Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/531 E. 2021/969 K. 29.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2016/531 Esas
KARAR NO : 2021/969

DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 11/05/2016
KARAR TARİHİ : 29/12/2021

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Dava: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 01.11.2015 günü davalı … Sigorta A.Ş.’ne ZMM sigortalı, davalı …’ın işleteni olduğu, davalı …’ın idaresindeki …plakalı halk otobüsü ile karşıdan karşıya geçmeye çalışan müvekkilinin sağ ayağının üzerinden geçerek yaralanmasına neden olduğu, sağ ayağında ciddi kırıklar bulunduğunu, kazanın akabinde davalı hastaneye tedavi amaçlı başvurduğunu, hastanede ameliyat edildiği ve bir süre hastanede kalıp akabinde bir dizi tetkik ve tedavi geçirdiğini, 12.06.2016 tarihine kadar çalışamaz raporu verildiğini, … Fakültesi Hastanesi’ne başvurduğunda %28 oranında iş gücü kaybı oluştuğuna dair heyet raporu verildiğini, tedavi için 11.137,35 TL harcadığını, bu tutardan 9.626,95 TL’sinin davalı hastaneye ödenen tedavi gideri olduğunu, kazadan sonra yaptığı otobüs şoförlüğü mesleğini yapamadığını, aylık 5.000,00 TL gelirden mahrum kaldığını, sağ ayağını kullanamadığını, en basit günlük işlerini yardımsız yapamadığını, zararlarının tazmini amacıyla sigorta firmasına başvuru yaptığını, oluşan maddi zararlarının ne sigorta şirketi, ne …, ne de gerçek kişi davalılar tarafından geri ödenmediğini, ceza soruşturmasında haksız biçimde takipsizlik kararı verildiğini, müvekkilinin hataen şikayetci olmadığını söylediğini, itiraz etmelerine rağmen kabul görmediğini, tedavi giderlerinden müştereken ve müteselsilen davalıların sorumlu olduğu diğer hususlarla birlikte belirtilerek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla davalı hastane şimdilik 9.626,95 TL’sinden sorumlu olmak üzere 11.137,35 TL tedavi giderlerinin dava tarihinden itibaren avans faiziyle birlikte tüm davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, 35.000,00 TL kazanç kaybının dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte tüm davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, 200.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihinde itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı araç sürücüsü … ve işleteni …’ dan müştereken ve müteselsilen tahsiline, doğacak masraf ile ücreti vekâletin davalılar uhdesine tahmiline karar verilmesi talep ve dava etmiştir.
Cevap: Dava dilekçesi ve ekleri davalılara usulüne uygun olarak tebliğ edilmiştir.
Davalı … Sigorta A.Ş. vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının müvekkili şirkete yazılı başvuruda bulunmadan davayı ikame ettiğini, bu nedenle davanın dava şartı yokluğu nedeniyle reddi gerektiğini, kazaya karışan… plakalı aracın müvekkili şirkete trafik sigorta poliçesi ile sigortalı olduğunu, sorumluluğun 290.000,00 TL poliçe limiti ile ve sigortalı araç sürücüsünün kusuru oranında olduğunu, kusur durumunun tespit edilmesi, davacının kalıcı bir sakatlığının tespit edilmesi, sağlık kurulu raporlarının yönetmeliğe uygun olarak düzenlenmesi gerektiğini, tedavi gideri bedelinden müvekkili şirketin sorumlu olmadığını, sorumluluğun …’ya ait olduğunu, avans faizi talebinin haksız, hükmedilmesi gereken faizin yasal faiz olduğu diğer hususlarla birlikte belirtilerek davanın reddine, yargılama harç ve giderleri ile vekâlet ücretinin davacıya tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı vekili cevap dilekçesinde özetle; dava açılmadan önce kuruma müracaat zorunluluğu getirildiğini, dava şartı noksanlığı nedeniyle davanın reddi gerektiğini, davaya bakmakla görevli mahkemenin İş Mahkemeleri olduğunu, trafik kazası nedeniyle sunulan sağlık hizmet bedellerinin (tedavi, tıbbi malzeme, ilaç, refakatçi, yol giderleri) Sağlık Uygulama Tebliği (SUT) kapsamında kurum tarafından karşılandığını, iş göremezlik ve bakıcı giderleri gibi kurumca karşılanmayan talepler için sigorta şirketlerinin sorumluluklarının devam ettiğini, davacının herhangi bir başvurusuna ve ödeme bilgisine rastlanılmadığını, müvekkili kurum tarafından mevzuat çerçevesinde tedavi giderlerinin karşılanmış olduğu diğer hususlarla birlikte belirtilerek davanın reddine, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine diğer hususlarla birlikte karar verilmesi talep etmiştir.
