Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/221 E. 2019/155 K. 22.02.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2016/221 Esas
KARAR NO : 2019/155

DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 01/03/2016
KARAR TARİHİ : 22/02/2019

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde ve aşamalarda sunduğu beyan dilekçelerinde özetle; taraflar arasında ticari bir ilişkinin bulunduğunu, bu ticari ilişkin çerçevesinde müvekkili tarafından davalıya çeşitli zamanlarda kömür satışı yapıldığını, ve faturalar düzenlendiğini, davalı tarafça ödemelerin yapıldığını, ancak davalının bakiye 47.921,09 TL ‘lik cari hesap borcunun ödenmemesi üzerine … 30. İcra Dairesi’nin … E sayılı dosyasi ile icra takibine geçildiğini, davalının 06/03/2015 tarihli itiraz dilekçesi ile borca ve yetkiye itirazda bulunduğunu, davalının mal alış faturalarını Ba formuyla vergi dairesine bildirdiğinden alacağının ispatlanmış sayılması gerektiğini, takip dayanağı cari hesap borcunun dayanağı fatura konusu malların, sektöre özgü ticari teamül gereği davalıya teslim edilmek üzere sevk irsaliyeleri nakliyecilere imzalatılmak suretiyle davalıya gönderildiğini ve teslim edildiğini, belirterek davalının icra takibine yapmış olduğu itirazın iptaline, takibin devamına, alacağın %20’den az olmamak kaydıyla icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP
Davalı cevap dilekçesinde özetle; davacı şirket ile aralarında hiçbir ticari ilişkinin söz konusu olmadığnıı, bahse konu ticari mal alımlarının tarafınca yapılmadığını, dava konusu alımlar ile ilgili düzenlenen faturalardaki T.C. kimlik numarası dışında hiçbir bilgi unvan, adres, sevk irsaliyelerindeki imzalar ve tahsilat makbuzlarındaki unvan ve isimlerin kendisine ait olmadığını, mevcut mal alımlarını yapan kişileri davacı vekilinin ve davacının kendisinin de çok iyi bildiğini, dava konusu malların kendisi tarafından yapılan araştırma sonucu … kimlik numaralı … tarafından alındığını tespit ettiğini, davacı firmanın o dönemde malları bu şahsa gönderen… isimli satış sorumlusunun da bu malları …’a yolladığını doğruladığını, davacı tarafından dosyaya sunulan sevk irsaliyelerindeki imza ve sevk adresinin kendi işyeriyle ilgisi bulunmadığını, faturaların görüşmediği muhasebecisi tarafından defterlere kaydedilip vergi dairesine bildirilmiş olabileceğini, ancak kendisine takip dayanağı fatura ve sevk irsaliyelerinde yazılı malların teslim edilmediğini, kendisinin davacıya talimat vererek malı teslim etmesini istediği bir nakliyeci de bulunmadığını, bu satışa ilişkin ödemelerin bir kısmının kendisine ait işyerinin kapanmasından sonraki tarihlere tekabül ettiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE
Dava, taraflar arasında mal satım sözleşmesine dayalı cari hesap borcunun davalıdan tahsili amacıyla başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali davasıdır.
Taraflar arasında akdi ilişki bulunduğu davalı tarafından inkar edilmiştir. Dosya kapsamında tarafların bildirdiği deliller toplanmış, … 30.İcra Dairesinin … Esas takip dosyası getirtilerek incelenmiş olup, davacı tarafından başlatılan takibe ödeme emrinin tebliğinden önce davalının itirazı nedeniyle takibin durdurulduğu anlaşılmıştır. Davalı tarafından icra dairesinin yetkisine de itiraz edilmiş ise de, yetkili yer itirazda gösterilmemekle usulüne uygun yetki itirazı bulunmadığından reddedilmiştir.
Davalının dosyaya getirtilen ticaret sicil müdürlüğü kaydından davalının şahıs ticari işletmesinin 2016’da re’sen terkin olduğu, vergi dairesi kaydından ise ticari faaliyete ilişkin mükellefiyetini merkez işyerinde 05/10/2009’da başlayıp 31/12/2012’de terk ettiği, şube işyerinde 15/11/2009’da başlayıp 30/11/2010’da terk ettiği, her iki işyeri adresinin de davacının sunduğu sevk irsaliyelerinde yazılı adresle ilgisinin bulunmadığı anlaşılmıştır.
Tarafların ticari defter ve kayıtları üzerinde mali bilirkişi vasıtasıyla inceleme yapılarak raporlar alınmıştır. Davalı ticari defter ve kayıtları talimat yoluyla incelenmek istenmişse de, davalı tarafından bilirkişi incelemesine defter ve kayıtların muhasebecisinden alamadığı gerekçesiyle ibraz edilmemiştir. Ancak davacı taraf sadece kendi defter ve kayıtlarına dayandığından, münhasıran davalı kayıtlarına dayanılmadığından, HMK madde 222/5 kapsamında davalı ibrazdan kaçınmış sayılarak davacının iddiası ispatlanmış sayılamayacaktır.
