Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/252 E. 2020/531 K. 18.11.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2016/252 Esas
KARAR NO : 2020/531

DAVA : İtirazın İptali (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 05/05/2014
KARAR TARİHİ : 18/11/2020

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
ASIL DAVA DOSYASI:
Dava: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin davalının eşinin talebi üzerine yanında çalıştığı işçilerle birlikte …, …, … Mahallesi’nde bulunan 2 katlı evinin ahşap yapımını malzemeli olarak gerçekleştirdiğini, eşinin evinin yapımından sonra 30/01/2010 tarihli, 15.000 TL’lik çekin verildiğini, bu çekin malzeme alımı için … Marketlerine ciro edildiğini ve ödendiğini, davalının eşinin müvekkiline yine … 20. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasının müstenidi olan 28/02/2010 keşide tarihli, 15.000 TL bedelli bir çek daha verdiğini, bu çekin icra takibi konusu olana kadar davalının eşinin müvekkilini ödeme konusunda oyaladığını, icra takibi konusu olunca da haksız şekilde takibe itiraz ederek takibi durdurduğunu, müvekkilin davalının eşi olan …’a bu hususta dava açtığını, davalı eşinin evinin yapımından sonra eşinin müvekkiline verdiği 30/04/2011 vade tarihli yine icra takibi konusu olan 5.000 TL bonosundan sonra kendisinin de müvekkiline … 20. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasında bulunan 30/09/2012 keşide tarihli, 7.750 TL’lik çeki verdiğini, bu çekin de icra takibi konusu olunca davalının diğer icra dosyalarına eşi gibi itiraz ederek takibi haksız şekilde durdurduğunu, davalı borçlunun kötü niyetli olduğunu belirterek icra takibine karşı yapılan itirazın kaldırılması ile takibin devamına, alacağın %20 si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak müvekkiline verilmesini talep ve dava etmiştir.
Cevap : Dava dilekçesi ve ekleri davalıya usulüne uygun olarak tebliğ edilmiş, davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; takibe konu olan çekin zaman aşımına uğradığını, bu nedenle itiraz ettiklerini, davalı müvekkili ve eşi ile davacı arasında anahtar teslim eser sözleşmesi yapıldığını, sözleşme karşılığında muhtelif tarihlerde ödemenin gerçekleştirildiğini, çek, senet ve elden ödeme tutarları toplamının 75.000,00 TL civarında olduğunu, davacının taahhütlerini tam olarak yerine getirmediğini, eksik bırakılan işlerin keşif sırasında ortaya çıkacağını, davalıya herhangi bir borcun bulunmadığını, tarafların tacir olmadığını, taraflar arasındaki ihtilafta görevli mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemesi olduğunu belirterek öncelikle iş bölümü ve zaman aşımı itirazları yönünden davanın reddini, bunun mümkün olmaması halinde haksız davanın reddini talep etmiştir.
BİRLEŞEN DAVA DOSYASI:
Dava: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin sanatkar biri olup davalının talebi üzerine kendisi ve yanında çalıştırdığı işçilerle birlikte …, … bulunan iki katlı evinin ahşap yapımını malzemeli olarak gerçekleştirdiği davalı evinin yapımından sonra 30/01/2010 tarihli 15.000 Tl lik çeki verdiği, bu çek ise malzeme alımı için Altıniş Yapı marketlerine ciro edildiği ve ödendiği davalı yine müvekkile … 20. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasının müstenidi olan 28/02/2010 keşide tarihli 15.000 TL bir çek daha verdiğini, bu çek icra takibi konusu olana kadar davalının müvekkili ödeme konusunda oyaladığını, icra takibi konusu olunca haksız şekilde itiraz ederek takibi durduğunu, bu nedenlerden dolayı davalının icra takibine karşı yapmış olduğu haksız itirazının kaldırılmasını icra takibinin devamına alacağın %20 si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak müvekkile verilmesini mahkeme masrafları ve ve avukatlık ücretininde davalıya yüklenilmesini talep ve dava etmiştir.