Davalı … A.Ş. vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili hastanenin tedavi ücretini fazladan aldığına dair beyanların kabulünün mümkün olmadığını, taleplerin …’ya iletilmesi gerektiğini, husumetten davanın reddini talep ettiklerini, görevli mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemeleri olduğunu, müvekkili hastane tarafından davacıya kesilen faturaların SUT ilgili maddelerine uygun olduğu ve anılan maddelere istinaden düzenlendiğini, müvekkilinin hak etmediği bir ücretlendirmede bulunmadığını, bedellerinin iadesinin hukuka aykırılık teşkil ettiğini, müvekkili şirketin alınan hizmet bedelini iade yükümlülüğü bulunmadığını, iadesi talep edilen fatura bedellerini sebebiyle … tarafından müvekkili şirkete cezai şart uygulandığı diğer hususlarla birikte belirtilerek davanın reddine, yargılama giderleri ve ücreti vekâletin davacı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
Delillerin Değerlendirilmesi, Davanın Hukuki Niteliği ve Gerekçe ;
… Cumhuriyet Başsavcılığı’nın … sayılı soruşturma dosyası, ZMMS poliçesi ve hasar dosyası, kazaya karışan aracın ruhsat örneği, davacının trafik kazası nedeniyle görmüş olduğu tıbbi tedavilere yönelik tüm hastane kayıtları, tedavi gideri belgeleri, emsal ücret araştırmasına yönelik yazı cevapları, sosyal ve ekonomik durum araştırması, adli tıp raporu, kusur raporu celp edilmiş incelenmiştir.
İstanbul Adli Tıp Kurumu Başkanlığı 2. İhtisas Kurulu tarafından düzenlenen 24/12/2019 tarihli adli tıp raporunda özetle ve sonuç olarak; “…… oğlu, 01.01.1971 doğumlu …’nun 01.11.2015 tarihinde geçirdiği trafik kazasına bağlı gelişen yaralanmasının, 30.03.2013 tarih ve 28603 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Özürlülük Ölçütü Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik dikkate alındığında; Kas İskelet Sistemi, Alt esktremiteye ait sorunlar, Tablo 3.33.c İntraartiküler kırık %15 olduğu, Tablo 3.35 peroneal motor %42, sural %5, medial plantar %5 Balthazard formülüne göre %47.65 olduğu, Balthazard formülüne göre %55.50 olduğu, Tablo 3.2’ye göre %28 olduğu, 1) Kişinin Tüm Vücut Engellilik Oranının %28 (yüzdeyirmisekiz) olduğu, 2) İyileşme (iş göremezlik) süresinin kaza tarihinden itibaren 18 (onsekiz) aya kadar uzayabileceği oy birliği ile mütalaa olunur…
” şeklinde tespit edilmiştir.
Dosya Makine Mühendisi bilirkişi …’e tevdi edilmiş, bilirkişi tarafından dosyaya sunulan 18/06/2021 havale tarihli bilirkişi raporunda özetle ve sonuç olarak; “…Davacı yaya …’nun %50 (yüzde elli) oranında kusurlu olduğu, … plakalı otobüsün davalı sürücüsü…’ın %50 (yüzde elli) oranında kusurlu olduğu, Olayın meydana gelmesinde, zararın doğmasında veya artmasında başkaca etkili unsur, kusurlu kişi, kurum, kuruluş bulunmadığı…” şeklinde tespit edilmiştir. Denetime açık ve gerekçeli bilirkişi raporu taraflara usulüne uygun olarak tebliğ edilmiştir.
