Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/368 E. 2023/897 K. 28.11.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2016/368 Esas
KARAR NO : 2023/897

DAVA : Tazminat (Ölüm ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 04/04/2016
KARAR TARİHİ : 28/11/2023

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Dava: Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı …Tic. A.Ş.’nin maliki, …’in sürücüsü olduğu ve … Sigorta A.Ş.’ye sigortalı olan … plakalı aracın müvekkili …’ın idaresindeki … plakalı aracın sol arka köşe kısmına çarparak maddi hasarlı ve yaralanmalı trafik kazasına neden olduğunu, müvekkillerinin yaralandığını, aracın pert olacak şekilde hasar gördüğünü, kazanın oluşumunda davalı …’in kaza tutanağında ve ceza mahkemesinde alınan bilirkişi raporunda asli kusurlu bulunduğunun tespit edildiğini, müvekkili …’ın yüzünden yaralandığını, dilinin kesildiğini, sol gözünün zarar gördüğünü, yüzünde oluşan yaranın kalıcı olduğunu, uzun süre araca binemediğini, … plakalı aracın pert olduğunu, internet sitesinde aynı nitelikte bir aracın 25.500,00-TL üzerinden satışa sunulduğunu, sigorta şirketi tarafından 17.000,00-TL ödendiğini, değer kaybı sebebiyle 1.000,00-TL, aracın çekici ile taşınmasına karşılık ödemiş olduğunu 944,00-TL maddi tazminatın davalılardan müşterek ve müteselsilen alınmasını talep ettiklerini, müvekkilinin kazaya bağlı olarak yaşadığı travma, yüzünde, dilinde ve gözünde meydana gelen kalıcı iz ve duyu/doku kaybı sebebiyle çevresinden gördüğü tepkiler neticesinde yaşadığı üzüntünün karşılanmasının mümkün olmadığını, teselli vermesi, caydırıcılık unsuru taşıyacak şekilde ve miktarda manevi tazminat belirlenmesi gerektiğini, …’ın yüzünde, gözünde, dudak ve dilinde yaralanmalari doku kayıpları ile kafa kısmında kırıklar oluştuğunu, sağ elinin parmaklarında kopmalar ve kesikler oluştuğunu, yüzünde ve gözünde kalıcı iz, duyu/doku kaybı oluştuğunu, …’ın aracın takla atması sebebiyle araç içerisinden fırladığını, kafatasında kırıklar tespit edildiğini, kazanın etkisini hala atamadığını, … ve …’in yaralandığını, üzerinde büyük bir travma yarattığını, uzun süre araç kullanamadığını, uzun yol seyahate çıkamadıkları diğer hususlarla birlikte belirtilerek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla …plakalı araca ve davalılar adına kayıtlı araç ve taşınmazlara tedbir konulmasını, … adına 2.444,00-TL maddi-110.000,00-TL manevi, … adına 1.000,00-TL maddi-110.000,00-TL manevi, … adına 30.000,00-TL manevi, … adına 10.000,00-TL manevi, … adına 10.000,00-TL manevi tazminatın davalılardan müşterek ve müteselsilen (davalı sigorta şirketinin poliçe limitleri dahilinde) tahsili ile müvekkillerine ödenmesine, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin davalılara yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacı vekili tarafından harca esas değer kalemlerini açıklayan 30/06/2022 tarihli beyan dilekçesi sunulduğu anlaşılmıştır.
Cevap: Davalı … Sigorta Anonim Şirketi vekili cevap dilekçesinde özetle; … plakalı aracın müvekkili şirkete … numaralı ZMM poliçesi ile sigortalı, sorumluluğun sigortalının kusuru oranında ve bedeni zararlarda kişi başına azami 290.000,00-TL ile sınırlı olduğunu, manevi tazminatın poliçe teminatına dahil olmadığını, kusur tespiti için dosyanın Trafik İhtisas Dairesi’ne, maluliyet oranının belirlenmesi için davacının ATK 3.İhtisas Dairesi’ne sevkini, tazminat hesaplaması için aktüer bilirkişinin görevlendirilmesini talep ettiklerini, bilinen ücret, belirlenebilir bir ücret yoksa asgari ücretin baz alınması gerektiğini, Yargıtay ilamlarına atıf yapıldığını, davacının kaza sırasında emniyet kemeri kullanmaması halinin müterafik kusur indirimi teşkil edeceğini, kullanmaması halinde belirlenecek tazminattan uygun bir indirim yapılmasını talep ettiklerini, SGK tarafından rücuya tabi herhangi bir ödeme veya gelir bağlama işleminin yapılıp yapılmadığının tespit edilmesi gerektiğini, olay tarihinden itibaren faiz istenemeyeceğini, davadan önce müvekkili şirkete müracaat edilmediğini, belgelerin ibrazından itibaren 8 iş günü içinde ödeme yapılacağının hükme bağlandığını, herhangi bir müracaatın söz konusu olmadığını, bu sebeple müvekkili şirketin temerrüdünden bahsedilemeyeceğini, yargılama masrafları ve vekâlet ücretinden sorumlu olunmadığı diğer hususlarla birlikte belirtilerek dava tarihinden itibaren yasal faize hükmedilmesini, yargılama masrafları ve vekâlet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine diğer hususlarla birlikte karar verilmesini talep etmiştir.
Cevap: Davalı … Şirketi vekili cevap dilekçesinde özetle; Talep edilen maddi manevi tazminden müvekkili şirketin sorumluluğu olmadığını, davanın reddi gerektiğini, müvekkili şirketin aracın işleteni olduğunu, olayın oluşunda herhangi bir kusuru bulunmadığını, maddi zararı diğer davalı … Sigorta A.Ş. tazmin ettiğinden maddi zarardan sorumluluğun bulunmadığını, ancak sigorta şirketinin sorumluluğunu aşan miktardan sorumlu olduğunu, manevi tazminat talebinin fahiş olduğunu diğer hususlarla birlikte belirtilerek maddi tazminat yönünden … Sigorta A.Ş.’nin sorumluluğunu aşan kısmından sorumlu olunan fazlaya ilişkin talebin reddini, kusursuz sorumluluk nedeniyle manevi tazminat talebinin reddine, dava giderleri ile ücreti vekâletin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesi talep etmiştir.
