Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/653 E. 2020/256 K. 10.07.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2016/653 Esas
KARAR NO : 2020/256

DAVA : Menfi Tespit (Kambiyo Evrakından Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 08/06/2016
KARAR TARİHİ : 10/07/2020

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kambiyo Evrakından Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkil şirketin … Bankası … şubesine ait … seri numaralı 30.05.2016 keşide tarihli 32.000,00 TL. bedelli çekte keşideci konumunda bulunduğunu, müvekkili çekte keşideci olarak görünmekte ise de çekteki imzanın müvekkili şirket yetkililerine ait olmadığını, çekteki imzanın müvekkil şirket yetkililerine ait olmadığı gibi müvekkilinin davalılara ne bu çek dolayısıyla ne de başka türden herhangi bir borcunun olmadığını, müvekkilinin çekte lehdar konumunda bulunan … Tic. Ltd. Şti. ile iş bu çekin verilmesine neden olacak herhangi bir ticari ilişkisi bulunmadığını belirterek tüm bu nedenlerle, öncelikle İIK’ nun 72/2 maddesi gereğince tedbir taleplerinin kabulüne, dava konusu çek nedeniyle müvekkilinin davalılara borçlu bulunmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP
Davalı …Ltd.Şti. vekili cevap dilekçesinde özetle; mahkememizin yetkisiz olduğunu, davanın Anadolu Asliye Ticaret Mahkemesinde açılması gerektiğini, esas yönünden de dava konusu çeki imzalayan kişinin davacı şirket yetkilisinin babası olan … olduğu ve öğrenci olan davacı şirket yetkilisi kızının verdiği vekaletnameyle şirketin tüm işlerini yürüttüğü ve çekler düzenlediğini, kendisini davacı şirket sahibi olarak tanıttığını, muhatap bankadan bu kişinin davacı şirket adına imzaladığı ve ödenmiş çek bilgilerinin getirtilmesi gerektiği, dava konusu çekin diğer davalı lehdar …Ltd.Şti’nden ticari ilişki kapsamında ciro yoluyla devralındığını ve factoring sözleşmesi imzalanan diğer davalı …’e temlik edilen faturalı alacağıyla birlikte devredildiğini belirterek, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Davalı … AŞ. vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu çekin faktoring sözleşmesi ile diğer davalı …Ltd.Şti’den teslim alındığını, çek bedeli muhatap bankaca ödenmeyince müvekkilinin çeki …Ltd Şti’ye iade ettiğini ve o şirket tarafından takip konusu edildiğini, müvekkilinin takip dosyasında taraf olmadığını ve bu nedenle husumet yönetilemeyeceğini, müvekkilin çeki iktisap etmekte kötü niyetli olduğunun davacı tarafça ispatlanması gerektiğini, müvekkilin faktoring prosüdürü gereğince gereken tüm işlemleri yaparak çeki teslim aldığını belirterek davanın reddine karar verilmesini istenmiştir.
Davalı …Ltd.Şti’ye usule uygun tebligata rağmen davaya cevap verilmemiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE
Dava, çeke dayalı takip öncesi menfi tespit davasıdır.
Davacı vekilinin dava dilekçesindeki takibin durdurulmasına dair tedbir talebi mahkememiz ara kararıyla İİK md 72/2 kapsamında teminat karşılığı kabul edilmiş, takip bulunmadığından kararın infazı için herhangi bir icra müdürlüğünden infaz talep edilmemiştir.
Davalılardan … AŞ tarafından bildirilen … 15. İcra Müdürlüğünün … sayılı takip dosyası ve … 16. İcra Hukuk Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyası getirtilerek incelenmiş, davanın açıldığı gün davalılardan … Mad. İml. Paz. Ltd. Şti. tarafından davacı ve kendinden önceki ciranta olan lehdar … Ltd. Şti. aleyhine dava konusu çeke dayalı kambiyo senedine özgü ilamsız takip başlatıldığı görülmüş, takibe itiraz üzerine .. 16. İcra Hukuk Mahkemesinin 2016/678 E sayılı dosyasından verilen ara kararıyla takibin tedbiren durdurulduğu, daha sonra davanın icra dairesinin yetkisiz olması gerekçesiyle kabul edildiği, ancak daha sonra takip dosyasının yetkili icra dairesine gönderilmesi alacaklı … Ltd. Şti. tarafından yasal sürede talep edilmediğinden, … 16. İcra Hukuk Mahkemesi’nin … E-… K sayılı dosyasından verilen 30/01/2018 tarihli kararı ile “takibin en baştan itibaren açılmamış sayılmasına” dair karar verildiği anlaşılmıştır. Netice itibariyle mahkememizdeki menfi tespit davası takip öncesi menfi tespit davası olarak açılmış, aynı tarihte başlatılan takip mahkeme kesinleşmiş kararıyla en baştan açılmamış sayıldığından, karar tarihi itibariyle de davamızın takip öncesi menfi tespit davası niteliği taşıdığı tespit edilmiştir.
