Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/1291 E. 2019/248 K. 26.03.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2016/1291 Esas
KARAR NO : 2019/248

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 30/12/2016
KARAR TARİHİ : 26/03/2019

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalının ticari ilişki nedeniyle müvekkiline borcunun bulunduğunu, alacağın cari hesap hareketlerinden anlaşılacağını, alacağın tahsili amacıyla icra takibi başlatıldığını, takibe itiraz edilmesi nedeniyle takibin durduğunu belirterek itirazın iptali ve takibin devamını dava ve talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın zamanaşımına uğradığını, davacı ile müvekkili arasında TTK ‘ya uygun bir cari hesap sözleşmesi bulunmadığını, müvekkilinin Korozo şirketler topluluğunun bir üyesi olduğunu, korozo ile davacı arasında 30/04/2014 tarihli ” Lojistik Hizmet Sözleşmesi”nin müvekkili şirketi ile davacı arasındaki ticari ilişkide aynen tatbiki hususunda taraflar arasında mutabık kalındığını ve bu kapsamda davacıdan emtia taşımacılığı hizmeti alındığını belirterek davanın reddini talep etmiştir.
GEREKÇE;
Dava, taşıma (lojistik) sözleşmesinden kaynaklı taşıtanın taşıyıcıya olan faturaya dayalı taşıma bedelinin ödenmemesi nedeniyle başlatılan icra takibinde vaki itirazın iptali ile takibin devamına ilişkindir.
Taraflar arasında mutabakata varılan hususlar; taraflar arasında taşıma sözleşmesinin akdedildiği, buna dayalı faturaların düzenlendiği ve davacı tarafından davalıya tebliğ edildiği, davalı tarafından bu faturalara itiraz edildiğidir. Bu hususlar taraflar arasında mutabık kalınan çekişmesiz hususlardır. Uyuşmazlık noktaları; davacının davalıdan alacaklı olup olmadığı, davacının alacağa hak kazanıp kazanmadığı, davalı tarafından davacıya herhangi bir ödeme yapılıp yapılmadığı ayrıca davalının mahsup talebinin yerinde olup olmadığı noktalarında toplanmaktadır.
Davacı vekili duruşmadaki beyanında; davamızın kabulüne karar verilsin, dava konusu cari ilişkin lojistik hizmetinden kaynaklı olup, ticari ilikşin kapsamında faturaya dayalı alacağımzın takibi maksadıyla icra takibi başlattık, davamızın kabulü ile itirazın iptali ve takibin devamına karar verilsin, dava konusu olan alacak daha önce davalı tarafça davacı müvekkilinin eski şirket yetkilisine yada çalışanına ödenmiş, ancak bu ödemeler ve tahsilatlar usulsüz olduğundan bahisle savcılığına suç duyurusunda bulunduk ve icra takibim başlattık, bu ödemeler bize gelmedi. Tarafımıza yapılmadı, demiştir.
Davalı vekili duruşmadaki beyanında; meslektaşımın dava dilekçesinde belirtilmeyen şimdiki beyanları bu dava ile ilgili değildir, cevap dilekçemizi aynen tekrar ederiz, davacıdan lojistik hizmeti aldığımız doğrudur, lojistik sözleşmesi ve diğer benzer sözleşmelerde lojistik hizmeti veren firma tarafından bu hizmeti alan firmaya taşınan eşyanın, emtianın alıcısına teslim edildiğine dair belge getirmesi halinde ve faturaya eklemesi halinde borcu ödeme yükümlülüğü doğmaktadır, davacı tarafa teslim edilen bir kısım emtialar kayıptır, düzenleyip gönderdiği faturaların ekinde bu emtiaların teslimine ilişkin herhangi bir kayıt bulunmamaktadır, bu nedenle tarafımızdan kabul edilmeyip, süresinde itiraz edilmiştir, dolayısıyla borç doğmamıştır, alıcılar emtianın kendilerine teslim edilmemesi nedeniyle bize borç faturası kesmişlerdir, bizim sözleşmeye göre bunu davacı taşıyandan talep etme hakkımız vardır, biz de buna ilişkin fatura düzenleyip davacı tarafa gönderdik, bir itiraza uğramadık ve alacağımız kesinleşti, takas mahsup nedeniyle bir borcumuz yoktur, dava hak düşürücü süre içinde açılmamıştır, demiştir.
Tarafların bildirdiği delil ve belgeler, icra dosyası getirtilerek dosya içerisine alınmış; tarafların ticari defter ve kayıtları incelenmek suretiyle bilirkişi heyetinden rapor alınmıştır.
