Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/71 E. 2019/394 K. 08.05.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2016/71 Esas
KARAR NO : 2019/394

DAVA : İtirazın İptali ( Satım-Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 22/01/2016
KARAR TARİHİ : 08/05/2019

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Satım-Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı Vekili Dava Dilekçesinde Özetle; müvekkil şirket tarafından davalı borçlu aleyhine … 32. İcra Müdürlüğünün … E. sayılı dosyası ile ilamsız icra takibi yapıldığını, ödeme emrinin davalı borçluya tebliğ edildiğini ve davalının takibe itiraz ettiğini, müvekkil şirketin teknolojik eğitim ekipman ve donanımlarının ticareti ile uğraştığını, icra takibinin dayanağı faturalara konu teknolojik donanım ve cihazların satışından kaynaklandığını, 25.02.2015 tarihli, A-896844 sıra numaralı 89.401.52 TL tutarlı fatura, 11.03.2015 tarihli, A-896857 sıra numaralı 73.174.04 TL tutarlı fatura, 16.03.2015 tarihli, A-896860 sıra numaralı 43.924.44 TL tutarlı fatura toplam bedeli 206.500 TL’nin 14.300 TL’lik kısmı karşı tarafça ödendiğini, ancak kalan 65.200 TL’lik bakiye tutarın ödenmediğini, taraflar arasmda yapılan hesap mutabakatında davalı 65.200 TL’lik bakiye borcu bulunduğunu yazılı olarak kabul ettiğini, bu nedenlerle itirazın iptaline, takibin devamına, davalının alacağın %20 icra inkar tazminatı ödemeye mahkum edilmesine, yargılama giderleri ile ücreti vekaletin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı Vekili Cevap Dilekçesinde Özetle; taraflar … Meslek Yüksek Okulu yapımı işi için “dokunmatik akıllı tahta, … projeksiyon, mini bilgisayar, montaj ve kurulum” için anlaştıklarını, müvekkil şirketle karşılıklı olarak 23.01.2015 tarihli sipariş teyit formu imzalandığını, buna göre yapılacak işlerin karşılıklı olarak teyit edildiğini, bu teyit formuna göre, “mal tesliminde %20 avans, ürünlerin montajından sonra kalan bakiye ise 30-60-90 günlük çekler ile ödenecektir” ibaresi yer aldığını, her ne kadar mal taraflarına teslim olsa da montajın karşı tarafça yapılmadığını, anlaşılan tutarın ödendiğini, montaj kısmında hizmet eksik verilerek üzerine düşen görevin davacı tarafça yerine getirilmediğini, icra takibinin herhangi bir dayanağı bulunmadığını, bu nedenlerle, davanın reddine, lehine %20 icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama harç ve giderleri ile ücreti vekaletin de karşı tarafa bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Tüm Dosya Kapsamı Birlikte Değerlendirildiğinde;
Dava, satım ve eser sözleşmesinden kaynaklı alacağın tahsili için başlatılan takibe itirazın iptali istemine ilişkindir.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 28.03.2012 tarih ve 2011/11-862 Esas, 2012/51 Karar sayılı ilamında da belirtildiği üzere; 6100 sayılı HMK’nın 219. (1086 sayılı HUMK’nın 326.) maddesine göre her iki taraf kendi ellerindeki vesikaları (belgeleri) mahkemeye ibraz etmek zorundadır. Bir davada ispat yükü kendisine ait olan tarafın, başka delillerle birlikte karşı tarafın ticari defterlerine de dayandığı, diğer anlatımla, delillerini karşı tarafın ticari defterlerine hasretmediği, dolayısıyla da, uyuşmazlığa 6100 sayılı HMK’nın 222/5. (6762 sayılı TTK’nın 83/2.) maddesindeki özel hükmün uygulanamayacağı durumlarda; karşı tarafın kendi defterlerini mahkemeye ibraz etmesi ya da bundan kaçınmasına bağlanması gereken hukuksal sonuçlar, HMK’nın m. 220 (HUMK’nın 330.) maddesindeki genel düzenlemelere tabidir. HMK’nın 220. (HUMK’nın 332.) maddesi, bir tarafın, mahkemece kendisine verilen süre içerisinde ilgili belgeyi ibraz etmemesi halinde, mahkemenin, o tarafın maksadını gözeterek, diğer tarafın o belgeye ilişkin açıklamasını kabul edebileceğini öngörmektedir. Önemle vurgulanmalıdır ki; HMK’nın 220. (HUMK’nın 332.) maddesindeki bu hüküm, taraflardan birinin delillerini salt karşı tarafın ticari defterlerine hasretmediği hallerde, ticari defterlerin mahkemeye sunulması bakımından da uygulanır. Diğer anlatımla, belirtilen bu durumda ticari defterler de, HMK m. 220. madde (HUMK’nın 330 ve sonraki maddeleri) anlamında “vesika” niteliğindedir. Öte yandan, ticari defterlerin ispat kuvvetini düzenleyen HMK’nın 222. (6762 sayılı TTK’nın 82.) maddesindeki hüküm, “I Kati delil” şeklindeki kenar başlığı ile birlikte değerlendirildiğinde ve aynı Kanun’un 1474. maddesi uyarınca kenar başlıklarının metne dahil bulunduğu da gözetildiğinde; ticari işlerden dolayı tacirler arasında çıkan uyuşmazlıklarda ticari defterlerin (maddede gösterilen koşulların mevcut olması kaydıyla), kesin delil niteliğinde bulunduğunu öngörmektedir. 6762 sayılı
TTK’nın 69. vd. (6102 sayılı TTK’nın 64.) maddeleri uyarınca da defterlerini yöntemince tasdik ettirmeyen tacirin bu gibi defterleri lehine delil olamaz. Ancak kanuna uygun olarak veya olmayarak tutulmuş olan ticari defterlerin münderecatı, sahibi ve halefleri aleyhinde delil sayılır. (HMK. m. 222/4, 6762 sayılı TTK’nın 84,85)
Öte yandan, YİBBGK’nın 27.06.2003 tarih ve 2001/1 E., 2003/1 K. sayılı ilamında da açıklandığı üzere; Bir faturayı alan kişi aldığı tarihten itibaren sekiz gün içinde faturanın içerdiği bilgilere itiraz etme hakkına sahiptir. Aksi taktirde faturanın içeriğini kabul etmiş sayılır.(Dava tarihinde yürürlükte olan 6102 sayılı TTK md. 21/2., 6762 sayılı TTK md. 23/2). Bu hüküm, fatura içeriğinden kabul edilen hususlara ilişkin olarak, faturayı düzenleyenin lehine; adına fatura düzenlenenin aleyhine bir karine getirmektedir. Bu karine, faturanın ispat gücüne yönelik bir düzenlemeyi ortaya koymaktadır. Diğer anlatımla, fatura, Düzenleyen aleyhine delil olduğu gibi, kendisi faturayı düzenlemediği halde tebliğinden itibaren sekiz gün içinde itiraz etmeyen aleyhine de delil olabilecektir. Faturanın adına tanzim edilen aleyhine ispat vasıtası olması, yani, faturayı alan kişinin fatura kendinden sadır olmamakla birlikte aleyhine delil teşkil etmesi 6102 sayılı TTK’nın 21. maddesinin 2. fıkrasında düzenlenen ve yukarıda ayrıntısı açıklanan bu karineden kaynaklanmaktadır. Buna göre; fatura düzenleyen tacirin anılan karineden yararlanabilmesi için fatura tanzim edenle, adına fatura tanzim edilen arasında akdi ilişki bulunması, faturanın akdin ifasıyla ilgili olarak düzenlenmesi gerekir. Fatura sözleşmenin kurulması safhasıyla ilgili olmayıp ifasına ilişkin olduğundan öncelikle temel bir borç ilişkisinin bulunması gerekir. 6102 sayılı TTK’nın 21. maddesinin 2 ve 3. fıkrasındaki karine aksi ispat edilebilen adi bir karinedir. İkinci fıkra gereği sekiz gün içinde faturaya itiraz edilmesi durumunda fatura münderecatının doğru olduğunu faturayı düzenleyen tacirin ispat etmesi gerekir. Taraflar arasında bu tür bir sözleşme ilişkisi yoksa, düzenlenen belge fatura değildir. Bu belge, belki icap olarak kabul edilebilir ki, buna itiraz edilmemesi, anılan 21/2. madde hükmü anlamında sonuç doğurmaz.
