Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/547 E. 2022/12 K. 12.01.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2016/547 Esas
KARAR NO : 2022/12

DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 13/05/2016
KARAR TARİHİ : 12/01/2022

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Dava: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 20.05.2015 tarihinde sürücü … yönetimindeki sigortasız … plakalı aracın davacının yönetimindeki motosikletle çarpışması sonucu kazada davacının yaralandığını, çarpan aracın sigortasız olduğunu, bu nedenle Güvence Hesabına dava açtıklarını, 09.03.2016 tarihli sağlık raporuna göre sakatlık oluştuğunu belirtmiş ve beden gücü kayıp oranının belirlenerek 50,00 TL kalıcı maluliyet tazminatı, 50,00 TL geçici iş göremezlik tazminatı ile 50,00 TL bakıcı gideri olmak üzere toplam 150,00TL’nin davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Cevap: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; kazaya neden olan aracın işleteni ve sürücüsüne davanın ihbarının gerektiğini, kazaya karışan aracın kaza anı itibariyle sigortasının olup olmadığının araştırılması gerektiğini, kusur oranlarının yeniden belirlenmesi gerektiğini, zira … C.Başsavcılığının …Sr. sayılı dosyasında alınan raporda davacının kusurlu, … plakalı araç sürücüsünün ise kusursuz olduğunun belirlendiğini, davacının maluliyetinin belirlenmesi için ATK 3. İhtisas Dairesinden rapor alınması gerektiğini, müvekkili kuruluşun bakıcı ve tedavi giderlerinden sorumlu olmadığını, sorumluluklarının poliçe limiti kadar olduğunu, kaza tarihinden itibaren avans faizi talebinin haksız olduğunu, dava tarihinden itibaren yasal faize talep edilebileceğini beyanla davanın reddini talep etmiştir.
Delillerin Değerlendirilmesi, Davanın Hukuki Niteliği ve Gerekçe ;

… Cumhuriyet Başsavcılığı’nın …sayılı soruşturma dosyası, hasar dosyası, kazaya karışan araçların ruhsat örneği, davacının trafik kazası nedeniyle görmüş olduğu tıbbi tedavilere yönelik tüm hastane kayıtları, davacının kaza nedeniyle SGK’ dan rücuya tabi herhangi bir ödeme almadığına yönelik yazı cevabı, sosyal ve ekonomik durum araştırması celp edilmiş incelenmiştir.
İstanbul Adli Tıp Kurumu Başkanlığı 3. İhtisas Kurulu tarafından düzenlenen 22/11/2018 tarihli adli tıp raporunda özetle ve sonuç olarak; “…Saim oğlu 1972 doğumlu …’ın 20/05/2015 tarihinde geçirmiş olduğu trafik kazasına bağlı sol ön kol supinasyon kaybı arızası nedeniyle 11.10.2008 tarih ve 27021 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümlerinden yararlanılarak ve meslek grup numarası bildirilmemekle Grup1 kabul olunarak: Gr1 VII (13a………….20) A % 24×0,8=%19.2 E cetveline göre %20.0 (yüzdeyirminoktasıfır) oranında meslekte kazanma gücünden kaybetmiş sayılacağı, İyileşme (iş göremezlik) süresinin kaza tarihinden itibaren 4 (dört) aya kadar uzayabileceği, aynı yönetmeliğin 15/a maddesi kapsamında başka birisinin sürekli bakımına muhtaç durumda olmadığı oy birliği ile mütalaa olunur.
..
” şeklinde tespit edilmiştir.
Dosya, kusur durumunun tespit edilmesi amacıyla ve itirazlar üzerine …Makine Fakültesinde görevli öğretim üyesi ve yüksek makine mühendisi bilirkişiler Prof. Dr. …, Prof. Dr. … ile Dr. …’ya tevdi edilmiş, bilirkişi kurulu tarafından dosyaya sunulan 04/11/2019 tarihli bilirkişi raporunda özetle ve sonuç olarak; “…1. Dava konusu olayda davacı sürücü …’ın %75 (Yüzdeyetmişbeş) oranında asli kusurlu olduğu, 2. Sürücü …’ın olayda %25 (Yüzdeyirmibeş) oranında tali kusurlu olduğu…” şeklinde tespit edilmiştir. Denetime açık ve gerekçeli bilirkişi raporu taraflara usulüne uygun olarak tebliğ edilmiştir. Kusur raporuna karşı süresi içinde taraflarca herhangi bir itirazda bulunulmamıştır.
