Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/1246 E. 2020/299 K. 09.09.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2016/1246 Esas
KARAR NO : 2020/299

DAVA :Tazminat (Rücuen Tazminat)
DAVA TARİHİ :21/12/2016
KARAR TARİHİ :09/09/2020

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Rücuen Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili asıl davada dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirkete ZMMS sigortalı, davalının maliki ve işleteni olduğu … plakalı aracın 08.01.2016 tarihinde istiap haddini aşmış bir şekilde doldurduğu minibüsü alkollü olup olmadığı tam olarak tespit edilememiş bir şekilde kullandığı sırada 8/8 kusurlu hareketi ile …’a ait dükkanın hasarlanmasına sebebiyet verdiğini, tespit edilen 18.500,00-TL zararın 04.02.2016 tarihinde tazmin edildiğini, ZMMS Genel Şartları 4/d maddesine göre aracın alkollü kimseler tarafından kullanılması esnasında meydana gelen zararların tazmin edildikten sonra rücuen işletenden talep edilebileceğini, sürücünün ayrıca KTK 47/1-d ve 65/1-a maddelerini ihlal ederek istiap haddi aşarak kazanın ve zararın oluşmasına sebebiyet verdiğini, 28.03.2016 tarihli yazı ile başvurulmasına rağmen herhangi bir ödeme yapmadığını, ticari avans faizi ile tahsili için dava ikame etme gereği doğduğunu, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla … plakalı araca ihtiyati tedbir konulmasına, 18.500,00 TL tazminatın tazmin tarihi olan 04.02.2016 tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, yargılama masrafları ve ücreti vekâletin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Birleşen Mahkememizin 2017/412 Esas sayılı dava dosyasında davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirkete ZMMS poliçesi ile sigortalı, davalının maliki ve işleteni olduğu … plakalı aracın 08.01.2016 tarihinde kanun ve yönetmeliğe aykırı olarak istiap haddini aşmış bir şekilde doldurduğu minibüsü alkollü olup olmadığı tam olarak tespit edilememiş bir şekilde kullandığı sırada 8/8 kusurlu hareketi ile …’ın malul kalmasına sebebiyet verdiğini, maluliyet zararının 51.792,16 TL tespit edilerek 13.10.2016 tarihinde ödendiğini, ZMMS Genel Şartları 4/d maddesine göre aracın alkollü kimseler tarafından kullanılması esnasında meydana gelen zararların ve A.5.8. maddesine göre aracın ruhsatında belirtilen taşıma haddinden fazla yük ve yolcu taşıması sırasında meydana gelen ve münhasıran istiap haddinin aşılmasından kaynaklanan zararların sözleşen/işletenden rücuen talep edilebileceğini, davalının ayrıca KTK 47/1-d, 65/1-a maddelerini ihlal ederek kazanın ve zararın oluşmasına sebebiyet verdiğini, 11.11.2016 tarihli yazı ile başvurulmasına rağmen herhangi bir ödeme yapılmadığını, ödenen tazminatın ticari avans faizi ile birlikte tahsili için davayı ikame etme gereği doğduğunu, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla … plakalı aracın trafik kayıtlarına ihtiyati tedbir şerhi konulmasına, tazmin edilen toplam 51.792,16 TL’nın tazmin tarihi olan 13.10.2016 gününden itibaren işleyecek ticari avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, yargılama masrafları ve ücreti vekâletin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Usulüne uygun davetiye tebliğ edilmesine rağmen davalı tarafın asıl ve birleşen davalarda cevap dilekçesi sunmadığı, duruşmalara iştirak etmediği anlaşılmıştır.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde;
Mahkememizce sigorta poliçesi, hasar dosyası, ceza dava dosyası, ödemelere ilişkin dekontlar ve davacı vekili tarafından sunulan tüm kayıt, belge ve deliller dosya arasına alınmış incelenmiştir.
Asıl ve birleşen dava, ZMMS poliçesi kapsamında üçüncü kişilere yapılan ödemenin araç işleteninden rücuen tazmini istemine ilişkindir.
Asıl ve birleşen davada davacı, 08/01/2016 tarihinde meydana gelen trafik kazasında kazaya sebebiyet veren … plaka sayılı minibüs sürücüsünün olayda alkolün etkisi ve istiap haddinin aşılarak fazla yolcu taşınması vakıalarına dayanarak sürücünün kusurlu olduğunu, bu nedenle üçüncü kişilere ödemiş olduğu sigorta tazminatının araç işleteninden (sigorta ettiren) rücusu istemiyle işbu davayı açtığı anlaşılmıştır. Davalı, cevap dilekçesi sunmamış, duruşmalara iştirak etmemiş, yasal olarak bu vakıaları inkar eden konumundadır.
Uyuşmazlık, kazanın hangi nedenle meydana geldiği, davacının dayandığı vakıaların kazada etkili olup olmadığı, bu kapsamda ZMMS poliçesi uyarınca rücuen tazminat koşullarının bulunup bulunmadığı konularında toplanmaktadır.