Davalı … vekilinin husumet itirazı, incelenen çek ciro silsilesinde yer aldığından ve dava takip öncesi menfi tespit davası olduğundan yerinde görülmeyerek reddedilmiştir.
Davalılardan …. Şti. vekilinin mahkememiz yetkisine yönelik süresinde ileri sürdüğü yetki ilk itirazı, HMK md 7 uyarınca davalılardan birinin (Finans Faktoring) yerleşim yeri mahkememiz yetki alanında bulunduğundan, davanın … Ltd. Şti.’yi yerleşim yerinden farklı mahkemede dava takip etmeye zorlamak kastıyla adliyemizde açıldığını ispatlar bir delil dosyada bulunmadığından reddedilmiştir.
Dava konusu çekin ön ve arka yüz incelemesinde keşidecinin davacı şirket, lehdarın davalı …, ondan ciroyla alanın davalı … Ltd. Şti, ondan ciroyla alanın ise davalı … olduğu, çekin süresinde ibrazında muhatap bankaca “keşideci imzası tutmadığından işlem yapılmadığı”na dair şerh bulunduğu görülmüştür.
Davacı şirket yetkilisi …’nun usule uygun tatbike medar imza örnekleri alınmış, çek keşide tarihine yakın ve önceki tarihli ıslak imzalı belge örnekleri toplanmış, adli grafolog bilirkişi vasıtasıyla dava konusu çek aslındaki keşideci imzası üzerinde yapılan bilirkişi incelemesi sonucu alınan raporda, imzanın davacı şirket yetkilisine ait olmadığı tespit edilerek bildirilmiştir.
Muhatap bankadan, davacı şirket yetkilisinin mevcut imza sirküleri ile dava dışı …’na verilerek muhatap bankaya ibraz edilen vekaletname örneği getirtilmiş, ayrıca davacı şirketin dava konusu çekten önce keşide ettiği ve ibraz edilen çek görüntüleri dosyaya CD halinde getirtilmiştir.
Davacı ticari defterleri üzerinde yaptırılan mali bilirkişi incelemesi sonucu alınan kök ve ek raporda özetle; davacı şirketin ticari defter kayıtlarının usule uygun ve noter tasdikleri süresinde yaptırılmış olmakla sahibi lehine delil teşkil edecek mahiyette olduğu, çek keşide yılında (2016) ve öncesi 2015 yılında davacı şirket ile davalı lehdar … Ticaret LTD ŞTİ arasında ticari ilişki bulunduğu, tarafların birbirinden dönem dönem alacaklı-borçlu göründükleri, çek keşide tarihinde ise davacı şirketin davalı Sartem’e borçlu değil ondan 3.599,43-TL alacaklı göründüğü, dava konusu çekin davacı şirket defterlerinde kayıtlı olmadığı, ancak aynı seriden başka sıra numaralı çeklerin davacı tarafından düzenlendiği ve kayıtlara alındığı tespit edilerek bildirilmiştir.
Muhatap bankadan getirtilen vekaletname incelendiğinde, davacı şirket yetkilisi tarafından dava dışı …’na her türlü banka işlemlerini yapmak, ihale makamlarıyla yazışmalar dahil her türlü işlemlerini gerçekleştirmek konusunda yetkiler verildiği, ancak kambiyo evrakı keşide etme yetkisinin tanınmadığı görülmüştür. Bu vekaletnamede vekaletname alan …’nun da imzası bulunmakta olup, dava konusu çek keşideci imzasının şirket yetkilisi yerine bu kişi tarafından imzalanmış olduğu karşılaştırılan imza görüntülerinden anlaşılmaktadır.