Dosya, maddi tazminatın hesaplanması amacıyla Aktüer Bilirkişi …’a tevdi edilmiş, bilirkişi tarafından dosyaya sunulan 25/03/2020 tarihli bilirkişi raporunda özetle ve sonuç olarak;
“1) Davacının nihai ve gerçek geçici iş göremezlik maddi zararının 1.028,87 TL olduğu, 2) ATK 2. İhtisas Kurulunca belirlenen %20 maluliyet oranına göre 31.956,79 TL olduğu, 3) Davacının bakıcıya ihtiyaç duyduğu sürenin tespitine ilişkin dosyada belge olmadığından bakıcı gideri hesabının yapılamadığı, 4) Temerrüt başlangıcının 13.05.2016 dava tarihi ve faiz nev’inin yasal faiz olduğu…” şeklinde tespit edilmiştir. Denetime açık ve gerekçeli bilirkişi raporu taraflara usulüne uygun olarak tebliğ edilmiştir.
Davacı vekili ıslah dilekçesinde özetle; maddi tazminat alacağı olarak toplam 32.985,66 TL’nin temerrüt tarihinden itibaren ticari faiziyle birlikte davalıdan tahsiline, yargılama gideri ile vekalet ücretinin davalıdan alınmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Dava, trafik kazasından kaynaklanan maddi tazminat istemine ilişkindir.
İstanbul ili, Eyüp ilçesi, … Mahallesinde 20/05/2015 tarihinde saat 15:19 sıralarında, kaza tarihi itibariyle geçerli bir zorunlu trafik sigortası bulunmayan … plaka sayılı aracın dava dışı / ihbar olunan…’ ın sevk ve idaresinde bulunduğu sırada, sigortasız aracın E-5 Bağlantı Yolunda seyir halinde iken aniden duraklaması sonucunda aynı istikamette ve arkasından gelen davacı …’ın sevk ve idaresindeki … plaka sayılı motosikletin ön kısmıyla, sigortasız aracın sol arka köşe ve yan kısımlarına çarpması neticesinde trafik kazasının meydana geldiği, sigortasız araç sürücüsünün kazanın akabinde olay yerini terk ettiği, bahse konu trafik kazası nedeniyle davacı …’ın da yaralandığı anlaşılmıştır.
Davaya konu trafik kazasında davacı …’ın yaralanması ve şikayetçi olması sebebiyle soruşturma da yürütülmüş, ancak…Cumhuriyet Başsavcılığı …Sr. sayılı dosyasında sigortasız araç sürücüsünün beyanlarını dikkate alarak davacı sürücünün olayda kusurlu olduğu, davalı sürücünün ise herhangi bir kusuru bulunmadığından kovuşturmaya yer olmadığı kararı verilmiştir. Müşteki / davacı tarafından takipsizlik kararına karşı itiraz yoluna başvurulmuş ise de; İstanbul … Sulh Ceza Hakimliğinin… D.iş sayılı dosyası ile 16/03/2016 tarihinde itirazın reddine karar verildiği anlaşılmıştır. Bilindiği üzere, ceza hâkiminin kusurun değerlendirilmesine ve zararın belirlenmesine ilişkin kararı hukuk hâkimi için bağlayıcı değildir (TBK 74). Dolayısıyla, evleviyetle soruşturma dosyasında alınan kusur raporu mahkememiz için de bağlayıcı nitelikte olmadığından kazanın oluş şekli, dosya arasında yer alan ve resmi görevliler tarafından tanzim edilen kaza tespit tutanağı ve soruşturma dosyasındaki diğer tüm deliller nazara alınarak kusur durumunun araştırılması ve belirlenmesi zorunludur.
Kusur durumunun tespitine yönelik olarak Mahkememizce makine mühendisinden alınan 12/04/2019 tarihli raporda, bilirkişi trafik kazasında arkadan çarpan davacı motosiklet sürücüsünün %100 oranında ve tümüyle kusurlu olduğunu, davalı sigortasız araç sürücüsünün ise kazayı önlemek için alabileceği bir tedbir bulunnmadığından kusursuz olduğu yönünde mütalaada bulunmuştur. Ancak, her halükarda ve mutlak şekilde arkadan çarpan araç sürücüsünün %100 oranında kusurlu kabul edilmesinin doğru olmadığı, bu tespite varılırken kaza tespit tutanağındaki kusur dağılımının ve kazanın oluş şeklinin gözetilmeyerek sadece dava dışı sürücünün olay sonrasında verdiği ifadelerden yola çıkıldığı, halbuki dava dışı sürücünün kazanın hemen akabinde olay yerinde ayrıldığı ve firar ettiği, trafik kazasına ilişkin ifadelerinin daha sonrasında alındığı gözetildiğinde mevcut kusur tespitinin doğru olmadığı kanaatine varılarak bu rapordaki mütalaa / görüş esas alınmamıştır. Nitekim, davacı mevcut kusur raporuna karşı kapsamlı olarak itirazda bulunmuş, yerleşik içtihatlar doğrultusunda üçlü heyetten yeniden rapor alınmasını, davacının kazanın oluş şekline aykırı beyanları dışında resmi görevliler tarafından düzenlenen kaza tespit tutanağındaki bilgilerin dikkate alınması gerektiğini ifade etmiştir.