Cevap: Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; Hususmetin haksız fiilden kaynaklandığını, Asliye Hukuk Mahkemelerinin görevli, yetkili mahkemenin İstanbul Anadolu Mahkemeleri olduğunu, hasar dosyasından davacılara herhangi bir ödeme yapılıp yapılmadığının araştırılması ve yasal faizi ile tenzil edilmesi gerektiğini, müvekkilinin kazada asli kusurlu olmadığını, kusur oranının ATK Trafik İhtisas Dairesi tarafından tespit edilmesi gerektiğini, Yargıtay ilamına atıf yapıldığını, davacıların sürekli iş görmezliğe uğradıklarını, kalıcı olarak sakatlığa maruz kaldıklarının ispat etmekle mükellef olduğunu, tespit ve değerlendirmelerin ATK tarafından yapılması gerektiğini, davacı …’a aracının pert olması nedeniyle ekspertiz incelemesi yaptırılarak 17.000,00-TL ödendiğini, aracın daha değerli olduğuna ilişkin iddiaların tamamen soyut olduğunu, 17.000,00-TL ve civarında birçok satış ilanı olduğunun görüleceğini, manevi tazminata ilişkin talepleri kabul etmediklerini, özel hal ve şartların, ülke ekonomik koşullarının, sosyal ve ekonomik durumlarının, kusur durumunun, sürekli iş göremezlik oranlarının vb. özelliklerin göz önünde bulundurulması gerektiği diğer hususlarla birlikte belirtilerek görev ve yetkisizliğe ilişkin itirazlarının kabulü ile davanın reddini, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin davacılara tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
Islah: Davacılar vekili ıslah dilekçesinde özetle; Davacı … yönünden 1.000,00-TL araç değer kaybı taleplerinin 2.000,00-TL’ye, 200,00-TL geçici iş görememezlik taleplerini 858,96-TL’ye ve davacı … yönünden 500,00-TL sürekli maluliyetin 202.791,97-TL’ye, 400,00-TL geçici iş görememezlik istemini 5.246,41-TL’ye arttırarak bütün davacılar yönünden maddi ve manevi tazminat alacak kalemlerine kaza tarihinden itibaren yasal faiz uygulanması yönünde ıslah edilmesini, davanın açılış tarihi ve geldiği aşama dikkate alınarak manevi tazminat taleplerinin bütün davacılar yönünden indirim yapılmaksızın kabulünü talep etmiştir.
Toplanan Deliller:
… 1. Asliye Ceza Mahkemesi’nin …Esas sayılı dosyasının UYAP kayıtları,
… Üniversitesi Hastanesi’ne ait davacı …, …, … ve …’ın tedavi evrakları,
… Sigorta Anonim Şirketi’ne ait … nolu ZMS poliçesi ve bu poliçeye dair açılan … sayılı hasar dosyası evrakları,
ATK tarafından hazırlanan … sayı … karar 31/07/2017 tarihli, … sayı … karar 31/07/2017 tarihli, … sayı ..karar 31/07/2017 tarihli, … sayı …karar 31/07/2017 tarihli, … sayı 21/03/2018 tarihli, … sayı 06/04/2018 tarihli raporlar, … sayı 16/04/2019 tarih, …sayı 16/09/2020 tarihli raporlar, … sayı 26/04/2022 tarih, … sayı 26/04/2022 tarih, …sayı 11/11/2022 tarihli raporlar, …sayı 28/11/2022 tarih ve … sayı 28/11/2022 tarihli raporlar,
…tarafından hazırlanan 20/11/2019 tarihli bilirkişi raporu,
… ve … tarafından hazırlanan 20/06/2023 tarihli bilirkişi heyet raporu, ayrı ayrı celp edilerek dosya arasına alınmıştır.
Delillerin Değerlendirilmesi ve Gerekçe:
Dava, trafik kazasından kaynaklı kalıcı iş göremezlik tazminatı, geçici iş göremezlik tazminatı, tedavi gideri, araç değer kaybı ve çekici bedelinin tazmini istemine ilişkindir.
Davanın Niteliğine Yönelik;
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 107.maddesi ile 1086 sayılı HUMK’da bulunmayan ”belirsiz alacak davası” türü kabul edilmiş olup alacaklının belirsiz alacak davası açabilmesi için, dava açacağı miktarı ya da değeri tam ve kesin olarak gerçekten belirlemesi mümkün olmamalı veya bu durum objektif olarak imkansız olmalıdır. Açılacak davanın miktarı biliniyor yahut tesbit edilebiliyorsa, böyle bir dava açılamaz. Çünkü, her davada arandığı gibi, burada da hukuki yarar aranacak olup böyle bir durumda hukuki yararın bulunduğundan söz edilemez (Prof. Dr. Baki Kuru, Medeni Usul hukuku Ders Kitabı 2011 Baskı sf.277).
Dosya kapsamına göre davanın niteliğinin, maluliyet ve tazminat miktarının ya da değerinin tam ve kesin olarak belirlemesinin davacıdan beklenilmesinin mümkün olmamasına göre (Konya Bölge Adliye Mahkemesi 3.Hukuk Dairesi 2021/360 Esas 2021/703 Karar), davanın belirsiz alacak olarak açılmasında usul ve yasaya aykırı bir durum olmadığı görülmekle dava bu yönde görülmüştür.
Haksız Fiile ve Maddi Tazminat İstemine Yönelik;
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’na göre tazminat davası için, genel olarak, hukuka aykırı bir fiilin varlığı, failin kusuru (meğer ki kusursuz sorumluluk hali somut olayda bulunmasın), bir zararın meydana gelmesi ve meydana gelen zarar ile hukuka aykırı fiil arasında illiyet bağının olması gerekir. Görüleceği üzere haksız fiil sorumluğundan bahsedilebilmesi için; fiil, hukuka aykırılık, illiyet bağı ve zarar unsurlarının tümünün birlikte gerçekleşmesi gerekir.
Uyuşmazlığa konu somut olayda, 25/02/2015 tarihinde davalı sürücü …’in sevk ve idaresindeki, davalı… Ltd. Şti. adına tescilli, davalı … Sigorta A.Ş. tarafından 11/12/2014-11/12/2015 tarihleri arasında geçerli olmak üzere 01/01/2015 tarihinden itibaren maddi zararlarda araç başına 29.000,00-TL, ölüm ve sakatlık hallerinde kişi başına 290.000,00-TL-kaza başına 1.450.000,00-TL’ye yükseltilmiş azami limitli 92502164 numaralı ZMS (Trafik) sigorta poliçesi ile teminat altına alınmış,… plaka numaralı hususi otomobil ile seyir halinde iken olay mahalline geldiği esnada seyir halinde olan davacı sürücü …’ın sevk ve idaresindeki, davacı … adına tescilli, … Sigorta A.Ş. tarafından…vadeli … numaralı ZMS (Trafik) sigorta poliçesi ile teminat altına alınmış, davacılardan …’in sağ ön koltukta, …, … ve …’ın arka koltuklarda yolcu olarak bulundukları, …plaka numaralı hususi otomobile çarpması, akabinde çarpışmanın şiddeti ile yolun sağına doğru yönelen … plakalı otomobilin yol dışına çıkarak ön ve muhtelif kesimleri ile yön levhasına ve toprak zemine çarptıktan sonra takla atarak durması sonucu toplam iki taşıtın karıştığı trafik kazasının meydana geldiği, olayda sürücü … ile yolcular …, …, …ve …’in vücutlarının değişik kesimlerinden değişik derecelerde yaralanmaları ve taşıtlarda maddi hasar ile sonuçlandığının tespit edildiği, haksız fiilin özel bir türü olan trafik kazası nedeniyle tazminat şartlarının oluşup oluşmadığının tespiti amacıyla kusur, zarar ve illiyet bağına ilişkin yapılan araştırmalar ile maddi tazminata ilişkin tüm koşulların oluştuğu kabul edilmiştir.