Davacı vekili 07/05/2020 tarihli dilekçesinde özetle; dava konusu olan maddi tazminat taleplerinin davalı … Sigorta AŞ tarafından sulhen karşılanmış olmakla işbu taleplerinin konusunun kalmadığını, bu nedenle .. Sigorta AŞ’nin de bu talepleri yönünden karşı vekalet ücreti talep etmemesi şartıyla maddi tazminat taleplerinden … Sigorta yönünden vazgeçtiklerini, keza işbu maddi tazminat talepleri yönünden husumet yönelttilen diğer davalılar açısından da esasen davanın konusu kalmamış olması sebebiyle müvekkili aleyhine vekalet ücretine hükmedilmemesini talep ettiklerini, manevi tazminat taleplerinin karşılanmamış olmakla bu talebi yönünde davaya devam ediyor ve Adli Tıp Kurumu gereği müvekkilinin mağduriyetinin ortaya konduğunu ve %28 maluliyet oranının tespit edilmiş olması sebebiyle müvekkilinin ömür boyu bu acılarla yaşamak zorunda bırakıldığı gerçeği karşısında manevi tazminat taleplerinin kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
Dava, trafik kazasından kaynaklanan cismani zarara dayalı maddi ve manevi tazminat istemlerine ilişkindir.
İstanbul ili Sultangazi ilçesinde 01/11/2015 tarihinde saat 10:30 sularında, davalılardan … Sigorta A.Ş.’ nin ZMMS sigortacısı olduğu, davalı …’ a ait, diğer davalı ..’ ın sevk ve idaresindeki … plaka sayılı halk otobüsünün … Mahallesinde bulunan otobüs duraklarında davalı sürücü …’ın otobüsü park etmeye çalıştığı sırada manevra yaparken yolun karşısına geçmeye çalışan yaya haldeki davacı …’ nun sağ ayağının üzerinden geçmesi sonucunda trafik kazasının meydana geldiği, davacının trafik kazası nedeniyle yaralandığı, kazanın hemen akabinde tıbbi tıbbi tedavisinin yapılmak üzere davalı … Hastanesi …A.Ş.’ ye (… Hastanesi ) sevk edildiği anlaşılmıştır.
Davaya konu trafik kazasının meydana gelmesinde,… plaka sayılı araç sürücüsü davalı …’ ın manevra yaptığı esnada yakın civarında yaya bulunmasına rağmen tehlikeyi öngörerek muhtemel bir kazayı önlemek adına dikkatli davranması gerekirken aksine hareket ettiği, aracının teknik özellikleri ve boyutları itibariyle çevresini etkin bir şekilde kontrol etmediği, korna gibi işitsel donanımı kullanarak varlığı hususunda yeterli uyarıda bulunmadığı, bu suretle aracını dikkatsiz, özensiz ve kontrolsüzce kullandığı tespit edildiğinden %50 oranında kusurlu olduğu ; davacı yaya …’ nun karşıdan karşıya geçmek isterken aracın boyut, manevra, konum ve hızını dikkate almadan tedbirsizce ilerlediği, kaplama üzerinde korunmasız olduğu halde çevresini ve yaklaşan aracı etkin şekilde kontrol etmeden karşıya geçmeye çalıştığı, otobüsün manevrasını tamamlamasını beklemediği, bu suretle kendi can ve mal güvenliği bakımından azami dikkat ve özeni göstermediği, tedbirsiz ve kontrolsüz şekilde kazadan kendini sakınamadığı anlaşıldığından davacının %50 oranında kusurlu olduğu anlaşılmıştır. Başka bir anlatımla, davaya konu trafik kazasında tarafların eşit derecede kusurlu oldukları kanısına varılmıştır. Kusur durumunun tespitine yönelik olarak dosya, trafik kazalarında kusur uzman Makina Mühendisi ve İ.T.Ü. Makine Fakültesi Öğretim Üyesi …’ e tevdi edilmiştir. Mahkememizin kusur dağılımı yönündeki tespiti destekleyen ve benimseyen uzman bilirkişinin 18/06/2021 tarihli raporundaki tespitler, kazanın oluş şekli, davalı sürücünün ve davacı yayanın ihlal ettiği trafik kuralları, yasal geciktirici nedenler ve bilimsel yönden yapılan detaylı ve kapsamlı açıklamalar içeren kusur raporuna gerekçeli ve denetime açık olduğundan itibar edilmiştir.
