Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/517 E. 2020/432 K. 14.10.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2016/517 Esas
KARAR NO : 2020/432

DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 09/05/2016
KARAR TARİHİ : 14/10/2020

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; ZMMS poliçesi olmayan … plakalı aracın 16.03.2013 tarihinde dava dışı ihbar olunan sürücü …’nın idaresinde iken direksiyon hakimiyetini kaybederek yoldan çıkması neticesinde araçta yolcu olarak bulunan müvekkilinin yaralandığı, %48 oranında sakat kaldığını, kazadan dolayı ailesinin bakımına muhtaç hale geldiğini, bulabildiği imkanlarla tedavi olmaya çalıştığını, başkalarının yardımına muhtaç kaldığını, sürekli bakım tazminatının hesaplanması için aktüer bilirkişisinden rapor alınmasını talep ettiklerini, sürekli bakım gideri tazminatının tahsili için dava açma gereği hasıl olduğu, yukarıda açıklanan nedenlerle diğer hususlarla birlikte fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik sürekli bakım gideri tazminatı olarak 2.000,00 TL’nin kaza tarihinden itibaren işleyecek reeskont faiziyle birlikte davalıdan tahsiline, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin davalı tarafa yüklenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın dava şartı yokluğu sebebiyle reddi gerektiğini, dava öncesi yazılı başvuru şartının yerine getirilmediğini, dava konusu bakıcı gideri ile ilgili bir talep ve başvuru yapılmadığını, talebin iki yıllık zamanaşımına uğradığını, delillerin tebliğ edilmediğini, davanın araç maliki ve sürücüsü …’ya ihbarını talep ettiklerini, hasar dosyası açılarak aktüerya raporuna göre tespit edilen toplam 10.413,00 TL tazminatın 04.09.2014 tarihinde ödendiğini ve müvekkili kurumuna ibra edildiğini, davaya konu olayda hatır taşıması söz konusu olduğunu, indirim sebebi olması gerektiğini, davacının kazaya sebebiyet veren sürücü ile birlikte alkol alarak aracına binerek kusurlu davrandığını, müvekkili kurumunun sorumluluğunun bulunmadığını, davacının yaşı itibariyle kaza ile illiyeti olmayan sorunlar ve bakıcı ihtiyacı mevcut olabileceğini, sağlık hizmet bedellerinin SGK tarafından karşılanacağını, kusur durumu ile zarar arasındaki illiyet bağının tespiti gerektiğini, zararın aktüer bilirkişi tarafından hesaplanması, maluliyet oranı için ATK 3. İhtisas Dairesinden rapor alınmasını, hesaplanacak tutardan müterafik kusur ve hatır taşıması indirimi yapılmasını, SGK tarafından ödeme yapılıp yapılmadığının tespit edilmesini, temerrüdün söz konusu olmadığını, reeskont faizi isteminin haksız olduğu diğer hususlarla birlikte belirtirek davanın reddine, yargılama gideri ve ücreti vekâletin davacı tarafa yükletilmesini talep etmiştir.
Delillerin Değerlendirilmesi, Davanın Hukuki Niteliği ve Gerekçe ;
Mahkememizce hasar dosyası, davacının kaza nedeniyle görmüş olduğu tıbbi tedavilere ilişkin tüm kayıtlar ve raporlar, sosyal ve ekonomik durum araştırması, soruşturma dosyası, ceza dava dosyası, araç ruhsat bilgileri, aracın kaza tarihi itibariyle ZMMS poliçesi bulunmadığına ilişkin kurumlardan celp edilen müzekkere cevapları dava dosyasına celp edilmiş, incelenmiştir.
Davalı … Hesabının beyanı ve talebi doğrultusunda, dava, kazaya neden olan … plaka sayılı araç sürücü …’ya HMK’nun 61.maddesi uyarınca ihbar edilmiş, usuli eksiklik tamamlanmış, taraf teşkili sağlanmıştır.
Adli Tıp Kurumu Başkanlığı 2. İhtisas Kurulu tarafından dosyaya sunulan 26/06/2019 tarihli adli tıp raporunda özetle; “…Mevcut tıbbi belgelere göre; Davacının 16.03.2013 tarihinde geçirmiş olduğu trafik kazasına bağlı gelişen yaralanması nedeniyle, 11.10.2008 tarih ve 27021 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümlerinden yararlanılarak ve meslek grup numarası Grup 12 kabul edildiğinde:
Gr12 XII (11Bbba…….40) A %44
Gr12 XII (22Ha………15) A %19
Balthazard formülüne göre: %54,64
E cetveline göre: %64,0 (yüzdealtmışdörtvirgülsıfır) oranında meslekte kazanma gücünden kaybetmiş sayılacağı, İyileşme süresinin kaza tarihinden itibaren 9 (dokuz) aya kadar uzayabileceği, iyileşme süresi içerisinde ilk 6 ay bir başkasının yardımına ihtiyaç duyabileceği, sürekli bir başkasının bakımına muhtaç durumda olmadığı…” mütalaa edilmiştir.
