Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/144 E. 2018/534 K. 16.05.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2016/144 Esas
KARAR NO : 2018/534

DAVA : İstirdat (Kambiyo Evrakından Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 10/02/2016
KARAR TARİHİ : 16/05/2018

Mahkememizde görülmekte olan İstirdat (Kambiyo Evrakından Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı Vekili Dava Dilekçesinde Özetle; müvekkili firmanın davalıdan narenciye almak için … Bankası … şubesine ait … nolu hesaptan 06/01/2016 tarihli 20.000,00 TL çek ile, yine aynı bankanın 14/01/2016 tarihli 10.000,00 TL ve 22/01/2016 tarihli 10.000,00 TL olmak üzere toplam 40.000,00 TL Bedelli çeki davalıya ödeme makbuzu ile verdiğini, 06/01/2016 tarihli çekin müvekkili tarafından davalıya ödendiğini, ancak davalının edimini yerine getirmediğini ve narenciyeleri teslim etmediğini belirterek ilgili çeklere dava sonuna kadar ihtiyati tedbir konulmasına, dava sonunda çeklerin iptaline karar verilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı Vekili Cevap Dilekçesinde Özetle; İstanbul adliyesinin yetkisine itiraz ettiklerini, yetkili mahkemenin … Mahkemesi olduğunu, öncelikli yetkisizlik kararı verilerek dosyanın … Mahkemesine gönderilmesi gerektiğini, her ne kadar tebliğ zarfında dava dilekçesinin de bulunduğu yazılmış ise de zarfta sadece Sayın Mahkemenin Tensip zaptı çıktığını, müvekkiline de sadece bu belgeler 23.03.2016 tarihinde tebliğ edildiğini, dava dilekçesinin müvekkiline gönderilmediğini, bu nedenle esasa ilişkin beyanda bulunamamaktayız, ancak yinede Yasal süresi içinde davacı tarafın tüm iddialarına itiraz ettiklerini, davacı tarafın iddialarını hiçbir şekilde kabul etmediklerini, dava dilekçesinin tarlarına tebliğ edilmesi durumunda ayrıca gerekçeli olarak itirazlarda itirazlarda bulunabileceklerini, yukarıda açıklamaya çalıştığım ve yargılama safhasında ortaya çıkacak nedenlerle, mahkemenin yetkisiz olması nedeni ile yetkisizlik kararı verilip dosyanın yetkili Hatay Mahkemesine gönderilmesine, dava dilekçesi müvekkiline gönderilmediğini, bu nedenle esasa ilişkin beyanda bulunamadıklarını, ancak yinede yasal süresi içinde davacı tarafın tüm iddialarına itiraz ettiklerini, dava dilekçesinin taraflarına tebliğ edilmesi durumunda ayrıca ve gerekçeli olarak itirazlarda bulunabileceklerinden davca dilekçesinin taraflarına tebliğine karar verilmesi ve cevap verme süresinin de dava dilekçesinin taraflarına tebliğden itibaren işlemesinin kabulüne, sayın Mahkemece Esasa girilmesi durumunda haksız açılan davanın reddine karar verilmesini, davacının haksız açtığı dava nedeni ile de % 20 den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına mahkum edilmesine, muhakeme masrafları ile vekalet ücretinin davacıya yüklenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Tüm Dosya Kapsamı Birlikte Değerlendirildiğinde;
Dava, kambiyo senedine dayalı menfi tespit istemine ilişkindir.
Ticaret hayatındaki sürat ve güven ihtiyacı, ticari iş ve işlemlerin genel hükümlerden ayrı, özel kanuni şekil kurallarına bağlanmasını zorunlu kılmıştır. Tedavül kabiliyeti ve kambiyo senetlerinin soyutluğu ilkeleri de bu fonksiyona hizmet ederler. Tedavül kabiliyeti kambiyo senetlerini adi senetlerden ayırmaktadır. Bunun sağlanabilmesi de kambiyo senetlerinin temel ilişkiden bağımsız olmasına bağlıdır. Buna “soyutluk” ya da “illetten mücerret olma” denir. Soyutluluk kavramı esas itibariyle kıymetli evrak niteliği taşıyan bir senette mündemiç olan hakkın temel ilişkiden bağımsızlığını ifade eder (Poroy, R./Tekinalp, Ü.: Kıymetli Evrak Hukuku Esaslar, İstanbul 2010, s.29). Kambiyo senetleri devredildikten sonra mücerretlik ilkesi ortaya çıkar ve senedin yaratılması nedeni olan “sebep” donar. Kıymetli evrak tedavül ettiği sürece bu sebepten bağımsızdır. Bunun yanında senet borçlusu, senet hamiline karşı temel ilişkiden doğan def’ileri ileri süremez. Soyutluk hamili güçlendirir ve bu sebeple de kıymetli evraka güveni arttırır. Kıymetli evrakın soyutluğunun sonuç doğurması, içerdiği hak ve sorumlukların senet dışında başka bir yere başvurmaya gerek kalmaksızın herkes tarafından anlaşılabilmesi ile mümkündür.
Somut olayda davacı, davalıdan narenciye satın almak için davalıya üç adet toplam 40.000 TL lik çek verdiğini iddia etmiş ve bu çekler nedeniyle borçlu olmadığının tespiti isteminde bulunmuş, davalı ise davanın reddini istemiştir. Çek, bir ödeme aracı olup, çeklerin mevcut bir borcun ödenmesi amacıyla verildiği yolunda yasal karine mevcuttur. Bu durumda, davacının söz konusu çekleri mevcut bir borcun ödenmesi amacıyla verdiğinin kabulü gerekir. Yasal karinenin aksini yani çekin borç ödenmesinden başka bir amaçla verildiğini davacı tarafın kesin delillerle ispatlaması gerekir. Davacı tarafından sunulan delil ve beyanlar karinenin aksini ispata yeterli değildir. Yasal karinenin aksini ispat yükünün davacı tarafta olduğu ve dava konusu çeklerin narenciye satın alınmak üzere davalıya verildiği yazılı delil ile ispat edilemediğinden davanın reddine dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere;
1-Davacının davasının REDDİNE,
2-Peşin yatırılan 683,10 TL harçtan tahsil edilmesi gereken 35,40 TL maktu harcın mahsubu ile bakiye 647,20 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ne göre hesap ve takdir edilen 4.750,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Gider avansının kalan kısımlarının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran taraflara iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı vekilinin yokluğunda kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde İstinaf yolu açıkolmak üzere verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 16/05/2018

Katip …
¸(e-imzalıdır)

Hakim …
¸(e-imzalıdır)