Mahkememizce itirazların karşılanması, eksik tahkikat ve araştırma yapılmaması ve yerleşik Yargıtay içtihatları doğrultusunda trafik kazaları kusur konusunda uzman… Makine Fakültesinde görevli akademisyen öğretim üyesi ve yüksek makine mühendislerinden oluşan üçlü bilirkişi heyeti oluşturulmuştur. Prof. Dr. …, Prof. Dr. … ve Dr. … tarafından düzenlenen 04/11/2019 tarihli kusur raporunda; dava dışı sürücü …’ ın duraklama ve park etmenin yasak olduğu tek şeritli bağlantı yolunda dörtlü ışıklarını yakarak duraklama haline geçtiği, bu şekilde yaya geçidinin olmadığı yolu gereksiz şekilde taşıt trafiğine kapatarak 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunun 60/d maddesini ihlal ettiğinden %25 oranında kusurlu olduğu, davacı motosiklet sürücüsünün önünde seyreden araçlara yeterince dikkat etmediği, önündeki aracın fren yapıp yavaşlamasına rağmen aynı anda fren yaparak yavaşlaması gerektiği halde takip mesafesini koruyamadığı, bu nedenle sigortasız araca arkadan çarpmış olması sebebiyle 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunun 52/b,c,, 56/c,d, 84/d maddelerini ihlal ettiğinden %75 oranında kusurlu olduğu belirtilmiştir. Mahkememizce, ayrıntılı, gerekçeli, bilimsel yönden kapsamlı açıklamalar içeren, önceki kusur raporunu irdeleyen ve neden itibar edilmemesi gerektiğini de açıklayan, kazanın oluş şekline uygun, kaza tespit tutanağındaki olay örgüsü ile örtüşen denetime elverişli bu rapordaki mütalaaya itibar edilmiş, kusur oranları noktasında hükme de esas alınmıştır. Kaldı ki, anılan kusur raporu tüm taraflara ve ihbar olunanlara usulüne ugyun olarak tebliğ edilmiş, taraflarca ve ihbar olunanlar tarafından yasal süresi içinde herhangi bir itirazda da bulunulmamıştır.

Davacının yaralanmasına ilişkin olarak görmüş olduğu tıbbi tedavilere yönelik tüm hastane kayıtları getirtilmiş, Adli Tıp Kurumu tarafından eksik olduğu belirtilen tıbbi kayıtlar için davacının muayenesi yaptırılmış ve Üniversite Hastanesine sevki sağlanarak ikmal ettirilmiştir. Bu çerçevede, İstanbul Adli Tıp Kurumu 3. İhtisas Kurulu 22/11/2018 tarihli raporunda davacının trafik kazasında yaralanması nedeniyle %20,0 oranında maluliyetinin oluştuğunu, iyileşme süresinin olay tarihinden itibaren 4 aya kadar uzayabileceğini, davacının sürekli bakıma muhtaç durumda olmadığını tespit etmiştir. Bahse konu Adli Tıp Kurumu raporu her ne kadar Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliğine göre düzenlenmiş ise de; kaza tarihi olan 20/05/2015 tarihi itibariyle Maluliyet Tespit İşlemleri Yönetmeliğinin yürürlükte olduğu, Mahkememizce bu konuya vakıf da olunduğu, ancak Mahkememizde yargılaması süren birçok davada olduğu üzere Adli Tıp Kurumunun maluliyetin tespitinde anılan yönetmeliği esas almadığı, yine bir çok dosyada karşılaşıldığı üzere, itirazların karşılanması ve ekik tahkikat yapılmaması için anılan yönetmelik hakkında ek mütalaa verilmesi istenildiğinde Adli Tıp Kurumunun standart olarak “Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliğinin, 11.10.2008 tarih ve 27021 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliğinin sadece Ek-1 bölümünü içerdiği, Ek-3 ve diğer cetvelleri ve meslek grupları bölümünü içermediğinden, sadece çalışma gücünün en az %60’ını kaybedip kaybetmediğine ilişkin olduğu (hangi hastalık ve arızaların beden çalışma gücünün en az %60’ının kaybına neden olacağı), bu nedenle bu yönetmeliğe göre meslekte kazanma gücü kaybı belirlenemeyeceği” şeklinde açıklamalarda bulunduğu, bu bağlamda yönetmeliğe ilişkin bilimsel yönden yapılan açıklamaların yeterli ve yerinde görülmekle, ayrıca esas alınan yönetmeliğin halen yürürlükte olması da nazara alınarak denetime açık ve yasanın gerektirici nedenlerine uygun olup, eldeki davada bu rapordaki maluliyet oranı esas alınmıştır.