Davacının yaralanmasına ilişkin olarak görmüş olduğu tıbbi tedavilere yönelik tüm hastane kayıtları getirtilmiş, Adli Tıp Kurumu tarafından eksik olduğu belirtilen tıbbi kayıtlar için davacının muayenesi yaptırılmış ve Üniversite Hastanesine sevki sağlanarak ikmal ettirilmiştir. Bu çerçevede, İstanbul Adli Tıp Kurumu 2. İhtisas Kurulu 24/12/2019 tarihli raporunda davacının trafik kazasında yaralanması nedeniyle %28 oranında maluliyetinin oluştuğunu ve iyileşme süresinin olay tarihinden itibaren on sekiz (18) aya kadar uzayabileceğini tespit etmiştir. Bahse konu Adli Tıp Kurumu raporu, kaza tarihi (01/11/2015) itibariyle yürürlükte bulunan Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırılması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik hükümlerine göre tanzim edildiğinden denetime açık ve yasanın gerektirici nedenlerine uygun olup, eldeki davada bu rapordaki maluliyet oranı esas alınmıştır.
A- MADDİ TAZMİNAT
Davacı … ile davalılardan … Sigorta A.Ş. arasında yargılama sürecinde anlaşma sağlanmıştır. Dosyaya sunulan 05/03/2020 tarihli Makbuz ve İbraname başlıklı belge ile bu husus sabittir. Öte yandan, davacı vekili yapılan anlaşma doğrultusunda 07/05/2020 tarihli dilekçesi ile maddi tazminat taleplerinden davalı … Sigorta A.Ş. için feragat ettiğini, bu davalı yönünden davanın feragat nedeniyle reddine karar verilmesini talep etmiş, diğer tüm davalılar yönünden ise maddi tazminat alacağı tahsil edildiğinden davanın konusuz kaldığını beyan etmiştir. Aynı cihetle, davacı vekili 02/12/2020 tarihli 8. celsede “….yargılama aşamasında maddi tazminat taleplerimiz yönünden davalı … Sigorta A.Ş ile anlaşma sağladık, anlaşma doğrultusunda bu davalı yönünden davamızdan feragat ediyoruz, karşı taraftan herhangi bir yargılama gideri ve vekalet ücreti talebimiz yoktur. Aynı şekilde davalı … Sigorta A.Ş. vekili 17/03/2020 tarihli dilekçesinde müvekkilimizde masraf ve vekalet ücreti talebi olmadığını beyan ettiğinden aleyhimize yargılama gideri ve vekalet ücreti yüklenilmemesini istiyoruz. Ayrıca diğer davalılar yönünden sadece maddi tazminat talebimizle ilgili davanın konusuz kaldığını, bu sebeple dosyadaki diğer davalılar yönünden esas hakkında karar verilmesine yer olmadığı kararı verilmesini ve HMK 331/1 maddesi uyarınca Karar verilmesine yer olmadığı kararı uyarınca davanın başındaki haklılık durumuna göre … dışındaki davalılardan yargılama gideri ve vekalet ücreti talebimiz bulunmaktadır…” şeklinde bu beyanını tekrarlamış, bu husus tutanaklarla imza altına alınmıştır. Ayrıca, aynı celse davalılar…A.Ş. ve … vekilleri ayrı ayrı davanın konusuz kaldığı yönündeki beyanlara bir diyeceklerinin olmadığını, davanın konusuz kaldığını, ancak kendilerinin de yargılama gideri ve vekalet ücreti talep ettiklerini beyan etmişlerdir.
Feragatin davayı sona erdiren taraf işlemi olması, feragat beyanın geçerliğinin Mahkemenin ya da davalıların kabulüne bağlı bulunmaması karşısında HMK 307. maddesi uyarınca davalı … Sigorta A.Ş. yönünden vaki feragat nedeniyle davanın reddine karar verilmiştir. Davalı … Sigorta A.Ş. ‘ nin 17/03/2020 tarihli dilekçesive protokol kapsamında maddi tazminat talebinden davadan feragat edilmesi halinde davacıdan yargılama gideri ve vekalet ücreti talebi olmadığına ilişkin yazılı istemi doğrultusunda bu davalı lehine yargılama gideri ve vekalet ücretine hükmedilmemiştir.
Diğer tüm davalılar yönünden, davacının maddi tazminat isteminin yargılama sürecinde davalı sigorta şirketi tarafından karşılanması / ödenmesi nedeniyle davanın konusuz kaldığı, esasen bu konuda tarafların beyan ve iradelerinin uyuştuğu, bu hususun 02/12/2020 tarihli duruşma zabıtları ile sabit olduğu, bu noktada ihtilaf da bulunmadığı anlaşılmakla diğer tüm davalılar bakımından maddi tazminat talepleri için davanın konusuz kalması nedeniyle esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına dair karar verilmesi gerekmiştir.