Mevcut Delil Durumuna ve Raporlara Yönelik;
Kural olarak trafik kazası sonucu çalışma gücünün kaybedildiği iddiasına yönelik maddi tazminat istendiğinde zararın kapsamının belirlenmesi açısından maluliyetin varlığı ve oranının, kazadaki kusur oranının ve tarafların ekonomik durumunun belirlenmesi gerekir.
Dosya kapsamında yapılan incelemede, … 1.Asliye Ceza Mahkemesi tarafından söz konusu haksız eylem nedeniyle yürütülen yargılama neticesinde davalı … hakkında davacılara karşı birden fazla kişiyi taksirle yaralama suçunu işlediğinden bahisle 9.100,00-TL adli para cezası ile cezalandırılmasına karar verilmiş, engel adli sicil kaydının olmaması nedeniyle hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği anlaşılmıştır.
Toplanan tüm delillere göre uyuşmazlık konusu trafik kazasında tarafların kusur durumunun tespiti için dosyada tanzim edilen rapor ile, hızını, direksiyon sapma açısını ve takip mesafesini ayarlayamayan, orta şeridi takiben düz seyir halinde olan diğer otomobili, konumunu, hız ve mesafesini dikkate almayarak tahlike bölgesine doğru yönelen, zamanında etkili fren ve manevra tedbiri uygulayarak sol şeride yönelemeyen, doğrultu değiştirmek için tehlikesiz ve uygun şartların oluşmasını beklemeyen, akıcı trafikte seyir, can ve mal güvenliğini tehlikeye düşüren, orta şeride yöneldiği esnada da ön sağ kesimleri ile diğer otomobilin arka sol kesimleri ile temasa ve akabinde gelişen olaylara zemin hazırlayan, dalgın, dikkatsiz, tedbirsiz, kontrolsüz ve özensiz davrandığı mütalaa edilen davalı sürücü …’in kazanın meydana gelmesinde, dava konusu zararın doğmasında%100 (yüzde yüz) oranında tamamen asli kusurlu olduğu, çarpışmanın şiddeti ile direksiyon hakimiyetini ve kontrolünü kaybederek yol dışına savrulduğu anlaşılan, kısa süre ve mesafede kazaya engel olabilmek adına alabileceği herhangi bir tedbir, kazada etkili herhangi bir rolü ve kural dışı ihmalkar davranışı olmadığı anlaşılan davacı sürücü …’a kazanın meydana gelmesinde, yaralanması ile sonuçlanmasında, dava konusu zararın doğmasında veya artmasında atfı kabil kusur bulunmadığı kanaatinin bildirildiği; nitekim düzenlenen raporun ceza yargılaması sırasında alınan bilirkişi raporu ile uyumlu olduğu anlaşıldığından, hükme esas alınabileceği anlaşılmıştır.
Yargıtay uygulamasında kabul olunduğu üzere, haksız fiil sonucu sürekli iş göremezlik kaybının olduğu iddiası ve buna yönelik bir talebin bulunması halinde, zararın kapsamının belirlenmesi açısından maluliyetin varlığı ve oranının doğru biçimde belirlenmesi gereklidir. Söz konusu belirlemenin ise, Üniversite Hastanelerinin Adli Tıp Anabilim Dalı bölümleri gibi kuruluşların çalışma gücü kaybı olduğu iddia edilen kişide bulunan şikâyetler dikkate alınarak oluşturulacak uzman doktor heyetinden kaza tarihi 11/10/2008 tarihinden önce ise Sosyal Sigorta Sağlık İşlemleri Tüzüğü, 11/10/2008 tarihi ile 01/09/2013 tarihleri arasında Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği, 01/09/2013-01/06/2015 tarihleri arası Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliği, 01/06/2015-20/02/2019 tarihleri arası Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurul Raporları Hakkında Yönetmelik, 20/02/2019 tarihinden sonra Erişkinler İçin Engellilik Değerlendirmesi Hakkında Yönetmelik hükümleri dikkate alınarak yapılması gerekmektedir.
Dosya kapsamında, Adli Tıp Kurumu Adli Tıp İkinci Üst Kurulunun … tarih … karar numaralı raporunda davacı …’ın geçirdiği trafik kazasına bağlı yaralanmasının; yüzde sabit iz niteliğinde olduğu, sürekli maluliyetine neden olacak düzeyde araz bırakmadığından maluliyet oranının %0 (yüzdesıfır) olduğu, iyileşme (geçici iş göremezlik süresinin kaza tarihinden itibaren 1 (bir) aya kadar uzayabileceği; Adli Tıp Kurumu Adli Tıp İkinci Üst Kurulunun… karar numaralı raporunda davacı Sebile (Keydal) Kaval’ın geçirdiği trafik kazasına bağlı yaralanmasının, yüzde sabit iz niteliğinde olduğu, % 8 (yüzdesekiz) oranında meslekte kazanma gücünden kaybetmiş sayılacağı ve (geçici iş göremezlik süresinin kaza tarihinden itibaren 6 (altı) aya kadar uzayabileceği hususlarının mütalaa edildiği tespit edilmiştir.
Ceza yargılamasında yapılan tespitler ve alınan hastane raporları ile, davacı araç sürücüsü … ve araçta yolcu olarak bulunan davacı …’in basit tıbbi müdahale ile giderilebilir nitelikte, yine aynı araçta yolcu olarak bulunan davacı Atakan Arda Keydal’ın ise kemik kırığı oluşacak şekilde ve kişinin yaşamını tehlikeye sokacak nitelikte yaralandığının tespit edildiği, Adli Tıp Kurumu 3.İhtisas Kurulu’nun … tarih ve …sayılı raporu ile davacı …’ın basit tıbbi müdahale ile giderilebilir şekilde yaralandığı ve geçici iş göremezlik süresinin 10 güne kadar uzayabileceği hususunun; Adli Tıp Kurumu 2.İhtisas Kurulu’nun 16/04/2019 tarih ve 3737 sayılı raporu ile davacı …’in basit tıbbi müdahale ile giderilebilir şekilde yaralandığı hususunun tespit edildiği anlaşılmıştır.
