Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/304 E. 2018/1318 K. 13.12.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2016/304
KARAR NO : 2018/1318

DAVA : Tazminat
DAVA TARİHİ : 19/02/2007
KARAR TARİHİ : 13/12/2018

DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, … Tic.AŞ Yönetim Kurulu ve Denetim Kurulu Üyeleri olan davalıların, 31.03.2003 tarihinde T.C Başbakanlık Özelleştirme İdaresi Başkanlığı lehine … AŞ. en az % 51 oranındaki kamu hisselerinin ihalesine katılabilmek için aynı grup bankası olan … tarafından düzenlenen İÜ.(100.000,00 USD tutarında teminat mektubunu kullandıklarını, ancak daha sonra … AŞ. nin taahhüdünü yerine getirmemesi nedeniyle 13/08/2003 tarihinde tazmin edildiğini, teminat mektubu bedelinin dava dışı … tarafından ödendiğini, böylece davalıların … AŞ. yi ödeyemeyecekleri bir borç yükü altına sokarak zarar etmesine yol açtıklarını, şirketin yönetim kurulu ve denetim kurulu üyeleri olan davalıların bu zarardan sorumlu oldukları, şirketin 2003 ve 2004 yılı faaliyet yıllarını kapsayan 20/07/2006 tarihli denetim kurulu raporunun genel kurulun bilgisine sunulması üzerine bu durumun ortaya çıktığını, ayrıca 31,45 TL kasa açığı tespit edildiğini, davalıların bundan da sorumlu olduğunu öne sürerek şimdilik 10.000 TL’lik zararın, zararın meydana geldiği tarihten itibaren işletilecek avans faizi ile birlikte davalılardan sorumlulukları oranında müştereken ve müselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.(Islahla talep 10.506.238.-USD ve 31,45 TL’ye çıkarılmıştır)
CEVAP:Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle, müvekkilinin … Grubu şirketinin çalışan personeli olduğunu, şirketteki baskı nedeniyle böyle bir seçim yapıldığını, bu şekilde seçilmelerinin geçersiz olduğunu, zaten böyle bir göreve atandıklarını da bu dava ile öğrendiklerini, olayda hiçbir kusur ve sorumluluklarının bulunmadığını, aynı olayla ilgili davacı şirket yöneticileri ile … Yöneticilerinin ceza yargılamasının sonucunda suçlu bulunduklarını, sözkonusu olayda ödemenin … tarafından yapıldığını, dolayısıyla olayda zarara uğrayanın … olduğunu, davacı şirketin ise herhangi bir zararı bulunmadığından böyle bir davayı açamayacağını, kasa açığı ile ilgili olarak ne şekilde tespit yapıldığının bilinmediğini savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmişlerdir.
CEVAP: Davalılardan … ve … vekilleri cevap dilekçesinde özetle, TTK.’da yönetim ve denetim kurulu üyelerinin şirket nam ve hesabına yapmış oldukları işlem ve sözleşmeler nedeniyle sorumlu olabilmelerinin ancak kusurlu bir eylem ile zarara sebebiyet vermeleri durumunda mümkün olabileceğini, huzurdaki davada TKK’da sayılan koşullarının gerçekleşmediğini, kasa sayımının ne zaman ve nasıl yapıldığının bilinmesi gerektiğini, davacı şirkete … tarafından el konulma tarihinden itibaren şirket kasasının nasıl idare edildiğini ve kasayı kimlerden devir alındığını, müvekkillerinin imzasının olup olmadığını yada kasanın mahkeme huzurunda sayılıp sayamadığının bilinmesi gerektiğini, yapıları işlemlerden müvekkillerinin bilgisi olmaması nedeniyle kasa açığından sorumlu tutulamayacaklarını, özelleştirme idaresince 10.000.000, USD tutarındaki geçici teminat mektubunun kabul edildiğini, ancak kesin teminat mektubunun kabul edilmediğini ve ihalenin iptal edildiğini, bu durumda geçici teminat mektubunun idare tarafından iade edilmesi gerektiğini, ihale mevzuatı ve şartnamenin bunu gerektirdiğini, ancak idarenin haksız olarak teminat mektubunu iade etmeyip irat kaydettiğini, müvekkillerinin sorumlu tutulamayacağını savunarak davanın reddini talep etmiştir.
Davalı Yavuz Uzan davaya cevap vermemiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE : Dava, yönetim kurulu ve denetim kurulu üyeleri olan davalıların, … AŞ.yi ödeyemeyeceği bir borç yükü altına soktukları(sorumluluk) iddiasına dayanan tazminat talebine ilişkindir.