Ancak, davacı ile davalılar … A.Ş. ve …’ nın birbirlerinden karşılıklı olarak yargılama gideri ve vekalet ücreti talebi bulunmaktadır.
Bilindiği üzere, davanın konusuz kalması sebebiyle davanın esası hakkında bir karar verilmesine gerek bulunmayan hâllerde, hâkim, davanın açıldığı tarihteki tarafların haklılık durumuna göre yargılama giderlerini takdir ve hükmeder.
Davacı trafik kazası sebebiyle davalı … A.Ş’ ye sevk edilmiş, davacının kaza sebebiyle tüm tedavisi davalı hastane tarafından gerçekleştirilmiştir. Ne var ki, tıbbi tedaviler sebebiyle davacıdan toplamda 11.137,35 TL tahsil edilmiş, bu tutar içinde yer alan 9.626,95 TL’nin belgeli tedavi gideri olduğu, sosyal güvence kapsamında karşılanması gereken bu tedavi giderinin hastane tarafından kendisinden haksız tahsil edildiği iddiasıyla davacı, hem davalı hastaneye hem de davalı …’ ya dava öncesinde dahi başvuru yapmasına rağmen olumlu sonuç alamamıştır. Halbuki, davalı … vekilinin cevap dilekçesinde ifade edildiği üzere, trafik kazasında kazazedenin genel sağlık sigortalısı olup olmadığına bakılmaksızın kurumla sözleşmeli üniversite hastaneleri, bütün resmi ve özel sağlık kuruluşlarınca verilecek tüm hizmetlerin SUT hükümleri kapsamında Kurumca karşılanacağının açık olduğu, öte yandan yasal mevzuat uyarınca trafik kazası nedeniyle sunulan sağlık hizmet bedelleri (tedavi, tıbbi malzeme, ilaç…) SUT kapsamında davalı …’ nın yasal sorumluluğunda olduğu sabittir. O halde, trafik kazası nedeniyle SUT hükümleri kapsamında karşılanması gereken 9.626,95 TL belgeli tedavi giderinin davalı hastane tarafından davacıdan tahsil edilmesi açıkça hukuka aykırıdır. Davalı …A.Ş. vekilinin bu konuda davacının ödeme yaparken ihtirazı kayıt ileri sürmediğini iddia etmesi hukuken bir anlam taşımadığı gibi, bu tedavi giderlerinin davacıdan tahsil edilemeyeceği gerçeğini de değiştirmemektedir. Diğer taraftan; davalı … tarafından SUT hükümlerine aykırı hareket eden davalı hastaneye cezai işlem uygulaması, davalılar arasındaki iç ilişki olup, bu noktada davacıya karşı davalıların sorumluluğuna etki de etmeyecektir. Açıklanan nedenlerle, davacının tedavi giderleri yönünden SUT hükümleri kapsamında davalı …’ nın sorumluluğunda olan masrafları ödemiş olması, davalı hastanenin masrafları …’ dan tahsil etmesi gerektiği halde haksız olarak davacıdan ödeme alması karşısında husumete yönelik itirazları yerinde olmadığı gibi davalıların haksız oldukları, bu maddi tazminat (9.626,95 TL SUT tedavi gideri) yönünden davacının davasında haklı olduğu ve yargılama gideri ve vekalet ücreti talebinde de haklı olduğu kanaatine varılarak davalılar…A.Ş ve … aleyhlerine yargılama gideri ve vekalet ücretine hükmedilmiştir.
B- MANEVİ TAZMİNAT
Davacı vekili 07/05/2020 tarihli dilekçesi ve 02/12/2020 tarihli 8. celsedeki beyanları ile davalılar … ve … bakımından manevi tazminat talepleri için yargılamaya devam ettiklerini ifade etmiştir.
Manevi tazminat talepleri bakımından, 6098 sayılı TBK’nun 56. (818 sayılı BK’nun 47.) maddesi hükmüne göre, hakimin özel halleri göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği para tutarı adalete uygun olmalıdır. Manevi tazminat, zarara uğrayanda, manevi huzuru gerçekleştirecek ve tazminata benzer bir fonksiyonu da olan özgün bir nitelik taşır. Manevi tazminat bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. Zarar görenin zenginleşmemesi, zarar sorumlusunun da fakirleşmemesi gerekmektedir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22.6.1976 günlü ve 7/7 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde takdir edilecek manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar açıkça gösterilmiştir. Manevi tazminat zenginleşme aracı olmamakla beraber, bu yöndeki talep hakkındaki hüküm kurulurken olay sebebiyle duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amaçlanmalı ve bu sebeple tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile birlikte olayın meydana geliş şekli ve tarafların kusur durumu da gözönünde tutularak, hak ve nesafet kuralları çerçevesinde bir sonuca varılmalıdır. Zira, M.K’nun 4.maddesinde, kanunun takdir hakkı verdiği hallerde hakimin hak ve nesafete göre hükmedeceği öngörülmüştür. Manevi tazminat yönünden, davacıların murisinin geçirmiş olduğu trafik kazası sonucunda vefatından dolayı manevi olarak elem ve ızdırap duyacakları, zarar uğrayacağı muhakkaktır. Ancak, manevi tazminatın amacı, istemde bulunanın manevi zararlarını uygun bir miktarda karşılamak olduğu kadar, sebepsiz zenginleşmesine de yer vermemektir.
Davacı … 200.000,00 TL manevi tazminat talep etmiştir. Trafik kazasında yaralanması sebebiyle kazadan ötürü elem / ızdırap duyacağı ve manevi varlığında kaza sebebiyle eksilme yaşanacağı muhakkaktır. Ancak yukarıda açıklanan ilkeler karşısında talep edilen manevi tazminat tutarı fahiştir.
Kazanın oluş şekli, davacının kaza tarihindeki yaşı, özellikle tarafların eşit derecede kusurlu olmaları, davacının maluliyet düzeyi, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, kaza tarihi itibariyle paranın alım gücü ile hakkaniyet ilkesi hep birlikte değerlendirilerek 40.000,00 TL manevi tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar … ve …’dan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmiş, bu suretle Mahkememizdeki vicdani kanıya göre hükmedilen tutarın adalet duygusunu pekiştirecek, davaya konu trafik kazası sebebiyle duyulan elem ve üzüntüyü dindirecek ve tatmin edecek düzeyde olduğu ve ayrıca tarafların zenginleşmesine – fakirleşmesine mahal vermeyeceği değerlendirilmiş, açıklanan nedenlerle davacıların manevi tazminat talebinin kısmen kabulü yönünde karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: (Gerekçesi ve Ayrıntısı Yukarıda Açıklandığı Üzere);
A- MADDİ TAZMİNAT TALEPLERİ YÖNÜNDEN;
1-Davacı … ile davalı … Sigorta A.Ş arasında maddi tazminatı yönünden sulhen anlaşmaya varıldığı, işbu sulh anlaşması gereğince davalı … Sigorta A.Ş’nin tazminat ödemesinde bulunduğu anlaşılmakla, davacı vekilinin 02/12/2020 tarihli 8.celsede davalı … Sigorta A.Ş yönünden maddi tazminat davasından feragat ettiğini beyan etmekle, vaki feragat gereğince maddi tazminat taleplerinin davalı … Sigorta A.Ş yönünden reddine,
2-Davacı … ile davalı … Sigorta A.Ş arasında maddi tazminatı yönünden sulhen anlaşmaya varıldığı, işbu sulh anlaşması gereğince davalı … Sigorta A.Ş’nin tazminat ödemesinde bulunduğu anlaşılmakla, davacı vekilinin 02/12/2020 tarihli 8.celsede diğer tüm davalılar yönünden tazminat ödendiğinden davanın konusuz kaldığını beyan etmekle; davalı sigorta şirketi dışındaki diğer tüm davalılar bakımından davanın konusuz kaldığı anlaşıldığından karar verilmesine yer olmadığına,
B-MANEVİ TAZMİNAT TALEPLERİ YÖNÜNDEN;
1-Davacı …’nun manevi tazminat talebinin KISMEN KABUL KISMEN REDDİ ile; 40.000,00-TL manevi tazminatın olay tarihi olan 01/11/2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar … ve …’dan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
C-YARGILAMA GİDERLERİ
I.HARÇ
Davanın başından maddi ve manevi tazminat isteminin toplamı olan 246.137,35 TL üzerinden 840,69 TL peşin harç yatırıldığı, maddi tazminat istemi olan 46.137,35 TL ‘ye isabet eden peşin harç tutarının 157,59 TL ; manevi tazminat istemi olan 200.000,00 TL’ ye isabet eden peşin harç tutarının 683,10 TL anlaşılmakla; (157,59 + 683,10 = 840,69 TL) ayrı ayrı hesaplama yapılması gerekmiştir.