Dosya son olarak davacılar … ve …’nin sürekli ve geçici iş göremezlik zararına ilişkin tazminat alacağının hesaplanması için aktüerya bilirkişisine gönderilmiştir. Davacı …’ın 6 ay süre ile geçici iş göremezlik zararının 5.246,41-TL olduğu, ev hanımı olan davacının SGK sigortalılığının bulunmadığı, % 8 maluliyet oranı dahilinde sürekli maluliyet zararının 202.791,97-TL olduğu, davacı …’ın ise 1 ay süre ile geçici iş göremezlik zararının 858,96 -TL olduğu, ev hanımı olan davacının SGK sigortalılığının bulunmadığı hususlarının bildirildiği, anılan raporun bilimsel verilere ve içtihatlara uygun olarak tanzim edildiği, dosya kapsamı ile uyumlu olduğu ve bu itibarla hükme esas alınabileceği anlaşılmıştır.
Kusura ve Sorumluluğa Yönelik;
6098 Sayılı Türk Borçlar Kanunun 49.maddesinde, “Kusurlu ve hukuka aykırı bir fiille başkasına zarar veren, bu zararı gidermekle yükümlüdür” yine aynı Kanunun 50.maddesinde, “Zarar gören, zararını ve zarar verenin kusurunu ispat yükü altındadır” hükmü yer almaktadır.
Karayolları Trafik Kanunu’nun 88. maddesinde “Bir motorlu aracın katıldığı bir kazada, bir üçüncü kişinin uğradığı zarardan dolayı, birden fazla kişi tazminatla yükümlü bulunuyorsa, bunlar müteselsil olarak sorumlu tutulur” düzenlemesine yer verilmiş olup; motorlu araçların işletilmesi neticesi üçüncü kişinin zarar görmesi durumunda o aracın işleteni, aracın sürücüsü ve varsa teşebbüs sahibinin müştereken ve müteselsilen sorumlu olduğu; ayrıca, birden fazla kişinin zararı tazmin ile yükümlü olması durumunda, zarar görene karşı müteselsil sorumlu oldukları belirtilmiştir. Bu haliyle Karayolları Trafik Kanunu, trafik kazaları neticesi doğacak zarar sorumluluğunda müteselsillik esasını benimsemiştir.
Müteselsil sorumluluk, kanundan doğan müteselsil borçluluğun bir türü olup aynı zararın oluşumunda rolü olan birden fazla kimsenin tazminatın tamamını ifa etmekle yükümlü olduğu ve zarar görenin dilediği sorumludan tazminatın tamamını veya bir kısmını talep edebileceği sorumluluk türüdür.
Zarar gören, zararın tamamını veya bir kısmını dilediği sorumlu veya sorumlulardan talep edebilir. Bu husus Hukuk Genel Kurulu’nun …tarih … Karar sayılı kararı ile “Birden çok kimsenin birlikte neden oldukları zarardan sorumluluklarını düzenleyen BK.’nun 61.maddesi ya da birden çok kimsenin değişik nedenlerle meydana getirdikleri aynı zarardan sorumluluklarını düzenleyen maddesi uyarınca ve aynı Yasanın 163.maddesi hükmüne dayanarak davacı, zararının tümünü müteselsil sorumlulardan biri aleyhine açacağı bir dava ile isteyebileceği gibi, sorumluların hepsi aleyhine açacağı tek bir dava ile de talep edebilir. Ancak, aynı Yasanın 141.maddesi gereğince teselsül, ister yasadan, ister sözleşmeden doğmuş olsun, bu kuraldan yararlanma hakkı sadece zarara uğrayanın, daha geniş bir deyim ile alacaklınındır. Zarara uğrayan (alacaklı), bu hakkını kullanmadıkça, yani müteselsilen tahsil isteğinde bulunmadıkça, mahkeme re’sen onun yararına teselsül kuralını uygulayamaz. Çünkü Hakim istek ile bağlı olup, istek dışı karar veremez. HMK 26.maddesi buna engeldir” şeklinde kabul edilmiştir.
Birden fazla kimseyi müteselsil sorumlu tutmak isteyen zarar gören, bu kimselere karşı dava açarken bu niyetini göstermesi, dava dilekçesinden müteselsil sorumlu tutmak istediği kişiyi göstermesi gerekir. Hakim tarafların iddia ve savunmalarıyla bağlı olup teselsülden yararlanma hakkı zarar görene ait olduğundan zarar gören bu hakkı kullanmadıkça mahkeme onun yararına teselsül kuralını kendiliğinden uygulayamaz.
Yine 6098 sayılı TBK’nın 61.maddesinde “Birden çok kişi birlikte bir zarara sebebiyet verdikleri veya aynı zarardan çeşitli sebeplerden dolayı sorumlu oldukları takdirde, haklarında müteselsil sorumluluğa ilişkin hükümler uygulanır” demekle birden çok kişinin zarardan aynı sebeple ya da çeşitli sebeplerden dolayı sorumlu olabileceği vurgulanmıştır.
Müteselsil sorumluluk, kanundan doğan bir sorumluluk türü olup müteselsil sorumluların birinden talepte bulunan hak sahibinin, tüm ilgililer bakımından müteselsil sorumluluğa dayandığını ifade etmesine de gerek yoktur. Müteselsil sorumluluk ilkesi gereği, araçta yolcu olarak bulunan davacının kazanın oluşumunda kusurunun bulunmamasına göre, zararın tamamını, isterse sorumluların tamamından isterse bir kısmından isteyebilir. (Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2016/7214 Esas 2019/2775 Karar, 2016/7805 Esas 2019/3209 Karar).