Daha önce yapılan yargılama sonunda mahkememizce, “…nakde çevrilen teminat mektubu bedelinin dava dışı … A.Ş tarafından tazmin edildiği, bu bedelin tahsili için şirket aleyhine başlatılan takipte şirketin acz durumu sebebiyle bankaya aciz vesikası verildiği, şirket malvarlığından bu olay nedeniyle henüz bir azalma olmadığı, zarara uğrayanın dava dışı banka olduğu, ayrıca kasa açığına ilişkin tutanakta kasa hesabından sorumlu kişilerin imzalarının bulunmadığı, çok cüzi miktardaki kasa açığının ne şekilde oluştuğu ve bu açığın oluşmasında davalıların kusurlu oldukları ve sorumluluklarına dair yeterli delil bulunmadığı gerekçesi ile 10.506.238,00 USD zarar ile ilgili davanın hukuki yarar yokluğundan, 31,45 TL zarar ile ilgili davanın reddine…” karar verilmiştir.
Kararın temyiz edilmesi üzerine mahkememiz kararı, Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 23.12.2015 tarihli, 2015/12460-13824 sayılı kararı ile “….mahkemece dava dışı idare tarafından nakde çevrilen teminat mektubu bedeli yönünden dava dışı bankanın zararının oluştuğu, şirket zararının oluşmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş ise de, şirket malvarlığında oluşmuş bir zararın varlığı kabul edilerek, davalıların sorumluluklarına dair diğer koşulların bulunup bulunmadığı konusunda bir değerlendirme yapılması….” gerektiği gerekçesiyle bozulmuştur.
Bozma üzerine, bilirkişi Emekli Banka Yeminli Başmurakıbı …’un görüşüne başvurulmuş, bilirkişi 27/07/2018 tarihli raporunda özetle; ” …Ticaret A.Ş’nin 2003 yılında kurulduğunu, hissedarlarının …, …, …, … ve … olduklarını, yönetim kurulunu …, … ve … ‘dan oluştuğunu, Ana sözleşmenin 11. Maddesine göre, denetçilerin, … ve … (…) olduğunu, şirkete … tarafından, 13/02/2004 tarihinde el konulduğunu, el koyma sonrasında 2003-2004 yıllarına ait Genel Kurulun 15/09/2006 tarihinde yapıldığını, bu Genel Kurulda YK üyelerinin ve Denetçilerin ibra edilmemeleri yönünde karar alındığını, 31,45 TL kasa açığı bulunduğunu, 31/03/2003 tarihinde … A.Ş’nin %51 hissesinin özelleştirilmesi ihalesine katılmak üzere … A.Ş ‘den alınan ve ihalenin iptalinden sonra tazmin edilen 10.000.000,00 USD teminat mektubu nedeniyle oluşan 10.506.238,00 USD zarar için davalılar hakkında mali sorumluluk davası açılmasına karar verildiğini, mahkemece daha önce verilen karar ve bozma kararı dikkate alındığında, 10.506.238,00 USD zararın varlığının kabul edilmiş olduğunu, bu durumda sorumluluk için diğer koşulların (kanun, sözleşmeye aykırılık, kusur ve illiyet bağı) koşulların bulunup bulunmadığının değerlendirilmesi gerektiğini, YK üyelerinin kanun ve sözleşme gereği üstlendikleri görevi yerine getirirken, gerekli dikkat ve özeni göstermeleri gerektiği, yüklenen bu görevlerin kasten veya ihmal sonucu yapılmaması halinde bu yükümlülüğe riayet edilmediği, sonucuna ulaşılacağı ve YK üyelerinin sorumluluğunun gerekeceğini, zararla fiil arasında uygun illiyet bağının bulunduğunun tespiti için fiilin, olayların normal akışına göre, böyle bir zarara sebep olabilmesi gerektiğini, somut olayda şirketin … ihalesinden yaklaşık 1 ay önce kurulduğu ve ihaleye katıldığı, ihaleye katılmak için … ve ailesinin diğer bankası … A.Ş’den 10.000.000 USD tutarında teminat mektubu alındığını, …’nın ve …’ın … Ailesine ait kuruluşlar olduğunu, aile mensuplarının iradesi ve hakimiyeti ile işlemlerin yapıldığını, denetçilere insiyatif tanınmadığını, YK üyelerinin kusursuzluklarını ispatlamak suretiyle sorumluluktan kurtulabileceklerini, …’nın taahhüdünü yerine getirmemesi üzerine ihalenin iptal edildiğini, 10.000.00 USD tutarlı geçici teminat mektubunun tanzim edilerek nakde dönüştüğünü, oluşan banka zararından şirketin hakim ortakları …, … ve …’ın sorumlu olduklarını, denetçilerin etkilerinin olmadığını, grup şirketlerinde çalışan personel olduklarını, müzayaka altında görevi kabul ettiklerini, bu nedenle sorumlu tutulamayacaklarını belirterek sonuç olarak oluşan 10.506.238,00 USD zarardan … Ailesine mensup yönetim kurulu üyeleri …, … ve …’ın sorumlu olduklarını…” belirtmiştir.