Uyuşmazlığın çözümü açısından dosya biri nörolog (münhasıran alkolün etkisi altında araç kullanma), biri İTÜ’ de görevli makine mühendisi (istiap haddi / fazla yolcu taşınması) ve biri sigorta uzmanından (rücuen tazminat şartlarının tespiti) oluşan üçlü bilirkişi heyetine tevdi edilmiş, bilirkişi heyeti tarafından düzenlenen 20/12/2018 tarihli raporda; ”
DEĞERLENDlRME;
A-ALKOL YÖNÜNDEN NÖROLOJİK İNCELEME VE DEĞERLENDİRME: Davalı …’nin maliki olduğu … plakalı minibüs sürücüsü …’den 08/01/2016 tarihinde saat 08:10 da yaptığı kazadan sonra … İlçe Emniyet Müdürlüğünce 09/01/2016 tarihinde sevk edildiği … Eğitim Araştırma Hastanesinde alkol ölçümü amacıyla 09/01/2016 saat 10:40’ta kan alınarak 10/01/2016 tarihinde İstanbul Adli Tıp Kurumuna gönderilmiştir. Yani alkol ölçümü için kaza anından 26 saat 30 dakika sonra kan örneği alınmıştır. Bu ölçüm sonucu dosyada mevcut değildir. Kaldı ki alkol alımı kesildikten 24 saat geçtikten sonra alınan kanda; alkol vücutta metabolize olarak giderek azalarak yok olduğundan tespit edilemez. Ancak minibüste yolcu olarak bulunan yolculardan hiçbiri tanık olarak sürücünün alkollü olduğunu beyan etmemişlerdir. Trafik kazası tespit tutanağında da sürücünün alkollü olduğuna dair herhangi bir not yoktur. Alkol etkisiyle güvenli sürüş yeteneğini kaybedip kaybetmediğine dair doktor muayene raporu da yoktur. Bu durumda sürücü …’nin kaza anında alkollü olduğunu söylemek mümkün değildir.
Güvenli araç sürüş yeteneğinin kaybı; araç kullanan bir kişinin yolda uzun süre yol almaya ve yolda karşılaşabileceği trafiğe özgü ani ve güç sorunların üstesinden gelmeye artık muktedir olmayan bir sürücü düzeyine inmiş olmasıdır. Bu durumdaki bir sürücü artık trafik güvenliğini tehlikeye sokacak durumdadır. Trafik güvenliğini tehlikeye sokma durumu için alkollü olmak yeterli olmayıp alkol etkisiyle güvenli sürüş yeteneğinin kaybedilmiş olması gerekmektedir.
Keza bir kazanın münhasıran alkole bağlı olarak meydana geldiğini söyleyebilmek için de sürücünün alkollü olması hatta yüksek oranda alkollü olması yeterli olmayıp; alkol etkiyle güvenli sürüş yeteneğini kaybetmiş olması ve ayrıca kazanın meydana gelmesinde alkol dışında başka herhangi bir faktörün ( yol, iklim, araç vb. ) rol oynamamış olması gerekir (Alkolsüz sürücüler de asli ve tam kusurlu olarak kaza yapabileceğinden sürücünün asli ve %100 kusurlu olması durumunda dahi kazanın münhasıran alkole bağlı olarak meydana geldiği söylenemez).
Saptanan alkol seviyesine bireyin yanıtını; yaş, cins, vücut ağırlığı, sahip olunan enzimatik aktivite, genel sağlık durumu ve beraber kullanılan ilaçlar vb. gibi birçok değişken etkilemektedir. Alkol seviyesine göre bulguların ortaya çıkma eşiğinde sayılan etkenlere bağlı olarak değişebilen derecelerde farklılıklar görülmekle birlikte düşük konsantrasyonlardan itibaren alkol düzeyinin artışı ile paralel olarak artan derecelerde gevşeme, dikkat azalması, cesaretlenme, çevresel uyarıların algılanmasında yavaşlama, göz ve beyin arasında iletişim süresinde uzama, algılanan çevresel uyarıların beyinde işlenmiş veriler haline dönüşmesinde gecikme dolayısıyla uyarılara karşı reaksiyon zamanında uzama, beyinciğin etkilenmesi suretiyle denge ve koordinasyonun olumsuz etkilenmesi, ani karar verebilme, direksiyon ve fren kontrolü gibi birden fazla hareketi bir anda yapabilme kabiliyetinde azalma, uyarıları erken tespit edip doğru tepkiler verme, istemli göz hareketleri, gözün takip yeteneği, karanlığa adaptasyon, hız ve mesafe tayini gibi becerilerde olumsuz yönde etkilenme, istemsiz göz hareketlerinin ortaya çıkması, uykuya meyil gibi belirtilerin oluştuğu; bu durumdaki bir sürücünün risk alma eğiliminin arttığı, sürüşle ilgili becerilerinde azalma olduğu ve kaza olasılığının arttığı bilimsel olarak kabul edilmektedir.
Sonuç olarak alkollü bir şekilde trafikte seyreden bir sürücünün alkol konsantrasyonu hangi seviyelerde olursa olsun 0,30 promil’den (30 mg/ml) itibaren bireysel farklılıklar göstermekle birlikte trafik güvenliği açısından değişen derecelerde risk oluşturabileceği; ancak bu durumun tehlike arz edecek düzeyde olup olmadığı, dolayısıyla sürücünün tesiri altında bulunduğu alkol seviyesinde araç kullanması halinde güvenli sürüş yeteneğini kaybedip kaybetmediği bireyin o andaki sürüş yeteneğini belirleyebilecek dikkat, algı, denge, refleks, psikomotor ve nöromotor koordinasyon gibi nörolojik; nistagmus, akomodasyon, görme gibi oftalmolojik ve genel durumun tespiti için detaylı dahili muayenesine ait tıbbi verilerin değerlendirilmesi ile mümkün olabileceği; ancak böyle bir tespit yapılmamış olsa bile bireysel farklılıkların ortadan kalktığı 1,0 promil’den (100 mg/dl) yüksek saptanan alkol düzeyinin güvenli sürüş yeteneğini kaybettireceği bilimsel olarak kabul edilmektedir.