İ.T.Ü. Makine Fakültesi Öğretim Görevlisi Uzman Yüksek Mühendis … ile Aktüerya alanında uzman …’ tan oluşan bilirkişi heyeti tarafından dosyaya sunulan 16/03/2020 tarihli kusur ve aktüerya raporunda özetle; “…16/03/2013 tarihinde meydana gelen trafik kazası nedeniyle, … plaka numaralı kamyonet sürücüsü …’nın %100 oranında kusurlu olduğu, … plakalı kamyonette yolcu olarak bulunan davacı …’e kazanın meydana gelmesinde, yaralanması ile sonuçlanmasında, zararın doğmasında ve artmasında atfı kabil kusur bulunmadığı, hatır taşıması hususunun mahkemeye ait olduğu, davacının nihai ve gerçek bakıcı gideri maddi zararının 5.980,14-TL olduğu, temerrüt başlangıcının 09/05/2016 dava tarihi ve faiz nev’inin yasal faiz olduğu…” mütalaa edilmiştir.
Davacı vekili mahkememize sunmuş olduğu 17/03/2020 tarihli bedel artırım dilekçesi ile davanın başında fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak üzere 2.000,00-TL olan taleplerini 3.980,14-TL daha artırarak toplamda 5.980,14 TL bakıcı gideri tazminatının kaza tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte tahsilini talep etmiştir. Bedel artırım dilekçesi davalı … Hesabına usulüne uygun olarak tebliğ edilmiştir.
Dava, trafik kazasından kaynaklanan cismani zarara dayalı bakıcı gideri zararının tazmini istemine ilişkindir.
Öncelikle belirtmek gerekir ki, davacı …’in dava açılmadan evvel trafik kazasına ilişkin olarak davalı … Hesabına yazılı olarak başvuruda bulunduğu, davalı … tarafından hasar dosyası açıldığı, davacıya 04/09/2014 tarihinde (10.413,00 TL) maluliyet tazminatı ödendiği, ancak davaya konu taleple ilgili olarak davacının bakıcı gideri zararının karşılanmadığı, bu nedenle davalının beyanlarının aksine dava açılmadan önce yazılı başvuru şartına ilişkin olarak eksikliğin giderildiği anlaşılmıştır. Davalının zaman aşımına yönelik itirazlarına gelince, kazanın 16/03/2013 tarihinde gerçekleştiği, işbu davanın 09/05/2016 tarihinde açıldığı, trafik kazasının davacının yaralanmasına neden olduğundan KTK’nın 109/2. maddesi uyarınca eylem aynı zamanda cezayı gerektirir fiilden doğduğundan uzamış ceza zaman aşımı sürelerinin geçerli olacağı, trafik kazasında birden fazla kişinin yarlanması suçu oluştuğundan TCK 89/4, 66/1-e maddeleri uyarınca zaman aşımının kaza tarihinden itibaren 8 yıl olarak uygulanması gerekeceği, kaza tarihine bu süre eklendiğinde dava tarihi itibariyle zaman aşımı süresinin dolmadığı açık olup, davalının zaman aşımı defi yerinde görülmemiştir. Öte yandan, davalı … Hesabının hasar başvurusu sonucunda davacı …’e 04/09/2014 tarihinde 10.413,00 TL maluliyet tazminatı ödemesinde bulunduğu, davacının tazminatın ödenmesi ile birlikte davalı … Hesabını ibra ettiği belirtilerek davacının başkaca bir alacağı kalmadığı savunulsa da, davaya konu bakıcı gideri zararının bakiye maddi tazminat talebini içerdiği, KTK’nın 111/2.maddesi uyarınca sorumluluğa ilişkin anlaşmaların iki yıl içinde iptalinin istenebileceğinin yasal düzenleme altına alındığı, ödeme tarihi ve dava tarihi dikkate alındığında anılan yasa hükmündeki hak düşürücü sürelerin dolmadığı ve yetersiz kalan bakiye tazminatın talep edilmesi karşısında davalı … Hesabının ibraya ve usule ilişkin tüm savunmaları yerinde görülmemiş, davanın esasının incelenmesine geçilmiştir.