Cevap : Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; tarafların tacir olmadığı, bu nedenle taraflar arasındaki ihtilafta görevli mahkeme Asliye Hukuk Mahkemesinin olduğunu,davacı tarafından müvekkilin eşi … aleyhinde aynı gerekçelerle … 2. Asliye Ticaret Mahkemesinde … Esas sayılı dosyasında dava açıldığını, bu dava görevsizlik itirazının haklı bulunarak usulden reddedildiğini, müvekkil ve eşi tarafından davacıya yapılan ödemeler ile davacı tarafından taahhüt edilip yapılması istenen işler karşılaştırıldığında müvekkilerce yapılan ödemelerin yapılan işlerin karşılığını fazlasıyla aştığının açık olduğu, Türk Borçlar Kanunun 97. Maddesine göre karşılkılı borç yükleyen bir sözleşmenin ifası isteminde bulunan tarafın öncelikle kendi borcunu ifa etmiş olması gerektiğini, davacı ise hibçir haklı gerekçe yokken müvekkile ve eşine olan tahhüdünü ya hiç ya da tarafların anlaştığı şekilde yerine getirmediğini, bu nedenlerden dolayı görev ve zamanaşımı itirazları yönünden davanın reddini bunun mümkün olmaması halinde ise haksız davanın reddi ile yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalıya yükletlimesine karar verilmesini talep etmiştir.
Delillerin Değerlendirilmesi, Davanın Hukuki Niteliği ve Gerekçe ;
… 20. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyası ve … 20. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyası, celp edilmiş, incelenmiştir.
Asıl ve Birleşen Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan bakiye iş bedeli alacağının tahsiline yönelik olarak başlatılan takibe vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
Yapılan yargılama, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamı hep birlikte değerlendirildiğinde; asıl ve birleşen dava dosyasında davacının yüklenici, davalıların ise iş sahibi olduğu, tarafların açık ikrar ve beyanlarında da anlaşılacağı üzere davalılara ait evin yapımı konusunda sözlü olarak eser sözleşmesinin kurulduğu, eser sözleşmesinin akdedildiğinin tarafların kabulüne olduğu ve bu hususta çekişme bulunmadığı, davacı yüklenicinin eseri yapıp teslim ettikten sonra bakiye iş bedeline yönelik olarak asıl ve birleşen dosya davalılarından aldığı çekleri icra takibe koyduğu, ancak davalıların ayrı ayrı borca itirazı üzerine takiplerin durduğu, davacı yüklenicinin duran takiplere devam edilmesi ve bakiye iş bedeli alacağının tahsiline yönelik işbu itirazın iptali davalarını açtığı anlaşılmıştır.
Uyuşmazlık, eser sözleşmesinin kapsamı, toplam iş bedelinin tutarı, eksik iş olup olmadığı, davalılar tarafından davacı yükleniciye yapılan toplam ödeme miktarı ve bakiye iş bedelinin bulunup bulunmadığı noktalarında toplanmaktadır.
Hemen belirtmek gerekir ki, taraflar arasındaki eser sözleşmesinin yazılı ya da resmi olarak yapılmadığı, sözlü olarak akdedildiği, eser sözleşmelerine ilişkin kanunda şekil zorunluluğu bulunmadığından şekil serbestisi ilkesi uyarınca sözlü olarak kurulabileceği, ancak sözleşme ilişkisi inkar edildiğinde eser sözleşmesinin varlığının davacı yüklenici tarafından ispatı gerekeceği, ne var ki her iki tarafın da eser sözleşmesinin yapıldığı konusunda açık ikrarları bulunduğundan sözleşme ilişkisinin geçerli olarak kurulduğu konusunda tereddüt bulunmamaktadır. Ancak, davacı eser sözleşmesine konu evin yapımında binanın veranda, teras ve balkon işleri dışında kalan işler için 87.000,00 TL’ ye anlaşıldığını, daha sonra davalıların talebi üzerine veranda, balkon ve teras için ilave iş olarak 14.000,00 TL ücret kararlaştırıldığını, bu yüzden toplam iş bedelinin 101.000,00 TL olduğunu iddia ederken, davalılar veranda, balkon ve teras işlerinin eser sözleşmesine kapsamına dahil olduğunu, anahtar teslim anlaşma yapıldığını ve toplam iş bedelinin 87.000,00 TL olduğunu savunmaktadır. Öncelikle, eser sözleşmesinin kapsamı ve toplam iş bedelinin ne kadar olduğunun aydınlatılması gerekmektedir. Tarafların bizzat hazır bulundukları keşif esnasında davalılar … ve …, davacı yüklenicinin iddialarının doğrular şekilde anahtar teslimi yapılacak iş bedelinin 87.000,00 TL, ilave işler için 14.000,00 TL daha bedel kararlaştırıldığını, ilave işlerin kapsamına teras, balkon ve veranda kısmının girdiğini, ilave işlerin, eksik bırakılan işler olmakla birlikte, davacı yüklenici tarafından yapıldığını ikrar etmişler, bu durum 14/09/2017 tarihli bilirkişi raporunda da vurgulanmıştır. Böylelikle, sözlü olarak akdedilen eser sözleşmesi kapsamında anahtar teslim asıl iş bedelinin 87.000,00 TL + ilave işler (veranda, teras, balkon) bedelinin 14.000,00 TL olmak üzere = toplam 101.000,00 TL olduğu, asıl iş ve ilave işlerin davacı yüklenici tarafından yerine getirildiği tespit edilmekle, bu hususlar çekişme konusu olmaktan çıkmıştır.