MADDİ TAZMİNAT
Davacı… trafik kazasında yaralanması sebebiyle geçici iş göremezlik, sürekli iş göremezlik ve bakıcı gideri tazminatı istemlerinde bulunmuş, mahkememizce talep doğrultusunda araştırma yapılmıştır.

Kusur durumunun tespit edilmesi, maluliyetin belirlenmesi ve diğer tüm deliller celp edildikten sonra dosya, maddi tazminat hesabı yapılması için aktüerya konusunda uzman bilirkişi …’a tevdi edilmiştir. Aktüer bilirkişi 25/03/2020 tarihli raporunda, davacı … için 1.028,87 TL geçici iş göremezlik ve 31.956,79 TL sürekli iş göremezlik maddi tazminatı hesaplamıştır. Davacının trafik kazası sebebiyle sürekli olarak bir başkasının bakımına muhtaç olma durumu bulunmadığından isabetli bir şekilde bakıcı gideri zararı hesaplanmamıştır. Aktüer raporun denetime elverişli olması, 20/05/2015 kaza tarihi itibariyle 1931 tarihli PMF yaşam tablosunun esas alınması, özellikle hesaplamada prograssive rant formülüne göre hesaplama yapıldığından hüküm kurmaya elverişlidir. Bu itibarla, aktüer rapor (2.seçenek hesaplama) denetime elverişli ve hüküm kurmaya müsaittir, açıklanan nedenle hükme de esas alınmıştır. Esasen, taraflarca aktüer raporuna karşı herhangi bir itirazda da bulunulmamıştır.
Ne var ki, davacı vekili son duruşmada karar celsesinde, TRH 2010 yaşam tablosunun esas alınarak yeninden hesaplama yapılmasını, mahkeme aksi kanaatte ise ıslah talepleri doğrultusunda karar verilmesini talep etmiştir. Davacı vekili dava dilekçesinin 3. sayfasında 4. numaralı madde ile yine 18/08/2016 tarihli cevaba cevap dilekçesinin ilk sayfasında 3. numaralı madde ile aktüerya hesaplamasında 1931 tarihli PMF yaşam tablosunun esas alınmasını, yerleşik Yargıtay içtihatlarının bu doğrultuda olduğunu bizatihi kendisi ifade etmiştir. Mahkememiz tarafların talepleri ile bağlı olup araştırmasını bu yönde yapmaktadır. Öte yandan; davaya konu trafik kazasının tarihi, davacının da bahsettiği üzere yerleşik Yargıtay içtihatları doğrultusunda anılan yaşam tablosunun kullanıldığı yeni genel şartların yürürlüğe girdiği tarihten önce 20/05/2015 tarihinde meydana gelmiştir. Bu itibarla, yeniden rapor alınması yoluna gidilmemiştir. Tüm tahkikatın davacının talepleri doğrultusunda yürütülerek tamamlanmış olması gözetilerek yargılamaya devam edilmiş ve hüküm tesis edilmiştir.
Davalı Güvence Hesabı vekili cevap dilekçesi ile birlikte geçici iş göremezlik ve bakıcı gideri zararından kurumun sorumluluğunun bulunmadığını savunmuştur. Esasen, davacının trafik kazasında yaralanması sebebiyle Adli Tıp Kurumu raporlarına göre sürekli olarak bir başkasının bakımına muhtaç olmadığı belirlenmiştir. Bakıcı gideri zararı yönünden başkaca bir değerlendirme yapılmasına gerek kalmamıştır. Ancak yerleşik Yargıtay içtihatları doğrultusunda tedavi ve iyileşme giderleri kapsamında davalı Güvence Hesabının geçici iş göremezlik zararından sorumlu olması ve davacının olay tarihinden itibaren 4 ay süresince iyileşme süresinin / geçici iş göremezlik zararının tespit edilmesi karşısında davalının bu yöndeki savunmaları yerinde görülmemiştir.

