Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/1197 E. 2019/258 K. 27.03.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2016/1197 Esas
KARAR NO : 2019/258

DAVA : Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 06/12/2016
KARAR TARİHİ : 27/03/2019

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı Vekili Dava Dilekçesinde Özetle;
Müvekkili firmanın yetkililerinin rızalarının hilafı sonucu elinden çıkmış olan üç adet çekin araştırmalar sonucu davalı bankanın … Şube Müdürlüğü tarafından yazdırıldığını öğrendiklerini, Şube bazında yapılan görüşmelerde, imzanın bariz bir şekilde müvekkili firma yetkilisine ait olmadığını uzun süre izah etmelerine rağmen, diğer ciranta gözüken dava dışı firmadan kredi sözleşmesinden ötürü alacaklı olduklarını beyan ettikleri, çeklerin arka yüzünün bir suretini vermekten imtina ettiğini, … Bankası A.Ş. … Şubesi’nin … hesabına bağlı …, … ve … numaralı çeklerden dolayı aleyhlerine icra takibi başlatacaklarını beyan ettiklerini, bu itibar ile müvekkili firma haksız ve hukuka aykırı bir şekilde haciz tehdidi altına girdiğini, davaya konu çekler üzerindeki imzanın müvekkili firma yetkilisine ait olmadığı gibi davalıya herhangi bir borcu da bulunmadığını, bu itibar ile imzaya, borca, işlemiş, işleyecek faize ve tüm ferilerine itiraz ettiklerini, müvekkili firmaya ait imza sirkülerini dilekçe ekinde sunduklarını, Davalı Bankanın, TTK:20/2 maddesinde belirtilen “Her tacirin, ticaretine ait bütün faaliyetlerinde basiretli bir iş adamı gibi hareket etmesi lazımdır.” maddesine uygun davranmadığını, davalı banka, dava konusu çeki iktisap ederken basiretli tacir gibi gerekli önem ve hassasiyeti göstermediği alenen sabit olduğunu, kötüniyetli olduğunu, çünkü; çekler üzerindeki imzanın firma yetkilisine ait olmadığını bariz bir şekilde ortada olduğunu, ayrıca firmadan herhangi bir teyid alma gereksinimi bile duymadan çekleri iktisap ettiğini, bu itibarla; dava konusu çeklerin, takibe konu edilmesi halinde, müvekkili şirketin ileride telafisi imkansız maddi ve manevi zararlara uğrayacağı muhtemel olduğundan dava konusu çeklerin, teminatsız veya mahkemenizce uygun görülecek bir teminat mukabilinde dava konusu çeklerin ödenmesini engeller mahiyette ve muhtemel icra takibinin durdurulması amacıyla ihtiyat-i tedbir kararı verilmesine, sonrasında da söz konusu banka ve diğer cirantalara borçlarının bulunmadığının tespitine karar verilmesi gerektiğini, davalı bankanın BDDK yönetmelikleri ve genelgelerine aykırı olarak çekleri haksız ve hukuka aykırı olarak iktisap ettiğini ileri sürerek Davacı müvekkili firmanın yetkililerinin rızalarının hilafı sonucu elinden çıkmış olması ve çeklerdeki imzanın yetkiliye ait olmamasından dolayı, ileride telafisi imkansız zararların doğmaması için ivedilik ile teminatsız ve/veya sayın mahkemenin uygun göreceği teminat mukabilinde İHTİYATİ TEDBİR KARARININ verilmesine, toplanacak deliller sonrasında çeklerdeki imzanın müvekkil firma yetkililerine ait olmadığı ortaya çıkacağından müvekkil firmanın davalıya ve varsa diğer cirantalara herhangi bir BORCUNUN BULUNMADIĞININ TESPİTİNE, kötü niyet ile hareket ederek müvekkillerin ticari hayatlarına onarılmaz zararlar veren bankanın %20 den aşağı olmamak üzere tazminata mahkum edilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
