Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/202 E. 2018/589 K. 24.05.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2016/202
KARAR NO : 2018/589

DAVA : Genel Kurul Kararının İptali
DAVA TARİHİ : 24/02/2016
KARAR TARİHİ : 24/05/2018

ASIL DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacıların davalı şirketin %33,33 oranında paya sahip ortaklar olduğunu, Genel Kurul’un 14/01/2016 tarihli oturumunda sermaye artırım kararı alındığını, bu kararın kesinleşmiş mahkeme hükmüyle iptal edilen 31/10/2013 tarihli sermaye artırım kararının bir tekrarı niteliğinde olduğunu, dürüstlük kuralına ve kanuna aykırı olduğunu ileri sürerek 14/01/2016 tarihli Olağan Genel Kurulda alınan sermaye artırım kararının iptaline karar verilmesini, icrasının durdurulmasını talep etmiştir.
ASIL DAVAYA CEVAP: Sermaye artırım tarihi itibarıyla yüksek seviyede borç bulunduğunu, dış kaynaklardan sermaye artırımının ticari bakımdan gerekli ve haklı olduğunu, şirketlerin ticari faaliyetleri ve kararları üzerinde mahkemelerin yerindelik denetimi yapamayacağını Genel Kurul’da neden dolayı sermaye artırımı yoluna gidildiğinin açıklandığını belirterek davanın reddine karar verilmesini, kararın icrasının geri bırakılmasının telafisi imkansız zararlara yol açacağından bu talebin de reddine karar verilmesini istemiştir.
Birleşen İstanbul 8.ATM’nin 2016/296 esas sayılı davası; Davacıların davalı şirketin %33,33 oranında paya sahip ortakları olduğunu, davalı şirketin yönetim kurulunun 24/02/2016 tarihinde 4 nolu başlık altında sermaye artışı ile ilgili karar aldığını, bu kararın TTK 391 ve Genel Hükümler gereğince batıl olduğunu, bu karar gereğince 23.345.291,54.-TL’nin müvekkilleri tarafından ödenememesi halinde telafisi imkansız zararları oluşacağını belirterek anılan kararın butlanın tespiti ile Yönetim Kurulu kararının uygulanmasının tedbiren durdurulmasını istemiştir.
Birleşen Davaya Cevap;İstanbul 2.ATM’de verilecek olan hükmün bu davayı doğrudan etkileceğini, davalarda ayrı sonuçlara ulaşılması halinde çelişki hükümler oluşacağını belirterek davaların birleştirilmesine karar verilmesini, esas yönünden de asıl davadaki savunmalar doğrultusunda davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:Asıl davada, Genel Kurulda alınan sermaye artırım kararının iptali, birleşen davada aynı konu ile ilgili Yönetim Kurulu kararının iptali istenmiştir.
Davacıların davalı Anonim Şirketin %33,33 oranında ortağı oldukları, davanın yasal süre içinde açıldığı sabit olup, uyuşmazlık anılan sermaye artışına ilişkin kararların kanuna, sözleşmeye ve dürüstlük kuralına aykırı olup olmadığı konusundadır.
Uyuşmazlığın niteliği itibariyle işletme, finansman, mali müşavirlik ve Ticaret Hukuku uzmanlarından oluşturulan bilirkişi heyetinden rapor alınmıştır.
07/03/2017 tarihli bilirkişi raporunda, finansal yönden değerlendirilme yapılmış “…şirketin varlık ve kaynak yapısının karşılaştırmalı olarak irdelendiği, mali tablolar ve özellikle nakden sermaye artırımına en yakın tarihten itibaren sermaye artırımının gerekliliğine yönelik analiz yapıldığı, nakdi sermaye artırım kararının 30/11/2015 tarihi itibariyle baz alınan iç kaynakların sermaye artırımında kullanılmasını takiben alındığı, buna göre sermaye artırımında kullanılan iç kaynakların 850.280.718,02.-TL olduğu, sermaye artırım öncesinde ödenmiş sermayenin 863.378.229,14.-TL’ye ulaştığı, bu olgulara göre değerlendirme yapıldığı, 31/12/2015 tarihi itibariyle toplam kaynaklar içinde öz kaynakların 889.277.573,22.-TL olduğu, bu kaynakların toplam aktifleri karşılama oranının %78 olduğu, 31/12/2015 tarihi itibariyle toplam aktifin yaklaşık %91 oranındaki bölümünün duran varlıklar toplamından ve tamamına yakın bölümü de mali duran varlıklar sınıfında ifade edilen finansal yatırımlardan oluştuğu, buna göre öz kaynak toplamının duran varlıkların ancak bir bölümünü karşılayabildiği, ayrıca davalı şirketin 2015 yıl sonu itibariyle dönen varlıkların kısa vadeli yabancı kaynakları karşılama oranının %41,5 olduğu, şirketin net çalışma sermayesi açığı ile faaliyetini sürdürmekte olduğu, dava konusu nakdi sermaye artırımının gerçekleşmesi ve 1/4’ü oranındaki bölümünün ortaklarca ödenmesi sonrasındaki varlık ve kaynak yapısını yansıtan 31/03/2016 tarihli bilanço verilerinin de davalı şirketin net çalışma sermayesi açığının sürmekte olduğunu gösterdiği, buna göre davalı şirketçe yatırımların finansmanı için gerekli olan kaynağın uzun vadeli bir kaynak ya da öz kaynaklar ile karşılanmasının finansal açıdan makul bir işletme politikası olarak değerlendirildiği, şirketlerde sermaye artırımının şirketin ihtiyacı sebebiyle yapılması ve artırım miktarının ihtiyaç tutarı ile uyumlu olması halinde bu sermaye artırım kararının azınlığa zarar verme amacını taşımayacağı, buna karşılık herhangi bir sermaye ihtiyacının bulunmamasına rağmen sermaye artırım kararının alınması halinde hukuka aykırılıktan bahsedilebileceği, elde edilen mali tespitlere göre davalı şirketin finansal verilerinin finansal yapının korunması anlamında finansman ihtiyacı içinde bulunduğunu gösterdiği, sermaye artırım kararının bu finansal ihtiyaçların karşılanması amacıyla alındığı, bu nedenle kanuna esas sözleşmeye ve pay sahiplerini ızrar amacına yönelik olmadığı, dürüstlük kuralına aykırılık bulunmadığı, birleşen dava yönünden yönetim kurulu kararının iptalinin istendiği, TTK’nın 459/4 yollamasıyla TTK 344 gereğince nakit olarak taahhüt edilen sermayenin en az %25’nin tescilden önce, kalanın 24 ay içinde ödenmesinin ön görüldüğü, sermaye artırım kararında genel kurulun azami süreyi aşmamak üzere süre belirleme yetkisinin bulunduğu, somut olayda davacıların rüçhan haklarını kullanarak sermaye taahhüdünde bulundukları, taahhüt ettikleri sermayenin %25’ni ödedikleri, buna göre davacıların sermaye artırım kararına katılmaya zorlanmalarından söz edilemeyeceği, rüçhan haklarının kullanılmasıyla artık pay sahiplerinin haklarının ihlalinden de söz edilemeyeceği…” bildirilmiştir.
Bilirkişi raporuna itirazlar yönünden dosya yeniden bilirkişi heyetine tevdi edilmiş, davacı vekili tarafından ileri sürülen tüm itiraz konuları ayrıntılı şekilde ticari defter ve kayıtlardaki dayanakları gösterilmek sureti ile cevaplandırılmış ve sonuç olarak kök rapordaki görüşte bir değişiklik olmadığı ifade edilmiştir.
Toplanan delillere ve yukarıda ayrıntılı şekilde özeti aktarılan bilirkişi raporunda gösterildiği gibi; şirketin ticari kayıtları ayrıntılı bir analize tabi tutulmuş, gerekçeleri açıklanmak ve dayanakları gösterilmek suretiyle davalı şirketin finansal açıdan finansman ihtiyacı içinde olduğu, bu nedenle sermaye artırım kararının kanuna, ana sözleşmeye ve iyi niyet ilkelerine aykırı olmadığı, sermayenin artırım miktarının davalı şirketin finansman ihtiyacı ile orantılı olduğu, ortakları ızrar kastının bulunmadığı sonucuna ulaşılmış, asıl davanın reddine karar vermek gerekmiştir.
Yönetim kurulu kararının iptali amacıyla açılan birleşen dava kapsamında da; bilirkişi raporunda ifade edildiği gibi, davacıların rüçhan haklarını kullandıkları, bu nedenle ortaklıktan kaynaklanan hak kaybının söz konusu olmadığı, yönetim kurulu karanının iptalinin gerekmediği sonucuna ulaşılmış birleşen dava yönünden de davanın reddine karar vermek gerekmiştir.
Davacılar vekili, dilekçelerin ibrazı, ön incelemenin yapılması ve delillerin toplanmasından sonra haricen temin ettikleri uzman görüşünü dosyaya ibraz etmiş ise de davacı tarafça delillerin bildirilmesi ve ibrazı kapsamında uzman görüşü deliline dayanılmamış olduğundan sunulan bu rapor mahkemece değerlendirmeye tabi tutulmamıştır.
HÜKÜM:Yukarıda yazılı nedenlerle;
1.1-Asıl davanın REDDİNE,
1.2-Davalı vekil ile temsil edildiğinden AAÜT gereğince takdir olunan 2.180,00.-TL avukatlık ücretinin davacılardan alınıp davalıya verilmesine,
1.3-Davacı tarafça yapılan yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına,
1.4-Davalı tarafça yapılan 44,00.-TL, tebligat ve posta masrafının davacılardan alınıp davalıya verilmesine,
1.5-Alınması gereken 35,90.-TL karar ve ilam harcının peşin olarak alınan 29,20.-TL’den mahsubu ile kalan 6,70.-TL’nin davacılardan alınmasına
2.1-Birleşen İstanbul 8. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2016/896 Esas sayılı davasının REDDİNE,
2.2-Davalı vekil ile temsil edildiğinden AAÜT gereğince takdir olunan 2.180,00.-TL avukatlık ücretinin davacılardan alınıp davalıya verilmesine,
2.3-Davacı tarafça yapılan yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına,
2.4-Davalı tarafça yapılan 44,00.-TL, tebligat ve posta masrafının davacılardan alınıp davalıya verilmesine,
2.5-Alınması gereken 35,90.-TL karar ve ilam harcının peşin olarak alınan 29,20.-TL’den mahsubu ile kalan 6,70.-TL’nin davacılardan alınmasına
Taraf vekillerinin yüzlerine karşı kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içinde İstinaf yolu açıkolmak üzere verilen karar açıkça okunup anlatıldı.24/05/2018

Başkan …
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Katip …
¸e-imzalıdır