Ayrıca; ceza davasında hükme dayanak yapılan maddi olgularla ve özellikle eylemin hukuka aykırılığını ve failini belirleyen, mahkumiyet kararının bu yönlerinin hukuk hakimini bağlayacağı, kusurun takdiri ve zararın miktarını tayini hususundaki kararın hukuk hakimini bağlamayacağı hususlarının doktrinde ve Yargıtay’ın yerleşik uygulamalarında kabul edilmekte olduğu, bunun yanında, maddi olayları ve yasak eylemlerin varlığını saptayan ceza mahkemesi kararının, taraflar yönünden kesin delil niteliğini taşıdığı, (Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 23/01/1985 tarih 1983/10-372 Esas 1985/21 Karar) ceza mahkemesinin, uyuşmazlık konusu olayın tespitine; diğer bir söyleyişle, olayın varlığına ve sanık tarafından işlendiğine ilişkin maddi olgular hakkındaki kesinleşmiş saptamasının, aynı konudaki hukuk mahkemesinde de kesin hüküm oluşturacağı, bunun nedeninin, ceza yargılamasındaki ispat araçları bakımından ceza hakiminin hukuk hakiminden çok daha elverişli bir konumda olmasından kaynaklandığı, (Mustafa Çemberci, Hukuk Davalarında Kesin Hüküm, 1965, s. 22 vd; Turgut Uygur, Borçlar Kanunu Şerhi, C. 1, S. 844; YHGK’nın 28.03.2012 gün ve 19-24 esas, 243 karar sayılı ilamı) böylece, kural olarak hukuk hakiminin ceza yasasındaki hükümlerle ve ceza hakiminin kararıyla bağlı tutulmadığı, ancak ceza yargılamasındaki mahkumiyet kararı, kusurun takdiri ve zarar tutarının saptanması konusunda hukuk hakimini bağlamaz ise de; mahkumiyet kararı, eylemin haksızlığını ve sanık tarafından işlendiği hususları hukuk hakimini bağlayıcı niteliktedir.
Bu bilgiler ışığında somut olayı incelediğimizde; davacı taraf, dava dilekçesinde açıkça davalıların müşterek ve müteselsil sorumlu tutulmasını istediği, davalıların açıklanan kanun hükümleri gereği müteselsil sorumluluğunun bulunduğu, teselsül hükümlerine dayanıp müteselsilen tahsilin istendiğine göre zararın belirlenmesinde kusur oranları gözetilerek sigorta şirketinin ve karşı araç malik ve sürücüsünün sorumluluklarının tam sorumluluk olduğu belirlenmiş ve bu ilkelere göre tazminatların tahsiline karar verilmiştir.
Müterafik Kusura Yönelik;
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun “tazminatın belirlenmesi” başlıklı 51.maddesinde; hakimin, tazminatın kapsamını ve ödenme biçimini, durumun gereğine ve özellikle kusurun ağırlığına göre belirleyeceği belirtilmiş; “tazminatın indirilmesi” başlıklı 52.maddesinde ise; zarar gören taraf, zararı doğuran fiile razı olduğu veya zararın doğmasında ya da artmasında etkili olduğu yahut tazminat yükümlüsünün durumunu ağırlaştırdığı takdirde hakimin, tazminatı indirebileceği veya tamamen kaldırabileceği açıklanmıştır.
Buna göre, zarar görenin zarar katılması veya zararın artmasına sebep olduğu hallerde zarar görenin, zararı önleyici ya da azaltıcı tedbirleri almamasında müterafik kusurunun bulunduğunun kabulü gerekir. Müterafik kusur; aynı şartlar altındaki makul, dürüst ve ortalama bir kişinin, kendi menfaati icabı, zarara uğramamak için kaçınacağı veya kaçınması gereken bir davranış tarzını ifade etmektedir (Eren, Fikret. Borçlar Hukuku Genel Hükümler. Y. 2015. S. 582). Zararın doğumu ya da artmasına yol açan fiil, zarar görenin davranışlarından ileri gelmişse müterafik (ortak) kusurdan söz edilir (Kılıçoğlu, Ahmet, Borçlar Hukuku Genel Hükümler. Y. 2012, s.418).
Açıklamalar dikkate alındığında, davacının müterafik kusuru nedeniyle tazminattan indirim yapılabilmesi için zararın bu nedenle artması zarar ile mağdurun eylemi arasında uygun illiyet bağının da bulunması gerekir (Konya Bölge Adliye Mahkemesi 3.Hukuk Dairesi 2021/186 Esas 2021/695 Karar).
Bu durumda dosya kapsamında inceleme yapıldığında, davacı Atakan Arda Keydal bakımından, can güvenliği ve sağlığına azami dikkat ve özenin gösterilmediği, çocuk koltuğu ile taşınması veya emniyet kemeri kullanılması durumunda taşıttan dışarıya fırlamayacağı savrulmayacakları, sonuçlarının azaltılabileceği, emniyetsiz şekilde taşınmasına göz yumulmasının kafa kaidesinde kırık şeklinde yaralanmasında, zararın artmasında etkili bir faktör illiyet bağı olduğu, ebeveyn anne ve babası tarafından emniyetsiz şekilde taşınmasının yaralanması ile sonuçlanmasında, zararın artmasında %20 (yüzde yirmi) oranında etkili olduğu anlaşıldığından Yargıtay yerleşik kararlarına göre % 20 oranında indirim yapılmıştır.
Manevi Tazminata Yönelik;
Manevi tazminat, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 56.maddesinde düzenlenmiştir. Anılan hükme göre, manevi zarar; mutlak hak olan ve dolayısıyla herkese karşı korunmuş bulunan kişilik haklarının kapsamına giren değerlerden birisinin ihlali ile doğar. Şahsiyet hakkı hukuka aykırı bir şekilde tecavüze uğrayan kişi, uğradığı manevi zarara karşılık manevi tazminat namı ile bir miktar para ödenmesini talep edebilir. Şahsi menfaatleri ihlal edilen kimseye ihlalin ve kusurun özel ağırlığının haklı kılması halinde hakimin manevi tazminat olarak verilmesine hükmedeceği para miktarının belirlenmesinde hakkaniyet gözetilmelidir. Çünkü kanunun takdir hakkı verdiği hususlarda hakimin hak ve nisfetle hüküm vereceği Medeni Kanun’un 4. maddesinde belirtilmiştir. Ödettirilecek para miktarı ise aslında ne tazminat, ne de cezadır. Çünkü mamelek hukukuna ilişkin bir zararın karşılanmasını amaç edinmediği gibi kusurlu olana yalnız hukukun ihlalinden dolayı yapılan bir kötülük de değildir. Aksine olarak zarara uğrayanda bir huzur duygusunu doğurmaktır. Aynı zamanda ruhi ızdırabın dindirilmesini amaç edindiğinden tazminata benzer bir fonksiyonu da vardır. O halde bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir (Konya Bölge Adliye Mahkemesi 3.Hukuk Dairesi 2021/761 Esas 2021/885 Karar).
O halde, bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22/06/1966 günlü ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden hakim bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.