Bu durumda Adli Tıp Kurumu 5. İhtisas Kurulunun bu konudaki kararlarına göre de alkol etkisiyle güvenli sürüş yeteneğinin kaybedildiğine; 1,0 promil ( 100 mg/dl ) üzerinde tespit yapılmış olması ile ( Bu durumda doktor muayenesi de şart değildir); 0,31 promil ( 31 mg/dl ) ile 1,0 promil ( 100 mg/dl ) arasındaki tespitlerde ise bireysel farklılıklar nedeniyle alkol düzeyi yeterli olmayıp doktor muayenesi ile karar verilebilecektir. 0,30 promil (30mg/dl) ve altındaki değerlerde ise güvenli sürüş yeteneğinin bozulmadığı kabul edilmektedir.
Somut olayda … plakalı minibüs sürücüsü …’nin 08/01/2016 tarihinde yaptığı kaza anında alkollü olduğu tespit edilememiştir. Dolayısıyla kazanın münhasıran alkole bağlı olarak meydana geldiğini söylemek mümkün değildir.
B-İSTİAP HADDİ YÖNÜNDEN İNCELEME ve DEĞERLENDİRME:
Dosya münderecatındaki belge ve bilgiler incelendiğinde;
Olayla ilgili olarak davacı … Şti. tarafından; maddi hasar için …, sürekli sakattık için …, …, …, ölüm için … numaralı hasar dosyaları açıldığı,
Kazazede yolcu …’ın maluliyeti için açılan … sayılı hasar dosyası kapsamında Aktüer … tarafından hazırlanan 07.09.2016 tarihli “Sürekli Sakatlık Tazminatı Raporu’nda; maluliyet oranın %15, sigortalının kusur oranı %100, 1.300,99 TL aylık asgari net ücret, TRH 2010 tablosu, %1,8 teknik faiz oranı verileri ile toplam 54.518,06 TL tazminat hesaplandığı,
… Bankası A.Ş. “Dekont”una göre; 14.10.2016 tarihinde …’ın … Bankası A.Ş. hesabına 51.792,00 TL ödendiği,
…’ne hitaben hazırlanan 11.11.2016 tarihli yazıda özette; ödenen 51.792,00 TL tazminatın ZMS Genel Şartları’nın 4/e (aşırı yüklü araç kullanma) maddesi gereği tahsili gerektiği belirtilerek faizi ile birlikte en geç 15 gün içinde faizi ile ödenmesinin talep edildiği,
…’a ait işyerinde meydana gelen maddi hasar için açılan … numaralı hasar dosyası kapsamında görevlendirilen Eksper … tarafından hazırlanan 01.02.2016 tarihli “Ekspertiz Raporu”nda; işyerinin 08.01.2016 tarihinde incelendiği, muallak hasarın 30.000,00 TL, onarım süresinin 10 iş günü olduğu, dükkan vitrin camları, otomatik kepenk ve kenar kaplamaları, doğalgaz tesisatı, tavan ray demirleri, yıkılan duvarın örülmesi ve malzemesi, zemin granit işlemleri, elektrik tesisatı işçiliği olmak üzere genel onarım işçilik bedelinin KDV hariç 18.500,00 TL olduğunun belirtildiği,
… tarafından hazırlanan 12.01.2016 tarihli onarım teklifinde; vitrin camları, otomatik kepenk ve kepenk kenar kaplamaları, doğalgaz tesisatı, tavan ray demirleri, yıkılan duvarın örülmesi, kaplaması, boya ve badana giderleri, zemin işlemleri, elektrik işlemleri, malzeme ve işçilik dahil anahtar teslim 18.500,00 TL olduğu, … Yapı Malzemeleri … tarafından hazırlanan 12.01.2016 tarihli onarım teklifinde; bedelin anahtar teslim 24.000,00 TL olduğu,
… Tic. Ltd. Şti. tarafından hazırlanan onarım teklifinde; onarım bedelinin 26.000,00 TL olduğu,
Polis memurları tarafından tanzim olunan 09.01.2016 tarihli “Görgü ve Tespit Tutanağı”nda; dükkanın otomatik kepenginin çalışmadığı, dükkanın girişine göre sağ yan duvarın yıkıldığı, dış cephede bulunan doğalgaz borularının eğildiği, girişe göre sağ ön bölmede bulunan camın darbeden dolayı çatladığı, dükkanın cam kapısının sıkıştığı, dükkan içerisindeki asma alçıpan tavanın darbeden dolayı çatladığının görüldüğünün belirtildiği,
Davacı vekili tarafından hazırlanan bila tarihli dilekçede; …’un hesabına 04.02.2016 tarihinde 18.500,00 TL ödeme yapıldığı beyan edilerek ödemeye ilişkin dekontun ilgili bankadan celbinin arz ve talep edildiği,
…’ne hitaben hazırlanan 28.03,2016 tarihli yazıda özetle; ödenen 18.500,00 TL tazminatın ZMS Genel Şartlarının 4/d (alkollü araç kullanma) maddesi gereği tahsili gerektiği belirtilerek faizi ile birlikte en geç 15 gün içinde faizi ile ödenmesinin talep edildiği,
Olaydan sonra … plaka numaralı minibüs için trafikten men tutanağı düzenlendiği, Beyanlara göre;
1990 doğumlu ve olay günü 26 yaşında olan sürücü …’nin özetle; aracın amcasının oğlu …’ne ait olduğu, kendisinin ve başka şoförlerin kullandığını, araçta yaklaşık 30 kişi olduğunu, yokuş aşağı doğru inerken aracın hızlanmaya başladığını, frene bastığında frenin tutmadığını anladığı, vites küçülterek yavaşlatmaya başladığını, bir yere çarparak durdurmayı düşündüğünü, sol tarafın uçurum olduğunu, sağ tarafta boş bir binayı gözüne kestirip çarptığını ve durduğunu, yokuş aşağı indiği sırada yavaşlamak için frene bastığını ancak frenin boşaldığını, aracın hızla inmeye başladığını, boş binaya çarpmak durumunda kaldığını, aracın bakımının 2-3 gün önce frenler dahil yaptırdığını,
1978 doğumlu ve olay günü 38 yaşında olan davalı …’nin özetle; … plakalı aracın adına ruhsatlı olduğu, ticari yolcu minibüsü olarak kullandıklarını, amcasının oğlunun kaza yaptığını duyduğunu, aracı şoförlere teslim ettiğini, her türlü bakımı, önlemi yaptığını, eksikliklerinden dolayı ceza kesilip kesilmediğini bilmediğini,