Davalı Vekili Cevap Dilekçesinde Özetle; Müvekkili bankaya davacı tarafından verilen bir çek bulunmadığından davanın 3.kişi … A.Ş.’ye ihbarını talep ettiklerini, yetkili mahkeme ve icra dairelerinin Mersin Mahkemeleri ve icra daireleri olduğunu, yetki itirazında bulunduklarını, müvekkiline husumet yöneltilemeyeceğini, husumet itirazında bulunduklarını, müvekkili bankanın iyi niyetli üçüncü kişi olduğunu, açılan davanın müvekkili banka açısından hukuki geçerliliğinin mevcut olmadığını, çek yapraklarının… Bankası A.Ş.’ya ait olduğunu, çekleri yazdıran müvekkili bankanın olmadığını, müvekkili bankaya ait çekte imza araştırması yükümlülüğünün olmadığını, müvekkili bankaya davacı tarafından yapılmış gerek yazılı gerekse sözlü bir uyarınında olmadığını, davacının tacir olduğunu, basiretli bir tacir gibi davranma yükümlülüğünün davacıya ait olduğunu, mevcut çekin yazdırılmasını engelleyici tedbirleri almadığını, yedlerinde olduğunu bildiklerini beyan etmelerine rağmen müvekkili bankaya herhangi bir ihbar dahi yapılmadığını, davacı ile … A.Ş. Arasında ticari ilişki mevcut olup olmadığının incelenmesi gerektiğini, müvekkili bankanın dava konusu işlemde kusurunun bulunmadığını, bu çeklerden dolayı herhangi bir icra takibi yapmadığını, davacının tazminat talebinde bulunmasının hukuken mümkün olmadığını ileri sürerek huzurdaki davanın öncelikle usuli itirazları yönünden reddine, mahkeme askı kanaatte ise davanın esastan reddine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Tüm Dosya Kapsamı Birlikte Değerlendirildiğinde;
Dava, çek nedeni ile menfi tespit istemine ilişkindir.
Davacının, … Şubesine ait, 80.100,00 TL tutarlı, 12/11/2015 keşide tarihli, … seri nolu çek ile 12/11/2015 keşide tarihli, 43.000,00 TL tutarlı, … seri nolu çek ve yine 20/01/2016 keşide tarihli, 79.750,00 TL tutarlı, … seri nolu çeklerdeki keşideci imzasının davacı şirket yetkilisine ait olmadığı gerekçesiyle borçlu olmadığının tespiti amacıyla huzurdaki davayı açmış olduğu anlaşılmıştır.
Mahkememiz dosyasında davacının dayanağı çeke ilişkin imza inkarı nedeniyle tarafların huzurunda tatbiki imza örnekleri alınmış, keşide tarihinden önceki tarihli ve keşide tarihine yakın ıslak imzası bulunan evrak asılları bulunduğu yerlerden toplanıp kasaya alınarak, çek aslı dosyaya getirtilerek adli grafolog bilirkişi vasıtasıyla imza incelemesi yaptırılmıştır. Bilirkişi raporunda , çekteki keşideci imzasının davacı şirket yetkilisi eli ürünü olmadığı tespit edilmiştir.
Yerleşik hale gelmiş yüksek yargı içtihatlarıyla da kabul edildiği üzere, sahtelik iddiası (imza inkarı) mutlak def’i niteliğinde olup çek üzerinde cirosu bulunan herkese ve hamile karşı ileri sürülebilir. Her ne kadar davalı takip alacaklısı çeke ciro silsilesi sonunda hamil olmuş ise de, takibe konu çekteki keşideci imzasının davacıya ait olmadığı anlaşılmakla sahte çeke dayalı müracaat hakkından bahsedilemeyeceğinden, davacının dava konusu çekler nedeni ile davalıya borçlu olmadığına dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere;
1-Davanın KABULÜ ile;
… Şubesine ait, 80.100,00 TL tutarlı, 12/11/2015 keşide tarihli, … seri nolu çek ile 12/11/2015 keşide tarihli, 43.000,00 TL tutarlı, … seri nolu çek ve 20/01/2016 keşide tarihli, 79.750,00 TL tutarlı, … seri nolu çekler nedeniyle davacının davalıya borçlu olmadığının tespitine,
2-Davacının kötü niyet tazminatı talebinin reddine,
3-Hüküm tarihinde yürürlükte bulanan harçlar tarifesine göre tahsil edilmesi gereken harç 13.856,68 TL olduğundan peşin alınan 3.464,18 TL’nin mahsubu ile bakiye 10.392,50 TL’nin davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
4-Davacı tarafından yapılan posta ve tebligat masrafı 628,85 TL bilirkişi masrafı 600,00 TL, mahsubuna karar verilen harç 3.464,18 TL olmak üzere toplam 4.693,03 TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
5-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden hüküm tarihinden yürürlükte bulunan AAÜT’ne göre hesap ve takdir edilen 18.121,00 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
6-Gider avansının kalan kısmının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran taraflara iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalının yokluğunda kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süresi içerisinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 27/03/2019

Katip
¸(e-imzalıdır)

Hakim
¸(e-imzalıdır)