Hakimin bu takdir hakkını kullanırken, ülkenin ekonomik koşulları, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, paranın satın alma gücü, olayın ağırlığı, olay tarihi gibi özellikleri göz önünde tutması ve buna göre manevi tazminat takdir edilmesi gerektiği açıkça ortadadır. (Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 23/06/2004 tarih 13/291-370)
Trafik kazalarında maddi zararın yanı sıra mağdurun manevi zararının da ortaya çıkacağı gerçektir. Kaza gibi asla istenmeyen maddi ve manevi varlığımızı ve bütünlüğümüzü tehlikeye sokan bir durumun bir takım manevi zararları da olacaktır. Çekilen acı, üzüntü, korku, endişe, manevi zarar olarak açıkladığımız olguların başında gelmektedir. Mağdur kaza sonucu yaralanmışsa kaza sebebi ile yaşadığı korkunun üzüntünün çektiği acılar onun manevi varlığında meydana getirdiği zararın tazmini talep edebilir. Bu nedenle yukarıda belirtilen manevi tazminat kriterleri, davacıların tespit edilen sosyal ve ekonomik durumu, tespit edilen kusur oranı, Adli Tıp Kurumu raporları ile tespit edilen davacıların trafik kazası sonucunda geliştiği bildirilen geçici ve kalıcı maluliyet düzeyi, haksız fiilin meydana geldiği tarih, olayın oluş şekli dikkate alındığında, davacı … lehine 1.500,00-TL, davacı … lehine 5.000,00-TL, davacı … lehine 1.000,00-TL, davacı … lehine 400,00-TL, davacı … lehine 400,00-TL manevi tazminatın dosya kapsamına ve hakkaniyete uygun olacağı kanaatine varılmakla manevi tazminat takdir olunmuştur.
Değer Kaybına Yönelik;
Yargıtay 17.Hukuk Dairesi’nin 2017/1230 Esas 2018/2590 Karar sayılı 15/03/2018 tarihli kararında vurgulandığı gibi değer kaybının hesabında aracın modeli, markası, özellikleri, yapılan onarım işlemleri, kilometresi, olay tarihindeki yaşı, tarafların iddia ve savunmaları ve tüm dosya kapsamı değerlendirilerek kaza öncesi hasarsız ikinci el piyasa rayiç değeriyle kaza meydana geldikten ve tamir edildikten sonraki ikinci el piyasa rayiç değeri arasındaki farka göre değer kaybı zararının hesaplanması ilke olarak kabul edilmiştir.
Sigorta şirketi poliçeden kaynaklanan tazmin borcunu yerine getirirken gerçek zararı ödemekle yükümlü olduğundan, aracın onarımı yapılsın ya da yapılmasın onarıma ilişkin fatura olsun ya da olmasın hasar bedeli üzerinden hesaplanan KDV’yide zarar görene ödemek zorundadır (Yargıtay 17.Hukuk Dairesi 05.06.2014 tarih 2014/9038 Esas 2014/9078 Karar). Yine, hasar bedeli, araç rayicinin %50’sini aştığı durumlarda aracın tamirinin ekonomik olmadığı açıktır. Bu durumda, araç pert total kabul edilerek aracın sovtaj bedeli de belirlenmek sureti ile hasarsız piyasa rayici ile sovtaj bedeli arasındaki farkın hasar miktarı olarak belirlenmesi gerekir (Yargıtay 17.Hukuk Dairesi 18.05.2016 tarih 2016/3196 Esas 2016/6047 Karar).
Somut uyuşmazlıkta, dava dilekçesi ve 30/06/2022 tarihli dilekçe içeriği göz önünde bulundurulduğunda davacı … bakımından araç değer kaybı talep edildiği, dosya kapsamındaki delillere göre aracın pert total kabulünün uygun olması sebebiyle davacı 12.800,00-TL tazminat ödendiğinin anlaşıldığı, yerleşik yargı kararları gereği aracın pert olarak değerlendirilmesi halinde araçta herhangi bir değer kaybı oluşmayacağı (Yargıtay 17.Hukuk Dairesi 2016/17651 Esas 2019/6930 Karar) değerlendirildiğinden söz konusu değer kaybı talebinin reddine karar vermek gerekmiştir.
Tedavi Giderlerine ve Oto Kurtarıcı Bedeline Yönelik;
Haksız eylem tarihinde davacı …’a ait olan …plakalı otomobilin kaza mahallinden nakli için KDV dahil 944,00-TL bedelin ödendiği, tanzim edilen bilirkişi raporu ile söz konusu bedelin uygun olduğu kanaatinin bildirildiği, öyleyse bu talebin kabul edilebilir olduğu; tedavi giderlerine yönelik ise, SGK tarafından karşılanmayan tedavi giderlerine yönelik delil sunulmadığı anlaşıldığından bu talebin reddi gerektiği değerlendirilmiştir.
Muacceliyet Tarihine ve Temerrüte Yönelik;
Haksız eylem faili, ihtar ve ihbara gerek olmaksızın, zararın doğduğu anda, başka bir anlatımla haksız eylem tarihinden itibaren zararın tamamı için temerrüde düşmüş sayılır. Ancak, trafik kazaları esas itibariyle haksız eylem sayılan hallerden olmakla birlikte, sigortacı bakımından temerrüdün bu tarihte oluştuğunun kabulü mümkün değildir. Sigortacının tazminat giderim yükümlülüğünü düzenleyen Karayolları Trafik Kanunu’nun 99/I.maddesi hükmü uyarınca, sigortacı maddede belirtilen belgelerin iletildiği tarihten itibaren 8 iş günü sonrasında temerrüde düşer. Davadan önce böyle bir başvurunun bulunmaması halinde ise zararın tamamı için dava tarihinde temerrüde düşmüş sayılır. Zarar gören, davaya veya talep artırımına konu ettiği kısma ilişkin olarak temerrüt tarihinden itibaren faiz isteme hakkına sahiptir (Yargıtay 17.Hukuk Dairesi 2013/3311 Esas 2014/9781 Karar, 2015/2687 Esas 2017/9536 Karar, 2015/11370 Esas 2018/5446 Karar, 2015/6958 Esas 2018/107 Karar, 2015/6613 Esas 2018/556 Karar). Bu doğrultuda somut olayda, ıslah dilekçesi ile birlikte faiz talebinde bulunulduğundan, davalılar … ve … Ltd. Şti. için temerrüdün haksız eylem tarihi olan 25/02/2015 tarihinde, davalı … Sigorta Şirketi için ise dava tarihi olan 04/04/2016 tarihinde gerçekleştiği kabul edilmiştir.