Yapılan yargılama, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamı hep birlikte değerlendirildiğinde; 16/03/2013 tarihinde saat 01:00 sularında … ili … ilçesi … köyünde, … Köyü istikametinden … Köyü istikametine doğru … Köyü girişinde, kaza tarihi itibariyle geçerli ZMMS poliçesi bulunmayan dava dışı sürücü …’nın alkollü şekilde sevk ve idaresindeki … plaka sayılı kamyonetin köy girişinde bulunan keskin viraja geldiğinde dikkatsizlik ve tedbirsizlikle viraja hızlı girilmesinden dolayı sürücünün direksiyon hakimiyetini kaybederek düz bir doğrultuda devam edip yoldan çıkarak bahçeye düşmesi sonucunda trafik kazasının meydana geldiği, kazada araçta yolcu olarak bulunan davacının yaralandığı,davacının kaza nedeniyle malul kaldığı ve sakatlığından ötürü başkalarının yardımına muhtaç duruma düştüğünden işbu dava ile öncesinde karşılanmayan bakıcı gideri zararının tazminini talep ettiği anlaşılmıştır. Davalı … yukarıda değinilen usuli itirazlarının yanı sıra somut olayda davacının alkollü olduğunu bildiği sürücünün aracına bilerek bindiğini, kendisinin de kusurlu olduğunu, ayrıca hatır taşıması bulunduğundan tazminat tutarından indirim yapılması gerektiğini savunmuştur.
Uyuşmazlığın temeli; trafik kazasında tarafların kusur durumları, trafik kazasına bağlı olarak davacının bakıcı gideri zararının olup olmadığı, bakıcıya muhtaçlık süresi, bakıcı tazminatının toplam tutarı, bakıcı tazminatından müterafik kusur ve hatır taşıması indirimi yapılması gerekip gerekmediği noktalarında toplanmaktadır.
Mahkememizce İ.T.Ü. ‘ de görevli öğretim üyesi yüksek makine mühendisinden alınan kusur raporunda, dava dışı sürücü …’nın … plaka sayılı kamyonetini 2,80 promil alkolle sevk ve idare ettiği, sürücünün yüksek alkol miktarına bağlı olarak güvenli sürüş, reaksiyon ve görme melekelerinin olumsuz etkilendiği olayda hız yapılmaya müsait olmayan köy yolunda sürücünün yolun ve seyrin gerektirdiği icaplara aykırı olarak hızlı araç kullanılması nedeniyle dönemeçli kesime yaklaşıldığı sırada aracın yavaşlaması gerekirken etkili fren ve manevra tedbirleri uygulanmaksızın sevk ve idaresi sonucunda aracın yoldan çıkarak kaza mahalli olan bahçeye düşmesi ile birlikte aracını dalgın, dikkatsiz, tedbirsiz, özensiz ve kontrolsüz şekilde kullanılmasının kazaya neden olduğu belirtilmekle sürücü …’nın davaya konu trafik kazasında 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunun 47/c,d (trafik kurallarına uyma), 51/1 (hız sınırlarını aşmamak), 48/1 (alkollü araç kullanmak), 52/a,b (aracın hızını dönemeçlere girerken, dönemeçli yollarda ilerlerken azaltmamak) amir hükmünü ihlal ettiğinden % 100 kusurlu olduğu anlaşılmıştır. Araçta yolcu olarak bulunan davacı …’in kazanın meydana gelmesinde, zararın doğmasında veya artmasında ya da yaralanmalı hadise sonucunda kazaya bir etkisi bulunmadığından kazanın oluş şekli ve nedenine göre üzerine atfı kabil bir kusur hali bulunmamaktadır.
Davacı …’in kaza tarihi itibariyle yürürlükte bulunan Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümlerine göre iyileşme süresi içerisinde ilk 6 ay bir başkasının yardımına ihtiyaç duyabileceği, sürekli bir başkasının bakımına muhtaç durumda olmadığı tespit edilmiştir. Davalı … Hesabının bilirkişi raporuna karşı kaza tarihi itibariyle yürürlükte bulunmayan başka bir yönetmelik doğrultusunda hesaplama yapılmasına ilişkin itirazları, talep edilen yönetmeliğin somut olaya uygulanması mümkün olmadığından yerinde görülmemiştir. Aktüerya hesabı sonucunda davacının bakıcıya muhtaçlık süresi göz önüne alınarak talep edilebileceği bakıcı tazminatı toplam 5.980,14 TL olarak hesap edilmiş, aktüerya raporu denetime açık ve hüküm kurmaya elverişli olması, hesaplama yöntemleri ve dosya içeriğiyle uyumlu düzenlenmesiyle hükme esas alınmıştır.