Davalının ticari defter ve kayıtları üzerinde yapılan inceleme sonucu alınan bilirkişi raporunda sonuç olarak; davalı tarafın ticari defter ve belgelerinin usulüne uygun olarak tutulduğu, sahibi lehine delil taşıdığı, dava konusu yedi adet davacı tarafça düzenlenen “teslim edilmeyen mal bedeli” konulu 60.971,48-TL tutarlı faturaların ticari defterlerde kayıtlı olduğu, davacının alacaklı olduğunu iddia ederek icra takibine konu ettiği 56.808,17-TL bedelli navlun – taşıma bedeli faturasının davalı ticari defterlerinde kayıtlı olmadığı, davalının ticari kayıtlarına göre davacı yandan, takip tarihi itibariyle 37.392,69-TL tutarında alacaklı olduğu, davalının ticari kayıtlarına almadığı 56.808,17-TL bedelli taşıma faturasını taşımacılık uygulaması ve teammüllerine uygun olmadığı, bu nedenle davalının bu faturayı kayda almamasının yerinde olduğu, davalının toplam 60.971,48-TL tutarlı yedi adet fatura bakımından ise, davacının bu faturalara konu malları taşımaya alınmasına rağmen gönderilene (alıcıya) teslim edilmediği iddiası karşısında davacının teslim ettiğini ispat etmesi gerektiği, aksi takdirde davalının bu faturaları düzenlemesinin taraflar arasındaki ticari sözleşmeye uygun olduğu, buna karşın davalının söz konusu malları taşımaya verdiğini, sevk irsaliyesi veya sair bir teslim belgesi ile ortaya koyması gerektiği, aksi takdirde taşımaya verdiğini kanıtlayamadığı, malın alıcısına teslim edilmemesi sebebiyle fatura düzenlemesinin taşıma teammülleri ve sözleşmeye uygun görülmeyeceği, davalının taşımaya verdiğini kanıtlayamaması halinde 60.971,48-TL – 37.392,69-TL = 23.578,79-TL alacaklı olabileceği aksi takdirde davalının fazladan ödeme yaptığının değerlendirilmesi gerektiği rapor edilmiştir.
Aynı bilirkişi heyetinden davacının ticari defter ve kayıtları incelenmek suretiyle alınan ek raporda sonuç olarak; davacının 2014 yılı ticari defterlerinin usulüne uygun tutulmaması nedeniyle sahibi lehine delil olma vasfının bulunmadığı, davacının 2015 yılı ticari defterlerinin usulüne uygun tutulması nedeniyle delil olma vasfının bulunduğu, dava konusu yedi adet davalı tarafça düzenlenen “teslim edilmeyen mal bedeli” konulu 60.971,48-TL tutarlı faturaların ticari defterlerinde kayıtlı olduğu, davalının 60.971,48-TL tutarlı yedi adet fatura bakımından söz konusu malları taşımaya verdiğini sevk irsaliyesi ile kanıtladığı, ancak davacının bu irsaliyelere konu malları alıcılara teslim ettiğini kanıtlaması gerektiği, davalının davacı tarafça yürütülen taşımalar için fazladan ödeme yaptığının değerlendirilmesi gerektiği, rapor edilmiştir.
Davacı vekili duruşmadaki beyanında; İtiraz dilekçemizi tekrar ederiz, davamızın bu davada takas mahsup talebi yoktur. Malların teslim edilmediğine dair üçüncü kişi ya da davalı tarafça açılmış bir dava bulunmamaktadır. Ayrıca sözleşme de davalı şirket ile ilgisi olmayan dava dışı bir şirketle yapılmıştır, tüm eski beyanlarımızı tekrar ederiz, ayrıca huzurdaki dava sözleşmeye dayanarak açılmış bir dava değildir. Ayrıca davalı yanca taşınmak üzere teslim edilen malların taşınmadığına ilişkin davalının zararına uğradığına ilişkin bir dava bulunmamaktadır. Davamızın kabulüne karar verilsin, demiştir.
Davalı vekili duruşmadaki beyanında; Bu şirketlerden biri ile yapılmış olup … da …. grubuna dahildir. Bu taşıma işi hiçbir itiraz olmaksızın aynen yapılmıştır. Buna davacının veya bizim tarafımızın bir itirazı bulunmamaktadır. Davayı da bu sözleşmeye dayanarak açmışlardır. Şimdi böyle iddiada durmaları hukuken bir sonuç doğurmaz, bilirkişiler bütün belgeleri taşımacılık kosunusundaki teamülleri dikkate alarak değerlendirmişlerdir. Davacı taraf malları teslim ettiğine dair belgeleri sözleşme gereği tarafımıza ibrazla yükümlüdür. Aksi takdirde müvekkilimin faturayı kabul etmeme hakkı vardır. Biz bilirkişilere dava konusu malların davalıya taşınmak üzere teslim edildiğine dair irsaliyeleri sunduk, ayrıca biz savunmamızı davaya cevap dilekçemizi yasal süresinde bildirdik. Ayrıca davacının iddia edildiği şeklinde dava açılmasına gerek yoktur, biz davanın reddini istiyoruz, bu aşamada alacak talebimiz yoktur, önceki beyanlarımızı tekrar ederiz, dava konusu navlun faturalarına teslim edilen yüklerin muhataplarına teslim edilmemesi nedeniyle alacaklı olmadığını belirterek yasal süresinde itiraz ettik ve bu faturaları davacı tarafa iade ettik, bu nedenle faturaya itiraz etmediğimiz ve kabul ettiğimiz iddiaları doğru değildir. Davanın reddine karar verilsin, demiştir.