Müteveffa yolcu …’nün özetle; şoförün hızlı kullandığını, arabayı duvara vurduğunu, minibüsün ortasında ayakta olduğunu, ayaktaki yolcuların üzerine düştüğünü,
ATK 1. Adli Tıp İhtisas Kurulu’nun 26.10.2016 tarihli raporunda; kişinin ölümü arasında maruz kaldığı trafik kazası ile illiyet bağı bulunduğunun oybirliği ile mütalaa olunduğunu,
Yolcu …’in özetle; rampaya geldiklerinde birden hızlanmaya başladığını, bir ara minibüsün stop ettiğini, şoförün bayır aşağı giderken vurdurarak çalıştırdığını, minibüsün kalabalık olduğunu,
Yolcu …’ın özetle; şoförün bir anda “Allah Allah” diye bağırdı esnada yokuş aşağı minibüsün hızlanmaya başladığını, minibüsün kalabalık olduğunu,
Yolcu …’un özetle; yokuş aşağı inerken şoförün “Allah Allah” diye bağırmaya başladığını, duvara çarptıklarını,
Yolcu …’nün özetle; şoförün arabayı hızlı kullandığını, “Ya Allah” diye bağırmaya başladığını, duvara vurduğunu,
Yolcu …’ın özetle; minibüsün çok dolu olduğunu, bayır aşağı çok hızlı indiklerini, frenin boşaldığını, duvara tosladıklarını,
Yolcu …’in özetle; minibüsün çok dolu olduğunu, dik rampadan düz bir yere geldiklerini, şoförün tekrar yolcu almak istediğini, daha sonra arabanın hızlanıp kontrolden çıktığı, 200-250 metre hızlı bir şekilde gittiği ve duvara bindirdiği,
Yolcu …’ın özetle; minibüsün çok kalabalık olduğu, bayır aşağı indikleri, şoförün “Ya Allah” deyip ağlamaya başladığını, kontağı açıp kapattığını, frene basmaya başladığını,
Yolcu …’ın özetle; araçta çok yolcu olduğunu, nefes alamayacak hale geldiği, yokuş aşağı inerken pat diye bir ses duyduğunu, frenin patladığını anladığını, şoförün birden “Ya Allah” diye bağırmaya başladığı, çiçeklik bir yere, sonrada bir duvara çarptığı,
Yolcu …’ın özetle; minibüsle yokuş aşağı inerken şoförün “freni tutamıyorum” dediğini hatırladığını,
Yolcu …’ün özetle; şoförün düzlükten aşağıya doğru hızlı inmeye başladığını,
Yolcu …’in özetle; minibüsün çok kalabalık olduğunu, etrafı göremediğini, yokuşun başında şoförün “Allah” diye bağırışını duyduğunu, aracı hızlı kullandığını, yokuşun başında daha da hızlandığını,
Yolcu …’ın özetle; şoförün “Allah” dediğini duyduğunu,
Yolcu …’ın özetle; minibüsün çok kalabalık olduğunu, şoförün birden paniklediğini ve “Allah Allah” diye bağırmaya başladığını, frenin patladığını anladığını, şoförün arabayı durduramadığını, aracı stop ettiğini, boşa çıkarttığını, aracın daha da hızlanıp duvara çarptığını,
Yolcu …’ın özetle; yokuşa geldikleri zaman şoförün “Ya Allah Bismillah” dediğini duyduğunu, duvara çarptıklarını,
Yolcu …’ın özetle; yokuş aşağı giderken frenin boşaldığını, şoförün “Allah Allah” diye minibüsü duvara vurduğunu,
Yolcu …’in özetle; minibüsün çok dolu olduğunu, rampa aşağı inerken frenin boşaldığını, şoförün de söylediğini, bir binaya çarparak durduğunu,
Yolcu …’m özetle; minibüsün çok dolu olduğunu, giderken şoförün telaşlandığını, frene basmasına rağmen durduramadığını, vitesi küçültemediğini, boşa aldığını, daha da hızlandığını, “Allah Allah” diye 3 kere söylenip binaya çarptığını, aracı durdurabileceği başka yerlerin olduğunu,
Yolcu …’ın özetle; minibüsün çok kalabalık olduğunu, şoförün çılgınca “Allah Allah” diye bağırmaya başladığını, iyice hızlandığını ve duvara çarptığını,
İşyeri sahibi …’un özetle; aracın çarptığı dükkanın sahibi olduğunu, yeni yapılmış olan dükkanın duvarını kırarak dükkanın içerisine girdiği, yaptığı araştırmada otomatik kepengin kırıtarak çalışmaz hale geldiği, dükkanın içerisinde bulunan ön vitrin camının kırılmış olduğu, ön cephede bulunan cam cephesinin boydan boya kırılmış olduğu, yerdeki seramiklerin kırılmış, asma tavanda çatlakların olduğunu tespit ettiği, maddi zararının ortalama 30.000,00 TL civarında olduğunu beyan ettikleri,
Olay yerine intikal eden Polis Memurları tarafından tanzim olunan kaza tutanağına göre; meskun mahalde vaktin gündüz, havanın açık, … caddesi yolunun 8,10 metre genişliğinde, asfalt kaplama, tek yönlü, düz ve 7 derece eğimli, zeminin ıslak-nemli, Zerdali çıkmazı yolunun 5,3 metre genişliğinde olduğu, mahalde kavşak, kaldırım, aydınlatma bulunduğu, yoldan kaynaklanan sorun, görüşe engel sorun, trafik levhası bulunmadığı, sürücü …’nin (B) sınıfı sürücü belgesine haiz olduğu, … plakalı minibüsün fenni muayenesinin en son 12.10.2013 tarihinde yapıldığı ve 13.10.2014 tarihinde bittiği. sürücünün … önünden geçerken zeminin ıslak olması nedeniyle direksiyon hakimiyetini kaybederek binanın duvarına çarptığı, kazanın oluşumunda sürücünün KTK 47/1-d ve 65/1-a kurallarını ihlalden kusurlu olduğu görüş ve kanaatine yer verildiği,
