit olduğunu, davalı … aleyhinde idari para cezasına hükmedildiğini, Rekabet Kurumu Kurul’un 24/06/2010 tarihinde almış olduğu işbu kararı davacı şirkete 10/10/2010 tarihinde tebliğ ettiğini, bu nedenlerle Danıştay 13 .Daire Başkanlığının 07/01/2008 tarih ve 2006/2508E-2008/156K sayılı ilamı üzerine Rekabet Kurulunun almış olduğu 24/06/2010 tarih ve 10-45/801-264 sayılı kararı ile davalı …’nin 4054 sayılı yasanın 6.maddesine aykırı şekilde maliyetin altında yıkıcı fiyat uygulayarak hakim durumunu kötüye kullanmasının sabit olması nedeniyle konusunda uzman bilirkişilerin tarafların karşılaştırmalı fiyat tarifeleri bilanço ve ciraları inceleyerek verecekleri bilirkişi raporu doğrultusunda davacı şirketin uğradığı fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 200.000 TL maddi tazminatın zararın meydana geldiği tarihlerden işleyecek ticari faiziyle birlikte hesaplanmak suretiyle davalıdan tahsilini, yargılama harç ve giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı tarafın savunmasının ve dayanaklarının özetle ; Davanın öncelikle 6762 Sayılı Türk Ticaret Kanununun haksız rekabet ile ilgili davalar hakkındaki zaman aşımı süresini düzenleyen 62. maddesi hükmüne binaen reddini savunmuştur.
GEREKÇE:
Dava, 4054 Sayılı Rekabetin Korunması Hakkındaki Kanunun 57 ve 58 maddeleri uyarınca şimdilik 200.000,00-TL maddi tazminatın davalıdan tahsili istemine ilişkindir.
İstanbul (Kapatılan ) 45. Asliye Ticaret Mahkemesince yapılan yargılama sonucu davanın zamanaşımı nedeniyle süre yönünden reddine karar verilmiş ise de Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 13/04/2015 tarih, 15-5128 sayılı kararı ile
“Somut olayda, davacının davalı aleyhine Rekabet Kuruluna şikayette bulunduğu, şikayetin reddine ilişkin Kurul kararının Danıştay 13. Daire tarafından iptal edildiği, Danıştay kararına istinaden Rekabet Kurulunca davalı aleyhine idari para cezası tesis edildiği, davalının Danıştay kararını temyiz ettiği, 01.06.2012 tarihi itibariyle temyiz incelemesinin henüz sonuçlanmadığı dosya içeriğinden anlaşılmış, bu tarihten sonra dosyanın akibeti mahkemece araştırılmamıştır. Bu durumda mahkemece, davacının davalı hakkındaki 4054 sayılı Rekabetin Korunması Hakkındaki Kanuna aykırı davrandığına ilişkin şikayetinin Danıştay İdari Dava Dairelerindeki temyiz sonucunun beklenmesi, davalı tarafın zamanaşımı def’inin yukarıdaki hükümler doğrultusunda değerlendirilmesi gerekirken, mahkemece zamanaşımı sürelerinin dolduğu gerekçesiyle davanın reddine dair hüküm tesisi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir. ”
Şeklindeki sebepler çerçevesinde bozma kararı verilmiş olup; usül ve yasaya uygun Yargıtay bozma ilamına uyulmak suretiyle yargılamaya devam olunmuştur.
Danıştay 13. Daire Başkanlığından taraflar arasındaki rekabete aykırı eylemlerle ilgili Rekabet Kurulu kararının iptali istemiyle yürütülen yargılama sonucu verilen karar ve dosya örneğinin temin edildiği, bu karar içeriğine göre davalı … İşletmelerinin hakim durumunun kötüye kullandığı yönündeki şikayetin reddine ilişkin Rekabet Kurulu kararı hukuka aykırı bulunarak iptaline karar verildiği bu kararın yasa yollarından geçerek 10/09/2013 tarihinde kesinleştiği anlaşılmaktadır.
Tarafların bildirdiği diğer delil ve belgeler getirtilmek sureti ile dava dilekçesinde sözü edilen rekabet mevzuatına aykırılık nedeni ile davacı şirketin zararı, kar kaybı bulunup bulunmadığı, bu zararın davalı kurumun rekabet mevzuatına aykırı bir takım işlem ve eylemleri sonucu doğup doğmadığı aradaki illiyet bağının tespiti ve zararın rakamsal olarak belirlenmesi maksadıyla bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilmiş davacı taraf ticari defter ve belgelerini mahkememize ibraz edeceğini beyan etmiş, bu konu da davacı tarafa defter ve belgelerin ibrazı için kesin süre verilmiş ise de davacı taraf defter ve belgelerinin bir kısmını sunmuş ise de davalı kurumun rekabet kanuna aykırı eylemleri nedeni ile 2001-2005 yılları arasındaki taşımalar nedeni ile uğranılan zarar talep edildiğine göre iddia edilen zararın ispatlanabilmesi için gerekli ticari kayıtların davacı tarafından mahkememize ve bu kapsamda bilirkişinin incelemesine hazır edilmesi gerektiği halde hazır edilemediği anlaşılmış, davacı tarafa 09/01/2018 tarihli celsede yeniden ve 2 haftalık kesin süre verilmiş ve yasal sonuçları hatırlatılmış ise de davacı tarafın bir kısım ticari kayıtları dosyaya sunduğu ancak bilirkişinin kendisinden istenen bilgi ve belgeleri ibraz etmediği buna ilişkin bir üst yazı ile dosyanın mahkememize bilirkişi tarafından iade edildiği görülmekle mevcut delil durumuna göre yapılan değerlendirme sonucu; davalı kurumun rekabet mevzuatına aykırı bir takım işlem ve eylemleri bulunduğu ve bu eylemlerin tazminat hukuku bağlamında haksız fiil teşkil eden eylemler olduğu, ancak bu haksız fiilin mağdur olan davacının maddi zararının belirlenmesi ayrıca arada illiyet bağının bulunup bulunmadığı bakımından bilirkişi incelemesinin yaptırılması gerektiği ve bu inceleme için davacının ticari defter ve belgelerinin mahkememize ve bilirkişinin incelemesi için bilirkişiye sunması gerektiği, ancak 1 yılı aşkın süredir. Dosya bilirkişide bulunmasına rağmen istenen bilgi ve belgelerin davacı tarafça bir kısım yasal olmayan mazeretlerle yerine getirilmediği anlaşılmakla ispatlanamayan davanın reddine karar vermek gerekmiş, aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Ayrıntısı ve yasal gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının davasının reddine,
2-Davalı taraf vekille temsil olunduğundan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap ve taktir olunan 17.950,00-TL nispi maktu vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalıya verilmesine,
3-Davacı tarafça yapılan yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına, lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
4-Davalı tarafça yapılan 34,00-TL yargılama giderinin davacıdan alınıp davalıya verilmesine,
5-Taraflarca yatırılan avansın kullanılmayan kısmının, karar kesinleştiğinde, istek halinde ilgili tarafa iadesine,
6-Alınması gerekli 35,90-TL karar harcının peşin alınan 2.970,00-TL harçtan mahsubu ile fazla alınan 2.934,01-TL’nin karar kesinleştiğinde ve istek halinde davacıya iadesine,
Dair, davacı vekilini yüzüne karşı, davalının yokluğunda, kararın tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içerisinde mahkememize ve bulunulan yer Asliye Ticaret mahkemesine dilekçe ile başvurmak koşuluyla Yargıtay temyiz yolu yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 11/09/2018

Katip …
¸E-İmza

Hakim …
¸E-İmza