Davacı yüklenici eser sözleşmesi kapsamında üstlendiği edimleri sözleşmeye uygun şekilde tamamlamak ve iş sahibinin haklı menfaatine sunmak zorundadır. Aksine hareket edilmesi, yani sözleşme ile üstlenilen edimlerin bir kısmının yerine getirilmemesi halinde eksik bırakılan işlerin bedeli iş sahibinden istenemez. Bu durumda, davacı yüklenicinin hak ettiği bedel; toplam iş bedelinden eksik bırakılan iş bedelinin hesaplanarak eksik iş bedelinin düşülmesi suretiyle belirlenir. Somut olaya dönüldüğünde; bilirkişi heyetinin eksik iş bedellerine yönelik davalıların itirazları sonucunda düzenlediği 12/03/2018 tarihli denetime elverişli bilirkişi raporunda, eksik bırakılan ilave işlere yönelik (teras, balkon, veranda) eksik iş bedelinin ilave işlerin yapım yılı olan 2009 tarihi itibariyle hesaplanarak toplam 9.201,00 TL olduğu, kararlaştırılan 101.000,00 TL iş bedelinden eksik iş bedeli mahsup edildiğinde davacı yüklenicinin hak ettiği toplam iş bedelinin 91.799,00 TL olduğu belirlenmiştir. Davacı yüklenicinin ilave işler yönünden eksik iş yaptığı, eksik işler yönünden hesaplamanın bu işlerin yapım yılı (2009 tarih itibariyle) mahalli piyasa rayiçlerine göre hesap edilmesinin doğru bir yöntem olması karşısında rapora itibar edilmiş, hükme esas alınmıştır.
Davacının asıl iş ve ilave işler karşılığında davalılardan 91.799,00 TL hak ettiği iş bedelinin bulunduğu, ancak davalıların ödeme yaptıkları tutarın hak edilen iş bedelinden düşülerek bakiye iş bedelinin hesaplanması gerekmektedir. Davalıların yükleniciye yaptıkları ödemenin defaten gerçekleşmediği, farklı tarihlerde ve tutarlarda parça parça ödeme yapıtıkları, elden ödeme miktarlarına yönelik tutarların davacı tarafından kabul edilmemesi karşısında davalılar yemin teklifinde bulunmuşlar, yemin metni hazırlayarak mahkemeye ibraz etmişlerdir. Davacıya yemin deliline ilişkin olarak davalılar tarafından hazırlanan yemin metni ile birlikte meşruhatlı davetiye tebliğ edilmiş, davacı yemini eda edeceğini bildirerek beyanında, eser sözleşmesi kapsamında davalılardan toplam 55.180,00 TL tahsil ettiğini, bakiye 45.820,00 TL alacağı olduğunu söylemiştir. Davacı yüklenici her ne kadar 101.000,00 Tl üzerinden tahsil ettiği tutarı düşerek bakiye alacağını 45.820,00 TL olarak söylemiş ise de; ilave işlere yönelik yapmadığı, eksik bıraktığı iş bedelinin düşülmesi gerektiği açık olup, davacının söylediği bakiye tutara itibar edilmemiştir. Bu bağlamda, bakiye iş bedeli: hak edilen iş bedeli olan 91.799,00 TL – 55.180,00 TL davalılarca yapılan ödeme = 36.619,00 TL olarak Mahkememizce belirlenmiştir. Davalılar yemini kabul etmediklerini, hazırlanan metne sadık kalınmadığını söylemişlerse de; yeminin ancak çekişmeli olan vakıalarda ve ispat yükü kendisinde olan ancak başka türlü ispat edilememiş vakıalara hasren yapılacağı, bu bağlamda yemin metninde çekişmesiz olan vakıalara yönelik metne sadık kalınmadığı iddiasının yerinde olmadığı gibi, yeminin konusunu oluşturmayacak hususlarda metne mutlak sadık kalmanın hukuken bir anlam da ifade etmemesi karşısında, Mahkemelerin hazırlanan yemin metni mutlak olarak sadık kalmaları yönünde yasal bir emredici düzenleme yoktur, önemli olan ispatlanmak istenen yemine konu vakıa hakkında yemin işleminin icra edilmesidir. davalıların beyanları yerinde görülmemiştir.