Yargılama aşamasında davalının tanık dinletme talebi, dava değeri ve davalının muvafakat etmemesi nedeniyle, tacirler arasında mal alım-satımı, ödeme hususları tanıkla ispat edilebilecek hususlardan olmadığından kabul edilmemiştir.
Davacı ticari defterlerinin incelenmesi sonucu alınan bilirkişi raporunda özetle; davacının defterlerinin sahibi lehine delil teşkil eder mahiyette olduğu, taraflar arasında 2012 ve 2013 yıllarında ticari ilişki bulunduğuna dair kayıtlar bulunduğu, bakiye borcun kaynağının davacı tarafından davalı adına düzenlenen ve fotokopileri dosya içerisinde bulunan satış faturalarının 2012 yılına kayıtlı olduğu tespit edildiği, muavin ve yevmiye defteri kayıtlarının da yasal defterlere uygun olarak düzenlendiği, 31.12.2012 tarihi itibariyle davalı cari hesabinin 64.921,09 TL borç bakiyesi ile 2013 yılına devrettiği, 17.01.2013- 29.03.2013 tarihleri arasında davalı adına toplam 17.000,00 TL ödeme kaydı yapıldığı, incelenen cari (açık) hesaba göre cari hesap ilişkisinin sona erdiği 29.03.2013 tarihi itibariyle davacının takipte talep ettiği kadar alacaklı göründüğü tespit edilmiş, davalının bağlı olduğu … Vergi Dairesine verdiği Ba formlarının incelenmesi sonucu düzenlenen ek raporda ise, 2012/2 ve 2012/6 dönemine ilişkin bazı faturalar dışında davacının defterlerinde kayıtlı faturaların davalı tarafından Ba formuyla bildirildiği, dolayısıyla 2012’de taraflar arasında ticari ilişki bulunduğu tespiti yer almaktadır.
Davalının vergi dairesine Ba formlarıyla davacıdan aldığı faturaları bildirmiş olması davacının davalıya fatura teslimlerini ispatlar mahiyette ise de, özellikle davacının sunduğu sevk irsaliyelerinde mal sevk adreslerinin davacı işyeri adresleriyle ilgisi olmaması, sevk irsaliyelerinde davacının veya yetki verdiği kişinin malı teslim aldığına dair kayıt-imza bulunmaması, davacı vekilince emtianın davalıya teslim edilmek üzere nakliye aracı sürücülerine teslim edildiğinin, bizzat davalıya veya çalışanlarına teslim edilmediğinin açıkça beyan edilmiş olması, davalının bu sürücüleri kendisine teslim konusunda yetkilendirdiğine dair davacının sunduğu bir delil bulunmaması, tarafların sunduğu kısmi ödemelere ilişkin tahsilat makbuzlarında davalının ünvanı yazsa da imzası bulunmaması ve dava dışı başka birinin (…) isminin yazılı olması hususları birlikte değerlendirildiğinde, mal teslimini ispatla yükümlü olan davacının davalıya mal teslimini davalının Ba bildirimleri nedeniyle tek başına ispatlar mahiyette olduğundan bahsedilemez. Kaldı ki davacının delil olarak sadece kendi ticari defter-kayıtlarına dayanmış olması, davacı defterlerindeki kayıtların HMK 222/3 kapsamında davalının ticari defter kayıtlarıyla birebir uyuştuğunun tespit edilememiş olması hususları da gözetildiğinde, davacının akdi ilişkiye dayalı alacak hakkının ticari defter deliliyle ispatlandığından sözedilemez.
Tüm bu nedenlerle mal teslimi, kısmi ödemelerin davalı tarafından yapıldığı hususları yönünden ispatlanamayan davanın reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM:Ayrıntısı ve gerekçesi yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın REDDİNE,
2-Davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
3-Davacı tarafından yatırılan avansın kullanılmayan kısmının, karar kesinleştiğinde ilgili tarafa iadesine,
4-Alınması gerekli 44,40-TL karar harcının peşin alınan 578,77-TL harçtan mahsubu ile fazla alınan 534,37-TL’nin karar kesinleştiğinde ve istek halinde davacıya iadesine
Dair, davacı vekilinin ve davalı asilin yüzüne karşı, tarafların gerekçeli kararı tebliğ tarihinden itibaren 2 HAFTA içerisinde mahkememize verecekleri bir dilekçe ile veya bulundukları yerdeki başka bir mahkeme aracılığıyla mahkememize gönderecekleri dilekçe ile HMK. 341.maddesi uyarınca İstanbul BAM. nezdinde İSTİNAF yoluna başvurma hakları bulunduğu hatırlatılmak suretiyle verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 22/02/2019

Katip …
¸

Hakim …
¸