Tüm Dosya Kapsamına Göre;
Yukarıda izah olunan gerekçelerle, taraf iddia ve savunmaları, ceza mahkemesi dosyası, kusur raporu, maluliyet raporları, aktüerya raporu, taraflarca ibraz edilen ve mahkememizce celp edilen deliller ve tüm dosya kapsamı nazara alınmak suretiyle davanın kısmen kabulüne karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: İzah olunan gerekçelerle,
Davanın KISMEN KABULÜ ile,
1)858,96-TL geçici iş göremezlik tazminatı, 944,00-TL oto kurtarıcı bedeli olmak üzere toplam 1.802,96-TL maddi tazminatın davalılar … ve … Ltd. Şti. için haksız eylem tarihi olan 25/02/2015 tarihinden, davalı … Sigorta Şirketi için ise dava tarihi olan 04/04/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen alınarak davacı …’a verilmesine, davalı sigorta şirketinin poliçe limiti dahilinde sorumlu olmasına, fazlaya ilişkin 2.300,00-TL istemin REDDİNE,
2)1.500,00-TL manevi tazminatın davalılar davalılar … ve …Tic. Ltd. Şti. için haksız eylem tarihi olan 25/02/2015 tarihinden işleyecek yasal faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen alınarak davacı …’a verilmesine, fazlaya ilişkin istemin ve davalı sigorta şirketi aleyhine açılan davanın REDDİNE,
3)202.791,97-TL sürekli iş göremezlik tazminatı, 5.246,41-TL geçici iş göremezlik tazminatı olmak üzere toplam 208.038,38-TL maddi tazminatın davalılar … ve …Tic. Ltd. Şti. için haksız eylem tarihi olan 25/02/2015 tarihinden, davalı … Sigorta Şirketi için ise dava tarihi olan 04/04/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen alınarak davacı …’a verilmesine, davalı sigorta şirketinin poliçe limiti dahilinde sorumlu olmasına, fazlaya ilişkin 100,00-TL istemin REDDİNE,
4)5.000,00-TL manevi tazminatın davalılar … ve … Tic. Ltd. Şti. için haksız eylem tarihi olan 25/02/2015 tarihinden işleyecek yasal faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen alınarak davacı …’a verilmesine, fazlaya ilişkin istemin ve davalı sigorta şirketi aleyhine açılan davanın REDDİNE,
5)1.000,00-TL manevi tazminatın davalılar … ve …Tic. Ltd. Şti. için haksız eylem tarihi olan 25/02/2015 tarihinden işleyecek yasal faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen alınarak davacı …’a verilmesine, fazlaya ilişkin istemin ve davalı sigorta şirketi aleyhine açılan davanın REDDİNE,
6)400,00-TL manevi tazminatın davalılar … ve …Tic. Ltd. Şti. için haksız eylem tarihi olan 25/02/2015 tarihinden işleyecek yasal faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen alınarak davacı …’e verilmesine, fazlaya ilişkin istemin ve davalı sigorta şirketi aleyhine açılan davanın REDDİNE,
7)400,00-TL manevi tazminatın davalılar … ve … Tic. Ltd. Şti. için haksız eylem tarihi olan 25/02/2015 tarihinden işleyecek yasal faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen alınarak davacı …’a verilmesine, fazlaya ilişkin istemin ve davalı sigorta şirketi aleyhine açılan davanın REDDİNE,
8)Harçlar Kanunu uyarınca maddi ve manevi tazminat isteminin toplamı olan 482.241,34-TL üzerinden 933,95-TL peşin harç ve 714,00-TL ıslah harcı olmak üzere toplam 1.647,95-TL harç yatırıldığı, maddi tazminat istemi olan 212.241,34-TL’ye isabet eden peşin harç tutarının 724,91-TL; manevi tazminat istemi olan 270.000,00 TL’ ye isabet eden peşin harç tutarının 923,04-TL olduğu anlaşılmakla; (724,91-TL + 923,04-TL = 1.647,95-TL) ayrı ayrı hesaplama yapılması gerekmiştir.
a)Maddi tazminat yönünden kabul edilen dava değeri (209.841,34-TL) üzerinden alınması alınması gereken 14.334,26-TL harçtan başlangıçta peşin alınan 724,91-TL harcın mahsubu ile eksik kalan bakiye 13.609,35-TL harcın davalılar …, …Tic. Ltd. Şti. ve … Sigorta Anonim Şirketi’nden müştereken ve müteselsilen alınarak hazineye gelir kaydına,
b)Manevi tazminat yönünden kabul edilen dava değeri (8.300,00-TL) üzerinden alınması gereken 566,97-TL harçtan başlangıçta peşin alınan 923,04-TL harcın mahsubu ile fazla alınan bakiye 356,07-TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacılara iadesine,
9)Maddi tazminat yönünden davacı taraflarça dava açılırken peşin olarak yatırılan 724,91-TL harcın davalılar …, …Tic. Ltd. Şti. ve … Sigorta Anonim Şirketi’nden müştereken ve müteselsilen alınarak davacılara verilmesine,
10)Manevi tazminat yönünden davacı taraflardan tahsil edilen 566,97-TL harcın davalılar … ve … Ltd. Şti.’den müştereken ve müteselsilen alınarak davacılara verilmesine,
11)Davacı … tarafından yapılan 1.435,00-TL yargılama giderinin davanın … yönünden kabul oranına göre hesaplanan 42,76-TL’nin (sigorta şirketinden manevi tazminat isteminin red edildiği bu sebeple davalı … Sigorta Anonim Şirketi’nin bu yargılama giderinin 23,33-TL’sinden sorumlu olması kaydıyla) davalılardan müşterek ve müteselsilen alınarak davacı …’a verilmesine, kalan yargılama giderinin davacı … üzerinde bırakılmasına,
12)Davacı … tarafından yapılan 5.102,45-TL yargılama giderinin davanın … yönünden kabul oranına göre hesaplanan 204,09-TL’nin davalılar … ve …Tic. Ltd. Şti.’den müştereken ve müteselsilen alınarak davacı …’a verilmesine, kalan yargılama giderinin davacı … üzerinde bırakılmasına,
13)Davalı … tarafından yapılan 50,00-TL yargılama giderinin davanın red oranına isabet eden 27,38-TL yargılama giderinin davacılardan müşterek ve müteselsilen alınarak davalı …’e verilmesine,
14)Davacılar tarafından yapılan 12.266,00-TL ATK ücretinin davanın kabul oranına isabet eden 5.547,91 TL’sinin (… Sigorta Anonim Şirketi’nin bu yargılama giderinin 2.413,89-TL’sinden sorumlu olması kaydıyla) davalılardan müşterek ve müteselsilen alınarak davacılara verilmesine, kalan yargılama giderinin davacılar üzerinde bırakılmasına,
15)Kabul edilen maddi tazminat yönünden davacı … dava ve duruşmalarda kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesaplanan ve takdir olunan 1.802,96-TL vekalet ücretinin davalılar …, …Tic. Ltd. Şti. Ve … Sigorta Anonim Şirketi’nden müştereken ve müteselsilen alınarak davacı …’a verilmesine,