Bu itibarla, davacı yüklenici ile davalı iş sahipleri ile arasında akdedilen eser sözleşmesi kapsamında davacının asıl ve ilave işler karşılığında toplam 36.619,00 TL bakiye iş bedeli alacağının bulunduğu, hem asıl dava dosyasında talep edilen 7.750,00 TL hem de birleşen dava dosyasında talep edilen 15.000,00 TL olmak üzere toplam 22.750,00 TL tutarın takip dosyalarındaki bakiye iş bedelini aşmadığı, o halde davacı yüklenicinin asıl ve birleşen dava dosyalarına temel teşkil eden takip dosyalarındaki bakiye iş bedeli alacağının tümü yönünden haklı olduğu anlaşılmakla asıl ve birleşen dava dosyalarının ayrı ayrı kabulüne karar vermek gerekmiştir. Ancak, davacı yüklenicinin icra inkar tazminatı talebinin alacağın yargılamayı gerektirmesi, likit ve muayyen bir alacak olmaması nedeniyle yasal koşullar oluşmadığından icra inkar tazminatı talebinin reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: (Ayrıntısı ve Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere);
A) Asıl Dava Dosyası Yönünden;
1-Davanın KABULÜ ile, davalının … 20.İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyasına yapmış olduğu İTİRAZIN İPTALİ ile, takibin kaldığı yerden aynı koşullarda DEVAMINA,
2-Alacağın likit ve muayyen olmadığı yargılama gerektirdiği anlaşılmakla, yasal koşulları oluşmayan icra inkar tazminatı talebinin REDDİNE,
3-Kabul edilen dava değeri üzerinden alınması gereken 529,40 TL harçtan başlangıçta peşin alınan 93,70 TL harcın mahsubu ile eksik kalan bakiye 435,70 TL harcın davalıdan alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
4-Davacı tarafından yargılama nedeniyle yapılan harçlar toplamı 118,90 TL, posta ve tebligat masrafı 1.622,20 TL, bilirkişi ücreti 2.400,00 TL olmak üzere toplam 4.141,10 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
5-Davacı yargılama sırasında kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden kabul edilen dava değeri üzerinden hesaplanan ve karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’nin 13/1. maddesi uyarınca maktudan az olmamak koşulu ile belirlenen 3.400,00 TL vekâlet ücretinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
6-HMK’nın 333. maddesi uyarınca taraflarca yatırılan ancak kullanılmayarak artan bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde resen ilgili tarafa veya vekiline İADESİNE,
B) Birleşen İstanbul 8. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2016/1238 Esas Sayılı Dava Dosyası Yönünden;
1-Davanın KABULÜ ile, davalının … 20. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyasına yapmış olduğu İTİRAZIN İPTALİ ile, takibin kaldığı yerden aynı koşullarda DEVAMINA,
2-Alacağın likit ve muayyen olmadığı yargılama gerektirdiği anlaşılmakla, yasal koşulları oluşmayan icra inkar tazminatı talebinin REDDİNE,
3-Kabul edilen dava değeri üzerinden alınması gereken 1.024,65 TL harçtan başlangıçta peşin alınan 181,20 TL harcın mahsubu ile eksik kalan bakiye 843,45 TL harcın davalıdan alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
4-Davacı tarafından yargılama nedeniyle yapılan harçlar toplamı 206,40 TL, posta ve tebligat masrafı 211,00 TL olmak üzere toplam 417,40 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
5-Davacı yargılama sırasında kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden kabul edilen dava değeri üzerinden hesaplanan ve karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’nin 13/1. maddesi uyarınca maktudan az olmamak koşulu ile belirlenen 3.400,00 TL vekâlet ücretinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
Dair, asıl ve birleşen dosya davacı vekilini ve asıl ve birleşen dosya davalı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süresi içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’ne İstinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 18/11/2020

Katip …

Hakim …