Toplanan deliller, taraf beyanları, alınan bilirkişi raporları bir bütün olarak değerlendirildiğinde; davacının taşıma sözleşmesi gereğince taşıma hizmetini verdiği ve bu suretle alacaklı bulunduğunu taşınan malları alıcılarına teslim ettiğine dair belgeleri ibraz ederek kanıtlamak zorunda olduğu, davalının icra takibine itiraz dilekçesinde taşıma sözleşmesini inkar etmediği gibi takip tarihine kadar karşılıklı olarak düzenlenmiş faturalardan doğan borç ve alacakların mahsubu neticesinde ödenmesi gereken bakiye borcu bulunmadığını, aksine düzenlenen ve tebliğ edilmeyen faturalar nedeniyle davacıdan alacaklı bulunduğunu beyan ettiği, bu beyanını, davaya cevap dilekçesinde de ileri sürdüğü, davalının … şirketler topluluğunun bir üyesi olduğu, ana şirketin dava dışı …Ticaret A.Ş. olduğu, davacı ile akdedilen çerçeve niteliğindeki Lojistik Hizmet Sözleşmesi (davalı tarafından cevap dilekçesi ekinde dosyaya sunulmuştur) hükümleri çerçevesinde sözleşmenin taraflarının dava dışı ana şirket olan … Ticaret A.Ş. olduğu, dava dışı bu şirketin müşteri ve tedarikçilerinden teslim alınan ürünleri bildirilen noktalara taşınması ve teslim edilmesi, yükleme, boşaltma, personel tedariki ve diğer lojistik hizmetlerinin davacı tarafından sunulmasının kararlaştırıldığı, bu sözleşme kapsamında yapılan taşıma hizmetinin davalıya verildiğinin taşıma senedi veya buna eşdeğer belgelerle kanıtlanması gerektiği, davalının, arada bir cari hesap sözleşmesi bulunmamasına rağmen sözleşmenin devamlılığı çerçevesinde alacak ve borç kayıtlarını usulüne uygun olarak tuttuğu, bu doğrultuda, davacıya teslim edilen ürünlere dair kayıt ve belgelerin irsaliye fişlerinin bulunduğu, davalının ise sunduğu taşıma hizmeti çerçevesinde ücrete hak kazanabilmesi için alıcılara taşınan ürünlerin ve malların teslim edildiğini kanıtlaması gerektiği, taşıma teammülleri ve taraflar arasındaki sözleşmenin 6.5 maddesi gereğince fatura ekinde irsaliyelerin müşteri kaşeli ve imzalı suretinin taşıyıcı olan davacı tarafından gönderici yahut taşıtan niteliğindeki davalıya sunulması gerektiği, müşteri tarafından teslim alındı kaşe ve imzası bulunmayan irsaliyelere ait hizmet bedelinin davalıdan talep edilemeyeceği anlaşılmış; tüm bu nedenlerle davacının davalı hakkında başlatmış olduğu icra takibinin haksız olduğu kanaatine varılarak davanın reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere;
1-Davacının davasının reddine,
2-Davalı taraf vekille temsil olunduğundan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap ve taktir olunan 7.685,81-TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalıya verilmesine,
3-Davacı tarafça yapılan yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına, lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
4-Davalı tarafça yapılan 126,00-TL yargılama giderinin davacıdan alınıp davalıya verilmesine,
5-Taraflarca yatırılan avansın kullanılmayan kısmının, karar kesinleştiğinde, istek halinde ilgili tarafa iadesine,
6-Alınması gerekli 44,40-TL karar harcının peşin alınan 805,44-TL harçtan mahsubu ile fazla alınan 761,04- TL’nin karar kesinleştiğinde ve istek halinde davacıya iadesine
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı, kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 HAFTA içerisinde mahkememize ve bulunulan yer Asliye Ticaret mahkemesine dilekçe ile başvurmak koşuluyla istinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 26/03/2019

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır