Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/406 E. 2018/407 K. 05.04.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2016/406
KARAR NO : 2018/407

DAVA : Alacak
DAVA TARİHİ : 12/04/2016
KARAR TARİHİ: 05/04/2018

DAVA:Davacı vekili sunduğu dava dilekçesinde özetle; taraflar arasında enerji satışı konusunda sözleşme bulunduğunu bu kapsamda tahsil onulan faturalarda yer alan kayıp kaçak,sayaç okuma,parekende satış hizmeti,iletim sistemi kullanım ve dağıtım bedeli ayrıca bu bedellere dahil edilerek hesaplanmış enerji fonu,TRT Payı ,Belediye vergisi KDV’den kaynaklanan farkın faizi ile birlikte davalıdan tahsili istenmektedir.
CEVAP:Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davanın belirsiz dava olarak açılamayaacğını zamanaşımı süresinin dolduğunu,faturaya süresi içinde itiraz edilmediğii,talep edilen kayıq kaçak bedelinin yasadan kaynaklandığını belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE: Dava,kayıp kaçak,sayaç okuma,parekende satış hizmeti,iletim sistemi kullanım ve dağıtım bedeli ayrıca bu bedellere dahil edilerek hesaplanmış enerji fonu,TRT Payı ,Belediye vergisi KDV’den kaynaklanan farkın faizinin tahsili talebine yöneliktir.
Yapılan bilirkişi incelemesine göre kayıp kaçak, sayaç okuma, parekende satış hizmeti, iletim sistemi kullanım ve dağıtım bedeli ayrıca bu bedellere dahil edilerek hesaplanmış enerji fonu,TRT Payı ve Belediye vergisi bedellerinin EPDK mevzuatına uygun olduğu belirlenmiştir.
Dosyadaki kanıt ve belgelere göre; davalı Elektrik Dağıtım Şirketi, davacıya satışını yaptığı Elektrik Enerjisi Bedeli üzerinden dava konusu döneme ait Kayıp Kaçak Bedeli vs tahsil etmiş ise de 17/06/2016 tarihinde Resmi Gazetede yayınlanarak yürürlüğe giren 6719 Sayılı Kanunun 20. maddesi ile 6446 Sayılı Elektrik Piyasası Kanunun 17. maddesinde yapılan değişiklik ile getirilen, “…Kurum tarafından gelir ve tarife düzenlemeleri kapsamında belirlenen bedellere ilişkin olarak yapılan başvurularda ve açılan davalarda Tüketici Hakem Heyetleri ile Mahkemelerin yetkisi, bu bedellerin, kurumun(EPDK) düzenleyici işlemlerine uygunluğunun denetimi ile sınırlıdır….” hükmü ile aynı kanunun Geçici 20. maddesinde yer alan “….kurul kararlarına uygun şekilde tahakkuk ettirilmiş dağıtım, sayaç okuma, parekende satış hizmeti, iletim ve kayıp kaçak bedelleri ile ilgili olarak açılmış olan her türlü ilamsız icra takibi dava ve başvurular hakkında 17.madde hükümleri uygulanır…” hükümleri birlikte dikkate alındığında somut olayda tahsil edilen fatura bedelinin 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu, Yönetmelik Hükümleri ve EPDK’nın bu konudaki düzenleyici işlemlerine uygun olduğu, mahkememizin yetkisinin tüketim bedelinin kurumun(EPDK) düzenleyici işlemlerine uygunluğunun denetimi ile sınırlı olduğu, sonradan yürürlüğe giren kanunla davanın konusuz kaldığı sonucuna ulaşıldığından esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar vermek gerekmiştir.
Yargılama Harç ve Giderleri Yönünden;Konuyla ilgili olarak emsal nitelikli Yargıtay kararı aşağıdadır:
“….Bir tarafın, dava açıldığı andaki mevzuata veya içtihat durumuna göre davasında veya savunmasında haklı olup da, dava açıldıktan sonra yürürlüğe giren yeni bir kanun hükmü veya yeni bir içtihadı birleştirme kararı gereğince davada haksız çıkmış olması halinde, yargılama giderlerine mahkum edilemeyeceği kuşkusuzdur.
Burada önemle vurgulanmalıdır ki, bir kimseye diğer tarafın dava giderlerinin yükletilmesinin nedeni, o kimsenin diğer tarafın gider yapmasına haksız olarak sebebiyet vermiş olmasıdır. İşte bu nedenledir ki, dava açıldığı anda haklı durumda bulunan tarafın, yargılama sırasında meydana gelen mevzuat değişikliği sonucu haksız duruma düşmesi halinde yargılama giderlerinden sorumlu tutulması olanaklı değildir(Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 18.11.2009 günlü ve 2009/18-421 E.-2009/526 K. sayılı ilamında da aynı ilkeye yer verilmiştir.).
Somut olayda; davacı, davanın açıldığı andaki mevzuata ve içtihat durumuna göre dava açmakta haklıdır. Eş söyleyişle, davaya konu bedelleri tahsil eden davalı, davanın açılmasına sebebiyet vermiştir. Davacı tarafından, davalıdan kayıp-kaçak, dağıtım, iletim, perakende satış hizmeti ve sayaç okuma bedellerinin tahsilinin talep edildiği davada, “karar verilmesine yer olmadığına” dair verilen karar, yargılama sırasında yürürlüge giren yasa değişikliğinin bir sonucudur. Bu itibarla, dava açıldığı tarihte, yapılan yasa değişikliği henüz ortada bulunmadığından, dava tarihi itibariyle davacının dava açmakta haklı olduğu her türlü duraksamadan uzaktır.Bu durumda; dava açıldıktan sonra hasıl olan yasa değişikliği nedeniyle, davacının dava açmasında haksız sayılamayacağı cihetle; davacı yararına maktu vekalet ücreti takdir edilmesi ve yapmış olduğu diğer yargılama giderlerinin davalıdan tahsiline karar…verilmelidir..”(Yargıtay 3. H.D. 2017/2534 -2017/3956 sayılı kararı)
Emsal kararda belirtildiği üzere dava açıldığında davacı haklı olduğundan harç ve yargılama giderlerinden davalı sorumludur.
HÜKÜM: Yukarıda belirtilen nedenlerle;
1-Dava konusuz kaldığından esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına,
2-Davacı vekil ile temsil edildiğinden AAÜT gereğince takdir olunan 2.180,00.-TL avukatlık ücretinin davalıdan alınıp davalıya verilmesine,
3-Davalı tarafça yapılan yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Davacı tarafça yapılan 700,00.-TL bilirkişi ücreti, 113,40.-TL tebligat masrafı ve 40,20.-TL açılış gideri olmak üzere toplam 853,60.-TL yargılama giderinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
5-Alınması gereken 35,90.-TL karar ve ilam harcının peşin olarak alınan 36.165,58.-TL’den mahsubu ile kalan 36.129,68.-TL’nin davacıya iadesine,
6-Artan gider avansının karar kesinleştiğinde talep halinde iadesine,
Davacı vekilinin yüzüne karşı, davalının yokluğunda kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içinde İSTİNAF yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup anlatıldı.05/04/2018

Başkan …
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Katip …
¸e-imzalıdır