Davalı …, sürücüsünün alkollü olduğunu bilerek kazaya karışan araca binen davacının da müterafik kusurlu olduğunu savunmaktadır. Gerçekten de, kazayla ilgili soruşturma dosyası incelendiğinde, davacı …’in sürücü … ile arkadaş oldukları, kaza günü araçta yolcu olarak bulunan diğer arkadaşları … ile birlikte alkol aldıkları, kazanın birlikte alkol alımının hemen akabinde köye dönerken gerçekleştiği anlaşılmıştır. Araçta yolcu olarak bulunan ve davacı … gibi kaza nedeniyle yaralanan … soruşturma aşamasında verdiği beyanlarda, hep birlikte alkol aldıklarını, kazanın köye dönerken gerçekleştiğini doğrulamıştır. O halde, kazanın hemen öncesinde arkadaşları birlikte alkol alan davacının sürücünün alkollü olduğunu ve bu suretle araç kullandığını bildiği açıktır. Davacının, sürücüsü alkollü olan araca binmekle müterafik kusurlu olduğu, bu nedenle TBK 52 (BK.44) maddesi uyarınca tazminattan uygun oranda müterafik kusur indirim yapılması gerekmektedir (Y.17.H.D. 2016/2461 E., 2016/5442 K.).
Davalı …, davacı ile sürücünün yakın arkadaş olduklarını, kaza öncesinde birlikte alkol aldıklarını, kazanın dönüş yolunda gerçekleştiğini, olayda hatır taşımasının söz konusu olduğunu ve tazminattan indirim yapılması gerektiğini savunmuştur. Bilindiği üzere, hatır taşımalarının bir menfaat karşılığı olmadığı, bu gibi taşımalarda 6098 sayılı TBK’nin 51. maddesi uyarınca tazminattan uygun bir indirim yapılması gerektiği hem öğretide hem de Yargıtay içtihatlarında benimsenmiş ve yerleşmiş bulunmaktadır. Hatır taşımasından ya da kullanmadan söz edebilmek için yaralanan ya da ölenin karşılıksız taşınmış olmalıdır. Taşınan veya kullananın yararının söz konusu olduğu durumlarda hatır taşıması ilişkisi gündeme geleceğinden işletenin sorumluluğu genel hükümlere göre değerlendirilecek ve tazminattan indirim yapılacaktır. Bu bakımdan hatır taşıma ilişkisinin değerlendirilmesinde taşıma ya da kullanmanın kimin çıkar ve yararına olduğunun saptanması önemlidir. Yarar ekonomik olabileceği gibi, ortak toplumsal değerleri de ilgilendirebilir. Ancak taşıma ve kullanmada işletenin veya eylemlerinden sorumlu olduğu kişilerin bir çıkarı veya yararının bulunması halinde hatır taşımasından söz edilemeyecektir. Ayrıca hakim tazminattan mutlaka indirim yapmak zorunda değilse de, bunun dahi gerekçesini kararında tartışması ve nedenlerini göstermesi, indirim yapılacak ise de yerleşik içtihatlara göre %20 oranında hatır taşıması indirimi yapılması gerekmektedir. Somut olayda, davacı ve sürücünün arkadaş oldukları, kaza öncesinde birlikte alkol aldıkları, kazanın köye dönüş yolunda gerçekleştiği, ne soruşturma dosyasında ne de işbu dava dosyasında taşımanın belirli ücret ya da menfaat (maddi – manevi) karşılığında gerçekleştiğinin iddia edilmediği, yakın arkadaş olan tarafların hayatın olağan akışına göre de birlikte alkol adlıktan sonra yarar karşılığında taşınmasının da söz konusu olmayacağı birlikte değerlendirildiğinde, kazada hatır taşımasının bulunduğu açıktır (Y. 17. H.D. 2016/12800 E., 2019/5904 K.). Açıklanan nedenlerle, tazminattan yerleşik içtihatlara uygun olarak hatır taşıması indirimi de yapılması gerekmektedir
Bu itibarla, davacı …’in trafik kazası nedeniyle talep edebileceği toplam bakıcı gideri tazminatının 5.980,14 TL olduğu, davacının bilirkişi raporu doğrultusunda tazminat talebini bedel artırım dilekçesi ile davanın başında gösterdiği değerden bu tutara yükselttiği, ancak somut olayda davacının hem müterafik kusurunun bulunduğu hem de hatır taşımasının söz konusu olduğu, bu nedenle hakkaniyet ilkesi ve yerleşik içtihatlara uygun olarak tazminattan indirim yapılması gerektiği, Dairenin (Yargıtay 17. Hukuk Dairesi) son uygulamalarına göre tazminattan yapılacak indirimin sırasıyla ve ayrı ayrı yapılması gerektiği ilkesi benimsenmiş (Bilgi için bakınız. 3/2 Oy Çokluğuyla- Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2018/3903 Esas, 2020/3867 Karar) olmakla, Mahkememizce bu ilkeye uygun olarak hatır taşıması (%20) ve müterafik kusurdan (%20) ayrı ayrı indirim yapılmış, netice olarak 3.827,28 TL bakıcı gideri tazminatının kaza tarihinde geçerli ZMMS poliçesi bulunmayan bu nedenle yasal olarak davacının tedavi gideri kapsamında belgeye bağlanması mümkün olmayan zararından davalı … sorumlu olduğundan davalıdan tahsiline karar vermek gerekmiştir.
Ne var ki, davacı kaza tarihinden itibaren ticari faiz (avans faizi) talep etmiş ise de, dava açılmadan evvel davalı … Hesabına yapılan başvuruda bakıcı gideri kaleminin açıkça gösterilmediği, bu nedenle dava tarihinden önce temerrüt bulunmadığından faize, temerrütün oluştuğu dava tarihinden itibaren hükmedilmesi gerektiği, ayrıca kazaya konu aracın işleteni tacir olmadığı gibi aracın da ticari araç olarak kullanılmadığı sabit olduğundan somut olayda yasal faiz oranın uygulanması gerektiği anlaşılmıştır. Son olarak, yerleşik içtihatlarda vurgulandığı üzere, yasal düzenlemeler gereği, TBK’nun 51. ve 52. maddelerinden kaynaklanan hakkaniyet ve takdiri indirimler nedeniyle, davanın kısmen reddedilmesi halinde, indirimden dolayı reddedilen kısım için davalı yararına vekalet ücreti takdir edilemeyeceği, bu bağlamda hatır taşıması ve müterafik kusur nedeniyle tazminattan indirim yapılan hallerde reddedilen kısım için davalı taraf lehine vekalet ücreti takdir edilemeyeceğinden (Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2018/2513 Esas, 2020/1787 Karar; Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2018/3135 Esas, 2020/1730 Karar; İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi 2020/694 Esas, 2020/3393 Karar; Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 22. Hukuk Dairesi 2018/669 Esas, 2020/965 Karar), davalı lehine reddedilen kısım için vekalet ücreti takdir edilmemiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: (Ayrıntısı ve Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzüre);
1-Davanın talep artırım dilekçesi doğrultusunda KISMEN KABUL, KISMEN REDDİ ile, davacı … için bakıcı gideri tazminatı olarak hesap edilen 5.980,14-TL’den hatır taşıması ve müterafik kusur indiriminin ayrı ayrı yapılmak suretiyle (Yargıtay 17.Hukuk Dairesinin 2018/3903 Esas 2020/3867 Karar) 3.827,28-TL sonuç bakıcı gideri tazminatının dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE, fazlaya ilişkin istemin REDDİNE,
2-Kabul edilen dava değeri üzerinden alınması gereken 261,44 TL harçtan davanın başında peşin alınan 29,20 TL harcın ve 14,00 TL ıslah harcının mahsubu ile bakiye 218,24 TL karar ve ilam harcının davalıdan alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
3-Davacı tarafından yargılama nedeniyle yapılan harçlar toplamı 72,40 TL (29,20-TL başvuru harcı+ 29,20 peşin harç+ 14,00-TL ıslah harcı), 1.200,00 TL bilirkişi ücreti ve 407,95 TL posta masrafı olmak üzere toplam 1.680,35 TL yargılama giderinden davanın kabul red oranına göre hesaplanan 1.075,42 TL’sinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE, bakiyesinin davacı üzerinde BIRAKILMASINA,
4-Davacı taraf yargılama sırasında kendisini bir vekille temsil ettirdiğinden kabul edilen dava değeri üzerinden hesaplanan ve karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 13/1. maddesi uyarınca maktudan az olmamak koşulu ile belirlenen 3.400,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
5-HMK’ nın 333. Maddesi uyarınca taraflarca yatırılan ancak kullanılmayarak artan bakiye gider avansının karar kesinleşiğinde resen ilgili tarafa veya vekiline İADESİNE,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı vekilinin yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süresi içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’ne İstinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 14/10/2020

Katip …
(e-imzalıdır)

Hakim …
(e-imzalıdır)