… plaka numaralı minibüs için 04.08.2015-26.11.2015 tarihleri arasında 6 kez KTK 34 maddesi gereği (muayene süresinin geçirilmesi) idari para cezası uygulandığı,
… adına düzenlenmiş üç adet bakım faturası sunulduğu, ceza yargılaması sırasında tamirhane sahibinin dinlendiği,
Olay anını gösteren kamera görüntülerinin mevcut olduğu,
Hazırlık tahkikatı sırasında olay yerinde ve minibüs üzerinde gerçekleştirilen keşif icrası sonrası İ.T.Ü. Makina Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. … tarafından hazırlanan 11.02.2016 tarihli bilirkişi raporunda; taşıtın sol yan orta alt kısmında bulunan hidrolik ve pnömatik sistem tank ve haznelerinin sağlam oldukları, v hidrolik ünite kabının içinde yeterli seviyede yağın mevcut olduğu, imdat çekili vaziyette kontrol edilen arka tekerleklerden sağ arka tekerleğin kilitli vaziyette, sol arka tekerleğin ise serbest vaziyette döndüğü, sol arka tekerlek imdat tertibatının kaza öncesinde kesilerek iptal edilmiş bulunduğu, sağ arka tekerlek sisteminin bağlı bulunduğu, sağ ve sol tekerlek balatalarının pistonlar vasıtası ile asimetrik basmış ve aşınmış oldukları, sol tekerlek balatalarının asınmış olduğu, sağ tekerleklerden birinin perçin hizasına kadar asınmış, diğerinin yeni vaziyette olduğu, fren regülatörünün tümüyle iptal edilerek hattın direk bağlandığı, sistem elemanlarının bosta olduğu, fren sistemi kaliper hortumlarının sağlam oldukları, sağ ön tekerlek hortumunun kaza sırasında tekerlek ve kaliper/disk sisteminin yer değiştirmesi nedeniyle ani olarak koptuğu, her iki ön fren diskinin kaza öncesinde kullanılamayacak seviyede hasarlı ve aşınmış oldukları, disk üzerinde radyal çatlaklar bulunduğu. kaza sırasında darbe ile de bu çatlaklar nedeniyle kırılmış oldukları, toplu taşımaya mahsus edilmiş taşıtın fren sistemi üzerinde tekniğin ve fennin gerekleri dışında ciddi tehlike arz edecek tipte değişiklikler yapılmış olduğu, sürücünün tecrübeli olması nedeniyle yol durumu, yönetmelik hükümleri ve taşıt için belirlenen kapasiteyi bilmesine rağmen ayakta ve oturan olmak üzere taşıtı aşırı derecede yükleyecek şekilde yolcu almış olduğu, taşıtın fren sisteminin ve tüm elemanlarının güvenli seyir için trafiğe çıkmaya müsaade edilebilir durumun gerektirdiği şartlardan çok uzak olduğu, darbeden etkilenmesi nedeniyle debriyaj sisteminin kaza öncesi durumunun tam ve kesin tespitinin mümkün olmadığı, motor freni ile yavaşlatmak amacıyla sürücünün müteaddit kerelere taşıtı vitese geçirmeye çalışması istinaden debriyaj sisteminde de bir hata bulunduğu veya taşıtın düşük vitese geçirilmesi için çok hızlanmış bulunduğu, ihmallerin mevcut olduğu, taşıt aksamının vaziyeti dikkate alınarak taşıtın fazla yükünden dolayı zaten kifayetsiz durumda olan fren sisteminin yokuş aşağı vazifesini yeterli derecede yerine getirmediği, taşıtın stop etmesi halinde sürücünün yüksek vitesle vurdurarak taşıtı çalıştırmış olabileceği ve hızlanan taşıtı düşük vitese geçirip yavaşlatamadığı, stop etmemesi durumunda da durduğunda vitesi boşa aldıktan sonra kalkışta değil hareketli halde değiştirmeye kalktığında aynı hadiselerin geliştiği, bunun sonrasında direksiyon hakimiyeti dışında kontrollerini kaybettiği ve kazanın vuku bulduğu, vasıtanın altı kez muayene nedeniyle ceza yemiş ve trafikten men durumda olmadığı dikkate alındığında kolluk kuvvetlerinin de bu konuda ihmallerinin mevzubahis olduğu, sürücü …’nin KTK 47/d, 65/a ve 30. maddelerini ihlalden %30 oranında kusurlu, taşıt işletmecisi …’nin KTK 30. maddesine riayet etmemekten %40 oranında kusurlu, toplu taşımaya mahsus taşıtlara vetki veren ve dolayısı ile bu taşıtların denetiminden sorumlu kurum/kurulusların %20 oranında kusurlu, trafikten men etmeyen kurum/kurulusun %10 oranında sorumlu olduğu tespit, görüş ve kanaatine yer verildiği,
Ceza yargılaması sırasında ATK İstanbul Trafik İhtisas Dairesi tarafından hazırlanan 16.05.2016 tarihli raporda; sürücü …’nin seyrini mahal şartlarına göre ayarlamadığı, aracın içerisinde fazla yolcu taşıyarak yolcuların can güvenliğini tehlikeye attığı, aracın muayenesinin bulunmadığını dikkate almadığı, eğimli ve zemini ıslak olan yolda direksiyon hakimiyetini kaybederek yol kenarında bulunan saksılara, ardından kaldırıma çıkarak yol dışı kaldığı olayda dikkatsiz ve özensiz davrandığından eşdeğer kusurlu olduğu, minibüsün işletmecisi …’nin araç üzerinde gerekli denetimlerin yapıldığını kontrol etmesi, aracın güvenli şekilde yolcu taşıdığından emin olması gerekmesine rağmen dikkat etmediği, yolcuların can güvenliğini tehlikeye attığı, dikkatsiz ve özensiz davrandığından esdeeer kusurlu olduğu, 6 kez muayenesi bulunmadığı tespit edilmesine rağmen trafiğe çıkmasına izin veren kuruluşun tali kusurlu olduğu görüş ve kanaatine yer verildiği görülmektedir.
Dosya münderecatında bulunan belgelerin, beyanların incelenmesi sonucunda;
Olayın yukarıda olay özetinde belirtildiği şekilde meydana geldiği,
Kazaya karışan minibüs üzerindeki şasi numarası ile ZMS sigorta poliçesinde yazılı şasi numarasının kontrol edilmediği, hatlı minibüsün ikiz olup olmadığının bilinmediği,
Davacı … tarafından işyeri hasarı için ödenen maddi tazminat bedelinin inşaat mühendisi, … için ödenen maluliyet tazminatı bedelinin uygunluk denetiminin aktüerya uzmanları tarafından değerlendirilebileceği,
Kamu taşımacılığında kullanılan … plaka sayılı ticari minibüsün fren, debriyaj vb. akşamları bakımından trafiğe çıkmaya salih durumda olmamasına rağmen karayoluna çıkartılarak çalıştırıldığı, senelik periyodik fenni muayeneye girmesi durumunda özellikle fren sistemindeki aksaklıklar, eksiklikler ve olumsuz müdahaleler nedeniyle ağır kusurlu veya emniyetsiz araç kategorisinde olacağı, muayenesizlik nedeniyle altı kez ceza kesilmesine rağmen trafikten men edilmediği, 2918 sayılı karayolları Trafik Kanunu’nun 29, 30, 47/d, 51, 52/a,b, 65/a, Karayolları Trafik Yönetmeliği’nin 145/e, Karayolları Taşıma Kanunu’nun 6,7 maddelerinin ihlal edildiği, can ve mal güvenliğinin tehlikeye düşürüldüğü, hazırlık tahkikatı sırasında hazırlanan 11.02.2016 tarihli bilirkişi raporu ile açıkça tespitlerin yapıldığı, kusur izafelerinin yüzdesel dağılımlarına tamamen iştirak edildiği,
… plaka numaralı vasıtanın, … marka, … tipinde, 2003 model, Mavi-Krem renkli (M2) sınıfı minibüs olduğu, yolcu kapasitesinin 14 olduğu, olay sırasında sürücü dahil değişik yaşlarda toplam 31 yetişkin bulunduğu, ön aksın tek tekerlekli, bağımsız salıncaklı ve torsiyon çubuklu süspansiyonlu, arka aksın çift tekerlekli, rijit sabit ve parabolik makaslı süspansiyonlu, debriyaj sisteminin tek kuru diskli, hidrolik takviyeli, şemsiye tip baskı plakalı, fren sisteminin hava takviyeli hidrolik, bağımsız devreli ağır hizmet tipi, ön disk, arka simpleks tip kampanalı, vites mekanizmasının 5 ileri 1 geri kademeli tam senkromeçli mekaniz tip, tekerleklerin 215/75R17 ölçü ve tipinde oldukları,
Boş ağırlığın 3.600 kg, dolu ağırlığın (azami yüklü ağırlık) 4.660 kg, ön aks kapasitesinin 2.600 kg, arka aks kapasitesinin 3.300 kg, müsaade edilen azami ağırlığın 5.500 kg olduğu, olay anında her biri yanlarındaki yük, çanta vb. eşya yükü sahil ortalama 80 kg kabul edilen toplam 31 yetişkinin (31kişix80kg=) 2.480 kg ağırlık yaratacağı, minibüsün kendi boş ağırlığının ilavesi İle (3.600 kg+2.480 kg=) 6.080 kg ağırlığın söz konusu olduğu, imalatçı firmanın teknik açıdan izin verdiği azami ağırlığın (6.080 kg-5.500 kg=) 580 kg aşılmasına rağmen taşıtın gövdesinin ve içerisindeki yolcuların yayılı yük oldukları kabul edildiğinde ön ve arka aks kapasiteleri açısından (2.600 kg+3.300 kg=) 5.900 kg’ın (6.080 kg-5.900 kg=) 180 kg aşıldığı, ayrıca koltuk kapasitesinin 16 kişi aşıldığı, lastik marka ve yük indeksi tespiti bulunmamasına rağmen bu tip taşıtlarda genellikle 111 ve 113 kodlu radyal pnömatik tekerleklerin kullanıldığı, bir lastiğin taşıyabileceği azami ağırlığın 111 hız endeksine göre 1.090 kg, 113 hız endeksine göre 1.150 kg olduğu, ön aksta iki adet, arka aksta dört adet olmak üzere toplam 6 adet lastik bulunduğu, dolayısıyla lastiklerin 111 hız endeksine göre azami (6×1.090 kg=) 6.540 kg, 113 hız endeksine göre (6×1.150 kg=) 6.900 kg yüke kadar sorunsuz patlamadan dayanabilecekleri, olay anındaki 6.080 kg toplam yükün bu değerlerin altında kaldığı, yük indeksi değerlerinin aşılmadığı, diğer bir ifade ile taşıtın olay anındaki toplam ağırlığının altı lastiğin taşıyabileceği azami ağırlıktan az olduğu, nitekim hasarlı halde dahi hiçbir lastiğinin patlamadığı, ön veya arka aksının, dingillerin kırılmadığı, duvara çarpma nedeniyle bilirkişi raporunda belirtilen maddi hasarların üzerinde belirginleştiği,
Bakım ve onarmaları fen ve sanat kaidelerine uygun olarak yapılan, zamanında yenileri ile değiştirilen frenlerin patlamasının beklenemeyeceği, herhangi bir akşamı kusurlu olan, teknik şartlara uygun olmadığı bilinen ve dolayısıyla trafiğe salih durumda bulunmayan bir taşıtın kusuru giderilmeden trafiğe çıkarılmaması gerektiği,
Teknik acıdan önlenebilir nitelikteki hadisede münhasıran hem sayı hem de ağırlık olarak fazla yolcu taşınmasının-istiap haddinin aşılmasının etkili olduğundan bahsetmenin mümkün olmadığı, sürücünün sevir esnasında, malik-işletenin bakım, onarım, muayene vb. hususlarla dikkatsiz, tedbirsiz ve özensiz davranışlarının, özellikle fren akşamı acısından trafiğe çıkmaya salih olmayan minibüs ile taşımacılık yapılmasının etkili olduğu, sonuçları istenmemesine rağmen tehlikelerin ön görülebileceği, tespit, görüş ve kanaatine varılmıştır.
C.SİGORTA MEVZUATI YÖNÜNDEN İHTİLAFIN TARTIŞILMASI:
Trafik Poliçesi Genel şartları B.4 maddesinde sigortacıya sigortalısına rücu etme hakkı veren haller sıralanmıştır. Davacı tarafından dava dilekçesinde alkol ve istiap haddi aşılmasına da yanıldığı, sayın mahkemenin de alkolün münhasıran kazaya etkili olup olmadığının incelenmesi yönünde heyetimize görev vermesi nedeniyle poliçe genel şartları B.4 maddesinde 7 madde halinde sıralanan ve sigorta şirketine akde aykırılık sebebiyle sigortalısına rücu hakkı veren durumların tamamı incelenmemiş olup sadece davacının dava dilekçesinde dayandığı sebepler yönünden değerlendirme yapılmıştır.
01.06.2015 tarihinden önceki genel şartların B.4.d yeni Genel şartların B.4/c maddesinde; Aracın, uyuşturucu madde veya ilgili mevzuatta belirlenen seviyenin üzerinde alkollü içki almış kişilerce veya aynı mevzuatta alkollü içki alamayacağı belirtilen kişilerce alkollü içki alınmak suretiyle kullanılması sırasında meydana gelen zararlar,,
Yine 01.06.2015 tarihinden önceki genel şartların B.4.e, yeni (01.06.2015 sonrası) Trafik Poliçesi Genel şartları B.4/ç maddesinde; Tazminatı gerektiren olay, yolcu taşımaya ruhsatlı olmayan araçlarda yolcu taşınması veya yetkili makamlarca tespit edilmiş olan istiap haddinden fazla yolcu veya yük taşınması veya patlayıcı, parlayıcı ve tehlikeli maddeleri taşıma ruhsatı bulunmayan araçlarda, bu maddelerin parlama, tutuşma ve infilakı yüzünden meydana gelmiş ise, 3. şahıs zararını karşılayan sigorta şirketi akidi durumunda olan sigortalıya karşı ödediği tazminatı rücu etme hakkına sahiptir.
Sigortacının rücu hakkı 2918 sayılı yasanın 95. maddesinde de düzenlenmiştir. Buna göre; “Tazminatın azaltılması veya kaldırılması sonucunu doğuran haller” başlığı altında yer alan düzenlemede,
MADDE 95- Sigorta sözleşmesinden veya sigorta sözleşmesine ilişkin kanun hükümlerinden doğan ve tazminat yükümlülüğünün kaldırılması veya miktarının azaltılması sonucunu doğuran haller zarar görene karşı ileri sürülemez. Ödemede bulunan sigortacı, sigorta sözleşmesine ve bu sözleşmeye ilişkin kanun hükümlerine göre, tazminatın kaldırılmasını veya azaltılmasını sağlayabileceği oranda sigorta ettirene başvurabilir.” şeklinde sigortacının rücu hakkının yasal dayanağı belirtilmiştir.
Davacı tarafça dava dayanağı olarak, aracın alkollü sürücü tarafından sevk edilmesi ve istiap haddinden fazla yolcu taşınması gösterilmiştir. Heyette bulunan nörolog bilirkişi tarafından yapılan inceleme sonucunda araç sürücüsünün alkollü olduğuna ilişkin dosya kapsamında tespit bulunmadığı, bu sebeple alkol ile kaza sebebi arasında bağlantı kurulamadığı mütalaasında bulunulmuştur. Yine makine mühendisi bilirkişi teknik hesaplamalar ve gerekçeli olarak, kazanın münhasır sebebinin fazla yolcu taşınması nedeniyle istiap haddi aşılması olmayacağı yönünde kanaat belirtilmiş, kaza sebebinin sürücünün seyir esnasında, malik-işletenın bakım, onarım, muayene vb. hususlarla dikkatsiz, tedbirsiz ve özensiz davranışları, özellikle fren akşamı acısından trafiğe çıkmaya salih olmayan minibüs ile taşımacılık yapılmasının etkili olduğu, yönünde görüş belirtmiştir. Şu durumda dava dilekçesinde belirtilen kazanın alkollü sürücü tarafından aracın sevkedilmesi ve istiap haddi aşılması hallerinin dosya kapsamında mevcut olmadığı tespit edilmiş, olup, Trafik Poliçesi genel şartları B.4/c ve B.4.ç md, gereğinin sabit olmaması nedeniyle davacının rücu hakkından bahsedilmeyeceği yönünde heyet kanaatimiz oluşmuştur.
SONUÇ VE KANAAT; Her türlü hukuki tavsif ve nihai karar Sayın Mahkemenize ait olmak üzere davacı iddiaları, sayın mahkemece heyetimize verilen görev çerçevesinde gerekçeleri yukarıda verilen incelemeye göre;
1-)Davacı tarafın 3. şahıs …’a yaptığını belirttiği 18.500,00 TL ödemenin dekontunun bulunmadığı,
2-)Kazanın münhasıran alkole bağlı olarak meydana geldiğini söylemenin mümkün olmadığı,
3-)Kazanın münhasıran istiap haddini aşılmasına bağlı olarak meydana geldiğini söylemenin mümkün olmadığı, özellikle fren akşamı açısından trafiğe çıkmaya salih olmayan minibüs ile taşımacılık yapılmasının etkili olduğu,
4-)Trafik poliçesi genel şartları B.4 mad. sayılı sigorta şirketinin sigortalısına akde muhalefet gerekçesine dayalı olarak rücu edebileceği durumların sayıldığı,
5-)Davacı tarafın iddiasının alkollü sürücü ve istiap haddi aşılması olduğu, sayın mahkemece alkolün münhasıran kaza etkisi ile oluşup oluşmadığı yönünde inceleme yapmak üzere görev verildiği, bu sebeple incelemenin bu kapsamla sınırlı olarak yapıldığı,
6-)Davacının dava dilekçesinde belirttiği sebeplere bağlı olarak, rücu şartlarının oluşmadığı, görüş ve kanaatine varılmıştır.” şeklinde belirtilmiştir.
Başka bir anlatımla, kazanın münhasıran alkolün etkisi altında gerçekleşmediği, istiap haddi üstüne yolcu taşınmasının kazanın meydana gelmesinde etkili olmadığı görüş olarak tüm teknik detayları ile birlikte aktarılmış, kazanın fren aksamı açısından trafiğe çıkmaya salih olmayan minibüsle taşımacılık yapmasından kaynaklandığı ifade edilmiştir.
Bilirkişi heyetinin 20/12/2018 tarihli raporu taraflara tebliğ edilmiş, asıl ve birleşen dosya davacı vekili bilirkişi raporuna karşı beyan ve itiraz dilekçesi sunmuştur. Dilekçesinde bu sefer, freni tutmayan minibüsle taşımacılık yapılmasının kast unsurunun bulunup bulunmadığına yönelik ek rapor talebinde bulunmuştur. Öncelikle belirtmek gerekir ki, ön inceleme aşamasından sonra bilirkişi raporuna itiraz dilekçesi ile ileri sürülen husus yeni bir vakıa olduğundan araştırılması istenen durum iddianın genişletilmesi ve değiştirilmesi mahiyetindedir. Davalı tarafın açık muvafakati bulunmadığı sürece, ki somut olayda yoktur, Mahkemece dikkate alınması mümkün değildir. Öte yandan, kazanın kasıt altında bilerek gerçekleştirildiğine ilişkin dosyada herhangi bir delil bulunmadığı gibi, aksine kaza ile iligili açılan ceza davasında dava dışı sürücü sanığın taksirle ölüme ve yaralanmaya neden olmak suçundan yargılanıp ceza aldığı sabittir. Açıklanan nedenlerle, bilirkişi raporuna karşı itirazlar ve yeniden ek rapor alınması talepleri yerinde görülmemiş, yeni ileri sürülen vakıaların iddianın genişletilmesi ve değiştirilmesi yasağı kapsamında olmasına ve ceza dava dosyası ile aksinin tespit edilmiş olmasına göre kabul edilmemiştir. Nihayetinde, 20/12/2018 tarihli bilirkişi raporunun ayrıntılı, gerekçeli, tarafların ve Mahkemenin denetime açık olduğundan hükme esas alınmış, bilirkişi raporunda da vurgulandığı üzere ZMMS poliçesi kapsamında sigorta ettiren araç işletene rücu şartları oluşmadığından hem asıl davanın hem de birleşen davanın ayrı ayrı reddine karar vermek gerekmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: (Ayrıntısı ve Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere)
1-Asıl dava dosyası ve birleşen İstanbul 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2017/412 Esas sayılı dava dosyası yönünden davaların AYRI AYRI REDDİNE,
2-Asıl dava dosyasında alınması gereken 54,40-TL maktu karar ve ilam harcından başlangıçta peşin alınan 315,94-TL harcın mahsubu ile fazladan alınan 261,54-TL harcın talep ve istek halinde davacıya veya vekiline İADESİNE,
3-Birleşen dava dosyasında alınması gereken 54,40-TL maktu karar ve ilam harcından başlangıçta peşin alınan 884,49-TL harcın mahsubu ile fazladan alınan 830,09-TL harcın talep ve istek halinde davacıya veya vekiline İADESİNE,
4-Asıl dava dosyası ile birleşen dava dosyasında davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde BIRAKILMASINA, lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
5-HMK 333. maddesi uyarınca karar kesinleştiğinde kullanılmayan ve artan bakiye gider avansının resen davacıya veya vekiline İADESİNE,
Dair, tarafların yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’ne İstinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 09/09/2020

Katip …
(e-imzalıdır)

Hakim …
(e-imzalıdır)