Diğer yandan, sadece faturanın tebliğ edilmiş olması akdi ilişkinin varlığını ispatlamaz. Karşı tarafın akdi ilişkiyi inkâr etmesi halinde tacir, öncelikle akdi ilişkiyi başkaca delillerle ispatlamalıdır. Akdi ilişkinin ispatlanamaması halinde faturanın anılan fonksiyonundan yararlanma imkânı yoktur. Faturanın ispat aracı olması, ancak niteliği gereği faturaya geçirilmesi gereken bilgiler (olağan içerik) hakkında geçerlidir. Sözleşmenin ifa safhasıyla ilgili olarak düzenlenen faturanın şekli ve kapsamının ne olması gerektiği konusunda, Türk Ticaret Kanunu’nda özel bir hüküm bulunmamakta, anılan yasanın 21/2. maddesinde neyi ifade ettiği açıklanmaksızın faturanın içeriğinden söz edilmektedir. Faturanın zorunlu içeriği ve şekil şartlarına ilişkin ayrıntılı düzenleme Vergi Usul Kanunu’nda yer almaktadır. Faturanın olağan içeriği, akdin ifası ile ilgili hususlarla sınırlıdır (VUK. m.230). Dolayısıyla, faturanın içeriği, faturanın bu temel niteliğine uygun olmadığı taktirde, sekiz günlük itiraz süresinin geçirilmesi bu hususları yazılı delil haline getirmez. Faturaya itiraz, faturanın teslim alındığı tarihten itibaren sekiz gün içinde yapılmalıdır. İtirazın sekiz gün içinde karşı tarafa varması şart değildir. Sekiz günlük süre, hak düşürücü süre veya zamanaşımı süresi değildir. Sadece ispat yükünün yer değiştirmesi açısından önem taşır. Sekiz günlük süre içinde itiraz edildiği taktirde, fatura içeriğinin sözleşmeye uygun olduğunu ispat külfeti faturayı veren tarafa ait iken, sekiz günlük sürenin geçmesinden sonra itiraz edilmesi halinde, fatura içeriğinin sözleşmeye uygun olmadığını ispat külfeti faturayı alan tarafa ait olur. Faturayı alan her türlü delille bu külfeti yerine getirebilir. (Geniş bilgi için Bkz: Prof. Dr. Sami Karahan, Ticari İşletme Hukuku, 23. Baskı, Eylül 2012, Konya; Sh 111 vd.)
Faturanın davalı tarafa usulüne uygun tebliğ edildiğini kanıtlama yükümlülüğü davacı tarafta olup, davacının bu hususu kanıtlaması halinde, bu kez, TTK’nın 21/2. maddesinde yazılı 8 günlük yasal süre içerisinde faturaya itiraz ve iade ettiğini kanıtlama yükümlülüğü ise, davalı tarafa aittir. TTK’nın 21/2. maddesi uyarınca tebliğe rağmen faturayı süresinde itiraz ve iade etmeyerek, ticari defterlerine borç kaydeden tacir, fatura münderecatını aynen kabul etmiş ve faturayı gönderen taraf, faturaya dayalı bu alacağının varlığını 6762 sayılı TTK’nın 84. ve 85. madde hükümleri (HMK m. 222) uyarınca ispatlamış olur.
Somut olayda, taraflar arasında … “dokunmatik tahta, Hitachi prjeksiyon, mini bilgisayar, montaj ve kurulum” işi için anlaşma sağlandığı, temin ve montaj işi için toplam 206.500,00 TL belirlendiği ve davalı tarafından 141.300,00 TL ödendiği konusunda ithilaf bulunmamaktadır.
Uyuşmazlık, davacı tarafın anlaşma kapsamında montajı yapıp yapmadığı, tarafların yazılım programı temini konusunda anlaşıp anlaşmadığı, yazılım programı temininin anlaşma bedeline dahil olup olmadığı konularında toplanmıştır. Makine mühendisi bilirkişi tarafından yerinde yapılan inceleme neticesinde davacı tarafça fatura konusu ürünlerin temin ve montajının eksiksiz yerine getirildiği tespit edilmekle ve yazılım programının davacı tarafından temin edileceğine ilişkin davalı iddiası ispat edilemediğinden; davalının teslim aldığı 3 adet faturanın bakiye kısmı olan 65.200,00 TL yi talep edilebileceği sabit görülmekle, davanın 65.200,00 TL asıl alacak için iptaline, işlemiş faize yönelik kısmın feragat nedeni ile reddine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere;
1-Davanın KISMEN KABULÜ ile;
Davalının … 32. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasına vaki itirazlarının 65,200,00 TL için iptaline ve takibin bu miktar üzerinden devamına, fazla talebin feragat nedeniyle reddine,
2-Alacak likit ve itiraz haksız olduğundan %20’si oranından 13.040,00 TL inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
3-Hüküm tarihinde yürürlükte bulanan harçlar tarifesine göre tahsil edilmesi gereken harç 4.453,80 TL olduğundan peşin alınan 799,91 TL’nin mahsubu ile bakiye 3.653,90 TL’nin davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
4-Davacı tarafından yapılan ve mahsubuna karar verilen 799,91 TL harcın davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan posta ve tebligat masrafı 135,10 TL bilirkişi masrafı 1.200,00 TL olmak üzere toplam 1.335,10 TL yargılama giderinin davanın kabul ve ret oranına göre 1.314,30 TL’sinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, kalen yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
6-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden hüküm tarihinden yürürlükte bulunan AAÜT’ne göre hesap ve takdir edilen 7.500,00 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
7-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden hüküm tarihinden yürürlükte bulunan AAÜT’ne göre hesap ve takdir edilen 1.031,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
8-Gider avansının kalan kısmının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran taraflara iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süresi içerisinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup anlatıldı.08/05/2019

Katip …
¸E-İmza

Hakim …
¸E-İmza