Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/1113 E. 2018/1308 K. 14.12.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2016/1113 Esas
KARAR NO : 2018/1308

DAVA : Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 10/11/2016
KARAR TARİHİ : 14/12/2018

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı Vekili Dava Dilekçesinde Özetle; davalı ile müvekkili arasında imzalanmış … isimli teknenin satışı sözleşmesi gereği, davalıya 100.000,00 TL nakit ödeme yapıldığını, kalan tutarın ise 3 eşit taksite bölündüğünü ve 3 adet çek düzenlendiğini, bu çeklerden 2 tanesinin ödendiğini, fakat sözleşmede karar kılınmış olan tarihte teknenin teslimi ve kayden devrinin yapılmadığını, müvekkili tarafından peşinat ödemesi ile iki adet çekin ödemesinin yapıldığını, bu ödemelerin iadesi için … 2. İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası ile ilamsız icra takibi başlatıldığını, teslim ve devir yapılmaması nedeniyle müvekkili lehine dava konusu 16/11/2016 tarihli, 89.600,00 TL bedelli çekin ödenmemesi hususunda borçsuzluğun tespiti ile yargılama sonuna kadar tedbiren ödemenin durdurulmasını, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
Davalı Vekili Cevap Dilekçesinde Özetle; iş bu davada istanbul mahkemeleri değil bursa mahkemeleri yetkili olduğunu, huzurdaki davanın görevsiz mahkemede açıldığını, görevli mahkemenin tüketici mahkemesi olduğunu, taraflar arasında imzalan sözleşme gereği tekne davacıya teslim edildiğini, davacının teknenin teslim edilmediğine yönelik beyanlarının tümü gerçek dışı olduğunu, tekne müvekkil tarafından hazır edilerek davacının teslim almak üzere hazır olduğu tarihte … limanından teslim edildiğini, davacının göndermiş olduğu yetkili bursa’ya gelerek tekneyi teslim almış, teslim edilen tekne bizzat kaptanı tarafından west istanbul yat limanına giriş yaptırılarak davacı kullanımına bırakıldığını, davacı, yaz boyu aylarca tekneyi kullanmış olup devam eden süreçte tekneyi bu kezde başkasına satması için müvekkile teslim ettiğini, arz edildiği üzere tekne fiilen davacıya teslim edilmiş olup teknenin kayden devrinin yapılmaması da yine davacının talebi ile olduğunu, tekne, sözleşmenin imza altına alındığı tarih itibari ile her an tescil içinde hazır olmuş olup ne var ki davacı tescili almamış, tekneyi yaz boyu aylarca kullanarak başka bir kişiye satması için müvekile teslim ettiğini, davacı taraf tekneye ilişkin olarak devir talebinde bulunmamış olup geçerliliğini koruyan sözleşme ödemesi olarak müvekkile teslim edilen çeke ilişkin olarak sayın mahkemece verilen tedbir kararı hukuki dayanaktan yoksun oldğunu, davacının kötü niyeti açık olup geçerliliğini koruyan sözleşme ödemesi olarak verilen çeke ilişkin olarak sayın mahkemece verilen tedbir kararı ticari hayatı engelleyecek ve kötü niyetli kişileri koruyacak mahiyette olduğunu, ileri sürerek yetkisiz mahkemede açılan dava hakkında yetkisizlik kararı verilmesini, görevsiz mahkemede açılan dava hakkında görevsizlik kararı verilmesini, haksız ve hukuka aykırı davanın esastan da reddi ile yargılama giderleri ve yargılama vekil ücretinin davacı üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Tüm Dosya Kapsamı Birlikte Değerlendirildiğinde;
Dava, tekne satış sözleşmesi kapsamında davalıya verilen çek nedeni ile borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkindir.
Takip konusu çekin , tekne satış sözleşmesi kapsamında davalıya verildiği hususunda uyuşmazlık bulunmamaktadır.
4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun Amaç başlıklı 1. maddesinde yasanın amacı açıklandıktan sonra kapsam başlıklı 2. maddesinde “Bu kanun, birinci maddesinde belirtilen amaçlarla mal ve hizmet piyasalarında tüketicinin taraflardan birini oluşturduğu her türlü tüketici işlemini kapsar” hükmüne yer verilmiştir. Yasanın 3. maddesinde mal; alışverişe konu olan taşınır eşyayı, konut ve tatil amaçlı taşınmaz malları ve elektronik ortamda kullanılmak üzere hazırlanan yazılım, ses, görüntü ve benzeri gayri maddi malları ifade eder. Satıcı; kamu tüzel kişileri de dahil olmak üzere ticari veya mesleki faaliyetleri kapsamında tüketiciye mal sunan gerçek veya tüzel kişileri kapsar. Tüketici ise bir mal veya hizmeti ticari veya mesleki olmayan amaçlarla edinen kullanan veya yararlanan gerçek yada tüzel kişiyi ifade eder şeklinde tanımlanmıştır. Yine anılan yasanın 3/d maddesinde, “hizmet; bir ücret veya menfaat karşılığında yapılan mal sağlama dışındaki her türlü faaliyet” olarak tanımlanmıştır.
Bir hukuki işlemin 4077 sayılı yasa kapsamında kaldığının kabul edilmesi için yasanın amacı içerisinde yukarıda tanımları verilen taraflar arasında mal ve hizmet satışına ilişkin bir hukuki işlemin olması gerekir.4077 sayılı yasanın 23. maddesi bu kanunun uygulanması ile ilgili her türlü ihtilafa tüketici mahkemelerinde bakılacağını öngörmüştür.
Somut olay değerlendirildiğinde, davalının 4077 sayılı yasa kapsamında satıcı sıfatını taşıdığı, davacının da tüketici kapsamında olduğu ve bu itibarla davaya bakmanın Tüketici Mahkemesinin görev alanı içinde bulunduğu anlaşılmakla davanın usul (görev) yönünden reddine dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere;
1-Mahkememizin görevsizliği nedeniyle HMK 114/1-c ve 115/2 maddesi gereği davanın USULDEN REDDİNE,
2-Kararın kesinleşmesine mütakip talep halinde dosyanın görevli nöbetçi İstanbul Tüketici Mahkemesine gönderilmesine,
3-HMK 331/2 maddesi gereği yargılama giderlerinin görevli mahkemece hüküm altına alınmasına,
4-HMK 20 maddesi gereği süre içeresinde talep edilmemesi halinde davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesine,
Taraf vekillerinin yüzlerine karşı kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 14/12/2018

Katip …
¸(e-imzalıdır)

Hakim …
¸(e-imzalıdır)