İddia, savunma, toplanan deliller, bilirkişi raporu, uyulan Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin bozma ilamındaki ilkeler dikkate alındığında, dava dışı … A.Ş ‘nin, … A.Ş’nin özelleştirme ihalesinden kısa bir süre önce kurulduğu, ortaklarının ve Yönetim Kurulunun yukarıda açıklandığı üzere … ailesine mensup kişilerden oluştuğu, söz konusu özelleştirme ihalesi için yine … grubunun hakim olduğu … A.Ş’nin düzenlediği, 10.000.000 USD’lik teminat mektubunun özelleştirme idaresine verildiği, özelleştirme idaresinin şirketin taahhüdünü yerine getirmemesi sebebiyle ihaleyi iptal ederek mektubu tazmin ettiği, böylece zararın gerçekleştiği, gerçekleşen bu süreçte Uzan ailesine mensup davalılar …, … ve …’ın hem ilgili şirketin Yönetim Kurulu Üyesi olmaları ve hem de … üzerindeki hakimiyetlerini kullandıkları, böylece zararın gerçekleşmesine yol açtıkları, zararın bilirkişi raporunda ve Yargıtay bozma ilamında belirtildiği üzere 10.506.238,00.-USD olduğu, davalar … ve … ‘in şirketin denetçileri oldukları, denetçilerin kanun veya ana sözleşme ile kendilerine yüklenen görevleri hiç veya gereği gibi yapmamaları sebebiyle sorumlu oldukları, usulsüz işlemlerde kusurlarının olmadığını ispat etmedikçe sorumlu tutulmaları gerektiği, denetim kurulu üyelerinin zarardan sorumlu tutulabilmeleri için yürütmekte oldukları görevlere göstermelik olarak atanıp atanmadıkları veya bağımsız karar alma yetkilerinin bulunup bulunmadığının tespitine gerek olmadığı(Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 15/02/2011 tarihli 2009/3297 Esas, 2011/1674 sayılı kararı) sonucuna ulaşılmış, tüm davalıların 10.506.238,00.-USD zarardan müteselsilen sorumlu oldukları dikkate alınarak, 31,45.-TL’lik kasa açığıyla ilgili tutanakta kasa hesabından sorumlu kişilerin imzalarının bulunmadığı, bu açıktan davalıların sorumlu olduklarına ilişkin yeterli delil bulunmadığı kabul edilerek bu kısım bakımından talebin reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda yazılı nedenlerle;
1-Davanın kısmen kabulüyle 10.506.238,00.-USD tazminatın 13/08/2003 tarihinden itibaren USD cinsi 1 yıl vadeli mevduata devlet bankalarının uyguladığı en yüksek faiz oranıyla birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak, davacıya verilmesine, fazla talebin reddine,
2-Davacı vekille temsil edildiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince takdir olunan 211.299,75-TL vekalet ücretinin davalılardan müteselsilen alınıp davacı tarafa verilmesine,
3-Bir kısım davalılar vekille temsil edildiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince takdir olunan 31,45-TL vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalılar …, …, … ve …’a verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan 1.400,00.-TL bilirkişi ücreti, 322,00-TL tebligat, posta vs. gideri olmak üzere toplam 1.722,00-TL yargılama giderinin kabul ve ret oranına göre takdir edilen 1.721,00-TL’sinin davalılardan müteselsilen alınıp davacıya verilmesine,
5-Harçlar Kanunu gereğince tespit edilen 998.007,36-TL Karar harcının davalılardan müteselsilen alınmasına,
6-Karar kesinleştiğinde taraflardan alınan gider ve delil avansının harcanmayan kısmının iadesine,
Davacı vekilinin yüzüne karşı, davalıların yokluğunda kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde Yargıtay yasa yolu açık olmak üzere oy birliğiyle verilen karar, açıkça okunup anlatıldı. 13/12/2018

Başkan
¸E-İmza
Üye
¸E-İmza
Üye
¸E-İmza
Katip
¸E-İmza