Davacı vekili, aktüerya bilirkişisinin 25/03/2020 tarihli raporu doğrultusunda bedel artırım dilekçesi sunmuş, artırılan dava değeri üzerinden eksik harcı ikmal etmiştir. Islah dilekçesinin bir sureti davalılara usulüne uygun olarak tebliğ edilmiştir.
Nihayetinde, davaya konu trafik kazasında dava dışı / ihbar olunan sigortasız araç sürücüsü …’ ın kusurlu olması nedeniyle, davalı Güvence Hesabının kaza tarihi itibariyle geçerli trafik sigortası bulunmayan araç sürücüsünün kusuru oranında ve poliçe limitleri dahilinde 5684 sayılı Sigortacılık Kanunun 14/2-b ve Güvence Hesabı Yönetmeliğinin 9/1-b maddesi hükümleri uyarınca davacının uğradığı bedensel zararlardan sorumlu olduğu, aktüer bilirkişi tarafından hesap edilen maddi tazminat miktarının poliçe limitleri dahilinde kaldığı anlaşılmakla, ıslah dilekçesi doğrultusunda davacı …için 1.028,87 TL geçici iş göremezlik ve 31.956,79 TL sürekli iş göremezlik olmak üzere toplam 32.985,66 TL maddi tazminatın davalı Güvence Hesabı yönünden temerrüt tarihi olan 29/12/2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi (davacı vekili davalı Güvence Hesabı yönünden ıslah dilekçesinde avans faizi talep etmiş ise de; kazaya karışan aracın, ticari araç olmadığından yasal faize hükmedilmiştir) ile birlikte kabulüne; ancak davacının trafik kazasında yaralanması sebebiyle Adli Tıp Kurumu raporlarına göre sürekli olarak bir başkasının bakımına muhtaç durumda olmadığı belirlendiğinden davacının bakıcı gideri tazminatı talebinin reddine dair karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: (Gerekçesi ve Ayrıntısı Yukarıda Açıklandığı Üzere);
Davanın ıslah beyanları doğrultusunda KISMEN KABUL KISMEN REDDİ ile;
1-Davacı … için 1.028,87 TL geçici iş göremezlik ve 31.956,79 TL sürekli iş göremezlik zararı olmak üzere toplam 32.985,66 TL maddi tazminatın temerrüt tarihi olan 29/12/2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
2-Davacının bakıcı gideri tazminatı talebinin REDDİNE,
3-Kabul edilen dava değeri (32.985,66 TL) üzerinden alınması gereken 2.253,25 TL harçtan başlangıçta peşin alınan 29,20 TL ile 112,16 TL ıslah harcının mahsubu ile eksik kalan bakiye 2.111,89 TL harcın davalıdan alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
4-Davacı tarafından yatırılan peşin alınan 29,20 TL harç ile ıslah harcı 112,16 TL, 499,10 TL posta masrafı, 3.600,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 4.240,46 TL yargılama giderinin davanın kabul ve ret oranına göre hesaplanan 4.234,04 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE, bakiye kalan yargılama giderinin davacı üzerinde BIRAKILMASINA,
5-Davalı tarafından yatırılan 22,00 TL posta masrafının davanın kabul ve ret oranına göre hesaplanan 0,03 TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya VERİLMESİNE, bakiye kalan yargılama giderinin davalı üzerinde BIRAKILMASINA,
6-Davacı yargılama sırasında kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden kabul edilen dava değeri üzerinden hesaplanan ve karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’nin 13/1. maddesi uyarınca maktudan az olmamak koşulu ile belirlenen 5.100,00 TL vekâlet ücretinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
7-Davalı yargılama sırasında kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden reddedilen dava değeri üzerinden hesaplanan ve karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’nin 13/1.2. maddesi uyarınca hükmedilecek vekalet ücretinin reddedilen dava miktarını geçmemek koşulu ile belirlenen 50,00 TL vekâlet ücretinin davacıdan alınarak davalıya VERİLMESİNE,
8-HMK’ nın 333. maddesi uyarınca taraflarca yatırılan ancak kullanılmayarak artan bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde resen ilgili tarafa veya vekiline İADESİNE,
Dair, davacı vekilinin ve ihbar olunan vekilinin yüzüne karşı, davalının yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki (2) haftalık yasal süresi içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’ne istinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup anlatıldı.
12/01/2022

Katip
e-imza *

Hakim
e-imza *