16)Kabul edilen manevi tazminat yönünden davacı … dava ve duruşmalarda kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesaplanan ve takdir olunan 1.500,00-TL vekalet ücretinin davalılar … ve …Ltd. Şti.’den müştereken ve müteselsilen alınarak davacı …’a verilmesine,
17)Kabul edilen maddi tazminat yönünden davacı … dava ve duruşmalarda kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesaplanan ve takdir olunan 33.205,76-TL vekalet ücretinin davalılar …, …Tic. Ltd. Şti. Ve … Sigorta Anonim Şirketi’nden müştereken ve müteselsilen alınarak davacı …’a verilmesine,
18)Kabul edilen manevi tazminat yönünden davacı … dava ve duruşmalarda kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesaplanan ve takdir olunan 5.000,00-TL vekalet ücretinin davalılar … ve … Tic. Ltd. Şti.’den müştereken ve müteselsilen alınarak davacı …’a verilmesine,
19)Kabul edilen manevi tazminat yönünden davacı … dava ve duruşmalarda kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesaplanan ve takdir olunan 1.000,00-TL vekalet ücretinin davalılar … ve …Tic. Ltd. Şti.’den müştereken ve müteselsilen alınarak davacı …’a verilmesine,
20)Kabul edilen manevi tazminat yönünden davacı … dava ve duruşmalarda kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesaplanan ve takdir olunan 400,00-TL vekalet ücretinin davalılar … ve …Tic. Ltd. Şti.’den müştereken ve müteselsilen alınarak davacı …’e verilmesine,
21)Kabul edilen manevi tazminat yönünden davacı … dava ve duruşmalarda kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesaplanan ve takdir olunan 400,00-TL vekalet ücretinin davalılar … ve …Tic. Ltd. Şti.’den müştereken ve müteselsilen alınarak davacı …’a verilmesine,
22)Davacı … yönünden reddedilen maddi tazminat sebebiyle davalılar … ve … Tic. Ltd. Şti. ve … Sigorta Anonim Şirketi dava ve duruşmalarda kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’nin 3/2 ve 13/2 maddesi uyarınca hükmedilecek vekalet ücretinin reddedilen maddi tazminat dava miktarını geçmemek koşulu ile belirlenecek 1.802,96-TL vekalet ücretinin davacı …’dan alınıp davalılar … ve …Ltd. Şti. ve … Sigorta Anonim Şirketi’ne verilmesine,
23)Davacı … yönünden reddedilen manevi tazminat sebebiyle davalılar … ve …Ltd. Şti. ve … Sigorta Anonim Şirketi dava ve duruşmalarda kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’nin 3/2 ve 13/2 maddesi uyarınca hükmedilecek vekalet ücretinin reddedilen manevi tazminat dava miktarını geçmemek koşulu ile belirlenecek 1.500,00-TL vekalet ücretinin davacı …’dan alınıp davalılar … ve …Şti. ve … Sigorta Anonim Şirketi’ne verilmesine,
24)Davacı … yönünden reddedilen maddi tazminat sebebiyle davalılar … ve …Tic. Ltd. Şti. ve … Sigorta Anonim Şirketi dava ve duruşmalarda kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’nin 3/2 ve 13/2 maddesi uyarınca hükmedilecek vekalet ücretinin reddedilen maddi tazminat dava miktarını geçmemek koşulu ile belirlenecek 100,00-TL vekalet ücretinin davacı …’dan alınıp davalılar … ve … Şti. ve … Sigorta Anonim Şirketi’ne verilmesine,
25)Davacı … yönünden reddedilen manevi tazminat sebebiyle davalılar … ve … Tic. Ltd. Şti. ve … Sigorta Anonim Şirketi dava ve duruşmalarda kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’nin 3/2 ve 13/2 maddesi uyarınca hükmedilecek vekalet ücretinin reddedilen manevi tazminat dava miktarını geçmemek koşulu ile belirlenecek 5.000,00-TL vekalet ücretinin davacı …’dan alınıp davalılar … ve …Ltd. Şti. ve … Sigorta Anonim Şirketi’ne verilmesine,
26)Davacı … yönünden reddedilen manevi tazminat sebebiyle davalılar … ve … Tic. Ltd. Şti. ve … Sigorta Anonim Şirketi dava ve duruşmalarda kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’nin 3/2 ve 13/2 maddesi uyarınca hükmedilecek vekalet ücretinin reddedilen manevi tazminat dava miktarını geçmemek koşulu ile belirlenecek 1.000,00-TL vekalet ücretinin davacı …’dan alınıp davalılar … ve … Ltd. Şti. ve … Sigorta Anonim Şirketi’ne verilmesine,
27)Davacı … yönünden reddedilen manevi tazminat sebebiyle davalılar … ve … Ltd. Şti. ve … Sigorta Anonim Şirketi dava ve duruşmalarda kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’nin 3/2 ve 13/2 maddesi uyarınca hükmedilecek vekalet ücretinin reddedilen manevi tazminat dava miktarını geçmemek koşulu ile belirlenecek 400,00-TL vekalet ücretinin davacı …’den alınıp davalılar … ve … Ltd. Şti. ve … Sigorta Anonim Şirketi’ne verilmesine,
28)Davacı … yönünden reddedilen manevi tazminat sebebiyle davalılar … ve … Ltd. Şti. ve … Sigorta Anonim Şirketi dava ve duruşmalarda kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’nin 3/2 ve 13/2 maddesi uyarınca hükmedilecek vekalet ücretinin reddedilen manevi tazminat dava miktarını geçmemek koşulu ile belirlenecek 400,00-TL vekalet ücretinin davacı …’dan alınıp davalılar … ve … Ltd. Şti. ve … Sigorta Anonim Şirketi’ne verilmesine,
29)Taraflarca yatırılan gider avansından artan kısmın karar kesinleştiğinde ilgilisine re’sen iadesine,
Dair, davacılar vekilinin, davacı asil …, davacı asil …, davacı asil … ve e-duruşma ile katılan davalı … vekilinin yüzüne karşı, davalı … Ltd. Şti. Ve … Sigorta vekilinin yokluğunda gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 (iki) hafta içinde mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere bulunulan yer yada başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile başvurmak ve istinaf harç ve masraflarını karşılamak koşulu ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’ne istinaf yasa yolunun açık olduğu, istinaf dilekçesinde istinaf yoluna başvuru konusu edilen hususlar ile nedenlerinin belirtilmesinin gerektiği, süresi içerisinde karara karşı istinaf yoluna başvurulmaması halinde hükmün kesinleşeceği ve infaz edilebileceği açıklanmak suretiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.28/11/2023

Katip

Hakim