Maddi tazminat yönünden alınması alınması gereken 59,30 TL maktu karar ve ilam harcından başlangıçta peşin alınan 157,59 TL’nin mahsubu ile fazladan alınan 98,29 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep edilmesi halinde davacıya veya vekiline İADESİNE,
Manevi tazminat yönünden kabul edilen dava değeri (40.000,00 TL) üzerinden alınması gereken 2.732,40 TL harçtan başlangıçta peşin alınan 683,10 TL harcın mahsubu ile eksik kalan bakiye 2.049,30 TL harcın davalılar … ve …’dan müştereken ve müteselsilen tahsil edilerek HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
II.YARGILAMA GİDERİ
Maddi ve manevi tazminat istemlerinin hepsi yönünden tahkikat bir arada yürütülmüş, birlikte yargılama gideri yapılmıştır. Bu nedenle, ortak yargılama gideri yapıldığından tarafların haklılık durumlarına göre oranlama yapılmak suretiyle yargılama giderleri paylaştırılmıştır.
Davacı tarafından yargılama nedeniyle yapılan 840,69 TL peşin harç, posta ve tebligat masrafı 70,60 TL, bilirkişi ücreti 800,00 TL olmak üzere toplam 1.711,29 TL yargılama giderinin davanın kabul ve ret oranına göre hesaplanan 767,93 TL ‘sinin (davalılar … A.Ş ve ve …’ nın 357,07 TL’ si ile sınırlı sorumlu olmak kaydıyla) davalılar … ve …’dan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya VERİLMESİNE, bakiye kalan yargılama giderinin davacı üzerinde BIRAKILMASINA,
III.VEKALET ÜCRETİ
A-MADDİ TAZMİNAT
Davalı … Sigorta A.Ş. yargılama sırasında kendisini bir vekille temsil ettirdiğinden maddi tazminat talebi bakımından feragat nedeniyle bu davalı yönünden davanın reddine karar verildiğinden davalı … Sigorta A.Ş. lehine vekalet ücreti takdir edilmesi gerektiği, ancak tarafların aralarında yaptıkları ibraname ve sulh sözleşmesi ile davalı vekilinin 17/03/2020 tarihli dilekçesinde yargılama gideri ve vekalet ücreti talebi bulunmadığından talebi dikkate alınarak davalı … Sigorta A.Ş lehine vekalet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,
Davacı yargılama sırasında kendisini bir vekille temsil ettirdiğinden maddi tazminat talebi bakımından maddi tazminat istemine esas tedavi gideri zararı için davanın açıldığı tarih itibariyle davacı davasında haklı olduğundan davalılar … A.Ş. ve …’ nın sorumluluğunda bulunan 9.626,95 TL tedavi gideri üzerinden davacı lehine vekalet ücreti hükmedilmesi gerektiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 13/1. maddesi uyarınca 5.100,00 TL vekalet ücretinin davalılar … A.Ş. ve …’ dan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya VERİLMESİNE,
B-MANEVİ TAZMİNAT
Davacı yargılama sırasında kendisini bir vekille temsil ettirdiğinden manevi tazminat talebi bakımından kabul edilen dava değeri üzerinden hesaplanan ve karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 10/1,4 ve 13/1. maddesi uyarınca belirlenen 6.000,00 TL vekalet ücretinin davalılar … ve …’dan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya VERİLMESİNE,
HMK’ nın 333. maddesi uyarınca taraflarca yatırılan anacak kullanılmayarak artan bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde resen ilgili tarafa veya vekiline İADESİNE,
Dair, davacı vekili, davalı … vekili ile davalı … vekilinin yüzüne karşı, diğer davalıların yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki (2) haftalık yasal süresi içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’ne istinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup anlatıldı.29/12/2021

Katip
e-imza *

Hakim
e-imza *