Anılan vekaletname içeriği incelendiğinde, dava dışı (çeki imzaladığı görüntü itibariyle anlaşılan) …’na tanınan yetkilerin banka ve ihale işlemleriyle sınırlı olduğu, her türlü kurum ve idareyle her türlü işlem-yazışma-sözleşme akdetme-kambiyo evrakı düzenleme yetkilerinin verilmemiş olduğu, dolayısıyla bu vekaletnamenin anılan kişiye davacı şirketin “ticari temsilcisi” sıfatı kazandıracak kadar geniş yetkiler içermediği görülmüştür. Yargıtay 12. HD’nin 2017/5549 E 2018/7155 K sayılı, Yargıtay 19.HD’nin 2017/3839 E 2018/4722 K sayılı, 2017/3531 E 2019/5122K sayılı emsal kararları da aynı hususlara vurgu yapmaktadır.
Muhatap bankadan getirtilen ve davacı şirketçe önceki tarihlerde keşide edilip ibraz edilen çek görüntülerinden bir kısmında da dava dışı bu kişinin (…) imzasının bulunduğu görülmüşse de, bu durumun tek başına, davacı şirketçe dava konusu çekin de benimsendiği ve çek konusu borcun ikrar edildiği anlamına gelmeyeceği, yetkisiz vekil tarafından imzalandığı anlaşılan çekle ilgili davacı şirketin icazetinin bulunduğunun (mahkememizde menfi tespit davası açıldığı açık olmakla) kabulünün mümkün olmadığı, nitekim davacı şirket ilgili yıl ticari defter ve kayıtlarında da dava konusu çekin kaydının bulunmadığı, her ne kadar dava dilekçesinde lehdar şirketle aralarında ticari ilişki olmadığı beyan edilmişse de ticari ilişki bulunduğunun mali bilirkişi raporuyla tespit edildiği ancak çek keşide tarihi itibariyle lehdar görünen davalı şirkete borcu değil alacağının bulunduğu, çeki imzalayan yetkisiz vekilin vekaletnamesinin içeriğine göre, TBK md 547’de düzenlenen ve kambiyo evrakı keşidesi için özel yetki verilmesine ihtiyaç bulunmayan ticari temsilci sayılamayacağı, imza inkarı mutlak def’i olmakla herkese karşı dermeyan edilebileceği, çek sahibinin imzalamadığı ve keşide etmediği bir kambiyo evrakından dolayı yasal müracaat hakkından bahsedilemeyeceği hususları hep birlikte değerlendirildiğinde, aşağıdaki şekilde davanın kabulüyle davacının dava konusu çek nedeniyle davalılara borçlu olmadığının tespitine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM : Ayrıntısı ve Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere;
1-Davanın KABULÜ ile,
Davacının 30/05/2016 keşide tarihli, 32.000,00-TL bedelli, … Bankası … Şubesine ait, … seri numaralı çek nedeniyle davalılara borçlu olmadığının tespitine,
2-Alınması gereken harç 2.185,92-TL olup, peşin alınan 546,48-TL’nin mahsubu ile bakiye 1.639,44-TL karar ve ilâm harcının davalılardan alınarak Hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafça yapılan ilk dava açma gideri 579,98-TL, posta ve tebligat masrafı 362,50-TL, bilirkişi ücreti 1.300,00 TL olmak üzere toplam 2.542,48-TL yargılama giderinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden AAÜT gereğince hesap takdir olunan 4.800,00-TL nisbi vekalet ücretinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yatırılan gider avansından yargılama sırasında yapılan masraflar ile karar tebliğ giderlerinden geriye kalan avansın karar kesinleştiğinde ve istek halinde davacıya iadesine,
Dair, davacı vekili ve davalılardan … ve … vekillerinin yüzüne karşı, davalılardan … Ltd. Şti.’nin yokluğunda, tarafların gerekçeli kararı tebliğ tarihinden itibaren 2 HAFTA içerisinde mahkememize verecekleri bir dilekçe ile veya bulundukları yerdeki başka bir mahkeme aracılığıyla mahkememize gönderecekleri dilekçe ile HMK. 341.maddesi uyarınca İstanbul BAM. nezdinde İSTİNAF yoluna başvurma hakları bulunduğu hatırlatılmak suretiyle verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 10/07/2020

Katip …

Hakim …